26 Haziran 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1

26 Haziran 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hayat Ansiklopedisi uncu cuzu çıktı 34 Onuncu sene: No. 3281 umhuriyet , İSTANBUL CAĞALOÛLU Ttlgraf n mektup »dresi: Cnmhortyet, Isteabul Posta fcutusu: lstanbui No 946 TOaton: Baamuharrir: » N . Tahrlr mfidürü: 2323«, tdare müdürü: 223«5. Matbaa 20472 Paiarfosi r t t Z a 'lB81 IIIIIIIIMIMIMIlllllUtHIIIIMIMIIIIHmilMIMIIIHIIIinillmiHimMIHIIMIIMmHHIHIHnmiMlimillHMnilllIltllll Anadoluda Hitit Şehirleri İkinci makale bugün 3üncü sahifede... Veremle miicadelede Fridman aşısı 2 * ] ridman (Friedmann) asısina karşj çıkan bizdeki muarızlann hiçbir şahsî tecriibelerî yoktur. Tarafımdan yapılan rica iizerine Sıhhiye Vekâleti müessesatında tecrii bc edilmek üzere profesör Frid • man tarafmdan 40 ası vekâ lete gönderilmisse de hıfzıssıhha şube• tarafmdan «Refuse» kaydile iade ei dümiştir. Demek bizrm memiekette Fridman aşısı hakkmda beyanatta bulunan etibba hep işittiklerini» ve «konustuklannı» löylüyorlar, yani «rivayete» istinat ediyorlar! Gerek sahıs lannda, gerek aile ve hastalannda a fiyı tatbik eden diğer bir kısım etibba ise asmm şifa verid tesiri hakkinda müttehiden hayranlık gösteriyorlar. Bunu vesikalarla her zaman herkese ispata hazınm. Şu halde bu «muartz rivayetlerin» mahiyetini ve aşı aleyhindeki mücadelenm karakteristiğini tetkik etmek çok faydah olacak. Fakat buna girismeden «vvel Bleulerin tedavi ilmJnin umumî görüşü hakkmdaki miitalecsını dinliyelim: «GHrüyorum ki teadv! ılmme yak lashğımız nisbette ilmî feraset mütntaz ve yahut miitevasıt insan zekâsımn a miyane düşâncesine terki mevki e diyor. Tees*üfle düşünüyorum ki e ğer daha iyi terbiye edilmiş bir mü fekkire ile bir nesil evvel tetkikatta bu lunulmus olsaydı ne terakkiler yapıl maz ve ne yanlış yollara lapmadan ka çınılırdı!» «... tlmin terakkisine engei olan şey taharriyattaki boşluklar (lacvıes) deği!, hatalardır. Muzır neticeler veren hatlardan bîri bilmediğimiz şeyi biliyon» zannefmektir. tnsan biîmedî ği şeyi sonradan oğrenebilir, fakat bir kere yanlış öğrenilen şeyin tashihi güç ve ekseriya gayrimümkündür. Beyni • mizdeki hatıra izleri (engrammes) kurşun kalemi yazısı gibi silinmez. Bir kere kazanılan tedaüer (aş«ociations) olsa olsa daha kuvvetliler tarafmdan •ustunılur, fakat beym yasadığı müd detçe ortadan kaldınlamaz.» Daha aşağıda: «30 40 sene evvel yazılmıs tedavi kitaplanndan 50 cildi tetkik etmek ve o zamanki keşifler den ne kadar azmın himada sayan olduğunu göstermek çok faydalı bir iş olurdu, ve görülürdü ki heyeti umumiyesile ilmin terakkisi tesirsiz bir ilâ . cuı yerine daha tesirlisini koymakla değril, bilâki* o zamanlar tavsiye edflmiş olan bir takım usullerin ya tesirsiz, yahut zararlı olduğunun meydana cık • ması tarzinda vuku bulmuşhır. Şu halde hbbm bu günkü tavsiyelerinin ço • ğunun da yann öyle olacağmı zan ne*mekte vwden göke haklryız.» Profesör Bleuler itirazlannm bud^la» lara değil, zamanınm en yîiksek *ah • tiyetlerine tevcîh edildiğini şu sözlerile anlatıyor: «Fikirlerile istişhat ettiğim adamlar en kıymet verdiğim zatlardır. Bir cahilden budalalıklar pekâ'â beklenebilir, fakat ilmin zirveleri, yahut biitiin bir nesil, yanılirsa, bu daha ziyade yüriinülen îstikametteki yanlışhğı ispat eder.» Bütün yeni keşiflere karsı yapılan mücadeleleri bir tarafa bırakacak olursak Fridman asısı etrafında Avrcroada ve bizde yapılan gürültüleri, edi • len birbirini tutmaz, ezber hirazlari insfcn düsününce profesör Bleulerm bu karışık hâdiselerin umumi düsturunu veren ilmine hayran olmamak müm • kön olmuyor. Hakikaten dava nedir. Verem gi bi âmansız bir hastalığa karsı tedavi namma heryerde ve herkesçe kabiliyeti tatbikiyesi olmıyan bir surü seyler tav«iye edip duruyoruz. Bir adam çıkıvor ki butiin Bmrünü bu meseleye vakfetmiştir. Tedavi ilminin en esasî düsturlarına dayanarak yeni bir tedavi ustı fâ îleri sürüyor. Teerubeler. lıayvaıfv* msan Szermde yapılan tatbikat. hensi şayanı hayret neticeler vermiştir. t çmde bizzat sahıslan ozerinde tatbikat yapılmış, birçok ta dcktor ve profesör bulunan milyonlarca hasta memnım • dur. Fakat bu tedavi tarzı ayni yolda çalısan diğer bazı tahaniyatçılann u • sullerme muanzdır. Herkes kendi bulduğu usulu müdafaa gayretile bu yeni urale bir höcumdür bashyor. Bitaraf lar ise bu mücadelede her iki tarafın söhreti şayialanna, mevkilerine değil, Dr. FUAT SABİT Mabadi 6 ınct »ahifede [*] Birincı makale dunkü nushamızda etnüıtir. " ** Sofyada örfî idare ilân edildi Londra konferansında vaziyet Konferans muhalif iki büyük grupa ayrıldı ...„. fkbsat Mütehassısı geldi «Türkiyenin iktısadî istik balinden eminim» diyor Amerikalı iktısat mütehassısı Mister Hines dün vapurla Avrupadan şeh'imize gelmiş, rıhtımda Vali namına Polis müdürü, muavini Mister Sameroil ve şehrimizde bulunan d>ğer bazı Amerikalılar taraf ııvdan karsılanmıstır. Amerikalı mütehassıs kendisile görüşen bir muharririmize demiş • tir ki: c Yarın Ankaraya gidip iki hafta kalacağm. Bu iki hafta iç.ind*»athi tetkikatta bulunacağım. Bilâhare Londraya hareket ederek Ik tısat Vekili Celil Beyle görüşere • ğim. Londradan sonra tekrar bureva gelecek, iki ay kalarak eşaslı tet kikat yapacağım. Bunu müteakıp raporumu yazacağım. Türkiyeyi çok seven ve takdHr edenlerdenim. tstanbula 1922 de sevahat aıak sadile bir defa daha gelmistim Fakat bu defa şehre girdiğim ilk saatlerde o zamanki Istanbni ile bugür.kü tstanbul arasında büyük farklar buIunduğunu gördüm. Türkiyenin iktısadî istikbalinden eminim. Türkiye pek yakmda bu a zimkâr çalışması sayesinde en i'erı gid'en memleketler meyanına girecektir.» KENDİ KENDİMİZİ TENKtT Komitacıların cinayetleri Bulgar hükumeti Sofyada örfî idare ilân etti Hariçle muhabere kesildi, münakalât durduruldu, birçok taharriyat ve tevkifat yapıldı Iktısadiyatının düzelmesini konferanstan bekliyen Amerika şimdi konferansı engel addediyor! Buğday için bir Dörtler ttilâfı mı? Londra 23 (Hususî) Konferans toplanalı on iki gün oluyor. Belli başlı meselelerden hicbiri, tek bir adım iler lemis değildir. Bilâkis geriye doğru gitmektedir. Bunların evvelce arzettiği müskülât simdi bir kat daha artmış tır. Konferans vaziveti büsbütün fena lastırmamak için üc gündür bu faaliyet • sizKğe Amerikan heyetme Vaşmgton • dan veni talimat geleceei bahane gösterilmektedir. Halbuki bütün konferans erkâm biliyor ki Vasingtondan talimat geleceği yoktur. Bir defa bu talimatı verecek yegâne sahibi salâhiyet zat yani Reisicumhur Mister Ruzvelt elyvem Vasingtonda bulunmamaktadn. Mü • kellef yatı ile BahrimuhHi Atlâsinin serm rüzgârlı engmlerde dolasmaktadtr. Vasingtonda Ruzveltten sonra söz sa * hibi olan Hariciye Nazm Mister Hul, Ayan meclisi hariciye" encihneni reisi Mister Pitman ve meb'usan meclisi hariciye encümeni reisi Mister Kok ise Londrada bulunmaktadırlar. Şu var ki Mister Ruzvelt kendisinin iktısadî akıl hocası olan profesör Moleyi sureti mahsusada Londraya gön • dermiştir. Fakat onun da •oyliyeceği Mister Ruzveltin fUdrlerini izah etmek • ren ib*re* kalaeakto. Bu vaziyete bakarak Amerikan heye* ti Londrada talimat değil, maruz kaldığı gayet müşkül mevkiden kurtulmak için bir mucize bekliyor, denebilir. Mister Ruzvelt Londra konferansı • nm içtimaını tacil için tngiltere baş • Amerika murahhasalrmdan Mr. Pitman vekilüe diğer devletlerin saiâhiyettar ricalmi Vasingtona çağuırken Amerika henuı alttn mikyasmı terketmemiştî. MuteaddH ruznamede bu mesele mfin deriç değildi. Halbuki sonradan alttn mikyasımn terkile Amerikadaki dahilî buhranı ikhMdmm düzeltilmesi tedbiri düşünüldS. Konferans toplanmadan evvel bu tedbir tatbflc edildi ve büyük fayda lan görölda. Esya fiatlan birdenbire yükseldiğinden çiftçiler ve fabrikatorlar gcoif nefes aldtlar. Son gfinlerde dolarm istikrar ettiri • leceği şayi olması iizerine fiatlar tekrar Mabadi S irtei »ahifede Sofyadan bir mantara: Sobranysı binan (Bu restm Bulgar Mtclısımn küjat merasvnı esnasında altnmtthr.) İş işten gçtikten sonra ün bh rmıharrir arkadaş ayni saatte birbirinden uzak olmıyan iki vev kide halkın ayni şikâyetile karşı karşıya bulımmaktan hayrette kalmıs: Eminö nünde ve Ankara caddesinde Bu An kara caddesinin e»ki Babıali caddesi demek olduğunu t»srih etmiş olalım. Eminönü dükkâncılan ye»e yakm bir telâç içinde bir araya toplanarak: Dükkânlarımızın altına konmuş bir nevi kundak demek olan bu uydurma benzin depolanndan halimiz nice olacak? Diye feryat ve figan ediyorlarmış Bu depolar hani şu otomobilleTe benzin veren uydunnasyon küçük tank lardır. Bir otomobile verilen benzinin sokağa dökülen fazlası sokakta ateş almış. Bir sigara kıvılcımile sanki sokağın taşları yanmağa başlamış Dükkâncı lann feryat ve figanı bu manzaranın muhtemel fecaatlerinden ileri gelmekte imiş. Muharrir arkadas hâdiseden müteessir olarak AnkaTa caddesinde bir ber • ber dükkânmda saçlarmı kestİTİrken yanıbasındaki benzin deposunun önıinde bir paçavranm tutuşmasından husule gelen telâşla halkm ayni şikâyetlerini dinlemiş. Bu ne iştir sualıni tekrar ede ede matbaaya geldiğinde kendisinin da hi adeta anİTden tkremekte olduğunu görerek şeştık. Hakikaten mahalle aTalarına soku lan bu benzin depolarının cidden şeh rin selâmetine konmus birer kundak tan farkları yok Bu işi şehre zarar vermiyecek esash inşaatla sağlam kazığa bağlamak yok mu, ve bu şehrin vazifesı değil mi? Herhangi bir yangınla iş işten geçtikten sonra hepirmz otuTup dizle rimizi dövsek kaç para eder? Budapeşte 25 (A.A.) Sofyadan gelen yolcular bu şehrin dün akşam idarei örfiye altında olduğunu söylüyorlar. Halk şe • hirden dışarı çıkamıyop. Sokaklarda devriyeler geziyorîu."Bey~ nelmilel hatlar müstetna, tren münakalâtı durmuştu. Hariçle telefon muhabereleri de kesilmişti. Polis memleketi heyecan içinde bırakmakta devam eden Makedonyahlann cinayetlerine kar şı koymak için birçok taharriyat •e gayrimalum miktarda tevkifat yapmıştır. Bulgar Ajansının tebliği Türkiyede eroincilik korkunç bir hal aldı lik yakalananların muhakemesine dünde devam edildi İkinci şebeke müthiş iş yapıyormuş! Sofya 25 (A.A.) Bulgar ajann T»tldîrıyöf: Mebusan Meclisi, Makedonya ema • yetlerine bir nihayet vermeyi istihdaf eden ceza kanununun eezai ahkâmmı teşdit ve yamız cinayetler için değil belki ayni zamanda her hangi bir tesekkulün emrile icra edilen cinaî teseb • Mabadi S inei sahifede İskenderiye seferlerinin kârı 1,5 milyon liradır İki yüz bin lira açık veren bu hat memlekete milyonlar kazandırmaktadar Seyrisefain idaresinin tskende riye seferlerinin aybaşına kadar inkitaa uğratılmaması için LondVada bulunan tktısat Vekili Celâl Beyin emrile faaliyete geçildiğini yaz mıştık. Vaziyetin düzeltilmesi yolun da mühim bir adım atılmış olma sına rağmen, ilga kararının aleyhindeki kuvvetli akisler ve itirazların arkası hâlâ alınamamıstır. Bilhassa bu seferlerin ihdasından evvel bile senelerce Mısıra vapur işletilmesi davasının başında olan İzmirlilerin hükumete müracaatler' tevali etmektedir. tskenderiye seferleri en ziyade meyva ihracatımızı arttırmıştır. Bunlar arasında en ehemmiyetli mevkii Mabadi S inei sahifede llk yakalanan eroinciler Ağvrceza mahkemeri huzurunda îstanbuldaki gizli eroin hnalâtı ve kaçakçılık yapmaktan suçlu olan Mösyö Bemar Blomental, Niko Camadani, Yorgi Camadani, tsterliyo, Mercan, mü hendis Kadri Bey ve Matmazel Eleni ile diğr maznunlardan mürekkep ka çakçı şebekesinin muhakemesine lstanbui Ağııceza mahkemesinde dün sabah saat on buçukta devam edildi. Dokuz suçludan beşi mevkuftu, alti avukat ta müdafaa vazifesini almış lardı. Salotı, hıncahınç dolmuştu. Dinleyicilerin ekierisini Rum, Ermeni veYahudilerle bazı ecnebiler teşkil edi"v yordu. Bu eelsede büyük eromct şebeke • sini takip eden, yakalıyan memurlar şahH olarak dinlendi. Kendilerinden kaçakçılann bütün faaliyet ve vaziyetleri etrafında izahat alındı. Bu şahitletden polis ikinci şube komiserlerinden Muhitthı Bey suçlulardan Bemar Blomentalra polisteki ifadesinden bahsederek «madam ki Yorgi Camadanis, benim bu eroin satuı için 4 bm lira aldığımı söylüyor, bu parayı vermeden kurtuluş çaresi yok. Müsaade ediniz babamdan bu parayı rica ederek alayım» şeklinde sözler soylediğini, kendisinde masum bir intiba yaptığını, teslimiyet ve mutavaat gSsterdiğini söy ledi. Bernar Blomental Efendi ayağa kalkarak bu şahadete itiraz etti ve ken • dısinnı Su işi bir izzeti nefis meselesi sayarak onun için bu parayı verdiğmi polisteki söylediğmi, parayı Yorgi Ca • madanİ3»en aldığı için verdiğine dair birşey söylemis olmadığını iddia et ti ve sahitten bunun sorulmasını i« tedi. Şahit MuhHtin Bey, Bemar Eferf* nin bu sozlerini tasdik etti. Diğer phil» ciayet komreerT Ab«K|lah Bey • de, eroin şebekesinin vücu dundan haberdar olunarak bir kurnazlıkla <şin meydana çıkanlması içm tedbir alıtıdığım ve 4 bin lira mukabflinde eroin satışı için teklif vaki ol, duğunu, isin bu suretle meydana çıkanldığını, Bemar Efendinm Yorgi Ca madanisin bu parayı kendisine verdiği hakkmda ikrarda buhmduğunu söylemiştir. Bernar Efendi bu şehadete de itiraz etmiş, kendismden alınan paralarm evvelce guya eroin sa*ışı için kendismç verflen pa^alarm tesbit edilmiş olan numaralara tevafuk etmediğmi söylemiştir. Mabadi 5 inei tahîted* İkenderlye seferlerım tesıs etmek suretlle memlekete bu yuk br hlzmet etmls olan Sadtıllah Bev tskenderly» »eferlerine devam ettinnek suretile bu mçşkur yolda yuruyecek olan Sadettin Bey Çaldaris Selâniğe gitti Başvekil muhaliflerin ithamlarma cevap veriyor M, Kafandaris Atinada şiddetli bir nutuk söyledi Atina 25 (Hususî) Başvekil M. Çaldaria dün deniz ^arikile Se. lâniğe hareket etmistir Naznrlar v< ' birçok do«tJarı kendisini teşyi.etpniç • lerdir. Başvekilin bugün Selânikte >r irat edeceği mühim nutuk hükutnetin dahilî siyasetinin vâsi bir telhisi manasını haiz olacaktır. M. Ça'dari» kendisini teşyie gelen gazetecilere Selânikte küfürlere küfürle mukabele etmeyip muhaliflere hükumetin yaptığı işleri sayarak susturacağını söyiemiştir. Başyekil Selâoikte salıva kadar kalaçaktır. Kafandaritin şedit nutku Bugün 3 üncü sahifede Atina 25 (Hususî) Terakkipv> vecler fırkası reisi M. Kafandaris dün kalabalık bir halk kutlesi huzurunda bir nutuk irat etmistir. Hatip nut • kunda hükumete siddet'e hücum e Yunan Başvekili M. Çaldari» derek herşeyin üstünde fırka men • faalini tutmak* kendine muhaiif olan Mabadi S inei sahifede

Bu sayıdan diğer sayfalar: