29 Nisan 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

29 Nisan 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Cumhariyet '• S ON TELGRAFLAQ Bana katırsa ı ne demek? ^^™" ™ ^ ^ ^ ^ ^ Ana ve babatarla hasbıhal ulgaristan mfllet meclisinde Bulgar meb'uelan hii kumettea Ratgrat hâdisesi hakkında izabat istediler ve açıkça dediler ki: Bu hâdise Bulgmr hükumetinin yiizünü ka rartır. Bu hâdiseyi yapan gayrimes'ul tesekküller cezalandınlmalıdırlar.» Basvekil M. Muşanof Cenaplannm Atîna 28 (A.A.) Yunan hiiku açıyoruz. Balkan devletleri arasmda bir Bulgar meb'uslanna verdiği cevaplar, meti tarafından Balkan konferansı dedeniz şubesinin tesisi memleketlerimizin garip tesatlarla doludur. Çünkii bir taniz ijleri komitesi azası serefine bîr ZH hayatî bir ehemmiyetini ifade eder. raftan, Bulgar Basvekili: «Yalan! Çok yafet verilmiştir. Ziyafette Başvekil M. Burada temsil edilea her altı dtvlet Çaldaris söylediği nntukta murahhaslar» te tabiatin bu biiyiik armağanmın ni biiyiik yalan!» diye bağınyor, Türk ajanıını ve Türk gazetelerini yalancf hoş geldiniz demiş ve Balkan Yanmametleringfn istifade etmektedirler. lıkla ithamdan çekinmiyor; bir taraf • da*ı mİlletleri tarafından yapılan gayBu armağan ötedenberi, feyizli fîkirtan da Bulgaristan'da kanunun hudutrttlerin tahakkuk sahasma girmekte ol« kîrleri olduğu kadar toprak mahsulle • Ian haricine çıkan ve böyle hareketler duğunu görmekten mütevellit raemnurini ve ticaret emtiasıru nakleden bir bir yapan milliyetçi teşekküller olduguna niyetini bildirmiştir. M. Çaldaris sözlelik unsuru ve medeniyet âmili olmuştur. ib'raf ediyor. Madem ki Bulgar kanunrine devam ederek demistir ki: Yunanistan eski denizcilik ve ticaret laruu tanmuyan bir takım çeteler var> « Uzun muharebelerden ve »on an'anelerine uyarak yeni müessesenin dır, madem ki Razgrat mezarlığına şu zamanlarda iktısat buhranı neticeferinhazırlanmasına müe»«ir yardımda bulunveya bu şekilde taarruz etmişlerdir v« den pek çok sıkıntı çekmiş olan milletmuşrur. madem ki Bulgar hükumeti bunlan öğlerimizin artık karşılıklı itimat içinde leyin yakalayıp aksam üstii bırakmısbr; Memleketleriraizi coğrafya sahasındaJıa iyi günleri ve çalışmasmm seme • Türk ajansınm ve Türk matbuatanm da birleştiren bu denizin müfterek me«•elerini görmek ümidini besliyebilece yalancılıgı nerede kalıyor? Yalnız ölütai ve faaliyet neticetinde Octısat ve siğine kaniim.» yatet sahalannda da birleştirmesini telerin mezardan çıkanlıp çıkanbnaması Basvekilin fikrine cevap veren Hamenni ederim.» noktasında mı? Fakat mesele ölülere »an Bey, Balkan birliği fikrinin her hangi Hasan Bey nutlranun sonunda Yu • elle dokunmak gibi maddî bir mesele fırkadan ve her hangi siyasî akideden degildir. Türk meıarlığtna tecavüzün nan Reisicumhuru ı'Ie dişer Balkan devolursa olsun birbirini takip eden biltün letleri reisleri şerefine bardağmı kal • manası konufuluyor. Yunan hükumetleri nezdinde gördüğü Bu tecavüı ve ba hakaret vakidir. fevkalâde iyi kabulü kaydederek de dırmışhr. Bulgar gaıetelerinin bir cinayet telâkki raiftir ki: ettikleri, Bulgar meb'uslannın «yöz ka« Bu sefer de bilhassa ayni samimî rarbcı» «öaile vasfettikleri bir hâdiseye bavayı Srmekle bahtiyanz. Ben bunda Türk gazeteleri teessüf değil de, teşekYonanistan'm olgun ve isabetli siyase • Atina 28 (Hususi) Balkan bahrî kür mü edeceklerdi? tine şeref veren bir nokta ve asil, yükkonferansı bugiin bütiin murahhaslann Batvekil cenaplannm daha garip bir sek, an'anevf idrakinin parlak bir deliiştirakile aktettiği bir içtimada BaJkan mantığı var: Bu teessüfe lâyık hâdise lini cSriiyorum. Bu seferde gene Atinaticaret odası babrî kıamının dahflî ni yaln» Razgrat'ta değil, İstanbul'da da da teşriki mesaimizin yeni bir safhasını zamnamesini kabul ederek imzalamıştır. olmu*. Razgrat ve tstanbul hâdiseleri, 'NiımrmiimimilllllllllltlllKÜIIIIIIIIIIIIIIIIlinillllılımm.M,,,,» ikisi birden teessüfe lâyık olamazlar. Razgrat hâdueai ehemmiyetsisse tstanbul hâdisesi teessüfe lâyıktır; fakat Razgrat hâdisesi teessüfe lâyıksa tstanbul hâdisesi onun en medenî cevabıdır ve teessüfe lâyık olamaz. ctkj şayanı teessüf hâdise» sözö manbksız bir lâkırdıdır. Üstehlt bir de, muhterem Basvekil eenaplan, Bulgar ve Türk gençliğine Londra 28 (A.A.) Reuter A yapılmazsa Amerika ısrar etmi bir isnatta bnlunmuşlardır: «Bulgaris • Jansu M. Rozvelt'in Fransa, 15 bi yecektir. tan'da ve T&rkiye'de karşılıklı vukua rincikânım 1932 taksitini tediye ettş imaya rm kaldı? gelen iki hâdisede de ecnebi parmağı meğe muvafakat eylediği takdirde Vaşington 28 (A.A.) Hariciye vardırl» Buyuruyorlar. 15 haziran 1932 taksitleri için bh* Neıareti Londra'da toplanması der r i çok, ağır bir ithamdır ve derhal moratoryom ilân etmek sal&hivetini pif edilen ve Ar srika tarafmdan Isbat talebini davet eder. Böyle ağır bahsetmesini kongreden talep tde tasvip olunan diinya iktısat konfe millî mevzularda zan üzerine soz söylenceği hab«rini teyit edecek vaziyette ransmın toplanacaği vakte kadar bü* mez. Kanaat varsa, delili de bulunmak bu 1 unmaktad ır. tiin dtinvada gümrükjtarifeleri hak lâzımdır; fakat Bulgar meb'uslannm Beyaz Saraydan M. Rozvelt'in 15 kında bir mütarekr jfapılmasına dataleplerine rağmen, Basvekil, bu en ehaziran taksitinin tehiri için hiç bir ir imalarda bulunmaktadır. saslı noktada hiç bir sey söyliyeme • itilâf yapmanuf ve borçlar mesele Alman'larm Ingilis plâmnda yap miştir. ainin umumî surette halline mütealmak ittedikleri tadilât Bir taraftan Bulgar gazeteleri ve meblik hiç bir plân tevdi etmemiş oldu Cenevre 28 (A.A.) Alman heuslan, Razgrat hâdisesine «yuz kararğu beyan edilmektedir. Yalnız u yeti, konferansa İngiliz plâmnda ya~ tıcıdır, cinayettir!» diyorlar, öte tarafmumî hal suretinin cihan iktısat konpılmasını istediği bir takıra tadil tektan Bulgar Başvekiü «Türk ajansı ve feransuun tonlarında münakaşa • liflerinde bulunmuştur. Türk matbuatı yalancıdır, böyle hâdidilebileceği ihsa* edilmiş ve bu borcBu teklifler, umumiyetle Alman seler tstanbul'da da olmustur!» Cevalularla yapılacak yeni mükâlemelerhükumeti tarafından gerek ordu bını veriyor. den sonra 15 haziran taksitlerinde mevcutlan ve gerek silânlan hak bazi tadilât vücude getirilebileceği Anlamıyoruz ,anlamryoruz! kında öteöVnberi ileri sürülen nok ilâve olunmuştur. PEYAMİ SAFA tai nazarlan hatırlatmaktadır. MiimeMİUer meelUi reisi, borç M. Şaht Parit'te lar için moratoryom ilânına şah Paris 28 (A.A.) Rayhişbank sen muhalif olduğunu, fakat M. Rozmüdiirü M. Schacht, dün buraya gelvelt'in her türlü teklif ini kabu] ede miştir. Atina 28 (Hususî) Selânik'ten ceğini söylemistir. Bugiin Cherbourg'a gideeek ve gelen telgraf haberlerine gore Halkidi Amerika ısrar etmiyecek orada Amerika'ya gitmek üzere vayarunadasında fasıla Ue çiddetli zelNevyork 28 (A.A.) Herald pura binecekttr. zeleler olmustur. Evvelce bir zelzele Tribone gazetetinin öğrendlğine göMumaileyh, dün Fransa bankası buralarda müthiş tahribat yaptığmdan, re, harp borç 1 an itilâfının 15 hazi müdürü ile dostane bir surette gö şimdiki zelzele halkı büyük bir telâş ve randan evvel yapılması djinya iktı riismüstür. Bu görüsmenin mevzuu iheyecana düşürmüstür. sat konf eransı için hiç bir zarar ver • ki ihraç müessesesini alakadar eden mîyecek ve mezkur tarihte tedıyeler meseledir. Buenos Ayres 28 ( A . A . ) Chago ihtilâfının halli için Argentin Şili tarafmdan yapılan teklifleri Bolhrya red* Konya 28 (A. A.) Dün Akşe Aydın 28 (A.A.) Aydm'ın Umordetmistir. Bolivya Reisicumhunmun Pahir'de »iddetli b r zelzele olmuftur. Hala köyii dvannda Batarca bataklıgının raguay'a harp açmağa hzırlandığı sarat ve zayîat yoktur. söylenmektedir. kurtulmasıns yarm baslanacaktır. Deniiz Çocuk terbiyesi Çocuklarmızı çok fazla şımartmaymız ve onlara fazla tahakküm etmeyinu ÇocukIarın ahlâk, seciye ve şah siyetleri üzerinde çok zedeleyici tesirler bırakan »eylerden biri ço cuğu fazla sımartmak, diğeri de fazla tahakkum etmektiır. Çocuğu şı martmak, onun dogru veya yanlıs her istediğini yerine getirrnek, onu fazla sevmek degil, fakat yanlıs bir sekilde sevmek demektir. Daima her istediği yapılan, dünya onun üze rinde duruyormus gibi tistiine tit renen bir çocuğun büvüyüp hayata kariftıgı zaman kendisini evinde kinden bambaşka ve hiç te hosuna gitmiyen bir vaziyette bulacağı süphesizdir. Bittabi bu acı vaziyet çocukta müthis bîr sukutu hayal ve memnuniyetsizlik uyandırmakta ge* cikmiyecektir. Nevrasteni denilen ruhî hastalıga tutulmus olanlann yüz * de doksan besini bu tarif ettiğimiz sekilde terbiye edilmrs insanlar teskü etmektedir. Hayatta kaçılmaaı imkânı olmıyan hakikatleri çocuk lardan gizlemeğe çalısAcak yerde onlara bu gibi hakikatleri tabii bir tavurla karsılayıp eesaret veraetanetle göğüs germeği öğretmalidir. Çocuk Ian hayat hakkında yanhş telâkkilerle büyütmek istikbalde on Ian bedbaht etmek için elinden geleni yapmak demektir. Şımartılroış çocuklar hiç bir zaman hayatta evlerinde ana ve babalarmdan gör dükleri muameleyi göremezler ve binnetice derin bir ye'se düserler. Bu sekil yanltf terbiye dünya yüzünde bir çok kimseleri, bilhassa aileleri nin yegâne veya en küçük çocuğu olmak talihsizliğine maruz kalmış sayuız zavallıları bedbaht, bayattan gayrimemnun ve hftsta etmistir. Diger taraftan bu sımartilma ve her istediği yapılma sîsteminin ak si olarak fazla tahakküm »istemi de çocuk üzerinde baska türlü fena bir tesir yapmaktadır. Daünî tahakküm, tazyik, verilen emirlere hilâkaydü şart itaate icbar çocukta nefsine hürmet, kendine güvenme, teşebbüs ve irade kabiliyetlermi tamamile öldti * rür. Böyle bir çocugun yann hayatta bir iş baş&rmasına, bir varlık göstermesine hatta en mesru bakları nı bile miidafaa etmesine imkân olamaz ve bittabi o da meyus, ira desis, muvaffakiyeUiz melânkolik bir insan olup kalır. Onun için ana •e babalar çocuklanna ne fazla yumusak, ne de fazla sert davranma IHEM NAL1NA M1HINA Havale!. 1 ((6 memleketi birbhine bağhyan deniz, Balkanlan siyasette de birleştirecektir!)) Balkan bahrî konferansının bir kararı Borçlar meselesi Fransa 1932 taksitini verirse, Amerika haziran taksitleri için moratoryom ilân edecek en zannederim ki havale cilik, bazı memleketlerin ve bu meyanda biıim de bir türlü vazgeçmediğimiz ktrtasiyeciliğe has bir ületğı, onlara müsavat üzere muamele tir. Şimdi görüyorum ki yalmz ihtiyar etmeği kendilerine düstur ittihaz etve an'aneperest Avrupa'da eski dün melidirler. yada değil, genc ve an'anesiz Ameri Mes'ut, müreffeb, cemiyete fay ka'da yeoi dünyada da bavale hastalığt dalı bir hayat geçirmek için bir in varnuş. sanın malik olması lâzim gelen ev * Yeni Amerika Reisicumbunı Mr. saftan en mühimmi hiç süphesiz teRozvelt te, müteveffa meslektası Mr. sebbüstür. Hepimiz bir çok müstesna Vilson gibi dünyayı düzeltmeğe kal • isttdatlara malik, fakat hayatta belkıştı, cihanı saran ve «arsan buhranı libaslı bir iş basaramamış, istîd'at kaldırmak için Vasington'da bir dünya Ian ile mütenasip bir eser vücude iktısat konferansı toplamağa karar vergetirememiş sayısız insanlar biliriz. di, tngiltere, Fransa ve Almanya'dan, ÇiitıkU bu insanlar bir işe teşebbüs adamlar çağırdı, diğer roillvtlerm tahetmek, yahut ta teşebbüs ettiken riren fikirlerini «ordu. Bunun Szerine sonca bunu muvaffakiyetle neti her millet, her fert tatlı ümitlere kapılcelendirmek için kâfi derecede sedı, Allah rajn olsun, Mr. Rozveh, şu bat göstermekten mahnnndurlar. menhuf buhranı izale edecek diye seİyi yasanmıs, muvaffak olunmus, bir vinmiyen kalmadı. Fakat bu sevincimuı hayat faaliyet ile dolu bir hayat deyanra kaldı. Vaşington'da diiaya iktısat mektir. tste ana ve babalar a bu konferansı bugiin yann toplanarak ihhususta büyük bir mes'uliyet daha b'yar kürenin üstüne çullanan kâbusa terettüp etmektedir. Çocuklardan ortadan kaldıracak derken, bubrana iierisini düsünmeleri, UtikbaJleri i çin plân yapmalan beklenemez. O çare bulmak işi, haziranda toplanacak Londra konferasına havale edildi. nun için evde ana ve babalar, mektepte ise muallimler, çocuklann meŞayet, haziranda Londra konferansı yil ve istidatlannı meydana koya toplamrsa, o da silâhlan bırakma kencak vaziyetler hazırlamaİKhrlar. Çofcransı gibi, işi bir sürii encümenlere, cuklar zaten esas itibarile faal ve koraisyonlara, şubeler* bavale eder. mütesebbistirler. Fakat meselenin Onlar da tâli «ncümenlere, «seua • «omühimmi bu teşebbüs ve faaliyetin missien» lara, teknik şubelere havala cereyanını tayin, yani çocuklara serederler. Onlar da, «rapporteur» lara, besçe hareket edip hususiyetlerini mazbata muharrirlerine havale ederier. meydana koyabilecek bîr sahne terHulâsa, mutanUn merashn, parlak au> tip etmektir. Meselâ bir evde çocuk • tuldar, muhtefem ziyafetler, uıu» ralara mahsus tutkalmdan boyasına, porlar, bararetU münakaşalardaa sontesteresinden rendesine kadar her ra, konferanun heyeti umumiyesi de şeyi tamam bir marangoz takımı, dünya buhranını baska bir konftMssa parcalarla dolu bir dikiş sepeti, rebavale ederek isin icmden çıkar. sim ve kalem kâgidı, bahce alât ve Bana kahrsa ba bahranın uudesinl edevatı, her türlü ilim ve fenne ait komisyondan komisyona, konferanstan çocugun anlıyabileceği şekilde sa konferansa havaU •tmektense Allajıa de kitaplar, mecmualar, musiki a bavalt etm«k en kesb'rme yoldur. lâtı ve daha buna benser çocuğun alâkannı uyandırıp bir eser mey dana getirmeğe sevkettirecek türlü türlü vasrtalar bulundvrulmalıdn. Bu suretle çocuğun en ziyade ne gibi seylere meyli olduğumı, nelerle meşgul olmaktan hoşlandığinı anla mak kabil olur ve onun bu meylinin, bu istidadınm tamamile inktşafı i • çin lâzım gelen şeylere baş vuru lvr. Büyük miUetimizin Büyük iddialan Hukuk profesbVü Cemil Beyin konferansı Çocuklann yann hayatta nastl bir insan olacaklannm yaln» ve yalruz bugün gördükleri talim ve terbiyeye bağh olduğunu ana ve babalar hiç bir zaman unutmamalıdırlar. MEFHARET MÜNİF Silfthları bırakma konferansında Cenevre 28 (A.A.) Silahlan bırakma konferansının ordu mev cutlan komitesi, zabıta kuvvetle * rme ait müzakeratta bulunmuş ve Fransa ile Lehistan mUmessillermin fikirlerini kabul etmiftir. Mü messiller, Almanya bizzat kendi polia kuvvetlerm! birleştirmîş oldu ğunda Alman hükumetlerinin polis kuvvetlerinm ayn ayn tetkik edil mesi suretindeki Alman talebinin doğru olmadığını söylemişlerdir. Citroen faDrıkasında komünistlerle arbede Paris 28 ( A . A . ) Polis tahkikatına gör* 15 komünist tahrikâtçısı arabalaraı geçtiği kapıdan Citroen fabrikaama girerek 400 kadar ameleyi greve teşvik etmişler ve bütün amele enter • nasyonal söyliyerek fabrikadan cıkmışlardır. Bu esnada müdiriyet fabrikala rm kapanmasını emretmiştir. Fakat bir nümayişçi makinelerden birini kırmak istediğinden makmist bu nümayiscrjri yaralamışfar. Dışarda nümayişçilerle polislçi arasında kavga çıknuş ve on nümayişçi tevkif edilmiştir. Yunanistan'da şiddetli zelzeîeler Cenubî Amerika'da herp mi? Kurutulacak bataklık Akşehir'de zelzele Konya 2 8 (A. A.) Yeni yaptla Aydm 28 (A. A . ) tzmir Ikmd cak olan mezbanamn temeli merasimle mıntaka Etibba Odası 5 mayuta Ay • ablmubr. dm'da yapdacakbr. izmir Etıbba Odası kongresi Konya mezbahası Maçka'yı su bastı Trabzon 28 (A.A.) Karlarm erimesi neticesinde hasıl olan sel yüzünden Maçka ile Değir ~ mendere arasıiKÎaki yol ve tar lalan su basmıstır. Sel bir degirmeni ytkmış, yol ve tarlalarda büyük tahribat yapmıstır. Bir çocuk sele kansmifbr. Sürülmüş tarlalar birer bataklık haline gelmiştir. lanış. Kim o? Başımı uzatarak dikkatle bakıyorum, Beyaz bir dalgalamş. Hiç bir ses yok. Haykıracağım. Kimdir o? Yaklaşıyor: Sabahat. Uyuyor musunuz? diye sordu. Ne garip ve manasız bir sual. İnsan uyurken: «Uyuyorum!» cevabını verebilir mi? Hayır! Karyolama yaklaştı ve değdi. Şuraya ilişeyim, dedi. Yatağm kenanna oturdu. Susu * yor. Susuyorum. Ne ister bu kadın? Ne istiyorsun be kadın? Fakat susuyorum. Yatağm duvar tarafına doğru çekilerek sordum: Hasta nasü? Uyuyor. Uyuyor. Fakat nasıl? Hep öyle. Yalnız mı? Yalnız. Olraaz. Konya'da yağmur Konya 28 (A.A.) Yağraur yağmakiadır. Mülhakatta da hava yagıslı dnr> Fındık fiatlan yOkseliyor Trabzon 28 ( A . A . ) Fradık fiatlan yükselmelctedir. fçfındık 60, kabuklu fmdık 28 kuruatur. tstek çok, stok azdır. Tahran 28 ( A . A . ) İran hükumetile Anglo Persian Oil Company arasmda prensip itibarile bir itilâf hâsıl olmuş olduğu haber ahnmıştır. Bu itilâf ahkâmma göre İran hükumeti, şimdi almakta olduğu yüzde on alh temettü yerine çıkanlan petrolün beher tonu başma dört altm şilin alacakfar. Kumpanya, senede en aşağı beş milyon ton petrol çıkaracak ve bu suretle İran senede en aşağı bir milyon albn İngiliz lirası temin edecektir. Kumpanya, ayni zamanda İran hükumetinin mutalebahna karşılık olmak üzere iki milyon İngiliz lirasile talep edilen resimlerden mütedahü kalmış olanlan da tediye etmeği kabul eyle mektedir. Bir dakika. Gideceğim. Fena yun. Içim burkuluyor. Bayılacak gibiyim. Sebep? Sebep... Hastanm yanına ben gideyim. Hayır. Ben gideceğim. Fakat •izinle... Seninle konuşmak istiyo rum. Şimdi mi? Sırası mı? Bugün beni çok üzdün. Tahammül edemiyorum. Söyletneliyim. Yann. Hayır, şimdi. Yoksa bayılacağım. Zaten Uâç kokulan da çok dokunuyor. Peki, nedir söyliyeceğiniz şey? Biraz durunuz, nefes alayım, kalbim... Ne var kalbinizde?.. Duracak gibi. Çok şey. Ne oîuyorsunuz? Içeride bir felâket mi var yoksa? Hayır. Bilâkis. Bu aksam iyi. Demin derece koydum. iran ve Anglo Persıa OilCompany arasmda itilâf LehAlman münasebatı Varşova 28 (A.A.) Gazeta Polska, Alroanya'ya karsı guya ihtiyatî bir harp hazırlandıgı hakkında Von Papen tarafından yapılan beyanata tefanih e derek bunun akh selime muhalif olduğunu ve dünyanın hiç bir tarahnda Alman arazisine ve hâkimiyetine tecaviiz kasdeden bir umur mevcut olmadığını yazmaktadır. Gazete diyor ki: Bilâk» tabJdkat, bir ademi tecavüz misakı akti için Lehistan tarafından mükerreren yapılan tekliflerin Berlin'de matçı bir sükuta çarptığını gösterecek • tir. Kaç? Otuz sekiz üç Oh. Hem de uyuyor. Uyusun dedi. doktor. Ankara 28 (A.A.) Ankara hukuk fakültesi hukuku düvel profesörü Cemil Bey Ankara Halkevin" de bir konferans vererek 1918 islikrazmın acı manasını ve bu istikrazda düyunu umumiye idaresintn rolünü gösterdikten sonra Cumhuriyet idareskıde millî para Ue 2,200 kiloraetro demiryolu yapılmasmdaki ehemmiyeti göstermiş ve istikraza yazılmayı ne hamiyet, ne strf kâr işi değil vatandaşın kendi evi ve memleket işi tanıman lâzım gele • ceğinde karar kılmıştır. « Büyük milletlerm büyük Mdialan vardır. Büyük cniUetler bü yük iddialan olan ve iddialan ba saran mflJetlerdir. Türk milleti tarihte büyük iddialar yürütmüş ve bunlan başannış olmanın azhn ve kuvvetî ile ve inanile yirminci asır orta " sinda Büyük Başın başlığmda efsane sayılacak büyük işler gördü ve gör* mektedir. Bugün başlanan yol mad* deten de manen de o işlerden biri dir.» Mugla'da istikraza rağbei Muğla 28 (A.A.) Ergani demiryolu istikraz tahvillerinden Muğ' la'ya getirilen üçüncü parti tamamil< satılmı», getirilecek dördüncü partiye mahsuben de satış yapıimıştır. Hisse senetlerine gösterilen bu rağbet hâlâ hararetmi muhafaza edi * yor. Zonguldak ve dahilî istikraz Zonguldak 28 (A.A.) Zonguldak'ta dahilî istikraza iştirak ye kunu arttı. 215,000 lirayı bulmuştur Millî tefrikamız : 46 Yazan: SERVER BEDI Hep Senin İçin! Tık tık. Nedir o? Gene hk tık. Kafamm içi mahşer. Babam, Nedir? Kapı. Kapı vuruluyor: Tık avukat, halam, Sabahat ve Hicran, tık. Kim olabilir? «Giriniz!» diyecebeynime girip çıkıyorlar. Uyuyanuğim, fakat korkuyorura. lçeri kim yacağım. Doğrulup oturdum. Odamgirecek? Bir kara haber mi? Kim? da lâmba yok. Fakat duvarla yerin Aklımdan bir çok şeyler geçiriyor: birleştiği noktada üç köşe bir ışık Içeriye babamın cenazesi girecek. parçau. Nedtr bu? Mehtap mı? HaHayır, Hicran girecek. Hayır, Sa yır. Sultanahmet meydanındabi bübahat girecek. Hayır, bir baykuş giyük lâmbalardan birinin ışığı, dararecek. Hayır, aşk girecek, kara sevlann ve bacalann arasından kınhp da girecek.Hayır, saçı başı kanşık geçerek oraya kadar geliyor. Biraz bir deli, avukat girecek. Korkuyo titriyorum. Uşüyor muyum? Galiba. Ellerim ve ayaklarm buz. Fakat ba rum. şım yanıyor. Belki srair. tçimde bir Dudaklanm lopırdıyort facia hissL Korkuyorum. Babam. Giriniz! Hemen onun yanına gitmek. Fakat Fakat sesim çıkmıyor. Daha kuvSabahat. Ah. Ne var? Başım. Ağn vetle tekrar ediyorum: yor gibi, hayır, ağnmıyor. Uğuldu Giriniz! yor gibi, hayır,uğuldamıyor. Kulak Kapı, bir türbe kapısi gibi ağır a* kunm a» çınlıyor? Hayır. Bilmem?, ğır açılıyor. Kim o? Beyaz bir d«lga ediyorum. Kalbime kuvvet geliyor. Ah... Benim bahtim. Hiç bir genç el kalbimi okşamadı. Fakat ne söylüyor bu kadın? Sabahat Hanım! dedim. lyi. Bırak. Çok helecandayım. Bel Fakat beni dinleyiniz. Beni ki senin elm beni kurtaracak. Beni dinle. affet. Çok fenayım. Beni affeder Peki. mism? Yatağm kenanna daha rahat o Peki ama ne var? AffedUeceb ne kabahat yaptın? turdu. Bir eli yorganın üstünde sallanıyordu. Bir şey an yor. Hiç... Bugün söylediğim «öı Ne anyorsunuz? ler... Bir de... EJini ver. Bir de? Ne istiyor bu kadın? Elhni ver Bu aksam.. dim, tuttu ve kalbinin üstüne götür Bu ak*am?.. dü. Bir saat evvel... Baban uyan ' Bak, dedi, ne kadar çarpıyor. mıştı. Su istedi. Verdkn. Sonra: «Çek* Evet. mecem...» dedi. Çekmecesini görmek Bu gece içimde bir »ıkmtı var. istedi. Ben onu dikiş makinesinin durduğu odaya kaldırmıştım. «lçeri oda* Benim de. da...» dedim. «Alçak!» dedi, yüzüElimi göğsünün üstünden bırak ne bir kan bulutu çıktı ve kayboldu. mıyor. Hatta etine gömüyor. Ne isSonra hiç bir şey aöylemedi, gene ter bu kadın? daldı. Mabadi var Çekme elini, dedi, böyle rahat

Bu sayıdan diğer sayfalar: