15 Ekim 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

15 Ekim 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Camhuriyet 15Teşriniewel 1933 • i Cengiz Han TEFR1KA: 9 Yazan: M. TURHAN Iktısat işleri Uzumculugumuz Müstahsili teşkilâtlandırmak lâzımdır Memleketimizin mühim ihraç mad'delerinden birini 'teşkil eden çekirdeksiz ve çeklrdekli üzüm bu seneye kadar bütün dünyada aşağıdaki mikıtarlarda istibsal edil miştir: (Bin ton hesabile) 1929 1930 1931 1932 İstihsalâtı umumiye 406 365 328 451 Türkiyenin istihsalâtı 56 42 31 66 215 192 169 262 Kaliforniya Avustralya 59 60 37 46 28 28 48 25 Iran 22 22 22 27 Yunan 21 Ispanya 18 16 20 5 Cenubî Afrika 5 5 5 Uzüm müstahsili olan bu mem leketler'n bu seneki rekolteleri hakkında en son malumat şu su retle hulâsa edilmektedir: Kaliforniya rekoltesi bu sene geçen seneden takriben % 2 0 daha azdır. tspanya istihsalâtı da geçen seneden eksiktir. tran ve Yunan ü züm rekolteleri geçen senekind'en farklı değildir. Avustralyanın bu seneki üzüm mahsulü geçen sene • den 15,000 ton yani % 3 4 derecele. rinde daha fazladır. Cenubî Afrika istihsalâtı normal senelerde olduğu gibidir. Şu izahattan anlaşılacağı veçhile dünyanm normal olarak her sene sarfettiği üzüm miktan 430,000,000 kilo raddelerindedir. 1933 senesi mahsulünün yukanki çekilde tes pH edilmiş olan muhammen mik tannın, b ; zdeki mahsul de geçen seneye nisbetle % 1 0 noksanile 60 bin ton olduğuna göre, ihtiyaçtan dun olduğu görülür. Hal bu merkezde iken tzmir Borsasında son günlerde yapılan üzüm sfitışları geçen seneye nazaran fi atçe w r20 28 derecelerinde da . ha ucuzdur. İstihsalâtı mütemadiyen inkişaf halinde olan Türk üzümcülüğünü teşkilâtland'ırmanın nekadar elzem olduğunu isbat eden ve daima müstahsil aleyhine menfi bir istikamette sukut eden bu fiat meselesi son günlerde Izmir gazetelerini şiddetli neşriyata sevketmiş bulunuyor. Her sene tekerrür eden ve daima müstahsilin zararile neticelenen bu vaziyetin önüne geçmek iç : n müs tahsili teşkilâtlandırmak, onun her halde bir ihtiyaç karşısında elindeki malı değer kıymetile nafcte tahvil edebilecek vaziyete sokmaktan bas . ka çare yoktur. M. Titulesko dün sabah geldî Romanya Hariciye Nazırı İstanbulda yedi saat kadar kaldıktan sonra Ai.l:araya haraket etti Birinci tahifeden mabat ve oradan Perapalas oteline dönmüş tür. Almanyaya boykot Amerika iş federasyonunun bir kararı Vaşington 14 (A.A.) Amerifcd iş federasyonu icra komisyonu, Alman işçi sınıfma teşkilât yapmak yapılan mezalim bitene kadar Alman mallarına ve Alman müessesehakkı verilene ve YahudUere karşı lerine boykotaj yapmak hususunda bir karar vermiştir. Komisyon, esasen bu boykotajm «işçi menfaatine karşı ayni gaddar lıklan yapan veya siyasî, dinî veya örfî sebeplerle olsun mezalim ya • pan» milletlere de tatbik edilmesi kanaatinded'ir. Temuçin, coşup taşmak; gözlerin ermediği, kulakların duymadığı ülkelere ulaşmak istiyordu! GüHinç komrçuyorsun Gökçe. Ben kaçmıyayım, kaçamıyayım diye sen kaçtyontm. Bu da bana bir iyilik ohıyor, değfl mi? ö y l e bir iyilik ld bunu öz kar . deşin de sana yapamazdu Sözüma kes. mez*en anlabrun, sen de inantrsm. inaiMr mıytm, güler miyim, bunu •onra fförörüz. Hele »öyle. Ben, savasın biçim*izleştiğini gö. rür görmez iHrin aeni duçündihn, yan gözle yüzüoe baktnn. Bu yüz, »oluk • tu. Deroek ki için bozuktu. Belki savaşı değfl, arkadaki kanm düşünüyordun. Ben bunu aezince seni kaçanuyacak bir hale koymayı tasarladun, atmı alıp savuştum. Sen, atsız kaldıgın ve yaya icosup kanm kaçıvamıyacağın için ister istemez yavlara (dirçmanlara) saldır dm. tste bu saldırışhr ki seni dosta da, dusmana da birax daha yüksek tanıth. Şimdi Moğollar gibi Naymanlar da, Merketler de senin yigitligıni soyKiyorlar, adım saygı iie anıyorlar. Atun öldüreydm, yannnda ka . laydm. Bu düsüncen de yanlu. Ben ya . nmda kalaydım tutulurdum. Çünku senin gibi kılıç eri değilim. Beni de otdüremezler miydi, tutup rpe vuramazlar mtydı? Seni oldürürlerse yerine gececek kardeşlerin var. Ben olursem yerkn bof kalır. TutsakUc ifi de Syle. Sen yaka • tcsalardı biz çalısırdık, düzen kurardık, savaş yapardık, ergeç seni kurtanrdık. Benim için kim çnpmacaktı ? Demek ki sen, kendini benden fistün tutuyonun, kıhna ilişîlmemes'mi islıvorsun. tşte ben buna kıziyorum. Stna benim Tann ile konustuğu . mo, bu yurt içm bir tşık olduğumu soy. lemiyeceğim. Bilirim ki inanmazsra. Gücenirsem, kızarsam atlarıntza sakağı, klermize uyuzluk, çocuklarınıza sıtnta yağdnacağımı da söylemiyeceÇim. Çünku manmazsm. Fakat birşey sövliyeceğim, buna, admm Tenr.uçin o'.duğuna inandığm kadar manmahnn. Nedir bu söz? Sen, bensiz sürünSrsün! Anlamadun Gökçe. bir daha soy. le. Ben senin için temiz bir kan, a • levli bir can gibiyim. Ben aradan çıkayım, sen damarlan bosalmış lese do • nersin, kaskah kalırsm. Neden? Çimkü sen birseyler yapmak, yer y&zunde ohılasmak, dört bucağa un sahnak istiyorsun. tçinde birşeyler kay. nıyor, kafanda birşeyler dolaşıyor. Gün oluyor: Kabm kabına sığmıyor. Gün oluyor: Uzerinde at oyanttığın yerler sana dar geKyor. Genişlemek, sişmek, cosup taşmak, gözlerin ermediği, ku laktam duymadığı ülkelere ulaşmak istiyorsun. Fakat... Ey, susma, söyle. Fakat brlgin krt. Ne geçmişi biliyorsun, ne geleceği. Onun içm durdu • ğun yerde sayıyorsun, ileri gidemiyorsun. Süt emer taylar kocanuş aygır oL sa, beşikteki çocuklar döl erse gene yerinde sayacaksm. Tasıdığm dilekler ağu olup içini kemirecek, düşlerin görünü yakacak. Gene sen, istediğin gibi ünlenemiyeceksin. Sana bel bağlarsam? O vakit iş değisecek, hersey değişecek, hatta dünya değisecek. Bugân gene gökten sana at gönderilmiş olacak. Çünkü yüksekten ah. yorsun, şu karanlık ininden güneşler söndürüyorsun. Bari düşündüklerini açık söyle de biraz giileyira, tasamı azalt . mif olayrm. Gül, fakat inan! Sen, bensiz aemacak bir topal gibism.Benim öğöt lerimle ayağm sağa çıkacakhr. Bana nasıl yardım edeceksin? Yağmur taşile mi, büğü davulile mi, uydurma tansuklarmla nu, yoksa şu uzun saçlarmla mi? Aklımla!.. Aklm o kadar engin mi? Engin olmasa on binlerle kişi bana tapınmazdı, kendini beğenen Tamuçin de uykusunu bozup yanınıa gelmezdi! Ben kavgaya geldim! Barışmak daha iyi. Barışmak, anlaşmakla olur. Söz . lerinden hiçbirşey anlamadtm. Hâlâ bir arpağcı gibi konuşuyorsun. O diii bırak, açık konuş. Ulu Gökçe, uzerinde oturduğu is . kemlemsi tastan yere indi, bağdas kurdu, heyecanh bir sesle söze girişti: Dinle, öyleyse, iyi dinle. tlkin senden başlıyorum: Sen kimsin ? Bir Moğol beyi, değil mi?... Atalarmı say desem hint kuşları (papağan) gibi yedi göbeğe kadar babanı, dedelerini sayacaksm ( 1 ) . Her Moğol gibi ben de biliyorum: Baban Yesügeydir. Onun babası Bertan Han, onunki Ka. bul Han, onunki Turnene Han, onunki Bay Songur Han, onunki Kaydu Han, onunki Dutumenin Han, onunki Boğa Handır. Bura'ken kanı taşıyorsun. Fakat şu yaşa gelinciye kadar bir kere olsun başını göğsüne eğip «Moğol nedir» diye düşündün mü? Temuçinin kaşları çatıldı, dudaklanndan uzun bir kelime döküldü.. Yo...k! Şimdi diisün, hem de iyi düşiin: Moğol nedir? Bir ulus! Ne olusu? Ne ulusu olacak. Türk ulusu! Bunu bilince dileklerini tartıya vurman gerekleşir. Sen, bütün Türklere başbuğ olmak istiyorsun, değil mi? Türkleri birleşmiş görmek istiyo. rum. Onlar, kendih'ğinden birleşmez, olsa olsa birleştirilirler. Birleştirilince de başlarma eski Koyunlularda, Tuğularda, Hünlerde olduğu gibi bir han, bir hakan geçirmek ister. Bu han, bu hakan ise ancak birlestirme işini başaran adaro olur. Sözü dallandndm, budaklandır • dm. Ortaya hanlar, hakanlar çıkarduı. Sözü biraz budayıver, çörden çöpten ayıkla da bana nasıl yardım edeceği . ni söyle. Sıra ile Temuçin, sıra ile. öyleyse çabuk ol. Turklere başbuğ olmak ve daha evvel onlan birleştirmek içm ilkin keru dmi tanıtmak ister. Bu da birçok dü • zenler kurmakla, bir yandan da güç Ienip kuvvetlenmekle olur. Sen, salt kuruntu geçiriyorsun. t*te bunda yanıhyorsun. Ben, dilimin döndüğü kadar eski günlerin par. lakliğmı, bugünün sönüklüğünü anla • tıyorum, yüreklerde yangm yapmağa savaşıyorum. Bunu ben de yapıyorum. Fakat beyler, ulus beyleri bu yangını yapma mıza göz yummazlar. Onun için bir yan. dan düzen, bir yandan yumruk ister. Halbuki sen, düzen kurmayı becere mîyorsun, yumruğun da şimdilik cılız! Temuçin, içini çekti: Doğru söyledin Gökçe. Yumru . ğum cılız. Bunu son savaşta ben de anladun. (1) Eskı Tıirklerde: Sen kimsin denildıği vakit yedi göbek yukarıya ka dar baba adım saymak adetti. Ayni zamanda filân ulustan, fılân elden, filân oymaktan, filân oruktan ve filân avuldanım, denirdi! Belediye Reisinin ziyafeti Bundan sonra M. Titulesko serefi ne Vali Muhittin Bey tarafından Be yoğlunda Serk'doryanda bir öğle zi yafeti verilmiştir. Bu ziyafeHe M. Titulesko, Vali Mu. hktin Bey, Bükres sefirhniz Hamdullah Suphi Bey, Romanya sefiri M. Karp, Vali muavini AH Rıza Bey, M. Thuleskonun hususî kâtibi M. Nenisor, orta eld ve hukuk müşaviri M. Reaicoviceanu, Romanya matbuat umum müdürü M. Jean Dragu ve orta elçi başkâtibi M. Buzdugan, Romanyanın tstanbul jene ral konsolosu M. Anastasiu, Beyoğlu kaymakamı Sedat Bey ve ilrinci kon solos M. Gika bulunmuşlardır. M. Titulesko saat dörtte tekrar Perapalas oteline dönmiis, bir müddet orada kaldıktan sonra Topaneye inmiş ve Istanbul muşile Haydarpaşaya geçmistir. Haydarpaşada gene bir asker ve bir poh's müfrezesi selâm resmini ifa etmişlerdir. M. Titulesko Ankara ekspresmm ar. kasına bağlanan hususî bir vagonla Ankaraya hareket etmiştir. Ayni trenle Bükreş sefirimiz Hamdullah Suphi Bey ve Romanyamn Ankara sefiri M. Karp ve M. Titulesko ile şehrimize gelen di. ğer zevat ta Ankaraya gitmişlerdir. Misafirimiz Haydarpasa istasyonunda Vali Muhittin, Vali muavini Ali Rıza Bey. lerle, Romanya konsolosu ve konsolos hanesi erkânı tarafmdan teşyi edilmiş tir. Istasyonu dolduran kalabalık bir halk kütlesi tren kalkarken misafirimizi alkışlamıştv. Yeni bir mecmua Sair Faruk Nafız Beyin Ana Yurt nammda bir mecmua çıkaracağı ha ber alınmıştır. Annkaraya hareket Kadro mecmuası *T. Titulesko Vali MuhitT Beyle birlikte t olmuştur. Bu mülakatlar esnasmda iki memleketin dostane münasebetlerin) kuvvetlendirmek için Romanya ile Bulgaristanı alâkadar eden meseleler tetkik olunmuştur. Mülakatlar fevkalâde samimiyet içinde yapılmıstır. Yakında Kral Boris ile Romanya Kralı Karol arasmda yapılacak mülâkat vesilesüe iki hariciye nazırı noktai nazar teatilerine devam edeceklerdir.» Sofya 14 (A.A.) Bulgar ajansı büdiriyor: Romanya Hariciye Nazm M. Titulesko ile Başvekil M. Muşanof dün de müzakerelere devam etmişlerdir. Saat 13 te Kral bir öğle ziyafeti ver. miş ve bu ziyafette M. Titulesko ile kendisine refakat eden zevattan maada Başvekil M. Muşanof, Sobranya reisi M. Malmof ta hazır bulunmuşlardır. öğleden sonra M. Titulesko Romanya sefaretinde Yugoslavya ve Çekos lovakya sefirlerile görüşmüş ve sonra da Italya sefirinin ziyaretini kabul et . miştir. Saat 18 de M. Muşanof ile M. Titulesko arasında üçüncü ve son mü. lâkat yapılmış ve saat 19 da da M. Titulesko hususî trenle İstanbula hareket etmiştir. tstansyonda müşarünileyhi hü kumet azasile Kralın mümessilleri lardır. M. Muşanof, Vakarels istasyonuna kadar M. Titulesko ile beraber seyahat etmiştir. ve «Tîger birçok ı e ? » t od«uııi«uı».T Memleketumzin en ciddî ve yuksek flkir ve ilim mecmuası olan Kadronun 21 Inci sayısı da çıktı. Bu sayıda Yakup Kadrl Beyin, Sesll Sorel, Marlen Ditrih ve Pol Verlen haklanndaki yazısını her halde okuyunuz On Yılın Destanı Şair Halit Fahri Bey, Cumhuriyetin onuncu yıldönümü münasebetile «On Yılın Destanı» isminde bir piyes yazmıştır. Bu piyeste Cumhuriyet devrinin on yıl zarfında memlekette vücude getirdiği inkişaf ve tekâmül çok iyi bir şekilde tasvir edilmiştir. Diğer taraftan lisan itibarile de pek sade olan bu eser san'at noktai nazanndan da kıymet • lidir. Cumhuriyetin onuncu yıldönü • münde mubtelif mevkilerde ve sahneler de oynanması kabul edilmiştir. Tavsiye ederiz. Dün Ankaraya iki tren haraket etti Dün Ankara treni çok kalabalık ol . duğundan Vagonli arabalarile Romanya Hariciye Nazm M. Tituleskoya tahsis edilen hususî vagon ayn bir Ioko . motife bağlannus, bu katar saat altıda Ankaraya hareket etmiştir. Hergünkü Ankara treni de yalnız birinci, ikinci ve üçüncü mevki vagonlardan mürekkep olarak saat 6,15 te gitmiştir. üsküdar Hâle sinemasında H İCRAN Küstav FröÜh ilâveten : Dünya haberleri MiLLET TiYATROSU Sofyadaki müzakereler Sofya 14 (A.A.) Bulgar ajansı büdirîyor: Bulgar ve Romanya Nazır . ları arasındaki mülâkatlardan sonra dün gece şu resmî tebliğ neşredilmiştir: «Bulgar Başvekili ve Hariciye Nazm M. Muşanofla Romanya Hariciye Na zırı M. Titulesko arasında üç mülâkat nin kahraman mümessilesi Naşit Bey YtŞL KtfK tLE Karakaş, Eyüp Sabri Bey Jermine HanHBiştirakile birinci 4efâ olarak Kotnedı 5 perde"* Kanto, düeto, solo, varyete (8611) g. Tütün ihracatımız Yedi aylık ihracatı^ bilânçocu FRANZISKA GAAL'in CELİK ADAî Sinemacıhk tarihinin zafer abideşi CELİK A D A! Amerikayı Avrupaya bağlıyan muazzam ada ÇELİK ADA 1 . 3,000,000 lira sarfile yapıldı. ^ A D A " A D A Jules Verner'm hayaiinde bile doğmamışor. • Bugünün hayali yarınin hakikatidir. ARTiSTiK sinemasında ikinci hafta olarak gösterilen Filmini görmek için ancak Yeni ve gilzel filmi olup Yapılan son İstatistiklere göre, memleketimizm bu seneki yedi avlık yaprak tütün ihracatı 13,482,888 kHogramdan ibarettir. Bu miktarm kıymeb 10,538,253 Türk lirasıdır. Geçen »e ne gene bu müddet zarfındaki ihracahmız 11,844,602 lira kıvmetinde 12,046,415 kilodan ibaretti. Buna nazaran bu senekî yedi avlık ihracatamz miktar itibarile 1.436.473 kilo, yani <#r 11 fa»la oM'iğu halde kıymst Kiba rfle 1,306,349 lira yani gene % 11 nisbetinde nok'anf'ır. Veronika 3 gununuz kaldı. jÇarşamba akşamindan itibaren: JMARY GLORY^ j MADAM ÇOCUK İSTFMİYOR ; : tilminde : CELİK ADA 0 P E K s^emasında J Akıllara hayret veren bu muazzam şaheser t b h 862S Son haftamn vaziyeti Son bir haftalık tütün piyasamız bütün müstahsil mmtakaîarda sakin geçmîstîr. Samsun^a tüccar tarahndan 1932 : mahsulünden 9 b n kilo kadar tüHin aImmıstır. Bunlann fiati 60 120 ku ru< arasındadır. Eğe mrotakasmdan Muglada bu müddet zarfında tüccar tarefından 7 bm kilo tütün alınmıştır. Bu tütünlerin fiati 22 32 kurus arasındadır. Diğer mıntakalîtrda hiçbir faalryet kaydedilmemiştir. Tüccar yeni sene mahsulü piyasa lannın acılmasmı bek'emektedir. EL EK S İ N K M A S I N D A Bugün İKİ ERNST LUBiSTCH taraFından müketnmel bir şekilde ibda edilen fransızca sözlü Bilyük Rejisör Filimlerin en güzeli, en müşfik, en beşerî, en kıbar ve en fazla teshir eden bir eserdir. Mümessilleri: YETİME (8621) GAHRİEL GARBtO Rene SAtNT GYR Rosine DEREAN Yvette GuÜbett hransızca sözlü bu hakiki şaheser önümüzdeki perşembe akşamı (Mabadi var) Almanların yeni tankları KİBÂR HIRSIZLAR filmi muvaffakiyetle gösteriiiyor. (8627) Sesli ftlmin yeni bir tnucizesı | S A R A Y (Eski 6L0RYA) sinemasında başlıyor. Biletler şimdiden alınabilir. Londrada daimî bir Türk sergisi TÜRK SİNEMASINDA LİL D A G O V E R T A R A F I N D A N S A H N E H E is anbula biızst gelen, cazibedar 17 Teşrinıevvel salı akşamı : Muhteşem ve Gala ateşin musameresi yıldız : Londra ticaret mümes«ilitniz mümessillik binasında daimî bir sergi açmağa karar vermiştir. Takas komisyonunun faaliyeti Takas komUyonu dün Vali Muavini AH Rıza Beyin riyasetmde toplanmış, ihracat tacirlerinin müra caatlerini tetkik etmiştir. Komisyona müracaat edenler son günlerde azalmıştır. BÜYÜK 6ALA O L A R A t Hakikî olarak Atnkanın bakir ormanlannda filme çekılmiş oian bu korkunç ve tneraklı olduğu kadar hissî ve aşkî san'ar hankasınm Bu çarşamba akşammdan itibaren NA6ANA H A R P anfesmde ver'erinizı evvelden temin edınız. T E L : 4 0 6 9 0 8«40 Apıca. Klot Farer ve Lücyen Nepotinın piyesinden muktebes ve L I L D A G O V E R tarafından en son çevrilen muazzam filim SKEÇ ROMATıZMA AüRILARINI KESTiRiNiZ Ağnvan adeleleri gevşetmek ve sertleşmiş mafsallan vumuşatmak ve ağrıyı izale etmek için hemen SLOAN'S mahlulunu kullanınız. Derhal ensicenin içine nüfuz ederek ıltihabı tahfıf ve sertligi ile agrıyı izale eder. Romatizmadan muztarip binlerce kışı Sloan's mahlulünü kullanarak iyıleşmişlerdır. Rotnatızma, lumbago (bel agrısı) siyatik vecai vereki, sirt ağnla ı burkulma, bere ve sair adele ağrılanna karşı Sloan's mahlulünü kullanınız. Fransaya ithal edilecek emtia Almanlar son günlerde Franbfurf şehri civarroda ve Oder neHri navali . sinde büyük askeri mapcvralar yaprdar. Resmini gördüğüni^ı son icat Alman tanklan da bu p^anevralarda kullanıl dı. Yalnız he^betlerine bakıp korkma • ym, boğucu, kaşındıncı, oldüriicü, ya • kıcı gazler gibi yeni bir felâket membaının keşfedildiğini zannetmeyin. Bu tank. lar alelâde bir otomobilin üstüne tenekeden zırh taklidi mahfazalar örtüierek vücude getirilmiştir. Çünkü Almanya Versay muahedesi mucibince tank yapamadığı için manevrada tank yerine bu oyuncaklan kuüanmıştır. thracatu Ofisinden: 1 Fransanın dördüncü üç aylık kontenjan Hstesmde Türkiye için 540 kental yumurta 7,000 kental tane arpa ve 1,050 kental kepek tefrik edilmiştir. 2 Fransaya ithal edilecek zey tinyağı, gümrük resmi altı birinci teşrin 933 ten itibaren 100 kiloda 11 franga çıkard miştir Sinemasında gösterilmesine başlanacaktır ; Her cihetten "TRADER HORN,, filmine faiktir ELHAMRA 00

Bu sayıdan diğer sayfalar: