18 Haziran 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

18 Haziran 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Öz dil müsabakamız: 3 Nesir Konferanstan intibalar iktısat konferansı nasıl açıldı? Ertesi günü celse açddığı vakit her kes merak ve heyecan içinde beklemeğe başladı. Hitabet kürsüsünde Amerika Hariciye Naznmm görünmesi bekleni • yordu. Fakat dakikalar geçtiği halde kürsüye çıkan olmadı. Bir fısırh baş ladı. Gözler Amerikan heyeti murah • hasasınm mahalli mahsusuna dikildi. Burada dahi kimse bulunnnadığı hay • retle görüldü. Biraz sonra program hilâfma olarak FransuE Başvekili M. Daladiye kürsüye geldi, nutkuna başladı. Fransız Başvekili yaknasak nutkunda altmlann yeniden taksim edilmesi aleyhinde bir sürü mütalealar dinletti. Lâkin fısıltılann arkan bir türlü almrru • yordu. Nihayet hakikat anlaşıldı: A merika Hariciye Nazın Mister Hul hazırladığı nutku telefonla Amerika Re • isicumhuruna bîldirmiş, Reisicumhur, dahilî siyasete ait bazı sebeplerden do layı bu nutku beğenmemiş, tadilini is temiş, Hariciye Nazın buna razı olma • mışfa. Telefonla uzun bir münakaşa başlamıştL. Bu münakaşa o kadar uzamıştı ki Amerika başmurahhast nutkunu söylemek için kendisine tayin olunma müddetini geçirmişti. Mister Hul ertesi günü nutkunu söylediği zaman bile çok yorgun görünüyordu. Çünkü haztrladığı yeni nutuk hakkmda da Vaşingtonla uzun münakaşalar yapmıştı. ttalya Maliye Nazmnın nutku Lozan malî sulhunun devamını istiyordu. Almanya Hariciye Nazmnın nutku, dün • yaya hitap etmekten ziyade Almanya efkân omuırayesini muhatap tutan sözlerle doluydu. Birinci sahifeden mabat n kaygusu değildir. Şimdiye kadar ci • han tarihinde emsali görülmiyen mu azzam bir beynelmilel içtimam Londrada aktedilmesi merasime çok meraklı olan İngilizlerin gururunu okşamur, İngilizleri bu konferansla çok alâkadar etmiştir. • tıtfft f\ u rt y& EniL. 18 Hazfran 1933 Kahire Elçimiz Dün Ankaraya gitti SAVAS YOLLARINDA Iki milyar insanı temsil eden Londra Sindire sindire, kağni seslerini içime; Büyndüm o ellerde. • Yaylanın Idrkiileriydi, türkülerim. Nice dağlar boyun iğmiştir şahlanan atianma.. Kan ve ateş dolu MVM yol lanna koşarken ben. Yattığun yerler topraktı, örtülerim de ateş!. Arada ( 1 ) yağmur, dora v« tipi... * Sindire sindire, kaval seslerini içhne; Aıtt içtim o ellerde. Yüceliğin türkülertydi, törkSlerim. Nke dağlar geçit vermiştir kükreyea «tlanma.. EI dolan yurdumda hız alırken ben!. tnancım ( 2 ) toprağımdı, îfiğım da Ankara. Acilar, bm yara katarken yüreklere.. * Sindire sindire, top ve tüfek sesle • rini itime; Savaş ettim o ellerde. Yurt kaygusunun türküleriydi, rorkn • lerim. Irmak sulanydı yaralanmın emi ( 3 ) •olmur yapraklar da sargısı. Ve ben, akan kanlanma bakmıyarak, yaşama duygusunu duygulara katmı • yarak.. ölümü bile çiğnedim ayakla • nmın altmda; Yökselirken tnönü, Sakarya, Dumlupınara. Sindire sindire, kurtuluş umusuna ( 4 ) içîme; Yol aldım ateşinden yanan köyle • rin.. Hmcımın ömmde eridi dağlar.. Ve yerini değiştirdi ırmaklar.. Yurt özlentisrain ( 5 ) türküleriydi, türkülerim. Gün oldu yalın ayaktım, gün olda çankli.. GSn oldu hız biberle kahklı!. Kosturdum yelleri ardımdan, sağhk aldım güvendiğim Tiirk adtndan.. Açarken gülleler ölüm çukurlannı; Soy öniinün ( 6 ) türküleriydi, türkülerim. Smdire sindire, yav ( 7 ) tutumu • mı ( 8 ) îçime; Konak verdim kıyısında Egenin!. Akmtmm önünde irkildi dünya. Ve yolunu değiştirirken tarOı; Erliğimm türküleriydi, turkâlerim. MÜNİR MÜEYYET 1) Arada (bazan), 2) inanç (din), 3) emi (ilâç), 4) umu (emel), 5) özlenti (hasret). 6) ün (şan, şeref, heybet), 7 yav (düşman), 8) tutum (işgal) mukabili olarak kullanılmış ve Hüseyin Kâzım Beyin ikmal ediiemiyen Büyük Türk Lugatînden istifade edilmiştir. M. M. ve dakikası dakikasma tatbik olundu. Saat iki buçuktan itibaren münakalât dur duruldu. Her devletin heyeti murahhasası, küşat resminden yirmi dakika evvel yerlerine yerleştiler. Bütün bu çeşrt merasimde olduğu gibi hemen herkes redingot, yahut bonjur giymişti. Saat ikiyi elli geçe Milletler Cemiyeti tercümanı M. Mathiyö herkesi yerli yerine oturmağa davet etti. Tam on dakika kralm gelmesini bekledik. Tam üçe iki dakika kala Beşinci Jorj sağdaki camlı kapıda göründü. O da bonjıv giy ) mişti. Yakasına beyaz bir karanfil tak ' mıştı. Arkasmda M. Makdonalt ve Millet • ler Cemiyeti kâtibi umumisi Evic Drü mon olduğu halde Herledi. Hazmmu selâmladıktan sonra telgraflann bir suretini naklettikleri nutkunu okudu. Bütün dünyanm arzu ettiği gayeye vüsulü temin edecek bir heyet karşismda bu • Iunduğuna dair olan cümleler ağzından çok büyük bir heyecan ve hassasiyetle çıktı. Kral nutkunu bitirirken uzaktan, bina haricinden ve dahilmden alkışlar ve takdirlerle beraber birçok ta gürültüler işitiliyordu. tngiliz gazeteleri cihan iktısat kon • feransuım ümit verici bir rukbrnlik havası içinde faaliyete devam etmekte olduğu fikrinde müttehittirler. Evet şimdiye kadar dinlediğimiz ve yann akşama kadar dinliyeceğimiz nutuklara nazaran ancak bu şekilde hissiyat izhar oluna • ! bilir. Herkes bütün dünyanın mustarip bir vaziyette bulunduğunu tekrar ediyor, herkes bu ıstıraba bir çare bulunmasına taraftar. Faydalı kararlarm verürnesi teahhur ettiği takdirde bu arzu lara ancak nazari şekilde taraftar gö • rimmekle îktifa ediyor. Taymis gazetesi dünya hükumetleri • nin bihakkm temsil edildiği bu konfe • ransm 1927 de sırf bazı memurlarm istirakile aktolunan içtimala layas edilemiyeceğini, bunun ötekinden çok ayrı neticeler doğuracağını söylüyor. Acaba? Evet, acaba yekdiğerile çarpışan muhtelif menfaatler nihayet akılâne bh karara tebaiyetle brrleşebilecekler mi? îhtimal... Fakat şimdiden bu hususta bü yük bir nikbmliğe düşmek pek doğru bh* hareket ohnaz zannederim. Çünkü kat'î teşhisler neticesi ittihaz olunmıyan kararlarm verilmesi ve tesiri görülmiyecek devalarm tevhidi hiç te faydalı değildir. Omm için Londra konferansını temennilerden sarfı nazarla kuru bir şeniyet içinde takip etmek daha hayırlıdır. İlk nutuklann mealinden ümit verici müşahedeler çıktı. Herşey açtkça ve cesaretle söylendi. Bazı noktalar ehemmiyetle nazari dikkati celbederek tesrih olundu. İngiliz Başveküi millet • ler arasmdaki borçlar meselesi halle dilmeden müzakere için ortaya kona cak herhangi bir mevzua dair konuş • manır» hiçbir fayda doğurmıyacağını soyedi. Bugün resmen ögrendiğimize göre 15 haziranda, yani yann İngiltere hiiku meti harç borçlan için Amerikaya ancak surî bir tediye yapacaktır ve bu suretle hal, evvelce bu iste pek ziyade itilâf giriz davranan Amerika ve Mister Ruzvelt tarafmdan reddedilmemiştir. İşte ilk müsbet iş.. İste bir haynh başlançıç.. İkinci müsbet iş te Fransız Bavekili tarafından herşeyden evvel paralann kıymetinin tesbiti için yapılan kat'î tekliftir. M. Daladiye (evvelâ paralar arasındaki mücadeleyi, harbi kaldnmah, kıymetlerinin mütemadiyen mip çıkmasma mâni olmahyız. iktısadî mübadelede paraya sabit ve kat'î bir vaziyet vermeliyiz. Altmm serbesti ve hürriyetmin temini elzemdir. Eğer paranm kıymeti tesadüf ve arzulara tâbi olarak tesbk edilmekte devam edilecek olursa eşya ve emtia nasıl devreder ve dolaşn, nasıl devamh iktısadî itilâflar aktolunabilir?) Dedi. ttalya ve Amerika hükumet ve heyeti murabhasalan da bu fikre taraftardır ve altım esas olarak alacaklardır. Fakat bu meselede müşkülâtı mucip olan bir nokta da yok değildir. İngiltere ve Ame rika paranın kıymeti tesbit edüirken ayni zamanda eşya ve emtia fiatlannm yükseltilmesini istiyorlar ki bu teklif hiç üphesiz Fransanın ve diğer mületlerin pek te işme gelmiyecektir. tki milyar insanın miimessilleri Londra konferansına işn'rak eden altmış altı hükumetin murahhaslan flci milyar insanı temsil ediyorlar. Ingiltere kralı da konferansı açarken bütün dünya milletlerine riyaset etmiş oluyor. Bir hükümdarm yahut reisi hükumetin bu kadar muazzam bir milletler içtimaına riyaset etmesi şimdiye kadar vaki değildir. Mehmet Ali Şevki Evvelki gün tstanbula gelen Kahire büyük elçimiz Mehmet Ali Şevki Paşa dün akşamki trenle Anka raya gitmiştir. Yakında Türk Mısır mührm ri cali arasmda bazı siyasî tetnaslar vuku bulacağından »efirimizin bn maksatla Ankaraya geldiği söy'.en • mektedir. 12 haziran sabahı Konferansın açıldığı 12 haziran günü sabahı Londra halkı konferansa tahsis olunan Tabakatülârz müzesine çıkan bütün yoUarı doldurmuştu. Kral Lon drada değildi. Cenubi İngilterede Vindsor şatosunda istirahatte idi. Kralın o gün otomobille Vindsordan geleceği malum olduğundan halkm bir kısmı da bu yolda bekleşiyordu. Konferans için Taymis nehri sahilindeki Tabakatülârz müzesinin dört tarafı mermer sütunlu salonu ayrılmıştı. Bu salon cihan milletlerinm içtdmaına en muvafık bir yer olarak seçilmiştL Salonun tefrişi için bir aydanberi geceli gündüzlü çalışüıyordu. Mustatil salonun nihayetinde vücude getirilen yüksek mahal divanı riyasete, öte kısun mnrahhaslara daha berideki saha da samilere Uhsis edilmişti. Gazeteciler için aynlan yer de burada idi. Mısır gazetecileri geliyor Mısırın meşhur ve mamf gazetecilerinden mür*kkep beş kişilik bir neyetin cuma günü sehrimize ge 5 lerek Ankaraya gideceğ haber a Immıştır. Mısırlı meslektaslarımız Ankarada devlet ricalimizi ziyaret edecekler dir. Misafirlerimiz İstanbulda da izaJ edileceklerdir. Eroinciler Ağırcezada.. Muhakemeye dün başlandı, şahitler dinlendi, suçluların tahliye talebi reddedildi Birinci sahifeden mabat Hinhakemelerme karar verildiği zikrediliyordu. İstintak kararnamesinden sonra feorguya çekilen Bernar Blomental, Niko Camadani ve Yorgi Camad'ani kendilerine isnat olunan şebeke halînde kaçakçılık suçumı inkâr et mislerdir. Sabık Seyrüsefer mühendisi Kadri Bey de eroîn imalâthanesi olarak bulunan evin kiracısı olmakla berab«r burada oturmadığını ve çok evrel boşalttığını söyledi. Diğer maznunlar da suçlanm inkâr etmişlerdhr. Suçluların sorgulanndan sonra Tıbbı Adlinin tahlil raporlariU* zabit varakaları okunmustur. Suçlular zabit varakalarında yazıh itiraflannı kırmen tevil etmişler ve bunları poliste tazyikten korktukları içm soy • lediklerîni ileri sürmüşlerdir. Bundan sonra şahitler dinlenmiş tfr. Şahitlerden, kendisine Amerikarı Mister Sinkler süsünü vererek bîr Jcaç gün Tokathyan otelinde oturpn Ve eroincilerle pazarlıklara girişen memnr Suat Beyi bu faaliyeti senaSinda götürüp getiren otomobilin şoförü gördüklerini, duyduklannı anlatmış ve Bernar Bolomental ile Yorgi Camadaninin eroin satişi için pa xarlıklanna şahit olduğunu söyle • miştir. Yorgi Camadani ile Bernal Blomental bu şahitlerin sözlerini tasdik etmiş • ler, suçu birbirlerine yüklemişler<Jir. Şahit mühendis Janki Daraeniko Efendi de Yorgi Camadani Efendinin kendisinden bir tazyik makinesi aldığını, bu makine ile icabmda ero ; n yapılabileceğini, fakat, aslında eroin imali için yapılmış olmadığmı söylemistir. Madam Penalopo ismindeki bir şahit te maznunlardan Matmazel Eleninin evleri basıldığı gün kendisine büyücek bir paket getirerek ertesi günü almak üzere biraktığım ve ertesi günü de bu paketi aldığmı söylemiştir. Suçlular bu ifadelere itiraz etmemislerdir. Mahkeme heyeti, diğer bazı.şahitlerle, men'i muhakeme kararı alan • lann ve kendisine Amerikalı Mister Sinkler sıfatı vererek kaçakçılan meydana çıkaran Suat Beyin şahit sıfatile celplerine ve suçluların sabıkalarnnn sorulmasına karar ver • mistir. Bu sırada suçlu vekillerinden Sami Bey söz alarak Gümrük muhafaza teşkilâtinm ( 4 ) bin lira para feda kârlığile ve memur Suat Beyin Amerikalı rolü oynamasile böyle bir Jcaçakçılıği meydana çıkarmağa çaIışmasına vatanî bir mülâhaza atfı icap etmekte olduğunu, suçluların iddia ed'ildiği gibi bir şebeke halinde olmadıklannı, hepsinin münferit suçları bulunduğunu, yakalanan 11 kilodan ibaret maddenin eroin değil, morfin olduğunu söylemiş, delâil tekemül ettiği, cürüm delilleri imha edilemiyeceği cihetle muhakemeleri yapılan yüzlerce eroinci gibi bu suçlulann da gayrimevkuf olarak mu hakeme edilmelerinî isterrriştir. Avukat Cemil Bey de bu cürmün cürmü ikaa tahrik raretile başladı ğmı, meselenin izam edildiğini *öy lemiş, serbest bırakılma talebine iştirak etmiştir. Diğer dört avukat ta ayni tarzda müdafaalarda bulu • narak tahliye talebinde ısrar etmişlerdhr. Müddeiumum! Ahmet Muhlis Bey, kaçakçılığın bir teş«kkül tarafmdan idare ediltfiğini, suçlann münferit olmadığmı, kaçakçılann memleket halkmi bir ticaret hırsile zehirleme • ğe çalıştıklarını, hatta mesailerini memleket haricine de teşmil etmek istediklerini söylemiş, mevkuf suçlulardan yalnız tstelyo çocuğun tahliyesini, diğerleri hakkmda tahliye talebinin reddedilmesini istemiştir. Mahkeme heyeti yarım saatlik bir müzakereden sonra suçlulardan Bernar Blomental, Niko Camadani, Yorgi Camadani ve Kadri Bey hakkindaki tahliye taleplerinin reddine, tstel yonun gayrimevkuf olarak muhakemesine karar vermiştir. Bu davaya 24 haziran saat 13 buçukta devam edilecektir. Suhanahmet hâkimliğinden: 3 üncü sulh hukuk Italyada balık yagmuru •Roma 17 (A.A.) Gazetelerîn Adriadan öğrendiklerine göre, dün, Portoviro kazasma yağan yağmurlarla beraber büyük miktarda balık ta yağ* mıştır. Bu hâdiseye sebep şudur: O dvrda bir hortum olmuş ve de • nizin suyu ile beraber balıklan da çekmiştir. Bir garabet! Almanya Hariciye Nazınndan sonra Japon başmurahhası M. Ishü nutuk söyledi. Uzak Şarkm bir ihtiyan olan murahhasın sözleri çok zmde ve müessirdi. Fransa Başvekili M. Daladiyeden sonra en ziyade alkışlanan murahhas Japon murahhası oldu. Japon başmurahhası nın nutku Cenevrede Htifakı ara ile da gene ayni nutkun ittifakla takdîr ve tenkit ve takbih edildiği halde Londrada gene ayni nutkun ittifakla takdir ve tahsm edilmiş olması haleti ruhiyelerin garabetlermden biridir. * * • • Kralın nutku... Konferans saat üçte açüacakb. Mu • rahhaslar saat i i d e gelmeğe başlamışlardı. Saat üçe kadar herkes yerli yerine oturmuatu. Bu sırada sert bir çmgvak sesi Kralın gelnvekte olduğunu haber verdiğinden hazırun arasmda bir dal galanma hareketi görüldü. Kral kürsüsünün arkasındaki kapıda göründü. Krah tngfltere Başvekilile Cemiyeti Akva mın sabdc ve Iâh3c reisleri takip edi • yorlardı. Kral som altından yapılmış mikrofonun önüne alkışlar arasinda gelince Basvekile Cemiyeti Akvamm sabık umumi kâtibi Mr. Drumond sağ tarafında mevki aldılar. Sol tarahna dabi Cemiyeti Akvamm şimdiki umumî kâtibi FranMz M. Avenol geçti. Kral siyah elbise giymişti. Yakasmın üiğme beyaz bo çiçek koymuştu. Mikrofonun önünde iğüerek hazı • runu selâmladı. Başvekil Mister Mak donalt, Kralın nutkunu Bıtiva eden kâğıdı kendisine uzattı. Kralın sesi yüksek değildi. Fakat metin ve ahenktardı. Müsterih, sakin bir eda ile konuşuyordu. Mareşal Hindenburg hasta mı? Berlin 17 (A.A.) Reisicumhur Hindenburgun sıhhati hakkmdaki şa • yiala< devam etmektedir. Reisicumhurun hakikaten çok yorgun olduğu, şimdiki halde bir sayfiye yerfndeki nvali • kânesinde istirahat etmekte bulundu « ğu «öylenmektedir. tstanhul asliye mahkemesi 6 mcı hu' kuk dairesinden: Gıilsüm Hanım tarafından aEyüpte Otakçılarda Fethiçelebi mahSlesinin Otakçıbaşı Namazgâh caddesinde 2 4 numaralı hanede müteveffa demirci Mehmet Efendinin hanesmde mukim iken elyevm ikametgâhının meçhuli • yeti anlaşılan Hüseyin Efendi aleyhine bosanma davası ikame olunup gı yabında tahkikat ikmal edilerek icrayı muhakemesi 4/7/933 sah günü saat 11 e tayin ve bu bapta imlâ kılı • nan davetiye varakası muhakeme di • vanhanesine talik kılmmış ve 15 gün müddetle flânen tebligat icrası karar gir olmuş olduğundan yevm ve vakti muayyeni mezkurda İstanbul asliye mahkemesi 6 mcı hukuk dairesinde heyeti hâkime huzunına gelmediği tak • dirde gıyabmda muhakeme icra olunacağı tebliğ makamına kaim olmak ü • zere ilân olunur. (4616) İstanbul 2 inci iflâs memurluğun • dan: Müflis kömürcü Mehmet Ağaya ait olup tamamma 800 lira kıymet takdir olunan ve Emniyet Sandığına ipotekli bulunan Galatada Alacamesçit mahallesinde Mahmudiye caddesinde atik 266 cedH 286 numarah dükkân ile kezalik tamamma 4500 lira kıymet tak dir olunan Galatada Arapcami mahallesinde Mina sokağuıda kâm atik ve cedit 34 numarah halen 13/15/32 numaralan havi ahşap hanenin tamamı açık arthrmıya konmuş olup 19 tem muz 933 çarşamba günü saat 13 ilâ 17 de birinci arttırması yapılacaktır. Ta • rihi mezkurda tahmin edilen laymetin yüzde yetmiş beşini bulmadığı takdirde en son arttıranın taahhüdü bâki kahnak üzere 3 ağustos 933 perşem • be günü ayni saatte ikinci arttırması îfa ve kat'î bırakılması yapılacaktır. Şart name 1 temmuz 933 ten itibaren da * irede alâkadaranm bakmalan için ha • zir bulundurulmuştur. Arttırmıya işti rak edecek olan yüzde yedi buçuk teminat parası ve yahut millî bir banka mektubu verecektir. Sabş peşindir. Müterakhn vergi, Belediye resmi, Vakıf icaresi müşteriye aittir. Fazla malumat almak istiyenlerin 931/21 numara ile dairemize müracaatleri ilân olunur. (4629) m tatbik dünyanm çekmekte olduğu iktısadî ıstıraba karşı bir devadır. Fakat tehlikeli ve mevziî bir devadır. Londra konferansmdan eğer müsbet bir netice almmak isteniyorsa diğer dar sahalara munhasır işlerde olduğu gibi bu geniş sahalı meselelerde de şamil ve kat'î kararlar verümelidir. Frannz gazete'cilerine göre konfrans nastl açıldı? Londradan Paris gazetelerine yazılıyor: Mislme tarihte nadir tesadüf olunabilecek büyük beynelmilel bir konferansın Londra Kralı Beşinci Jorj tarafından muhteşem bir surette açılmasuıa şahit olmak zannederim ki az bir mazhariyet değildir. Baharla yaz arasinda sanki bh başka mevsimin mevcudiyetini iddia eden ılık bir gün. İngilterede birçok binalann içi Orta Zamana ah üsluptadır. Fakat konferansın toplanacağı Senth Kensington müzesinin cephesi yan Yunanî üslupta ounasma rağmen içindekî salonlar da tarihî eskiliğe ait hiçbir emmare kalmamış. Bilâkis her taraf gürültüsile, kalabahğile müthiş bir asrilik püskü • rüyor. Maamafih içeri girer girmez hiç te yadırgamadım. Birçok defalar mü • zakerelerine şahit olduğum Cenevredeki Milletler Cemiyetini buraya taşınraış zannettim. Fakat bu tesir insanı pek te nikbmliğe sevkedecek birşey değil. Milletler Cemiyeti şimdiye kadar giriş • tiği bütün malî ve iktısadî işlerde büyük bir muvaffakiyet gösteremediğine nazaran acaba burada da böyle bir akıbete mi şahit olacağız? Hayır... Haynrv.. Daha şimdiden endişeye ne lüzum var? Cihan iktısat konferansı yukarda da dediğim gibi hakikaten tarihte misline nadir tesadüf olunabilecek muazzam bir içtimadır. Orada dünyanın tam 66 milleti temsil ediliyor. Eğer Panama CumhiHiyeti de vuka bulan davete icabet etseydi, bu rakam 67 ye çıkacaktı. 6 6 milletin heyeti murahhasalarnu teşkil eden şahsiyetlerin içinde 9 başvekil, 14 hariciye nazın mevcut,. Azas 12 kişiden az heyeti mırahhasa yok gibi... Buna mukabil mütehassıslarile birlikte adedi yüze baliğ olan heyeti murahhasalar da mevcuttu. Salonun manzarası Kral nutkunu bra'rdikten sonra tek • rar hazınmu selâmladı ve altm tahtına oturdu. Kralın nutkunu ayakta dinliyen murahhaslar da oturdular. Murahhaslar yeknasak kıyafette olduklanndan ve dörder dörder sıra larda oturduklarmdan konferans salo nu adeta yüksek bir mektebin dersanesmi andınyordu. Yalnız alfabe sırasile en öne düşen Arabistanın, Necit ve Hieaz hükumetinin mümessilleri Şeyh Hafız Vehiple refiki kefiyeli ve maşlahh olduklanndan salondaki kıyafetlerin yeknasaklıguu bozuyorlardı. Kral tahta oturduktan sonra nutkun fransızcası okundu. Tercüme bitince Kral ayağa kalktı ve divanı riyasetm merdiveninden inerek salondan çıktı. Kralı tngiliz Başvekilile Cemiyeti Ak • vam erkânı teşyi ettiler. Birkaç dakika sonra Mister Makdonalt kürsü önüne gelerek malum nutkunu hada başladı. Mister Makdonalduı bu defaki nut • ku, bumdan evvelki beynehnilel içtimalardakine benzemiyordu. Çok mutedildi. Ne kuru vaiz ve nasihatleri, ne de fazla heyecanh idi. Hazırun Ingiliz Başvekilinin nutkunu dikkatle fakat biraz soğuk hava içinde dmlediler. Uzun nu • tuk ancak iki noktasmda hafif şekilde alkışlandı. Doğrusunu söylemek lâ zrm gelirse gerek kralın, gerek İngiliz Başvekilinin nutuklan müsbet ve maddî bir mana ifade etmiyorlardı. Merasiro ve nezaket icabı söylenmişlerdi. İngiliz Başvekili nutkunu, nazariyata dair münakaşalarla vakit geçirilmemesini tavsiye ederek bitirdi. Bu nutuktan sonra riyaset divanı teşkil edildi. İSc gün böylece geçti. Müddei Yakup Bey vekiK avukat Münim Mustafa Bey tarafından müd • deaaleyh Çarşıyıkebirde Zmcirlihan • da 23 numaralı dükkânda mukim an • tikacı Celâl Ahmet Bey aleyhine birkıt'a senetle ikame olunan ( 1 0 0 ) yüz lirannm tahsili davasmın cereyan eden muhakemesi neticesinde 18/7/933 tarihrnde meblâğı mezkunm faiz ve masarifi muhakeme ile birlikte tahstline karar venlmis olmakla işbu ihbamamenin ilâncn tebliğinden itibaren on beş gün zarfında müracaatle temyizi da • va edilmediği takdirde hükmün kesbi kat'iyel edeceği tebliğ makamına ka • im olmak üzere ilân olunur. (4636) La clef du Français Ali Nazima Bf.nin eseridir Butfin lise ve orta mektepler için Maarif Vekâleti celilesince kabul olunmuştur. Bilmeyenlere kolaylıkla Fransızca öğretir. ikmale kalanlara hocalık eder. En mükemmel ve en ucuz fransızca ders kitabıdır. Muallim kısmı yakmda neşrolunacakfar. Birinci kısun 23 kuruş ikinci 34 „ m Oçfincfi n 40 kuruştur. Posta ücreti müşteriye aittir. Toptan alanlara ve mektep idarelerine ıskonto edilir. I Her kitapçıda bulunnr. Amerikan heyeti gaipl Herkes murahhaslarm ertesi güniü söyliyecekleri sözleri merak ediyorlardı. Konferans bu suretle hararetlenecekti. tkinci gün umumî münakaşa başladığı vakit ilk sözü Amerika Hariciye Na zın Mister Hul alacak ve arkasmdan Fransa Başvekili M. Daladiye, daha sonra Italya Maliye Nazırı M. Yung ile Ahnanya Hariciye Nazın Baron Nöyrat ve en sonra Japon murahhası söy liyeceklerdL Şöyle yüzlere bakmca Cenevre, Lozan, Lahi, hatta 1918 deki ilk sulh konferansını hatırlamamak kabil değil. Birçok şahsiyetler oradakilerin ayni. Amerika ve İngilterenm iddiasına naKonferansa iştirak için tayyare ile 9 bin zaran eşya ve emtia fiatlan yüksel • kilomebelik bir yol katederek gelen Amezse borçlu milletler ebediyen bu yük vustralya murahhan Jeneral Smutsun altmda ezilecekler ve borçlannı öde • seyahati ise aynca zikre şayan mühim me kimkânını bulamıyacaklardır. Diğerbir hâdisedir zannederim. leri ise, memleketlerfndeki sanayi ma • Konferans salonu da aşagı yukarı mulâtmuı ve ziraat mahsulâtınm fiatlaMilletler Cemiyeti saionunun ayni şe rmın kâfi derecede yüksek olduğunu, kilde tertip olunmuş. Yalnız şu farkla ki burada kürsüler yok. Matbuat mümes bunlan yeniden yükseltmenfn imkân sız bulunduğunu ileri sürüyorlar. Bu susilleri sağa, sola ve heyeti murahhasa retle iş vaktile Cenevrede icat edilmiş lann oturdukları yerlerin arkasuıa da ğıfaknış. Zıya çok bol. Çünkü bir tara * olan müstahsiller araemda bir ituaf fımız nüıayetsiz bir bahçe, öbür tara • vücude getirilmesi her memleketm kenfımız genij bir avlu. di mamulât ve mahsulâtmı himaye et mesi fikrmi tavsiye meselesine müncer Heyeti murahhasalarm yerleri alfabe olmaktadır. tertrbile snalanmış. Resmiküşat programt harfi harfine Evet hiç şüphenz ki, himaya uraR«rl

Bu sayıdan diğer sayfalar: