September 30, 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

September 30, 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

30 Eylul 1933 ^Cumhariyet SON TELGRAFLAO Bana kalırsa "" ^ ~ ^ Kültür istiklali /Jnıan Propaganda Na Adapazarı Bolu yolu muvakkaten kapandı zırı böyle söylüyor eynelmilel fikrî çahsma birliği ensititüsü, arada bir, muh telif milletlere mensup âlimleri, san'atkârlan, muharrirleri bü yük Avupa şehirlerinden birinde toplar. Son defa Madritte birleşen bu güzidelerin mevzuu, «kültürün l» tikbali» olmuş. Gene pek umumî ve müphem bir lâkırdı. Fakat bu top • Selânik 29 (Hususî) Sırp huçüncü Yunan kolorduau kuman lantımn maksadı biraz tahdit edi • dut kıtaatı âmirleri, Yunan hudut danlığı, onuncu fırka kumandanı lerek anlaşılmak lâzım gelirse şuna ^arakolları zabitlerile, Bulgar ko . miralay Cavelasa Yunan . Bulgar varılabiliyor: Gaye, gittikçe artan jnitacılarııun hudutlardan girme hududuna müfrezeler çıkarmasını milliyet kıskançhklan yüzünden vah> Jerine mâni olmak üzere müşterek emretmiştir. deti kaybolan beynelmilel küMürün tedbirler almak içîn müzakerata Bundan başka, Üsküpteki üçün. bahh üzerinde konuşmak ve anlaşgirjjm"şlerdir. cü Sırp kolordu kumandanlığının mak. Merkezi Üsküpte olan iiçiincü almış olduğu malumata göre, BulFakat milletler arasında bîr te SırD kolordusu kumanrîanlığı, mergar ihtilâl komitası, Sırbistan, Yukezi Selânikte bulunan üçüncü Yunanistan ve Bulgaristan arasında ih fekkiir birliği arıyan bu mütefek nan kolordusuna haber göndererek, kirler, evvelâ, şu «kültür» sözüne tilâf vestleleri çtfkarmak üzere eBulzar çetelerinin evvelâ Yunan verilocek mana üzerinde birbirle mir almıştır. Bu »uretle, Balkan kon hududuoa girmeleri, sonra da nkı feransının içtimamı suya düşürmek rinden o kadar ayrılmışlar ki ilk celinzıbatî tedbirler alınmiyan Sırp • maksadile gözetilmektedir. sede başlıyan terminoloji miinaka Yunan hududunu geçerek Sırbista . şası, toplantıya bir Babil kulesi manGevgilide bulgarca konuşan bîr na dahil olmalan muhtemel bu kaç şüpheli şahısla> komitanın emzarası vermiş. Hep kelime meselesi. Iunci'jğunu bildirmiştir. rile harekei eden iki Arnavut tev «Kültür nedir?» sualine verilecek Bu haber üzerine, Sel&niktekî ükif edllmiştir. cevaplar ebedîyen ferdî kalmağa ntımmınffllllllllîllllilllllllllllllllllinillllllirnilllımımıııımniı... mahkumdur. Hiçbir filozof ve mü. tefekkir, bu kelime üstünde, bir ötekisile ayni şeyi düşünmüş değildir. Kongre münekaşaları mücerret sahadan biraz daha müsbet bir vafeia seHsinin tertkikine gelince, M. Andre Therive söz aliyor ve devrimzi Babil devrine benzeti yor: Bugünün tarihi, müşterek medenîyet fikirlerinin tahribi tarihi dir. Sanki bütün msanlar, müttehit bir medeniyet gayesine doğru koşCenevre 29 (A.A.) Volf AJan Bolu 29 (Hususî) Adapaza • maktan yorularak aşiretler, klanlar, nndan Boluya gelen posta kam • sı bildîriyor: kabileler teşkil ediyorlar. Alman Propaganda Naörî M Göbbel* yonu 12 kilometrede Çatalköprü • Misal mi istiyorsunuz? Maruf âlim den geçerken, köprü birdenbire beynelmilel matboat mumessillermin 8evvelâ Yunanistanı zikretmiş: Oraçökmüş olduğundan aşağı yuvar nünde söylediği bir natukta mflliyet da müthiş bir ecnebi düşmanlıği var, larunıştır. Civardan yetişen köylü . ecnebi mektepleri kapatıhyor ve perver sosyalist devletîn ekseriyetle ler, yedi saat uğraştıktan sonra Yunanistan kendi millî benliği üsdünyada anlaşüamamazhğa ve tömatkamyonu çıkarabilmişlerdir. Hâdi*e tüne katlanıyor. «jzlığa uğramasma teessfif etmiş TC mfltelefonla Adapazarı kaymakamlı Hatibin verdiği ikinci misal: Türliyetperver sosyalistliğîn bJr memlekel ğraa bildirilmiştir. Köprünün çökkiye. Orada da bütün ecnebi dille mukadderatını şimdiye kadar kullanı • mesî üzerine Bolu • Adapazarı mürine karşı bir düşmanlık var ve aslan usullerden bambaşka vasıtalarla İ • nakalâıtı kesilmiştir. rileşmek hususunda gayesine varacağı muhakkak olan bu memleket, dare etmek teşebbüsünden ibaret ol • M. Therive tarafından söylenen »özduğımu anlabnışhr. lere göre: «•Ancak medeniyet vah. M. Göbbels y&hudi metle»fn«ı gedetini bozmak suretile emeline ka Ordu 28 «Huposî» Ordu • Mes'userek milliyetperver soıyalist harekevusacaktır. Orada bir Türk propadiye, Ordu Fatsa, FaUa Ünye yollir.in umumî ve fikrt hayabnda yahu • gandasi, vakti'e hiç mevcut olmıyan len üzerinde bulunan aHı köprü 25700 bir Türk edebiyatı, Türk düi, Türk cjiik tesirine karşt meşrn bir aksu . lîraya ihale edümiştir. ilmi, Türk felsefesi olacak... Beşe l«n)9İ Qİd,uğunu ve bJçbir miHetrâ pro Nafta Vekâletinin yaptıracağı Bc • riyel için parlak bir kazanç!» ıe»to etotekstztn bn gîbi suüsamaHer* Iaman köprüsünu de diğer köyleri ya • Hatip, muahedelerle teşekkül epacak olan şirket almışhr. Giresun yotabanunüj edenureceÇini anlabnısto. den bütün yeni milletler de vaziyelu uzertndeki büyük Melet köprüsü de M. Göbbels Almanya beynelmflel *• tin aşağı yukarı aynı olduğunu da gelecek sene Vekâlet tarafından mü yatetlne de temas ederek demiştir Idı ilâve ediyor. nakasaya çıkanlacakhr. tki senede seBen bu sözlerde beynelmilel ftkriyat « Almanya kat'iyen bir tevessB kiz muhteşem köprüye sahip olacak olan hesabına bir endişeden ziyade, bugiine siyaseo* takip etmiyor. Milliyetperver Ordu vilâyetî bir ada vazîyetmden kadar büyük milletlerin fikir otoritesi sosyalistilik keza bir Alman hâdisesi • kurtulacak ve senelerdenberi beklediği altmda yasamaktan usanan yeni ve küikhsadî inkişafa kavuşmuş olacakhr. dir. thracat metaı d e ğ i Kaybedflmiş çük milletlerin kültür istiklâline doğru T T Karpten ve uzun kanşıklık senele5r gitmelerine karşı bir nevi siyasî kocunrrnden sonra kendi ocağmı düzeltmek ma hîssi gizlendiğine intikal eder gibi için hiçbir fedakârlıktaa çekinmiyen bir oldum. Atîna 29 (Hu»u»î) Harbiye mîllet dünyantn istihkaraa uğramamahHatip, Fransa hesabına endifesmde haklıdır: Biz Türkler, istiyoruz ki, teatr. Genç Almanya bötön dunya 3e an Nazın, Baçvekil namına Yugos • lavya Kralını selâmlamak üzere fekkürirmüz ve hassasiyetimiz de, ipecak kendi millî varhğı meselesmi ha] • dün aksam Korfu adasına hare • ğimiz ve pamuğumuz gibi yerli olsun. letmek istiyor. Bunun intikam ve harp ket etmiftir. Harbiye Nezaretinde îstiyoruz ki meselâ Fransanm bize yapîle hiçbir alâkan yoktor. Ba M kelİme kendisîne M. Maksimos vekâlet e • nğı ideoloji Jthalâtını azaltahm ve ih fceynelmuel lâgatten çAanlmabcbr 1914 d'ecektir. racahmızla muvazene halinde bulun felâketinin tekerrürü bir delilik olar. Ve duralım. Ben bu sütunda «yerli mal ve ciddî hiçbir kimse barra d&şünemez!» yerli fikir» mevnılu yazılar yazdığımı Atina 29 (Hususî) Venize • hatırlıyorum. Tefekkür sahasmda da listlerin hükumeti devirmek için bir emperiyalizm düsmanıyız ve Univer • takım kanunsuz icraata tesebbüs stteyi ıslahtan gayemn de budur. Konya 28 (A.A.) Dundenberi edecekleri hakkindaki şayialar hü şehrimize ve crvarraa mütemadiyen kumeft tarafından resmen tekzip Fakat, mkılâbımızm en büyük he yağmurlar yamğaktadır. Ankara edilmiftir. Bundan maada Selânikdefi olan bu kafa istiklâlini kazandıkKonya yolu çamurdur. Konyadan te bulunan M. Kafandaris te bu sa. tan sonra, medeniyet vahdetine karşı Ankaraya hareket eden otomobil yialan tekzip etmiştir. kafa tutacak degiliz. Bu noktadaki huler geri dönmüşlerdir. lusumuzun delOini daha simdiden Universiteye ecnebi profesörlerini davet et mek suretile gösteriyoruz. Beynelmilel Ankara 29 Evvelce memle kültür konserinde yerunizi aldıktan Moskova 29 (A.A.) Türk ketimizde yapıhmş olan nüfus tahsonra, umumî ahengin en büyük âmili riri «sasfa değüdi. Bu defa tama • mensucat mühendisleri Şevket Turoiacagımızı temine Kizum yoktur. M. mile esash bir nüfus tahriri ya . gut ve Fahri Beyler fabrikalan ziTherive bunu anlamak istiyorsa bize jnlac&ktır. Nüfus Umum müdürü yaret ederek siparisler hakkında i Paristen ve Madrîtten değil, gelip içibunun Için bn senekd bütçesinde zahat vermiflerdir. Türk mühen mizden bakmalıdır. Bir kelime türkçe bir buçuk milyon lira tahsisat i» disleri Petertof müzesini de gez biimiyen Avrupa muhabir ve muhar • Itemiştir. Yeni tahrirle eldeki nüfus misler ve akşam Leningrat tiyat rtrlerinin tamdıklan Türklerle bizim lezkereleri kâmilen fotoğraflı hü rosundaki müsamered'e hazır bu aramndaki fark, efsane fle tarih far • Viyet varakalarile tebdil edilecek, lunmuşlardır. Leningrat teskilâtları jbekmfl nüfus küftükleri baştan tu kıdır. misafirlerin serefine bir akşam zi. hılacakbr. yafeti vermişlerdir. PEYAMİ SAFA Gevgilide bazı şüpheli şahıslar yakalandı Sırp ve Yunan askerî makamları komitacılara karşı, hudutta yeni tedbirler aldılar Hava Koruma Cemiyeti İHEM NALINA MIHINA faaliyete başlıyor Yüniş! Teşkil edflen «Zehirli Gazler den Koruma Ce miyeti» nizamna * mesi tstanbu] Vi • lâyetince tasdik olunmuştur. Hava Koruma Cemiyeti reisi mütekah erkânıharbiye miralayı Mah mut Beliğ ve kâ • tfbi umumî Naci Beyler Dolmabahçe sarayına gide rek Gazi Hz. ne bilvasıta arn ta • zimat etmişlerdir. Büyük erkâm • harbiyeden Mah • mut Beye gelen bir tahriratta bu yoldakl faaliyetin genişletibnesi teş • vik edilmiş ve cemiyet reisi An karaya çağTtlrmş • ür. Mahmut Belig Bey rtV haftaya kadar Ankaraya Zehirti gazlerden koruma Cemtyetinin remzi hareket edecektir. Hava Koruma le zehirlenen bir insana sun'î swet Cemiyeti kendisi için bir sembol vü te hava veren bir kadını göstermektecude getirmiştir. Bu sembol gazlerdir. Bu kadın zehirli gazlere karşı müle zehirlenen bir msana sun'î suretdafaa cihaztnı da hâmil bulunmaktadır. Bu mühim teşekkül alâka ile karşılanmıştır, Cemiyet reisi Ankaraya davet edildi üniş te doğdu. Yüniş, fpekişh) kardeşidir. tpekiş tş Bankası • • nm, Bursah kızı, Yüniş te Ankavı oğludur. İki sene evvel tpekiş dönyaya geldiği zaman yazdığım bir ya « zıda Yüniş ve Bezişi de bekliyoruz; de« miştim. Işte Yüniş doğdu. Hbette bfr gün Beziş te doğacak ve Sümer Ban km Kayseride kurmakta olduğu büyük bex fabrikasma bir arkadaş daha dönyaya gelecehtir. Ipekis, memleketnı yfîksek ipekli kumaş ihtiyacnu temin etmişti. Yüniş te kadm ve erkek yünlü kumaşlar hususunda memleketi Avrupaya para vermekten kurtaracakhr. Yünişin bir kumaşnu ilk defa bfr meb'usumuzun Sstünde görmüştnmj bu kumaş, tpekişin ipeklileri gibi Yu • mşin yünlüleri de Avrupa mauanndan farksız, bir güzellikte oldnğuntı gHs teriyordu. Bu suretle mallannı Beşmci Yerfl Mallar sergisinde görüp takdir ettiği • miz yünlü mensucat fabrikalanmıza bir tane daha ilh'hak etmiş oluyor. Sümer Bankm Fesane ve Hereke fabrikalan, Karamürsel, Süreyya Paşa ve Tümen sa ve sair yünlü mensucat fabrikalarnrdan sonra Yünişin de faaliyete başlaması, memleketi Avrupa kumaşlarmdan kurtaracak, ağurhı bir adımdır. Fakat, arhk, halkımızm da vazifesmi tamamlle yapması ve Avrupa kumaşı diye kapı kapı dolaşmaması lâzımdır. YerH kumaşlanmız, yan yanya ocuz ve Av rupa kumaşlanndan farksızdn*. Esa * sen, biznn gibi fakir bir rnıiletm, «a zenginlerinin bile yardası 12 liradan 25 Hraya kadar yükselen pabalı kumaslar dan elbise giymeğe hakkı yoktur. Çfinkü zenginin parası, yalnız kendinin parası değil, memleketin Je parasıdnr. O parayı, «ben yardası 20 1iraya l n * giliz kumaşı giyiyorum» djyejb&s. ve ]tm> ru bir tefahür için, memleket haricina çıkarmağa, hiçbir zengmin hskla ohnamak lâzımdır. Bu işin başka bir cephe>i daha var. Bazı terzilerde ve kumaş mağazalarnv da haUs tngiliz kumaşı diye avuç do lusu para vererek alman kumaşlar, lrgiliz kumaşlanndan nümune verüerek yerli fabrikaiarda yaphnlmış Türk mallandır. Maamafih Avrupa mah dive yerli malı almak v 6 lira 7trine en as 12 lira vermek tarctile iki katlı al * dananlara «oh!» dMnemek elden gel • miyor. Çünkü yerli yönlC'er, arbk es kisi gibi, kabasaba, çabuk buruşan, desenleri zevksiz knmaşlar değildir; bi • lâkis... Bu vaziyette, arhk ille İngiliz ku " ması giymek istemek, böyle yapanlar danlmasmlar • ba lamanitı x:hniyetine nazaran hamiyetsizliktir. Çünkü TSrk sanayiini himaye etmemek, Türk parasmı koramamak demektir. Nitekim, bilir bihnez beğendiğimiz ingHiz kumaşlannın yapıldığı trtgilterede bugün tn» giliz mah kulHnmamak harniyetsizli • ğm en büyüğü olmuştur. Bilir bihnez diyorum, çünkü, ben Bf senedir yerli malı kullanmak meselesi ni nazariyattan füiyata döktüm. Kos > tümlerhnin hepsi Hereke kumaşlanndan1 dir. tngiliz kumaşı aşıklan, ben söylemedikçe bunlarm yerli olduğunu anh • yamıyorlar. Yüniş te, en son sistem makmelerle teçhiz edilmiş bir mensucat fabrikası olduğuna göre, onun kumaşlan da yük • sek Avrupa mamulâtı ayannda olacakhr. Yüniş, bilhassa yüksek kumaşlar %• mal etmek için yapıhmş olduğuna gS • re, paralarmı tş Bankasma yahrmak ve malî muamelelerini tş Bankasüe yap mak emniyet ve itimadını gösteren lenginlerimizin arhk Yünişin kumaşlarma da enroiyet ve itimat etmeleri lâzım gelmez mi? Millî sanayii, millî parayı korumak yalnız devletin değil, fertlerin de vazifesidir. Harbi deliler bile istemez! Bolu yolunda bir köprü yıkıldı Demîryollanmız, limanlarımız Alman şirketi mümessil leri talimat aldılar Ereğli, Mersin lünanları ile bazı hatlanmızın inşasına taNp olan Gurbulay Alman şirketi mümessil lerinin Berlinde alâkadarlardan tekrar talimat aldıktan sonra bu günlerde Ankaraya avdet etmek üzere oldukları haber verilmekte ivr. Mümessillerin Ankaraya avde. tini müteakip Nafıa Vekâleti ile müzakereye devam edilecektir. ((Bugünün işini yarma bırakma!» Inhisar memurlarına bîrer muhtıra verildi tnhisarlar id'aresi, memurlan için birer muhtıra dağıtmıştır. Söylen . diğine göre bu muhtırayı inhisar lan ıslaha memur edilen AmerikaIılar ihdas etmişlerdir. Memurlar kontrol edildikçe vaziyetleri bu raya yazılacakhr. Muhtırada bazı ata sozleri de vardVr. Bu meyanda «bugünün işini yanna bırakma, zahmetsîz bal yenmez, er olan ekmeğini taştan çıkarır» darbı me . selleri de bulunmaktadır. j Orduda altı bOyök köprö yapılıyor Ereğli limanım yapmağa bir talip daha Yugoslavya Kralını selâmlamak için.. Merkezi Kebekte bulunan bir Kanada grupunun Çarls Edaborn ismindeki mühendisinin Ereğli li manına gidip uzun uzadıya tetki katta bulunduğu mahallind'en bildirilmektedir. Mezkur grup Ereğli limanınm inşasına taliptir. Ameri . kalı mühendisin ifadesine göre E reğlide mebzulen kum, çakıl ve saire bulunduğundan limanın inşası kolay olacaktır. Malinof Ankaraya gelecek Sofya 28 Bulgaristan Meb'usan meclisi reisi M. Malinof ile Hariciye Nezareti erkânından dok tor Renskinin Cumhuriyet bay . ramında Ankaraya gelecekleri haber verilmektedir. Samsunda yağmurların mazarratı Şayialar tekzip edildi Filistinde heyecan! Beyrut 28 (A.A.) Almanya dan çıkan Yahudileri tngilterenin Filistine yerleştirmesi için hazır lıklar yaptığı söyleniyor. Gelecek muhacirlerin miktan dört yüz bini bulacaktır. Bu vaziyet karşisında Filistin hırjsftiyan ve müslümanlan heyecana düşmüşlerdir. Samsun 28 Yağan yağmurlar büyük zararlara sebebiyet ver • miştir. Konyada sörekli yağmurlar Edirneli seyyahlar Dedeağaçta Dedeağaç 29 Buraya gelen Edimeli Türk seyyah heyeti çok candan istikbal edildi. Türk Yunan misakından memnuniyetle bahsedildi. Dedeağaç Ticaret Odası reisi misafirlere karşı candan bir nu tuk söyledi. Yeni tahriri nOfus MOhendislerimizin Rusyadaki ziyaretleri Cumhuriyet Nüshası 5 Kuruştur j Türkiye Hariç için Cellât gölü kurtulacak Küçük Mendres havzasının Cellât gölü ile diğer göllerin kurutul • ması işi birinciteşrin içind'e müte ahhide ihale edilecektir. Bu üç mil. yon liralık bir iştir. İki yıl sonra bu gölün dokuz bin dönüm tutan sahası tamamile kurutulmuş. bu su retle etrafında bu gölden taşan sellerin istilâsına maruz kalan bir milyon dönüm arazide dünyanın en mümbtt bir toprağı olacaktır. nesi var? O da bizim gibi adam... Hem içlerinde ne pırlanta yürekli leri de vardır... Köpekten aşşağı dedim ya, yeter artık! Nafiz Bey sordu: Kim bu? j Kim olacak sütü bozuk! Nafiz Bey Salihin kolunu tuttu: Canım, sen şrmdi bunu karıştrrma artık! Salih kolunu şiddetle silkerek kurtardı: Ne kanştırması yahu?.. Böyle söylemiyor musunuz, büsbütün te peme kan çıkıyor. Ne halden anlamaz adamlarsımz be... Anlarız, iki gözücn, anlarız ama bu işin sonu yok! Tekrar dünyaya gelecek değilsin ya? Nafiz Beyin teselli yerine öne sürdüğü bu imkânsızlık, Salihi kudurtuyordu: Bir daha dünyaya gelemem ama o hergeleyi de buradan ttteki dünyaya gönderirim. Senelik 1400 Kr. 1700 Kr. Altı ayhk 750 1450 Üç ayhk 400 800 Bir ayhk 150 yoktur ömer hırslandı, bıçağını çekti, hep birden araya girmiyler, «yapma aslan! Yayma ağabeyt» diye yalvarmışlardı; kahveci aman d'iledi, çın. garın önüne geçildi. Fakat hiç unutmuyor Salih, ömer demişti ki: «Ulan, ömrümde beş cana kıydım, senelerce içeride yattım, Allahıma tövbe ertim, bir damla ördek kam bile akıtmam, tavuğu bile kasabın çırağrn* kestiriyorum, fakat bu söz beni çileden çıkarır. Ulan bana katil diyin, çingene diyin, köpoğlu köpek diyin de bunu söylemeyin! Tepem a*ıyor be!.. Sütü bozuk nedir bilir misin? Piç be ulan piç! Köpekten aşşağı, köpeğin tersinden aşşağı!.. Ben sütü bozuk olduğumu bilsem ve anamı baştan çıkaranı ele geçirsem, alimallah, evvelâ gözlerini oyarım, sonra da etlerini lokma lokma doğranm!.» Salih bunu hatırladıktan sonra yüksek sesle mınldandı: Ulan çingeneden aşşağı be, köpekten aşşağı be... Çingenenin şeraiti 1 için Tefrika: 60 SERVER BED1 Sabahsız Geceler tw! Salih birdenbire yerinden kalktı: öyle we ben hemen gidip şu fıerifi bulayım, dedi. Nafiz Bey biraz evvel ki teşvikinden pişman olmuş gibi elini uzattı: Acele etme! dedi, ne oluyor tam? Yemek yiyeceğiz daha... O kına varmıştı. Bu azgın serserinin ruhunda uyuklıyan kin ejderini a yaklandırmak, ona mütemadiyen sükunet telkin eden tavsiyelerde bulunmak lâzımdı. Canım bırak, dedi, ben sana şaka söyledim, Tahir bu işleri unutup gitmiştir bile... Şükranın mektubunu nereden bulacak?.. Aradan yirmi bu kadar sene geçti. Anadolunun köşesinde, bucağmda göçebe gibi dolaşan bîr adam, kızkardeşlnin nesi var, nesi yoksa hep yanında taşıyacak değil ya?.. Otur hele... Yemekten sonra gidersm. Bugün cuma. Yemekten sonra gezmeğe çıkar belki. Çıkacaksa buradan sen gidinciye kadar zaten evde durmaz. En iyisi geceleyin gidersm Sen bizim papelleri çık hele, ben dışarıda bir şeyler tıkınırım. l Salihin gözlerini gene o vahşi ve garip panltı doldurmuştu. Ne taraîa baktağı belli olmuyor ve kirpik • leri, soluyan bir burnun kanatlan gibî sık sık açıhp kapanıyordu. Ma< sanm kenanna hızla çarparak odanın ortasma doğru bir adım attı: Gidiyorum! diye tekrarladı. Onun bu çılgınca hamlesini gö • « n Nafiz Bey yaptığı hatanın far< Geceye kadar sabrım yok! Nafiz Bey de ayağa kalktı ve Salihin yolunu keser gibi önünde durarak: Ne oluyor sana kuzum? dedi, nedir, ne var?.. Ne istiyorsun? Ne yapacaksın? Bu bahis açılmca renS İ uçuyor, gözlerin bir başkalaşıTn yor, nedir bu böyle? Filhakika Salih titriyordu. En yakin sandalyeye oturdu ve başını avuçlannın içine alarak, yorgun bh* sesle: Bilmıyorum, dedi, fena olu yorum be... Kendime sütü bozuk bir herif olmayı bir türlü yediremiyo • nan. Bu «sütü bozuk» tabiri, ansizın, Salihte bazı hatıralar uyandırmıştı: Uç sene kadar evvel... Tüysüzün kahvesinde... Kimler yoktu?.. Filiz Murat... Katil ömer... Japonun oğlu... Daha bâlmem kimler... Tüy • süzle Ömer arasında bir kavga çıktı. tşte bu sütü bozuk lâkırdısından... Tüysüz bu lâfı ağzmdan kaçırmıştı, Gönderirsm de sen ne olursun/ Salih bağırdı: îçün rahatt eder be! Ama ha • piste yatarmışım, vız gelir! Hapiste yatsan öp te başma koy! Asarlar, oğlum, asarlar! Bu «oğlum» hitabı Salihi çığnn • • dan çıkardı. Serseri Nafiz Beyin üstüne yürüyerek, haddinden fazla İO* zartnış btr yüzle, bağırdı: Sen şidmi bizim papelleri vermiyor musun? Nafiz Bey geri çekildi ve aşikâr bir korku içinde, duvara asılı ce ketine doğru yürüdü: Veriyorum, veriyorum! dedi. Ve Salihe on lira uzattı: Buyur! Fazla bu. Zararı yok, hepsi senln olaaBv Fakat bana vadet, Allah aşkına, bir mesele çıkarayım deme! Salih Nafiz Beyi itereke oda kapısına doğru yürüdü: (Mabadi var) ! J

Bu sayıdan diğer sayfalar: