12 Nisan 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

12 Nisan 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

12 Nisan 1°33 Ana ve Babalarla hasbıhal Çocuklarda Kekeleme Hiç bir çocuk dünyaya kekeme olarak gelmemiştir. Fakat bir çoklan pek kiiçük yaşta bu ruhî hastalığa dâçar olmaştur. Çünkü kekelemek fiziyolojik değil, psikolojik bir anzadır. Kekele mek başlangıçta tedavi edilirse az bir zaman içinde hiç bir iz bırakmaksızın tamamile zail olur, yok eğer tedavisi hususunda hiç bir tedbir alınraaz ve bilhassa bu artzayı meydana geüren sebep araştınlıp izale edilmezse bütün bir hayata süren bir dert olup kalır. Kekelemenin sebepleri ve tedavi çareleri hakkmda son zamanlarda muhtelif memleketlerde binlerce çocuk üzerinde tecrübeler yapılmış, bunlardan mühim bir ekseriyetinm vakit geçirmeden tedaviye başlandığı ve bu ruhî anzayı meydana getiren sebep izale edildiği takdirde bir daha nüksetmemek üzere tamamile kaybolduğu görülmüştür. Tanıdıklanmdan genç bir ailenin üç yasmdald ve bir buçuk yaşmdanberi fasih olarak konuşan kiiçük kızı birdenbire kekelemeğe baslamışbr. Bu kekeleme hâdisesi küçük yavrunun mini mini bir kardeşi aileye kanşbğı günden bir üri hafta sonra baş göstermişH. Çocuğun ana ve babası onu maruf bir asabiye mütehassısma gösterdiler. Doktor kekelemenin ulen ruhî bir hastalık ve başbca sebebinin de korku ve nefse Rimatsızlık olduğunu ileri sürerek ana ile babaya, >on zamanlarda çocuğun fikrî huzurunu kaçıracak bir hâdise olup olmadığmı sordu. On» lar da aileye yeni bir bebek iltihak ettigini ve bittabi gerek kendilerinin ve gerekse bütün tanıdıklanmn bu yeni azaya büyük bir alâka gösterdiklerini, ablayı belki de biraz ihmal etriklerini itiraf ettiler. Doktor genç anne ile babaya şu izahah verdi: Küçük kardeaiıı doğmasmdan evvel evin ve bütün ailenin aevgi ve alâkalan üç yaşındaki yavrunun üzerinde temerküz etmiştL Hatta eve gelen misafirler bile onu »ever, okşar, habnnı sorar, ufak tefek hediyelerini eksik etmezlerdi. Halbuki küçük kardes gelince büyük abla ikinci dere • cede bir mevkiie düşmüş, her türlü ihtimama herkesten ziyade muhtaç olan yeni doğmuş bebek birinci dereceye yükselmisti. Eve gelen misafirler de en evvelâ bebeğin sıhhatini soruyor, en canlı mevzu olmak üzere ondan bahsediyor, hatta bunlar yetismiyormuş gibi küçük ablaya dönüp guya iltifat maksadüe «Nasıl yavrum, kardesini seviyor musun? Ne güzel bebek değil mi?» diyorlardu Bu zamana kadar ana babasmm •• bütün tanıdıklannm derin alâkasina alışmış olan küçük kıza bu hâdise büyük ve ani bir darbe olmuştu. Bu yeni vaziyete kendini bir türlü intibak etfa're memiş, ve ruhî sarsıntısnu kekelemekle meydana vurmuştu. Hatta hâdisenin en dikkate değer noktası şu idi ki çocuk en ziyade abla, anne, baba, ev, kardeş, ben, bebek ve saire gibi doğrudan doğruya aile ile münasebettar kelimelerde kekeliyordu. Çocuğun ana ve babası bu anzayı yok etmek için ne yapmalan lâzung eldiğmi sordular. Doktor: «tlk is olarak çocuğa kaybettiği nefsine ve etrafındakilere itimat hissini yeniden kazandırmağa çalışınız. Çocuk henüz çok küçüktür. Bu işte bir haksızlık olmadığını, her yeni bebegin bir müddet için ailenin bütün dikkat ve ibtimammı inhisara aldığmı kavnyamıyacaktır. Onun için imkân derecesinde büyük ablaya, küçükten fazla olâka ve ihtimam gösteriniz. Eğer iki çocuk ta sizin yardımınıza muhtaç bir vaziyette iseler evveli ablanın, sonra bebegin ihtiyacına cevap veriniz. Sonra bütün tanıdıklarmıza küçük ablaya alâka göstermelerini, eskisi gibi her şeyden evvel onunla mesgul olmalannı rica edmiz.» Tavsiyesinde bulundu. Genç ana ile baba doktorun sözle • rine itimat ettikleri icin bu yeni plânı hemen tatbik sahasına koymakta tereddüt etmediler. Meselâ büyük abla en tarisinin düğmelerini iliklendirmek için sabırsızlanıyor, küçük bebek te kucağa almmak yahut karaı doyurulmak için ağlıyorsa anne, bebek gelmeden evvel bütün vaktini ve dikkatini ablaya hasrettiğiııi düşünerek evvelâ ablanın sonra bebegin istediğini yerine getirmeğe başladı. Ayni zamanda ablaya artık günden güne büyük bir hanım olduğu ve kendi işini kendi görebfleceğini, meselâ çoraplannı pek güzel giydiğini, saçını pek muntazam taradığnn söyliye • rek onanefse itimat ve şahsî hürriyet dugularmı telkin etmekten geri kahnı yordu. Eve gelen misafirlere ise, aîle içinde baş gösteren buhranı gizlice fı • nldayıp bu husosta onların da yardımını rica ediyordu. Yani her hususta küçük kızm sarsılan fikrî huzurunu ve nefise itimadmı iadeye çalısıyordu. Bu teda • viden bir buçuk ay sonra çocukta büyük bir salâh goriilmeğe bas'crmstı. Cocuk ancak çok yorgun yahut heyecanh olduğu zamanlar kekeliyordu. Ayni rejime devam ile iki buçuk ay nihaye • tinde kekeleme tamamile kaybolmuş ve çocuk ta bu ânzadan bir daha nük • setmemek üzere kurtuhnuş bulunuyordu. Yani çocuk ve ana babasınm yardnni le ruhî muvazenesini bulmuş, yeni va ziyete kendisini tamamile intıbak ettirmeğe muvaffak olmuştu. Çocuklan arasmda bu gibi ruhi sar smhlar göze çarpan ana ve babalara ba küçük mkalm müşküllermi hal husu stmda bir fUrir vereceğini ümit ederiz. MEFHARET MÜNtF Fransa'da yeni Bir Landrü! Nis'te milletler bayramı Yeni atletizm Antrenörü geldi Prak Istanbulda, Abraham taşrada çalışacak Şenlikler bu sene çok parlak oldu, bilhassa Türk talebe grupu umumî takdirle karşılandı Kekeleme başlangıcında tedavi edilmezse çocu 11 sene deli rolü yapan ğun bütün ömrünce süren bir dert olarak kalır katil mahkum oldu f Büyük bir eroinci şebekesi daha! (Birtnci sahifeden mabait) diyet ve faaliyetini ecnebi memle ketlerdeki elemanlan vasıtasile ilk defa Gümrük Muhaiaza kumandanIıjfr istihbarat teskilâh haber almıştır. Bu teskilâta mensup olanlar ba şebekenuı tstanbul'daki mensup • larını tesbit ettîkten sonra kendilerme bir pusu kurmuslardır. Bütün ba temastar ve pazarUdar gixB sebeke mensupbvRun bütün maske lerinin düsürülmesme kâfi gebniş ve gümrük iatihbarah isi polise devrebniş, polk te alâkadarhvı yakabyarak lâ nm gelen yerlerde arafbrmalar yapmış ve cürüm deHllerini meydana çdurnuşbr. Yani ismîndeki erom kaçakçnt benfiz yakalaiHuaıınsüı. Bu adamm Yunank tan'a kaçhğı tekzip ediknektedir. Ha • ber verildigine eöre, Yani i d jrece ev • vel Kurtaluş'ta KostTmn evine gkmit, oraya 11 kilo erom bnkmifhr. Bu mallar oradan tstdlâ ismtnde ba^ka bar k»cakçrya teslim edihniftr. Kardesi Mebmet Beyin Sütlüce'deJri evmde kaçakçı »ebekesme att cmazlar bulunan ve kendisînin Trabzon'da ol • duğu yazılan eski •eyrüsefer mühendi»lerinden Kadri Bey dün tstanbul'a gelmis ve polis tarafmdan nezaret akau abnarak isticvap edibmstir. Kadri Beyin Boyacıköy'ündeki evin> de yapdan arastemaıda erom Smaline mabsos bâr fınn, afyon yıkamağa ve çiğnemeğe mahsus bir banyo eleme kalbnrlan, bir tasfiye kupü, bes sözgeç, dört parca kazan, bir boş atnonyak şisesi, bir bakn boru bulunnrastur. Polk tarafmdan simdrye kadar is • ticvap edflenlerm miktan efliyi bul mustur. Bunlardan dokuz Idşi nezaret ahrada bulunmaktadr. Bunlar da Yorgi Camadani, N9ro Camadani, Bernar BIomental, Niko, Toma, Kosti tsteryo oğkt, Polidor, Aleko, Mkcan ve Kadri Beydir. Bunlardan Bernar Blomental şebekenin tstanbul'daki kısmmm sermayedan vazryetinde bulunmaktadv. Yorgi ve NBCO Camadani ile diğerleri ikmci de • recede ellerden madut gorühnektedir. Nanl yakalandılar? Kacakçılara karşı Amerika'h tüc car'n kâtibi rolünü yatjan metnur da polis değil, Gümrük Muhafazası utihbarat teşkilâtı memurlanndan bfrisidir. Filhakika Gümrük Muhafaza Başmüdürlüğü tarafmdan muhayyel Amerika'h zengin namraa Perapa lasm (20) mımarah odasi kiralan mif, bu Amerikaiidan bir vasita ile naberdar edilen kaçakçılar ise zengin tüccann kâtibi Mi»ter Sinkler'i Tokatlıyanda bularak tema*a geç miiler ve yakayı da ele vertnislerdîr. Kaçakçılar şöyle yakalanmışLar Üır: ı Eromciierden Aleko, Perapalasa erom almak üzere zengin bir Amerifca'liıun greldijmi ve bunun kâtibinm !de Tokatlryan'da oturduğunu oğre nince isi kaçakçi sermayedarlardan blan Nîko ve Yorjri ismîndeki tki kar<Iese haber vermiştir. tki kardes bu haberin doğruluğumı Sğrenince Tokatlıyanda Mbter Sinkler'i trolup fcatış pazarlıgma baslannslardır. NeUcede yöz küo eroin içm karar verilmif, Mister Sinkler de iki kardese kaparo olarak dort bm Kra vermislir. Bıma nrukabil Amerîka'lınuı kâlibi ki Utibbarat memurudur kaçakçılardan buna nrukabil yüz kilo eromin 21 jrim zarfmda teslhn edilmezse tazmfnat olarak almmak üze** 6 bm liralık bir bono almntn*. Fakat bu 21 gurt gecmis ve 100 kilo evom (eslfan ©driemetnistir. f Ba arada kaeaket şebekenm en nwnfcn aermayedan, adetaı reisi olan M. Bernar mevdana çdanf, Tokathyan'd* Mkter SkMer*i rîyaret ederek evvelce kendısile pazarlik edenlerkı afaklan ol'dTrihmo, tairarrfir den seraifin yanlıs ol'duthmu, 10 gün zarfın^a k«»rdisme î»milcttırda eroini tesnm edece Kadri Bey de nezaret altına cdındt Daha büyük fabrikalar varmtş Şnndiye kadar yapılan tahk3cat yakalımnn kaçakçdann ecnebi memleketlerdeki genis bir febeke 3e irtibatta bolunduklarmı meyadana eıkarmıst* Simdiye kadar mevdana çıkanlan gizli imalâthanelerin efaemmiyetsiz, tâü derecede kaldıih ve sebekenîn daha muntazam ve büyük fabrikalan bulunduğu da tesbk edikniftir. Buralan da bugünlerde ba«üarak meydana çıkanlacaktır. Landrü'yü ha tırlarsmız. Evlen me vadederek btr çok masum ka • dmlarm kanma giren bu Fransız Atvetftzm rederttsyonu tanumoan cetcanavarmdan sonbedüen ikinci adetizm antrenörü Her ra, bir de AlKarl Prak fstanbul'a gekniş, vazifesme man canavan çtkbaşJannstır. Her Prak AJman Beden mışb. Düseldorf Terbfyesi Darülfünunundan mezundur şehrini kana bo ve ayni zamanda tayyare mektebinm en 1 yıyan bu vahşi iyi pflot ve plânörlerinden biridir. nm fDmi bile yaYeni atîtrenör Alman ve Çekosto pıldı ve hâlâ Be vakya maarif tesküâtlan emrinde çahşyoğlu smemala ıL«u LanarO ynjea mış ve faydaiı hizmetleri gbrünnüstur. rmda gösterüiyor. Her Prak. memleketknire ve atlet Şimdi, gene Fransa'da, bu iki canalerknize henüz yabancı olduğu için her van hatırlatan Orijen isminde bir katil hangi bir çaJışma şekHne daha iyi ha daha yakalandı. Bu adam da Landrü znhmnuş bir vaziyette olan tstanbul'da gibi kadmlan evlenme vadile pençesi kalarak burad»ld atletlerle, çaiıtacak, ne gecirmiş, fakat içlerinden yalnız bibuna mukabfl Her Abraham Baltkesir, rini öldürmüş. Canavarlıkta ötekiler kaBursa, Ankara, Uşak, Eskisehir ve Ada> dar ileri gittiği söylenemez; fakat, i na mır.takalarmda mesgul otacaktır. şin garip tarafı şudur ki Orijen, tam on btr sene deli rolü yaparak zabıtayı Den'ızc'uik antrenorü Her Teget • ve adliyeyi şaşırtmağa, oyalamağa muhof'un, atletizm ve demzctlik hareket vaffak olmustur. Bu tarafmdan, Ori • leril alâkadar ohnak üzere tztntr mm jen'm vak'ası şimdiye kadar görülme takasında çalışması id federasyon aramis bir hususiyet arzediyor. smda kararlastınlmıshr. Bakmız, dava nedir: Orijen bir kadmm, babası bilinmi • 1 4 ' 4 / 9 3 3 cuma günü Galatasaray yen gayrimeşru oğludur. Bu kadm, Olökali salonunda yapılacak maçlar: rijen doğduktan bir kaç yıl sonra bir Voleybol : Istanbulspor Eyüp S. 1 7 adamla evlenir ve bu adam, kadmm F. Bahçe Besiktaş S 17,30 gayrimeşru çocuğunu kendine evlât o larak kabul eder. Sonra da çıldınr ve Basketbol: Galatasaray Hilâl S 18 bir timarhanede ölür. Hakem Rıdvan Bey. Orijen büyür, elli yaşlanna gelir ve hayvan ticaretile geçmmeğe başlar; çoktan evlenmiştir, hatta bir eocuğu da vardır. Fakat hayvan ticaretile kalmaz, o yaştan sonra, dul kadınlan evlenme vadile kandırarak dolandmr. Bir gün de, gazetede gördüğü bir izdfvaç flâm üzerine Madam Büi isminde, on yedi yaşmda bir oğlu olan, kırkhk bir dul kadmla tanısır. O sıralarda Orijen bîr Fransız kasabasmdaki çiftlikte kansmdan uzak yaşıyormuş. Madam Büi oğlunu memleketmde brrakarak tasmı, tarağmı toplar, bütün malmı ve serve • tini yanma alarak çiftliğe gelir. Tarin 20 mayu 1932 dir. 12 haztranda, yani bir ay geçmeden bu kadm ortadan kaybolur. Oğlu geKr, Orijen'e annesmaı nerede olduğunu sorar ve ondan şu ce» vabı ahr: « Annen bir Isvicrelile beraber yanma dokuz koyun aldı ve AIp dağla • rmm 8te tarafma grtti! Aradan zaman geçer ve Madam BüSolcfaM sabık Londra oamli lmamı Ferzaı^ Fnin ortadan kaybolması unutulur, giAll, sagdakl onun yerine gelen der. Arbk Orijen rahattar. Çiftliği sa • mevlerl Dard tm afayor ve sükunetle yasamağa baş • Hırotiyan nmyonerierin müslümanhyor. Fakat kaybolan kadmm oğru i d Ian huufayan ettüderine dair pek çok sene sonra armesinm mobnyalarmı satarak Paris'te eğlence âlemlerine dalar vak'a duymuşuzdur. Bu sefer de Hint ve amcası, acaba bu çocuk annesini mi müsramanlan galeyana gebnişler: «YaloMördü? Şüphesme düşerek rabrtaya nız SR mi bizi hınstiyan etmeğe kalkarmüracaat eder. ı m n ? Hele biz de sizi dinunize birer Tahlrikat, tahlrikat... Derken Ori • birer sokalım da görün!» Der gibi fajen'm çiftliğini de ararlar ve zavalh kaaliyete başlanuşlar ve bir İslâm misdnun cesedmi buhuiar. tyice bir mua • yonerleri teşkilâtı yapnuşlardır. yeneden sonra anlaşılır ki kadm, kafaMuayyen bir plân ve sistem dahilintasma sert bir şeyle iki defa vurularak de tngiHz nusyonerlerine karşı müca öldürülmüştür. deleye girisiyorlar. Hatta propaganda İşte tam o gün Orijen çıldmr, yahut kollaruu tngikere'nm içerilerine bile ta çddırnuş gibi yapar. Hemen timar • sokmuşlar, tngüiz'leri imana getirmeğe! haneye göfürülör ve muşanade altma almır. Orijen, tam beş sene, timarha • uğrasıyorlar. nede bîr tek lâkırdı söylemez, sorulan tngiltere'deki müslüman misyonerlik şeylere cevap vermez, mükemmel yer, teşkilâtmm başmda beş senedenberi içer, uyur. Cinayetm müruru zamana Ferzand AU isminde bir âlim vardu Fauğnyacağma kanidir. kat müslüman misyonerlerinin hariçte Aradan bir kaç sene daha geçtikten uzun müddet kahnamalan usulden olsonra, nihayet bu ayra 3k gönlernde, duğu için yerine mevlevî Dard tayin Orijen Fransa'nm LJon şehrindeki ci edilmiıtir. Müslüman misyonerlerinin nayet mahkemesi huzuruna çtkaHbr» reisi, ayni zamanda, Londra camilerinMahkeme reisi kendisine 200 den faz • den birinde imamdır. Bu zat bir kaç la sual sordoğu halde, hep deli roHi yagün evvel şehrimizden gecmişti. pan Orijen her defasmda yamız şu cevabı vermiştir: Dinsizin hakkından imansız gelir derler; fakat bunun aksi de doğru imis: « Ben kimseye fenalık yapmadım. Dindarlarm hakkmdan da başka bîr Reis Jandarmalar, maznunu o turtunuz. Haydi bakalım, Orijen, ce • dinin müminleri geliyor, demek! vap ver. Orijen Ben kimseye fenalık yap madım. Desenzano 11 (A.A.) Tayyared Reis Orijen, sana sSyliyeeeklerim Agello 2500 beygir kuvvetindeki fiat var. Bence muhakkaktır ki sen şimdi motörlü bir deniz tayyaresie dünya surol yapıyorsun. Istintakta makul cevaprat rekorunu brrmstır. Mumafleyh sa lar vermiştin. Eğer ben senin deli ol atte vasatî 682 kilometre 403 metreUc duğuna inansaydım, şimdi seni muha bir sürat elde etmotir. Evvefld rekor keme etmezdim. tngüiz Einforth'e atttL ve 65S kilometre Orijen Ben kimseye fenalık yap idİ. madım. Reis Orijen, sen istediğin kadar bu nakarata devam et Bunun bana hiç tesiri olmaz. Fakat sana şimdiden haDünkü sayımızın beşmci sahifesmber vereyim ki bu münasebetsizliğe dede çıkan Erzurum Hrmayeietfaümn fa vam edersen 9 eylul 1835 tarihli ka aliyetme dair yazı ve reskn sehven Ernunun 10 uncu maddesi mucibince sezincan'a ah gibi gösterSmiştir. Tashm ni mahkemeden dışan atanm. ve hfzar ederiz. Fakat rol yapmak müskülâtmdan kurtulmak için, mahkemeden koğul • bırakıp ta dokuz koyunla seyahate mak maznunun canına minnet. Müd • çıktiğına o vakit te manmadığını an deiumuminin mudahalesi üzerine bu kalatır. rar veribnez ve Orijen «Ben kimseye Orijen'm avukatı bir taraftan mü • fenalık yapmadım, ben kimseye fena ekkflmin deli olduğunu, bir taraftan da hk yapmadım» diye diye oturur. cmayeti yapan adamm o ohnadığım Mahkeme bir akıl hastahklan pro söylemişse de, mahkeme maznunu müfesörünü de dinler, mütehassu bu a ebbet küreğe mahkum etmiştir. damın kat'iyyen deli olmadıemı fennî Orijen mahkemeden çıkarken de deliller zikrederek söyler. öldürülen hep ayni sözleri tekrar ediyordu: kadmm oğlu da mahkemeye gelerek, « Ben kimseye fenalık yapmadım, aımesmin mücevherlerini ve eşyasmı ben kimseye fenalık yapmadım! Voleybol ve basketbol maçları Yukanda Törk, sağda Macar, «olda Rua, açagıdan sağda Alman, solda Ermeni grup Ian mUll kıyafetlerila NM 3 0 mart (HtMott) Nb'te Turkkiye baftaM henâz bJtmişd. Burada her sene yapdmaa mutat olan miDetler bayramma tatebeletintiau de işorak eyKyeeekleri haberi şayi oldu. Şehrin muhtelif yerlerine çeküen Türk bayraJdan da haberin doğrulduğunu teyk ediyordu. 23 martta (Jetee premenade) ta verüen çay riyafetinde vatandaşlarunla görüstüm. Paris Türk talebe cemiyeti reisi Mehmet Adan Bey bana »eyabatlerini anlatn. Otuz rnımteüf miSete mensup yedi yüz eHi kişilık kafüeye Paris'ten: Meh met Aslan, RtBk, Vefik Feyri, Resat tsmet, Fikri Raaât, Baki, Süleyman Hüseyin Beylerle Saftye Hanon. Liyon'dan: Bedrettin, Cevdet Celâl Beylerle Giilfeza Harnnı. Belçika'ncn Gan şehrinden: ömer Rahtni ve tbrahmı Galip Beyler Qt3ıak etmislerdi. MiHî kryafetlerimizi giyinmiş buiunan talebelerimiz 18 mart sabahı (Grenobl) sehrine varrraslar ve oradaki tezahüratta mületirmzi temsil ettikten sonra 20 mart sabahı saat on • da Liyon'a gelmislerdir. Gençlerimiz Liyon'da gördülderi hüsnü kabul ve muvaffakivetten hararet ve heyecanla bah»ediyorlardı. Trenden htince bütün maHetler hu • rufu heea smtsile dizümişJer ve şehrin en büyük caddelerinden geçerek şhremaneti bitvasında topLanmtşlardv. Bu binada vali ile sehremint M. Heryo bi • rer nutok irat etmişlerdîr. M. Heryo eski bir darülfünunJu ohnak sıfatâe tale beler arasmda buhBidu^undan dolayı duyduğu haz ve zevkten betısetmiş, dünya üzerinde devamh sıdhun ancak bütün mj'lerter gençliği arasmda anlaşma ve tanısmanm artması 3e miimkün olacağrm söylemistir. M. Heryo'nun nutku talebekr tara fmdan çok aMaşlanrmş hatta kendisi büfeye kadar da el üstünde taşmmıştır. Liyon'un Eldorado tiyatrosunda Alman, RUB, Japon, tsveç, Norveç ve Türk mumessSteri millî raktslarmı oynamıslar, mfflâ şarkılarmı okumuşku ve çok alkıslanınıslardr. Ayni rakıslan ve •arialan Llyon'tm (Palafa d'Hiver) md« başka mtUetlere mensup gruplar 3e tekrarlarmslardır. Bundan sonra şehir ta mamen gezüd&ten »onra 22 mart aabaiıî Liyon'dan hareket edühniştir. 23 mart sabahı Nis befediye komğuf daki resmi kdbal pek p i l a k ofanaştur. Otuz millet namma belediye reui v» meb'us M. Medşe'nin nutkum Turk delegesi reiai Mehmet Asian Bey cevap vermtstir. Nax3c v a t e n d f u a evvelâ bu şerefin kendiajne bahşedZdiğindea dolayı hnseylediği iftmardan başbyarak geçtkleri m«haUerde haik ve hükumetten gÖrdüklerı hüsnü kabul ve nrnafir • perverHrten dolayı belediye reisine, milletler bayrammm heyeti tertîbiyesi ne, Paris'te bulunan (Rönesans) cemiyetine teşekkürler eylemiştsr. öğleden sonra talebelerimcz Pronw nade des Anglais'de çiçek muharebe» sine istirak eylemtşlerdâr. Aksam ope rada verilen galada zeybek ve Karadeniz ovunlan oynamıılar ve haztraı ta • rafmdan şiddetle aJkıslanmtslard». 24 mart aksamı Akdeniz sarayı ga zinosunda mıDe'der bayrarmna iştırak eyüyen defegeler ieıefkıe verifen balo çok mükemmel olmustur. 25 ve 26 martta ddegeler mSî rakw larını Millet babçeonde haflm huzu • runda tekrarlamiflafrfar. Bundan sonra delegder temsfl ettideri betyrMmr al tmda toplanarak Nts'in büyük cadde • lermde ve Promenade de» AngUis'd* bir geçit resmi yapmslardır. Haik talebelerimir geçerken «yasaatn Turldye! Yaşasm Mustafa Kemal!» diye bağın • yordu. 26 mart aksarra talebelerimiz mJBetler bayramı rnünasebetile yapdan şenIflcleri de seyreyiedacten sonra 27 mart sabahı Nis'ten hareket eykmişlerdv. Milletler bayramma istirak eyKyen ve milletnnizi temHİ eden talebeierimizm kıyafetler ve oyunlan burada çok be • ğenflmiştir ve berkes tarafmdan memfi sena edilmektodr. Kendaerira tebrM vazıfe bthnm. EMİROĞLU ZtYA Hintli islâm Misyonerleri Ingiliz'leri imana Getirmek istiyorlar Yeni bir türkçe filim «Cici Berber) ismindeki türkçe kordelâ çevrilip bitmek üzeredir Hava sür'at röKoru kirıldı Dözeltme «Cki Berber» fllmînden bir sahne «tpek füm» stüdyosunda yeni bir zmı da Yunan operet kumpanyası artisttürkçe filim çevrfliyor. Bunun adı «Cici lerinden Matmazel Zozo temsil etmekBerber» dir. «Cici Berber» in mevzuu tedir. Muammer Bey de filimde mühim gazeteciliğe merakı olan bir Rum ber bir rol deruhde etmiştir. Bastığımız reberle kızmm başmdan geçen gülünç sim «Cici Berber» den bir aahneyi gösmaceraya aittir. Berberi Galip Bey, kıteriyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: