18 Haziran 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

18 Haziran 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ÜamTitmyet '• 18 Hazîran İ933 lkı Yuzlu Rız Çevıren: AB1DİN DAVER Şehir ve memleket haberieri Eşya daralarından Ziraat mütehassısı Deniz hatları Alman resim Mr. Gardner dün gelerek Teşkilâtl hazir Bunlara eski tarife tatbik olunacak Yeni gümrük tarifeleri tatbikatından olarak, bazı esyadan daralarile birlikte resim alınması, bir kiMn tacirlerin şikâyetini mucip olmustu. Bu tacirler; Türkiye ile ticarct mu • ahedesi olan memleketlere eski tenzilâth tarife tatbik edildiği halde, daraların da eski tarife mucibince muamele görmesi lâzım geldiğini söylüyorlardı. Yeni gümrük tarife sinden sonra piyasada kesme şcker fiyatının pahalılanması da bu dacalardan ayni gümrük resminin :hn masına atfediliyordu. Haber aldı ğımıza göre, daraların da eski tari • feye tâbi tutulması takarrür etmiş • tir. Bu husustaki etnrin bugünlerde gümrüklere gelmesi beklenm^ktedir. Gümrük başmüdiriyeti yeni tarifelerdeki bazı listeler hakkında kontenjan tatbikatının ne şekilde vn pılması lâzım geleceğinı de vekâ • letten sormuştur. Filhakika evvelce serbest listede bulunan bir esyadan bu defa başka bir numaraya veya fıkraya itha! edilmesi dolayısile umumî l'steye geçmesi veyahut tamamen listeden hariç kalması gibi haller vakidir. tsimleri kararnamelerde tasrihan gösterilmis olan eşya ile isimleri zikredilmediği halde tarife numa rası gösterilmesi dolayısT.'e opozis • yonun tahavvülü Jairesinde bulun • ması icap eden eşyanın kontenian tatbikatı hakkında soru:an bu su allere bugünlerde cevap verilecektir. Siyasî icmal BaşvekiIIer mülâkatr ah çekilmiş olan dortler mf» sakının tatbik mevkiine konultnası için imza ve tasdik) lâzım geliyor. İmza muamelesi ko * laydır. Tasdik işi de o kadar miiş • külâta tesadüf edecek değildir. Em ziyade muhalefet göstermesi muh temel olan parlâmento Fransız parlâmentosudur. Lâkin Başvekil M. Daladiye tarafından parlâmento da verilen son izahattan sonra muhalefet taraftarlannın ileri sürme leri muhtemel olan delillerin kuvverl kaybolmuştur. Mumaileyh demiştî» ki: « Fransa hükumeti dörtler ml * sakrnm sulha hizmet edecek en mS« kemmel vasıta olacağına kani bu lunduğundan mes'uliyeti Orerine alarak bu misakı aktetmiştir. ttalyanın teklif ettiği misakm reddi Avrupayı iki muhasım tarafa sevket mek tehlikesini ortaya atacaktı. Böy le bir tehlikeyi göze aldırarak bu teklifi reddedebilirdik. înziva ve lâkaydî siyaseti ile demokrasi da • vasma hizmet edilemez. Hükumet müzakerahn muvaffakiyetli neticesinden kendisini bahtiyar addediyor Bu misak bir çok müskülâhn ve bahusus Fransa ile ttalya arasındaki müskül tneselelecin bertaraf edilmesine müsaittir.» Fransa hükumeti misakm parlâmento tarafından tasdik edileceğinden o kadar emindir ki bunun tatbikı için şimdiden hazırlığa baslamıştır. Bu meyanda Fransa Başvekili M. Daladiyenin ttalya Başvekili M. Musol<ni ve Almanya Başvekili M. Hitler He mülâkatlarda bulunmasına ait bazırlıklar da vardır. Fransız kabinesinm şrmdiden bu tnülâkatlar hakkında müzakerelerde bulunduğu son haberlerde büdiriliyor. Fransız gazeteleri garpli dört büyük dev letin aralarmda doğrudan doğruya müzakerede bulunmalannı icap ettiren dörtler misakının tasdik mu • amelesi bîttikten sonra Fransa, ltalya ve Almanya başvekillerinin top • lanarak görüşmelermin gayet tabil bir sey olacağmı yazıyorlar. Dörtler misakının en mühim netîcelerinden biri demokrat Fransızlann Faşist ttalyan ve Altnanlarla uzlaşmaktan artık çekinmemeleridir. Almanya ile ttalyanm siyasî cihet ten bir cephede bulunmalan Su iki büyük devletin Avıupa siyasetindeki kıymet ve eîıemmiyetîerînî arttırmı» ve Fransamn müttefikleri ile birlikte teşkil ettiği ziimreye karşı mü • vazeneyi temin eylemiştir, Demok rat Fransada, hükumetin basında sol fırkalann bulunmasına rağmen komşusu Faşist devletlerle uzlaş • mak yolunu tutmuştur. Bu müvazeneden tngiltere son derecede memnundur. Çünkü bu devletin ötedenberi takip ettiği siya set, Avrupa kıt'asında herhangi nir devlet ve zümrenin hâkim olmasına meydan vermemek gayesme m>»tuftur. Cunun içindrr ki dörtler misakı Ingiltere tarafından derin bir memnuniyetle karşılanmıştır. tngilterenin dörtler msakındaki alâkası ve menfaati mflvazenenin ve huzurun temin edilmesinden ibaret olduğundan fngiliz Başvekili dörtler misakına iştirak eden diğer üç büyük devletin başvekillerinin mülâ • katlanna dahil olmıyacak, kenarda kalacaktır. tngiltere Başvekili, üç devletin arasında icabmda yalnız mutavassıtlık ve telifibeyin rolünü icra edecektir. Avrupa meselelerinin esaslı surette hal ve tesviyesi umumî konferanslardan ziyade üç büyük devlet basvekilleri arasında vuku bulacak mülâkatların neticesine bağ>< hdır. MUHARREM FEYZİ . MARTA MAK KENNf 63 Otto, Roulersin bombalanmasına sebep olanı, yani beni benden istiyor! Delikanlınm bir genç kız eline benzeyen sararmış elini öptüm, gözlerimden dökülen yaşlar, ateş gibi yanan yanaklarımda kuruyordu. Eğflip kulağma hafifçe: Affet beni çocuğum, diye fısildadım. Orada serilmiş yatan yüzlerce yaralı, kendflerine bu kadar şefkatle ba • kan el île onların ölüm fermanını yazan elin ayni olduğunu bilselerdi, beni can çekişen gozlerinin müt • hiş bakışlarile öldürebilirlerdi. Bir» denbire zavalh Almanın canı çekilen elini bırakıp kalktım. Doğru oda • ma koştum. Birkaç süplime table • tini bîr bardağa attım. ölmek isti • yordum. Kan ve ateş içinde kalan güzel vatanımm hayali gözlerimin önüne dikildi. Cephedeki kardeşle • rimîn de su anda, Alman tayyare cilermin bombalarile parçalanımş olması ihtimalini düşündüm. Süblimeyi döktüm... Marta, metin ol! Metin olacağım! Bu sözleri söylerken güzel ve 1evimli Otto (itmiş, yerine hilekâr ve hain Otto gelmişti. Gözleri bir bıçak çeliği gibi parıl parıl yanıyordu. Hayir, der gibi başımı salladım. Marta, dedi, korkmayınız. Sizin casus aradığımzdan Roulerste kimsenin haberi olmıyacak, hatta süpbe bile etmiyecektir. Bana tam bir itimat gösterebilhsiniz. Sustu, ben de susuyordum. Elini uzatıp elimi tuttu. Şitndi, hilekâr ve hain Otto gitmiş, yerine güzel ve sevimli Otto gelmişti. Elimi muhabbetle sıkıyordu. O güzel ve kibar elIerinde öyle tatlı bir sıcakhk, öyle sicak bir yumuşakhk vardı ki temasi vücudümde ürpermeler husule geti • riyordu. Sonra, birdenbire elimi silkip bırakti, kat'î bir sesle: Marta dedi, size şunu hatırlatmak isterim ki istediğim malumatı, bana tedarik edebileceğinize kat'iyyen eminim. Vaziyetiniz buna tamamile müsaittir. Çünkü bu şehirde hemen hemen herkesi tanıyorsunuz. Dimağımzm işlemediğini, burada o!up bitenlerden hiç bir şey bilmediğinizi anlarsam, doğrusunu söyliyeyim size, bunun için başka bir sebep aramak mecburiyetinde kalınm. Marta, size karşı daima muhabbet ve dostluk besledim. Beyhude yere hoşunuza pitmiyecek, sizi üzecek bir harekette bulunmağa mecbur olursam çok müteessir olacağım. Bu tehditten sonra, merdivenlerden yuvarlanır gibî inip gitti. Ankaraya gitti tktısat Vekâleti namına Anadoluda ziraî tetkikatta bu lunmak üzere davet ediien Amerikalı ziraat mütehassısı M. Gardner dün sabah fehrimize gelmiş ve akşam trenile Ankaraya gitmiştir. M. Gardner dün kendisile M. Gardner görüsen bir ımıharririmize demiş • tir ki: « Vazifem hakkında size şimdirfen bir şey söyliyecek vaziyette değilim. Memleketinizde altı ay kadar kalacağimı tahmin etmekteyim. Son zamanlarda büyük terakkiyatile bütün dünyanın nazari dikkatini üzerine toplıyan Türkiyeyi yakından görmeği çok arzu ediyordum. Türkiyeye bundan 25 sene evvel bir kere daha gelmiş.tim. Fakat şimdi memleketimizi tanmmıyacak kadar değişmiş buldum. Bu defa gelişimde bir ziraat mütehassısı olmak sıfatile nazari dikkatimi ilk celbeden şey Türkiyede yetişen meyvalann çok güzel olmasıdır. Esasen Türk tütün ve incirlerinm cihan>şttfmul bh* şöhreri •ardır.> M. Gardner Amerika hükumetinin resmî ziraat mütehassıslarındandır. Yeni kadrolar dün Ankaraya gönderildi Temmuı iptidasmdan itibaren fa> aliyete geçecek deniz ve hava yol lan idareainin erkânından mürekkep kojn'syon dün Deniz ve Hava müs • tesarı Sadullah Beyin riyasetinde topJanmış ve Dış hatlar, Akay isletme müdürlüklerile fabrika ve ha vuzlar iadresinin kadro ve talimat namelerine ait hazvrhkları bitirmiştir. Vekâlet kabotaj müdvrii Ayet Bey kadroları, tasdik mramelesi icin dün akşam Ankaraya götürmüştür. Yapılan kadrolara göre, bidayette zannedildiği kadar genis mikyasta değişikliklere lüzum görülmemiş, yalnız 25 kadar memurjyet ilga edilerek bu vazifeleri ifa etmekte olanlardan efjliyetlileri veni vazifelere tayin edilmislerdir. Maahaza yeni kadro hakkmda ketumiyet muha faza edilmektedir. Yeni teskilâtta kimlerin kalacağı ağlebi ihtimal bugün anlasılacaktır. Fabrika ve havuzlar müdiirlüğünde mühim bir değişiklik yapılmıyacaktır. Hükmî şahsiyeti haiz olan yeni müdürlüklerin temmuzdan sene sonuna kadar altı avlık muvakkat biitçeleri de burün ikmal ^dilerek vekâletin tasdikına arzedilecektir. Sene basında yeniden bütçeler yapılacaktır. Dış hatlar bütee«inde, kaldml ması mukarrer olan îskenderiye hattı icin tahsisat konuimamaktadır. Maamafih hükumetçe lüzum görüldüğü takdi<de. »onradan tahsiyat verilerek icap eden haricî servisier yaptırılacaktır. Yeni bütcelerde, memnrlann maaşlan eskisinin aynidir. Fakat ev velce yalnız aslî maastan kesilen yüzde beş tekaüdiye bu defa tahsisata da teşmil edilmiştir. Bir sene zarfında memurlann tekaütlük nakkı ven'ne te)>kil edi • Iecek teavün sandiğile eski istih kaklann da mahfuziyeti temin olunacaktır. Otto benim başımı benden istiyor Erteıi gün, Otto, kazinoda, heni bir köşeye çekti. Yüziinü tatcız ve çirkin bir surette ekşiterek: Froylayn dedi, evvelki akşam, bir a fabrikasındaki taburun, tngi • liz tayyareleri tarafından bombalanması muhakkak, şehirdeki casuslardan birinin îlıbarı üzerine yapılmışrrr. Bu casusu, rautlaka bulmak lâ zimdır Marta ve yemin ediyorum ki ben onu bulacağım. Böyle meFun bir mahlukun, bir yilan gibi kafasi « i l melidir ve ahtediyorum ki ben onun kafasını ezeceğim. Bu işte siz de bana yardım edeceksiniz Marta. Put gibi donup kaUnıştım, sesimi çıkarmıyordum: tşitiyor musunuz, siz de bana yardım edeceksiniz Marta. Size bîr hafta mühlet veriyorum. Bir hafta sonra, bu sefil hainin ismini sizden •iterhn. Ümidimi boşa çîkarmayınız. Otto, bu sözleri söyledikten sonra, hiddele çıkip gitti. Ottonun gözlerinden hiç bir şey öğrenememiştim. Benim üzerime saldtrmağa bazır mı idi? Alman davasma sadakatle yardım etmezsem, istediği casusu, yani kendimi eline teslim etmezsem ne olacakh? Bunu df^ünmeğe bile cesaret edemiyordum. tstediği ismi kendisine söyliyebilir miydira? So kaklarda, üzerime bir kâbus çul • lanmış gibi yürüyordum. Omitsizlik içinde, çare olarak Ottoya Alman polis hafiyelerinden birinin ismini vermeği düsündüm. Esasen bu haîr herifler, kibiır ve azametleri ve halka yaptıklan mütemadî engîzisyon itibarile Roulersin bas belâsı idiler. Bir hafta mühletin sonu geldi. O akşam kazinonun merdiveninde Otto île karsılaştım. Marta, bana verecek haberiniz var mı; diye sordu? Roulersteki caniyane casusluk hakkinda malumat alabildisrinizi ümit edîyorum. Vurulan bir oüvercinden ilham Ertesi sabah, penceremden ıtıey • dana bakarak düşünüyordum. Mini mini tombul bir sakakusu, karşım daki ağacın yeşil dalları arasında cıvıldıvarak sıçrıyordu. tcimden: Ah, mes'ut kus, senin yerinde olmaği nekadar isterdim, diye dü sünüyordum . Bu sırada tüfek sesleri işiterek etrafıma bakındım. Meydanm öbür kösesinde ceketsiz bir Alman neferi, bir güvercine ateş ediyordu. Harbin ilk günlerinde, güvercinlerin muhabere islermde kullanıldığından şüphe edilmis ve merkez kumandanlığı, her gordükleri güvercîne ates ettnelermi askerlere emretmisti. Alman neferinin güvercine ates ettiğini görünce hemen aklıma bir fikir geldi. Yazıbanemin onüne o turdum ve küçücük ince bir kâğıt üzerine dört haneli altı rakam yazdım. Bunlann arasına bazi harfler de sıkıştırdım. Bu kâğıdı büküp kıvırdım. Mutfağa inerek kâğıdı ka saptan alınmis taze ete sürüp kanla bulaştırdim. Ondan sonra hastaneye giderek işimle meşgul oldum. Sertabip, sabah muayenesini bitirdikten sonra kendisinden mülâzim Ottoya telefon ederek hastaneye çağmnasmı rica ettim. Yarım saat sonra, sertabibin emirberi, mülâzimin müdiriyet odasında beklediğini haber verdi. Otto, yalnız başma oturmuş beni bekliyordu. Mahadi var Sanayicîlerin ihtiyaçlart Yeni tarifeler dolaysîle, sanayi erbabımn hükumet nezdinde bazı teşebbüslerde bulunacağt yazılmışti. Sanayicilerin bu husustaki noktai nazarlan, millî sanayi birliği tarafından tesbit edilmektedir. Bu ihtiyaçlann tktisat Vekili Celâl Beyin Londraya avdetinde, sanayicilerden müteşekkil bir heyet tarafından kendisine arzedileceğini, birliğin umumî kâtibi Nazmi Nuri Bey J!;n bir muharrirhnize söylemiştir. Oktruva tahsilâtı ve memurlar Oktruva resminin ilgası münasebetile Oktruva müdiriyetinde ya • pılmakta olan tasfiyeye devam edilmektedir. Bu şube haziran birden itibaren resmen lâğvedilmiş olmakla beraber memurlar eldekî işleri intaç etmek üzere çalışmaktadırlar ve haziran maaşlarını almışlardır. Kendilerine temmur maaşlan da tam olarak, ondan sonra da yeni bir vazifeye tayin edilinciye kadar nısıf maaş verilecektir. Gümrüklerce tahsil ed*ilmekte olan haziran ayına ait oktruva resrai ancak temmuz on beşten sonra Belediyelere verile • cektir. Yeni mOzayede ve mönakasa kanunu * Meclisin gelecek îçtima devresinde yeni müzayede ve münakaşa kanun lâyihası müzakere edilecektir. Lâyihada delvet alış ve sahşları için tatbik edilecek usul ve kaide ler, ve ilân hususlarile tâbi olduğu sartlar tatbikatta tereddüdü mucip olmamak üzere çok vazih ve tafsilâtlı hükme raptolunmuştur. Bundan başka bilhassa büyük işlere yüksek sermayelerden maada ufak sermayeli ciddî teşebbüs er babının da iştirak edebilmesini temin etmek, ve devlet alış ve satışlarile taahhütlerini memleket çocuklarma yaptırmak, ve binnetice paramızı memleket içinde alıkoymak için teminat hakkında taliplere eski kanuna nisbetle daha müsait davranmak suretile tanzim ediien esaslar, bu lâyihanm ruhlu hükümlerini teşkil «tmektedir. Vapareulartn hazırltğt ""* Yeni Vapureular şirketi idare mec 15si, bu hafta toplanarak reısînî ve şirket müdörünu seçecektir. Sirket, merkez olarak tstanbul tarafında münasip bh bina tutacaktır. Vapur sahipleri tarafından, kanunen verilmesi lâzım gelen beyan nameler tamamen verilmis olduğundan yakmda kıymetlerin takdirine başlanacaktır. Kanun mucibince şirketin lâakal 500 bin lira sermayesi olması lâzım gelmektedir. Vapurlara takdır ediien kıymet 500 bin lirayı doldurmazsa üst taraf mı müessisler tamamlıyacak lardır. Bu takdirde devlet, posta vapurculuğu inhisanna ait bir kısım haklanm bu şirkete verecektir. Maahaza Vapureular Birliği reisi Lutfi Bey sermayenin 750,000 lirayı bulacağı kanaatinde olduklannı söylemiştir. Yeni inşaat yapılmıyacak Belediye ve idarei hususâyenin yeni bütçesi hükumeti merkeziyece tasdik edilerek gönderilmiştir. Bütçede ufak tefek bazı tadilât vardır. Yeni şekilde yapılacak olan oktruva resmi tahsilâtmdan alınacak neti ceye kadar şimdilik yeni inşaat yapılmamasına karar verilmiştir. Diğer taraf tan Büyük Millet Meclisi tarafından tasdik ediien yeni yapı ve yol kanunu tebliğ edilmcîye kadar da halk tarafından yapılacak yeni inşaata şimdilik müsaade verilmemesi kararlaşmıştır. Çöpleri limana dökOyorlarmış Nezafet amelesi tarafından toplanan şehir dahilindeki çöplerin denize dökülmesi her sene bir mukavelename ile müteahhide verilmektedir. Fakat mukavelename ahkâ mına göre mavnalarla nakledilen bu çöplerin denize lâakal beş mil açıl • dıktan sonra dökülmesi lâzım gel • mektedir. Halbukî son zamanlarda buna riayet edilmiyerek çöplerin hemen liman ağzmda denize atilmağa başlandığı ve sulann tesrrile bunlann liman ağzmda toplandığı görülmüş ve alâkadar memurlar tarafından bu hususta bir zabıt varakasi tutulmuştur. tşin sıhhatî umumiyeye ta • alluku itibarile mukavelenamenin feshi cihetine gidilmesi hususunda tetkikat yapılmaktadır. Devht Şuramızın hal ve istikbali Basmakaleden mabat nen tatbikı dahs salim bir iş görme yoludur diyene de Devlet Şurasımn usul Ierindeki hususiyeti izah etmek elbette beyhude teessure düşmekten daha iyi bfr hareket tarzı olur. Bize sorulsa biz adaletin mümkün olan suratle temfninden ibaret olan gayeyi nsule feda etmemek icap ettiğini açık söyleriz. Usulün berkese selâmet kadar sahnlet te temin eden tyiliğine kat'iyyen kani olmakla beraber çok kere bunun bir gaye değil, bir vasıta oldoğunon unutulmasından da pek ziyade korkanz. Adalet bahsinde hakkı iptal eden nsnllerin bazan oyun haline getirilen şekfllerine kızdıgunız kadar az seye kızarız. Elrmizden gelse günirn birinde hiçbh usulün hiçbir hakkı iptal edemiyeceği hakkında bir kanun maddesi tedvin ederek adaletin mukteza smdaki kat'î büyüklüğü münferit esas olarak vaziyete hâkhn kılmak isterdik. Bununla beraber dünyada kaidesiz is gdrmek kolay olmadıgma ve her kasten adalet dâhiligi beklemeğe bak kımız bolunmadıgına göre herhangî bir hedefe doğru yürümek için gidilecek yollarm tayin ve tesbib* bir zaruret ol • maktan kurtulamıyor. O halde nasd?... tşte münakaşa mevzıro, yani konuşma vesilesi. Muhterem Resat Bey mutlak adaletin lemini iddiası âciz beçerin kudreti ha ricinde bir is olduğunu söylüyor. Bu hukuk nazariyeleri içinde böyle mütalea olunur bir felsefe maddesidir. Hayat, nazariyeden daha çethı bir demir leb lebi ve nisbî adalet, mutlak adatetten daha fleri bir cemiyet üıtîyacıdır. Misaadelerile mutlak adalete erisilemez iddiasmm vahi bir dava olduğunu arze delim. Çünkü mutlak adalet yoktur. O olsa olsa nisbî adaletin mükemmelidir ki onu temin etmek te însanların elin dedir. Bunun haricmde bir adalet dü şüncesi ucsuz bucaksız hilkatm esrarile boy ölçüsmeğe kalkısmak demek olur ki abestir. Ne hacet, adalet nthayet içtimaî bhkeyfîyet ve bundan dolayı da zarurî bir nisbet demek değil midir? Gene bunun için değil midir ki di • ğer mahkemelerimiz gibi Devlet Şuramızın da günden güne daha mükemmel olmasım istediğimiz zaman yalnız nisbî adaleti biraz daha iyilestirmek maksa dmı takip etmiş oluruz? Devlet Şuramızın şimdiki eşhaı ve erkâmna gelince bizim mcmlekette şimdiki halde bondan ryisi can sağlığı • dır deriz. Herhalde bugün Devlet Şu ranuzda havat ve sıhhatlerini heder edecek veçhile çalışan münevver ve namuslu vatandaşlann pek muhterem olan şahsîyet ve memuriyetlerinde kim senin zerre kadar istibahı yoktur. Bu • nu kendilerine bütün samüniyetimizle temin edebiliriz. Ust tarafı daha kolay, daha iyi ve daha çabuk iş görmek yo • Iunda daha mükemmele doğru gitmek için hergün yapmağa mecbur olduğu • muz didinmelerden ibarettir. Herhalde Devlet Şuramızın giderek bu memlekette en mühim müessesele rimizin birmcfleri arasında mevki tu tacağına bizim kanaat ve imaramiz vardır. YUNUS NADÎ M. Hanri Marten ve Malşın iştirak ettiği sürek avı Türk avcıları geçen perşembe Yalovada bir sürek avı tertip etmişler dir. Ava Isviçre sefiri Hanri Marten Cenapları, sefaret erkânı, Darülfü • nun ıslahat komitesi reisi profesör Malş ve daha bir çok Türk ve ecnebi 25 davetli iştirak etmiştir. Avda 15 ten fazla yaban domuzu ile bir çok diğer av hayvanı vurulmuştur. Av • cılar dün avdet etmişlerdir. ilk mekteplerden çıkanlar Istanbul ve mülhakatındaki ilk mekteplerin imtihanlan bittiği için mektep idareleri imtihan cetvelle rini Maarif idaresine göndermeğe başlamışlardır. Bu sene Istanbul ilk mekteplerinden 1000 talebe mezun olacaktır. fkmal imtihanlan henüz yapılmadığı için dönenlerin kat'î adedi belli değildir. Maamafih bu miktarm 800 ü bulacağı tahmin edilmektedir. Türk Yunan mahkemesinde yeni davalar Muhtelrt Türk Yunan hakem mahkemesinde yeniden yirmi yedi davaya daha bakılmış, bunlardan onu reddedilerek diğer leri kararlan verilmek üzere talik olunmuştur. Reddedilen on davada muhtelif kinv seler tarafından hükumetimîzden ÎStenen tazminat miktan üç yüz on bin liradır. Zekâi Paşanın resim sergisi Ressam merhum Zekâi Paşanın kıymettar resimlerile ilk defa olarak tertip ediien sergi açılmıştır. Hergün 15 ten 19 a kadar gezilebilir. Dühuliye yoktur. Mözeler Mödörö Ankaraya gitti Avrupada tetkik seyahatinden dönen Asari atika müzeleri müdürü Aziz Bey dün akşam, Maarif Vekâletinin daveti üzerine Ankaraya gitmiştir. Aziz Beye mütehassıs profesör Ungar da refakat etmektedir. Aziz Bey Avrupadaki tetkikatına ait raporları hakkında Vekâlete izahat verecektir. 15 aygır daha getirildi At naslini ıslah etmek üzere Macaristandan şehrimize 15 aygır daha getirilmiştir. Bunlar yann Adana civanndaki Mercimek aygır depo • suna sevkolunacaktır. önce getirilen 21 aygır Sıvasta ki depoya gönderilmişti. Aygırlann mübayaasile meşgul olan mütehassıs Nurettm ve Salâhattîn Beyler dün Peşteden avdet etmişlerdir. Arnavutkoy Kolejinde mösamere Dün öğleden sonra Arnavutkoy Amerikan Kız Kolejinde bir müsa • mere verilmiştir. Talebe tarafından bazı eserler muvaffakiyetli bir su rette tamsil edHImiş ve müsamere geç vakte kadar devam etmiştir. Gazefe satmak yasak Bir defa daha yazmışhk: Kadi • köy ve Ada iskelelermde müvezzilere gazete sattırılmıyormus. Dün de birçok müvezzi matbaamıza gelerek dert yandılar. Bir defa dünyanm hiçbir tarafında böyle bir memnuiyet yoktur. Sonra gazete müvezzilerini simitçi veya hamal ile kıyas etmeğe hnkân yoktur; çünkü onlar vapurlara, trenlere, tramvaylara girerek halkın okuma ihtiyaçlannı temine çalışırlar. Binaen&leyK cemiyet hayatında rolleri sadece bh ayak sahcılığı değildir. Bu ehemmi yetli farkın alâkadar memurlarca takdir edilmemesi ve zavalh mü • vezzilerin iskelelerden uzaklaştırılraası yanhşhr. Vilâyetin nazari dikkatini cebediyoruz. ingiliz mekteplerinde mösamere tngiliz Hayskul mektebi Türk talebeleri tarafından dün ders senesi sonu münasebetile bir müsamere verilmiştir. Talebenin nep beraber söyledikleri istiklâl marşile başlanan bu musamerede Haltt Fabri Beyin «Baykuş» piyesile «Babür şahm seccadesi» ishnli bir komedi temsil olunmuştur. Muallim Fehamet Ha • nımın idare ettiği musamerede ta • lebe çok muvaffak olmuş ve hazırun tarafından uzun uzun alkışlanmış • lardır. Tashih Dünkü nüshamızda konservatu • var mütehassısı profesör Marksm beyanatı vardı. Mütehassıs millî musikinin kalacağını ve zaten ıslahat raporunu bu esas dairesinde hazırla • makta olduğunu, garp tekniğinin sadece millî musikiye tatbik edileceğini söylüyordu. Yazımn başhğı «Millî musiki kalacak» iken maalesef «Millî musiki kalkacak» tarzında çıktığı için tashih ve itizar ederiz. Mülkiye mufettişleri avdet ettiler Muhtelif vilâyetlerde tetkikat /apan mülkiye mufettişleri teftişlerini ikmal ederek şehrimize avdet etmişlerdir. Müfettişler raporlarını Da • hiliye Vekâletine göndereceklerdir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: