24 Haziran 1934 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

24 Haziran 1934 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

tCamhurîvet İ4ric ran 1 Casuslar Arasında 58 Nakili: A. DAVER ( Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî i Üniversitemizin ihtiyaçları 8 Sofya İstanbuia Bursadan dahamı yakındır? Sual biraz garip değil mi? Fakat verilecek cevabı daha garip bula ceksmız. Bu sahrlan yazdığımız da • kr'kada önümüzde iki mektup durnyor. Bunlann postaya verildikleri tarihle eHmize gectikleri tarih mu kayese edüecek olursa Sofyanın Istanbula Bursadan çok daha yakın olduğ'unu kabul etmek lâzım geli yor. Sofydan 22 baziraoda verilen mektup 23 te fstanbula gelmis ve gonderHen za f m eline gecmis bulunuyor. Bursadan gelen mektup ta ayni gün ve saatte geb'yor ama bunun postaya verüme tarihi 20 ha zirandır. Meşhur hîkâyedir: Nasrettîn Hoca göl ken»rmda o • turmuş, elindeki canaktan suya yoğurt mayası atar dururmuş. Hoca, demisler, göl süt değil, süt olsa da bu koca gölde o kadarak maya tutar mı? Hoca suale gene bir sualle ce • vap vermis: Ya tutarsa... Sofyanm nerede olduğu, tstan • bula nekadar mesafede bulunduğu malum. Bursa ise iki yoldan işliyen seri vastalarla şehrimize lstanbu • lun bir mahallesi kadar yakınlaşhnlmışhr. Mevcut coğrafi malumafanuza göre Bursanuı İstanbuia Sof • yadan çok daha yakın oldugunu kabul etmek lâzım ama burada «ya degilse?» «ua'mi sormak için Nas • rettin Hocaden daha esash sebep • lere malîk bulunduğumuzu teslim etmek te icap ediyor. Birî tenvir edecek makam Posta tdaresidir. Sofyadan verilen bir mektup bir günde geldiği halde Bursa • dan verilen mektabun neden gün • lerce geciktiğini bu idareden İş muallimlerin hamiyetine kaldı Mîllet mekteplerînde fahriyen çalısacaklar Maarif idaresmce teklif edilen 5000 lirahk tahsisat kabul edilmediğinden yeni sene şehir bütçesinde millet mektepleri için tahsisat yoktur. Maamafih Maarif müdürlügii, halkın ihtiyacını nazan itibara alarak, muallimlerin ha miyet ve fedakârlıklanna müracaat etmek suretile bu işi yürühnek niyetin dedir. Teşrinievvelde 6 0 dershane açılması mukarrerdir. Yeni harfleri öğrenenlerin imtihan • larına maarif mudür'üğiinde devam edilmektedir. Her hafta 50 kadar mü • racaat sahibine şehadetname verilmektedir. Şimdiye kadar verilen şe hadetname miktarı Istanbul mıntakasında 350,000 i bulmustur. Bunlann yüzde ynmi beşi kadınlara aittir. "**^ • ^ ~ i r » ^ | | | r i II.I! ! ! ! ! ! „ ,ı ,, r,, Küçük İtilâf Abdülhamit devrinde, ortadan yok olan kimselerin nasıl kaybolduklarını, Boğazın derinlikleri ve Ecnebi profesörler vesa Yıldız sarayının mahzenleri bilir itsîzlikten şikâyet ediyor olarak artardı. leri, ailelerin içine kadar kadar | kusen mütenasip girmişti. Baba oğuldan, oğul babadan korkardı; çünkü herke* birbi • rinin hafiyeliğinden şüpheli idL Saltanat hanedanı azası, hele günün bkinde 'tahta çıkması ihtimali olanlar, müthiş bir bafiye tarassudundan mustarip idi ler. Osmanlı Imparatorluğunda Padişahlık babadan oğula intikal etmezdi, hanedanın en büyüğrü hükümdar olurdu. Hanedanın en büyüğrü ekseriya Padişahın babasi bir, anası ayn kardesi idi. Bunlar arasında birbirini çekenıe mezltk daha çocukluk ve şehradelik zamanlanndan başlardı. Çünkü küçük kardeşinin annesi Padişahm gözdesi olarak büyük annesinin yerini alır ve valide »ultanlar arasraîdak! kiskançlık, iki kardeşin müna•ebetleri üzerinde fena bir tetir bırakırdı. Bazan iki birader, çocuklukta başlamış ve gittikçe artmış bir kin ve hutumetle birbirrae dehşetli düşman olurlardı. Hiçbir hükümdar sülâlesi, Os • Bianlı hanedanı kadar, kendi aile•inden ve kamndan olanalara karşı bu derece kanlı ve zalim muamelelerde bulunmuş değildir. Tahta çıkan her Padişah içm, kendine halef olacak şehzadeleri ea gaddarane bir şekilde ortadan kakhrmak, en büyük siyasî basiret addedilirdi. fiükümdar, bunlan gidip te gelinzniyen uzak ve fena havalı vilâyetlerden bırine sürer, yahut daha kıba yoldan hareket ederek boğdu • ruverirdi. Bizzat, ikinci Abdülhamit harayda vuku bulan bir ihtilâl ne • ticesinde tahta çıktnıştı. Onun için, bütün hayatınca selefi Beşinci Muradın uğradığı akıbete maruz kalmak korkusu içinde yaşadı ve Sullan Muradı, ölünciye kadar, sara» yında hapsetti. Ayni hal, Sultan Hamitten sonra Beşinci Mehmet ismile tahta çıkan veliaht Mehmet Reşat Efendinin de başma geldi. Bu yehzade, senelerce müddet, hafi • yelerin kimseyi yaklaştırmadıklan •arayında, yapyalnız yaşadı, dışan çıkamadı ve kardesi Sultan Hami « din müsaade ettiği adamlardan başka kimse ile görüşemedi. 1909 se • nesinde tttihat ve Terakki bir ihtilâl neticesinde, kendUmi tahta çı« kardığı zaman, Sultan Mehmet Reaat bitkin ve dünyadan bihaber bir adamdi. Uzun teneler süren mah • pusluk hayatı onun bedenî ve di • raağî kuvvetlermi fena halde yıpratmıştı. Devletin bütün ricali, her hangi bir hafiye tarafmdan, uydurma bir suikasta istirak töhmetile, Padişa • ha jurnal edilmekten titrerlerdi. Sadrazam, saraya giderken, mutlaka kendisine tayin edilen yolu ta • kip mecburiyetinde idi. Başka bir yoldan giderse bu yol değiştirme, onun azlini, sürgüne gönderilme sîni ve idamını mucip olabîlecek bir tahkikata vesile vermek tehlikesine maruzdu. Devlet adamlarının en kıymetlileri, halk tarafından en çok sevi • ienleri en fazla tehlikeye maruz • dular. Padişahın devlet ricali bakkındaki şüphesi onlann meziyeti ve haHcın onlara karşı sevgisi ile tnatesia edilmif ve civarmda bulunan esnafm oraya naklolanması düşünülmüşMuhtelif sebeplerden dolayı buna fankân bulunamadı. Esasen Kadıköyünide «enelerdenberi teessüs etmiş çok kınrvetli bir çarşı bulunduğundan böyle bir hale Iüzum yoktn. Halbuki bu •efer yapılan hal, toptancı halidir. Eşya buraya toptan gelecek, müstehlik • lere değil, mutavassıtlara satılacaktır. puraya sun'î bir teşekkül getirilmiyor; caten bugün meyva ve sebze hali na • mmı tafiyan gayrifennî bir yer mev cuttur. Biz bunlan kaldırıp o civarda merkezî vaziyette bir hal yaptırıyoruz. Bu, ihtiyaca cevap verecektir. Halin küçöklüğü iddiasına gelince, bunun İçin çok esash hesaplar yapılmış, bunlar Belediye daimî enciimeninden geçmiş, halin ihtiyaca kâfi geleceği anla fdımştır. , tstanbnlun sebze ve meyvalan gij teü gününe gelir ve öğleye kadar sa bhr, crtesigüne kat'iyyen kalamaz. Binaenaleyh burada dükkânları genif Fapmağa Iüzum yoktur. Halde tesisi toe ftddetle taraftar olduğumuz yeni » Abdülhamit devrinde, birdenbire ortadan yok olan birçok kimselerin nasıl kaybolduklarını ancak, Boğazm derinlikleri ve Yıldız sarayının mahzenleri bilir. Akıl ve mantıkm bütün hudutla • rmı aşan bu çeşit gammazlık ve hafiyelik usulü, devlet ve cemiyet için son derece tehlikeli ve zararlı idi. Zamanımızın son müstebidi olan Sultan Abdülhamit, devletin bütün idaresini daima kendi elinde tutmak istemiştir. Herhangi bir tedbirin aIınması, her hangi bir işin görül mesi için heyeti vükelânm kararlanndan baska bîr de «iradeî seniye» lâzrmdı. Nazirlann kararı, sadece esas ve prensip itibarile o işin ya pılmasina müsaade ederdi. Padişahm iradesi ise bu karann tatbik şeklini ve zamanını tayin ederdi. Bu usulün, işlerin yürümesîni nekadar ağırlaştprdığım ve geciktirdiğini tasavvur etmek kolaydiT. Azamî süratle iradesi almmak lâzim gelen gayet mühim ve müs • tacel bir iş kendisine arzedildiği vakit memleketin herhangi bir köşesinde bir suikast hazırlandığı hakkrada Padişaha bir jurnal verildi mi, o mühim ve müstacel işi ve devletin diğer bütün işlerini bırakir, haftalarca ve aylarca, ekseriya uydurma olan o jurnal ile mesgiıl olurdu. Tabiî, bütün bu müddet zarfmda devlet makinesi işlemez, dururdu, hatta bu yüzden memleket için telâfisi imk&nsız bir zarar husule gelecek olsa bile... Bu usulün ahlâkî ve manevî mahrur ve zararlan daha büyüktü. Hiç bir zabit, hiçbir memur, hatta en büyük rütbe ve mevki sahibi olan lar bile, kendi tesebbüsile en küçük bir is yapamazdı. Çünkü alçak bir hafiye, bu hareketten bir ihtilâl tesebbüsü manasim çıkararak Padi • saha bir jurnal verebilirdi. Memlekette, mütekabil emniyet ve itimat, arkadaslık zihniyeti, halka hizmet düşüncesi, vatan aşkı, kasten hnha edilivordu. Bir takım alçak fnsaniar, Padi • şahı titreten suîkast ve ihtilâl korkusunn istismar ederek zengin ve müreffeh yasiyorlardi. Çünkü ha fiyelerin hizmeti, bol bol maas ve ilısanlarla mükâfatlandnıhyordu. Verdikleri haber nekadar hakikatten ve akıl ve mantıktan uzak olur«a aldıklan para o kadar fazla oluyordu. Boylece, müthis bir müza yıka içinde bulunan memlekette bir tufeyliler ve dalkavuklar ordusu, refah içinde yaşıyordu. Sultan Hamidi deviren tttihat ve Terakki cemiyeti de, hafiyeliğe istinat etmiştL Cemiyet, kimsenin azalannı tamamile bltmediği gizli bir kuvvet idi ve devleHn idaresini Padisahınkinden daha az olmıyan bir kudretle elinde tutuyor, muha liflerini, bimehaba, ortadan kaldı nyordu. Cemiyet aleyhinde soylenen bir söz, onu soyliyen adam için, vaktile Padişah ile gözdesi olan rical aleyhinde söz söylemek cürmünü irtikâp edenler için olduğu gibi, tehlikeli oluyordu. ^ (Mabadi var) «ullerden biri de, müzayede şeklinin mümkün olduğu kadar tam surette tatbikıdnr. Esyanm ihtiyaca ve arza göre hakikî fiaüerinin müzayede ile bulu nacağuıa hükmediyoruz. Kabzımalla nn ve bu islerle alâkadar oldukları göriilen esnafm müzayedenin niçin bu kadar aleyhinde olduklanm bir türlü anlıyamıyoruz. Halin insasını müdafaa edenler, gerek müstahsil, gerek müs tehlikelerle yakından alâkadar ve her iki tarafm da müdafiidirler. Eger derhal müzayede usulünün tatbikinde müskülât olursa müskülâtın berlaraf edilmesi için herhalde çare bulunacaktır. Müzayede usulünün kabili tatbik olmadığmı ileri sürenlere sunu diyebiiirîz ı ki garp şehirlerinde hallere gelen roey | va ve sebze nevileri daha çok olduğu ( halde oralarda müzayede usulü muvaffakiyetle tatbik edilmektedir. Memleketimizde yetisen meyvalar nevi itibarile daha azdır. O halde niçin müza • yededen kaçıîıyor.. Fiatlerin müstahsil için bir str halinde kalması mı isteni • îiyor?...» Üniversîtedeki ecnebi profesorlerden, gördükleri noksanlar hakkında rapor istenilmişti. Ecnebi profesörler bu mevzu üzerinde raporlan hazırhyarak, rektörlük vasıtasile Maarif Vekâletine göndennişlerdir. Raporlarda bilhassa tedris vesaitinin ve hastanelerdeki levazımın noksanlığından, şimdiki vaziyetin ihtiyacı karşüamaktan uzak bulunduğundan şikâyet edilmiş, hastanelerdeki izdihama ve yatak azlığına da temas olunrous • tur. Hastanelerde yapılacak yeni terti batta bu raporlar nazan dikkate alınacaktır. Üniversite doçentlerinin kadrosa Üniversite doçentlerinin kadrosu gelmiştir. Bunlar arasmda tebeddül yoktur. Alâkadarlarm müracaatlerine rag men azamî maasın 55 lira olarak tesbit edilmesi bazı iürazlan mucip olmus tur. En ziyade itiraz edenler Tıp fakültesindedir. Kendilerinden istenilen fazla mesaiye mukabil, maaşlan çok az olduğunu ileri süren bir kısım doçent • lerin istifa edecekleri söylenmektedir. Üniversite Tıp fakültesi kulak, boğaz ve burun hastalıkları için ecnebi' profesör aranıyordu. Şimdiye kadar yapılan araştırmalardan müsbet bir netice çıkmadığuıdan bu kürsü, profesör Ziya Nuri Pasa tarafından idare edil mektedir. ^ MÜTEFERRÎK Kadın doktorları son ilmî topiantılarını yaptılar Türk jinekoloji cemiyeti bu se • nenin son toplantısım profesör Kenan Tevfik Beyin reisliği altında yapmıştır. Bu toplantıda: Dr. Ahmet Asım Bey, çok nadir bir hunsa vak'ası takdim etmiş ve hastadan atneliyatla çıkardığı müstahzan gös • termiştir. Muallim Ali Esat Bey, muhafazakâr miyom amliytmda röntgenin ehemmiyeti hakkında tebligatta bulunmuş ve müstah > zarlar göstermiştir. Dr. Hadi Ihsan Bey huveysalı giraf nezfine ait bir müstahzar göstermiş ve izahat vermiştir. Muallim Ali Esat Bey bir gebelik ve lösemi miyeloit vak'asından bah • setmiştir. Dr. Ahmet Asım Bey, kadmlan kısırlaştırma usulleri ve bunlann akıl ve ruh hastalıklanndaki tatbik tnahallerine dair tebligatta bulun muştur. Dr. Hadi thsan Bey uzun süren bir mülhakafa iltihabî vak'asından bahsetmiştir. Bu mevzular etrafmda yapılan münakaşalara Kenan Tevfik, Ali Esat, Ahmet Asım, Hadi thsan, Şükrü ve Şerif Beyler iştirak etmişlerdir. üçük İtilâf devletlerinîn hariciye nazırlan Romanyanın merkezinde üç gün devam eden bir konferans aktettiler. Bu toplantı Küçük İtilâf daimî meclisinin senede üç defa içtimaına dair geçen sene verilen karann bir neticesidir. Maahaza bu toplantı oturup mevcut meseleleri görüşmekteı başka bir mahiyeti haizdir. Çünkü üç devletin hariciye nazırlan daha evvel Cenevrede toplanmışlar, haricî siyasette hangi meselelerde müşterek hattı hareket Ukip ede • ceklerini kararlaştırmışlardı. Hatta bu kararlar Sovyet Rusyanın Küçük İtilâf azası tarafından tanıncnasile kısmen tatbik dahi edilmişti. Binaenaleyh Bükreş toplantısı daha ziyade Venedtkte Almanya ilı ltalyan Başvekillerinin görüşmele rine, bu devletlerin siyasetlerine karşı bir cevap teşkil etmiştir. Konferansm sonuna Fransa Hariciye Nazırınm yetişmiş olması dahi bir tesadüf eseri sayılamaz. Bu dört devletin Avrupa meselelerinde beraber bulunduklan sureti mahsu • sada teyit edilmiştir. Bükreş konferansı, Macaristanm •nillî hudutlarınm kendisine iade ediltnesi için sulh muahedelerinin tadiline çalışmasına karşı Küçük Itilâfın aldığı menfi vaziyeti bir daha göstermiş, konferansm sonunda neşrolunan resmî tebliğde ^Macaristanda muahedelerin tadilin? talep eden resmî beyanatta bulu nulmasma teessüf edilmiştir. Macaristanm muahedelerin ta • dilini tetnin için her çareye baş vurması bilhassa Romanyada şiddetli bir infial uyandırmıştır. M. Titu lesko irat eylediği bir nutukta konferans müzakerelerinin başlıca mevzuunun Macaristanm tadil ta • lebile Romada ttalya ile Macaris • tan ve Avusturya arasında akto • lunan siyasî ve iktısadî protokollar olduğunu beyan etmiştir. Romanya Hariciye Nazın Macaristanm ttalyanın iştirak ve müzaheretile mu > ahedeleri tadile çahşmasinı şiddetle protesto etmiş, hatta şu cümle lerle harpten bile bahseylemiştir: € Millî hayriyeti rencide eden bir salhe harbi tercih ederiz.» Macaristan Başvekili Romanya Hariciye Nazınnın beyanatından iki üç saat sonra bu sözlere sanki ce vap veriyormuş gibi almanca bir nutuk söylemiş, Venedik mülâka tından bahisle yeni bir müşterek cep henin azalan olarak Almanyayı, ttalyayı, Macaristanı ve Avushır yayı saymıştır. I Küçük İtilâf konferansmdan zi • yade Fransa Hariciye Nazınnın Bükreş ile Belgradi ziyarete gelmesi ehemmiyeti haizdir. M. Bartu bidayette yalnız Almanyaya karşı ku rulması mukarrer bulunan Franaa ve Sovyet blokuna Küçük ttilâf ile diğer civar devletlerin dahi iltihakım temine çalışıyor. Bu Dİok snndi yalmz Almanyanm değil ayni zamanda ttalya ile bunlann taraftarlan Macaristan ve Avusturya nm dahi aleyhinde olacaktır. Vel • hasıl Avrupa devletlerinin yekdi ğerme hasım iki büyük grupa ay • nldıklan iddiası gün geçtikçe ta hakkuk ediyor. Neşriyat için tahsisat konda Yeni Üniversite bütçesine neşriyat için 30,000 liralık tahsisat konulmus tur. Her profesör, dersine ait kitap çıkarmağa ve hususî travaylannı neşretmeğe mecbur tutulacakhr. Vekâlet, bu hususta Universiteye tebligat yapmış br. Üniversite imtihanlan bitiyor Üniversite imtihanlan perşembe giinü tamamlanacaktır. Imtihanlarda en ziyade muvaffakiyet gösteren şube Tıp fakültesidir. Bu subede muvaffak olan talebe, roevcudun yüzde 80 ini bulmustur. Bilhassa bu sene mezun olacak talebenm imtihanlan çok mucibi mem nuniyet bir şekilde olmuş, son suuf taIebesinden yüzde 90 nının doktor çıkabüecekleri anlasılmıştn*. Beynelmilel felsefe kongresi Türkiyeden Halil Nîme , tullah B. davet edildi MALİYEDE Maliye teşkifâtına 11 memur daha alındı fstanbul Vilâyeti yeni maliye teşkilâtı için yeniden 11 tnemura ih • tiyaç hasıl olmuştur. Bu memur lar maliye Vekâletince doğrudan doğruya tayin edilerek şehrimize gönderilmişler ve vazifeye başlamış lardır. Yeni teşkilât için müstahdam alınıyor Buğdayi koruma kanununu tatbik için yapılan yeni teşkilâta kapıcı ve muhafız gibi müstahdemin alıntnaktadır. Maliye Vekâletinden soruldu Beş beygir kuvvetinden fazla motör kullanan ve 10 dan az amele istihdam eden imalâthanelerin muamele vergisine tâbi olup olmadıkları Maliye Vekâletinden sorul • muştur. Bu cihet şimdiye kadar tereddüdü mucip olmakta idi. Her üç senede bir ilim merkezlerinden birinde toplanmakta o • Pariste toplanan beynelmilel lan beyneknile^ 1 kanserle mücadele birliği komitesi, felsefe kongresi Türkiye kanserle mücadele cemi • bu seneye tesa • yetini bu ittihada girmege davet etdüf eden içtimamiy ve komite içtimaına çağırmış • ını eylul ayı içinbr. de «Prag» ta akCemiyet, beynelmilel teşekkülün tedecektir. müracaatına muvafakat cevabı verBu kongreye miş ve daimt komite azalıklanna bütün memle • ketlerden tanm Baltt tHmeMUh B. cemiyet reisi doktor Neşet ömer, ikinci reis müderrU Hamdi Suat, miş filozoflar ve felsefe profesör • kâtibi umumî operatör Kâzım ts leri iştirak ederler ve felsefenm mail, aza Lutfi ve Ostnan Şerefet • muhtelrf kısımlanna müteallik yeni tin Bey leri seçmiştir. nazariyeler, orijinal etütler tetkik ve Sıhhat Vekâleti, cemiyete .yardım münakaşa edilir. Bu itibarla kon • etmek suretile mücadele faaliye gre cihan fikir hayatında yüksek tini genişletmeği kararlaştımııştır. bir ehemmiyeti haizdir. Kongrede tetkik ve münakaşa edilen mevzular kongreden sonra kitap halinde nesErenköy 3 8 ind llkmektepteki fa • rolunarak cihan efkân umumiye kir çocuklan himaye çyemiyeti azala sine bildirilir. rile talebe velilerine ve mensuplanna Kongreye memleketimizden samahsus olmak üzere Suadiye kazino • sunda bir kır balosu tertip edilmiştir. bık Darülfünun profesörü Halil Balo 5 temmuz 9 3 4 perşembe günü Nimetullah Bey davet edilmiştir. akşamı verilecektir. Halil Nimetullah Bey hazırladığı Beynelmilel kanser mUcadele birligine girdik Erenköyünde kır balosu MUHARREM FEYZl ŞEHİR İŞLERÎ Şehir meclisi intihabatına hazırlık Belediye, yeni şehir meclisi inti habına dair hazırladığı cetvelleri doldurulmak üzere kazalara gön • dermiştir. Ay başından itibaren cetvellerin bir kısmına müntehip ler diğer kısmına intihap hakkını haiz bulunmıyanlarm isimleri kaydedilecek ve mahallelerde halkın görebileceği yerlere asılacaktır. Cet> vellerde ismi bulunmıyanlar veya kayit şekline itiraz edenler, nahiye müdürlüklerine müracaat edeceklerdir. ttirazlar eylule kadar din lenecektîr. tntihap teşrinievvel zarfında tamamlanacaktır. orijinal brr etüdü göndermiş ve komite riyasetinden etüdün kongreye gelen cevapta arzedilmesinin Praga lNHtSARLARDA Maüyede bir tayin Mülga tstanbul kazanç temyiz komîsyonu azasmdan Cemil Bey 300 lira ücretle, Ankarada yeniden teşkil edilen bir numarah kazanç temyiz komîsyonu azalığına tayin e dilmiştir. kabul olunduğu bildirilcniştir. Ha • lil Nimetullah Bey eylulde giderek kongreye iştirak edecektir. Memlehalarda fennî teşkilât yapıldı tnhisar idaresi tarafından işle • tilen memlehalarda yeni ve fennî tesisat vücude getirilmektedir. Bu seneki tuz istihsalâtımızın (€0) bin tonu tecavüz edeceği tahmin olunmaktadır. Suriye ile diğer şark memleketleri tarafından bu sene memleketimizden külliyetli miktarda tuz mübayaa edileceği anlaşılmıştır. Tuz ihracatımızm tezyidi ve bilhassa şarkta tuzlarmııza yeni mahreç ler tedariki için ciddî teşebbüsler üzeriade çalışılmaktadır. ECNEBİ MEHAFtLDE ADLÎYEDK Japon heyeti şerefine bugün ziyafet verilecek Şehrimize gelen Japon heyeti şerefine bugün Japon konsoloshane • sinde bir çay ziyafeti kânile iktısadî bazı zevat davet verilecektir. Ziyafete şehrimizdeki hükumet ermehafile mensup edilmiştir. Bu Bütün Adliye daireîeri postanede toplandı Tophanedeki icra daireleri de ta • mamile Yenipostane binasuıa naklet miş ve dünden itibaren burada faali • yete başlamışlardır. Bu suretle Adliye dairelerinin hepsi bir araya toplanmıs bulımmaktadu*. Yenipostane binasuun Adliye kısmı dünden itibaren tam bir Adliye dairesi manzarası halini almıs tır. Bütün daireler toplu bir halde bulunduğundan halk işlerini kolaylıkla görebilroekten memnundur. Cumhuriyet | Nüshası 5 Kuniftur" • J Törkiye İHar?ç meyanda tstanbul Ticaret Odası reisliğine de bir davetiye gönderil miştir. Japon ticaret heyeti, dün şehir • de bir gezinti yapmışlardır. Bugün de bazı fabrikalaramızı ziyaret edeceklerdir. Halrç şirketi satın alınacakmı? Haliç şirketinin Belediye tarafından satın almacaği yazılmıştı. Belediye reis muavini Hâmit Bey, Haliç şirketi işinin mahkemeye intikal ettiğini ve dava neticelendik • ten sonra bu meselenin intaç olunacağını söylemiştir. • ı • ı fm Senelik 1400 Kr. Altı aylık 750 Ûç aylık 400 Bir aylık 150 şeraiti I *'» ^'m 1700 ftr. 1450 60Q foktu»

Bu sayıdan diğer sayfalar: