4 Ağustos 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

4 Ağustos 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ağustos P33 Cumhuriyet ' ' Yunan adaları Bir İtalyan fen heyeti ta rafından işgal edilmiş Birinci sahifeden mabat rekkep bir heyet Yunanistan hükume . tine miiracaat ederek Siklad grupuna dahil Santorin ve Amurgos adalannda fennî tetkikatta bulunmak için tnüsaadc istemiş ve Yunan hükumeti de bu müsaadeyi vermişti. İtalyan heyeti, müracaat arifesînde, bilâhare işgal olu • nan üç küçük adada fennî tetkikatta bulunmak için bir kayît koymamıştı. Halbuki şimdi Romadan gelen haberler ttalyan jeoloji âlimlerinin bu adalara çıkmalarile resmen ttalyan bayrağmın çekildiği bildirilmektedir. Demek olu yor ki ttalyan heyeti ilmiyesi bu kü. çük adalan esasen Yunanlılara aît görmemis ve burada tetkikatta bulunmak için Yunan hükumetfnden müsaade istemeğe de lüzum görmemiştir. Yunan hükumeti, ötedenberi Yunanistana ak olduğu kanaatmde bulunduğu küçük adalara ttalyan bayrağı . nm çekildiğîni haber alır almaz Siklad adalan vaKsine tahkikat icrası için ta'imat vermistir. Vali de Naftilos ismindeki muavin kruvazör ile oraya bir tahkik heyeti göndermiştir. Yunan hükumeti ttalya hükumeti nezdinde diplomasî teşebbüsatta bulunmak içtn bu heyet tahkikatınm neti cesine rntizar ediyor. Maahaza Yunan kabinesi bu mesele hakkında defaatle toplanarak ahnacak tedbirleri düşün. müstür. Yunan hükumetinin işgal hâdisesine çok ehemmiyet vermesi tabiî bir şeydir. Her nekadar ttalyan bayrağmın çekildiği küçük adalann iktısadî kıymeti az ise de sevkülceys cihetinden e hemmiyetleri çok büyüktür. Çünkü ttlyanlar bu adalarda do • nanma ve hava üssülharekeleri yaptıklan takdirde Adalar denizinin Akdenia ile olan muvasalasının en mühim kanallanna hâkim olacaklardır. Zaten iş. gal olunan küçük adalann yanıbaşm daki Leros adasını ltayanlar birinci sınıf üssübahri haline getirilmşîlerdir. Buradaki gayet geniş fiman en büyük filolan istiaba kâfidir. Binaenaleyh mezkur üç küçük adanm ttalyanlar tara hndan işgali sevkülceys cihetinden çok büyük ehetnmtyeti haizdir. * • * Bataklık çiçeği iki yıldız George Raft ve Mae West en aşağı tabakaya mensup birer aileden yetiştiklerini saklamıyorlar Nevyork 20 temtnuz Bu ayın çok sıcak günlerinden birinin geceaiydi. Emperyal tiyatrosundan cıktık, 45 inci sokağa doğru yürüdük. Niyetimiz soğukça bir şey içip serinlemekti. Birden kaldinmm üstünde küçük bir grup peyda oldu. Yalnayak başıkabak üç cocuk zıplıvor, hopluyor ve taklak atıyorlardı. Maksatlan biz den birkaç çent koparmaktı. Biri arap, ikisi sarışındı. Hic şünhesiz şehrin en iicra taraflrından kalkıp buraya düşmüslerdi. Bizden kopa racaklan para ile tütün mü, dondurma mı alacaklar, voksa hasta annelerine ilâç, emziklî kardeslerine süt *nü tedarik edeceklerdi? Onu bil mem. Fakat bu manzara akhma on bes sene evvelki bir levhayı getirdi. Hali hazırın ön tutrnus sinema ar tistlerinden George Raftı hatıria dım. Evet «Al kopon», rGece kusları» filmlerinin kahramanianndan Ge orge Raft, uzunca ttalyan çehreli, briyantinli aynk »açlı, irice burun lu, ufak siyah gözlü, Arjantinli dansöz ve jigolo kıyafetli delikanlı da on beş sene evvel tıpkı bu çocuklardan birinîn hayatını yaşıyordu. Nevyorkun en bavağı mahallesinden biri olan «Hell's Kitchen» de doğmuştu. Tam on bir kardeştiler. George altıncılanydı. Fakat öteki kardeşlerinin hepsi, onu da verem den ve sefaletten öldüler. tçlerin den yegâne sağ kaian George oldu. Sekiz yaşında dükkânlardan eşya çalıyor, fosur fosur izmarit içîyor, annesine yapmadık eziyet bırakmıyordu. O yaşta en roühim merakı büyük otellerin önlerinde durup siislü ve şık kadınlara kapiyi açmak, bu na mukabii de bes on para almaktı. Bunlan böyle ulu orta aienî an • îattığima nîç te şasmıyor. George Raft bunlan bizzat bana kendisi anlath. Halbuki sîmdî Hoiivutta yanina yanmsılahımv derecede yükgek bir yıldız olduşruna nazaran mazisîn den bîrstr kızarması lâzım değfl mîydi? Havır.. Bilâkis o bunlardan ale lâde bir macera anlatıyormuş jribi bahsediyor ve bugün en giizei ka« dinlaria gezdiği, viHa, otomobi] sahibi olduğu halde Nevyorkun sefil bir çocuğu olduğunu unutmuyor. tşte çocukluğunu bu suretle geçîren George, ilk delikanlılık çağla • nna girince yavaş yavaş haylazlık tan vazgeçmeğe başiadı ve boğazım boksörlük yaparak çıkarmağa baş • ladı. Şıkça fakat âdi ve züppece gîyiniyordu. Gri ceket, siyah pantolon ve tango rengi boyunbağı. Bir arahk Avrupaya giden bir tiyatro kum Rusyadaki sporcularımız Ivanovya şehrinde Sporcularımız büyük merasimle karşılandılar, hastaneleri ve Türkiye için makine yapan fabrikaları gezdiler George Raft ve Mae We$t başbaşa panyasmın peşine takıldı. Londra • dakî temsillerde pek küçük rollere çıktı. Sonra Brodwaye geçti. Doğ duğu mahaile ile Nevyorkun bu zevk yatağı arasındaki birkoç yüz metrelik mesafeyi ancak on senede katetmiştir. Bazılan ona «Zamanımınn Va • lântinosu» isminî vermek istediler. Halbuki George bu unvandan hiç hoşlanmaz. Ciinkü o bashbasına bir şahsiyet saiıibi olduğuna kanidir. Sinema perdesinde oldukça harn • " c ' Ikacı gurünmesine • rağmen George kalbi çok îyi bîr çocuktur. Vaziyetini düzeltir düzeltmez ihtiyar annesini de yanina Holivuta çağırttı. Kadm o zamana kadar ayni mahallede oturuyor, ev işlerini kendi göruyor ve çamasirlanm bizzat yıkıyordu. Hatta ilk zamanlar haya • tımn «leğîşmesînden pek te menuıun olmamışh. George bir aralık gaze tecilerden birine vaki olan beyana • trnda: Annem, diyordu, Holivudu yadırgadı O evvelce oturduğu sokağın kokusuna ve gürüitiisüne alışmış. Balkonundaki çamaşır ipmi, «penceresini vurarak kendisini çağıran komşulannı anyor. Fakat oğlu gibi ghgide o da deiisti. Mac West te Brooklyn çocugudur. Babası boksorlükle geçiniyordu. Vakıâ sekiz yaşmda George gibi hır • sızlık etmiyordu atna sefaletten bîr iskelet gibi zayıf vücudüyle sahneye çıkıp dansediyordu. Halbuki sonra birdenbire sişmanladı. Hatta viicu dünün bu kalınlığı yüzündendir ki üç dört sene ewel sarkı soyledigi müzikhollerin bîrmden çıkardılar. Fakat halkın zevki mî değîşti nedir. Bir senedir sade Amerikahların değil bütün dünya halkınm takdir ettiği bîr sinema yıldizı oldu. Hayal kadar zayıf, fidan gibi rnce artîstieri genis kalçalan, cıkık göğsü, kalın burun delikleriyle gölgede bıraktı. Giyinişi çok satafath, halleri ve tavırlan çok lâübali, mazisi oldukça karaniıkhr. Hayatta en ziyade sevdiği şeyler aşk ve elmasti. Tabiî kendisini kis • kananlar aleyhinde bulunmağa basladılar. Aman ne âdi kadin! Diyorlardı. Fakat erkeklerin ek • serisi ona bayildılar. George Raft nasıl aşağı tabakadan yetiştiğini •aklamıyorsa Mac West te âdiliğini inkâr etmiyor. Mektep tnedrese görmediğini alenen soylüyor. Lâkin ne gariptir ki oynadıği saKae ve sinema piyeslerinin bir kısmım kendi yaziyor. Söylediği şarkiiarra hemen "hepsinin giiftesini ve beste • sini kendi yapıyor. Tuhaf kadm! Eeningrat maçinda kalemizin BnShde korkalu hîr Mcam Atmada çıkan Mesaje d'Aten gaze.tesi bu mesele hakkında mühim bir makale neşrederek işgale hayret etmekle beraber hâdisenm iki dost devlet arasında gürültüsüzce hallî ümidi izhar o* hmmvktadM. Mesaje d'Atene göre, işgal edflen adalar Lozan muahedest roucibince Yunanistana ak bulunmak. tadır. NHekim Türkiyenin ttalya le hine olarak on iki ada üzerindeki hukukundan feragat ettiğme dair olan maddede ve buna merbut 2 numarah haritada bu adalann Yunanistana ait olduğu tasrih edilmektedir. Binaenaleyh adalar hemen tahliye olunmahdır. Maahaza Yunan gazetesi isgal edi • len adalann, Yunanistanın lâyenfek bir parçası olduğunda da ısrar etmektedir. Leningratia Peter Hof satomnu Yunan Başvekilinin beyanatı Mac Vest George Raft nasıl Nevyorkun aşağı mahallesinden birinde doğduysa M [ Sinema haberelri |l Prens de öldü Bîr zamanla sessiz filmlerde Şarlo kadar bir söhret kazanmış ve memleketi mizde de çok sevîlmiş olan ma ruf Fransız ko miği Prens, diğer ismile Rigaden 60 yaşmda olduğu halde Parîste vefat et mistir. Prens aslen fiyatro artisti idi. Senelerce Paris halkını ve çıktığı turnelerde de taşra halkını güldür dükten sonra sinemaya intisap et • misti. Bir kısım kordelâlannı mü teveffa Maks Linder ve Marsal Lovesk ile birlikte çevîrmişti. Son zamanlarda ihtiyarlamıç olmasma rağmen «Beni kaçır!» ve «Aşk hazret leri» nm Fransızca versiyonu ile muhtelif filmlerde oynamıştı. Fakat birçok artistlerin tahayyül ve ümit ettîkleri mes'ut, şanlı şerefh âkıbete Prens mazhar olamamıştı. Khnse kendisine aldırmıyor, o da ancak tesellisini Pariste mahalle tiyatrolannda ve Gcra kasabalarda verdiği temsillerde buluyordu. Yrrmî sene evvelkî zaferli ve muvaffakiyetli günlerîni hatırhya hatırlıya can veren Prense muhakkak ki Fransız tiyatro ve sinemasi tarîbinde mühim bir mevki saymak lâ» zim gelecektir. "Mum Bu sene Ame rikada bir filim mühim münakaşalara sebebiyet verdi: Bu kordetâ üç buutlu filimlere bîr mukaddeme teşkfl edecek se . kiİde midir? Değil midir? Münekkitler ikiye bölün düler ve aylarca mücadele ettfler. Maskenin Esrarı,, Amerikada mühim münakasalara yol açan bir filim Roma 3 (A.A.) Jurnale d'ttalia, Yunan Başvekili M. Çaldarism, mu . habirine verdiği şu beyanatı nakledi • yor: « ttalyan • Yunan münasebatı ga. yet dostanedir. Reisi buhmduğum hü • kumet bu dostluğu »agiamlandırmak ve tekemmül ettirmek ktiyor. Bu iş kolay olacakhr. Zira ttalyanm Yunanistana karşı ayni hisle hareket ettiğini biliyo. ruz.» ıGazi Hz. bahriyelilerimizi takdir buyurdular Birinci aahifeden mabat rüsüne çıkarak Cumhuriyet donanmasının bu yeni ve mükemmel gemisinin 35 mil süratle gidismi memnuniyetle seyretmişlerdir. Reisicumhur Hazretleri gemide gör dükleri intizam ve mükemmeliyeti, deniz zabitlerile efradınm hal ve tavırları. m, talim ve terbiyelerini, vazifelerini ifada gösterdikleri kabiliyet ve meha reti takdir buyurmuşlar ve geminin hahra defterine şu teveccühkâr cümleyi yazmak suretile yüksek takdirlerini iz • har buyurmuşlardır: Moskova 3 (A.A.) Türk sporculan tvanovya geldiler. Başlannda Cevdet Kerim Bey olduğu halde Türk misafirlerimiz, şehri, çocuk bahçesini, hastaneleri, fabrikalan ve bilhassa Tür . kiye için mensucat makineleri yapan fabrikalan gezdiler. Misafirlerimiz, Sovyet memurlarile de görüşerek bunlarm sıhhî tesisat sahasında faaliyetlert ve şehrin asri teşkilâtı hakkmda malu • mat almışlardır. Leningrat stadyomunan oaOtonu Hangi taraf hak . lıdır. Tabiî filmi gördüğümnz za man bımu anlıya cağız. «Mum Maskenin Esrarı» filminden bir sahne; Yalnız ne var ki Başkadın rolanü oynıyan genç kız ve bu filmin tekniği mumdan heykeli kadar san'at kts. mı da ehemmiyet verilmeğe değer bir Fazla romantik ve melodramımsı dişekildedir. Mevzuo şimdiye kadar isyeceksmiz ama, emin olun ki hayatta lenmemiş bir maceradır. Londrada da bazan bu türlü vak'alar cereyan edimumlardan yapılmış heykellerden müyor. rekkep hususî bir müze var. Bunun sa« Vaktile Londrada Gerdo Maloy ishibi Worth sigorta parasuıa tama ede . minde maruf bir aktrisle kocası kay . rek müzeyi yakıyor, kalkıp Amerikaya bolmuşlardı. Cesetleri nerde bulundu gidiyor. biliyor musunuz, Harding Stone na mında bir heykeltrasın atölyesinde.. Senelerce dolasîyor. Fakat ruhunda Heykeltraş însanları taş gibi dondura mum heykellere karşı mevcut incizabı cak bir mahlul bulduğuna kani.. Ba bir türlü yenemiyor. Orada yeniden mahlâlü evvelâ kediler üstünde tecrübe heykeiler yapmağa karar veriyor. îyi etmiş. Sonra da piyango aktrisle ko • ama model nerden bulacak? Nevyork casma çıkmış.. morgundan cenazelerî çalıp onlardan Dünya bu.. Neler olmuyor! kahp yapıyor. Gazi Mastafa Kemal Gazî Hazretlerinin takdirkâr yanları, akşam yoklamasmda Adatepe kumandanı tarafmdan efrat ve zabitana okunmuş gemide büyük ve umutnî bir se . vinç ve şükranla karşılanmışhr. «Adatepe ile yapttğım kısa yolculuğun değerli hatırasım unutmtyacağım. Bu vesile ile yakından tanımak fırsattna malik olduğum aeçme kamandanlarımız, genç zabitlerimiz ve denizcile • rimizle iftihar edeTİm.» Galatasaray takımı Eskişehir ve Bursada MEVLİDİ ŞERiF Ağustosun yedinci pazartesi günü öğle namazmı müteakıp saat birde Süleymaniye camüşerifinde esbak Bahriye Nazın merhum Celâlettin Paşanın ru • hunun istirahati için mevlithani şehir Hahz Kemal Bey tarafından mevlidi şerif kıraat edtJeceğinden merhumu müşarünileyhm dostlarile arzu buyuran zevatin teşriflerî rica olunur. Sinema sergisî 1934 senesi ağustosunda Vene • dikte ikinci sinema sergisi açılacak Lil Dagover Geçen hafta Berlm cnrarmda bir gezintide Lil Dagoverm otomobili devrilmiş ve artist bu kazadan hafif bir yara ile kurtulmustur. Bir Leh artisti Lehistantn Emil Yaningsi ismini al • mış olan meshur san'atkâr Sambursky 270 bin lira senelikle Amerikalılar tarafından kontrata bağlanmıştır. Galatasaray bugün memleketir». iki mintakasmda birden ayni sa atte iki maç yapıyor. San kırmızıhların birinci ve ikinci takım oyun. cularından mürekkep iki takım bugün Bursa ve Eskisehirde oranin en kuvvetli takunlarile karşılaşa caktır. Eskisehirde oynıyacak olan takım dünkü Toros ekspresile hareket etmiştir. Başlannda kulüp müdürü Sadullah Beyin bulunduğu bu grup şu oyunculardan mürekkeptir Emin, Tevfik, Faruk, Muzaffer, Rasim, Osman, Necdet, Suavi, Kad. ri, Necdet Salâhattin, Ahmet Kemal. Bursaya gidecek olan takım da kulüp reisi Ali Haydar Beyin riyasetindedir. Yeni antrenörün de beraber bulunduğu bu takımın kad. •rosu şıudur: Rasim, Lutfi, Bürhan, Suphi, Ni Takırmmız kaptanı Hü&nü Beyle Leningrat takımı kaptanr maçtan evvel hat, Bekir, Fazıl, Muslih, Celâl, Zeki, Hicri, Adnan, Enis, Kemal, Aslan. Galatasarayhlarla beraber Burs» ve Eskişehir futbolculanna güzel oyunlar temenni ederiz. Bugün yözme ve yelken yarışlan yapılacak Bugün Büyükderedeki yüzm« havzunda tstanbul mıntakası yüznu birincilik müsabakalan yapılacakLutfen »ahifeyi çevtriniz

Bu sayıdan diğer sayfalar: