31 Ekim 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

31 Ekim 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

3lTeşriniewel 1933 ıCamhariyef Büyük Türk milletinin Büyük Başbuğu!.. önce diriltip sonra Cutnhuri . yetle yüksektigin Türkiye, bugün tek bir can gibi seni ve Cumhuriyeti kut • luluyor. Orta Asyadan Akdeniz kıyılanna ka* dar uzanan bütün Türk dünyasmı bugün önünde diz çökmüş, sevfnç yaşlan döküyor!... Sen, bugün elli milyon Türkün yüreAnkara 30 (Telefonla) Ziraat kunda «Bugün açılmakta olan enstitü . ginde olduğu kadar bütün insanlığın Ensb'tüsünün küşat rasimesi bugün saat lerin memleket hayatında bir erkânı har içmde çarpan tek bir kalpsin. 4,30 da hükumet erkânından, meb'usbiye teşkil edecek kadar ehemmiyetli Sen, elleri, kollan bağlantnış bir mil. iardan, ecnebi sefirler ve sefaret münbir mevkii olduğunu» bütün canlıhğı ile leti kurtaran, yüzlerce yı] bakımsız, bittesfbminden mürekkep pek kalabalık tebarüz ettirmişb'r. kin ve kendi başma öksüz bırakılan bir heyet huzurile yapılmışttr. Davetli . Bundan sonra başta tsmet Paşa ve Türkiyeyi ülküsüne ulashran bîr yala • ler meyanında Voroşflof Yoldaşm ma • misafirlerimiz olduğu halde hazır bu vacsm... îyetindeki Rus misafirlerimiz de bulunlunanlar binalan gezmişlerdir. Bmalar İnsan oğlu yaratüdiğı gündenberi muşlardır. Küşat resmini Başvekil Paşa ve teşkilât Cumhuriyet Türkiyesinm şesenin kadar Büvük ne bir Gazi, ne bir samiraî ve heyecanlı bir nutokla yapmış ref ve istikbaline emniyet verecek de Han. ne bir Hakan, ne de bir yalavaç br. Ismet Paşa bn çok aDnşIanan nutreceVe yüksetir. gordü. .»ı«nmımıini||ffl|H||IIIIHIIIII!|HI|üllllllfllllllinifflimiHirı..mm,mM. Sen, soyumuzım, tarihimizm, ülkümüzün, sevgimizin eşsiz, benzersiz ve somuz bir varlığısm. öz yurdunda «Beni tsrail» gibi bhalay sürgüne benzetilmek istenen Türkü, kurtaran Ey Koca Başbuğ!... t . cimîzdeki alevi tutusturan kuvvet «Gazi Dehası» ndan sıçnyan kıvılcımlardır. Bizi medeniyet denizlerine sürükliFrankfurt 30 (A.A.) Volf A Ankara 29 (Telefonla) Birkaç yen sel «Gazi Pmam ndan îçtiğimiz jansmdan: Burada söylediği bir nutukta gundenberi burada misafir bulunan Rus hlsımlı sudur. Buçim üstümüzde par . Başvekil demiştir ki: Harbrye Komiseri Voroşiloş Yoldaş ve '•van RÜneş, ışıklarmı sacan av, biz« maiyetindeki zevat bo akşam 9,30 da « Eskiden hasımlarımız dünyanm Bp*bu«rumuzu daha büvük, Cumhuri. Eskişehire ve Afyonkarahisara hareket silâhlarmı bırakması için evvelâ AI • vetimizi daha ufcurlu gösterdiği icin etmişlerdir. Rus misafirlerimiz istasyonmanyanın silâhlarmı bırakması lâ her zamandan daha baska ve daha da bir askerî müfreze tarafmdan selâmzım geldîğini söyliyorlardı. Biz silâh . parlckhr. lanmışlardır. Ianmızı brraktık. Onlarra da sjlâhlan(Orhon) kıyılanndaki (Türk saKamızı bırakılmış olmasmı görmemez • Tesyî merasimmde Gazi Hazretleri nahnı) fAnkara^ vavlasmda ebedi likten gelmemeleri lâzımdır. Buna ne namına kâtibi umnmileri, BaşvekO Pa lestiren Başbuğ! Türkün hakikî (Bozzaret edebilmek için komisyonlan Alşa ve Erkânı Harbiyei Umumiye Reisi kurt) u sen ve senîn timsa'in olan Cummanyada kâfi derecede uzun müddet Fevxi Paşa ile diğer vekiller, meb'nslar hurîyettir. Bımu korumak içîn vavru. kalmışlardı. Silâhlarmı bırakmamaktan bazır znlunmoşlardır. lanni besikl«>rinden (Gazi) nmnisiie memnun olacaklarma hasımlarımız üs. Küvüten analar, ceyizierini Gazi Basbutelik daha silâhlanıyorlar. Acaba di jHm adı ve resmile isliyen gelinlik kızğer milletler kimtn tehdidi altmdadırlar. lar. oaialarraa (Cnmhur'vet) admı kanBu belki de bizim yüz bin askerimiz larile vazan yiğitler, silâhlarmı vatan dendir.» Ankara 30 (A.A.) Cumhuriye sevgisîle parlatan askerier, geleceSin tîmizin onuncu yıldönümü bayramı mübüyüklerini Gazi ve Cumhuriyet ülkn. nasebebie MiDî tktısat ve Tasarruf Ce. sil^ ve^îstiren rmıallîmler ant içtiler... mivetmrn hazirladığrı on yd ikhsat serKudüs 30 (A.A.) Reuter A janEy Gazi Basbuğu!.. Admdan ve yapgisi bugün saat 15,30 da Ankara tica smdan: Evlerinin damlanna çıkmış Atıklarmdan alacagımız hızla biz Tür ret Itsesinde açılımştır. rap kadmlarmnı keskîn haykınşmalan kiye denilen ülkeyi bir çiçek bahçesi MemlekeMmizin Cumhuriyet devrinile büsbütün galeyana gelen bir kalaba. gibi saslemege girismiş, hızlarımızı sar3e b'earet, ikhsat ve ziraat sahalarmdalık, yahudi mahallesi çjvannda, Eskişesılmaz imanlaria örmüş, cepçevre kalphirde polislerin silâhlarmı almağa kal • ten kalelerle donahruşizdır. ki varlıgmı gösteren bu sergide, ayni kışmıslardır. zsmanda Maarif Vekâletinin ki'ap pa. Bugün yeraltı. gokyüzü, deniz üstü, nayirma da ver avnlmışhr. Polis ateş açmak mecburiyetinde kadağbaşı, kum çölü, esen rüzgâr, uçan Iarak mutaamzlardan Drismi öldürmüş, kuş, akan dere, coşan deniz senin ebedL 15 kadmı da yaralamıştır. leşrniş admla destantnı tekrarlıyorlar. Kudüsün ana caddesinde polis yaAnkara 30 (A.A.) Maarif VeEy Ulu Başbuğ! Bir gün belki gokhudflerin dükkânlarile bir tngilizin ma. lcâleti tarafından Cumhuriyetimizîn o te yıldızlar olrmyacak, ayla güneş doğnuncu yıldönümü bayramı münasebetfle ğazasmı kapamağa mecbur eden Arapmıyacak, baharlar çic4?k açmıyacak, lan dağıtmıştır. rüzgârlar esmiyecek, denizler coşrm • l>"sim *»»t 12 de tsmet Paşa Kız EnsBir dükkân parcalanmışhr. Ampla yacaktır. Belki dağlar devrilecek, ver. titüsünde büyük bir maarif sergisi açılnn jrrevi devam ediyor. ler yanlacak, çelikler akar su, sular mtştır. tkincitesrînin ikinci gününe ka • Filistinde, Hayfadan maada her tagranitleşecekfa'r. Btmların hepsi olacak, dar açık duracak olan bu sergi, iTk, or, fakat Türk kalbinde (Gazi), her za ta, ygksek ve meslekî tedrisat ile gfl • rafta sükunet vardır. mankinden daha gür çarpacak, Türk zel san'atler kısmma aynlmışhr. yurdunda Cumhuriyet her zamankin Tedrisat kısımlarmda Cumhurîvetten den daha kuvvetli yaşryacak, dünya taevvel ve Cumhuriyet devrinde takip e. rihinde (Gazi) daha efsanevî yazıladüen gayeler, bütün teferruatile gös. Ankara 29 (Telefonla) • Bayram caktır. Belki bir gün ilâhlar ölecek, çL terilmekte ve güzel «an'atler kısmmda şenliklerine iştirak etmek üzere Istançekler solac^k, sevgüer unutulacak, da talebenin yapbği resimler, grafik buldan buraya gelen izciler vr diğer yalvaçlar anlmuyacak, tarihler inkâr eler ve bu san'atrn mrmarî ve tezyinat mektepli talebe bu akşam hartket et dilecektir. Lâkin Cumhuriyet, Türkj • subelerinin mesaisi teşhir edilmekte • mişlerdir. ye, Gazi, Büyük Türk milktinin Bü • dh. yük Başbuğu ölrrriyecek, solnuyacak, Vaşmgton 30Dahfliye Nazın M. 1 unutulmıyacak, anılacak, inkâr edil miyecektîr. tste biz bunun için senin y3. kes ikametgâh cemiyetinin teşekkülünü Ankara 29 (Telefonla) Bayram ce varlığin önünde bir daha ant içiyohaber vermiştir. Bu cemiyet faaliyete200 münasebetfle halk kürsülermde sabah ruz. Ve diyoruz ki, her biri kutlu ve milyon dolar sermaye ile girişecektir. erkenden geç vakte kadar muhtelif haen?in bîr varlühn ifadesi olan bu timtcabmda bu sermaye artacaktır. Cemiyet tipler konferanslar vermektedirler. Halk salleri biz kaTbimizm alevden siperle • sıhhî olmıyan kulübelerin yıkılacaklabu hitabelere çok rağbet gostermiştir. ri, kafamızm hakikatten güneşleri, I . n yerlere ucuz evler yapacakbr. manımtzm derrrirden ağlarile koruyacağız. Ve gene ant iciyoruz ki artık ne eli. ne de turevi bırakmıyacağız. FJi aL Valansiya 30 (A.A.) Büyük ti mak, türeyi yıkmak isHyenleri tepcÜ • Ankara 29 (Telefonla) Selanikte yatroda Blasco tbanerin hatırası için yeceğiz.. toplanacak Balkan ittihadı konferansıyapılan toplanh Fransa ile tspanya a Ey Büyük Türk miTletinin Büyük na iştirak edecek olan murahhaslanmız rasmda bir tezahüre vesüe ohnuştur. BasbuBTi!.. Buyruğun buyruğumuz, dL bn akşamki trenle tstanbula mütevecdValensiva beîediye reisi tbanezin leğin dilefimtz, sevincm sevîncimn, hen hareket etmişlerdir. meziyetlerini methettikten sonra bu varlığin varlığımızdır. Ne mudu bize meziyetleri kendisine büyük bir misa. ki. tarihi büken kolunu buerün bütün firperverük göstererek tezahür ettiren dünva oDÜyor, hakikati bulan dehanı Fransaya tes^kür etmektedir. allaşlıvor, mucİ7en önünde eğiliyor.. V«» adm sov?endîğî zaman dört bir buîzmîr 30 (A.A.) Kemalpaşa kacak, yedi iklim beş köse hayranlık duzasmda çıkan ve iki saattenberi devam yuyor. Madrİt 30 (A.A.) Faşist mitineden yangmm sondürülmemesmden dogi hiçbir hâdise olmadan cereyan et Sen tarihin B**bugu, Tnrklağön Baflayı fazla tevessüüne meydan verilmebuSu, Cazilerin BasbuŞıı. ülkflnBn Baş. mistir. Uzerlerinde sflâh olan altı şüpmek îçm tzmirden bir hfaiye grupumm buğu. Cumhurivetin Basbufhı, msanlığm heli şahıs tevldf ednmiştr. gonderîlmesi talep edilmiştir. ve ebediyetm Başbugusun!... Bir adam «yaşasm faşizm» diye baDağlıogln tzmir Belediyesi bn talep fizerme ğırarak bazı ehemmiyetsiz hâdiselere Hlkmet Tttrhan sebep olmuştur. derbal bir itfaiye grupu sevketmistir. SGN TELGRAFLAÖ Başbuğ Ziraat enstitüsü NALINA Mustafa Kemal ile 20 MIHINA sene evvel bir mülâkat Hasretimize kavuştuk! «O zamanlar onun bir nazır veya kumandan olacağını tahmin etmiştim. Meğer ne dar bir muhayyelem varmış!» Ey Türkler! Bugün Büyük Reisi . niz olan, Sofyadald Türk ataşemi IHermin zihnmi bundan 20 seae evvel galeyana getiren düşünceler işte bun lardır. Şimdi, bu eski hatıralan mazi nin derinlikleri içmden çıkanyor ve Mr«tafa Kemal Beyi büyük. muhtesem hâlile, k^skin ve nüfuzlu bakıslan ve hıtab^+teki kudreti belâgati ve yük.«ek ikna kuvvetile gözümün önüne getiriyonım. Hilâ habnmdadır. Sözlerinin bu belârat ve kudreti ahmda kendisine cev»'«>n sımlan söylemistim: « Mustafa Kemal Bey. Bu s3z lermiz bana sizin günün bhinde mem Ieketmizin mühim btr sahsiyeti svmtma geçeceğiniz hissi kablelvukuunu veri • yor.» Ben o zamanlar, kendisinin bir kumandan veya naznr olacağmı tasavvur etmiştim. Tasavvurlanm nekadar mü te«*«ı bir seviyede kalmış! Bu muhavereden birkac ay sonra, dünyanm her tarafında mühim hâdise. ler oldu. Harbi Umumî patladı ve dört sene sonra, Almanya ve müttefikieri Avusturya, Bulgaristan ve Türkiyenin felâketile nihayet buldu. Fakat, bir tek asker, Büvük Adam mağluh>veb* kabui etmedi. Bu. Mustafa Kemaidir. Demh gibi hadesi, payansız kudret ve kabiliveti, yüksek dehasma istinat ederek mücadeleye bütün siddetile devam etti ve kat'î muzafferiyeti elde etmedikçe durmadı. Muzaffer olan fakat asla yorulmıyan bu Büvük Adam ana vatanda sulh ve selâmeti tesise koyul du. Askerî ataseliğmdenberi kendisini saran faydalı bütün tah^vyüHer ve ta savvurlarmı kuvveden ffle i»al ederek büyük inkılâplar yaptı ve yeni bîr Tür. kive yarattı. Mustafa Kemal! Yarmz yenilemiyen bir asker değiL ayni zamanda büyük bir ıslahatçı ve Türk vatanımn yegâne halâskâr ve mürsididir. Gazi Mustafa Kemalm vaptığı bü yük eserin vüsat ve sümulünü lâyıkile anlıyabilmek içht kapHülâsyon rinch . Ieri akmda hakir görülen eski TBrkiyeyt iyi bflmek ve onu bugönkü Türkiye 3e yanyana gettrerek mukayese etmek lâznndır. Büyük ıslahatçtmn devlet reisli ğtnm onuncu yıldönümü münasebetile, hâlâ kalbimi titreten o 20 sene evvelki habraya temas etmeği kendhne bir vazife bildim. Halâskârm istikbafi gösteren bu sözlerini neşrebnekle, Türk milletmin Yüce Reisine, Türkiyenin saadet ve refahı ve mustarip beşeıiyetiu selâmeti namma sıhhatle dolu uzun sene . ler temenni ediyorum. evgili okuyucularımın hatır* lannda olsa gerektir ki bu sütunda, birkaç defa, alay sancaklarına hasre* çektiğiraizi yazmıştım. En son olarak 13 eylul tarihii sayımızda aynen soyle diyordum: «Cumhuriyetimizin onuncu yıl dönümünde, Cumhuriyet ordusu nun kahraman alaylan geçer ken gözlerimiz, onların başlan üstünde sanca ğın, o vatan timsalinin bir «sıyanet meleği» gibi sanlı ve vakur dalgalanısım görmeğe has Anlcaradaki ffcçft retiz. nsminde btr aJay Sancaksız as, . .. , . sancağt ker, oksuz hıssini ver'yor. Sancak istiklâl alâme tidir. Türkiye Cumhuriyeti dünya nın en hür ve müstakil devletidir. Dün, onun istiklâlini temin eden bngün de o ist'klâlin koruyucusu olan Cumhuriyet ordusunun başı üs • tünde bu istiklâl alâmeti, bütün güzelliğî. bütün sanı, bütün azametile dalgalanmalı, millet onu aşkla hür. metle selâmlamahdır. Alaylarımıza sancak istiyoruz. Hasretiz sancağ&h Harp Akademisini bitiren zabit • lerimize diploma verme merasrminde kendilerile şerefyap olduğum B& yük Erkâni Harbiye Reisimiz Müfir Fevzi Paşa Hz. ne «Hasretiz san • cağa> diye bir makale yazdıgirm söyliyerek büyük müşirden bizi hasretimize kavuşturmalanm şifahen de rica etmiştim. Ankaradan gelen haberler ve r»simler, hasretimize kavuştuğumuzv gösteriyor. Ankarada yapılan büyük resml geçitte alinan fotoğrafilerde kah raman piyadelerfmizm başında, şanh sancaklann dalgaiandığı gö • rülüyor Şimdi. artık Cumhuriyet ordtasn alaylarmm o*a sancaklan vardır. Resmi geçhlerde, diğer askert marasimde, caddelerde kıt'alar geçerken alay sancaklan kahraman askerlerimizin başlan üstünde nazh nazh sallanacak, Türk ve ecnebi herkes onu hürmetle selâmhyacak, yüreklerrmiz, onun sevgisile çarpacak, asker, başının üstünde onu gordükçe vatanın kendiistne baktığim duyarak daha fedakâr, daha kahraman olacakbr. Sancak, canh ve ateşli bh* göz gibi alaylara zafer yolurm gösterecek saflann üstünde bir zafer güneşi gibi parliyacak, yanacaktır. Ordumuzun kıt'alan elbette sancaksız kalacak değildi. Fakat on senedtr ilga edilmiş olan alay sancaklanmn ihyarn için. Türk gaze « telert arasında neşriyatta bulunan yaînız biz olduğumuz için, alaylara sancak verilmiş olmasmı büyük btr memnuzdyetle karşılamamız tabi • idir. Bu vesile ile Büyük Müsira Cumhnriyetin şukranlarmi arzet • mek îsterim. Enstitü dün Ankarada parlak merasimle açıldı, Başvekilimiz mühim bir nutuk söyledi M Rus heyetî Hitler soruyor Misafirler dün akşam Ankaradan ayrıldılar «Hasımlarımız bizim nemizden korkuyorlar?» iktısat ve tasarruf cemiyoti bir sergi açtı KudOste karışıklıklar Sofyadan Albert Graziani imzasile gazetemize yazıhyor: «Genç Türk Cumhuriyetmm onuncu yıldönümü münasebetiie haklarmda en derin tazim hisleri beslediğim Gazi Mus. tafa Kemal Hazretlerinin Sofyada kısa bir müddet ikametleri zamanma ait eski bir hatırayı yadetmek için şu satırlan yazıyorum. O zamanlar Sofyada as • kerî ataşe olarak bulunan Mustafa Kemal vatandaşlannı ve dostlarmdan tsmail Beyle refikası Süzbeyde Hanımı görmek için Djeressi ismmdeki musevi ailesi nezdme sık sık gelirdi. îsmal Bev o zamanlar Bulgar oarlamentosunda Gümülcüne meb'usu îdi. Bir gün dostlan kendisini Sofva ci varmda Sofya Kniajevo Vladaya taraflarmda bir otomobil gezintiirne davet etmisler, Mustafa Kemal de ber. mutat bu aile nezdine gelmisti. Tesadüfen ben de orada idim ve Mustafa Kemal tarafmdan teneszühe istirake da vet edildim. Gîdeceçimiz yere varın ca, ataşemilHer ile ben Lulm dağmm tepesine doğru yüruyeTek yolumuza devam ettik. Biraz dmlenmek üzere oturduğurmrz esnada aramızda çok atesli bir muhavere ba*lamıstı. Münakasarrazm mevzuu eski Türkiye idi. Ataşe, metnleketmm o zamanlar içinde bulunduğu fena şeraitlerden, manevî ve iç . tfanaî vaziyetmden mütevenit sonsuz teessür ve heyecanmı büvük bir sami • miyetle anlatmakta, bütün bunlardsn sultan idaresîni mes'ul tutmakta îdi. O gün bana daima hatmmda olan ra söz • Ieri söylemişti: « Türk miPetmm fevkalâde me zryetleri vardır. Fakat ne vazık ki onu karanlık ve cehalet icmde birakıyorlar. Millet pratik bir sekilde modern ma . arife susamuhr. Rejhn, iktısadf haya • tm hiçbir cephesinde millet ve devletfn faaliyet göstermesine müsaade etmi vor. Halbukî, Türkiyenin nefes alması, ilerliyebilmesi ve mazhan hürmet ol ması içm herseyden evvel Türk mil letinra maneviyahm yükselbnek ve onu taassuptan kurtararak faai bir kudret Hctisap etmesme çalısmak lâznndır. Mîl. let cahil dervişlerm eliermden tahlis oIunmalı ve bunlarm yerfne ryi tahsil görmSş lâik profesörler getmlerek ism basraa geçirümelidir. Hulâsa milletm daha pek çok şeylere ve büyük mkı lâplara ihb'yacı vardır!» Yan türkçe ve yan almanca olarak aramızda cereyan eden bu muhavereyi Mustafa Kemal Bey, «beni anladmtz değil mi dost Graziani?» sözlerile bibr • dİ. Maarif Vekâletinin sergtei Bayram şenliklerine gelen izGiler ALBERT GRAZtANÎ Ankaradaki konfranslar Amerikada yeni bir cemiyet Yunan hava kuvvetleri kumandanı Balkan konferansına gidecek heyetimiz Fransız • ispanyol mOnasebatı Kemalpaşa kazasında bOyök bir yangın ispanyada Faşizm nömayişleri Jmnerd Adamide* Bttşvekilimizle görufSrken Ankara 30 (Telefonla) Camhariyetimizin onuncn yilraı kutlularoa merasiminde Yunan hükumeti namına bulunmak üzere gelen Yu nan hara kırvvetleri kumandanı Jeneral Adlamides buraya muvasalat etmiş ve merasimde bulunmuçtur. lâkirdılarmızı duymamı istemiyor sunuz. Benden ne gizliyorsunuz ? Işler iyi gitmiyor mu? Peki ama, hep, dilleri bir kanş dışanda, senin et rafındalar: Damat yan gelraiş, küçvk damat bir iş görmez, oğlumuz Hube? de safraflık ediyor... Hiç olmazsa % 2 0 veren bu oğlanm elinde herkesin parası var. Bana güvenmeyin. Metelik ver mem. Bu akşam kulağim a fısıldıya caksin: «Çamlan kestirmekten kolay ne var?* Bana hatırlatacaksm ki Hüberin iki kızı, ev döşeyecek naralan olmadığı için ana tarafında oturuyorlar. «Tavan arasında o kadar eşya var, çürüyor, onlara versen ne olur?j Biraz sonra bana bunlan söyliyecekam. «Bizden istiyorlar bunlan, yoksa buraya ayaklarını atmıyorlar. Torunlanmdan mahrum kaldım...» Işte aranızdaki mesele budur ve alçak sesle bunu konusuyorsunuz. Dün akşam bu satırlan sayıklar casma okudum. Bu azgmlığa nasıl kapılmışım? Artık bu bir mektup değil, durup durup yazılan bîr hatıra defteri olmuş... Sileyhn mi bunlan?.. Yeniden mi başlayım? tm kânsız: Vakift yok. Yazdığım yaz dıktır. Hem de sana içimi tamamile açmaktan ve en derin noktasına kadar göstermekten başka ne istiyo rum? Otuz senedenberi, ben senin nazannda biner frankiık kâğıtlar dağrtajı bir âletten başka birşey değilim, bir alet ki fena işler ve bir gün Tçini açıp karrştırarak ihtfva etliği hazineyi avuçlavıp tüketinciye kadar onu silkelemek lâzımdır. Yeni baştan kuduruyorum. Bu öfke beni bıraktığım yere sürüklüyor: Bu azgınlığm kaynağma kadar çıkmak, o meş'um geceyi hatrrlamak lâzım... Fakat, önce, ilk tesadüfümüzü aklma getir. Mabadi var Maliye Vekili Dün sabah Avrupadan geldi, akşamüstü Ankarava sritti Bîr müddettenberi gözlerinden rahatsız bulunan ve ahiren Viyanada bir ameliyat geçhen Maliye Vekili Mustafa Abdül halik Bey dün sabahki Kon v&nsiyonel treni ile Avrupad'an şehrimize gel miş, akşam üst. Ankaraya hare Mustafa Abdülhaltk B. ket etmiştir. KOK FİATİ Beyoğlu Havagazi Şirketi Dohnabahçe gazhanesinde, ehven fîatle serl ve gümüşü renginde tozsuz ve en iyi ecnebi koklarile mukayese edflebuir türkkoku veriyor. Niçra ithal edilen ecnebi kokuna fazla para verüsm? (8112) EDEBÎ TEFR1KAMIZ:7 Engerek Yazan: François Maariac Küçük memur oğullan, e*ki meccanî talebeler, zeki ve haris, fakat içleri kin dolu çocuklar... Hiç biri beni sevmediği halde, hepsi bana müdahene ediyorlardı. Onlara, ha trrlannda kalan ziyafetler çekiyor dum, uzun zaman sonra bvnlan a. nıyorlardı. Fakat hallerâıden, tavırlanndan nefret ediyordum. Bazan ağzımdan öyle bir alay kaçıyordu ki onlan öldürecek kadar yaralıyordu ve bu yüzden bana garaz bağlıyorlardi. Bununla beraber din aleyhindeki diişmanhğım samimiydi. Bir nevî içtimaî adalet arzusu da beni üzü yordu. îçinde, kara ekmekler yiye. rek ve fena beslenerek yaşıyan çift Düğfimü Tercüme eden: Peyami Safa Hk adamlanmızın oturduklan ker piç evleri kendilerme vermeğe annemi mecbur ettim. tlk defa olarak bana mukavemet etmeyi denedi, sonra: «Bari mmnetlerini kazanır . an...» dedi. Fakat hepsi bu. Rakiplerimin ve benim müşterek bir ihtirasımız ol masından mustaribim: Arazî, para. Malı, mülkü olan smıflar ve öteki ler var. Anladım ki ben daima mal sahipleri sınıfından olacağım. Beni görunce, zannederim, başlannı çe viren ve elinv kendilerine uzatırsam reddetmiyecek olan bu saht« vekar muarızlanmın servetine benimki yıa müsaviydi, ya üstün. Böyle olduğu halde, sağda solda, herkesin arasın da, iki bm hektar ormammı ve bağlannu ayıphyan yok değildi. Böyle hudut haricine çıktığım îcin beni affet. Eğer bu teferrüati anlatmasaydım, o zamanki yarah eocukla te«adüfünün, açkımızın n« oldu ğunu belki anlamıyacaktm. Anası yemeni bağhyan benîm gîbî bh* köylü çocuğunun Fondodej ailesinden bir kız alması tasavvurun fevkindedîr, tasavvur edüem«z. III Yazı yazmağa fasıla verdim, çünkü ısık azalıyor ve odamın altmda konuşulduğımu duyuyorum. Fazla gürültü ettiğiniz icin değil. Bilâkü: Alçak sesle konusuyorsunuz ve beni sıkan da bu. Eskiden bu odadan ne söylediğinizi işitirdim. Fakat şimdi, emnfyetiniz kalmadı, fısıldaşıyorsu nuz. Geçen gün bana kulaklanmm ağırlaştığını söylemiştin. Hayrr: Köprünün üstünde trenin homurtusunu duyuyorum. Hayır, hayır, sağır değilim ben. Sesinizî alçaltan sizsiniz ve

Bu sayıdan diğer sayfalar: