24 Haziran 1934 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

24 Haziran 1934 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Pahah hayat, ucuz hayat İhtikâr mücadelesi Ibrahim Bey ihtiraı Kabzımallar şehirde hakkında izahat veriyor Hayatı ucuzlatabilirsek hem vergiler teşkilât yapacaklar hafifler, hem varidat çoğalır! Büyük Millet MeclUinin geçen celselerinde (hayat pahahhğma karşı) hükumetçe tedbirler alınması kararlaştırarak bu işe Dahiliye ve Maliye Vekillerî memur edilmiştir. Büviîk Millet Meclisini bu yüksek ve hayırlı karamndan dolayi şim diden tebrik etmek yerinde olur. Filhakika pahah hayat devlet ve milletin, ve bahusus MiIIî Müda • faanm en büyük düşmamdır. Memlekette geçinme nekadar ucuz olursa Millî Müdafaa, o kadar takviye edilmiş olur. Millî Müda faayı takviye etmek ise bütiin dü şüncelerin fevkinde, en üstün bir vazifemizdir. Ucuz hayatm faydalarmı anla mak için pahah hayatm zararlarını bilmek kâfidir. Bu zararlann baş lıcalan şöyle sayılabilnr: 1 Hayatın pahah olman, hükumeti kemiyetçe fazla miktarda ma as tediyesine mecbur etmektedir. Vaktile hükumet kadrosunda asçarî maaş 150 200 kurustu. Simdi ilk maaş asgarî olarak 4000 kuruştur. Şu halde eski maasla yeni maaş arasinda 20 mUIi fark vardır. Bu fark hep hayatm pahah olmasın rfan ileri gelmektedîr ve bımun i çindir ki hükumet senede maaş olarak 80 milyon Hra vermektedhr. Hayat ucuz olsaydı, bu miktar 40 milyon, hatta 30 milyon liraya inebi • lirdi. Maaşlann miktan • hayatı u» cuzlatmak sartile • indirilirve o vakit bir kunn vergilerin de tenzili mümkün olabrlir. Devlet içm matlup olan vergi a]mak değil, umumî nizmetleri tedvh etmektir. Vergiler, umumî hayat masraflannı temin için, ahnmasına zaruret görülen bir para olduğuna göre, bugün düşü • nülen işler, daha az masrafla te mm olunursa, hükumet te o zaman daha az vergi almağı memnuni yetle kabul eder. Şu halde hayat ucuzlarsa, devletm maaş tediyah da o m'sbette azahr. 2 Hayat pahahlığı devletin harcirah, inşaat, tamirat, melbu • sat, iaşe ma«raflarının yerine göre bir mîsli, iki misli fazla olmasına sebebiyet verir. Mesela bugün 100 bin liralık bir yol yaparken yevmiyeyi 100 kuruş farzedersek, yarınki ucuz hayatla yevmiye 50 kuruşfen hesap olunabrlir ve 100 bin liralık bir yol 50 bin Itraya mal olur. Gerek umumî bütçe ve gerek vilayet ve belediye bütçelerinin bu yoldaki masraflan senede 60 80 milyon liraya bafig olmaktadır. Bu masraflann bu kadar kabarmam hep hayat pahahhğinm neticeleridir. 3 Hayat pahahhğı mükelleflerin, vergi vermek kudVetin! ve devlet inhisarlannca satrlan rütün, müskirat, tuz, kîbrit, barut ve sa freyi «ahn ahnak kızdrerini azalt • maktadır. Hep bundan dolayidır ki 1928 senesinde 222 milyon lira olan varidat, bugün (müvazene, buhran vergilerile memurlann karanç vergisi dahil olduğu halde) ancak 195 milyon liradır. Şu halde paha • hhk devlet veegilermi azaltan ve netice itîbarile millî müdafaamızı, terakkimizi tehdit eden bir haldir ki izalesi zarurî ve lâzımdır. 4 Pahah hayattan köylünün zararlan şudur: Köylü, yalnız buğdayını değil, her türlü istîhsal mallarını ucuza sattığı halde ihtiyaçlanm hep pa • hah almaktadır. Bu ise, köylünün devletme vergi vermek kudretini azalttığı gibi ihtiyacını lâyıkile te min etmesine mâni olmaktadır. 5 Tacirlerin de pahah hayattan gördükleri zararlar, hem kendisine, hem memlekete taalluk etmektediır. Havat pahah olunca tacir sattığı mala kâr farkım fazla koymağa mecbur olmaktadır. Bu, müşterileri ızrar ettiği gibi satış ları da azalttığı için kendisi de zararda demektir. Hayat pahah olduğundan me • murlarma fazla maaş, mağazasınm sahîbine fazla kira vermek mec buriyetindedir. tste bu pahahhktır ki tüccann elmdekini almakta ve hep bu yüzden hükumet varidatı azalmaktadır. 6 Pahah hayattan sanayi a damlaırınm zararı da çoktur. Pahahhktan dolayı işçilik ucuz hayata nisbetle iki, üç misli fazladır. Bu fazlahk yapılan malın malivet fia tini yükseltmektedir. Bedeli icarın fazlahğı, sevkiyat navlunlannm ağrrhgı satışları ve ihracatı azalt maktadır. Fakat masraf yüksek miktarda devam ettifci içm pahahItktan dolayı sanayiimiz istediği miz gîbi inkisaf edememektedir. Çünkü pahahhk rekabetin en bü yük dtişmanıd'ır. 7 Haîka gelmce; pahahhk, halkm satm alma kudretini azalt tığı için kövlü mahsulüne, tüccar malma, fabrikatoriar istihsaline müsteri bulamamaktadırlarr. Pahahhk, memleket mallarmın, men^eket dahilinde bile sacfma engel olmaktadır. * » • Kısa bir hulâsa yaparsak: Pahahhk, hükumeti bir taraftan fazla masrafa sokmakta ve kemiyeten fazla tediyata mecbur etmek te, diğğer taraftan varidatını her gün azaltmaktadır. Köylünün terakkisine, ticaret ve sanayümizin inkisafına mâni olmaktadır. Halka bugün «üç gelen hüku • met vergileri değil, pahahhğın yaptıgı zarar ve hasardır. Pahahhğın zararlarmı nekadar azaltırsak hükumet vergilerinin hem v«rihne»i çok kolaylaşır, hem miktan çok yükselir ve varidatı umumife derhal terakki ederek tedricî bir şekilde 200 • 300 milyona çıkar, ve bu kat'iyyen mümkündür. O zaman Türk mîlleti ve Türk hazinesi, milleti müdafaaya daha yüksek parayı, rahat rahat 50 milyon Krayı daha kolay v« daha çabuk •«rebilir. Bundan tamamen «min oUbiliriz. Dahiliye Vekâletince hazırlanan ih« tikârla mücadele tamimi dün Beledi yeye gelmiştir. Belediye, muhtekirleri çok şiddetli surette takibi istihdaf eden bu tamime, zabıtai belediye talimatnamesinde hi • Je yapan esnafa dair mevcut maddeler de raptedilerek bütiin kaymakamhk lara gönderilmiştir. Kilo namı altında noksan bir taknn tartılarla halkı iğfal edenler hakkında takibat şiddetlenmiştir. Dün bu eksik kilo meselesile alâkadar 8 esnaf yakalanarak müddeiumumiliğe verilmiştir. Diğer taraftan kabzunallar Beledi yeye müracaat ederek perakendeci esnafın kendilerinden çok ucuz aldık ları sebze ve meyvalan pahah satarak ihtikâr yapmalarmın önüne geçmek üzere tstanbulun her tarafında pazar yerlerinde teşkilât vücude getirmek istediklerini bildirmişler ve kolaykk gösterilmesini ^stemişlerdir. Belediye bu teşebbüsü memnuniyetle karşılamıs ve kabzımallann pazyerlerinde kuracaklan ucuz satış ser • gilerile alâkadar olmalarmı kayma • kamlıklara bir tamimle bOdirmiştir. Kabzımallar bu hususta hazırlıklara başlamışlardır. | (Birinci sahifeden mabat) tevellit bulunması hasebile vapur, şi mendifer ve otomobü gibi nakfl vası talanna nisbetle daha ziyade kazaya maruz olduklan gibi kaza vukuunda yolculann münferiden istîmal edebilecekleri adî paraşütlerden başka bir tahlisiye vasıt?lan yokhır. Halbuki pek anf ve seri olan hava kazalan halinde ve bilhassa bugün ekseriyeti teşkü eden limuzin şekUnde kapah kamaralar da hilinden cıkabilmek ve kendmi para şütle asağı ahnak, yolcuiar, bilhassa kadın ve çocuklar icin tmkânsız gibi dir. tşte sivil tayyareciliğin kâfi dere cede terakki ve inkisaf etmemesinin başlıca sebebi budur. Gerçi msaabn tekemmülu sayesinde kazalann vahidi kıyasî it'barile tenakus ettikleri müşahede edilmekte ise de kullanılan tay • yareler adedinin çoğalması hasebile soreti umumiyede tayy/>/e kazalan da artmaktadır. tste bunn nazarı ihTjara alan hukâ metler 3 3 0 senesmin kânunusani aymda Pariste Sorbonneda Fransa Com • hurreismin riyasetinde ve bütün medenî devletler röesasmm fahrî riyasetleri alhnda bevnelmilel bir hava emnîyetî kongresi aktettiler. Hükâmetimizin dahi temsil edildiği bu kongrede başlıca gorüsülen ve hararetle takip edilen mesele hava tahlisiye meselesi olmuştur. Bendeniz bu kongreye iştirak ve ihrira etmis olduğum tahlisiye âletimi ha • susî komisyon ve umumî eelsede kongreye takdim ve izah etmişthn ve kazandığım muvaff?kryet uzerine aleh'n sureri resmiyede fennî tecrubelermi birlikte icra ve takip etmek Bzere Fransız Hava Nezaretmin taharriyat subesi tarafmdan davet edildim. Bu hususta aktettiğimiz mukavele neticesînde Fran•adaki ihrira hakkıraı Fransız hukâ • metine terketmek şartfle tecrübe içm lâzım gelen ufak mikyastald muhtelif modellerm inşa masarifi ve projeleri • mm bedeli Fransız hükumeti taraftn dan tesviye edilmek şartHe hükumet lâboratuvarlanndan, ve fennî tesisa • tmdan ve sairesmden istifad« etmeme mBsaade edildi. Fransız hükumeti tarafından gSrdüğüm naktî ve Omî muza • herete teşekkurü bir vazife bilirim. Fransız Hava Nezareti erkân ve memurini miîliyet ve cinsiyet umdelermin çizdiği hudutlara ilim ve fen sahasmda yer olmadığım göstermişler, ecnebi ve Türk olduğumu bildikleri halde, bana ber türlü muaveneti göstermişlerdir. thtiraınızı kâmilen Fransız bü kumetme mi sarhnız? Türk olduğunuza göre h&kumetimize niçin satmadı • nız? Evvelâ, dünkü yazmızda küçük bh* yanlışlık var. Yalnız Fransadaki ihtira hakkımı Fransız h&kumetine sat tım. Türkiye ve diğer memleketler i • çin ihtira hakkım mahfuzdur. îkinci sualinize gelince, Fransız Hava Nezare tmin taharriyat subesi bana müracaat ederek ihtiraımm fennî tecrübelerini bemmle beraber yapmak teklifinde bulundu ve buna mukabil Fransadaki ihtrra hatkımı Fransız hükumefa'ne ter kelmemi istediler, Bu tecriibeleri üç sene evv«l Türldyede yıapamardım. Çünku o tarihte memkketimizde bHv le tecrübeler içm lüzumu olan fennî vesait ve lâbor?tuvarlar mevcut değüdi. Bu izahattan sonra ihtiram esasma gelelim. tcat ettiğim âletin mahiyeti şudur: Evvelâ tayyarenin umumî şekli itibarile esaslı tadilât yokhır. Yalnız kuyruk kısmı iki müvaz: potrelden mürekkep olup îşbu potrellere dahilen raptedilmiş U şeklindeki iki ufak ray üzerinde tahrik ve tefriki kabil bir tarzda inşa e Bilmem, aklıma gelmedi. Lidya kurşun hikâyesini ve Mister Brigerlandın yaralanmasmı bütün taf silâtile anlattı. Glover hikâyeyi sonuna kadar sükunetle dinledikten sonra sordu: Mis Brigerland bu tehlikeli duşmanı hakkında ne biliyor? Hemen hemen hiçbirşey... Hatta ismini bile bilmiyor. Yalnız mesele üç dört senelikmiş. İlk defa olarak Mtsırda karşılaşnuşlar. Yaşlıca bir adan> mış. O zamandanberi Mis Brigerlandı gölgesi gibi takip ediyo>muş. Onun ismini bile bilmiyor, ha! tşte bu garip. Mister Glover, ben? gene sinir • lendireceksiniz. Zavallı kızcağız bu sabah ne acınacak halde idi. Ben onu hiç bu kadar mahzun ve meyus gör medim. Demek Mis Brigerland kendisini himaye ettirmek üzere eve polis ge tirtti. Peki ya bu Marküs budalası... Onu da bu esrarengiz düsman mı ya • Camhmriyet 24 Hazîran 1934 Buğday mahsulü Umumî vaziyet endişeyj mucip değîldir Belediye iktısat müdürlüğüne g& Ien raporlara göre, yeni buğday^ mahsulârı kurakhktan bazı mıntakalarda müteessir olmakla beraber verim noktasından umumî vaziyef endişeyi mucip olacak halde de • ğildir. Yeni mahsulün piyasada tesiri ancak eylulde görülecektir. • Un fiatlerinde, geçen haftaya ns zaran hafif bir tenezzül vardır. 72 kiloluk yumuşak buğday unu çu valları 535 kuruştur, sert unlar 425,460 kuruştan muamele görtnektedir. ! tktısat müdürlüğfl bu vazîyete nazaran şimdilik ekmek fiatlerini indirmeğe imkân olmadığı mütale asındadır. Esasen Ziraat Bankası, buğday stokunu hâkim bulundurmak itibarile piyasanın nâzımı vaziyetinde olduğundan fiatlerde mühim bir değişiklik olmıyacaktır. Yeni nerh bir hafta sonra tayin edilecektir. tktısat müdürii Asım Bey, yeni mahsul vaziyetinin henüz tamamile anlaşılmadığını, maamafih fiatlerin arttnasmı icap ettirecek bir vaziyet olmadığmı, tstanbulda ihtiyaca kâfi stok mevcut bulunduğunu, ek meği nerhten ucuza satabilmek için çeşnisini bozan fırıncılar hakkında takibat yapıldığını söylemiştir. Çeşniye mugayir ekmek çıkaran bir fınncınm üç fırını muvakkaten kapatılmış ve her birinden yirmi beşer lira ceza ahnmıştır. dibniş, yolcu kamarası icabı haUnde tekerlekleri marifetile serbestçe hare ket edebih'r. Bu kamara büyük kıt'ada bir parsşüte merbuthır ve paraşüt u fak bir muavm kanadm içerisine yer lestirilmişttr. Bu muavin kanadm alt kısmmda hüanî bir hava kapağı mevcuttur. Pilot bir kaza vukuunda artık tayyareyi kurtaramıyacağmı hissederse bir manivelâ veya kabzeye icrayi tesir etmek suretile kapağı düsürür ve müktesep süratten mütevellit hava cereyam kanada dahil olarak kapağın üst tarafında bulunan büyük krt'adaki paraşütü anî bir surette faaliyete ge tirir ve bu suretle açılan paraşüt ken • disme merbut bulunan kamarayı ray lan üzerinde hareket ettirir ve kazazede tayyareden ayırarak tedricen yere mduir. Gerek hesabat ve gerekse bü yük kıt'adaki kamara ve paraşütlerle icra edilen tecrübeler gösteriyor ki 8 kişilik yani takriben 1,200 kilo sıkletindeki bir kamarayı 5 1/2 metrelik bir sukut sürati ile yere indirmek için 16 metre kutnmda bir paraşüt kâfidir. Böyle bir paraşütün teferriıatile bera ber sıkleti 45 kiloyu geçmediği gibi kanat dahilinde de gayet az yer işgal et mektedir. Bu tarzda inşa edilmiş ufak mikyastaki tecrübe tayyarelerile üç senelik bir mesai devresinde gerek tnstitut Saint • cyrdeki hava tüne'leri ve mü teharrik chariot manege âletlerile ve gerekse Ch?lais Meudon askerî baloncu raüfrezesmin muavenetile muhtelif irtifalardnn ve mütenevvi vaziyetlerde icra ettiğimiz ah> tecrübelerinin hemen kâffesinde muvaffak olunmuşhır. Bu tecrübeler esnasmda p3ot vazifesini tayyare dahilmdeki saniyeli tertibat ifa ediyordu. Bu tecrübeler neticesinde Fr?nsız Hava Vekâleh'nin fen subesi müfetti fi umumiliğinden bana bir şehadebıa me verfldi. Şehadehıamede deniliyor ki: «tbrahim Ayad sisteminde müşte rek tahlisiye tertibah hakkmda icra ettiğimiz tecrübelerin kâffesi muvaffakiyetle netioelenmişür. Modellerin büyük bir itma ile inşa edilmis olması hasebiie »imdiden denilebilir ki bu müşterek tahlisiye tertibah büvük Uyya • relere muvaffakiyetle tatbik edilebae cek bir mahiyettedir.» Şimdiki teşebbüsatım bu elde et*i ğtm netayiç ve vesaika müsteniden büyük bir tec/ibe tayyaresinin siparisini temin etmektir. Bu maksatl» yakmda tek/ar Parise av !•* etmek niyetinde yim.» Çekoslovakya Alman hududunda istihkâmlar yaptırıyor Londra 23 (A.A.) Deyli Telegrafın Prag muhabirinden: Meclisten, askerî bütçe müzakereleri es nasında, bilhassa Alman hududu boyunca istihkâmlar yapılmak üzere büyük miktarda krediler isten • miştir. Bu kredi mucibince on sene devam etmek üzere senede iki buçuk milyon Ingiliz lirası masraf yapıhıcaktır. Bu para ile hudut bo • yunca asrî kaleler ve siperler yapılacaktır. tstenilen kredi verilmiştir. 1 İstanbul Borsası kapanış fiatleri 23 6 934 N UKUT Merlın Oolar transız fr. Mrn Belcika tr. Drahmi Isvıçre fr. Levd Horın Çek kronn Isveç kronu Avusturya şil. Peçeta Mark Zloti Lev * Üınar Rub!eYen Turk altım Mecıdı\e BankiKir Os. P. Alış 630 12H 1(6,50 2\> M) 11* 23,50 81^ 23 82 96 3ü 22 50 1b 44 21.50 ?6.50 iv 53 32 36 2.5 ^atış 634^ 125 l&",50 21.ı 118 25 815 24 84 31 24 17 4t> « 23 * V6 50 2ü 5.S 34 923 3 ,50 237 f ı 1 '0 0 •0 2 0 l2 0 !'O I 0 I 1 I 1 1 20 i'J t 1 1 1 1 , Bir kadın sellere kapılarak boguldu fnebolunun Abana nahiye»ine bagh Zirma köyünden Kara AIi oğulların dan Emin kızı 30 yaşında Ayşe, bir denbire başlıyan yağmur uzerine otlatmakta olduğu koyunlaruu alarak evine dönerken Avlukul deresinden geçmek istediği sırada şiddetini artıran yağmur ve doluya ve «uya girdiği için sellere kapılarak 3 0 0 metre kadar *ürfiklenmiy ve boğuunuştur. ıco ' ÇE KLER 1 Londra \evVork Parıs Milano Bruks«l |Atın,ı Ceocvre Sofya Amsıcrdam 'rag itokholm Vıyana Madrit Berlın Varjova Budapeşte Bukrcş Belgrat Yokohama Moskova Açıhş 63J,5o 0.7F49 12,C 9.3075 3,405 83.745 2,4467 64.82 5 1,1/25 İ9.U9 3,0fc2 4,3( 75 5,fcl 2,0^.25 4, 3 3,9.25 79,84^5 34,94 2,fc592 087,75 Kapanış 63.^ 0,793c08 12.04.S 9,3:13 3,40 83 fc9 2,44'5 64.7412 1,1705 19.165 9,0585 4,305 5>08 2,0775 4,2225 3, »475 79,7425 34.8975 2,656 '. 089,25 Karamanda Gazi M. Kemal mektebinin mezunlen Iş Bankası Edirnede şube açıyor Edime «Hususî» lş Bankası Edirnede bir şube açroağı kararlaştır mıştır. Bu sabah şubenin müdürii Ahmet Ensari Beyle muhasebeci Necip Fazü Beyler şehrimize gelmişlerdir. Müdür ve muhasebeci beyler burada bina ve sair işlerle meşgul olacaklar dır. önümüzdeki hafta içinde de me • murlarla şubeye ait eşya gelecek ve şube en yakın bir zamanda faaliyete geçmis bulunacakhr. x 1ST1K RAZLAR Açılış I93i Türk borco tahvill I • • * 28,15 28,15 ı933 ık. istikrazı i İstikrazı DahiJi Ergınl ttapamş Oda İdare tıeyeti yarın toplanıyor Oda idare heyeti yarın toplanacak, lâstik ayakkabı imalâtının deri, kösel« sanayüne vurduğu dar beler hakkında hazırlanan rapora tnütalealarını ilâve edecektir. Oda idare heyeti bundan başka buzha nelerin fazla ücret almasi hakkındaki tetkiklerini de bir karara raptedecektir. raladı, dersmiz. Demin kolunu bağlı gördüm. Bu sabah benim için kırda çiçek toplarken düşmüş. Koluna dikenler batnvş. Glover gürültülü bir kahkaha ko • pardı. Lidya onun yüzüne dik dik bakarak çıkışh: Mister Glover, rica ederim, fazla ileri gitmeyin! Muhterem Madam, beni affe diniz. Bu zarif delikanluıın silindir şapka ile yabani çiçek toplayışı gözümün önüne geldi de kendimi tutamadım. Marküs burada artık silindir şapka giymiyor. Hem dostlarunı bıraka • lnn da bhraz da başkalanndan bahse • delhn. Dostlanmz... lyi ama, ben on lardan bahsetmedün ki... Müsaade edin... Benim de söyliyeceklerim var. Benim boyle lüzumlu lüzumsuz gülmeme kızmakta haksızsınız. Belki fazla sinirliyim. Evet fazla sinirli... Bu bana ailemden miras kalan bir hastalık... I CEM SUUAN Tarih gibi bir roman, roman gibi bir tarih Fiati: 75 kuruş. ğ^ M. Turhan Eeyin eseri • Karamanda Gazi Mustafa Kemal mektebinden bu serie 50 tafebe mezun olmuftur. Yukarıki resim mezun talebeyi hocalarile beraber toplu olarak göstermektedir. )İSİİBLİS tazan: Edgar Vallas Tercüme eden: Ömer Fehmi 56 27 Ifşaat Lidya ile Glover, akşam kahvalbsî için kazinoya gidiyorlardu Otomobil bir yokuşu tırmamrken Glover sordut Mis Brigerlandı bugün pek telâfh gördüm. Nesi var? Eve garip garip bir takım adamlar da girip çıkıyor... Zavallıcık... Benim de pek ca nım sıküdı. Gene bir tehdit mektubu almış. Delinin biri kendisine âşık ol muş. Ikid* bir mektup yazıp duruyor. Vah zavallı... Demek tehdit mektuplan alıyor, öyle mi? Halbuki ben bizzat kendisinin böyle mektuplar yazmakla meşgul olduğunu zannediyor • dum. Şu halde evde gördüğüm adam • lar zabıta memurlan olmaU. Bu mekUıp ne vakit gelmiş? Bu »*bah. Ner«»den postaya verümif ? Monte Karlodan. Kendisi dün aksam Monte Karloya gitmişmiydi? Lidya kızdı: Mister Glover, siriıakikaten her şeyi fenaya yoran bir insansınız. Bu mektup bizzat kendisi tarafından pos taya verilmiştir, demek istiyorsunuz, değil mi? Hayır, dün akşam Monte Karloya gitmedi. Ben herşeyi fenaya yoran bir adam değilim, Madam MerediL Onu tanımış olsaydmız o tehdit mektubundan çok daha korkunç bir sırtlan olduğunu anlar ve benim hakkımda böyle dü şünmezdiniz. Her ne ise... Mektup ta ne yazıyor? Mis Brigerland ölümle tehdit ediliyor, o kadar. Mister Brigerland diyor ki geçen sabah plâjda kulağımın dibinden geçen kurşun da onu öldürmek için atılmış. Ne dediniz? Plâjda kulağmızm dibinden geçen kurşun mu? Neye bunu bana simdiye kadar anlabnadmız? Rahmetli amcam odasma ne zaman bir kedi girdiğini görecek olsa, düşer bayüırdı. Halam da çilek görmeğe taham mül edemez, katılırcasına gülerdi. Beni de sizin dostlarınızın hareketleri güldürüyor. Hastalık Madam Meredit, hastalık. Şaka bertaraf, şu tehdit mektubu meselesi zihnimi bulandırıyor. Jogsu görür görmez zabıta memurla nndan sakmmasmı kendisine söyleme liyim. Mis Br'gerland herhalde onun başma bir çorap örmeğe uğraşıyor, olmalı. Neler söylüyorsunuz, Allahaşkınıza... Zavallı kıza gene ne iftiralar atacaksuuz. Iftira atmak... Size göre benim illetlerimden biri de bu. Zihnim dai • ma caniyane teşebbüsler tevehhüm etmekle meşgul. Fakat aziz madam, ben hiç olmazsa bu teşebbüslerin vukuunu farz ve tahayyül etmekle mesgulüm. Arkadaşmız ise bunları doğrudan doğruya mevkii taibika koymağa uğraşı • ya. 'Mabadi var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: