26 Haziran 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

26 Haziran 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

T6 Haziran 1933 Londra konferansında vaziyet Kömürle işler otomobil meğer çoktan varmış! Konferans muhalif iki Yozgatta makinist Mustafa Ef. bu aleti bir sene büyük grupa ayrıldı evvel icat etmiş ve kullanmağa başlamıştır Birinei »ahifeden mabat inmeğe yüz tuttu. Bunun için Mister Ruzvett te dolan hiçbh suretle istikrar ettirmemeğe karar vcrdi. HakScat iste bu merkezdedir. Londradaki AmerScan heyeti bu hakflcati söyliyecek olsa konferansı torpilIemif ve iflâsa sevketmiş olacak. tstik ran kabul etse Amerikada fiatlar tekrar düsecek ve memleketin salâha yüz tutan iktısadî vaziyeti büsbütün berbat ola cak. Veihasıl Ameria, Sctuadî islerinm lalâhmı evvelce Londra konferansmdan beklerken simdi kendiliginden bulduğu müessir salâh çaresine karşı konferansı en büyük engel addetmektedir. Bu sebepten Amerikan murahhaslan ya manasız, derin bir sükutilk göstermekte, yahut Mister Hul ile Mister PHmanın birbirini tutmaz tekliflerinde ve sözlerinde görüldüğü vechile tezat ve tenakuzlara düşmektedhIer. Amertka paraların istikrar etmemesini kendi menfaatine muvafık görmekte yalnız değildir. tngütere dahi haricî ticaretinrn ve umumi iktuadiyatınm sa lâhını sterlrni düşürmekte bulmustu. Bunun îçin tngilterenin konferansta isleri sallıyarak vakit geçiren Amerikanm bu tarzı hareketmden memnun olmadığı iddia edilemez. Sterlin ile birlikte kırk kadar hükumet te paralannı düsürmüslerdi. Bunlar dahi paraların istikranna ve bahusus yükselmesine pek taraftar de ğildtrler. Amerikaya karşı muhalefet gösteren grupun başında Fransa ile altm mikyasını terketmemiş olan Holanda ve diğer birkaç hükumet bulunuyor. Fakat bu hükumetler valnız paranm istikran meselesinde değil, kredilerin tevsiini ve kabartılmasını istiyen tngii'i projesi meselesinde dahi siddetle muhaliftirler. Binaenaleyh konferansta yekdi ğerine tabantabana zıt iki grup teşekkül etmis bulunuyor. Bu müskül&t karşısmda konferans mütemadiyen müzakere usui ve teskilâtını değiştirmekle meşguldür. tktısat komisyonunun vücude getirdigi tâli komite ler şimdiden yarım düzüneyi bulmustur. Esas meselelerin ilerlemediği bir za • manda tâli komisyonlann teferruatla uğraşmaları, birçok kimseler tarafından, is yapmış görünmek arzusundan başka birseye atfolunmuyor ve konferansm atisi hakkmdaki bedbmlik gittikçe kucvet buluyor. *** lâzımdır.» yolundaki noktai nazan yalnız bütün heyeti murahhasalartn ümhlerinin değil, M. Ruzveltin Londra konferansından evvel yaptığı beyanatın da aksinedir. Londra konferansına evvelki gün Amerika heyeti murahhasası tarafından bildirilmiş olan bu noktai nazar ve M. Hülün beyanatı beklenildiği kadar büyük bir akis uyandumamıstn, zira mevcut olan inkisar o kadar büyüktü ki daha büyüyemezdi. Amerikan heyeti murahhasasmm aldıği vaziyet, Londra konferansınm ga • yelerinden bir çoğuna erişmesini nekadar güçlestirdiği kolayca anlasıhr. Bütün dikkat simdi, ikhsadî müzakerelerde, bilhassa buğday meselesinde yapılacak olan anlaşmanm yakmda imzalanması ihtrmali üzerinde toplanmutır. Cttmharivet Öz dil müsabakamız: 8 MEVSIMLER 1 llkbahar Enginlerden ılık, kokulu ve tH • rek bir esinti geliyor. Bu yumuşak ve Lüyülü esinti, yavaş dokunus'arla yüzleri okşuyor, gözleri öpüyor, saçlarda doLaşıyor ve kulaklara birşeyler fısıldıyor... * •* bağalarla yıkanır... gölgede **• koyun koyun* Yozgatta otomobilleri kömürle işLetecek aleti icat eden makinist Mustafa Ef. ve bu aletle çalışan otomobil [X isaretli aletin kazanıdır] Yozgat cHususî» tki Türk münendisinin kamyonları kömürle yürütmeğe muvaffak olduğunu gazetenizde okudum ve resimlerini de gördüm. YıNardanberi gazetelerimizde arasıra sözü geçen bu işin tecrübesî bir tene evvel Setepte yapılmiş, bozuk yollarda eşekleşen kamyonları mangal kömürile yürütmek imkânı bulunmuştu. Resmini gönderdiğim kamyon • daki tertibat, kamyonun kömürle yürütülmesi için yapılmıştır. Görgüsünü ancak içinde yaşadığı muhitten toplıyan bir genç san'atkâr, düşünmüş, uğraşmış bir vilâyet halkının hayretle, takdirle açılan gözleri önünde buna muvaffak olarak bozuk yollarda esekleşen kamyonu en bozuk yollarda ve dik yamaçlarda küheylân gibi koşturmağı teıtıin etmişttr. Bu işin mühendisi değil, ustası makinist Çorumlu oğlu Mustafa Efendidir. Bu akıllı usta mangal kömürüe yürüttğt kamyona yolcularını alnvş bir otelin önünden hareke tetmek üzere tken resmini aldım. Bu tertibatla işliyen bu kamyon 50 kilometrede on beş kilo kömür yakmaktadır. Yolda giderken her hangi bir sebeple kömür tükendiği takdirde bir manivel hareketile motöre derhal benzin verilmekte, kamyon yolundan kalmamaktad'ır. Mustafa Efendi kendi zekâsile meydana getirdiği bu tertibahn üzerinde mütemadiyen işlçmekte onu daha pratik bîr hale getirmeğe çahşmaktadır. tstanbulda iki mühendisimizin bulduğu bu tertibatı Anadolunun orta • sında b*r sene evvel böylece bir genç bulmuş ve tecrübesini başarmıştrr. 'Bu mektubumu okuyacak olan o iki kıymetli mühendise bu genç san'atkârımızı takdim ederim. REFET Buğday müzakereleri Paris 25 (A.A.) «Pöti Parizyen» gazetesi Londradan aldığı bir telgrafta buğday yapan dört büyük devlet arasmda diinya buğday istihsalmi yüzde on beş azaltmak esası üzerine bir anlaşma yapıldığı haberini veriyor. Bu anlaşma hazır bulunmıyan Avmtralya ile Lon dra konferansı iktısat komisyonuna bîldirilecektir. Her yer renkler, sesler ve ışıklarla dolu... Gökten taşan okşayıcı bh* aydmlık denizlere yayıhyor, ova • lara dağılıyor ve yaprakların ara • sına sokularak yeşilliklerle oynaşı • yor. Gökyüzünün açık maviliği mi denizlerin dibine dalarak sulan lâci vertleştirmiş, yoksa lâcivert sularm gölgesi mi göklere doğru yükseldikçe açıklaşarak mavi bir boşluk or taya çıkarmış, anlaşılmıyor... * * * İlkbaharla gençlik arasmda şu aykırılık vardır: Bahar, her yıl bhbirine benziyen güzellikler, brrbirine benziyen renkler ve birbirine benzi yen hisıltılar ve cıvıltılar getîrir; gençlik ise, başlarda belirmeğe başlıyan birkaç tel ak saçın ve yüzleri buruşturan birkaç çiztrinin karşiliğı olarak, her yıl bir bahar elden çı • kanr. *** Yaz gecelerinin yıldızli karanlıği ortahğa çöktükten sonradır ki, kıyılarda gönülleri çeken yaşayışlar başlar: Bir yalı penceresinden taşan bir kadın kahkahası, karşıki çam • lığın içlerinden yükselen bir mandolin sesi, deniz üzerinde kayıp giden bir sandalın hışırtısı, kumlan döven yaldızlı suların şıpırtısı... Bütün bunlar, dile gelen güzelliklerin sanki birer örneğidir... *** 3 Sonbahar Boşluklarda tasalar ve düsimce > lerle dolu san ve solgun işiklar do • laşıyor. Her yerde, taşgın bh* sevginin son günlerini yaşıyan sanşm bir kadının üzüntüsü var gibi... • ** Italyada bedbinlik Roma 25 (A.A.) İtalya efkân umumiyesi Londra konferansmm pratik cihetten müsbet bir neticeye varacağma dair pek az bir ümit beslemektedir. Daha konferans açılmazdan evvel, ftalya konferans hakkmda mütereddit bulunuyordu. Bu tereddüt altmıstan fazla hükumetin temsil edümesile artmıştı. Butn mukabil dörtler misakınm ya • pılmau Londra konferansmm bu misali nümune olarak alacağı ümidnri ver • mişti. Amerikanın vaziyeti mkisarla kar • şılanmış ohnasma rağmen pek fena bir tcsir uvandmtuştır. M. Makdonaldm beyanatını, «Stampa» gazetesi, nikbinlik şmngası olarak telâkki ediyor. «Mesacero» gazetesi bu beyanatın hakikatten ziyade M. Mak • donaldın kuvvetli nikbinliğini göster • diğini yazıyor, ayni gazete tâli komM • yonlar sayısmm çokluiuğundan kahse • derek, konferansın bundan sonra bir çok çocuğa, çocuklannm çocuklarma, yeğenlere, yeğenlerinin yeğenlerme sa hip oiduğutto töylüyor ve bir şecere çıkarmak lâzım geldiğini ilâve ediyor. Birçok gazeteler, Mattino Amerikanm kudretsizliğinm Avrupa kuvvetlerinin iktısadî bir blok teşkiline müsah bir şe kilde olduğuna dair haberleri kayde • diyorlar. Görünüşe nazaran İtalya bu neti ceyi beterinden sakınmak üzere kabul edecek ve mümanaat etmiyecek bir vau'yet almıstır. 2 Yaz Damarlarda kan yerine alevler kaynaşıyor, gönüilerde serin gölge Ierin kaynakları, engin denizlerin ıslak yelleri dolaşıyor. . Cemşidin, suyu gördükçe kıvrıla kıvnla süt kesilen, ömer Hayyamm erimiş yakuta benziyen içkileri onlann olsun. Bana, soğuktan dışı buthılanmış bir bardak katkısız kaynak suyu veri • niz!.. *** Ben, yazı şöyle düşünürüm: Ak yüzünde ter damlalan belirmiş, ak gömlekli, yarı cıplak fdekolte) bir genç kadın... Yanaklannın rernrini nar çiceklerinin aievli pembeliğin • den almıstır; saclarını günesin işı • ğmdan Srmus, gözlerine vıldızlann pınltısım toplamıstır: derisinde bin bir çicefcin büyüsünü taşıyan uyuşturucu bir koku var .. • *• Güneş, yer yüzünü artık çilginca kucaklıyamıyor; belki sevgilitinden usanç getiren bir gönüllü gibi, uzun uzun sisler arasında kaldıktan son ra, soğuk ve yorgun bir dokunusla dünyayı okruycr ve akşamları, bu sıkmtılı yerlerden Jcurtulmak ister gibi. çarçabuk tan yerinin arkasma çekiliyor. *** Ağaçların iç açıcı yeşil yaprak • lan hergün biraz daha buruşuyor, hergün biraz daha verem rengme bürünüyor ve sonra, yaralı kuslar gibi cırDina çırpma yerlere dökülüyor. Dallara yapışıp kalmış olan soo cılız kümelet de, fırtınaların sert bir haykırışiie acı hışıltılar çı • kararak ayaklar altına seriliyor. Su kahkaha çiceklerinin kadife gibi parlaklığına, şu çimenlerin ipek gibi yumuşaklığına bakmaymiı. Bunlar, son günlerini yaşıyan dertliIer gibidir ki, karayel esintilermra döktürücü bir dokunusile saranp olacaklar ve ku>""ijp öleceklerdir... *** Türkiyede eroincilik korkunç bir hal aldı Birinei »ahifeden mabat Bundan sonra makarnacı Niko, ta • cir Yorın v* ldmyager Kosti Efendilsr dinlendfler. Kosti Efendi evvelce hakkmda tah • kikat yapılan ve bilâhare men'i'mu • hakeme karsn alan'irdan olup suçlu mevkiinde bulunan İsterliyo ismindeki çocukla Matmazel Eleninin babasi ol • duğu için kendisme şahitlik edip et • miyeceğiıin ihtiyarında olduğu ihtar edildi. Kosti Efendi şahitlîk edece ğini söylîdi ve yemin ederek kendi sini ik'nci «ıbeden iki kere çağırarak (eroin) m nasıl yapddığını sorduklannı, başka birşey bilmediğini söyledî. Suç lu vekiUerrnden biri, eroin imalinde asfalt kullamJıp kullanılmadığmm şahit • ten sorjlmasını istedi. Şahit eroin irnalinde esfalt kullanıldığım bilmediğini söyledi. Şahit Aleksandr Efendi kendisme Amerikalı Mister Sinkler süsü veren takip memurunun Yorgi Camadanisle eroin satısı pazarlığı muhaveresini nasıl tercüme ettiğini ve neler konuşul • duğunu şöyle anlattı: « Piyer isminde bir arkadaşım beni Amerikalı Mister Sinklerle tanıştır dı. Mister Sinkler beni yanma tercii man aldı. Birgün Mister Sinkler ile Yorgi Camadanis arasmda tercümanlık yaptım. Amerikalı Yorgi Efendiden 100 kilo eroin istedi. Pazarlık ettiler 400 Iiraya mutabık kaldılar. Mister Srnk • ler (4000) lira pey vereceğini söyle di. Senet yapddı. Paranm almıp altn • madığmı görmedim. O sırada Mister Sinklere çay söylemek için dışan cık mıştım. Aradan günler geçti. Yorgi Camadani Ef. bir daha uğramadı. Amerikahntn arzusu üzerine kendisine telefon ettim, çağırdım. geldi: Vadettiğim eroini bulamadım. dedi.» Amerikalı: Ben ta Amerikadan geliyorum. Muhakkak bulun. Bulamazsamz para vereyim, makine, alât aluı.» dedi. Yorgi gitti. Bir kere de Belviide buluşa • rak gene bu işleri görüstüler. Sonra yakalandı. Bu şahitten sonra mnhakeme öğle tatfli yaph. öğleden sonra tekrar muhakemeye devam edüdi. Vartan, bahçrvan Polidrumos, ltalyan tebaasından Romeo, şark merkez eczanesi sahibi Aleko tt tifanidi* ve Tokathyan sahhni M. Me doviç dinlendüer, kaçakçılar hakkın • da birşey bümediklerini söylediler. Suçlu vekilleri tekrar tahliye isteğinde bulundular. Müddeiumumî Ahmet Muhlis Bey: Ademi tahliyede ısrar ediyorum. Aİuhterem heyetiniz takdir etsin. de di. Mahkeme heyeti müzakereye çekildi ve mühendis Kadri Bey hakkında ekseriyetle diğerleri hakkında ittifakla olmak üzere serbest bırakılma istegi reddedildi. Bundan sonra müddeiumırminin talebi uzerine mâsadere edilen eşyanm muayene ve tetkiki için azadan Asım Beym naip taymine ve diğer şahitlerin çagınlmasına karar verîld* Bu muhakemeve temmuzun 13 ünde devam edilecektir. 4 KıK Kurşun renkli bulutlarm arasıra bir ucu yırtılıyor ve açılan aralıktan güneş, gülümsiverek bakıvor; fakat ne soğuk bir gülümsiyiş ve ne küskün bir bakıs . Bulutsuz gecelerde gene yaz ay • larının donanmaları kuruluyor; uc • suz bucaksız boşluğun her yerine gene pırlantadan fenerler asılıyor; esmer gölgeleri artık gürbüz cemenler, durgun güller üzerinde titreş miyor; belki çıplak ağaçların kuru fakat ne yazık ki, yeşil vapraklarm dallan bir iskelet soğukluğile otsuz topraklar üzerine kara lekeler çiriyor. ... A. ı iMnci arup eroinciler 'şi e^emmiyet kesbetti Son defa meydana çıkanlan era in kaçakçılığı sebekesinin mensuplanndan altı maznunun gümrüklerde vesi • kasız olarak kumüsyonculuk yaptıklalan ve evvelce gümrükte vaDilmış bir takım kaçak işlerinde de alâkalan bu* lunduğu anlaşılmıştir. Bunlann ceple lerinde icabmda süratle kaçabilmeleri için ikişer ecnebi devlet pasaportu tasıdıklan da tesbit edflmiştir. Gümrük basmüdürlüğünün kadın istihbarat memurlan maznunlann cürümleri vaktinde mevdana çıkanltnasmı temin ettiğinden hicbiri hatta firar teşebbüsünde bile bulunamamıslardır. Maznunlardan büyük bir ktsmmm kumüsyonculuk isini yanmalan ehemmiyetle nazan itibara alınarak vaoılan tahkik?t neticesinde daha bircok ipuçlan elde edilmisb'r. Kacakçılık isinin bidavette «mnedildiğinden çok daha sümullü olduğu ve sebekenin sfi'K i* lerinde beynelmilel nöhreti haiz bir takım kaçakcılardan da istifade etti • ği meydana çıkmıshr. Dün gelen telgraflar Londra 25 (A.A.) Amerikanm iktısadî buhranm baslangıcı ve sebebi millî olntak itibarile herseyden evvel ilâcın da millî kadro içinde aranması Güneşin ilk ışıklan goWinürken kuşlar, Sğlenin sıcaktan titriyen havasında bocekler, aksamm bavgın gölgelerinde Icurbagalar yanık tür külere başlarlar. O akşamlar ki, bm bir gelip gecenin (m*eera^ düsüncesile dalıp giden içli kadınlara ben • zerler... Biraz sonra doğan ay. dallann uçlarında sallamr, dalgralann köoüklerinde cırnmır ve bo^uk se?H kur • tın 400 bin Krası İskenderiye ve 226 bin lirası Pire acentalannm hâsılâtı olduğuna göre yalnız bu iki yer den memlekete 626 bin Iiralık döviz girmesi bu hat sayesinde temin edihniştir. Her nekadar bu paranın brr kısmı acenta aidatı ve Pire, İskenderiye Hmanlanndaki rüsumu muhtelife be delleri olarak tenzil edilmek lâzıra gelir ise de elde edilecek netice gene küçük ve ehemmiyetsiz görülmiyecek derecededir. Kaldı ki Seyrisefainin bu hat sayesinde Türkiyeye temin ettiği bilvasıta faydalar dahi gayet mühimdir. Bu hat sayesindedir ki Mısırla olan ticareti hariciyemizi son sene • lerde şu vaziyette tutabildik: Milyon Türk lirası hesabile Mısır Tiırk LstatLstiklerinden istatlstiklerinden Sene İhracatımız tthalâtımız 1930 10,0 2,6 1931 6,5 2,7 1932 4,5 6,1 Yani bu müddet zarfında 21 milyon lira Mısıra ihracat ve 6,100,000 lira Mısırdan ithalât yapmışızdır. tskenderiye seferleri olmasaydı, bu ihracatı bu seviyelerde tutmak, kat'iyyen, mümkün değildi. Mem • leketin ticareti hariciyesi itibarile bu kadar mühim olan İskenderiye seferlerinin ilgası tasavvurundan muvakkaten değil, tamamen vazgeçmek lâzımdır. Komitacıların cinayeti Birinei »ahifeden mabat büsler failleri için de idam cezasmı der» pis eylemekte olan kanun lâyihasmı ikinci okunmasını müteakıp kabul et • miştir. İskenderiye seferlerinden kârımızl,5milyondur Birinei sahifeden mabat gid'en Ankara vapuru bu cuma günü üzüm, elma, karpuz, kavun, incir Mısırlılarla dolu olarak avdei ede • gibi yaş meyvalar isgal etmektedir. cektir. tstanbul Tiearet Odasınm tetki îskenderiye hattının katma göre, İskenderiye seferleri Gümrük muhafaza teskilâtı mexe • plançosıı Mısıra vaki ihracatımız üzerincTe ienin bütün şümulünü gözönünde tu • İskenderiye hattı açıldığı temmuı buhrana rağmen, ehemmiyetsiz gö tarak tahkikatı derinieştirmektedir. 1930 tarihinden 1932 nihayetine karülemiyecek D«»" salâh husulüne Maznunlardan Koço Kostantinin, dar yolcu ve eşya nakliyatmdan baslıca âmil olmuştur. ağlebi ihtimal eroin işlerinden kazan • memlekete 1,5 milyon Iiraya yakın Ihracat Ofisi müdürü Cemal Bey dığı paralarla iki apartıman yaptırdiği bir para kazandırmıştır. Bu hat ol • de bunu teyit etmistir. ve aynca 200,000 lira servet sahibi masaydı bu paramiz, tarifeleri daBu seferlerin kaldırılacağı sayioldufu ihHar edflmistir. Esasen maı ha yüksek olduğu için, fazlasile belası üzerine tzmir üzümlerinin rakibi nunlarm ekseminin zengia olması naki de 2,5 • 3 milyon lira olarak ecolan Yunanistan ve bilhassa Girit zan dikkati celbetmiş, kaçakçılığa cok nebî kumpanvalarına, ve binnetice bağcılan şimdiden tertibat almağa büvük sermaye ve tertibatla girisiidi • harice gidecekti. başlamışlardır. ği kanaati husule gelmistir. Döviz vaziyetimizi korumak için Yunan hükumetinin kendilerine Maznunlardan Koçonun Galatadiki hariçte zararına da olsa mal sat • tatbik ettiği tenzilâth tarifeden isyazihanesinde de iki fflitre bulundu • mağa uğraştığımız böyle d"ar bir za< tifade eden bu rakipler karşısmda ğu haber alınmıs ve dün bunlar da manda bu varidat asla ehemmiyet Türkiye meyvalarmm Mısır mahremüsadere edümiştir. Bu flitrelerin eski siz görülmemek lâzım gelir. cini kaybetmemesi için İskenderiye Japon fabrikasmdan almdığı anlaşıl • Istanbul, İzmir, Pire ve İskendeseferlerinin devamı kat'iyyen zaruri mışbr. Tahkikat bugün ikmal edi'e • riye acentalarının son seneler hasılatı görülmektedir. rek maznunlar Adliyeye verilecekler şöyle hulâsa olunabilir: Seyrisefainin yerine geçecek olan dir. Yolcu ve navlun Deniz Yollan İşletmesi (Dışhatlar) 1930 Son altı at 211,000 idaresine bu işin yaptırılacağı mu 1931 tam sene 630,000 hakkak addedilebilir. Çünkü şim • 1932 tam sene 569,000 diye kadar seferleri muvaffakiyet • Birinei »ahifeden mabat Ie yapan vapurlar bu idareye devYekun 1,410,000 her unsuru imha etmek istemek, verredilmek üzeredir. Ancak yeni teİskenderiye seferleri bir taraftan mis olduğu vaitleri tutmamak ve şekkül, İskenderiye seferleri masraeşya navlunu gibi tediye muva mevkii iktidarda kalmak sartilr kafım doğrudan doğruya deruhte e zenemizin göze görünırriyen menfi nunu esasî ahkâmını bile payimal decek vaziyette olmadığından yeni unsurlarını azaltarak lehimize çeetmeğe mütemayil bulunmakia itbir formül ile mesele halledilecektir. virirken diğer taraftan iktısadî buhham etmistir. ranın olanca şiddetile hüküm sürOrtada müstacelen neticelenmf" Halk M. Kafandaris: siddetle aldüğü şu son senelerde Mısır ve Yuicap eden bir memleket meselesi olkışlamıs ve kendisine toplu bir nanistana olan ihracatımızı ziyade* duğu için yeni tahsisat almak üzere halde (Mediteranean) otetine hadar leştirmedise bile hiç şüphesiz azalMeclisin toplanması beklenmiyerek ref akat ederek otelin balkonuna çıkmasına mâni olmuştur. Maliye ve İktısat Vekâletlerinin bütmasını istemişlerdir. çelerindeki muavenet tahrisatından Semerelerini tam iktitaf edeceğiveya millî bankalardan avans olamiz bir zamanda böyle bir hattın Mediteranean oteli önünde te rak almacak paralardan istifade ekal'd'ırılması büyük bir hata olacağı cemmü eden nümavisçıler M. Ka dilmek suretile masraf formülü megibi, Türkiye ticareti hariciyesinde fandarisi alkıslamakla besaber o • selesi halledileceği ve seferlerin inmühim rolleri olan Mısır ve Yunatelde bulunan nazırlan da şiddetli kıtaına meydan verilmiyeceği anlanistan gibi memleketler ve İzmir ve kelimeler kullanmak tur«tile takbih şılmaktadır. Istanbul Hmanlarından bilhassa sonetimslerdir. Toplu bulunan ahali bir bahara doğru yapılan mevaşi ve sair Salâhiyettar zevatın izahatına götakım münasebetsizliklfre teşebbüs ihracatımızı da sektedar eyliyeceği ettiğmden polis dağılmalanm tenbih re, İskenderiye seferlerinin asıl lümuhakkaktır. eylemis ve itaat etmediklerindcn zor zum ve ehemmiyeti bundan sonra Yukandaki 1,410,000 lira vaHdabaşhyor. tskenderiyeye geçen hafta la daiıtmiftır. Ayni maksatla ve hükumetin emriie dun gecu polis kuvveUer^ askerî kıt'alartn müzaharetile payitahtın etraftm kuşatmıslardır Sokaklarda her türlü hareket silmiştir. Ehali öğleye kadar lerinden çıkmamak mecburiye • tinde bulunmaktadırlar. Polis bu esnada silâh müsadere ve bazt »üpheli eşhası tevkif etmek için taharriyatta bulanmaktadtr Bir cinayet daha! Sofya 25 (A.A.) Dün Sofya civar mahallerinden birisinde, boğulmuş bir adam bulunmuştur. Ada • mın başı bir torba içinde îdi ve torbanın üzerinde su yazı vardı: ML «Bütün eatnlann O. R. t. M.> encamt budar. Boğulan adamın kim olduğu an • laşılatnamıştır. Asma kfiorO haval değil hakikatt'r Geçen günkü nüshami7da Gazi köprüsünün inşasının münaktsaya konulmak üzere olduğvndan ve bu köprüyö yapmak üzer»; vakî müracaatlerden bahsetmiştik. Bu msyanda Gazi köprüsünün asma nlarak inşasi için bir tngiliz şirketinin Bele diveye müracaatini de Vavdetmiş tik. Dünkü gazetelerden biri asma köprü işinin hayal olduğunu ve bu» nun ancak 31 müyon li.'aya inşa «' di'eceğini yazıyor. İnsanlarm muhali mümkün kıl dıkları bu asırda, lstanbi'lda asma köprü insası gibi bir isi hpyal telâkki edenler, kendi kavravışsızlıklarrara cezasını zavallı İstanbuJa çektireceklerdır. Şunu da ilâve edelim ki Belediyeye vaki olan tekliflerde >sma köp • rünün 6,5 milyon Iiraya itna edile bileceği ve dubah bir könrüye naza* ran tamiratı mütemadiye masrafınifli çok as olduğu da kaydedilmektedir. Çaldaris Selâniğe geldi Bir tacirimizin fikri İskenderiye seferlerinin ilga edilmemesi hususundaki neşriyatımıza devam etmemiz için hergün bircok mektuplar alıyoruz. Karilerimizden Taksimde Sıraservilerde 44 No. da mukim tüccardan Ali Rıza Bey gönderdiği bir mektupta diyor ki: «Seyrisefain bu hatta işlettiği vapurların masrafını biraz azaltsm, görülecektir ki zarar etmiyecektir. Eğer bir miktar zarar ve açık olursa halka müracaat etsin; Türk milleti, sancağının kardeş bir memleket sahillerinde dalgalanması için bu zaran Sdeoıekteı» geri rfurmıyacaktır.»

Bu sayıdan diğer sayfalar: