5 Aralık 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

5 Aralık 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kânunuevvel *Camhariyet ITEL(aQAFLAQ iBanaKalırsa Saz ve söz J Başvekilin dünkü nutku Mülkiyclüer bayramı Ankara'dahararetli tezahürat ile tes'it edildi Ankara 4 (Telefonla) Mülkiye • iiler bayramı bugün Ankarapalasta ya • j pdan merasimle tes'it edildi. Merasinv de Başvekil Ismet Paşa Hazretleri, vekiller, meb'uslar ve bir çok Mülkiye • lüer hazır bulundular. Merasim saat 8 de başladu Evvelâ Umunı Mahalliyei Vilâyet müdürü Nad Bey, bundan sonra yaşlı Mülkiyeîiler namma Ahmet thsan, genç mülkiye • Ifler namına Nihat Beyler birer mıtuk söylediler. Mülkiyenin tarihçesini anlattılar ve müüdyelilerin vaptMan, yapaeaklan hizmetleri saydüar. Bunu» mü • teakıp Mükiyeliler nanuna Cemal Ziya Bey söz aldı ve çok alkışlanan bir nu • tuk söyledi. Cemal Ziya Beyden sonra Başvekil Hazretleri yarun saat kadar süren çok laymetli nutaklannı irat ba • yurdular. Basvekü Hazretleri bu nutuklaruıda czcümle dediler ki: c Burada lizinle temas etmek bana ayni zamanda memleketin düşünen, çalışan, öğrenmek Utiyen bilhaı**ı ve bühassa hizmet etmek istiyen yüksek unsurlarîle temas etmek fırsatanı verdi. Sizinle konusurken yalıuz mülkiyelilerin değil, bu memlekete hizmet etmek is tiyenlerin şuuru ile temas etmiş oldum, kanatindeyim. Şüphe yoktur ki mül • kiye bu memleketin, bu devletin mu • kadderatına tesiri olan biiyük ve en yüksek bir cihazdır. Ben şahsan bu müessese fle yetismek yolonda hiç bir tema»ı olmıyan meslekten yetiştim. Bundan dolayidır ki hislerim sizmkflerden daha çok samîmidîr. Fakat mülkiyelflerle mefkure yolunda yakmdan temasta bulundum. Gerek ben, gerek diğer b« nim gibi Mülkiyeden yetişmiyenler ti Tİnle yakmdan temasta bulunduk ve size daima hayran olduk. Mülkiyelılerin en yaslılan, en gençleri ile ateşlflik müsabekasında başbaeadırlar. Arkadaşlar, Mülkîyenîn bas fari kası budur. Ben yakınd»» ~ «*aktan bu fark» l/uldum. Mülkiyenin bu memlekete hizmcttir. giren herkes bu esası ka bu! etmiştir. Esas memlekete bîz met etmeğe hjazırlanmakiır. Türkiye bu rneikure uğrunda Kiç olmazsa yalruz 50 sene memlekete Kîzmet edeçek ad^amlara muhtaçtır. Dahilî ve haricî her çarpışmada, her mücadelede genç arkadaşlarda r.ördüğüm ve benim e*as tuttuğum mefkure de budur. Sizden ümidim çoktur. Mülkiye bize siyasî, malî, idarî sahalarda en güvenilen arka . daslanmızı verdi.» «Arkadatlar Turkiye bir asırdanheri ibmal edildi. Dünya çok ilerledi. td • diamız son 150 senednberi dünyanın kazandığı mesafeleri Türkiye'nin ka • zanmas'dur ve kazanacağıdır. Geçen s«ne!erin laferleri ne kadar bun .. . «Cumhuriyet» için hazırlama* ğa başladığım musikî anketi ne hazin günlere tesadüf etti. Bununla beraber, yaşamk bu. Durmak yok. Geride kalanlann fikirlerini topluyorum. Mütehassıs Profesor Marks bizim konservatuvanmızı ve çatal bir Bes baline gelen iki istikametteki musikimizin bugünkü halini tetkik ettikten sonra bir hüküm verdi: Türk'lerin büyük ve mü kemmel bir musikileri vardır. Fakat bunu garp tekniğile âhenge sokarak tekâmül ettirmek Iâzımdır. Bu fikir, ilk defa Profesör Marks tarfından ortaya atıimış de ğildir. Senelerdenberi gerek memleketimizde, gerekse Mısır gibi öteki şark memleketlerinde böyle bir telifin imkânlan münaka • sa edilmektedir. Bazı karışık ve büyük san'at davalan vardır ki, nazariye ve tahlil yolile bunların içinden çıkmak kabil değildir. Münakasalar ebediyete sürebilir. Şark ve garp musikileri aratın • da mukayes ve onlann telif fikirleri de bu tehlikeye maruz görünüyorlar. Andre Gide, bir san'at eserinin halletmediği hiç bir dava olmadığma inanır. Yani bizim tahlil yolundaki bütün münakasalanmız, terkip mahsulü olan bir san'at eseri karsısında duraklar: Hangi tarafın haklı olduğunu bu eser gösterir ve bütün davalara nihayet veren son hüküm olur. Bizim de bu musikî davamm haüetmemiz için böyle bir eser mi beklememiz Iâzımdır? Bilmiyoruz. Fakat ilmî ve nazari münakaşların hiç değilse şu faydalan olur ki, birbirine kansan fi kirlere, belirsiz temayüllere suur verirler. Ve böyle bir san'at eserinin doğması için lâzım gelen muhitin hazırlanmasına yararlar. Biz gene son hükmü büyük bir san'atkârın içinden doğacak yeni sese bırakarak, bu mes'elede, mütehassıslanmızın fikirlerini alâ ka ile takip edebiliriz. Kim bilir, belki de sazdan evvel söz her seyi halledecektir. İngiliz Başvekili borçlar için Amerika'ya gidiyor Borçlar Amerika'ya altınla ödenirse 107 ton altm lâzım olacak velde yapacağı tediyah, gümüş para ile yazmak ruhsatının verilmesini teklif eylemiştir. Mumaileyh, gümüş paranm borçların tediyesi için kabul edilmesinin bu madenin kıymetini arthracağma, bütün emtealann fiatlannm artma SIPI intaç edeceğine ve nakit teda . vülünün artmasma sebebiyet vere ceğin« kani bulunduğunu soylemiş tir. M. Somers, beyanatma şu sölzeri ilâve etmiştir s « Bu suretle müstakbel iktisadî buhranlann halli icin lâzım olan anahtan ele geçhmiş olacağız.» Mumaileyh, Büyük Britanya'mn Hindistan'da birikmiş olan gümüş paranın bir kısmmı mobilize edebileceğini ehemmiyetle kaydeylemiştir. Hatip, böyle bir rtilâfın gümüş fiahnın ons başına 35 çente çıknuu sina bais olacağını söylemek suretile sözlerine hitam vermiştir. Amerika Almanya'dan 80 milyon dolar ittiyor Vasington 4 (A.A.) Bir sene zarfmda Amerika hükumeti, iki defa harp mütalebatı koraisyonuna müracaat ederek, harp esnasında Kingt lans (New Jersey) fabrikasmın tahribine ve Nevyork limanında High • valloy demiryolu yangınına karşı taviz olmak üzere Almanya'nın 80,000,000 dolar tazminat itaaını Utemiştt Hükumetin her rki taJebi de red • dedilmişir. Hükumet, gerek fabrikamn tahribroi ve gerek yangını Alman ajan • larmın yapmış oldukları iddiasra . dadrr. GUNÜN AKiSLERı Samih Rifat Sabahleyin Musa Süreyya'mâ ölümüne yanan gazeteleri göz ] den geçirmek için elime al • dığım vakit, yeni, büyük bir ö • Iüm haberile kalbim duracak gi« bi sarsıldı: Samih Rifat'ı da kay betmişiz! Artık, selviler arasında dola • san bir adama döndük her adımda karşımıza bir mezar çıkıyor! Onu, daha on gün evvelki An j kara yolculugumda, Yenişehir'deki evinde Osman zade Hamdi Beyle beraber ziyaret etmistim. Yağ erimis, et erimiş ve paha biçilmez ruh cevheri, ince bir be> den mahfazası içinde kalmıştı. Ne canh bir ölü idi bu! Başucunda, ilâç çişeleri, hap| kutulan, kızı, damadı ve kitap lan bekliyordu. Bir saat ko nustuk: Türk diline, Türk edebiyatına, Türk tarihine dair.. Bu , konuşraa onu yordu mu bilmem. Fakat, gözlerindeki hayat ısığı, konuştukca parlıyordu.. Samih Rifat'ın ölümü, hiç mübalâğasız, bir millî matemdir: Onun şahsında, Türk edebiyatının büyük bir şairi ve Türk dilinin büyük bir âlimi gozlerini yumdu!. Şair Samih Rifat: Hezaran per açıp rengü ziyadan. Üful etmiş günea sahni semadan, Şebiatanı elem hâli nîdadan, Gönül pür girye hali inzfvadani Bu demdir tab'ımın devri meUli, Sever zulmetle gonlüm hasbıhali, Sadalar duymanın var ihtimali Karanlıklarda âmâkı hafadant Kıt'alarile baslıyan enfes bir şüriyle, Yahya Kemal gibi zev kinde ve san'atında çok titiz bir sairi bile hayran etmiş ve ona şu nazirenin ilhamım vermişti: Bu manzumenle ey üstadı hoşkâra Ali'den doldurup iksiri ilham Lebi rindana sundun öyle bir c&m Ki yuğrulmuş türabı Kerbelâ'dan! lstiklâl harbinin acılarile millî zaferin sevinçlerini de gene o üstat kalemden'âinîedik. Hâlâ hepimizin dilinde dolaşan: Aydın, Aydm. güzel Aydm, Keski yanıp yıkılaydın! Diye ağlıyan mısralar Samih Rifat'mdır. Yaslı gittim, şen geldimAç koynunu ben geldim! Diye gülen mısralar da Samih Rifat'ın... Dil Kunıltayında ise, o, her büyük taarruzu püskürten bir kale oldu. Zengin bir bilgiyi, sağlam bir mantığı, sıcak bir fiir Hsanile yuğuran onun gür sesi kar şısında, zaman oldu İd, muanz • larmın elleri bile alkışla çırpın dılar! Meğer Samih Rifat, o meydan muharebelerini yaparken yan ölü imiş! Dolmabahçe sarayında, veda nutkunu söyleyip kürsüden doğru yatağa indi ve oradan bir daha hayata veda ettikten sonra kalktı! YUSÜF ZlYA bîz idarelara şaşarsa şaşsm, ve siz ça den mes'ul oianlar kşmak ve bu vatana hizmet iddiasmda bulunan genç arkadaşlanmız Türkiye'nin yapacağı isleri sayamazsmız, bunlar sayılamaz. Çalışmak Iâzımdır. Her sahada muvaffakiyet sarttır. Bi zim, bu naçiz sahısl^rm, yaşlılanmran kazandıklan muvaffakiyetler bir ha yalprestin yataçına yattiğı zaman dusünusü neticesinde başını döndüreck kadar büvüktür. Bvnu gordük. Bu muvaff akiyetler sahstmtz içîn bir öğünme vesilesi değildh*. Bizim iddiamız her sene terakki ederek asırlann farkını teI&fi etmektir. Bu da kolay de^fldir. lâft etmektir. Bu da kolay deffildir.» Basvekfl bundan sonra Gazi Haz • retlerinden bahsetti. Büyfik askerî muzafferiyetlerle, siyasî, idarî muvaffa kiyetler kazanan Gazi Mustafa Ke mal'in bunlarla iktifa etmiyerek yeni ham'e'er peşînde koştuğunu anlattı ve dedi ki: « Siz de genc!er, siz de böyle ne pahasma olursa o'»un sonu bulunnu • van bir azimie çal"'nız ve iler?ye ab Imı«. Bnmn ba»ta Gazi plmak üzere yasaduhmiz sfinler mSfkfilâtla dolu «Eİmlerdir. Fakat arkadaclar icünizde • İd mefkur* ima'M her müaldiln yenen h:r kuvvettir. Bu kuvvetin timsali. ba askın sembolu Gad'dir. (Şiddetli ve sfirekli a'Mar.) Ba«vekjl ntıtknmm •omrada dedi ki: Arkadaslar, en dar zamanlarda bız Cumhuriyeti Gazi etrafında toplanarak ve onun mefkuresînden ısık aI«rak kurtardık. tleriye götürüyoruz. Daima onun mefkuresmi temsfl edeceğ:r. Gazi isminin Srselenmesine tahammül etmivecefiz. Bu mevzu, mfllî bir yaşama. ilerleme ve açılma mevzuudur ki dp.hilde ve ha*:'te her mucadeîede siz başta olarak Gazi adtni mu ha^za icin kosacaksmız.» tsmet Pasa Hz. nin nuh'Man eo» kun tezahürat arasında bitti. Toplantı gece geç vakte kadar sürdü. tctima esnasında Ahmet thsan B. Mülkiyeliler namına Gazi Hz. ne su telgrafı çekti: Vlu GazPye Bilgi yvtvalarının 56 tncı feurfu't»? ytldonümünü katlalamak içîn Ankara Palatta toplanan Mülkiyeliler adma yüksek taygt ve derin ıcvgilerimîzi Bunartz efendim. Gazi Hz. bu telgrafa şu cevabı gönderdiler: Ahmet Ihsan Beyefendiye Yurda hizmet, inktlâba ve ideale atıdakat yolunan isaret ve mânau olarak toplanan Mülkiyelilerin bay~ rarmna zevkle iştirak ederim. Derin tevgi. Gazi Muttafa Kemal ParU 4 (A.A.) NewYork He. rald'ın ParU nüshası, M Makdo nald'ın borçlar ve teslihatın tahdîdi mrs'elelerinde tngiliz noktai naza nnı müdaf aa etmek üzere Amerika'ya seri bir seyahat yapması mümkün olduğunu, »tihbaratına atfen yaz . maktadnr. cSum> gazetesinin Londra muhabiri de şoyle yazıyor: «M. Makdonald'm hali hazirda Amcrika'ya gitmek imk&nmı tetkik etmekte olduğunu söyliyebilecek bir mevkide bulunuyorum. M. Makdo nald, bu auretle borçlar ve tahdidi teslihat mes'elelerinin halli bahsinde teşriki mesaide bulunmak maksadile cür'etkârane bir teşebbüste bulun • raut oluyor.» Harîciye Naztrımn beyanatt Vaşmgton 4 (A.A.) M. Stim . son, M. Hoover ile görüştükten sonra çu beyanatta bulunmuştur: < Benim bildiğkne göre, hüku met, kongrenin içtima tarihi olan pazartesiden evvel îngiliz ve Fransiz notası üzerine hiç bir şey yapmıyacak ve hiç bir şey söylemiyecektir.» 107 ton altm lâzun Ixmdra 4 (A.A.) Daily Telegrtph yazıyor: Amerika, kendisme altm olarak tediyaita bulunulması hususunda ısrar eylediği takdirde bunun için 107 ton altm lâzım olacaktır. tngiltere'nin borcu için bir teklif Vasington 4 (A.A.) Mümeuillor medisi nakit komite*i reisi M, Somers, îngiltere'ye 15 kânumıev ~,,a~,ltm,m •wnnuıınıiHi Amerika Almanya bîr Nota hazırlıyor Hitler yeni bir Nutuk söyledi Hukuk müsavatı talebini «Hükumeti ele aîmağa daima hazırız» diyor tasrih edecek Berlin 4 (A.A.) Alman hüku • metinin, öniimiizdeki hafta zarfmda Cenevre'de büyük devlet!er mumessiileri arasında yapılacak mükâlemelerden evvel alâkadar hükumetiere bir nota göndererek askerî hususatta hukuk müsavtı mes'elesindeki noktai nazannı tasrih edeceği rivayet edilmektedir. Vossîche Zeitung'a nazaran Almanya, önümüzdeki beş sene zarfmda as • keri bütçesini arttırmamağa mütema • yfl olduğunu teyiden beyan edecek ve fakat bunun için devletlerin kendisinin şimdiki bütçenin hudutlan dahilinde askerî zaruretleri daha iyi bir surette hesaba katan ıslahata teşebbüs etmek hakkinı tammaln şarbnı üeri sürecektir. Cenevre'de dünkü mülâkatlar Cenevre 4 (A.A.) M. Herriot, bütün sabah M. Paui Boncour ve Fransız mütehassıslan fle birlikte tahdidi teslihat mes'elesini tetkik etmiştir. M. Herriot, bu konuşmalardan sonra M. Avenol'u kabul etmiş ve müteaki ben Cenevre ctvannda M. Boncour ile birlikte yemk yemeğe gitmiştir. Akşama doğru Fransız Başvekili ile M. Paul Boncour, M. Mac Donald ve Sir John Simon'a mülâki olmaslardır. M. Herriot, bugün M. Norman DavU ile de gorüşecektir. Berün 4 (A.A.) Kabine erkânı, yarut Hindenburg'un huzuruna çrkacaktır. Hükumetin Rayîştağ'm içtimaından evvel millete hitaben hiç bir beyanname neşretmemek tasavvurunda bulunması, siyasî mehafil tarfmdan Von Şlâyher kabinesînin Rayiştağ üe teşriki mesai için bir uzlaşma esası bulmak arnısunun bir delili addedilmektedir. Fühakika, ba tarzı hareket, Von Papen hükumetinden evvelki hükumet • lerin takip etmekte olduklan usul idi. Berlin 4 (A.A.) Hitler, fırkasmm hükumet mes'elesindeki noktai naza • nnı Gotha ve Jeana'da intihabat do • laytsile aktolunan iki içtimada yeniden izah etmiştir. Mumailey demistir İd: * Nasyonal Sosyaiist fırkası, her ne zaman olursa olsun iktidar mevkiînin mes'uliretînî kabul etmeğe amadedir Fakat Nazî hareketini, süpheli kombînezonlara kanstırmak istemem. Ha • lisane davranmak Iâzımdır. Kanunu esasî mes'elesinde hiç bir şart dermeyan edilmesine müsaade edemem. Her şeyin, Reisicamhur Hmdenburğ'tan gelmediğinî, belki etrafındakilerin rol oynamakta old«klarmı biliyorum.~> PEYAMt SAFA Bugünkü Meclis Ankara 4 (Telefonla) Turkiye • Polonya ticaret ve seyrisefain mukavelesi mecl's mznamesine almnus, mülkî ve askerî tekaüt kanununun 25 inci maddesi 1 inci fıkrasmm tefsiri dahiliye ve butçe encümenlerine, munzam tahsisat lâyihaları butçe encümenine havale edilmiştir. Yarmki mecliste hükumetten alacaklılardan vaktinde müracaat etmiyenlerin vaziyetine dair lâyiha muzakere edilecektir. ....»m.Mi,H.ıiıiMraııınımnniinillll''ı![|lll!lıim!ttllMBninıI!lltmnmm""»" Ankara 4 (Telefonla) Halkevinde lisan dersleri baslamı* ve çok rağbet görmüştür. Derslere 1500 kişi kaydedilmiştir. Fransızca, ingilizce, almanca, italyanca dersleri gosterilmektedir. Ankara Halkevinde lisan dersleri Yeni binalar ve yoSlar kanunu neleri menediyor? Ankara 4 Hükâmetm bühassa büyük sehirler vaziyetine göre hazıriadığı yeni binalar ve yollar kanun lâyihası Meclis Dahiliye Encümeni tarfmdan tetkik edilmektedir. 50 maddenin mü • zakeresi bitmistir. Lâyîhaya vaktfle ts tanbul sehremanetinin yolladığı proje esas itibar edibnekle beraber mümasil Avropa kanulanndan da istifade edil • miştir. Kanunda her sokagin genisli ğine göre binalann irtifaı, yüzü ve kaç penceresi olacagi tesbtt edflmiştir. En mühim nokta da bir şehrin plânı yapılmadan omumî hüviyetini degistirecek şekilde büyük insaah menetmesidir. Yaş:ngton'a yOrOyen işsîzler Washington 4 ( A.A. ) Açlık örüyücüleri bugün saat 17,50 d« ruraya 'geleceklermden pajrHahtın «trafına 10.000 asker, millî muhafız ve babriye silâhendazı tahsit edil miştir. PolUlerle ftfaîye efradı da hareket« müheyya bir halde bulunmak tadırlar. Açlık yöriiyücüleri, Was hington'u terkedinciye kadar elek trik santrah île sevkulceyiş nokta lanndaıki mubafiz kıtaat takviye o Iunacakttr. Mahallî rîcaret müesaeselerf, nümayişçilere yatak ve yemek vermi yeceklerini bndirmiîlerdir. CUMHURtYErin tefrikan: 7 Allo, Allo, Yetişiniz! Cingöz Recai'nin harikulâde maceraları Server Bedi Beyin gazetemiz için hazıriadığı bu harikulâde müheyyiç ve meraklı zabıta romanmı bir kaç güne kadar neşredeceğiz. Muharrir akla geîmiyecek kadar şayanı hay ret hâdiseleri nakletmektedir. Ya • kmda. yitsiz, ihmalcisin... Bu gece, bu mek tupla neş'eni kaçırmakla kız karde şm, senden güzel bir öç almış oldu... Aferin, hanım kızım! Müzehher, kin gütmez, öç almaz, muziplik etmez, unutur, affeder. Keşki öyle olsa... Bazan öyle içe doğuşlar var ki uzaktaki bir hastamn nabn, insanın kendi nabzmda ahyor... tç ya • ndmıyor! Peter, kapıdan yan göründü: Madam Anna, sizi patron cağınyor... Anna, bana dönüyor: Şimdi gelirim. Eteği ayaklanna dolaşarak odadan çıkıyor... Marosa da onunla beraber çıktı; kamntn önünde Ferit Hikmet'e, gelmesini isaret ediyor. Odanın ortasındaki masanın üstvmde, buzlu yemiş kâseleri, viski, şarap, li • kör kadehleri, dolup taşmış sigara teblalan, ağız tarafı havluya sanlı şarap binliği yatan kova, sigara paketleri, kfbrit kutulan, buruşuk havlular, el bezleri; çop ablmış, sigaralar bashnl • Şevki Bey Kahire sefiri oluyor Ankara 3Muhtelit mubadele komisyonunda Türk murahhas heyeti reisi Şevki Beyin Kahire Elçüiğine tayin e • dümesi muhtemldir. Bu kadar müteessir olacak bir şey yok! Ali Fasih, başmı saüryor: Nasıl yazacağmı bflmez, snurle rine kapılır, nihayet kadmdır! Osman Rakun, tamamlıyor: Çocuktur, sen de çocuk olma! tlk şaşkmhğun geçmeğe başhyor: Sussalar, hatta alaya, şakaya vursa'ar belki ben de kendimi kapbracağım. Ba tesellfler, hakikatin büyüklüğünü, aalığmı bana anlabyor... Ferit Hikmet, Sehil Münür, tekrar ediyorlar: Belki de bir muzipliktir. Çoktandır eve uğramadm gali • ba? Ali Fasih, vakı'Uiz ağarmış saçlanm parmaklarOe tarar gibi arkaya Hiyor, gozlüğünu düzeltiyor: Mektubu, Madam îstelyano'nun aparhmanına gondermişler! Macit, sen, oradan çıkalı ne kadar oldu? tyi hahrlıyorum: Sekiz ay oldu! Gördün mü ya, sen de çok ka • Bankalardaki mevduatm kontrotu Ankara 4 (Telefonla) Maliye Vekâletinde Müştesar Ali Rıza Beyin ri yasetinde bir komisyon toplanarak bankalardaki hususî mevduatm kontroluna dair lâyihayı muzakere etmiştir. mış tabaklar, hepsi birbirine kanşmış... Yalnız kadehlere uzanan el yok... Masanın üstü, bana boşalmış, toplanmış gibi geliyor... Artık Jülyetta, koyu mavi gozleri ni bana çevirmiyor... Bir ara donecek oldu, fikrini değiştirdi... Kapıya doğru yürüdü. Kapıdan çıkarken hınçkınr gibi omuzlan sarsıhyordu. Yoksa, ba na mı öyle geldi?. Jülyetta, senin iyi kalbin yanılmaz, kızım! Ben<m icime doğan, senin de... Sühevl Münür, hesabını görüvor: Vakit çok geç oldu, çocuklar... Yann, erken kalkacağnn... Haydi, cümlenize steceniz hayır olsun... O da gitti. Ali Fasih, rakı bardağını uzatıyor: Çek... Canım btemiyor... Osman Rakun, düşünceli: P ? üstüne varma! <k Demek ki beni zayıf pörüyor! Hal buki ben, taş gibiyim... tğne babrsalar duymıyacağım; atese atsalar, yaksa lar, gene bir şey duymıyacağım... Roma 4 (A.A.) Palerme yakı • nında vukua. gelen gayet şiddetli bk zelzele, halkı büyük bir heyecana düsürmüştür. Nüfusça telefat vukuu haber veriliyor. Bardağı ahyorum: lçelim çocuklar... Osman Rakım, ilâve ediyor: Yavaş yavaş biz de gidelim. Siz de mi gidiyorsunuz ? Hep beraber çıkanz. Hayır... Daha otururuz. Yann isüniz var, kardeşim! Peki, siz de gidin. Beraber gideceğiz! Oda bosaldı... Beni yalnız bıraktı lar... Yalnızlıktan mı korkacağım? Ben, yalnız yaşamağa alışık adamım. Beni yalnızlıkla mı korkutacaklar? Elim, gayrühtiyari cebime gidiyor, mektubu çıkanyorum: «Ağabey... Pek yalnız kaldık... Korkuyoruz... Bizi yalnız bırakma!» Evde çocuklar yalnız! Belki büsbiitün yalnız, kimsesiz kaldılar! Kamya doğru koşmak istiyorum: Peter... Peter... Şapkamı... He sabımı... Peter... Peter... Peter... Gözlerim birdenbire karardı, ayağım bir şeye takıldı, kapkara boşlugun içine italya'da şiddet'i bir zelzele o'du Atina 4 (A.A.) Greve teşvik eden iki komünist meb'us tevkîf edilmiştîr. Bu suretle 10 komünist meb'ustan tevkif edilenelrin miktarı yediyi bulmuştur. Cumhuriyet müddeîumuınisi, ar kadaşlanm greve teşvik edenn 14 memurdan mürekkep komite efra dımn tevkiflermi emretmiştir. düşüverdim... Madam Eleni, odamm kapumı ya vaşça açıyçr, elektrflc düğmesini çevi riyor: Uyandmız nu? Yatakta, hafifçe doğruluyorum: Ne var Madam? Madam Elenide, her günkü, sabahki azarlıyan halden eser yok. (Mabadi var) Atina'da tevkifat Tipi Dindi! Yazan: MAHMVT YESARt Süheyl Münir*in çok canı sıkık; dişlerini gıardaüyor. Safder'i, kolundan cekti: Neyi bünuyorduB? Bırak, devam etme! önündeki yarun kadehi bir nefeste içiyor: Sen, hep boylesmdir. Ne garip! Bu geceye gelinciye, hatta bu saate, şu dakikaya kadar, sokağm seslermi bu odadan Ok defa olarak duyuyorum... Bekçinin düdügü çmlıyor... Nalçalı bir kundura, kaldınm larda otüyor... Etrafımdaki insan çemberi gevşeyiverdi.^ Naci, Ahmet Vahh, kaybohnrerdiler. Ali FasOıte Osman Rakirn, yaklaşlyorlar: Cumhuriyet Nüshası S Kuruştur • Turkiye Hariç 2700 Kr. 1450 800 Yoktur şeraitj. Senelik A!tı aylık Üç ayhk Bir aylık içm 1400 Kr. 750 400 150

Bu sayıdan diğer sayfalar: