24 Haziran 1934 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

24 Haziran 1934 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Camhuriye* Olup bitenler ) 17 dil konuşan serseri <Edebi roman Iktısat Işleri Bugün hiç beklemediğim birşey oldu. Ahmet Beyden bir mektup aldım. Çok kibar, çok ciddî bir mek • tup. Benim nişanlımdan ayrıldığı mı tsviçrede baber aldığını ve buna cidden müteessir olduğunu söyle dikten sonra, senelerle evvel Bü yükadada yaptığı teklifi tekrarltyor: Sizi unutmadım.. Kalbimde iher zaman yasattım. Hayatımı size vermek istiyorum. Beni kabul eder mismiz? diyor. Karanmı »ükunetle vermem için bana bir ay miiddet veriyor. Bu ayın sonunda tstanbula dîînecekıniş. Bu mektubu bir iki defa okudunı. tlk gençlik günlerimi batırlatan satırJarda gözlerim durdu. Sonra kâğitlan bîrer birer yırttım. Keşki Re • İfiği hiç tammasaydım, belki Ahmet Beyin bu vefali aşkmı kabul eder Idim. Fakat Refik bende yalniz sevIgiyi değil, ummak ve inanmak kabîliyetlerini de öldürdü. Bütün er kekleri onun gibi yalancı ve seciye•iz •anıyorum. Hiçbirisindn vefa ve sevjçi bekliyemiyorum. Bütün bu duygularımla beraber evlenmek aıi? Hayır!. **• Yazan: MUAZZEZ TAHSİN 35 Kâmile Hanimın salonlannın benım hayat ve mukaoMeratımda mutlaıka bir yerî var! Bu hissi kablelvukuia olacak. davetmi kabul etmemek istemistim; fakat arnıem, ablam, hatta Behice o kadar asıldılar ki onları üzme • mek icin: Peki, giderim; dedim. Sonradan onlar da pisman oldular ama iş işten gecmişti. Artık bu jgidiş bir rzzeti nefis işi olmustu. Nerminle Refiğin de oraya gide • fceklerini bilmiyorum nasıl haber alan Behice, telâşla koştu: Aman Ferihacığım, boş yere ttzülür, sinirlenirsin. Gitmesen da • ha iyi olur. diyerek yalvarmağa başladı. Onlardan kaçmak mı? Izh rapla öleceğnni de bilsem gene gideceğira. tnsan tuhaf oluyor. Hiç bekle • mediğrmiz zamanda içimizde, bir den kuvvetli birşey doğuyor ve bizi yutuyor. En müşkül vaziyetlerden bu isimsiz duygu sayesinde sıyrılabiliyoruz. Ben de hislerimi iyice anlamadan, anlamak istemeden kendimi terzide, çacşıda ve nihayet bir «fonanma gecesi gibi parlak salon • larda buldum. Başım buğulu ve durgun, kalbim taze bir hafiflik içinde »akindi. Bu tabiî neş'eyi, gözlerimin bu sahiciye çok benziyen ışığını nerden bulmuştum ben? Bilmiyorum. Gecenin tlk saatlerî, etrafrnıı alan birçok gazeteci ve muharrirle edebiyat münakaşası ya • parak geçti. Biraz daha devam etseydi, belki de biz bu geceyi bir dans ve musiki gecesi değil, bir edebtyat gecesi haline sokacaktık. Bereket versin Kâmile Hanrm îti raz etti. Bizi cazbanttan uzakta kalan masamızdan kaldırdı. Çılgm bir kalabahğm ortasına doğru sürük • ledİ. O zaman, kafamızın içindeki münakasa tezleri birer birer uçtu ve uçarken bizrm vücutlerimize birer kanat taktı. Hepimiz kuş gibi sıçnyarak cazbanda uyduk ve çift çift döndük, döndük. tşte o sırada onları gördüm. Nermin, parlak tuvaletile bütün bas lan kendine çekiyordu; fakat Refik, incelmiş yüzünde, uzak uzak gözlerle bu âlemin dişında yaşıyor gib: dalgın ve yabancıydı. Dediğim gibi, bazı müşkül da • kikalarda bize kuvvet veren, bizi altp götüren başka bir kuvvet ol • malı! Yoksa ben onların benliğhni delen gozleri karşısında bu derece tabiî bir neş'e tle gülemez, bu kadar lâkayit goz'erle onlara Ijaka • mazdım. lcimîn tiiten acısini gizlemek îçm M&zhar Beym kolunda. bilmem kaçıncı şampanyamı içmek için büfeye gitmiştim. Yalniz bir masada oturan Ahmet Beyle gözgöze geldik. Bir saniye içinde yanıma geldi. Elimi iki eli arasına alA: Size rasladıŞıma nekadar memnunum Feriha Hanım. Isviçreden döneliberi işte üç ayı geçtiği halde hiçbiır salonda sizi görmek nasip olmadı. Bu akşam gizli bir ses geleceğinizi kalbime fmldamıştı ama saatler geçtiği halde sizi görmevince artık ümidimi kesmiştim. Sampanyanm başımı tütsüliyen buğusu bütün benliğimi kaplamıştı; bu muhakkak.. Yoksa ben öyle çılgın bir kahkaha ile onu karşılamaz, karşımdakinin Ahmet Bey olduğunu hatırlardım: Sizinle dans ed'elim, ister misiniz ? Feciha Haşım, bu teklifinizin beni mes'ut ettiğini anlamak güç bir şey değil. »özlerime bakınız. Ahmet Beyle birçok defalar dans ederken dikkat etmistim, birbirimizIe çok ivi uyusuyoruz. Ahmet Bey çok iyi dansedivor. Beni kolları arasma aldığı vakit ayaklanm yer den kalkıyor sanıyorum. Bu gece de pyle oldu. Bir yılan dansına çok benziyen nefis bir tangoda birbîrimizin kollannda bütün benliğimiz o kadar uygun ve birbirini anlivan krvrimlarla büküldü ki kendimizden geçtik, başka bir dÜTivaya daldık. O zaman, cehennemden dü«en ta* parcaları tarakasile bir alkış yağmurunun kulaklanmızda patladı ğını korku ile duydum. Dansimızı gözden kaçırmıyan bir takım mu • zipler, bizim dalginlığımızdan istifeda ederek, herkesi çekip bizi geniş salonda yalniz bırakmışlarmış me?er! Bunu anlaymca, çılgın bir hid det gözlerimi bürüdü, hvrsımdan ya ağhyacak, yahut ev sahîbine acı birsey söyliyecektim. O dakikada Refiğm gözlerini gördüm. Yaralı bir kaplamn jrözleri gîbi acı ve ıztırapla doluydu. Leziz bir fiarap içmişim gibi, içime bayıltıcı bir haz yayıldı, göz yaşlarım uçuverdi, güldüm. Bu muzipliği boş bir saka diye ald'm ve Ahmet Beyi ko'imdan çekip gülerek büfeye «ürükledim. . Gecemin bundan sonran çok kansüc. Kâh büfede. ikea, kâh Ahmet Bevle dansederken bir iki defa Refiği etrafımda gördüm. Gözlerin • de beni kamçilıyan, deliliğe sürükliyen bir meş'ale yanıyordu. Bir ara, bu alevin dumanı gözlerimi karârth. Kör olacağım sandrm ve bu mad1dî ıztırabm çiğeırlerime, kalbime yaptığı tazyikten kurtulmak için Ahmet Beye sarıldım: Mektubunuzu aldım Ahmet Bey, ak.'amdanberi birşey söylersiniz diye bekliyorum. Biçare adam kollarımm arasmda sendeledi: Feriha Hanrnı.. Ba"^ bir ay sonra cevap verecektiniz. Uç ay geçti. Ümitsizliğimi hazmetmeğe ça • lışıyordum. HaVkınız var, sizi çok hırpaladım... tsterseniz bu son defa olsun. Iztıraba benziyen bir saad'etle yüzüme baktı: Nasıl, nasıl?.. Benimle evlenmeğe razı oluyor musunuz? Rüya grrmediğimi. bu sözünüzün doğru olduğunu sövleyiniz Feriha Hanım. Bu btnbir ışıklı salonda rüya srörmer>in îmkânı mı var Ahmet Bey? Etrafınıza bakınız, burada hersey hakikat, hersey sahici. Evet Ahmet Bey, isterseniz sizinle evlenirim. Sonra ne oldu? Ha evet, Ahmet Bey beni elîmden tuttu, annemin yanma gittik. Sonra tekrar dansettik, içtik. yedik ve safakla beraber eve geldik. (Mabadi var) GeçenJerde Vîyana zabıtası, di • Iencilik ederken cürmü meshut halin de yakalanan pejmürde küıklı bir serseriyî tevkif etmîştir. Bu adam, komiserin huzurunda, a • dının Adolf Şiskm olduğunu, yetmis yedi yasında buhmduğunu ve 17 dü bildfğini söylemistir. Komiser bu id dianın doğru oluo olmadığım anla mak icin, keadi bildiği almanca, ingi • lizce, fransızca ve italyanca ile konusmus ve Şiskinin gerçekten bu dillere bem de mükemmel surette vâkıf ol • dufunu hayretle görmüstür. thtiyar dilenci, İstanbulda doğduk tan sonra Pariste ve Berlinde tahsil ettiğini ve bu son şehrin Politeknik mektebinden bir de mühendislik diploması almağa muvaffak olduğunu ifade etmîstir. Harbin sonuna kadar Alman : yada kalan S skin, bilâhare hudut harici edilerek Türkiyeye gelmistir. Fa kat burada onun sıfatı tâbüyeti tanm madığmdan, o tarihtenberi bir mem leketten Ötekine pasaoortsuz ve nüfus cüzdansiz dolasmaktadır. Viyana mahkemesi 17 dil biîen bu yüksek tahsilli serseriyi, dilencilik suçunden dolayı bir gün hapse mabkum etmiçtir. Kendisi Avusturyadan da hudut haricine çıkanlacaktır. İtaİyada ziraî krediler Ziraî ikrazat iki ana g<~upa ayrılmıstır: (1) pret d'exercise tesmiye edilen alelumum normal ziraat islerine mahsus kısa vadeli ikrazat. (2) Ziraî isleri düzeltmeğe matuf uzun vadeli ıslahat ikrazatı. Kısa vadeli normal ziraat isleri ikrazatile çiftçi ziraî islerde müteamil ve mutat ihtiyaçlan tatrain etmek için lâzım olan parayi tedarik edebiliyor. Bu sınıf ikrazat baslıca atideki eskâli ve envaı ihtiva eder: (1) Tohum, ekim ve mahsulü yetiştirme masrafları gibi mutat zi raî faaliyetleri başarmak üzere yapılan ikrazat. (2) Ziraî mahsullerin işleme ve seklini tagyir için yapılan ikrazat. (3) Ziraî mahsullerin terhini mukabili ikrazat. (4) hayvan, makine ve ziraî aletler mübayaası için yapılan ile • razat. Yukarıki eskâl dahilinde yapılan ziraî ikrazattan ziraatle mesgul bütün eshası hususiye, şirketler ve birlikler istifade edebilmektedirler. tşlenen arazinin ister sahibi olsun, ister müstecir veya ortakçısı bu lunsun, herkes için elde ahkâmı kanuniye dahilinde tanzim edilmis mukavelename oldHıkça bu kabil kısa vadeli normal ziraî ikrazattan istifade etmek daima mümkündür. tkrazat nakten yapıldığı gibi ayniyat olarak ta yapılmaktadır. Rençperin istikraz etti^i meblâğ en nihayet tohum, giibre, hayvan, ma • kine ve alât ve edevati ziraiye tedariki için olduğuna gbVe, çiftçüer ayniyat üzerinden yapılan îkrazatı daima tercih etmektedirler. 3 24 Hazîran 1934 Kâzım Pş. Hzf nin fltifatlari İki ana grupa ayrılan ziraî ikrazat kimlere, Meclis Reisimiz Galatasanekadar vade ve ne gibi şartlarla yapılır? rayın rîcasmı kabul ettiler 2 senesinde mutat tesebbüsati ziraiye için istikraz olunan muayyen bir meblâğ 1933 mevsiminde kemale eren ve mukriz müessesenin rüçhan hakkına tâbi bulunan mahsulle karşılanır. Mukriz müessesenin bu mahsul üzerindeki hakkı devlete olan borclar müstesna olmak üzere ayni mahsul hakkmda serdolunabilecek di^c her hangi bir alacak talebine tekaddüm eder. tddialar hatta, mukriz tarafın dan daha evvel yapılmıs olan borçlar için olsa dahi bu rüçhan hakkını tahdit edemez. Kaldmlan mahsul açılan kredinin karşılığını teşkil ettiği için çiftlik veva arazi baskalarının eline geçse dahi mahsul gene mukriz müesseseye va"i ziraî kredi en'titüsüne merhun kalır. Şayet mahsul afeti semaviye dolayısile mahvü harap olur ve yahut eksik idrak edilirse mukriz müessesenin mahsul üzerindeki rüçhan hakkı müteakip seneler mahsulâtına teşmil edilir. Mahsulün mahvu harap olması veya noksan zuhurü gibi hususatm tayin ve tesbiti alâkadar nezarete bağlı ve hususî teknik teekilâta sahio müesseseler tarafmdan yapılır. Bu kabil mües seseler pek çok olup hepsinin faaliyet mmtakalan hükumetçe tayin edilmiştir. Bunlann verdikleri hü • kümler resmî makamlar tarafmdan tasdik olunur. Müstakriz çiftçi mahsul mahvü harap olur veya nok • •an zuhur ederse keyfiyetten ziraî kredi enstitüsünü haber dar etmekle mükelleftir. Çiftçi ziraî teşebbüslerinin revaç ve itibannı artırmak için üıtiyacı olan parayı ziraî bono tanzim ederek istikraz eder. Bu bonolann mahiyetleri ve tâbi olduklan damga resimleri ticarî bonolann aynidir. tsbu ziraî bonolar: 1) Girişilen işin maksadım. 2) Paranın ikraz edildiği çiftlik ve arazinin tayinini. 3) tkraz olunan meblâğın temi • natını. İhtiva eder. Bunlarda mukrîzîn kanunî rüçhan haklan mahfuzdur. Bu ikrazat mahsulün idraki za • manında tasfiye olunur. Binaenaleyh, bonolann vadeleri mahsulün kadınlıp satışa arzına kadar geçecek zamanla mutabık bulunur. Ancak, ahvali fevkalâdede mükerrer iskonto suretile mezkur bonolann vadeleri 4 ay müddetle kabiH temdittir. Bu husustaki tetkikatımıza de • vam edeceğiz. Galatasaray kulübü 6 temmuzda tertip etb'ği büyük spor bayrana için Böyük Millet Meclisi Reisi Kâzım Paşa Hazretlerinin himayelerini rica etmiş • lerdir. Kâzım Paşa Hazretleri kulup riyasetme şu mektubu göndermişlerdir: Galatasaray kulübü reisi Ali Haydar Beyefendiye Yeniden tensik ve tesis devresinde olmasına rağmen bu s«ne sporun her şubesinde yüksek faaliyet gosteren kulübünüzü tebrik ederim. Tertip etmiş oldugunuz büyuk" spor bayrammda hâmiliği kabul ediyorum. Bu oyunlarda kulübün, Türk gençli ğine lâyık kudret göstermesi için simdiden hazırlanmalannı söyleyiniz. Muvaffakiyetinİ7İ temenni edenm. Büyük Millet Meclisi Reisi ALP KÂZIM Galafasaray kürekçilerinin bir muvaffakıyeti inebolu teigrafhanesine yıldırım düstü tnebolu cHususî» Şiddetle de varo eden yağmur sırasında İnebolu Kastamonu sosesi üzerinde ve lneboluya beş kilometre uzakta Orzaköyü yakmuıdan geçen telgraf teline düsen yddırun, teli eritip koparmış, kopan tel • den tnebolu teigrafhanesine geçmis, tellerin toprağa verilmiş olmasına rağmen toprak teli kâfi gelmediğinden makine dairesinde tellerin bağlandığı suviş aksammı yakarak makine daire • sine bitisik müfettislik dairesine geç • mif, bu sırada duvan çatlatmtf ve nihayet roüfettiflik telefonunu da pat • latarak oradan toprağa geçmistir. Makine dairesinden tamamile toprağa geçemiyen yıldırım kudretinin telefon telile müfettislik dairesine geçmesi, makine başında bulunup ta dehsetten safiran memurları ve binayı yanmaktan kurtarmtf, müfettiş o sırada bulunmadığından o da tehlikeyi atlatmıstır. Galatasaraylı kürekçüer üç çifte bir futa ile Pendikten Yalovaya kedar gitmişler ve bu mesafeyi üç saatte al • mışlardır. Yunan dag sporcuları gelecek Yunan dağ sporculanndan mü • rekkep bir kafile bu hafta içinde şehrimize gelecektir. Kafile, tstanbul Dağcılık kulü bile temas edecek ve buradan Bursaya giderek Uludağa çrkacaktır. Sofyada yapılacak Balkan atletizm müsabakaları Sofya «Hususî» 30 haziran ve 1 temmuzda Sofyada Balkan atlefa'zm müsabakalan yapılacakhr. Bu müsa bakalara Tü'kiye, Yunnistan, Romaaya, Yugoslavya, Bu^garctan ve A»n*vutluk atletleri istirak edeceklerdir. İlk günii 10ü metroluk Iroşu, uzun »tlama, gülle atma, yüksek atlama, 4 0 0 metroluk koşu ve 1500 metroluk koşu yapılacak ve ikirui vünü de İOO met • roluk manialı koşu, disk atma, sırıkla yüksek atlama ve mızrak atma müsabakalan yapılacaktır. Bu müsabaka lar arasında da yamız Bulgar sporcu lan tarafmdan gene başka müsabakalan yapılacaktır. atletizm Zirai teşebbatlerin itibarınt arttvrma ikrazatı Bu misillu ikrazat doğrudan doğruya tohum, gübre ve tohum atma maıraflarile mahsulün hasadî masrafları için yaıpılmakta olup bunlar da paranın münhasiran yukarıki husu&ata masruf olması meşruttur. Bu ikraz muamelelerinin vadeleri mahsulün kaldınldığı zamana musadifth*. İkraz olunan paranın istirdadını müemmen kılmak için mukriz müessesenin müstakrizin o sene zarfmda kaldıracağı mahsulât Ozerine bir ruçhan hakkı konmuştur. Bu rkrazatm vadeleri ayni sene i • çinde mahsulün hasadile beraber münkazi olur. Meseli 1932 1933 [*] Bundan evvelki yazı 15 haziran tarihli nüshamızdadır. Kibrit şirketi çakmak ta satacak (Birinci aahifeden mabat) den birisi memleket dahilinde çakmak satısının tamamen yasak edilmesi hakkındadır. Şirketin noktai nazanna göre çakmak satıslan yasak edildiği takdirde kibrit satıslan artacakbr. Bu suretle hükumet, her sene firket tarahn dan hazineye maktu olarak verilmekte olan 1,800,000 liradan daha fazla varidat temin edecektir. Hükumet, çakmak sataymm tamamen yasak edilmesi hakkmdaki şirketin birinci teklifini, halka bir külfet tahmil etmemek noktai nazanndan kabul etmemistir Şirket murahhaslan bundan başka, halkın elinde bulunan takriben 800000 çakmağm, firket tarafmdan getirti • lecek ve ancak şirkete mahsus taşlar • la kullanılabilecek olan yeni bir tip çakmakla tebdil edilmesini istemistir. Bu teklif te kabul olunmamıs ve şir • ket mukavele ahkâmım tatbika, bin • neb'ce memleketin her tarafmda çak • mak sabşını temin etmeğe davet olun muştur. Şirket tarafmdan eski înhisardan müdevver stok çakmaklann dahilî pipasalarda satışa çıkanlman için istih • zarata baslanmıshr. Bükreşteki müzakereler (Birinci aahifeden mabat) reşteki bütün süfera heyeti müvacehe • stnde, son defa irat eylediği nutuk dikkate sayandır. M. Titulesko demisb'r ki: s « Eraniyet meselesi sadece for • mülden ibaret değildir. Müşterek bir âfetin, harp afetinin aleyhine birlesmeyi tazammun eden bir bakikattir. Bu birleşmeye bütün mflletler, biIâisHsna davet edilmektedirler. Bu daveti ka bul ebniyenler olursa, bundan çıkara cağımız mana şudur: Ya, onlar için harp tehlikesi daha azdır ve yahut ki onlarm mdinde harp bir afet telâkld edilmemektedir.» ya, Çekoslovakya ve Lehistan girecek • lerdir. Fransanîn bu yeni tasavvurian hakkmda Küçük Itüâf Haridye Nazırlan Bükreşte kendi aralarmda görüçmüş ler, bu plâm ittifakı ara ile kabul et miflerdir. Bükreş 23 (A.A.) Kral Karol, »arayda Fransız matfbuah mümes sillermi kabul ederek «remiştir ki: < Fransaya karşı olan dostlugumu Te hatta aşkıraı tekrar ve teyit için çık^ın yeni fırsattan dolayı bahtiyarnn. Bükreşte M. Bartuya ya • pılan kabulü gördünüz. Bunda resmî hiçbir tarah yoktur, hepsi kendiliğinden ve hepsi samimidir. Milletimm memleketinize karşı derin bir muhabbeti vardır. Fransız mümessilinin ziyareti ikî memleket arasında hîssiyata ve manttka istinat eden asırlık ba*lan daha ziyade kuvvetlendirecektir.» Cumhuriyet Muhabirimizin bil dirdiği bu müabakalara Türkiyenm iştirak edeceğine dair şehrimizde alâkadarlar arasmda malumat yoktur. Bilâkis Sofyada toplanacak olan BaOcan atletleri Galatasaray kulübü tarafın • dan tstanbula davet edilmis olup 6 ve 8 temmuzda Taksiro stadyomunda tstanbuldaki bütün atletlerin iştirakile büyük atletizm bayramı yapılacaktır. Yeni dünya şampiyonu maça davet edildi Madrit 23 (A.A.) Ağır sıklet boksör Paolino, dünya sıklet şampi • yonu Maks Baeri maça davet etmiştir. Kral Karolan beyandti Fransanın yaptıracagı yeni gemiler Parîs 23 (A.A.) Meb'ıuan meclisi maliye encümeni Dunker que tipinde yeni bir kruvazorle tâll derecede müteaddit gemlier mşast hakkmdaki lâyihayı kabul etmiştir. Bu gemiler 1933 deniz programına dahil bulunmaktadır. Sofyadan verilen malumat Sofya (Hususî) Bulgar gazetelerine Bükresten bildirildiğine nazaran Musolini Hitler mülâkatmdan sonra Fransu Haricive Nazın M. Bartunun Bükresi ziyaretine fevkalâde büyük bir ehemmiyet atfedilmekte ve bu ziya • retten çok mühim neticeler beklenmek* tedir. M. Bartunun KSçuk ttüâf Hari « riye Nazırlarfle müşterek içtimalarm • dan sonra bir tebliği resmî de nesredilecektir. M. Bartu Küçük ttilâfın ve bahusus Yugoslavyanın bir gün evvel Bulgaristanla anlasması meselesi üzerinde ısrar edecektir. Fransız Nazın bunda muvaffak olacağmı ümit etmektedir. Hatta Fransız mehafili siyasiyesi artık Bulgaristanı kendi taraflarma ka zanılmıs addederek şu mfihim i d mi sak plânmı çjzmektedirlerı Birinci misak Akdenîz misakı ola • cJt, buna Fransa, Yugoslavya, Yuna • nistan, Furkiye ve Bulgaristan dahfl olacaklardır. Bilâhare Fransa bu mi saka ttnlyayı da sokmağa çabşacak hr. tkinci misak ise Şarkî Avrupa mi • sakı olacak, buna da Rusya, Roman • Tekirdas: muallimleri Trakyada tetkikat yapıyorlar Güriiltü ile mücadele (Birinci jtahif eden mabat) «mde geceyansmdam sonra gürültü nün menedilmesi hakkmda talimat vardır. Vekâletin tamimi geldikten sonra aradaki farklar nazan dikkate alına • rak bu talimatm tadili için mesele Beledf'ye Daimî Encümenine havale e dilecekHr.» Daimî EncSmen azasmdan Avni Bey de sunlan söylemistir: c }ş bize tevdi edflince mesgul olacağız. Zaten yapmakta olduğumuz yeni belediye zabıtası talimatnamesmde güriiltü ile mücadele için mühim maddeler koyduk. Fakat Meclisin son içtima devresinde çıkarmak mümkün olmadu Meclisin güriiltüsü, dışanda • ki gürültü!erle mücade'eye unkân bı rakmadı. Bazı kaymakamlar, esssen fazfa gürültü yapan esnafla idari su • rette mücadeleye girişmişlerdir. Bun lann iyi netice aldıklannı duyuyoruz.» M. Barttmnn beyanati 26 mayıstan 29 mayısa kadar pasaport alanlara resmî ilân tstanbul Emniyet MüdürKiğündenı 26272829 mayu 1934 tarihUrinde Istanbuldan pasaport almış olan vatandaslanmum pasaportlarma pasa • port kanununun 2437 numarah kanunlt tadfl edilmis olan ahkâmma tevftkan 2450 kuruş ve bir liralık ta damga pulu yapıştmlmak lâzım geldiği ve pullan yapışbnlmayıp ta muameleleri yapdmamış olan pasaportlarla harice gitmek istiyen vatandaşlanmızın kapı, iskele ve istasyonlannda harçlanm ta mamlatmak icap ettiğinden müşkülâta maruz kabnaktadırlar. Bu tarihlerde pasaport almış olan kimselerin bemen Emniyet 4 üncü şube müdürlüğüne müracaatle muamelelerini tamamlatormalan ilân olunur. Edirne <Hususî> Otuz kisilik bir kafile halinde Trakya dahilin de bir tetkik seyahatine çıkan Tekirdağ muallimleri Edirneye gel mis ve burada iki gün kaldıktan aonra Kırklareline hareket etmiş lerdir. Tekirdağ muallimleri bura da muhabbetle karsılanmıs, iref lerine Gazi yatı mektebinde ve Halkevinde çay ziyafetleri verilmistîr. Tekirdağ muallimleri Krrklare linden sonra Lüleburgaz, Hayre • bolu ve daha bazı kazalara uğnyacaklardır. Bükre* 23 (A.A.) M. Barfu, rfün muhtelîf zevatı ve bilhassa M. Maniuvu ziyaret etmiştir. M. Bartu gece Fransız sefaretînde verilen bir zivafete riyaset etmiş ve bu ziyafette Kral Karol da hazır bulunmustur. Kral Karol ilk defa olarak bir sefarethaneyi ziyaret etmiş bulu • nuyor. M. Bartu Romanyalı ve ec nebi gazetecilere vaki beyanatmda Fransanîn mümessiline karşı gösterilen hararetli kabulden ve gerek Kral ve gerek Rumen devlet adamlarile vaki mülâkatlarda tezahür eden noktai nazar birliğinden uzun uzadıya bahsetmiştir. ÜskUdar Kâle s:nemasında Çapkın Kız Mümessili Ann! Ondra llâveten Dünya haberleri

Bu sayıdan diğer sayfalar: