9 Eylül 1934 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

9 Eylül 1934 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

'Cnmhurîy^i.' 9 Eylul 1934 Jtfayzor Vilheln? I ye [Ikiıııi \ikoli? Anlatan: Fransanm sabik Petersburg tefiri Moris Paleolog Turkçeye çevıren: Salıh Mahmut I Müsaadesiz yapılan bir hafriyatta... İki kız toprak altında kalarak öldü Bakırköyün Mahmutbey nahiyesinin Yeni Bosna köyünde Huseyin Efendi isnunde biri bundan bir müddet evvel hükumete müracaat ederek bu civarda bulunan kireçii bir sahayı isietmek ve tebesir yapmak için müsaade istemis. Fakat yapılan tetkikat neticesinde Hü • seyin Efendinin bu isteği muvafık görülmediğinden reddedilmis. Buna rağmen Hüseyin Efendi mevzuubahs sahayı işletmeğe ve hatta son zamanlarda yir • mi beser kurus yevmiye ile kız, crkek bir takım çocuklan çalıstırarak elli metre kadar bir sahayı iki metre derinliginde kazdırmıs. Lâkin bu smeliyal fenni bir sekilde yapılmadığı için toprak çokmüs ve çalısan çocuklardan Hacer ve Fahriye isimlerinde iki kız toprak altmda kalarak ölmüslerdir. Hadi^e>e ınüddeiumumilik vazıyet etmsitir. Tahkikat yapılmaktadır. Iktisat Işleri Ernir Alinin emeli! Büyük Arap ittihadını temine çalışıyormuş! Halep (Hu susî) Ummandan alınan ha bere göre Av rupadan gelerel' kardeşi Emir Abdullahın ya nına misafir o • lan eski Hicaı Kralı Emir Ali, Suriye tahtına geçmek üzere Avrupada yap Emir All tığı teşebbüsata dair suallere şu cevabı vermistir: « Suriye halkı beni arzu etmedikçe, Suriye tahtına gelmem. Benim Kral olmaklığımla Suriyedeki araplar arasında tefrika düşecekse bunu da istemem. Bütün Haşimî ailesinin takip ettiği ve biraderim merhum Faysalın tahakkuku için çahştığı büyük Arap ittihadı en büyük emelimdir ve ben de bu yolda yürüyorum.» Izmirde üzüm piyasası Bir günde 12,000 çuval üzüm satıldı Bu sene mahsul azdır, fiatler müsait olmadığı halde Borsada hararetli satışlar devam ediyor tzmir (Hususî) Geçen sene tahakkuk eden üzüm rekoltesi elli bes bin ton iken fiatler 28 den 31 ağustosa kadar 13 ilâ 24 kurus arasında idi. 1 den iki eylule kadar okkada altı kurus gibi bir fiat farki varken bes gün zarfında tzmir borsası ancak «3668» çuval üzüm sa tabilmişti. Bu sene rekolte, 44 bin tondur. Ayni günlerdeki satıs miktarı ise <69992> çuvaldır. Yalnız bir eylulde satılan «12287» çuval geçen senenin bes günde sattiğı miktarın üç mislinden fazladır. Bu sahş keyfiyeti en yaşlı piyasacıla • nn hatırlamadığı bir hâdisedir. Bu iki yılın bes günlük satıslan arasındaki fazlalık «66024» çuval gibi azim bir fark göstermektedir. Rekolte zayıf olduğu zaman fiatin yüksek; dolgun olduğu zamanda düskün olacagına dair umumî bir kanaat vardır. Resmi rakamlara istinat eden yukarıki malumata göre rekolte te • essürü hakkında şüpheye düşme mek elde değildir. göre bu sene noksandır. Halbuki farkı 9 bin ton değil! Geçen seneye aradaki fiat Ancak bin rekoltesi, 9 bin ton nun sebebini tahlil için rekoltenin tahmini üzerinde durmak lâzımdır. Acaba rekolte doğru olarak tahmin edilmis midir? Üzüm mıntakalarında bazı sa • lâhiytar zevatın reylerini sordum. Meselâ: Turgutlu kazasının geçen seneki rekoltesi 97 bin çuval imiş, bu sene ise azamî miktar kırk beş bin çuval tahmin edilmektedir. Kemalpasa kazasının bağcılarile görüstüm. Bunlar da; geçen seneki mahsulün yüzde elli besini bile alamıyacaklannı söylüyorlar. Ma nisa ve sair üzümcülüğün en kuv vetli olan yerlerinden yapılan tet kikata nazaran geçen seneye nis • betle rekolte yüzde kırk noksan olduğu tahakkuk etmis gibi addediliyor. Resmi kayitlere göre rekolte geçen sene 55 bu sene de 44 bin ton gösterilmektedir. Geçen senenin 55 bin tonu tahakkuk etmis bir rakamdır. Bu yılın 44 bin tonu ise henüz bir tahmmdir Vakıâ fiatler pek fena değildir. Fakat rekolte farkma bakılırsa üzüm piyasasinı düskün Nevzat saymak Ekrem mecburiyeti vardır. 3 Çar Nikola, kendini İsanın vekili ve onun namına hükmeden kadiri mutlak addediyordu Hükumet zamanlannda Vilhelm ve Nikolanın fikîr ve telâkkilerini de bu • rada biraz tahlfl edelim. Kayzer birçok detalar nutuklannda açıkça beyan et • tiği Szere bütün kuvvet ve satvetini Cenabı Haktan aldığmı, ve gene Allahm iradesfle bütün Abnanyamn mutlak hâkim ve sahibi oldugunu anlahrdı. Bittab! bonda kat'iyyen samhnî olmayıp nrf mevkimi sağlamlaştrrmak mak•adnn takîp ederdi. 1848 senesme dojrn eeddi büyük Fredrik Kiynm Prusya tahh tstibdadınm son mümessili !di. 1866 1870 muharebelermi muteakıp Almanya toplamp Hohenzolern hanedanı tahh idaresine geçînce hokuku beşerin ortada yalnız îsmî, ve hahrası kalmıştı. Esasen bu îdare tarzı Bismarkm çok isine geliyordu. îhtfyar Kiynm onun Snünde bîr mankenden îbaretti. Ona fstedigi gibî kallanıyorda. Kavzerm tekmü karar ve haretkelerl hiçbir kontrol ve tenkkle tâbi dejildi. Her Iradesmi hiçbir kayit ve »arta baglı olmıyarak hemen fcra ettîrirdi. Bu meseleye dair bir bahis açılınca Bismark o knanidar ve çirkin gülüşflet «teraat kanunu esasiye fster oyprun olstm, îster olmasın, Işte benbn hlç düçünmiye • eeğim birşeyj...» derdi. Bu ahval valnn fmparatorluk kanunlarile taara etmiyor, aynl zamanda bötfin eskt Jermen hukukunu da ihlâl ediyordu. Rayiftag yalnız seneden seneye levdi olunan bötçejrl tasdikten maada birşeye kanşmıyorda. VHhelm herhangi bir karar ve îradeshiin icrasım müte•kıp etrafmdald dalkavuklan tarafm • 8an buntm Isabetinden ve mflletm teşekkür ve hoşnudiyetinden bahsoldu gu zaman çok memnnn olup hemen Inütevazı bir tavtr alarak: «Evet oyle.. Ben de büyük ecdadım gibi kudreti flâhîyenîn lcra vasıtasıyım. Her hareketîm 'ATIalun JM"l»tfledîr!» dîyordn. BirgSn çok kıymetli ve az« dosta Prcns Evlenburg kendisine asağıdaki aozleri soylemeğe cesaret etmistit c Zab hasmetpenahileri bo sekflde mrtuklarla, telgraflarla bir istibdat İdaresine doğru gidildigine mülette şflphe oyandmyorlar. Fikrimce hükumet fdaresmm bu tarzda devamı zah ha* • metpenahflerfle milletîn arasını açacakhr. ÇönkB ba idare sekline taraftar hiçbir fırka mevcut değildir.» • Ba sozlerm hiçbir ehemmiyetî olmataıştı. Kayzer mağrur, müstebit tavrile mütemadiyen tekrar ediyorduı «Ben butfin kuvvetimi Cenabı Haktan alıyorum, yalnız ona hesap verirnn. Bu sebeple memleketimin mutlak bir hakimiyîm!» Fakat Nikola Wç boyle düşünmüyordo. Ve buna benzer sözler onun ağznv dan isitilmemisti. O kendisme karşı oldugu gibi millete karsı da yalnız vie danmm iradesüe hareket ediyordu. Rusya imparatorlugu Çarlık kutsiyeti şahanesi Szerine müesses olup kilise Çarlığa o mertebe yfiksek kutsî, ve roanevt bir mevki vermekte idi ki ortodoks alemi halika sukran borcunn eda, ve ifa ederken Çarlanna da büyük bir hisse çdcarmakla dinen mükellef bulunu yorlardı. Çarlıgın azamet ve nüfuzu manevisini lâyıküe anlıyabilmek için o muazzam saltanat zamanında mutlak Rusyada bir mtiddet bulunmus olmak lâzun gelir. Orada Allahtan sonra Çar vardu Bu, milletin her tabakasmda ayni kuvvetle hükmünü icra eden bir kudretti. En mutevazı ve uzak koylüler nazarmda bile Çarm iradesi, Allahm iraderi, Çarm sözu Allahm sözü addedilirdi. O kadar ki birçoklan uzaktan kendisini gordükleri zaman onunla beraber mıranî bir halka içinde Hazreti tsanm da hayalinî goruyorlardı, buna iyice bi!en Nikola saltanahnın manevî nüfu zunun kutstyet ve azameti hakkında V'lhelm tarafmdan kendisine yapılan telkinata yalnız tebessümle mukabele eder geçerdL Bir de bu Od azametli imparatorun bükümdarlık vazifelerini nasıl ifa ettiklerini gözden gerirelfin Fıtrî olan fa • aliyet, kabiliyet ve hararetine ragmen tmparator VOhelmin büyük bir tem • bel oldugunu bütün kendisine yakm bulunanlar tereddüt etmeksizin tasdik ederler. Cidden yüksek olan zekâ ve kabiliyetfle bir mevzuu bir gorü*te kavnyabildiği bir derece ile iktifa ederek bir diğerine atlar, bu hal tabiî ek seriyetle derin tetkikah icap eden ciddt meselelerin sadece sathuu gSrebilme • sini temin, ve sakat bir mütalea edin • mesini tevlit ederdi. Kendismi yahız birşey siddetle alâkadar ederek dosyalar arasmda uğrastırabilirdi. O da «e • tiket» ve herhangi bir mahalde icra edüecek merasim programidi. Bunu a zun azun, ve hiç yorulmadan tetkik eder, en kuçük teferruatile. natlerce mefBul olurdu. ÇOnktl ba kendisinde mevcut olan «kendini gostermek» ve aktörlük arzularını tatmin ebnekte idt tste 1890 senesmde Erkânıharbiye reisi feld mareşal Wa1derseenin buna dair yazdığı birkaç sahr: «tmparatora yakm buiunan herkesm flk gördüğü ehemmiyetli şey kendisinde çahşmak arzusonun hiç mevcut oimadığıdır. Kara ve deniz kuvvetlerüe oynamak, avlanmak, •eyahat etmek... Saltanatm sair ciddî vazife ve mesguliyetlerini kendisme tamamile unutturur. Çalışmak için aynlmıs zamanı yoktur, gayet az okur, yalnız kendisine takdîm edOen raporlarm östSne birkaç sahr mütaleasmı yazar. Milletin kendismi ta sabahtan akşama kadar çalısv bfldiğini düsünmek, ve boyle bir propagandaya alet olmak insana çok ağır geliyor.» Bu tarihten yirmi sene sonra başmusahibi Kont Zedlitz de ba mutaleayı asağıdaki sözlerle tasdfe etmektedir. « Artık tmparator bütün bütün çahşmak arzusunu kaybebnistir. Daima mütehavvil heves ve kaprislerinden baska hiçbirsey düsünmüyor. Ciddî faaliyete bir saatini bile hasredemîyor.» (Mabadi var) » Davet İstanbul Tayyare cemiyetinden: Muallim Nuzhet lmzaslle Tayyare cemiyetine yazılan mektup sahlblnln İs tanbul şubesl müdürluğune müracaatl rica olunmaktadır. On iki sene evvel bugün (Birinei aahifeden mabat) Türk süvarilerinin atlan bile sahip • lerinin bu tstiyak ve heyecanmı hisset • mi», onlar da Akdenizo, Akdeniz kıyıl&nndaki güzel tzmire, sevgOi tzmire tonluk fiat farkı görülmektedir. Bu Türk Yunan dostluk muahedesi (Birinei »ahifeden mabat) Vikella ile birlikte Hariciye Neza > retine gelerek geçen sene Ankarada imza edilen Türkiye Yunanistan dostluk muahedesinin musaddak suretini Yunan Hariciye Nazırile te • ati etmîjtir. ^ , » Merasimde Basvekîl M." Çaldaris t« bulunmuş ve Tevfik Rüştü Beyle birçok müddet görüsmüştür. Bu görüsmelerde Akvam Cemiyetinde müzakere edilecek müstrek veya umumî meseleler mevzuu bahsolmuş ve her hususta iki hü kumetin noktai nazarında tam bir mutabakat görülnrüştür. Muahedenin teatisinden sonra Tevfik Rüştü Bey gazetecilere be • yanatta bulunarak Türkiyenin Yunanistana karşı büyük bir dostluk beslediğmi söylemiştir, Milletler Cemiyetinde (Birinei sahifeden mabat) veremediği, fakat M. Bartunun da menv nuniyetsizlik göstermediği söylenmek • tedir. M. Bartu keza M. Vasconsellos ve Castillo ile yaptığı mülakatlarda da bir takım tereddütleri izale etmiştir. An • lasıldığına göre bu mülâkatlar esnasında, MiHetler Cemiyeti azası arasında tam bir müsavat temini için daimî azalıklrm kalduılması hususundaki eski tensikat zihniyeti tekrar başgöstermiştir. Fakat M. Bartu Sovyet Rusyanm Milletler Cemiyetine girmesinin Avrupa sulhunu fevkalâde tarsine hâdim olacagını göstermis olduğundan muhataplarınm kat'î prensip kararlannda ısrar etmelerinin önüne geçmishr. Hulâsa olarak denebilir ki, dünkü müzakereler cesaret verici mahiyettedir ve müsait bir netice elde edüeceği umuluyor. Fransızca ve usulü müzaafaya bi hakkın vâkıf, daktiloyu bilir, büyük mü' essese ve mşaat mahallerinde çalışmıs tecrübeli bir Unlversite Rekotorü ve hukuku düvel profesorü Cemil Bey, evvelce neşretmig olduğu bu eserin ikinci çüdini de çıkar . mıştır. Bu cilt, devletler arasında muna. sebat, devlet reisleri, hariciye vekillerl, elçller, konsoloslar bahislerinl lhtiva etmektedir. Esasen kıymetli bir alim olan CemU Beyin eseri gayet selis ve hukukçu olmıyanların bile alâkasını celbedecek kuvvetli ve cazip bir uslupla yazılmıştır. Hukukî kıymetl içinse burada herhangi bir mutaleada bulunmağı zait addeder ve yeni eseri hararetle tavsıye ederiz. Yeni eserler Hukuku düvel ikinci kitap BELEDİYE 17 de ve gece saat 22 de gayet zengiı TAKSİİI tzmirde Şehitler abidesl' biran evvel varmak ister gibi kosuyorlardı. Izmir anasmdan aynlmış bir yavru, sevgilisine basret bir nisanlı gibi, onu, halâskâr orduyu bekliyordu. Birbirin* müteveccih olan bu atesli özleyis me • safeyi azalttı, ordunun azimkâr savleti» le tzmirin heyecan içinde sabırsızlam şı, zamanı kısaltü v« nihayet 9 eylul günü iki hasretli, iki sevgili birbirine kavusralar, artık bir daha hiç, hiç, ebediyyen aynlmamak üzere... O gün, 9 eylul 1922 günü tzmirin 5ç seneden fazla kafiıyan yürğinden or duya ve Gaziye karşı bir sükran ve minnet sesi yükseldi: Varol! VARYETE PROGRAMI 12 eylul bu çarşamba akşamı SUIV1ER S İ N E M A S I Yeni sinema n?evsımıni ( Rski Artıstik ^ M. Çaldarinn beyanatı Atina 8 (Hususî) Başvekil M. Çaldaris gazetecilere verdiği beyanatta Türkiyenin bütün dostluk imanını gösterdiği Yunanlı san'at erbabına ait meselelerin Cenevre de iki Hariciye Nazın arasında tetkik edileceğini söylemiştir. L ILI DAMITAve HENRİ GARAT tarafından bır sureti fevkalâdede temsil edilen MUHASİP İŞ ARİYOR Taşraya da gidor. Adres: M. Ferit, Akaretler, Şairnedim caddesi numara 69 Beşiktaş. (2413) Çalınan Adam DIKKAT: gayet orıjınal ve muhteşem ölmi ile açi^or Fıyatlardaki büyu'k tenziiâttan Istifade etmek isteyenlenn stnema gışelerıne müracaatieri lâzimdır Izmirce bugUnkü merasim ve tezahurat tzmir 8 (A.A.) Güzel tzmirin kurtulus gününün 12 nci yıldönümü yann yapılacak bayramla kutlula • nacaktır. Bu bayram, tzmirin şimdiye kadar görmediği pek büyük tezahürata vesile olacaktır. Halkevi tarafmdan tertip olunan program ikmal edi] • miştir. Birçok vilâyetlerden heyetler gelmektedir. Şimendiferler, otobüsler, kamyonlar ve bütün nakil vasıtaları iki üç gündür tzmire gelenleri taşımakla meşguldürler. Küçük ve büyük oteller, misafhr kabul eden her yer civar vilâyet lerden ve kazalardan gelenlerle dol muşlardır. tzmir daha şimdiden bayraklarla donanmıştır. Halk Büyük Gazinin yarattığı bu büyük günü minnetle kutlulamaya hazırlanmaktadır. Kadıköy Dikiş Evinin sergisi Vefa Kumkapı a5mldı 12 eylül çarşamba akşamı tam saat 2. de yeni mevsım için kapılannı açıyor llk programda : Buyük artist (Eski Glorya) sineması SARAY, DU6LÂS FAIRBANKS'ın zevcesi Mary Pıckford'dan ayrıldıktan sonra çevirmiş olduğu en büjük filmi olan ;rî Robenson IRTİHAL Bir miiddet evvel sahrimizde kara ciğerinden ameliyat olan; sabik Soma kaymakamı ve C. H. Fırkası Reisi Talât Beyin validesi Muhsîne Hamrn Somada irtihal etmiştir. Merhumeye Haktan rahmet diler ve Talât Beye beyanı taziyet eyleriz. MÜESStF BtR VEFAT K'«este tüccanndan tlyas Fehmi mahdumu Yrkup Hümi Bey iki sene dir müpteîâ olduğu hastahktan kurtulamıyarak irtihali daribeka eylemis ve nasi magfiretinakşi dün civri Hazreti Halitteki ailesi kabristanma defini hâki gufran kıhnmıştır. Cenabı H'k ailei kederdidesine sabır ve uzun önrVirler versin. Muazzam ve muhteşem filmini takdim ediyor. Unrtedartists filmîdir Fiatlerde tenzılât Ikıncı Balkon ve fotöv 30. Hususî 50, lüks balkon 70 kr 12 eylül çarşamba gecesi saat 21 de Kongrede bulunanlar hep bir arada Cuma günü kulüp binasında fevkalâde kongrelerini yapan Vefa Kumkapı kulübü, aralarmda hasıl oîan anlasma üzerine her biri kendi aahasında çahşmak üzere aynlmışlardır. Ayrılma umumî muvafakatle ve samimiyet içinde vukua gelmistir. Bundan «onra Halk Fırkası salo nun<Ja büyük bir Vefalı kütlesi Vefa Idman Yurdu kongresini aktetmiştir. Demir Bey reisliğe, Ziya Faik Bey kâtiplige seçilmiş, tadili teklif ea«len nizamname okunarak kabul edılmistir. Büyük makamlara tazimat tel grafları çekilmiş ve müteakiben yapılan intihapla idare heyetine eczacı Mustafa Arif Bey reis, Mustafa Saim, Saim ve diş tabibi Hayri Ragıp, Edip Faik Beyîer aza, Vefa lisesi müdür muavini Ekrem, doktor Refik Nuri, Ahmet Nurettin Beyler de mürakabe heyetine seçilmişlerdir. Senelerdenberi mutevazı bir vaziyette temiz futbolünü gördüğümüz Vefa Idman Yurd'ile Kumkapı tdman kulübiine muvaffakiyetler dileriz. B A R ŞARKICISI FRANSIZCA Kadıköy Dikiş Evinden bu sene dokuz talebe mezun olmuştur. Dikiş Evi, mezunlarla diğer talebelerin el işlerini muhtevi olmak üzere güzel bir sergi açmıstır. Resimlerimiz mezunları ve sergiden bir köçeyi gösteriyor. filmi ile açıyor sinenası yeni mevsımi CLAUDET COLBERT RİCARDO CORTEZ ve BABY LE ROY'un temsil ettıklerı M E L E K SOZLU Üsküdar Hale Sinemasında Yalova Türküsü Kaçır Benı llâvefen Dünya Haberleri

Bu sayıdan diğer sayfalar: