14 Temmuz 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

14 Temmuz 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON TELGBAFLAQ Cumhuriyetin lOuncu yılı için hazırlıklar Ankaradaki yiikşek komisyon çakşmaya başlıyor, 3asvekâlet bir teblig neşretti Ankara 13 (Telefonla) Cnm huriyeün 10 uncu yıldönümünü kut • lulamak için yapılan hazırlıklar devam etmektedir. Ankarada ba işle meşgul olmak Szere Başvekâlete bağlı yüksek bir komisyon teşkil olunmuştur. Bundan başka vekâletlerle vuayetlerde de komisyonlar ve heyetler kurulacaktır. Yüksek komisyon cumartesi günü ilk ictimamı yapacakbr. Basvekâlet bu hususta bir tebliğ neşretmiftir. Bu tebliğ sudur: 1 Başvekâlete bağlı olmak Szere Cumhuriyet Halk Fırkası Umumî Kâ tibi KStahya meb'usu Recep Beyefendinin reisliği altinda Erzurum meb'usu Nâfi Ahıf Beyle MiUî Müdafaa, Dahüiye ve Maarif Vekillikleri mustesarlanndan toplu, yüksek bîr komisyon teskil edilecektir. Bu komisyon vekâletW » millî eemiyet ve müesseselerden daimi veya muvakkat yardancı axa ve komisyonun bürosu için yukanda is • mi geçen vekilliklerden memur alacakhr. 2 Vekâletlerle vilâyetlerde ayni maksat için komisyon ve heyetler teşkil olunacakttr. Vekâlet heyetlerini kanunda yazılı vazifelerini yapacak mahivette olarak VekiUer teşkil eder. Vi • lâyetlerdeki komisyonlar da birinci maddede yazılı yüksek komisyon tarafından tesbit ve tebliğ olonar. 3 10 uncu Cumhuriyet bayramî yüksek komisyoıra vekâletlerdeki heyetler, vilâyetlerdeki komiteler ve kutlulamağa istirak edecek cemiyet ve mflesseslerle muhabere ederek ba ifi tanzhn eder. c Cnmhurlyet' J Bir dedikodu NAL1NA Zehir taciri talebe! İHEM M1HINA Halk terbiyesi ve Tâbiiyet Köy mektepleri Değiştirenler 10 muallim Amerikaya Dahiliye Vekâletinîn mühim bîr tebliği gönderiliyor Ankara 13 (A.A.) Maarif VekâfeH halk terbiyesi ve koy mektepl«ri sahalarmda çalışacak olanlan yetistir • rnek maksadile tahsil gormek iir»re bu sene Amerikaya on kadar muallim gönderecektir. Bu moallrmler sa vasıflan haiz o • fan ilk tedrisat müfettiı ve muallim leri arasından müsabaka fle seçilecekbr: 1 1 DoYt veya bes seneiik erbek muallim mektebi memnu olmak, 2 Yası 20 den az ve 35 ten fazla olmamak, 3 Hizmet müddeti esnasmda müsbet ve semereli faaliyetlerile temayüa etmiş bulunmak, 4 Halkçihk ve köycülük işlerinde calısmaga bflhassa heve»K, ktidath Ve mefkureci ruhta olmak. 5 Sıhhî hali düzgün olmak. Ba şartlan haiz olan muaüimler ve müfettişlerin nihayet bir hafta zarfinda resimli birer fişlerile mensup ol • dukları Maarif idaresine müracaatleri lâznndır. Ankara 13 (A.A.) Dahiiiye Vekâ(etinden: Maddî alâkalan bulunan bazı vitandaşlarm komsu memlek«tler deki i»lerini kolaylaştırmak üzere hü • kurm timizden izin almadan yabancı tabüyetlere geçtikleri görülmektedir. Vatandaslık kanununa gore hSkumetimizden izin almadan tâbiiyetini değiştirenler tabiiyetimizden çıkanlacaklardır. Buna yer vermek istemiyenler maddî alâka dolayısüe tâbiiyet değiştirmek mecburiyetinde kaldıklannda hükuraetimizden izin almabdırlar. Ziraat Vekili Kayseriye gitti Ankara 13 (A.A.) Ziraat Vekili Muhlis Bey bugün Kayseri treniyle Pmarbaşıya gitmiştfr. Vekil Bey yan n nzunyayla hayvan sergisini açacak ve o mtntaka %t ıslahı isleri hakkmda baytar umum :nüdürlüğünce almmış olan tertibat ve tedbirleri teftiş ve cumartesi gjinü akşamı avdet edecek • tir. Sıhhiye tayinlerl Ankara 13 (Telefonla) Siirt vilayeti hükumet tabibi tbrahim Bey Siit sıhhiye müdürlüğüne, Şibin Karahitar sthhiye müdürü Raif Bey Beyazrt fcıhhiye müdürlüğüne, Adana sıhhiye rnüdürS tbrahim Bey Niğde sıhhiye müdürlüğüne ve Adapazan hükâmet ta • bibi Muammer Bey Smop sıhhiye miidürlüğüne tayfn olunmuşlardır. Dörtler miakı Yarın imzalanacak Londra 13 (A.A.) Royter Ajansmm edindiğî malâmata gSre döt devIet misakı 15 temmuzda Romada hn • za edilecektir. ahrt SDTI Bey arkadaşımız ve «rkadaflan tarafuıdan çtkarılmağa başlanan «Varlık» is mindeki büyük ümitler verici mecmuada, kendime att söyle bir fıkra oku • dum: «KıymetK şair Haşinıin ölümü mü • nasebetile Peyami Safanın yazdığı güzel ve samimî yazıl&r, Haşim kadar Peyamiyı tevenleri de memnun etti. HITçmhkları ve yersiz münakaşalaTİle o yalnız birkaç kıynvetli m««lektaşın de ğil, san'abnı beğenen karilerinin de kalbini kırmıştı. Bu itibaTİa son tamiri iki taıafh oldu. Peyami Safanın eski manasiz garez • lerini ve kinlerini tamamile unutmuç olduğuna inanmak istiyoruz. Yalnız Hasime karşı, son zamanlardo tamir etti ği hatanm bfr eşini de Yakup Kadriye karet işlemiş olduğu hâlâ hatırlardan çıkmış değildir. Peyamryi, belki unut • muş olduğu bu eski suçunu tamire davet ederken, ihtida ettiğine kanaat gethdiğimiz kalbınin bu davetı memnunıyetle karşılıyacağıni umuyorut. Y. N.> Bu sahrlarm içtnde bana güKimsiyen kelimelere teşekkür ettScten sonra taze bir mezar Sstunde çrfcanlmak iatenen çirkm bir dedikoduya erhk cevapsu bırakmrTnaija karar verdim. Alelâde bir koüeksîyon şehadetile kolayca is • pat edebilirim ki Hasimle monakasa • mızda iBc «hrçm ve yersiz» yazryı yazan ben obnadım; sadece, aziz sairin pek smirli bir ânjnda kalemindeo çı • kan şiddetli bir yanya cevap vermek mecburiyetmde kalmışbtn. Yalrap Kadri Beyle münakaşamıza gelmce, bu da, gene aziz «Nnr Baba» muharrirmin pek smirli bir antnda bütün Türk gençligini Büyük Harpte saman ekmeği yediği için tereddi etmis ohnalda itham eden siddetli bir makalesmden doğ • mostu. Bunlan, hele Hashnle mönaka • şamızı o zaman Comhuriyette yazan NahH Stm Bey arkadasumz pek iyi hatarlar. Evvelâ bir dudak ftsıkın haünde kalıp ta tuhayet «Varlık» sahifelerine geçen ba dedücodudan maksat, beni cevap veruteg* mecbur ederek mecrmıaya ba sütunda bir reklâm yaptHTnış ohnakaa, bonun bedeü benans iczeti nefshn midir? Hasime d«, 8te « kme karşı da vafctâe a a ve şiddetii yanlar yazmıs olmama cok mdteeMİrim; fakat ba teeasüı ikıı bir pistnanhk değil, iiManlan adalet ve merhamet daygnlan araonda stktstırarak, sert ol« maga mecbur eden zararetlerden dogmadır. Bence bunlar suç değil, fu yu • kanki sabrlan yazan delikanlmm bile mudafaası hesabma, kendimden feda • kârbklardır. Zira biliyorum ki o da Büyük Harpte saman ekmeği yemis e • lanlardandır. Ben kendismden sundi • ye kadar ne bir tesekkör, ne d« bir tee*süf bekledim; fakat hakknıda yaz dıgı ba yan sevgi, yan da bahaık a m > larla doln yazıya hem teşekkür, hem teescüf ederhn. PEYAMİ SAFA DahiKye Vekâleti mahallt idarelerde S. Hikmet Beye Bu hkrwmda bahsettiğim mevzua danr göndermek lutfunda bulunduğunuz pek teveccühkâr ve çok fazla bir mübalâğa ile mahmul dostane mektubunuza teşekkür ederim. Beni çok mütehaasis ve minnettar ettiniz. Düzeltme Diinkü yazimda Garami olman lazım gelen bir ketime, Grami şeklînde çıkmıMır. Düzelttr ve ÖZÜT dilerim. P. S. Dün Gümrük Muhafaza teşkilâtı yeni bir eroin kaçakçılığını mey • dana çıkarmıstır. Beyoğlunda Kuledibin<fe Arif Bey Hanında oturan mektepli Mehmet Rauf Efendinin odasında muhafaza memurlan tarafından yapılan araştırma neticesinde bir kilo kadar eroin ve esrar bulunarak musadere edilmiştir. Henüz 18 yaşlannda olan bu genç mektepli, odasının basılması üzerine son derecede elâsa düsmüş ve: «Mahvold'um!» diyerek baygınlıklar geçirmiştir. Bidayette cürmünü inkâr eden Mehmet Rauf Efendi, sıkı bir istiçvap neticesinde herşeyi itirafa mecbur olmuştur. Genç talebenin eroin ve esrarı kullanmadıği ve öteye beriye dağıtmak suretile satısa delâlet ettigi, yani eroincilerin vasıtası olduğu anlasılmaktadır. Muhafaza teşkilâtı, yeni bîr se • bekenin izleri üzerinde ilerlemek • tedir. Bir talebenin eroincilerle alâka • dar olması bilhassa çok sayaıîi dikkat görülmüstUr. Tahkikat bu cihetten tamik olunmaktadır. 18 yaşında bir eroin kaçakçısı yakalandı, yeni bir Son Türk Bulgar müsa şebekenin izi üzerinde yürünüyor bakaları miinasebetile hafaza memurlan tarafından çevrilmiş, bavullarında 15 kaçrk kürk derisi ve îpekli kumaşlar bulunmus, kendisi thtısas mahkemesine sevkolunmuştur. I T Eroincilerin muhakemesi Sabık Seyrüsefer mühendisi Kadri Beyle Niko, Yorgi Camadan', Yani, Stelyo, Mircan. Dimitri Dimitri yadıs Efendiler ve Matmazel Elenîden mürekkep birinci eroin kaçakçılığı şebekesi suçlularımn muhakemesine Ağırceza mahkemesinde devam edilmiştir. Dünkü celsede muayene ve tet kik raporu okunmuştar. Sonra suç • lulann sekiz vekili ayn ayrı rapora itiraz ederek ehli vükufun bu bu • susta ihtısası olmadığını iddia etmişlerdir. Bunu müteak^p şahitlerin dinlenmesine başlanmıştır. Suçlu vekilleri şahitlerin ifade • lerine de itiraz ederek ortada kurulmus, faalivete getîrılmiş bir fabrika v y a teşkilât mevcut olmadığını söyliyerek tahliye talebinde bu • lunmuşlardır. Müddeiumumî, mahkeme tara • fından sahibi ihtısas iki ehli vükuf tayin edilerek yakalanan alât ve sairenin yeniden bu heycte muayene ettirilmesini, elde edüen dört şişe madde ile bazı mayilerin Tıbbı Adlide muayenesini, suçlulann simdilik tahliye edilmemelerini ittemistir. Heyeti hâkime, mahkemece se çilecek zevattan mürekkep ikinci bir ehli vükuf tarafınd'an gene mahkeme azasından Asım Beyin naipliği altında ve Müddeiumumî muavin lerinden Kâsif Beyin huzurile yeni tetkik ve muayene yapılmasına, tahliye talebinin reddme, gelmiyen sahitlerin zorla getirilmelerine karar vererek muhakemeyi baska bir güne bırakmıstir. ürk ve Bulgar zabkleri arasındaki müsabakalarm ilkinde bi rinciliği ve ikinciliği Bulgar zabitlerinin alması ve ikinci müsabakada da gene birindligi bir Bulgar zabttmin kazanmış olması, takım Hibarüe zabitlerimizin faik ohnasma ragmen, bir mağlubiyet telâkki edfldi. Kaçakçı kaptan mahkemeye verildi Evvelki gün Baktripa ismindeki fngiliz bandıraiı gemîd'e bulunan kaçak eşyanın sahibi kaptan Gozreyn Ihhsas mahkemesine verilmistir. Kaptan kefaletle tahliyesini istemisse de talep reddedilerek ken • disinin mevkuf en muhakemesine karar verilmistir. Kaçakçı tngilîz kaptan.' yarın muhakeme edilecektir. Bir kaçakçı kız da yakaiandt Evvelki aksam Pireden limanı miza gelen ttalyan bandıralı Salya vapurundan çıkan yolculardan genç Musevi kizı Matmazel Rasel Mu Ezine gençliği çalışıyor! Avcılar Cemiyeti faaliyetini genişleterek bir de futbol takımı teşkil etti, maçlara başlap *^ Ezİne ve Çanakkale fahlmiart möçlm "eövâ. httraliedtTiaRnie. Ezin« «Hususî» Ezine Spor ve ' Halkevi reisi Halfl Bey bir mrtuk soylemif ve şiddetle alkışlnnmışür. GeceAvcılar Birligi av sporunda gosterdiği yansı sporcular otomobillerle Ezineye faaüyeti sporan diğer şobelerme de e avdet etmişlerdir. Maçlarm tekerrürü hemmiyet vererek bir kat daha artırdi, ve bütün vilâyet dahitindeki spor ka • büyük bir ask ve şevk ile çalısan birlik lüplerinin iştiraki içm Halkevi tarafm reisi doktor Nihat Beyin gosterdiği yükdan bir kupa konulması düsünülmeksek alâka, maddî ve manevî yardım • tedir. larile birliğin futbol takımı teşkil e • Geçen sene Türkiye tdman Cemiyetdilmistir, bir aydanberi doktor Avni, muallim Salih, Rifat ve Hüsnü B.lerin ye leri tttifakına dahil olan Ezine Spor ve Avcılar Birliğile Çanakkale mıntaka tistirdiği gençlere Çanakkalede Çimensına dahil diğer spor kulüplerimize bu likkalesi içindeki sahada bir maç ya sene idarei hususiyeden bir yardım yapılmıstır, Vilâyet dahilinde hemen ilk pılamaması şayanı teessürdür. defa vâki olan bu maça her taraftan seyirci gelmiş ve âdeta bir spor bayra Vilâyet dahilindeki bütün spor menmı yaşanılmıstar. Avcılar Birliği takı subinile görüştüm, hep ba şikâyeti sermile Çanakkale Türkgucü takımlan kar detmektedirler. sılasmışlar ve üçe karşı iki ile TürkgüDoktor Nihat Bey tarafmdan yetiştirilen Spor ve Avcılar Birliği temsil hecü takım galîp gelmiştir. Ezinede bir • yeti Ezine Belediye sinemasında Ceza ngin futbol takımınm yeni teskil ve az Kanununa temsil etmişler ve temsilde zamanda gösterdikleri gayret her taraftan takdir edilmiştir. fevkalâde muvaffakiyet göstererek müsamereye gelen yüzlerce halk tarafmdan Maçtan sonra Türkgucü kulübünde verilen akşam ziyafetinde Çanakkale şiddetle alkıslanmışlardır. te de üzüntülerin böyle güzel sonu olabilir mi diye düsünüyorum.. Sonra ellerhnle otnuzlanmı okşayarak «Meral, yavrum beyhude ümitlere kapılma.. Senin gibi gayesiz, krnk insanlar için saadet olamaz. Söyle, sen havattan ne bekliyor, ne isti yorsun? Bu sualimin cevabını bir tÜTİü bulamıyor, evet ben ne isterim ne isterim diye düsünüyorum. Ağ zımdan acı bir feryat çıkıyor: Hiç!.. On sekiz yaşında bir kızın hiç birsey istemiyecek kadar bedbin olması ne fena. Gözüme sezlongun üzerinde bana acıyormuş gibi bakan gitar ilisiyor. Kucağıma alarak tellerini okşamağa başlıyorum. Bütün sevdiğim parcalara istedisrim manaları vererek söylüyorum. Bilmem bu dertlesme nekadar devam ediyor. Nihayet parrraklanmın sızladığını farkederek biraz duruyorum. Dışanda bir an el şakırdılanna benzer sesler oluyor Hayret ile üzerîme penyüvarımı alarak kaoıyı açıyo rum. Bizim akıllılarla karsılasıyo • rum. Mabadi var Bir kazanın ismi değişti Ankara 13 (Telefonla) Alâiye kazasıntn ismi Alanya olmustor. Yunanistanın haricf borçları Attna 13 (Hususî) Yunanista • hm haricî borçlan için esham hâmiller3e Loodrada eereyan etmelrte olan müzakereler hamillerm Yunan noktai nazarma hiçbir surette yanaşmamalan Bzerine akim kalnnştir. Hökâmet noktai nazarmda «rar edecektir. Almanyada isyan yok Berlin 13 (A.A.) Nasyonal Sosyalist hücura kıt'alannda isyan çıkbğı ve bütün Almanyada tethiş hareket • lerine başlantldığma dair Viyana ga« zetelerinde çikan haberler resmen tekzip olonmaktad<r. Fransanın Suriye komiseri dejjişti Pari» 13 (A.A.) Naziriar Mee • lisi Fransanm Suriye aK komiseri M. Pon soya ayan azalığma seçilen M. Lucien Saintm yerine Fas fevkalâde kom:serliğine tayin etraisthr. Suriye âli komiserliğine Toiodaki Frar.sn elçisi M. De Mortel tayia o îunfntsftnr. isveçte orman yangını Stokholm 13 (A.A.) tsveçîn hemen her tarafmda büyük orman yan . gmlan olduyu oaber verüiyor. Tahminen 20 bin hektar orman yanmışhr. Ecnebi ve akalliyet mektebi mOdörlerinJn içtimaı Ecnebi ve ekalliyet mektepleri müdürleri dün sabah saat onda İs tanbul Maarif nüdrriyeti binasmda Orta Tedrisat umum müdürü Fuat Beyin riyasetinde toplanmıslardır. Fuat Bey müdürlerle Vekâlet tara fından hazirlanan talimatname hakkında görüşmüştür. Arjantinde soğuk dalgası BuenosAyres 13 (A.A.) Bütün Ariantinde şiddetli bir soğuk dalgası esmektedir. Saıt'iyago vilâyetrade nararet sıfınn naku 4 ve Sanluis vilâ • yeb'nde gene naku 7 kaydedOmistir. Büyük hikâye: 19 Yazan: Perihan ömer Oolge Çiçeği Fakat çok geçmeden vücu • 'düme iki kolun sanldığını his • setmis ve bağırmama vakit kalma • dan havalanmış idim. Hiç unutmam, kendimi onun kucağında gorünce nekadar saşırmıs tekrar yuvarlanmaktan nekadar korkmustum.. Çünkü o zamanlar o da, kücüktü. On beş yaslarında yüksek boyu«a gore zayıf bir çocuktu. Her hal 'de mce kollan uzun müddet mukavemet edemiyecek, gevşiyecekti. Boyle düşünürken titremis, Rayriihtiyarî onun boynuna bütün kuvvetimle sanlmıshm. Hatta kendimi yatağımda bulunciya kadar basımı göğsünde saklamıştım. Halbuki o ufak bir yorgonluk gostermemiş, beni tülden bir elbise bırakır gibi yatağıtna bıraktıktan sonra dikkatle her tara • fıma bakarak tormuşta. Nasıl bir verin sakatlanmadı ya?.. Birşey ister misin Yavasça: Doktonı isterim, demiştîm. Her üzüntümde doktoru görmek bence bir itiyat sekline girmisti. Eğer onu görmezsem hastalığım, ü züntüm geçmiyecek zannederdim. Talha yüzüme iğilerek gene sor mustu: Demek çok rahatsizsın.. Ve ben tekrar yavasça cevap vermistim. Hayır değilim, geçti ama doktoru görmek istiyorum. Bu sefer yüzünde o sinsi sopuk tebessümü dolaşarak uzaklaşmış buz gibi bir sesle: Sımank! diye bağırmıştı. Dünyada senin gibi şımank, mânasız bir çocuk daha bulunamaz. Bu sözler, beni çıldırtmağa, acımı, herseyimi unuttujrmağa kâfi gelmisti.. Yata • ğıcndan bir deli gibi fırlarken biraz lıp hos bir rüya gormeğe başladım. evvel mukavva ile oyma yapmak için Üzerimde yırtik elbiseler, ayakkullandığım makası yakalayıp üze • larım çıplak. Alev alev yanan yük rine ahlmistım.. Ne yapmak istemissek bir dağa tırmanmağa uğraşiyor, tim bilmem.. Her halde küçük bir terliyor, çırpınıyorum.. Tepesine gelcanavar gibi, hiç bir sey düsüntne diğim zaman bitkin bîr halde yere den hareket etmiştim... Fakat o, gerilememişti bile.. Sadece ellerimi ya yuvarlanıyorum.. Fakat iki kuvvetli kol benî kaldınyor. Derin bîr ses: kalayıp arkaya bükmüş, ikisini birBen de dağın öbtir tarafından çıkleştirerek tek elile sıkmış, sonra makası alıp saçlanraa dikkatle baka • tım, ben de senin kadar çırpındıtn.. rak sövlenmeğe başlanmışti: Lâkin saadetin parlak yüzünü gö • rür gormez herseyi unuttum. Hatta Simdi bakahm haneisi daha onu daima benimle beraber gezen güzel.. Ha iste buldum.. Su sağ yaeski bir dost zannettim. Bak simdi nağının üzerindeki.. Kâfir sanki etraf ne güzel.. Bıınlan söyliven aaltindan.. Meral Hanım.. Beni madami görmüvor, alevlerden kama zur görünüz.. Sizi bu en lâtif lüle san gozlerimi uğuşturarak etrafa nizden mahrum edeceğim. Zira siz bakmıyor. bu cezayı. ben de bu mükâfatı hakettik.. Bir, iki, ü c . Ah, ne güzel diye ba&ırıvonım. Makas kulağımda sıkırdayınca O yakıcı alevler kırtnızı güller ol • müthis bir çığlık atmıştım. En çok mus, bütün gülden dağda hafif bir sevdiğitn buklem elinde sallanıvordu. rüzgâr esiyor, bana tatlı kokular geVe bu bir demet saç onunla tam be« ay tiriyor. Gerinerek uyanıvor, vatakkonuşmamama vesile olmustu.. Betan fırlıyarak pencerenin önüne jrini uzun zaman üzen bu eski vak'ayı diyorum. Akşam olmus, rüyamdaki düşünürken bir taraftan da soyunup gibi hafif bir rüzgâr esiyor, yüzümü, yatafima girdim, gozlerimi yumarak saclarımı oksuyor. Boynumu uzatauyumağa çalıştım.. Nihayet biraz da rak içimi çekiyor. Acaba hakikat Bizim memleketimizde, bizim sa hamızda yapılan müsabakalarda ahnan bu netkeler iyi degüdir. Bizim atlarHnız Bulgarlarmkinden da ha iyi idi. Bulgar ordasa 30 bm Idşiye mdirilmis küçük bir ordudar, süvarisi bize nazaran pek azdır. Bütün ba esbapten dolayı, bu müsabakalan biz kazan • malıydık, diyenler var. Aziz arkadasım Bürhanetbn (Felek) Bey, dün güzel bîr yazı yazarak Bnlgar süvari zabıtkrinm muvaffakiyet • lerindeki en mühim sebebt izah etti: Müsabaka alışkmhgmdan ileri gelen soğukkanlılık. FUhak3ca ba islerle çok yakmdan alâkadar olanlar diyorlar ki bizim za • bftlerimiz smirli idi, hayvanlanmu si • mrli idi. Sinir müsabakalarda muvaffakiyetm en büyük düşmantdır; yalnız mü sabakalarda mı? Hayatta sinirlilac, her< şeyde zâfı ve mavaffakiyetsizliği mu cip olur. Zabitlerimiziıı bu asabiyeti hiç şüphesiz heyecandan ve heyeeaı* da az müsabaka yapmaktan ileri gel • mistir. Müsabaka pişkînliği, muvaffa kiyet hususunda pek mühim bir âmfl < dir. Fakat ba müsabakalarm verdiği neHcede başka âmîller de müessir olmoştur. Ben daha mektep talebeai iken, yani bondan 25 sene evvel, okudugum resimli Avrupa mecmualannda, Bulgar zabitlerinin ba gibi müsabakalara isti • rak ettiklerini görür, bizim zabklerimizm Avropada bu gibi beynebnilel müsabakalarda Türk ordusuna temsil etmekrine raüsaade etmiyen Sultan Hamk devrine lânetler ederdim. Bulgar • lann bu isteki kıdemiae mukabil, bi zimidler henüz müptedidir; *«T*^ dört beş senedir memlekette bu çeşit müsabakalar yapıyoruz ve zabitlerinuz, daha evvelki sene ilk defa olarak Bulgaristanda ve geçen sene de Niste bey • nebnilel müsabakalara garmişlerdir. Spor tekniginde kademK ile müptediyi daima aytrdddarma göre, Bulgarlarm bize nazaran urun seneler zarfmda kamrnknş tecrübeleri vardr. Bizim süvari fataatnruzm ve süvari nbitierimizm çokluğu, binicünc ITJ • •ababalarmda lehimize gibi görünürse de Syle değildir. Çünkü evvelâ, müsabakalara on ikiser zabit istirak etmiş • tir. Sarayen Bulgaristan küçük, Türkiye ise çok genis bir memlekettir. Bizim aüvari kıtaahmız memleketm dört ko • festne dagthmstr ve birçok kıymetli Babklerimiz kıymetli hayvanlarfle Şarkta ve Cemıpta meslekî vazifelerini ifa etmekle meaguldürler. Bulgaristan için her istenüen zamanda, en güzide süvari zabttlermi bir araya toplamak ve müsabakalar için çalıshrmak mümkün ol duğu halde memleketm genisliği itibarile ba, bizde, mümkün değildir. Binîcil3c mektebfanizde müddetlerini dolda ran zabHIer, en ozak yerlerdeki süvari kıt'alarma gönderiürler. Ve krt'alarmda askeri vazifelerHe meegul olurlar. Nihayet, süvari zabitligi demek yalnız mania atlamak demek değildir1. Bugünkü askerlik, soVari zabitinden birçok baska hassalar ve meziyetler, bilhassa cmukavemet» ister, ki bunda da Türk süvarileri kendilerini çok iyi göstermişlerdir: Birmcisi büyük zafer • le neticelenen büyük taarrazda, idncisi de evvelki sene Sofya crvarmda Bulgar zabitlerinin mütemadiyen üzerinde çalıstıklan kırk küsur küometrelik anzah arazide yapılan müsabakada yüzbaşı Cevat Bey birinciligi kazandıği zaman... ' Hulâsa, ba nevi musabakalarda da« ha yeniyiz ve spor tasnifme nazaran müptediyiz; hele biraz daha saman geç sin, müsabaka ahşkanlığı hasü edelim, işm tekniğmi tecrübe ile takviye edelim. Ondan sonra, kahramaa süvari zabit lerimizin bu sporda ne büyük mu • vaffaldyetler kazandıklarmı görece • Cumhuriyet Nüshası 5 Kuruştur ( Türkİye Senelik Altı aylık Üç ayhk Bir ayhk şeraiti I için Hariç için 1400 Kr. 1700 Kr. 1450 750 800 400 yoktur 150

Bu sayıdan diğer sayfalar: