16 Eylül 1934 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

16 Eylül 1934 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

16 Evlul TELGRAF UABERLERİ Spor "Cumhariy Leh Hariciye Nazırının sözleri fena karşılandı fngiltere, bır muahedenin bir taraflı olarak nükul edilmesine muhalif bulunuyor Varçova 15 (A.A.) Yanres ıru gazeta Pogska, M. Bekin Ce • nevre nutkuna hasırettiği bir ma • kalede ezcüml diyor ki: «Bu nutuk millî iradenin kud retli bir tezahürü idi. Lehistan kendisi hakkında ikinci sınıf bir devlet gibi muamele yapılmasını kat'î «urette reddetmektedir. M. Bekin irat ettiği sozlerin hakikî tnanası işte budur. Bu sözlerle, Avrupa milletlerinin hür ve esir, hâkim ve gayrihâkim diye tefrik edilmesini kafcul etmiyeo bir milletin iradesi ifade edilmiştir. Vatandaşlan Avrupanın ekseri memleketlerinde itisaf • lar hüküm sürdüğü bir devrede dinî müsamahadan istifade etmiş olan ve bin sene Avrupanın teşekkülüne hâdira olmuş bulunan Leh millet! hukuku hükümranisinin tahdit e • dilmesini kabui edemezdi ve bıma hakkı yoktu. Lehistan, ekaüiyet • lerin himayesine muhalif değildir. Bilâkis, umumî olmak sartile, bir ekalliyet roukavelesine iştirake â • madedir. Mevzuu bahsolaa mesele milletlerin müsavi muamele gör • mesi meselesidir. Lehistan müsa vatsızlıği reddetmektedir. M. Bekin beyanatı asla bir tabiye oyunu de • ğildir. Bilâkis her namuslu adam Leh noktai nazarınm doğruluğunu tanıyacaktır. Zira insani teahhüt • lerin umumî olması talebinrn meşru olduğunu herkes hissedecektir. Lehistanra hattı hareketi bütün dünyanın geniş kiitleleri tarafmdan anlaşılmaktan hâli kalmıyacaktır. Bu hattı hareket yalnız o kabil politikacılan hayrete düsürebilir ki. bunlar nezdinde siyaset açık anlaşmayı ve basit ve ezelî hakikatleri karanlık hale koyar. Bütün Lehis • tan M. Bekin beyanatını sevinç, gurur ve minnettarlıkla karşılamaktadır.» Falih Rıfkı Beyin bir Bir buçuk milyonluk kütleyi ikiye bölen Tuna >5hri ayırmıyor, bağrında yatıyor gibL makalesi Falih Rıfkı Beyin Hakimiyeti Mü liyede spor başhğile çıkan bir baş ya zısını aynen alıyoruz: Tiirk milletinîn ahlâk ve karakter hnsusiyetlerini tahlil ettiğimiz zaman, onlar arasında yüksek spor vasıflannuı hepsini buluruz. Türk genci asil, go • zü pek, çevik, dayamkh, atdgan, rfki, disiplini sever bir delikanlı demektir. Biz bu hassalardan hiçbirini yoktan yaratmağa muhtaç olanlardan degüiz. Yalnın Türk gencindr bu hassaların dejenrre olmamasına dört gözle dikkat etmek mecburiyetindeviz. Bunun da tek yo!u, onlan tşletmekten ibarettir. Bu hassalar ancak sporla islenebilîr. Fakat bütün memleket kaç senedenberi şaşkına döndii: Sporda hemen hiçbir milletle boy olçüsemiyoruz! Maddi, manevî kuvvetlerimizin hiçbirini zayıf • lamtş olduğunu hiç kimse iddia ede • mez. Hayır, sebep sudur: Biz spor iş • lerinde teknik ve teşkilât bilmiyoruz. Bize ecnbi antrenorlerden fazla, ec • nebi organizstörler lâzım olduğunu i • tiraf etmeliyiz. ö y l e zannederiz kt son asnn Türk devlet adamlan arasmda sporu en çok himaye eden şahsiyet, muhterem tsmet Paşadir. Basvekfl, elindeki bütçenin bütün imkânlannı, bu uğurda kullanmıs • tar. Yeni özkan Türk atmı ona borclu • yuz. En modem stadyomlardan biri • ni Ankarada o yapıyor. Fırkanm bütün kofian, spor terb^yesfle alâk^Iandınl • mışhr. F?kat takunlanmut Rusyanm bütün şehirlerinden ymile yenfle dS • nüyor; BaBcanlar olimpiyatlannda i • kinci defadır ki sonunculuğu alıyoruz. Ankara Muhafız alayı kumandanmm bir iki sene içinde süvarüerra! nekadar ilerletmiş olduğundan bahsedm Başveküm, bir gün: Alaya bonun için hiçbir maddi yardımda bulunmadım. Denrek ki her* sey para ile de olmazmıs! dediğini hatnhyorum. En yüksek spor vasıflan kendisfaım tabü hassalan olan bîr mîllctin gençli • ği, en fena spor neticeleri elde ettiği zaman, bumı millî bir dava olarak nw« sa üstiine koymak ve üzerinde konuş* mak m'cburtyetindeyiz. Simdi meseleyi vazedelim: En yakm Balkan olhnpiyatlarmda en ivi neticeleri almağa karar vereceğiz ve bunun mümkün ve kolay olduğunu ibrazsız kabul edeceğiz. M'isele böyle konulduktan sonra, teknik ve teşkilât isini ona göre düzeltip tamamlamaktan gayri düsünülecek sey yoktur. Büyük HamJ Reisicumhur, Büyük Reis tsnvvt Pasa gibi kudretlere dayanan bir tsşebtü» mutlaka imtihanda muvaffak olur. Şu veya bu türlü dedikodulara ehemmiyet bfle vermek istemeyiz. Spor yüksek aşk, teknik ve te» • kilât işidir. Sporculuk vasıflarmdan olan seref, amatörlük gibi srfatla sporu idare etmeğe kâfi gelmez. Bundan baska ayni zamanda bir roh terbiyesl işi olan sporun disiplini, ancak bu terbi • yenin felsefesini ve tekniğmi kavramıs olan mütehassıslar tarafmdan tcsis o • lunabilir. Bu disiplin, bizde tesis k<lî • mesi kuUanıIabiIecek kadar yoktur. Yani manası anlaşıbnamıştır. Geçen • lerde îstanbula gelen bir ecnobi: Sizdeki izci tesküâhnm hakikî izcilikle bir t?kun kıyafet benzeyişleriad'« baska hiçbir münasebeti yoktur, demişH. Hiçbir millet için spor eğlence de • ğildfr. Bütün dünya kendi gençliğini sulh için ve harp için, spor meydanlannda yetistirnvktedir. Meseleyi Cumhuriyet Halk Fukası • nın inkdâpa rzmine lâyık irade ve ka rarile ele alalun. FAÜH RIFKI NALINA Budapeşteye bakış İHEM MIHINA Belediye intihabatı B> stanbul umumî roeclis intihabatı ladu Şehrin bütün işlerine bakan bu roeclis adeta tstanbulun millet meo* lisi demektir. Belediye reisinin intihap* Ia değil tayinle olmasına ve sehir mec • lisi tarafmdan düsürülememesme rag men, şehir meclisinin şehrin idaresind* büyük yeri ve ehemroiyeti vardır. Ka • rarlarile belediye reisinin vazifesinl kolaylaştınr, ona yol gösterir ve şehria hnannda, güzelleşthilmesinde çok mühim bir rol oynıyabilir. tstanbul, dünyanın en mühim bir mevkiinde kâ<*ndir. Manzarası, iklimt, havası, itibarile emsalsîz bîr şehirdnv Sulan, etrafı, plâjlan güzeldir. Birçok tarihî abideleri, müzeleri vardır. tstan* b d gibi, bütün bunlarm hepsini bir y«* re toolamıs, bir şehir, adeta yok gibi « dir. Birinde tabiat ve şehir güzelse tarih voktur; Nis gibi, Dovfl gibi... Diğerinde tarihî abideler, müzeler, tfyatro lar, eğlence yerleri bolsa güneş yoktur, deniz yoktur, hava yoktur; Paris gibL Londra gibi, Berltn gibi... tstanbulda herşey vardır; yalnız, bu herşeyden f f t:fade etmeŞi bilen bir belediye yoktur* Bu da gayet tabîidir. Çünkü tstanbul, Osmanh saltanabnm asularca merkezl olmak itibarile uübdadm tazvikı altmdl yasamifhr. tstanbulu, tstanbullular de» eil, padısahlar, devlet idare etmistir,' fcittabi bu keyfî idare yüzünden d« tstanbul kendi kendini idareye ahşnMH mıştır. Belediye îse, şehrin kendi kendk ni îdare etmesi demektir. Güzel şehrimizde bu idare ancak yeni yeni tees* süs etmeğe ba^lamışhr. Şehir meclisi^ kendi kendini idare şeklmîn kaynağı •' dir. Meclisi teşkil eden aza, ryi btiha^ edilirse, bu kaynaktan tstanbul çok bÖ» yük istifadeler temin eder. Hiçbir belediye reisi, güzide bir şehir meclismnl kendme göstereceği feyizB yolda yB • rüyememezlik edemez. Şehir meefisf şehircilikten anlar, iş bflir, titiz, temia* liği, güzelliği ve bilhassa tstanbula »ever, münevver (nsanlardan seçiBne* fehrimiz, bütün tabiî güzelliklerindert azamî istifade etmenin nrnm bulraa^ olacaktır. tstanbulu, ySrekleri tstanbul aşküe yanan ve bir şehrin ne demet olduğunu bîlen hemşerilerden mBrek • kep bn meclise emanet etmek lânm • dir tngilterenin noktai nazart Londra 15 (A.A.) Salâhi yettar mehafil, Lehistanın ekalliyetler hakkındaki hattı hareketi mü • nasebetile, meselenin ortaya sürülmesi tarzı ile bizzat mesele arasında pek açık bir fark olduğunu söylemektedirler. M. Simon birinci mesele hakkında Cenevrede yegâne cevabı vermiştir. tngiltere bir muahedenin bir taraflı olarak nükul edilmesine muhalif bulunmuş ve bulunmaktadır. Buna mukabil muntazam bir şekilde ortaya konulmak şartile her türlü beynelmile! meselenin müştereken telkikine amade bulunmaktadır. Çek matbaatı ne diyor? Prag 15 (A.A.) Matbuat, umumiyet itibarile, M. Bekin nut • kunda ekalliyet prensiplerinden kurtulmuş büyük bir devlet gibi telâkki edilmesini temine matuf bir tabiye manevrası görmektedir. Avutturya matbuatımn mütalealart Viyana 15 (A.A.) Matbuat, umumiyetle, Lehistanın teşebbüsü ne gayrimüsaittir. Gazeteler bunun mevcut muahedelerin mer'iyeti için tehlikeK olduğu kanaatindedir. Gazeteler, Lehistanın hattı hareketinden Hitlerci Almanyayı mes'ul rutuyorlar. Budapeşteden muhteşem bir göranüş: Elizabet köprüsu ve sehir Tunamn Sz beldesi. Avrupanın en büyük suyu burada kavisleri açık bir (S) harfi gibi ferah bir kıvraklıkla uzanıyor. Koca nehir hiçbir sehre böyle göğsünü gererek ve belini bükerek neseli neşeli sokubnadı ve hiçbir şehir de burası gibi onu candan kucaklamamışhr. Tuna Belgradı gSrür, fakat Blgrat Savaya bakar; Tuna Viyanayı dolanır, fakat Viyana Tunaya sadece eteğini üiştirmiştir. Halbuki Peşte, nehirle sehir âşıkla maşuk gibi sarmaş dolaş! Bir buçuk milyonluk bir gövdeyi ikiye bölen Tuna, sehri ayırmıyor, bağ nnda yatıyor gibi. Arka arkaya altı çelîk koprfle Tunayı perçinliyen şehir, nehri bağlamıyor, kollannı dolayarak sanhyor gibi. Su beldeye tabiatin, belde suya medeniyetin hediyesi. Hiçbir! borçhı kalmak istemiyor. Bu ona su cümbüsunün bütün güzelliklermi verdise o buna tnsan bilgismîn butün ni metlerin! serdi. Avrupa edebiyah Peşteye «Tuna kraliçesi» der. Ortada zümrüt bir gerdanlıkla pırlanta bir taç var. Tunasiz Peşte, belii bağn kupkurudur, fakat Peştesiz Tuna, yazık taçsız kalanaî Rusçuktan Vîyanaya kadar, belde > lerin kimisi iki kıyıdan birine bırakıl m ş tek sahifeli kitap gibi, bakıp geçi • ver, kimisi Belgrat gibi, bahk sırtlı bir rahlenin îki tarafına sarkmıs iki yap • rak, öd bakışta okuyuver. Fakat Peşteye vapurla giriş, heyecanı gittikçe artan bir piyes seyredrştir; her köprü bir perde pîbî, aihncı köprSye kadar beş perdelik ve bilmem nekadar tablohık bir piyes; en sondaki Margrit adasile piyes bitti deme, tekrar başlıycaksm, mademki güzel demek seyrine doyul • mıyan demektir t tlkonce sağdaki düziüğe serihnlş fabrikalar ve garlar, soldaki dalgalı tepelere serpilmiş vülâlar ve köşkler; bunlar sahnenra kalabalık figüranlan gibi. ttte piyesin iBt mühim şahsiyeti, ikinci köprüyü geçince, solda; bütün gövdesile Tunaya bakıp düsünen Üni versite, şehir yolcuyu evvelâ hfanla selâmlıyor. Ve iste sahnenra en haşmetli tablosu, üç yuz metrodan daha genis Tunaya tek gözle abanan Elrzabet köprüsü: Kavis rekorunun kendinde olduğunu biliyor gibi, nehrm kehkesam üstiine nefti pmltısmm kavsi kuzehmı şrururla gerip, iki basındaki yüksek ikî kuleyi fenntn zaferme dört abide gibi dikerek hende«eden de şiir çıkacağını haykmp duran köprü! Solda iki yüz elli daireli Gellert hamammra oteli, kıymetli şeyler saklıyan iri bir mücevher kutusu gibi. Karsı tarafta, boylan ayni, büyük bmalar Tunaya hürmetle nizam safmda dizilmişler. Solda ve yüksekte, Avrupanın bile en muhteşem yapılanndan kral sa • rayi, rütbesi gîbi kendi büyük ve kendi gibi mevkii yüksek, herkesi göruo herkese görünecek, bütün şehri, tebaasına bakar gibi süzüyor; sağda ve onun karşısında, sfvri ehramlarile semayı tırma lıyarak cür'etli bir mimarî emeğinin yarattığı parlâmento: Tunanm beri tepesinden yüksekteyim diyen devlete karşı Tunanm öte kıyısından ben de vanm diyen millet! E'izabet köpriisünün garp tarafın daki sırtta, elindeki büyük haçı bütün sehre uzatarak beldeyi dm namma himayesme alan, tabiî gövdesi beş altı defa buvütüîmuş dev karaltılı Sen Etyen heykeline doğru hrmanırken Tımanra son krvnmıjıdan ucu görunen Margrit adastna baktım: Direklermi kaybede • rek güvertesi bahçe rıaline konmus yayvan bordıralı bir dretnotu andıran ada nerdeyse önündeki koca köprüyü itiverecekmiş gibi duruyor! Heykeli çapraziıyan güzel iki yolun solundakinden en basmda modası geçmiş bir taç gibi eski Avusturya kalesi bulunan, tepeye çıkryonnn. Tunanm batı tarafına birer panorama kürsüsü gibi sıralanan üç tepenin en yükseği burasu Tuna, gözün alabüdiğine uzanıp kıvrandığından mı ne, yan yanya daralmış gibi. tçinde yüzlerle insan yıka • nan GeDertin meşhur dalgah havuzu bir tekne mavüiktir ve trastaki beyaz örtülü masalar birer tabak kadar: Herşeyi küçülten tepe yamı» şehri bütün büyüklüğile gosteriyor! Bir edibfaniz, rahmetli Cenap, der ki: Ask tepeye benzer, manzarası îyidir ama tırmanması olmasal Fakat burada hero farmamş kolay, hem gö • rünüşe doyum yok. tnsan ne çıkmaktan yoruluyor, ne bakmaktan. YoL yeşfl bir helezondur, dolanırken farkmda ohnadan tepedestn Te tepe? Yabuz sehri değil Macaristam kucakla. Karştya bak, Peşte, düzlüğün sonsuzluğun* kadar görmeden görünen bir serilîş; yanlara ve geriye bak, dalga daiga serpflen Buda hem görüp her görünüyor. Oh, bu ne aydmlık belde, dört taraftan pancurlan açılıvermiş gibi pınl pınl! Tunanm ayndığı Buda Oe Peşte. Halicm ayırdığı tstanbulla Beyoğluna birçok taraflardan benziyor: Buda garpte, Peşte şarkta; Buda eskidir, Peşte yeni; biri asaletli, biri mazisiz, şeref Bu • dada, servet Peştede, mabet'e tarih Budaya bağdaşh, bankayla banker Peştede kaynaşıyor, h«p tstanbulla Beyoğlu gibi! Yalnız tepelerile dahi tstanbula benziyen Budaya mukabfl dümdüz Peş • te Beyoğ'una hiç benzemîyor. Zaten, tstanbul ki abidelerinde mermeri şiir yaph, Buda ona benzemekle oğündüSu halde Beyoğluna benzetîlen Peşte hiddet içindedir ve btklı d a : Orası yapı yığını, burası bîna mahşeri, orası kansık burası hendese, orası biz değiliz, burası kendîdir! Pari» tSMAtL HASİP HlfîllHUIIUIIHIKIinıaHnıiM İtalya Yugoslavya münasebatı Silâh tahkikatı örtbas ediliyor İtalyan meb'uslarmın Bel Tahkikatın bazı kısımla • grada gitmeleri menedildi rına sansür kondu Venedik İS (A.A.) Deyli Telegraf muhabirinden: Yugoslavya matbuatımn ttalyaya karşı şiddetli ve acı neşriyafa üzerine, M. Muso lini, ttalyan meb'uslannın Belgrat parlâmentolar konferansına iştirak etmelerini menetmiştir. Yugoslavyada sop zaraanlarda ttalya aleyhine sık «k tezahürler olmustur. Ve iddia edildiğkıe göre Yugoslavya hükumeti asi Avusturya Nazilerine yardım etmiştir. M. Musolini <Aurora> yatında 'Avusturya Nazilerile urun uzun görüşmüştür. Bundan baska, M. Musolini, tngilterenin Con Turnun da ziyaretini kabul etrais ve sonra, «London» gemisme giderek bu zi yareti iade etmistir. Vaşington 15 (A.A.) Beş hükumetin protestosu üzerine, silâh ve mühimmat satışı hakkında tahki • kat yapan âyan komisyonunun yaptığı tahkikatın bazı kısımlarına sansür konulmuştur. Vaşington 15 (A.A.) Brezilya, Meksika, Arjantin, Şili, Bolivya ve diğer milletler tarafından yapılan şiddetli protestoların silâh tahki • kat komisyonunu düşünmeğe ve ihtiyata sevekettiği zannedilmekte • dir. Bumrala beraber M. Hull ve komisyon reisi Nye bu sabah yap tıklan mülâkattan sonra bu hususta hiçbir şey söylememişlerdir. Fflhakika komisyon Düpont şir • ketînin Çindeki ajanı tarafından gönderilen mektuplan görmüştür. Bu mekteplarda 1932 tarihinde içlerinde bazı jeneraller de bulunan Çin resmî sahtiyetlerine kurousyonlar verfldiği büdirihnektedir. Bu şahsi yetlerin isimleri gizli tutulmakta dir. Keza mezkur şirketin cenubî Amerikadaki ajanından 1933 te gönderilmiş telgraflar da okunmuştur. Bu telgraflara nazaran şirket bir barut fabrikası inşası için bir Alman firmasile yapılmış olan mukavelenin Arjantin hükumeti tarafından iptalme muvaffak olmustur. Kolon «Panama» 15 (A.A.) A yan tahkikat komisyonunda yapı • lan şehadetlere göre Nemours fir • malanndan Dupont, Holanda ve Almanyaya barut satmak üzere beynelmilel gizli bir ajan kullan • mıştır. tsmi Gieri olan bu adam ile yapılan tnukavele 1933 nisanmda bitmj* v« kendisine 25,000 dolar verilmiştir. Âyandan Nye, beş hükâmetm protestolarmm kendisini hakikati örtmeğe mecbur edeceğini tekzip etmistir. M. Nye, Amerika memleketle rinden birinde siyasî akisler yap masi mümkün bulunmasma binaen bu telgrafların tamamen nesredü • mediğini söylemiştir. Parlâmentolar konferansı Murahhaslar şehrimize gelmeğe başladılar Yıldn saraymda toplanacak olan Beynelmilel Parlâmentolar konferansına iştiraki mukarrer memleketlerin mn* rahhaslan peyderpey sehrimize gel • meğe başlamışlardır. Bu meyanda Mısır parlâmentosu reisi Tevfik Rifat Pa* şa ile parlâmento idare heyetinden Yahya Fevzi ve Mahmut Hasan Bey • ler sehrimize gelmislerdir. Heyete Mı • sir meb'us ve avukatlarmdan 3 0 kifl refakat etmektedir. Tevfik Rifat Paşa gezinti maksadfle buradan Romanyayti gitmiştir. Beş gün sonra gelecek v« Parlâmentolar konferansmm toplanb * smda hazn bulunacaktnr. Fransız meb'usan meelisi namma kopferansa iştirak edecek olan eski na« nrlardan ve âyan azası M. Roustanla meb'us M. Cratien de yarm Paterya vfM purOe sehrimize geleceklerdir. Yngot • lavva, Suriye, Romanya, Belçika rmı < rahhaslan da bu hafta içinde beklen mektedîrler. ParTâmentoTar konfer ransmtn l'Varile meşgul olacak heyet, dün d« Dohnabahçe saravmda konferans rur1 namesmi ve murahhaslara şehrimizdd kaîacaklan müddet içinde verilecek A yafet ve yaoılacak resmî kabul ve zi « yaretler hakkmdaki programı tanzmJe mesfirul olmuştur. İsveç veliahti için Bursada hazırlık Bursa (Hususî) TeşrinievveHıı ihaftaaında Bursaya gelecek olan tsveç Veliahbnın ikametine tahsis olunan köşkteki hazırlıklara nezaret etmek üzere Ankaradan Hariciye Vekâleti elçilik miUtesan Şefkati Nurettin Bey sehrimize gelmiştir. îsvç Veliahti aynca Uludağa da çıkacağmdan dağdaki otelin nok canlarnu tesbit etmek için Tokatlıyan otelinden bazı memurlar gelmiftir. Ankara barosu içtimaları bitti Ankara 1 5 (Telefonla) Uç gündenberi dcvam eden Ankara barosu içb'malannda çok hararetli müzakerıeler eereyan etmiş, neb'cede intihap yapuarak riyatete avukat Cemal Hazun, ürind rdslige Şevket Mehmet Ali Beyler intihap edümif ve içtima neticelenmiştir. Izmir Beynelmilel panayırı dün kapandı tzmir 15 (A.A.) beynelmilel dordüncü Izmir panayın bugün kapannushr. Bu münasebetle bir çay ziyafeti verilmiştir. Ziyafette Vali Kâzım Pasa ile Belediye reisi doktor Behçet Salih Bey millî bankalar ve panayira iştirak eden müesseseler müdiram, panayır komitesi, matbuat erkânı ve bazı zevat hazn* buiunmuşlardır. Panayır, 300,000 kişî tarafından ziyaret edilmiştir. Intihan defterleri dün şehrin her tarafına asıldr (Birînci sahif eden mabait) Ianna nezaret ve vaziyeti kontrol et • mişlerdir. Vali ve Bslediye reuliği dün mahallelerdeki intihap encümenlerine bir tamim göndererek halkm defterler hakkmda serdedecekleri itirazlann dünden itibaren altı gün içinde süratle tetkik ve întaç edümesinî bildinnlstir. HalV:n intihap sandıbian basmda fazla bekle memelerini ve kolayca reylermi vere bnmeierin! temin için Belediyece nu mara pnslalan bastınlmıs ve bun'ar nümerote edilm'jtir. Kazalardaki inti hap encümenleri bu puslalann üstün : deki münteh bin adı ve adresi yer'erinî doîdurop evlere mSnteh'plere dağıtıl masile meşgul olacaklardn*. tntihap sandıklan eylulün son günn kazalarda büyük merasimle belediye şube merkzelerine götürültra konulacak • tır. Sandık alaylarmm mutantan ' surette yapılması için tertibat almacakhr. Belediye intihabı ve Belediye işleri hakkında halkımızı tenvir etmek üzere tstanbul Radyosunda, C. H. F. merfcez ve subelerinde, smema ve mektep sa • lonlannda ve halk kürsülermde konferanslar verflmesi, hitabeler söylenümesi kararlaştınlmıstır. 20 eylul pazartesi günü saat on se kiz buçukta Refik Ahmet Bey 23 ey • Iulde Nakiye Hanım, 2 6 eylulde Halkevi Reisi Alî Rıza Bey radyoda söz söyliyeceklerdir. Fuka, sinema ve mektep binalarfle halk kürsülerindeki konferanslar da eylulün yirmisinden itibaren başlıvacak • tır. Ingiliz manevrasının verdiği netice Londra 15 (A.A.) Havaym hâIrim bir şhnal devletinin tngiltere sa • nillerice asker çıkartmak mevzau et • rafında cereyan eden tngiliz manev • . ralanndan alman neticeye gbre tn*il> tere bugünkü K'ah şartlan içinde bbyit bir devletin isfa'Iâsına açık fadır. bulunmak • Amerika Reis'cumhuru yat yarışına gitti Nevyork 15 (A^A.) Reisicumhur, «Raimbovo> isitnli Amerika yatile «Endeavur» isimli tngiliz yatnun Amerika kupası için yapacak • lan yarışı seyre gitmiştir. Fakat kendisi grev hakkında daima ma • lumat alabilecektir ve icabında karaya dönecektir. Bir şayiaya göre hükumet me « hafili, ücretler indirilmeden iş saat* lerinin indirilmesi teklifini tetkijı Ankara Beledıve Meclisi içtimaa çağırıldı Ankara 15 (Telefonla) An • kara Belediye meclisi belediye in • tihabatı müddetini kararlastırmak üzere yarm fevkalâde olarak içtimaa davet edilmiştir. Ankarada intihap hazırhklan tamamlanmif sayılabilir. Çankırıda zelzele Çanlnn 15 (A.A.) BugSn snat beş yirmide poyraıdan doğuya doğro jtr sanjntm oldu. Zayiat voktur,

Bu sayıdan diğer sayfalar: