16 Ağustos 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

16 Ağustos 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Cumhuriyet 16A?ustos 1933 Ya hörriyet, Ya ölüm! TEFRtKA: 73 Yazan: ALÎ NACt Trakya komitasının içytizü Eğer tarihin 8 104 bin kilometre murabbalık bir mesaha üzerine kurulmuş altı milyon nüfuslu küçük bir devlet tasavvur edi niz: Bulgar devleti. Şark hndudnnda (Şarkî Trakya) biz duruyoruz. Cenu . bunda (Garbî Trakya) Yunanhlar var. Şimalinde (Dobriçe) Romanyahlar, garbkıde de (Makedonya), geniş bir hudut haıttmın bütün uzunluğunca, es . kiden Sırp krallığt ismi verüen yeni Yugoslavya, yani Cenup Slâvyasi nanu aL tında birleşmiş Sırp . Hırvat • Sloven devleti duruyor. Trakya komitası, Bulgaristanın komşularından her devlete olduğu gibi bize de düşen komita hissemizdir ki, Trakyada Bulgar ekaUiyeti olmadığı için Makedonyalılann Yugoslavlardan istedikleri neviden din ve dil hürriyeti gibi haklar değil de, daha iyisini, Edirneden Midye . Inoza kadar Trakyanın kendi fcini istiyor. trtediğini nasıl alacağı hakfcmdaki fikri ise basit olduğu kadar mu. ayyendir: Kendileri ve açıkça söylüyorlar ki evvelâ Yugoslavya ile anlaşacak lar, yirmi miyonluk bir siyasî vahdet kuracaklar ve ilk iş olarak ta Adriyatikten Karadenize kadar uzanacaklar... Bmaenaleyh, tecavüz maksadı sarih, tahrik açık ve malihulyayı tahakkuk ettirmek programı da teferruatına kadar tayin edibniftir. Yalnu, programı tatbik için birinci derecede Yugoslavyanın muvafakati lânmdır. Yani herşey tamamdır ama, iş, öç nal ile bir ata kalmıjAır. Ondan sonra, bir de bizim mukave . metimiz meselesi gelir. Trakya komitannm ötedenberi bizden bahsederken lisanına verdiği ahengin küstahlığından anhyonn ki, buna pek o kadar aldırış ettikleri yoktur. Fakat gözünün kestir diği ile dişinin kuvveti arasında nisbet olmıyan adam kendisine acımadıktan •onra, ona kim daha iyi acıyabilir? Hulâsa, bir Bulgar devleti var ki resmea dostumuz ve komşumuzdur. Fakat sağında bir düsmanhk komkası, solunda bir dostluk cemiyetile karşımıza çıkan bu komşunun sağına mı, soluna nu bakmak ve dostluğuna mı, düşman. hğtna rm inanmak ve neye karar vermek lâzım geldiğinde insanın mütehayyir kalmaması kabtl değildir. Sabahleyin «Trakya» gazetesinde ve daha diğer bir iki gazetede Trakya komitasının başından büyük herzelerini okur, kâh kızar, kâh gülersiniz. ö ğ . leden sonra Sobranyaya gider, Bulgar Başvekilinin, Türklerin Bulgarlara BuL garlar için hayatî ehetnmiyeti haiz noktalarda. yardım ettiklerini ve bu dostluklanndan dolayı da Türkiye hüku . metine ancak mirteşekkir otabileceği . ni dinlersiniz. Düşünür, kendi kendinize «acaba Bulgar devletinin en büyük mümessilinin bahsettiği bu şükranı ö demek için mi Trakya komitası Bul garları boyuna Türkler aleyhine kışkır. tıyor? Ne acayip dostluk!» dersiniz. Bırigaristanın ileri gelen adamlarile ; konuşur, tereddüdünüzü söylers'n z. «Trakya komitası mı? Ehemmiyeti yok!» cevabmı alır, büsbütün hayrete düşersiniz. Ehemmiyeti yok dedikleri tesekkülün, yaptığı kongrelerde diğer bütün Bulgar millî tesekküllerinrn de kendilerini temsil ettJrdiklerini işaret edersiniz. «Aldırmayuı!» sözünü tekrar ifitirsiniz. « Ehemmiyet vermeyin!» « Aldırmayuı \r Fakat, zaten kim aldınyor? Aldıran ve ehemmiyet veren, esasen yoktur. Fakat msan, ya düşmandır, ya dosttur. Filvaki bize karşı bir nevi Makedonya !:omitası haline konulmak rstenen bu mekanizmanın nasıl işlediği ve işletil. diği malum... Milletlerin kalplerinde kök salamamış davaların, sun'î vasıta lar ve tahriklerle yürütülmesine hiçbir zaman imkân bulunamıyacağı da mu. hakkak... Hatta, Trakya komitası bir tarafta çalışırken, büyük bir Bulgar ek. seriyetinm ve Bulgaristanın birçok ileri gelenlerinin Türklere karşı cidden dost. luk hissiyatı beslediklerine de inanılabilîr. Ancak, bütün bu neşriyatm, bü tiin o tahrikâtın Bulgaristanda alabildiğrne akıp gitmesine rağmen mevcut dostluğa hiçbir zararı yoksa, yok veh. molunuyor ve Türkiye toprakları Bul. gar komitacüarı için masum hayaller den ibaret telâkki ediliyorsa, o halde bizim dilimiz negüne duruyor ve yoksa bizim elimiz, ağzımız armut mu devşirmekte farzedilmektedir? Varkuvvetile düşmanlık tohumu saçan o neşriyata ve «Trakya» gazetesin. de Edirneyi istiven Bulgar mu.harrir . Ierine karşı bizim elimiz armut dev şirmediğine göre, ve Bulgar dostlan . mızm da müsaadelerile, meselâ herhan. gi bir muharriri ve yalnız kendi va . tandaşlık hakkını kullanarak, cevap verir ve pekâîâ diyebilir ki: Cinayete kadar dayanan şaka... Bir gişe memuru arkadaşını öldürdü Pazar günü Haydarpasada sokak ortasında, 22 yaslannda Manok Efen di ismin('f bir gencin ölüm'le netı^e lenen bir cinayet olmuştur rCatil, Akay iî'etmesinjr Havdarpaşa iske'esi gişe memurlanndan Emin Efendidir. Vak'a şu suretle cereyan etmiş±<~: Manok Efendi, vak'a <"jnü eskiden beri arkadaşı olan Emin Lfendiyi ^ormüş, âdeti veç* ile muziplığe başlaıı.ö. ve kızdırmak için de şaKa olarak: « Sen hainsin!» demiştir. Zaten birkaç defa timarhaneye gi . rip cıkmış olan Emin Efendi, bu söz üzerine son derece hırslanarak adeta kendisini kaybetmiş, birdenbire cebinden tabancasmı çıkarmış, eski arkada şmın üstüne iki el ateş etmiştir. Çıkan kurşunlar, sakacı gencin karnına isabet etmis, ağır surette yaralan. rnasına sebep olmuştur. Mecruh Yetisin, yandım! Diye inleyince telâsa düsen gişe memuru kacmak istemis ise de süratle yetisen polis memurlan tarafından yakalan • mıshr. Yerde kanlar icinde baygm bir hside bulunan Manok Ffendi, hastaneye kal. dırılırken ölmüştür. Katîl bu hâdiseden sonra suurunu kaybetmiş gibî bir vaziyet almıştır. Üüküdar Müddeiumumiliği mseleye vazryet etmiştir. K.. K.AIIYO Bu akşamki program J ANKARA: 12,30 gramofon 1 8 salon orkes • trası 1 9 dans musikisi . 20,15 Ajans haberleri. İSTANBUL: 18 gramofon 1 9 Cennet Hanım « 19,45 Hazun Bey tarafından karagöz» 20,30 udi Salâhattin Bey ve Nubar Efendi refakatile Hamiyet Hanım • 21,30 gramofon • 22 'Anadolu Ajansı, Bor. sa haberleri, Saat ayan. VtYANA : 20,15 muhtelif milletlerin dans ha • valan . 22,50 gece konseri. TULUZ : 21,05 sarkdar 21,20 askerî mnzi . ka . 21,35 Viyana orkestrası • 21,50 armonik konseri . 22,50 opera komik par. çalan 23,05 şarkılar • 24,20 orkestra konseri. BÜKREŞ: 20,25 Romen havalari 20,45 ders . 21,05 keman konseri . 21,50 piyano . 22,20 viyolonsel konseri • 22,50 ha berler. Buhran nereye gidiyor? ! Iktısadî infirat siyaseti kuvvetleniyor, Beynelmilel mubadelât büsbütün azalacak Dünya iktısadî ahvalinin düze • lememesi Fransanın son senelerde büyük bir ehemmiyet verdiği ik tısadî infirat s'lyasetinin kuvvet bulmasına ve bu hususta ciddî tedbir ler alınmasına vesile teşkil etmiştir. Bilhassa, Londra konferansının tam bir akamete ducar oiması üzerine bütün milletler kendi toprakları dahilinde mümkün olduğu kadar kendi kendine yetme siyaset'ni takip etmeğe başlamışlar, ziraatçi memleketler sanayileşmeğe, sanavici • ler de, ihtiyacatı ziraiyelerini kendi hudutları içinde temin etmek üzere çalışmağa başlamışlardır. Bu cümleden olarak Fransa sa nayiinin muhtaç olduğu iptidaî maddelerin kısmen Fransa topraklarında, kısmen de müstemlekelerînde yetiştirilmesine büyük bir ehem miyet verilmektedir. Meselâ, pamuk meselesi, Fransanın bu siyasetinin ana hatlannı tebarüz ettirmeğe kâfidir. Fransa her sene har:çten beheri 200 kiloluk 1,800,000 balya, yani Türkiye istihsalâtımn 20 misli fazla, pamuk ithal ediyor. Fransa bu pamuklan şimdiye kadar Amerika, Mısvr, Hindistan ve pek cüz'i bîr kısmını d'a müstem lekelerinden tedarik ediyordu. Harice bueünkü dü«kün fiatlarla her sene 1,5 milyar Fransız frangı yani 125 milvon Türk lirası para ver mekte idi. Fransız pamuk mensucat sanayii dünyada ehemmiyet itibarile üçüncü gelmekte old'uğundan her sene harice milyonlarca lira vermektense pamuk ihtiyacmın millî hudutlar dahilinden tatminine karar verilmis bulunmaktadır. Fransanın ithal ettiği 1,800,000 balya pamuğu veren memleketler verdikleri miktarlarla birlikte şunlardır: Balya % Umumi ithalât 1 800.000 100 Amerika 1 250.000 69 Mtsır 250.000 14 Hindistan 250 000 14 Mıistemlekeler ve salr memle 50,000 3 ketler Türkiyeden Fransaya yapılan pamuk ihracatı son senelerde müte madiyen azalmıştir. Meselâ, 1928 senesinde memleketimizden Fransaya 2850 ton miktarında ve 30 milyon frank kıymetinde pamuk ihraç edilmişken, 1929 da bu miktar 4800 ton ve 38 milyon franga yükselmiş, 1930, 1931 senelerinde birdenbire azalmağa bashyarak 1932 senesinde (885) tona ve kıymetçe 3,5 milyon franga düsmüştür. Fransaya pamuk ihracatımız 1932 senesinde 1929 senesine nazaran bütün toprak davalarını karıştıracak olursak.. Sofyamn ortanna âihilen <Çar Oavoboditeh yani kurtarıcı Çar hey keli 93 harbini dbideleştirmek ve Bulgarların Ruslara minnettarlığmı ifade etmek üzere yapılmıştı «Evvelâ sizin bildiğiniz o eski çam lar çoktan bardak olmuştur. Nerede V.aldı ki, eğer tarihin bütün toprak dava • larını karıştıracak vaziyetler doğuracak. sak, değil Edirne, değil hergün «ben , Türküm!» diye gelen geçen bütün tren j lerin vüzüne bağıran o meşhur Filibe, hatta bütün Bulgaristan, beş yüz senelik Türk tarihinin hatıralarile dolu ve eski imparatorluğun alelâde bir mahallesmden başka nedir? Ve sonra, va • tandaşlarıma da dönerek derim ki: Sank, müftü, tekke, fes, potur, kırmızı kusak, çarsaf, börekçi dükâm, boza, yatasan, pistov, hatta eski harf... Os. manlı imparatorluğunun on senede yık. tığımız bütüı müesseselerini, âdetleri ni, o imparatorluğun Varna, Kösten dil gibi manıf şehirleri ve Plevne, Vidm, Sipka gibi tarihe geçmiş şerefle . r'le beraber, bir yıkınhnın paramparça olmus dekoru halinde, gidip BulgarU. tanda bulabilirsiniz. Ve tarih der ki: tşte şu o, yüz sene evvel bir Türk mutasarrıfının konağıdı: Şimdi, kü . cük Bulgar Carlığuun saravı olmuştur. Işte su «banki» hamamı, Ibrahim Bey isminde bir Türk zengininin ağalarma mahsus yıkanma yeriydi; şimdi, Sof yanın bütün romatizmalı hastalannın boğazlanna kadar gömüldükleri bu mavi havuzlan acayip bir akuaryoma çevirerek, içlerinde damarlarannın sertliğini yumuşatmağa, bellerinm ve bacak. larının a£rı!armı dindirmeğe uğraşıyor. İar. Şu karlı ve eünesli çamlık. Yıldırım Bayezidin vaktile kondi silâhtanna verdiği bir hediyedir ki, şimdi yamaç. larında kayanîar, Türkün ne olduğunu masal gibi analanndan dinliyen ve ne yaptığını daha sonra projimnaz daskalından ögrtnen istiklâlden sonrakiler, genç Bulgarlardır. Dostluk sözlerine kanmaymız: Şu sokağın ismi «Ayastafanos», bu sokağın ismi «Şipka» dır. Hergün evimden çıktığım zaman, yo • lumun ortasında, Mithat Paşanın öldürt. tiiğii çeteci «Vasil Levski» nin donmuş ve abideleştirilmiş kafasile karşılaşıyo . rum. Eski Türkler, beşyüz sene, işte şu «Vasil Levski» nin heykelinin dikiL dic' yolııtı elrı'ır.dan geçerek ve «Koca Balkan» ın arkasmdan dönerek Viyanaya gidip jeldiler. Düşününüz ki: Elli senedenberi Bulgar Sob»anyasınnı önüne dikili duran ve ((Kurtarıcı!» diye anılan su Ptıs Çarının tunçtan hey . keli yerinde yüzlerce sene, Şarkî Roma. yı devirmiş Türkler hükmetti. Hâlâ, dikkatli bakuıca, Çarın hatırası bir rü. ya gibi o aslan Türkün daha köklü hatırasına karışarak kılıcını çekmiş yeniçe. rinin toprağın altından fırlayıp bir sıçrayışta onu atmdan aşağı alacağını ve palabıyıklarile, burma kavuğile tarihi eski yerinf oturtacağını duymamak Kab)! değildir. Edirne abidesi! Fakat biz. zar^inın taşa ve demire oyulan şerefleri bile bazan ne zalim bir süngerle silip yokettiğini biliriz ve bilmesek bile, Sofyamn ortasma dikili duran kurtarıcı Çann heykeline bakar da öğreniriz. Elli sene evvelki kahra. man Çarm tuncu bile, artık Balkan dağ. larının dört tarafından kopup gelen kar fırtınalarınm ağırlğı altında erimiş ve dünkü kurtarıcı Rus Çarının heykeli bugün artık kendisi kurtarılacak hale gelmistir. Kurtarıcınm kurtardığı şeyden dörtte ücünü, o öldükten sonra, kurtardık. ları, harp meydanlarında düşmanlarına vererek en dar hudutların içine sıku . mak vaziyetine diişmediler mi? Tekrar kurtarmak istiyenlerin bugünkü manzaralan ise, çok ümit verici değildir. Fakat en acmacak şey, bazı gün'er, kurtarıcı Çann bindiği atın ki'^^'arna, ayaklanna asılan kızıl kasketli komü • nistlerin «kurtarıcı» yı daha yükser ten bağırmak için adi bir merdiven ba. Kuyuya dOşen söröcü Fatihte Atpazannda cambaz tbra him Efendinin ahınnda oturan araba sürüoüsü Sıvaslı Rahmi evvelki gece saat yirmi birde Çarşamba caddesin de bir arsadan geçerken, ağzı açık bir kuvuya kazaen düsmüştür. Bu sukut neticesinde vücudünün muhtelif yerle • rinden yaralanan zavallı sürücünün fer. yadı üzerine o civarda dolasan iki sa • hıs imdadına koşmuş ve kurtarmıstır. Mecruh süriicü hastaneye kaldınl . mıstır. Bir italyan gazeiecisi fOceten öldü Lovd Tiryesitno kumpanyasının ts tanbul subesi ikinci müdürü ve ttalvada cıkan Trogonoilueska gazetesinin Tür • kiye muhabiri olan M. Maryo Lenardo evvelki akşam saat on sekize doğru Beyoğlunda Mis sokağmda karakol ci. vanndan geçerken bîrdenbire bayıla rak yere düsmüştür. Zabıta memurlan, derhal yanına ge. lerek tedavisi için bir doktor getirt • mislerse de M. Maryo Lenardo birkaç dakika zarfında vefat etmiştir. M. Maryonun cesedi karakola nak • ledilmis ve yapılan muavene netice • sinde kalp sektesinden öldüğü anla . şılarak defnine müsaade olunmuştur. samağı, bir sokak taşı gibi kullanma . landır. O k*dar cok, o k?dar <ık, o k»dar kuvvetli asılıyorlar ki, cok geçme. den, şapkasının birinin elinde, atın kuyruğunun bir başkasmın elinde kalması ve bu demir D^rçalarını eline a'mış yığuı . ların, sanlı Bulgar hatırasının enkazını, Bu'ga'fıSın V>aska heykel'erini, kırm'k için çekiç gibi kullanmalan tehlikesiz . dir.» F»kat. milletlerm hırstnı kamcıla . maktan başka birşeye yaramıyacak olan böyle bir hınç edebiyatma serbest ce . reyan vermek ten ne çıkar? Biz, tarihin iki milleti temas ettirdiği noktalarda yeni aynlıklar sebepleri değil, fakat birlesme noktalan aramak ve bu'mak vazifesile mükellefiz. Evet, eğer Trakya muharrirlerine mukabele etmek w teseydim, vatandaşlanma öyle söyler dim ama, ben, onlara, gözlerini Bul . garlığa dost olanlara, Bulgarlığın kuv. vetli ve müstakil olmas'nı arzu^ıvn . lara dikmemelerini ve düşman değil, hakikî dost gibi konusarak yakın teh • likeye, kurtarıcı Çarın heykeli ile be raber Bulgar devletinin temel direkle rini yıkmak istiyenlere çevirme'tfrini tavsiye edeceğim. * * * Bulgarlarm bilmeîeri bilhassa fay . dalıdır ki, eğer biz, Bulgaristanla dost olmak istivorsak, bu, asla Türk topra. ğmın emniyeti endişesinden değildir. Türk toprağının selâmeti, bütün dün . yanın teslim ettiği bir hakikattir ki, dosluklardan evvel Tür'tün kendi kanının ve canımn kefaîeti altına almmış ve çoktan emniyete girmiştir. Bulgaristanla iyi olmak istiyorsak, bu, herkesle hakikaten iyi olmak şiarmı Mustafa Kemal Türkiyesinin ve onun çocuklarının kendilerine baslıca düstur ve saşmaz sivaset edinmelerindendir. İste bu kadar. Yoksa, Türk topraklarınm Bulgar komitacılarma lokma olabileceği devirler geçmiş, ama çoktan ve hem de nasıl geçmiştir? Yakın tarih: Gor. önündedir. SON Avustralya parlâmentosunda tetkik edilen yeni gümriik tarifesi âyan meclisine tevdi edilmiştir. Â yan meclisi yer»! tarife kanun pro jesinde icap ederse bazı tadilât yapabilecektir. Cereyan eden müzakerelerde bazı fîkir ihtilâflan gö rülmüştür. Projede tesbit edilen birçok resimlerin daha fazla indiril mesi ileri sürülmüş ise de hükumet bunu kabul etmemiştir. Avustralya gömrök tarifesi miktarca beşte dört nisbetinde a zalmasına mukabil kıymetçe sukut daha fazladır. Bu d'a fiatlarm son senelerde müthiş derecelerde düşmüş olmasmdan ileri gelmiştir. Nitekim Fransız pamuk mensucat fabrikaları beş altı sene evvel ha r:ce 300 milyon Türk lirası pamuk bedeli verirlerken şimdiki fiatlarla ayni miktarda ithalât için 125 milyon lira ödüyorlar. Uzak yerlerdeki Fransız toprakları Fransanın muhtaç olduğu pa muğu hemen yetiştirmeğe müsait vaziyette değildirler. Fransız sa nayiinin arzu ihtiyaç ettiği evsafta pamuk yetiştirilmesi meselesi ayni zamanda iklim şeraiti meselesidir. Malumdur ki, pamuk yağmuru mebzul, münbit ve muntazam sulama tertibatma malik toprak istiyen PRAG : bir mahsuldür. 20,15 musiki . 20,45 konferans22,03 Fransanın şimalî Afrika, Fas ve Prag radyo merkezi orkestrası tarafm . Oranie mıntakaları gayet iyi cins, dan konser . 23,20 haberler (fransızca)^ elyafı uzun adeta Mısır pamuklarıBUDAPESTE: na muadil evsafta pamuk yetiştire19,50 piyano konseri • 21,15 haberbiliyorlar ise de, buralarda arazi çok ler, sonra çingene orkestrası 24,35 kıymetli olduğu için çiftçiler daha konser. ziyade para getiren turfandacıhk ve meyvacıhğa heves etmiş bulunmaktadırlar. Suriyeye gelince: Burası pamuk Birinci »ahifeden tnabat ihtiyacı içinde bulunan Italyaya dannı tahriren tesbit ederek müttefikarı ha yakîn olduğu için vaziyet buhnzaladılar. "" " * ' rada da müsait değildir. Bu sebepBunun üzerine îhtilâflı noktalara ten Fransızlar pamuk için daha egeçtik. thtilâfm birincui, meclisi min mıntakalarda faaliyete geçmek idare azalannın nasıl mtihap edile» lüzumuna kani bulunuyorlar. ceği idi. Fransızların pamuk zeriyatı huBundan evvel Yalovada Trabzöh susunda halen en ziyade ehemmiyet meb'usu Hasan, Rize meb'usa Fuat verdikleri mıntaka Sahrayikebirin Beylerin hakemliği altında bulım » cenubile Gine körfezi arasında o muş söyle brr fortnül vardıt lan topraklarla Fransanın Hattıüs«Vapurlann takdrrî kıymetleri tüva üzerindeki müstemlekeleridir. yapılacak, ve firmaların sermaye • Buralarda Fransız mühendlsleri büyük işlere girişmiş bulunuyorlar. leri taayyün edecek. Bundan sonra Nijer nehri sulan muazzam setler en fazla sermayeli olanlann ara inşasile bu geniş araziye akıtılmaksında sira île yedîsi meclisi idareye tadır. Büyük mikyasta girişilen ir intihap oiunacak.» va ve iska ameliyatı sayesinde 1934 Bu formül üzerinde dün huzurösenesinde ikmali mukarrer San • muzda bütün armatörler ittifak et' sanding bentleri bitince bu top lıler. raklardan senede 500,000 balya pa tkinci ihtilâf şirketın müranhas muk alınacaği muhakkak addedil azalar veya umumî müdür Uırafın mektedir. dan idaresi meselesi ıdı. Ba fh Milletlerin iktısadî buhranın te tilâfı da şöyle hallettik: / sirleri altında kendi kendilerini idare «Meclisi idare teşekkül ettikten ye uğrasmalan beynelmilel müba sonra murahhas azalarla. veya urmudelâtı bu gidisie bütün bütün damî müdürle idare meselesinde bir raltacaktır. Nekadar süreceğinî kim karar verecektir. Bu kararda rlrifalc senin tahmin ve takdir edemiyeceği olursa istediklerinî umumi müdür şeraiti hazırai iktısadive içerismde yapacaklardrr. tttifak olmazsa tk milletlerin ancak dahilî ticaretleri tnsat Vekili Manmut Celâl Beyin sayesinde idamei mevcudiyet et bu meselede göstereceği şekli hallî melerinden başka çare kalmadığı kabul etmeği şfmdiden taahhüt etyakın bir zamanda hâdisat ile teeymislerdir.» yüt etmiş bulunacaktır, zannmda Uçüncü ihtilâfli nokta da meclisi yız. idare mtihabatmm her firmayı bir HAYRETTİN ŞÜKRÜ sahsin temsil etmesi suretile ittifak! kabul olunan formülle halledilmiştii Vapurcular anlaşhlar Motorin buhranı yok Piyasada motorrn yağı üzerinde buhran olduğu, kâfi mal mevcut olmaması yüzünden bazı kimselerm ihtikâr yaptıklan yazılmıştı. Dün, yaptığımız tahkikata göre, piyasada böyle bir buhran yoktur. Elde kâfi miktarda yağ mevcut olduktan başka büyük bir gaz tröstü tarafından dün de piyasaya 500 ton motorrn yağı çıkarılmıştır. Bu suretle ortada yalnız nîzamnaı menîn tanznni meselesi kalmıştrr. Bunun için de bize salâhiyet ver • diler. Nizamnameyi hazırlıyoruz. Yann tahkimname île birlikte ni * zamnameyi kendileritte •ereceğiz. Bu suretle pürüzlü işler tamamen halledilmiştir.> Vaparlann takdirî ktymeft Tüccar vapurlannın kıymetlerinî tesbit eden komisyon bugün tekrar toplanacaktir. Takdrri kıvmet işler! bh* iki güne kadar ikmal edilecek « tir. Şimdiye kadar yapılan hesap lara nazaran mevcut vapurlann mecmu kiytnetleri 500 bm lirayı geçecektir. 4 Avusturya turizim hasılatı Geçen sene Avusturyaya turizmden 250 milyon şilin (75 milyon lira) para getirmişti. Bu sene turizm hasılatı ancak 180 milyon şilin yani (54 milyon lira) kadardır. Bursada tütün vaziyeti Bursa (Hususî) Buradaki mhisarlar başmüdrriyetinin ikinci şubesi son yirmi beş gün içinde 23,000 denk tütün imal ederek tstanbula sevketmiştir. Bursa tütüncülüğü bu sene iyidir. Ve geçen seneye nis bele daha yüksek bir netice elde edileceği tahmin ediimektdir. Beynelmilel bujjday vaziyeti Büyük borsalarda buğday fiatlan bu hafta durgun geçmiştir. Amerika ve Kanada mahsulleri noksandır. Fakat Avrupada bu sene buğday pek mebzuldür. Bütün dünyada son lıafta zarfında yapilan sevkiyat 9,072,000 buşeldir. Bir hafta evvelki sevkiyat 9,088,000 busele baliğ olmuştu. (1 buşel ?8 kilo) Amerika buğday f'atlarında ufak bir tereffü vardır. Beher buşeli 100 5 sents kilosu takriben 5 kuruş 15 paradır. TEŞEKKÜR Bir müddettenberi müptelâ olduğum mühlik prostat ameliyatını, sinnimm fazlaca ilerlemiş olmasma rağmen ke * mali meharet ve fennin en son usulile icra ve hakikî bir evlât gibi beni kemal' ihtimamla tedavi neticesinde şu tahanv mülfersa hastahğm pençesfnden kur . tanp kemafissabık sıhhatimi kâmilen iade etmis olan genç ve hazik opera • törlerimizden profesör Behçet Sabit Beyefendiye hayatımın sonuna kadar minnettanm. Kezalik, istirahatimm temmi ve sıhhatimin bir an evvel iadesi uğrunda emeğini sakınmıyan esirfiraş bulundu ğum Tesvikive Sağlık Evi sahibi genç ve güzide doktorlanmızdan tbrahim Osman Bevefendiye ve maiyetlerinde bulunan bilcümle hastabakıcı hanım lara arzı teşekkürle cümlesine daimf ? f akiyet temenni eylerim. Esbak Antalya meb'usu Alâîyeli Hamdullah Emin (6412) ALENİ TEŞEKKÜR Sevgili validemizin vefatı dolayısile cenaze merasimine ve teessürlerimize iştirak eden zevatı kirama ayn ayn teşekküre teessürlerimiz mâni olduğun dan Iutfen muhterem gazetenizin ta . vassutunu rica ederiz. Ker'meleri: Prenses Nazîı ve Rukiye Halira (6429) Buğday siloları Çerikli, Balıkesir, Sefaatli, De nizli, Yerköy ve Akşehirde yapıla cak biner tonluk buğday siloları inşaatı evvelki gün Ankarada ihale edilmiştir. Binalar iki buçuk ayda ikmal edilecektir. Amerikada pamuk reVoltesi Bu sene pamuk mahsulü resmî raporlara nazaran tahminlerden biraz fazla olarak 12,300,000 balye kadardır. Geçen sene 11,300,000 balye idi. Hububat vazivetinin tahtninlerden daha fena olduğu tebeyyün ptmektedir. Yumurlayı taze muhafaza eden bir ilâc tecrübe ediliyor Kasımpaşada Hasan Efendi ismin de bir zatın, yumurtalan aylarca taze durduracak bir ilâç bulduğunu iddia etmisti. Hasan Efendi, dün Ticaret O • dasına müracaat ederek ilâcının tec . rübe edilmesini istemiştir. Tecrübe bugün yapılacaktır, piyasadan alınacak lâalettayin bir yumurta Hasan Efendinin bulduğu eczanın ve usulle bir sandığa konacak, sandık mühürlenecektir. Hasan Efendi, bu yumurtanın marta ' kadar tazeliğini muhafaza edeceğini söyîomektedir. Şeker fiatlan düşOyor Şeker fiatlan son zamanlarda hayli düsmüştür. Buna sebep yerli sekerlerin piyasaya hâkim olmasıdır. İngiliz, Çekoslovak ve Bulgar şekerleri üzerinde son günlerde hiç rruamele yapılmamıştır. Sadece Belc'ka torba şekerleri toptan küosu 43 buçuk kuruştan muamele gör müştür. Ayni şeker geçen hafta 46 kuruştan muamele görmekte idi. Yumurta fiatları yükseliyor Yumurta fiatlan bir haftadanberi yükselmektedir. Geçen hafta 1440 ı 15 lira olan iri yumurtalar 17 liradan, u . faklan da 14 liradan satılmaktadır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: