29 Aralık 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

29 Aralık 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

^Nânunuevvel ı yoz •• Camhuriyef SON TELGRAFLAC Yeni Macar elçisi Kaymakamlar toplandı Türk Yunan misakı ve büyük devletler Paristen Londraya gitmeğe hazırlanan M. Maksi mos «bu politikayı Fransa gibi İngiltere ve Italya da herhalde tasvip edeceklerdir» diyor Paris 28 (A.A.) Paristen Ro maya 21934 te gitmeği düsünen M. Maksimos daha evvel Londraya giderek orada kısa bir müddet kalacaktır. M. Maksimos Havas ajansma şun ları söylemiştir: « Balkanlarda sulhun tesisi ve tanzimi eseri için yapılan hareketlerin en mühimlerinden biri şüphesiz Türk • Yunan dosthık ve emniyet misakidır. Bu büyük işin yapılması için Türkiye ile Yunanistan bugün gayet sıkı bir <"'«< Iki memleket dostluğunun Senebaşında tatbik edilecek olan muhtarlıkların takviyesi çok kolaydır lâğvi kanunu görüşüldü, yarın da toplanacakîar Macairstanın Türkiye elçiliğine M. Yungerth Arnothynin tayin edildiğini yazmıştık. Yeni Macar sefiri dün şehrimize gelmiş ve itimatnamesini takdim etmek üzere akşam trenile Ankaraya hareket etmiştir. Yeni Macar sefiri bundan evvel Balttk mem'eketlerinde Macaristanı temsil etmekte idi. 1919 senesinde de kısa bir müddet memleketimizde bulunmuştu. M. Yungerth Arnothy dün kendisile görüşcn bir muharrîrimize şu beyanatta bulunmuştur: « Ankara, »on zamanlarda Balkanlardaki siyasî hareketlerin mer • kezi olmuştur. Bu itibarla hükume • timi burada temsil ettiğime çok memnunum. tki memleket arasmdaki dostluk münasebetlerimn inkişafı da dostluğun takviyesi de çok kolaydır. Bu defa gelişimde Türk'ryeyi tamamen değiştniş buldum. Gazetele rinizi elime alınca okuyacağımı zannediyorum. Yeni yazılarmızı çabuk öğrenebileceğimi tahmm ediyoruım. Türkiye ile Macaristan arasında evvelce aktedilmiş olan ticaret ımıkavelesinin müddeti şubat nihaye ttnde bitecektir. Bunun için kânunusaniden itibaren yeni bir ticaret mukavelesi tnüzakerelerine başlamak icap etmektedh*. Bundan ervvelki mukavelenin tatbiki eanasmda Macaristandan Türkiyeye ne flrîbi esya ithal edilebileeeŞini tamamile bil miyorduk. Buna mukabil Türkiyenm bize ithal edeee&i esya meyamnd* kuru yemiş, kömür ve tütön •ardır. Son zamanlcrda buna panmk ta îlâve edilmektedir. Fakat buguftı bizim Türkiyeye ithal edebileceğimiz mevaddı bilmekliğtmiz icap ediyor. Bu nokta bizim içm çok mühimdir. Kan&atime gore Macaristan TSrki • yeye ziraat makineleri, elektrik alât ve edevah, yun mensucat ve heygir ithal edebilir. Simdiye kadar kontenjan usulü bu husmta çok mâşkülleri madp oluvordu. Bu muskulâtı mSmkun olduğu kadar ortadan koldmnağa calısa cağız. Esasen her iki tarafra birbîrine yapacafı ithalât ve ihracabn mösavi olması arzu ediHyor. Ticaret rmıkavdesmden baska müddeti bitmek üzere olan konsolosluk moahedesi de tecdh edilecektir. tkî memleket arasında yalnız iktuadî sahada degil kültür sahasnda da bîr çansma bîrliği vücude getirmek kabildir.» NALJNA MIHINA Keşke olsa da ziyan etsek... Â azı gazeteler, ecnebi vapor kumpanyabnntn Türk malla nm yüksek navlunlkrla taşı mak içm bir tröst yaphklanm ve bun* karsı tedbirler düşünüldüğünü yazdf lar. Benim bildiğime göre, bu iste trost füân yoktur, Lok Triyestinonun Adnyatat denizindeki hntiyazh vaziyetinden doğan bir bal karsısmdayız. ttal yan vapurtan, kendi limanlan olan Triyesteye taşıdıklan mallardan, baska rakipleri olmedığı için, yüksek nav hm alıyorlar. Fransız vapurlan da Marsilyaya Usıdıklan mallardam, Triyesteye giden ttalvan vapurlan kadar değüse de, herhalde epey faala ücret ah yorlar. Hamburga isliyen bazı vapurlar da, ttalyan ve Fransa vapurfarma nisbetle ucuz olmakla beraber, gene biraz gali ücretler istivorlar. Maamafih Hamburgla tzmir ve tstanbul arasmda isliyen vapurlarda, rekabet yüzünden navlunlar 40 şîlinden 12 siline kadar düsmüstür. Bu tnbi rekabetlerde tacirlerimizin de mallanmm daha ucuz taşıvan ktrmpanyalan tercih ve hhnaye eö meleri lâzım gelirken nıaalesef bu möhim noktaya riayet etmiyen tuccar da gtHiImektedir. Fakat bu bahiste benim yazmak istedifrim sey, baskadır: Gazetenin biri, ecnebi vanurlanrrm aldıklan bu yük sek navlunlarm haric pivasabrda Türk; îhrscat maüarmm sürümiîne tesir et | mekte olduâunu ve fcendi mallanmızi kendi vaiurlanmtzla ve ucuz tarife ile nakletmek içîo Triyesteye vapur iş le^"T°miz muvafık olacağmı yazryor. Bu suretle, yazm, «Cumhuriyet» ra siddet'e ve remen hemen yalnız basına mü'''»faa et^gi ve muvaffak ta oldu «u tskenderive seferlermm ipkası bahsme gelmiş oluyoruz. O zaman tskenderiye seferleri meselesmi, bu seferler zivan ed'yor, bi naenaleyh ilea edilmelidir, diye pefc basit bir sekiîde düsünen ve bu f3cir de ısrar edenler vardı. E§er, Türk vapwrl*nnra tskenderiye seferleri Hra edilmiş olsaydı, bugün Triveste ve Marsilya navlunlannın vüksekliğmden M kâyet edüdiği gibi tsfeenderiye navhn* Iarmın fahisli^Jnden de şikâyet olunacaktı. Türk vanıırlan tskenderiyeye işleme^en evvel Karadeniz Hmanlans» dan t^kpn<îenyeye, tonu 17 liraya bîle nakled;!miyen elmplanmtz, şhndi 11 liraya tasmmaktadır. tskenderiye postalan kaldınlmış olsaydı, bugün, gene aynî fah'ş fîatler karsısmda kalacak tık. Navlunlar yükselînce de Mısıra ihracatımız azalacakh. Cünkü Mısır pi vasasma herkessîn kendi vapurlarile da< ha ucuza taşıdıklan mallar, bizim pahah navlnıiar veren mallanmızla reka* bet ed*rekti. tb?cat azalmca da memleket birçok • • •'l r «gnyacakltı. ^ " îraa Türîc vapurlannm t«kenderiye seferle rinde zivan etme'errne sebep olan bu vapurlarm çok kömfir yakn»al«rtdır. Bu vapurlar ziyan ediyor dedığimiz zaman, onlarm zivan ettikleri parantn en mühim kısmı kömürçülerimize gitmektedir ki bunu da Türk kömür sa nayiine verHmns bir prim saymak tniimkündür. (Seferler ilga edilince k3 • mür sarfivatmm azalacagi ve bu ySz den kömürcülerimizin ziyan edeceği d) ayn bir bahistir.) tskenderive seferlerinm ilpası mev zuu bahsolduzu zaman, şiddetle mfidafaa ettipimiz noktai nazarm isabeti, iste şhndi, Triyesteye giden Türk mallannm çok yüksek navlunlar vermed ve bu yüzden ihracat eşyamızm sürü mü azahnasile bir daha sabit olmaktadır. Keşke Triyesteye de, Marsilyaya da işletecek kadar vapurumuz olsa ve bu vapurlar avdetlerinde, belki boş gelerek ziyan edeceklerine göre, o ziyan » lara dahi katlansak; fakat mallanmız, Avrupa piyasalaruıda ucuz satı'abilse ve ihracahnnz artsa... tesriki mesaide bulunmaktadırlar. Yugoslavya Kralı Aleksandn gör mek bahtiyarlığına nail olduğum Zağrebe bu niyetle gitmistim. M. Pol Bonkurla yaptığım görüş • mede, bu zat Fransamn bizzat Avru padaki gayretlerine tetabuk eden bu politikayı tamamen tasvip etmiştir. Esasen mümessillerile görüşeceğim ttalya ile İngherenin de takip ettiğimiz bu sulhperver düşünceleri tasvip edeceklerine şüphe yoktur.» istanbtd Vüâyeti dahilindeki kaymakamların dünka toplanttsı tstanbul Vilâyeti dahilindeki kaza kaymakamlan dün öğleden sonra Belediyed'e Vali Muhittin Beyin riyasetinde toplanarak senebaşmdan itibaren tatbik olunacak olan muhtarlıkların lâğvi kanununu konuş muşlardır. Bu içtimaa Belediye muavini Nuri Bey de iştirak etmiştir. Kanunun tatbikına dair gelen ni zamname üzerinde tetkikat icra edilmiş, alâkadar memurlann va • zifelerini daha iyi kavrayabilmeleri için bir izahname kaleme almmasına karar verilmiştir. Mahallelerde bu işle meşgul olacak kimselere verilmek üzere tahsisat olmadığından ve gene bu iş içm yeniden teşkilât yapmak imkânı bulunmadığından vazifesi az olan memurlara yeni teşkilâttan vazifeler verilmesi gorü şülmüştür. Kaymakamlar yarm da topianacaklar ve izahnameyi tanzim ede rek muallâktaki meseleler hakkında çare arayacaklardır. TIII 1 HIIIIHIIIlf Ul U1RIH lllimilinntfllltl I nnnuıııtınr»». •«•• Şurayi Devletin kararları Bulgaris tandaki Türk ekalliyetleri Ticaret mukavelesi Mediste yeni münakaşa Sobranya Meclisinde bir lar olacağı anlaşdıyor meb'us bir istizah yaptı Ankara 28 (Telefonla) Şurayî Devlet Deavi dairesi kararlannnı Meclisçe tetkik ve tadil edilip edflemiye ceği meselesi hakkindaki muhtelit encümen mazbatası azaya tevzi edilerek Meclis ruznames?ne almnuş, fakat bu • giin müzakere olunamamıstır. Encümen azasmdan Refik Şevket Bey mazbatanm ahma, encümen karannda kanunî ve nizamt isabet olmadtğmı bu husustiki noktai Dazarmı Meclise arzedeceğint yazımrtır. Bu suretle, meselenin usubi veçhile tetkik edilmesmi icap ettiren bir tefsir mevzuu oldM§nnu ifade etmekte olan muhtelit encümen mazbatasmm Mecliste yeni mö.zaJrelere yol açacağı antavlmsktadır. Sofya 28 (Hususî) Sofyada çıkan «Zora* ve Filibede intişar e den «Borba> gazetelerinin yazdığına göre, Bulgaristandaki Türk ekalli yeti hakkında Sobranyada bir ses yüksehniştir Grigor Çeşmeciev adını taşıyan geniş sosyalist fırkasına mensup bir meb'u», hariciye nazınna karşı mühim bir istizah takriri vermiştir. G. Çeşmeciev, verdiği bu takrirde hariciye nazınndan aoağidaki hususab sormaktadır: 1 Bulgaristanda yaşıyan Türk ekalliyetinm uzun zamandanberi cemaat intihaplan yapılmamışbr. 1932 senesinde yapılması iktıza eden bu intihabm bugüne kadar tehirine sebep nedir? 2 Pek çok yerlerde kurulan muvakkat üçler heyetlerine, kanun ve talimatnatneler hilâfına evsafı lâzimeden mahrum adamlar getirilmiştir. Bu kanunsuzluk ne ile kabili i • zahtır?» Takrire hariciye nazin şu birkaç gün zarfnnda cevap verecektir. Ankara 28 (A.A.) tkSısat Vekili Celâl Bey aybaşmda tatb&ahna geçilecek olan ölçâler kanunu hakkmda bütün vflayetlere şu tamimi gönder miftir: «ölçüler kanunu ydbaşmda tatbik mevküne gececekta. Bu mesele hak kında vekâletimiz mütevali talimat vermistir. Halkın ihtikâra maruz kalma man ve ölçülerin bulunması için lâzım olan tedabir alnvmts ve icraatm yaph • nuf olması tabiidir. Bununla beraber kammun selâmetle tatbiki için bizzat yakın alâkanızı davet ve rica ederim.» Çanlnn 28 (A.A.) ngaz kasabasındaki zehele fiddetini azaltmış tnr. Vakıa hergün birkaç zelzele his sedüiyorsa da bunlar çok hafif geç • mektedir. Paris 2 (A.A.) Şark kumpanyası yapmış olduğu bir tebliğte kazada ölenlerin sayısun 199 olarak bildiri • yor. Hepsi teşhis edilmis ve aileleri tarafmdan tanmmıştır. Yaralılardan 92 si Paris hastanele rinde tedavi edilmektedir. Birkaçınm vaziyetleri ağırdr. Otekflerinki memnuniyet vericidir. 14 kişi zehirlendi, içlerinden biri öldü Birinci aahifeden mabat rasında meybaneci Hi'mi Efendinin çiraği Mehmel yolda öîmüştür. Hastanede yapılan muayencde bunların havagazinden zehİTİendikleri tahakkuk etmiştir. nakil vasıtaları borulan esnetebilir. Bu yüzden kaçan gazler civardaki lâğam borulanna netn ve rutubet vasıtasile geçebOir ve aptesanele • rinde sifon tertibah bulunmıyan bu gibi yerlerde de intisar edebilrr.» Altı sene kadar evvel ayni ma halde gene böyle bir havagazi hâdi sesinden bir Bulgar çocuğu yattığı yerde sabahleyin ölü olarak bulunmuştur. Evvelki gün zehirlenenlerden on ikîsi dün akşama kadar tedavi edilerek hastanelerden çıkmışlardır. Yalnız tuhafiyeci Suphi Efendinin tedavisine lüzum görüldüğiinden hasta neden çıkanlmamıştır. Zehirlenenlerden şerbetçi Memiş Ağanın oğlu Murat dün bir muharririmize başından gecen vak'ayı şöyle anlatmıstrr: € Gazîosmanpaşa mektebi 8 inci smıf talebesivim. Akşam dersle rimi yaptım. Dükkânımızın üstün • deki yatak odama çekildim. Burada babamla beraber yatanz. Dün ak şam bir de misafirimîz vardı. Yata ğıma gireceğhn sırada kendimde hafif bir sarhosluk hissettim. Başım donmeğe başladı. Yattım bir iki saat geçmişti. Babam ve misafirimiz sahur yemeklermi yemişler yatma ğa geldiler. Ben o zaman kendime malik değîldim; ama uyumuyordum da. Onlar da yattılar. Bir müddet sonra babam saçma şeyier söylemeğe basladı. Ben de kendkne malik olmıyarak babama: «Bir kerfıan getirsene!» dedim. Misafirimiz de bir tabanca istiyordu. Ondan sonrasını bilmiyorufn.» Zehirlenenler ve tetkikat Zehirlenenler: Tuhafiyeci dükkânı sahibi Mustafa Suphi ve biraderi Lutfi Efendilerle misafirleri, serbetcî Memiş çavuş, oğlu Murat, Arna • vut Recep ve Italfa Demir Efendiler, meyhaneci dükkanmda dükkân sa hibi HHmî. şeriki Aali ve çıraği Mehmet Efendiler. Karşı cshette fotoğrafçı Talât E fendi ve kansı, ahçı dükkânmda Feyzullah Efendi ile ortağı Nazif Efendilerdir. Liman memurlarına dair bir karar Ankara 28 (Telefonla) Gece mesaisi ücreti tahsisatımn liman memurlarına suaeti tevzüne dair talimatnamenin birinci maddesinin tstanbaT ve tzmire ait olan kısmında aşağıki değişikliklerin yapılması Heveti Vekilece kabul edilmiştir: tstanbul ve tzmir Deniz Ticaret müdürlüklerinde her gece raünavebe ile nöbetçi kalacaklar şunlardır: Şube âmirî veya liman reisi, fen ve kontrol memurian, ayrıca iki memur, îkî liman memuru, bir maki nist ve bir gemicL Gece ücretini, sıra ile nöbet bekHyecek olan bu memurlar alacak lardır. Zehirlenenlerden biri anlatıyor Nastl zehirlendiler? Vak'ava derhal nobetçi MSddet utnumî Feridun Bey vazıyet etmiş ve dün aksatna kadar tetkikat' yapmiştir. Bu nrada hicbir dükkânın havagazi tesisatı bulunmadığı haî de huralara Vndar gazin nasıl gel diği hakkmda Be'ediye ve Hava^azi sirketi mühendisleri tarafından da tetkikat vaBihmstır. Havagazi s'rketi mudürn M. Arjolîes, îkmd mudur mühen dis M. Bussak Eminönu DOIÎS mer kezme davet edilerek ifadeleri aim* ntıstır. Gaz snketi düVkânlarm civarmdalci grax te^tsatmı kontrrvla bas • lamıstir. Te^îkat dün sabaha kadar devam ettiği halde gazm nasıl ya vıidıği hakkroda hicbir delil elde edilememiştir. Dün kendilerile vak'a yerinde frörü^en bir muharririmize sirket mühendisleri vak'a hakkmda su raalumatı vermislerdir: « Otomohn, tramvav jnbi iktısat Vekilinin bir tamimi Bulgaristanrfa bir kavga yeni bir tethişe sebep oldu Sofya 28 (Hususî ) Geçenlerde Kırcaaliye tâbi Dedeler nahiye müdürlüğü Opuştinanın Çepelçeler karyesinde yerleşmiş olan Trakya muhaciri bir Bulgarla, 65 yaşlann • da ayni köyden Bekir Ağa isminde ihtiyar bir Türk arasında bir kavga çıkmıştır. Kavgaya sebep Bulgann ekilmiş tarlasına Türkün beygirinm girmesi ve zarar yapması imis. Bulgar, Bekir Aganın avhısuna girmiş, oradan kendisine hücum etmiştir. Babasmı, bir Bulgann sıkıştırıp dövmekte olduğunu gören Bekir Ağanın oğlu Ali, imdada kosmuş ve Bulgarı birçok yerlerinden bıçakla vurup yaralamıştır. Mecruh Bulgar elyevm Hasköy hastanesinde tedavi ediliyor. Carih kaçmıştn*. Fakat bu vak'adan sonra Çepelçenin etrafmdaki köylerde yerlesen muhacir * lerden 10 15 kişilik bir çete mü sellâh olduklan halde bir gün Çe* pelçeyi basmışlar ve «sizde silâh vardır, çıkannız silâhlan» diyerek köyün ileri gelenlerind'en Salim Hocayı, Ferhat oğlu lbrahimi ve daha bircoklarını şiddetle dövmüşlerdir. Bu hareketin Bekir Ağanın çocoğu tarafından yaralanan Bulgann intikammı almak ve Adliyenin bu hususta yapacağı takibatı kanuniye ile iktifa etmiyerek Türk halkı üzerinde daimî bir tazyik vücude getirmek maksadile yapıldığı dandadır. rum edebilmesi içîn talihin bize çaktırdığı usulden başka çaresi kalmamıştı. Bu avukat ne kendisinin karşısında ne de bizim karşıcnızda davasım kaybetmek istememiş; belki gayrişuurî olarak hezimetini ahlâkî bir zafer şeklinde göstermek hilesini kullanmış; hasbilik ve ferağat sa hibi görünmeğe calısmış... Başka elinden ne geîirdi? HayiT, bu noktada ben aldanmam ve zannederim ki sen aklı seliminle hükmedersin ki bizim hayranlıkta ve /hninnettarlık ta pek ileri gitmemize lüzum yok. Fakat başka bir noktada bu itî raf benim vicdanıma tam bir rahatlık veriyor; bir nokta ki üzerinde kendimi ciddi surette mürakabe ettim ve bugün itiraf a mecburum ki uzun müddet, bu gıdıklanan vicdanı tatmine muvaffak olamadım. Babamızın aklî vaziyetini bir mütehassisa havale etmek icin girişmek istediğimiz nafile teşebbüslerden bah sediyorum. Söyleaoeğe mecburum ki Yeni kazanc lâyihası Ankara 28 (Telefonla) Ka zanç vergUi kanun lâyihasını müzakere eden muhtelit encümen bugün toplanarak hazırlanan maz • batayı imzalamıştır. Mazbata ruznameye ahnmıştır. Meclis martta ilk olarak kazanc Iâyihannı mü • zakere edecektir. llgazdaki zelzeleler Bursa soyguncularının muhahemelerine başlanıyor Bursa 28 (Telefonla) Bursa soyguncularmın muhakemesine önümüzdekt cumartesi giinü şebrimiz Ağırcezasmda başlanacaktır. Lanyi kazasının bilânçosu Amerika devletleri konferansı iilâs mı etti? Rio de Janeiro 28 (A.A.) A noRe gazetesi, politika noktai nazarmdan Amerika devletleri konferansmm tamamen muvaffakiyetsizliğe uğradı ğım ve bos çıkan bir ümitten sonra Chaco flıtilâfann devam ettiğini yaztyor. Rus plânı ziyadesile tatbik , lunuyor Moskova 28 (A.A.) Moskova sanayii, ikinci bes senelik plânın bi rrâci senesine ait progtamt, gecen 11 ay 20 gün zarfında yüzde iki fazlasile tahakkuk ettirmiştir. 1932 senesine nisbetle istihsalde yüzde 14 fazlalık vardır ki bu fazlahk plân mucibince ancak yüzde 8,6 ola • cakhr. Bursada kış sporları Bursa 28 (Telefonla) tstanbul dağ sporları kulübünden on kişilik bir heyet buraya gelmiştir. tstanbullu sporcular bir müddet Uludağda kalacak lar ve kif »porlarile meşgul olacaklardır. Rusyada bir mamut bulundu Moskova 28 (A.A.) trkusk civarında hîçbir yeri bozulmanus hatta kafatası içmdeki beynî btle çürü memiş bîr mamut bulunmuştur. Her bir dişi yedi kilo ve müdafaa dişlerinin her biri de 16 kilo ve 213 santimetre boyundadır. Bu müstehase müzeye naklolunmuşhır. bu noktada karnn beni çok şaşırttı. Biliyorsun ki onun fikirlerine ehemmiyet vermeğe hiç alışık değilim: Çok müvazenesiz bir kadındır. Bu cneselede gece gîindüz kulaklarımı öyle delillerle dolduruyordu ki zihnimi biraz çeldiğini itiraf ederim. Nihayet bana inandırdı ki bu büyük avukat, bu büyük maliyeci, bu derin ruhiyatçı müvazenenin ta kendisi dir... Mirastan mahrum kalmamak için ihtiyar babalannı tımahaneye koymak istîyen çocuklan çirkin göstermek kolaydîr... Görüyorsun ki ağzımın irinde kelimeleri gevelemi yorum... Birçok gecelerimi uykusuz geçîrdim. Allah sahittîr. Bak işte, sevgili Gömevyev, bu defterin bilhassa son sahifeleri, zavallı adamm giriftar olduğu hezjyanı bedahet haline çıkanyor. Hatta bu itirafm bir ruh doktoruna gösterilmesrni icap ettirecek kadar vaziyeti bana garip görihîüyor; fakat cocuklarımız için bu derece tehlikeli olan sahif eler hakkmda kimseye birşey Fransada gene bir tren faciast oldu Varnıes (Fransa) 28 (A.A.) Paris ekspresi, sis içinde hat üzerinde tamirat için çalısan 4 kişiyi ezmiştir. Üçü ölmiiş, biri ağır surette yaralan mıshr. Ryo dS Jeneyroda tuğyan Riyo dö Janeyro 28 (A.A.) Katagis mıntakasmda devamlı yağmur lardan dolayı büyük tuğyanhır olmustur. Birçok kimseler ölmüs, yaralan mıs ve kaybolmuştur. tki bin kişi yersiz yurtsuz kalmışlardır. söylememeği vazife telâkki ediyo rum. Hatta okur okumaz bu defteri yirtmanı tavsiye ederim. Bir yabancınm gözüne ilişmesi ihtimalinden kacmak lâzmıdır. Bilirsin ki ailemize taalluk eden şeyleri çok gizli tuttuğumuz ve ba bamızm aklî müvazenesine dair dıı şarıya hiçbirşey sızmaması için tedbirler ittihaz ettiğimiz halde a ilemize y&banrı olan bazı kim seler ayni tedbire ve mahre miyete riavet etmediler, ve senin sefil damadm ağzına geleni söyledi. Bueün bize bu pahahya maloluyor: Filinin dedikodulanndan sonra şe hirde birçok adamlar Janinin sinir bozukluğile babamıza atfedilen aykırı hareketler arasında bir müna • seb^t tesis ediyorlar. Binaenaleyh, bu defteri yırt ve ondan bir daha kimseve bahsetme; bir daha da aramizda bile bunu konuşmıva'ım. Vakıâ yazık olacak. Orada psikolojik isaretler ve hatipte ha kikî bir muharrir kabiliyetine delâ EDEBİ TEFRÎKAM1Z:6\ Engerek Düğümü Bu itiraflarda meoanun olduğum cihet ve senin de bulacağın menfaat vicdanımızı müsterih etmesidir. Ben kuruntulu doğdum. Haklı olduğu • ma inantnam için bin sebep olsa, beni şaşırtmak için bir tanesi kâfi • dir. Bir babanın kinme uğradığım için endişe veya azap duymadan en meşru bir müdafaa hareketi yap mamıştım. Aile reisi olmasaydım ve çocuklanmın menfaat ve şeref mes'uliyetini üstüme almasaydun, şahidi oldu ğım bu derunî mücadelelerin ıstırabmı çekmektense mücadeleden vaz gecerdim. Allaha çok şükür ki babamızın bu yazıları bana hak verdiriyor. Evvelâ, bizî mirastan mahrum etmek için icat ettiği bahanelerin mahiye tîni anlıyoruz. Benim yazifem bq müthiş plânlarla mücadele etmekti. Ben bunu yaptım ve yüzümü asla kızartmayan bİT muvaffakiyetle. Betbaht, o uzun itirafında, hakki mızda duyduğu kinin bir hamlede öldüğüne kendisin> inandırmağa çalışıyor; Bu dünya menfaatlerinden bir anda fariğ olduğunu yazıyor (itiraf ederim ki bu noktada gül mekten kendimi alamadım) fakat bu bekler.miyen deâri^jae ^amanma lutfen dikkat et: Gayrimeşru çocuğunun bize ipucu verdiğî ve hilele • rinin boşa gittiği zamandır. Böyle bir serveti ortadan kaybetmek ko Iay değildi; senefer zarfında yapılabilecek bir seferberlik hareketi birkaç günde başarılamaz. Hakikat şudur ki adamcağız sonunun yaklaş tiğroı biliyordu ve bizi mirastan mah let eden tabiat tasvirleri var. Def > teri yırtmak için bu daha mühim bir sebep. tster misin çocuklanmızdan biri ileride bunu neşretsinler? O za' man tamam olur. Fakat herşey aramızda kalabilir. Babamızın yan deliliği bizce şüphe götürmiyecek bir hakikat olur. Kızınin bir hastalık nöbetine atfettiğim bir sözünün mânasını şimdi anlıyorum: «Büyük babam şimdiye kadar rastladığım adamlarm en dindan • dir.^ Zavallı kıicağız, bu kuruntulu adamm müphem temayüllerine, hayallerine kendini kaptırmışh. Ailesi tarafından kendisine karşı kin bes • lenen, dostu olmıyan, aşkta bedbaht, göreceğin gibi (komik tafsilât var), bir genç kızm müphem flörtünü karısına affetmiyecek kadar kıskanç olan bu ad*m, ömrünün sonırnda, nihayet, duadin teselli buldu? tnanmam. Bu satırlarda gorünen şey bariz bir aklî mnvazenesîzîiktirî Dint şekilde bir hezeyan... (Mabadi var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: