15 Temmuz 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

15 Temmuz 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

• Cumhuriyet ' 15Temmut 1933 Ifazan: MARTA MAK KENNA ri YuMüfKiz Çeviren: 89 Şehir ve memleket haberleri Adanadaki AB1D1N DAVER İflâs meselesi Ne âlâ memleket! J Siyasî icmal Macaristan ve komşularî erkezt ve Şaricî Avrupa da büyük bir siyasî faaliyet vardır. Almanyada Hitlerin vaziyete hâkim olması ve Almanyada, politikada ve diğer sahalarda birl:k vücude gelmesi bu memlekete yakın ve uzak bütün devletleri siyasî hareket ve faaliyete getirmiştir. Küçük itilâfı teşkil ed'en Romanya, Çekoslovakya ve Yugoslavya devletleri aralanndaki rabıtalan Prağ muahedesile bir kat daha kuvvetlendirdiler ve birbirinin rıza ve muvafakatini istihsal etmeksizin hariçteki devletlerle siyasî ve iktı sadî bfr mukavele aktetmemeğe ve taahhütte bulunmamağa mutabık kaldılar. Bu hükumetler Sovyet Rusyası ile dahi ilk defa olarak münasebctlerini iyileştirdiler ve mütecavizin tarifine ait bir mukavele aktettiler. Avusturyada Hitlercilik hareketi son zamanlarda çok kuvvetlenmis ve hükumet basınoTa bulunan Papaz fırkasile Viyananın idaresinde hâkim bulunan sosyalistleri boğmak isti dadını göstermiştir. Buna karşı PApaz fırkasi ve Heimwehrler dikta törlük idaresi kurmuşlardir. Parlâmento dağılmış ve yeni intihabat yapılmamıştır. Hatta kanunu esasi bile Papaz fırkasımn düşüncelerine göre ve dinî esasata muvafık olarak değişVirilmektedir. Hitler hareketi, ırk ve dil cihe • tînden bir olan ve son zamanlarda adlî kanunl&n birleştirilen ve idare teskilâtı birbirinin ayni olan Avusfruryanm Almanya ile birleşmesine yol açtığından Fransa, para cihe tinden kendisine muhatç bulunan Avusturyayı küçük itnmf ile birleşmeğe ve hiç olmazsa iktısadî bir lik yapmağa sevk ve icbare çalışıyordu. Avusturyanm küçük it'Jâf ile birleşmesi ve sıkı münasebette \ u • > lunması ise Macaristanı mahsur «e tecrit edilmiş bir vaziyete soka caktır. Bu tehlikeyî gören Macar Basvekili Jeneral Gömbös birkaç hafta mukaddem nümayişkârane bir tarzda Berline gitmiş ve M. Hitler ile görüşmüştü. Bu ziyaret Avusturyanın gözünü açmıştır. Çünkü bu işte Sinyor Musolininin rşareti dahi olduğu hissedilmiştir. Avusturyanm küçük itilâf ile birleşmesine Almanya ve ttalya ile birlikte Macarista nın da bütün nüfuz ve kuvvetî île mâni olmağa çalışacağına ve bu üç devletin Avusturyada Hitler hare • ketini aşikâr bir surette iltizam eo*eceklerine şüphe bırakmamıştır. Bu vaziyet karşısında Avusturya Başvekili ve diktatörü M. Dollfuu Macaristan ile münasebatmı iyileştirmeğe lüzum görmüş ve M. Gömbös Berlinden avdetinde Viyanadan geçerken kendisile görüşmeğe ve selâmlaşmağa lüzum görmediği hal> de Avusturya Başvekili, Macaristan Başvekilini sureti mahsusada Viyanaya davet etmiştir. Macar Başvekili Viyanada gayet samimî ve hararetli karşılandı. Bu mülâkatta Avusturyanm ve Macaristanın mukadderatına hâkim iki kuvvetli devlet adamı esaslı surette görüştüler ve Merkezî Avru padaki vaziyeti birlikte tetkik et • tiler. Bu esnada Londradaki Avusturya murahhası Macaristan murahhasına iki memleket arasında gümrük ittihadı yapılmasmı resmen teklif et • miştir. Bu teklif ve Viyana müîâkatı Avusturyanm küçük itilâf a yalnız başina girmesine artık imkân olmadığıni göstermiştir. Macaristanın küçük itilâf ile iktısadî birlfk teşkil etmesine dahi ihtimal yoktur. Çünkü Jeneral Gömbös Macaristanın hudutlan değiştirilmedikçe küçük iti lâf ile samimî teşriki mesaide bulunmağa imkân olmadığmı son beya natın<Ja zikretmişti. Velhasıl Fran • sanın ve küçük itilâfm siyasî hareket ve faaliyetine karşı ttalya re Almanya dahi boş durmıyorlar. MUHARREM FEYZt Cephaneliği uçurmakta bize yarıyacak eşyaları ameleler barakanın inşasında orada bırakmışlardı Sabık milyonere iaşesi için 6 bin lira ayrıldı Dün akşam sizden ayrıldıktan Küçük hemşire, haydi şimdi sonra, kiiçük bir keşif yaptım. tsi • mizi kolaylaştıracak baz: şeyler gördiim. Biliyorsunuz bu baraka, rütubetten ve farelerden korunmak için zeminden biraz yiiksek olarak inşa edilmiştir. Tam deliğin olduğu yerde toprak biraz meyilli olduğu için, barakanın tabam ile zemin arasındaki aralık, sürünerek içeri girilecek ve deliğin ağzma kadar gidilebilecek kadar genlştir. Deliğin ağzındaki tahtalan kaldırmaktan başka yapacak birşey yoktur. Delikten aşağısı derin mi ? Derhue nasıl meceğiz ? Talih ve tesadüf bize yardım ediyor, Onun da çaresini buldum. Delikten aşağısı bir insan boyundan fazladır. Fakat barakayı yapan amele, barakanın altında bir düzüne kalin kalas bırakraışlar, anlaşılan onlan başka yere taşımağa üşenmişler, barakanın altraa sokuşturmuş lar. Allah razı olsun, bu suretle bizi, başka bir yerden bir kalas aşırıp buraya getirmek zahmetinden kurtarmış oluyorlar. Karanhkta iki »evdalı gibi yanyana oturmuş konuşuyorduk. Elime îçi dolu bir asker torbası ilişti. Ne var, bu ekmek torbasında ? Çimento, büyük bir çekiç, bir eğe, iri bir demir kalem, bir haylı da kalm çivi. Fakat bir ay müddetle kantfnin semtine uğramıyacağım. Bütün paramı, bu mubareklere harcadım. Sözünü bitirince kalktı. Ben de peşîne düştüm. Barakanın kapısına giderek cebinden çıkardığı anahtarla kapıyı açtı. Bu baraka, şimdi boş ve metruktü. Hastanenin sivil hade mesi, artık, bina müştemilâtından bir yerde yatıp kalkıyorlardı. tçeriye girdik. Gözgözü görmüyordu. Fakat, Alfons, birçok defalar girip çıktığı îçin barakanın içini ezber biliyordu. Elindeki torbayı yere bırakırken Herşeyden evvel, barakanın hastaneye karşı olan pencerelerini, dışan ifik tızmıyacak surette ka • patmamız lâzım, dedi. Torbasından bir sürü koyu renkli paket kâğıtları ve bir kutu pünez çıkardı. Bunlan karanhkta el yor damile pencerelere yapıştırdık. Sonra, küçük petrol fenerimizi yaktık. Bu akşamki işimiz, barakanın *ağ tarafındaki do'şeme tahtalanndan ikisini sökmektir, dedi. Bu tahtalan sökmezsek, amelenin bara kanm altındaki aralıkta bıraktığı kalaslan delikten aşağı uzatamayız. Bu çıkaracağımız döşeme tahtalan tam deliğin üstündedir. Buradan kalaslan aşağı uzatmak için uçlarını yukan doğru dikebilecek bir boşluk temin etmek mecburiyetindeyiz. Sonra, onlann üstünden kayarak aşağı mer ve kalaslan da icap ettikçe, lâğımın içmde de kullanabiliriz. Bu açıkgöz Alsasli şoför, bir inşaat kalfası gibi herseyi düşünü • yordu. Bravo Alfons, dedi. gürülrü etmeden düşeme tahtalannı sökelim. Gürültü etmeden bu isi yapmak hayli müsküldü. Bir çeyrek uğraştıktan sonra elimizdeki eğe ve keskin demir kalemle çivilerin başını kopardık ve Alfonsun torbssında getirdiği kalm ve ucu sivri demiri, manivelâ gibi kullanarak tahtaların bir ucundan sokup kaldırdık. Açı lan dösemeden uzattığımız fenerin 18I ğ'» yanyana konulmuş ve birbi rinden ayrılmış birkaç tahta parçasının arasmdan top mermisinin lâğimda açtiğı deliğî gösteriyordu. Biraz kenarda da kalaslar duru • yor<hı. Kalaslan çekmek üzere Alfons, kaldırdığımız döşeme tahtalarmın aralığmdan aşağı indi. Deliğin derinliği nekadar? diye sordum. Uç metreden biraz eksik. De • likten aşağıda lâğımın derinliği de iki metre kadar var. Hepsi zemin den itibaren bes metre kadar bir derinlik teşkil ediyor. Marta, inşallah arkanızda eski bir manto vardır. Çünkü bu deliğe ve oradan lâğıma inmek pek hos ve temiz bir ts değiL Görüyorum. Yalnız içeri gir dikten sonra nasıl çıkacağız? Bunu, pek aklım almıyor. Merak etmeyin Marta, onu da düşündüm. Şimdi kalasların iki tanesini asağı indirince onlan me • yilli bir şekild'e koyacağım. Kalasın üstüne oturup kızak kayar gibi asağı ineceksmiz. Çıkarken de kalaslara sanhp tırmana tırmana çıka • caksınız. Kalaslar, asıl çıkarken işimize yarayacak. Kalaslann boyu deliğin derinli • ğine nazaran uzundu ve dışanda kalan uçlan barakanm döşemesinden daha yüksek duruyordu. Binaena • leyh kalaslan, lâğımın içine çek • meden, döşeme tahtalannı yerle • rine koymak imkânsizdı. Kalaslann vaziyetinden dolayı artık bizim de açtığımiz daracık arahktan aşağı inmemiz mümkün değildi. Feneri sondürerek barakanın sağ tarafına gitmek üzere dışan çıktık. Bu akşam aysız ve kapkaranlık bir gece idi. Bu da, işimizi kolaylaştı nyordu. Alfons, torbasını alarak barakanm altına girdi. Bir aletle toprağı kazımağa başladı. Ben ne yaptığını görmüyor, yalnız taş ve topraklann merminin açtığı çukurdan içeri yuvarlandığmı işitiyor • dum. Sonra, bir cismin kayd'ığını ve beraberce topraklan, taslan da sürüklediğini duydum. Ondan sonra, ses kesildi. Ben de barakanın altına girdîm. Bir delikten pek hafif bir aydınlık geliyordu. Yaklasarak asağı bak • tım. Bir kuyunun dibinde bir ışık görünüyor ve derinden gelen b<r ses isitiliyordu. Herşey yolunda Marta. Lâğımın içindeyim. Ağzıma çamurlar doldu bütün! Asağı inerken ağzınızı sımsıkı kapaym. Mabadi var Adanada, müflis Ağazade Hulusi Beyin alacaklJarından 23 kisinin ve • killeri, Adana Halkevi salonunda masa heyetinin istirakile bir içtima yaparak yeni icra ve iflâs kanununun 226 mcı maddesine tevfikan bir sulhname tahkim etmislerdir. Masada elyevm 71 bin lira mevcırt bulunmaktadır. Ban kinv selerde de 80 bin lira kadar bir veresiye hesabı vardır. Ağazade Hulusi Bey için mesken ve iase bedeli olarak 20 bin lira isteniyordu. Uzlasma esnasmda 6 bin lira ayrılmıştır. Bu karart orada dinliyen Hulusi Bey ayağa kalkarak: « Dört buçuk milyon liralık ser • vetimin içinden sizden sadaka gibi is tediğim ancak 20 bin liradır. Mademki vermiyorsunuz, o da feda olsun!» Demis, salonu terkedip çıkrmfhr. Mahkeme sulhnameyi tasdik ettik'rn sonra tevziata baslanacaktir. tpsalada doktor yok, eczacı yok, üstelik sıtmayi hastalıkların panzehiri sananlar çok! tpsalada açdan mahtarlar kmrsana devam edenler tpsala <Hususî> tpsala, uiak bir tepe kuytusuna kurulmus 14 bin nüfustan ibaret küçük bhr kazadır. Evleri umumiyetle kerpiçten ve sazdandır. Dahil ve haricinde muntazam yolu yoktur. Sokaklan çamur, to» ve gübrelerle doludur. tçerisinde bes bakkalı, iki ahçısı. iki kasabı bhr sürü de kahvesi vardır. Kasap eti rasgeldiği yerde keser, dükkân önünde toz, toprak içinde satar, ahçılarmda bir kaptan fazla yemek bultnak ve bulundağu tak • dirde de yemek mümkün değildir. Tavanlan hasırdan olan bu dükkânlarda dümanlann yükselmesile ha rekete gelen örümcek ağlannın n cuşunu seyretmek, acaibi seb'ai â ]eme ilâve edilecek seylerdendirîl tpsalada son zamanlarda faali • yete geçmiş bir de otel vardır. Bu rası iki yataklidır, odalar gayet dar, ratip ve topraktır. Ayni sacak altında bulunan anırdan gelen gübre kokuları, bu odalarda yatmak mecburi yetinde bulunan misafirlere, tahtakurusu ile meşhur sivrisinek filolan • nın taarruzunu duymıyacak kadar rahavet verir!.. tpsalada en meşhur hastalıklar . dan birisi sıtmadır. Halktan bazısı diyor ki: «Sıtmanın ateşi orak n • caği gibidir. Çabuk gelir çabuk geçer!. Hem sıtmaya tutulanlar başka ha»talık görmezler.» Bu söz galiba hakikat olacak, çünkü bu kazada ne doktor ne de eczane yoktur. Dört beş ay evvel yeni olarak kazatnıza taym edilmîş bulunan kay • tnakam Nurettin Bey, geldiği dakikadan beri bu yoksuzluk içinde kıvranan kazanin dertlerile, yakından uğrasmaktadır. Kısa bir zaman zarfında tbriktepe nahiyesini merkeze bağlıyan 60 metro tulündekî köprüyü yaptırdı. Hayvan ıslahını temin için gayet güzel ve asrî bir Sıfat istasyonu inşa ettirdi. Her sene ovayı basarak milyonlarca lira zarar yapan Merîç ve Ergenenin alçak kısımlanna setler yaptırdı. Simdi de ihale ettirdiği dispanser bînasının inşasile meşguldür. Yakında ihalesi yapıiacak merkez mektebi için de icap eden makamatla temaslar yapmaktadır. Senelerdenberi boyle faaliyet görmemiş bulunan halk gayet memnundur. Turgat Ecnebi mekteplerde okunacak dersler Orta tedrisat uroum müdürii Fuat Beyin riyasetinde toplanan ecnebi ve ekalliyet mektepleri müdürleri, ecnebi mektepler için hazırlanan yeni nizam name projesi üzerinde görüşmütlerdir. Yeni ders senesi başmda tatbik edile cek olan projede türkçe, Türkiye tarih ve coğrafyası hakkında sarih maddeler vardn. ilk tedrisat müfettişlerinin içtimaı tstanbul tlk Tedrisat müfettişleri önümüzd'eki ay içinde birkaç içtima yapacaklardır. Bu içtimalarda muallimlerin yetiştirilmesi iç;n alınacak yeni tedbirlerle, köy okuma odalarının artmlması gibi meseleler görüfülecektir. Bir Amerikan bankası muamelelerini daraltıyor Şehrimizde bulunan bir Amerikan bankası, bu aym sonunda muamelâtmı tahdit edeceğini, islerinin daha ziyade seyyahin çekleri üzerine mhisar ed« ceğini alâkadar makamlara bildinrristir. Ay sonunda banka memurlannm 25 i kadro harici kalacaktır. Hapisane kaçaklan Fransanm bayramı İki hayduttan biri pusu Dün sefarethanede bir resmi kabul yapıldı ya düşürülerek öldürüldü Kalecik (Hususî) Bir müddet evvel Ankara hapisanesimîen kaçan Kalecikli ve Keskinli iki haydut Keskin ve Kalecik jandarması tarafından aranmakta îken, Keskinde Keskin hükumet doktorunun • • vine girmişler, refikasını bir odaya hapsettikten sonra doktonın eve gelmesini beklemişler ve hiç bir s«yden şüphelenmiyerek evine gelen doktoru mavzerle vurmak •uretfle öldürmüşlerdi. Bu defa siddetle takip edilen hayrfutlardan birisinin, geçenlerde Kizılırmaktan geçerek izini kaybet mek istediği haber almmıs, Irmak henüz hiçbir yerinde geçit rermediği için Kalecik köprüsünden geçeceği tahmin olunarak köprii üze • rine pusu kurulmuştur. Pusuya düşen haydut ihtarlara rağmen tesliaı olmadığı gihi jan • darma üzerine ates açmıstır. Kısa bir musademeden sonra haydut 8lü olarak elde edilmiştir. Çankın topraklanna geçtiği «öylenen diğer arkadaşı aranmaktadır. Fransız millî bayrammm jnldönümü münasebetile dün sabah saat 11 de Franstz konsoloshanesmde Müsteşar M. Barbierin riyaseti altında bir resmi kabul yapılmışfar. Bu merasîmde Fransız sefarethanesi ve konsoloshanesi erkânile Fran«ız kolonisi hazır bulunmustur. Merasîmde bulunanlardan Ünyon Fransez reisi M. Pierre Le Goff koloni namına ve sefaret müsteşan M. Barbier de Kont dö Şambrön Cenaplan burada bulunmadıklanndan sefir natnma bîrer nutuk soylenvislerdir. Borsada işler azaldı Son ay içinde, hemen bütün dünya borsalannda işler azalmıstır. tstanbul! kambiyo borsasmda da ayni hal görülmektedir. Borsamızla en ziyade münasebette bulunan Paris borsasmdan, bir aydanberi dikkate şayan fiatlar gel • memistir. Borsa.cılar bu durguniırğun Londra konferansmdan sonra devaan edemiyeceğmi ümit etmekte iseler de, konferansm son aldığı şekil bu ümitleri de kırmaktadır. Evkafnı indirdiği kiralar Evkaf idaresi, Dördüncü Vakıf ha • nında borsa acentalanna kiraladığı odaların icarmı mdirmistir. Bıma sebep borsada işlerin durgun olduğunu ileri süren kiracılann müracaatidir. Evkafla borsa acentalan arasında bir ay devam eden müzakereden sonra ihtilâf, artı rılmış olan kiralarm 3 er lira indirilmesi suretile halledilmistir. Asfalt yollar için mönakasa açılıyor Vilâyet dahilinde, beş senelik pro • gram mudbince, yapılacak asfalt yollar için yakmda münakasa açılacakhr. Haber aldığunıza göre daimî encümende azadan üçü yollarm asfalt olmasma itiraz etmişler, parke yapılmasmı ileri sürmüşler ve fakat ekalliyette kalımşlardır. Encümenin karar mazbatasmda her iki ffltri tebellür ettiren sebepler zikredilmiştir. Sümer Bank sanayiimize büyük hizmet edecek Birinci sahifeden mabat 1,176,750 liraya baliğ olan möterakim amortismanlan tenzil ettrkten sonra 4,667,215 liradır. Sümer Bank devvar ve sabit sermaye olarak fabrikaları hemen hemen bu kıymetlerle tesellüm ediyor. Smaî müesseselere işttrak hisseleri olarak mülga Sanayi ve Maadm Bankasmm 1932 plânçosımda gösterilen mevcudat 1,8 milyon liraya yakın oiduğuna göre; Sümer Bankın îdaresini deruhde ettiği devlet fabrikaalrının sabit ve devvar sermayesi 8,5 milyon lira ve istirakler yekunu da 1,8 milyon lira olmak üzere cem'an sabit ve devvar sermaye ve hisseler yekunu 10,5 milyon liraya yakındır. Filvaki mülga Sanayi ve Maadin Bankası tesis edildiği zaman devir aldığı fabrikalarm sabit ve mütedavil kıymetleri 2,9 milyon liradan ibaret olduğu halde; bugün bu fabrikalarm sabit ve mütedavil sermayeleri 3 misli fazlalasmiftır. Yalnız bu tezayüt bankanm sanayi hayatumzda husole getirdiği mkişaf ve terakkiyi ve Sümer Bankın da ilerisi için ümitler verecek muvaffakiyetli vaziyetini göstermeğe kâfidir. Ancak, itiraf edflmek lâzım gelir ki bundan üç sene evvel toplanan sanayi kongresinin umumî encümen raporla • rmda da ileriye sürüldüğü veçhile; »anayiimizi belli başlı ihtiyaçlanmızı tatmin edebflecek bir hale getirmek içm sermaye ve kredi meseiesni ehemmi yetle nazarı dikkate almak ve bu ibti • yaa behemeha! karşüamak lâzımdır. Sanayi sermayemiz ihtiyaca kâfi değildir. Sanayümizm gerek sabit gerekse mütedavil «ermaye itibarüe kuvvetli olduğu iddia edüemez. Sanayi sermayesi bizfm gibi yeni mkisaf eden memleketlerde ticaret ser mayesile vücude gelir ve ticaret saha • sındaki kazançlann terakümünden hâsıl olur. Bu terakümü yapan da ticaretin kârlı satışlandır. Halbuki, bueün haricî ve dahilî satıslanmızda geçen senelere nazaran kazançlar çok azalmıstır. Ticaretm durgunluğu, ticarî sermayenin az kârla çalısmsı; hülâsa, ticarî sahada husule gelen kazançların mahdut kalmaması sa nayi sermayesinin memleket ihtiyaç larına yetecek derecede taazzuv etme sfne mâni oluyor. Krediye gelince: Sanayiimizin kredi ihtiyacı da sermaye ihtiyacı kadar mühimdir. Kredi bahsinde; tesis kredisi, yeni tesisat, tevsi ve ıslah işleri kredisi, isletme kredisi, ham madde ve iş ücreti kredisi olmak üzere muhtelif mevzulan mütalea etmek icap eder. TSrkiye sanayünin basında teknik bügilerle mücehnez heyetlere malik! ve muktedir bir müdiri umumiye sahip olan Sümer Bankm kanunu, esasen bu ihtiyaçlan nazarı dikkate alacak kadar genis ve şünMillüdur. tşleme kredisi her yerde ticarî kredidir ve ticaret bankalarmdan gelir. Sanayiimizi bugün kısmen istifade edebildiği kredi devlet müesseleri olan fabrikalar hariç olmak üzere yalnız bu ticarî kredi dir. Halbuki, bizde sanayi işletmelerme kredi veren muhtelif ticaret bankalannm bulunması yüzün • den bu ticarî kredinrn para sekli dar bir çerçeve içinde kalmıstır. Memleketimizde daha ziyade tarru'm eden kredi emtia kredUidir. Halbuki emtia kredisi millî iktısat bakınundan kredi hacmine yeni bir kıymet ilâve eden bir kredi değildir. O, esasen yazılmıs bir Yunan mektep gemisinde bir süvare verildi Şehrimizde bulunmakta olan Arîs isimli Yunan mektep gemisinin talebe ve zabitleri dün tstanbulun görülmeğe değer yerlerini ziyaret etmislerdir. Gemi kumandanı yüzbaşı M. Pinotsis dün akşam saat 22 de gemide bir süvare vermiştir. Bu süvarede birçok deniz zabitlerimizle şehrimiz Yunan koloni smden bazılan bulunmustur. sermayenin ancak kısmen ve muayyen bir faiz mukabilmde paraya tahavvü lüdür. Sanayim tesis sermayesine memle . ketimizin çok büyük ihtiyacı vardır. Sanayi sahasında paranın mühim bir kısmmın sabit sermayeye inkılâbı ve bu gibi mevcudatm terhin edilerek para tedarik edflememesi sanayiimizin inki şafma mâni olmaktadır. Bugün 100 bin liralık fabrika tesisatı ve hatta deposunda bir miktar stok emtiası bulunmasına rağmen 100 liralık bonosunu kırdıracak bir kredi müessesesi bulamıyan sanayi müesseselerimiz mevcuttur. Memleketimizin sanayi hayatmm inkiafında rehber olacak olan Sümer Bankın bu esaslı ihtiyaçlan daha yakından tetkik ve tahlil ederek ona göre sana • yiimizi ıslah çarelerini bulacağma ve böylece millî iktısadiyatımızı tutumlu ve kazançh uzuvlarla sanayi sahasında da koruyacağına şüphe voktur. Kızıltrmakta bir adam boğulda Son günlero*e faydalı yağmurlar düştü. Kızıhrmak henüz geçit ver memektedir, Kalecik istasyonu ya • kınındaki geçitten yüzerek geçmek istiyen bir genç boğuldu. Cesedi dört gün sonra bulundu. izmir Vüâyet Meclisi fevkalâde bir içtima yapıyor İzmir Vilâyeti bütçesinin Anka rad'a tadil edilerek iade edilmesi tzmirde menfi bir tesir yapmiftır. tzmirde salâhiyettar makamlar An • karada ait olduğu makamlar nez • dinde bütçenin tadil edilmesinin kanunusz olduğu hakkında teşebbü • satta bulunmuşlardır. Bütçe meselesi için tzmir Vilâyet Umumî meclisinin fevkalâde bir içtimaa daveti için tesebbüsata geçilmiştir. Yolcu eşyaları için manifesto Ecnebi limanlarına uğramadan iki Türk limanı arasında sefer yapan ge • milerde yolcularm beraberinde götür diikler esya için manifesto tanzim edilmiyecektir. Yolcularm beraberinde olmıyan esya için behemehal manifesto tanzim edilecek, aksi takdirde 250 liraya kadar para cezasi alınacakhr. Zonguldakta son yağmuriarın zararları Zonguldak 12 Son yoğmurlar dolayısile şehri sel basmıştır. tnsan zayiarı yoktur. 5 köprii, 300 ton kömürü seller götürmüş, şosenin 300 küsur metrelik kısmı bozulmuştur. Yollarda, şimendıfer boyunda, mahsulâtta zarar fazladır. Aynca Kozluj •imendifer yolunda da hasarat vardır. 26 evi su basmıştır. Devreğin Tefenni köyünde karakolu ve mektep binasının yarsını seller götür » müştür. Ereğlinin Taşviran nahiyesi köy >. lerinde 400 dönüm kadar mahsul harap olmuştur. Devrekte bir köyde mektep kısmen yıkılmış, hayvan zayiatı olmuş, şimendifer hattı sellerin tahribine uğramıştır. Devrek Çaycuma köprüsünün istasyon tarafındaki kısmı yıkılmiftır. Urfada bir doMorumuz iime kurban gitti Urfada bulunan genç doktorlarımızdan binbaşı Abdüsselâm Bey kangrenli bir hastanın ayağında a • meliyat yaparken elini kesmiş, ve vücudüne mikrop geçmiştir. Şehirde bu tedaviye mahsus ilâç bulunma tfığmdan genç doktor bu yüzden vefat etmiştir. Bütün şehir halkı bu hâdiseden son derece müteessir olmuştur. Merhuma muhteşem bir cenaze merasimi yapılmıştır. Pâjda ölüm Orozdibak müdürlerinden M. Salangas Yesilköyde plâjda banyo yapmak üzere denize atlamış, ve başı tasa çarparak bayılmış, yapılan tedavilere rağmen bir müddet sonra vefat etmiştir. Bir talebeye otomobil çarptı Nevzat isminde bir şarorün kollandığı otomobil Rıdvan isminde bir mektep talebesine çarparak mecruhiyetine sebebiyet vermiştir. Şoför yakalanmif, mecrun talebe hastaneye kaldırılmiftur. Nurullah Esat B. dün geldi Sümer Bank Umum müdüni Nurullah Esat Bey dün sabahki trenle Ankaradan sehrimize gelmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: