13 Ekim 1934 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

13 Ekim 1934 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Casuslar Arasında 163 NakUi: A. DAVER "v/3 ı Memleket Haberleri ) Tekirdağ bağcıları bir cemiyet kurdu iane listemiz Marmara faciasmda olen kardeşleriinizin ailelerine yardım için açtığınvz iane listesi sefkatli milletimizin hamiyetine mazhar olmakta devam ediyor. Umuyoruz ki vatandaşlar ve bilh'assa servet »ahipleri bu ocaklan yıkıl mıs yoksul koylülere ulüvvüce • naplarını esirgemiyeceklerdir. Teberruat gerek idarehanemîze, gerek ts Bankası merkez ve şu • belerine tevdi edilebilecektir. Teberruata istirak eden ze vatın isimle i bu listede neşrolunmak üzere gazetemize gönderilmeüdir. Listeyi nesre devam ediyoruz: tsim Lira Kurus Dünkü yekun 333 50 Cumhuriyet gazetesi tahrir, tertip, idare heyetlerile matbaa ve kitap kısmı S2 80 Osmanh Bankası sa • bık müdürle'inden Keresteciyan Efendi Yekun 391 30 Rıhtım Şirketî tasfiye ediliyoı Mubayaa bedeli 40 senede tesviye edilecek Rıhtım sirketi tesisatı hükumet tarafmdan sp.tm alınmif olduğun • dan muamelâtı 1 kânunuani 1935 tarihinden itibaren hükumet naraına yürütülecek ve bu tarihte sir ketin nhtım antrepo işlerile bir alâkası kalmıyacaktır. Şirket tesisatı yüzde beş faiz de dahil olduğu halde 10 milyon liraya satın alınmıstır. Bu para 40 senede sirkete ödenecektir. Elyevm antrepolarda mevcut ve 1934 senesi nihayetine kadar an • trepolara girecek olan eşyadan a • lınacak olan antrepo resmile ffrket tarafmdan tahsili icap eden diğer resimlerin hesabatı yapılmaktadır. Bu hetabat neticesinde sirketin yeni seneden sonra hükumet zimmetinde matlubu kalacak olan para • nın miktarı anlasılacaktır. Fransadakî intihaplar ransada umumî meclis inti « habatı yapılıyor. 1508 azalıktan 1201 azalığın kat'î intihabı çimdiden yapılmıştır. Bu n?ticelerden anlaşıldığına gore umumi meclislerdeki fırkalann vaziyetlerinde ehemmiyetli tebeddül olmamı? tir. Umumî netice iş başında bulu • » nan millî birlik hükumetini ümitsizliğe düşürmek çöyle dursun bilâkis deruhde eylediği vazifelere gayretle. devam etmeğe teşci edecek bir mahiyettedir. Fransada umumî meclisle mahallî ve beldî idarelerin bütçelerile istigal eylediğinden siyasî ve teşriî mahiyeti yoktur. Fakat her işte olduğu gibi şehir ve idarei hususiye işleri ne ı j de fırkalar burunlarını sokmuş ol • duklarından bu intihaplarda muhte lif fırkalann gayeleri etrafında mü cadele yapılmaktadır. Fransada âyan. azalarını bu meclisler intihap etti • ğinden yalnız bu cihetten «iyajî büyük 8alâhiyetleri vardır. Herifin boyu altı kademden fazla ve gövdesi de Vilâyet dahilinde bir boyuna uygun bir kahnlıkta idi! inşaat faaliyeti var Fakat ne gazeteci, ne de tacir bi nın musırrane müdahalesile hayatı zim gözümüzden kaçmıyan bir inceliğin farkma varamamışlardı. Bir sürü şık ve parlak tuvaletleri olan genç ve güzel bir dansözün Londrada küçük bir yazıhanede gelip çahşması manasız ve şüpheli değil miydi? Fakat bu İspanyol sultanı, Duvr lima nına çıkıp ta müstakbel zevci Sinyor Adolfo Gerreroya mülâki olmak için Ingiltereye geldiğini söylediği za man, pasaportunu vize ettirmek için yalan beyanatta bulunduğu bahanesile kendisini tevkif ettik. Bir iki gün sonra Gerrero da tevkif edilerek polis müdiriyetine geti rildi. llk sorguya çektiğimiz zaman gazete muhabiri olduğu iddiasında ısrar etti. Makale başına iki tngiliz lirası ücret aldığını söyledi. Halbuki on altı gündenberi yalnız iki makale yazmışti ve ancak dört tngiliz lirasıle hem kendi ihtiyaçlannı tesviye edecek, hem de genç sevgilisinin rnasraflarını Ödeyecekti. Bu gülünç hikâyeye çocuklar bile inanmazdı. Biz, bu arada, genç Ispanyol gazetecisinin hakikî hüviyetini ve mazi sini öğrenmek için tahkikat yaptır rnıştık. Ispanyadaki teşkilâtımız, anlattıklannm bir kısmı doğru oldu ğunu bildirdi. Gerrero iddia ettiği gibi hakikaten asil bir İspanyol aileaine mensuptu; fakat kendini sefa hate kaptırdığı için, tspanyadaki Alman casuslarınm kolayca ele geçir dîkleri bir av olmuştu. El Liberal gazete8İnin müdürü ise bu isimde bir muhabir tanımıyordu. Gerrero mahkemeye verildi. Sevgilisi aleyhinde, elimizde hiçbir delil bulunmadığı için onu mahkemeye vermedikse de dava bitinceye kadar ihtiyaten göz hapsine aldık ve sonra Ispanyaya iade ettik. Gerrero idama mahkum oldu. Mahkumiyetinden birkaç gün sonra, eğer hayatı kendisine bağışlanırsa Ispanyadaki bütün Alman casusluk teşkilâtım mahve kâfi malumat vereceğini söyledi. Fakat söylediği şeyler, kendi hayalinde uydurduğu manasız teşkilât ve tertibattan iba ret çıktı. Kendisinin Alman istihbarat ve casusluk teskilâtında Viktor Cunantas ismile ve 154 numara ile mukayyet olduğunu da söylüyor ve İspanyadan İngiltereye gönderilen 154 üncü casus olduğunu iddia ediyordu. Vazifesi, İngiliz ticaret li manlanndan hareket edecek olan vapurlan haber vererek bunları Alman denizaltı gemilerine batırtmak idi. Buna mukabil haftada 50 İngiliz lirası ve verdiği malumat sayesinde batırılan her gemi için de ayrıca bir komisyon alacaktı. Hiç kimse, bu uydurma gazeteci kadar, ölüm cezasına lâyık değildi. Fakat İspanyada, onun lehine birçok nüfuzlar istimal edildi ve İspanya sefirinin ricası üzerine idam cezası müebbet küreğe tahvil olundu. Hapishanede geçirdiği hayat esnasında Gerrero, dostlannın kurtulmuş olmasına bazı bazı müteessif ve pişman olmuştur, sanırım. En budala casus Almanların İngiltereye gönder dikleri en budala ve manasız casus, hiç şüphesiz Jozef Markstır. Bir gün teftiş için Tilburyye gitmiştim. Memurlarımdan biri gelerek garip bir adam tevkif ettiklerini ve bunun hakkında benim fikrimi almak iste diklerini söyledi. Bu adam. yakalandığı zaman, daha ilk sualde müthiş bir korkuya kapılmış ve kendisine birkaç dakika sonra bizzat benim tarafımdan sor guya çekileceği söylendiği zaman: Demek Bazi! Tomson benim geleceğimi bildiyordu ki buraya gelmiş! Diye mınldanarak bayılmıştı. Halbuki ben o gün tamamen tesa düfî olarak Tilburyye gitmiştim. Rolümü ciddiyetle ifa için bir masanın başına geçip oturdum ve Jozef Marksı yanıma getirttim. Kapıdan içeri, kocaman bir et külçesi girdi. Herifin boyu 6 kademden fazla ve gövdesi de boyuna uygun bir kahnlıkta idi. En az 115 kilo çekerdi. iki tarafına yalpa ederek karşıma geldi. Bu kocaman et kütlesi, pelte gibi tepeden tırnağa kadar titriyordu. Bana bir Holanda pasaportu uzattı. Milliyeti hakkında sual sormağa hazırlanırken yan baygın bir halde anlatmağa başladı: Biraz sabrederseniz, herseyi anlatacağım. Aadamlarmızdan birı nin vapurda beni tarassut ve takip etmekte olduğunu görünce, hemen, bir faka bastığımı anladım. E£er siz bizzat buraya kadar gelmeseydiniz, ben yarın sabah erkenden doğru sizi görmeğe gelecektim. Herifin endişe ve korku içinde bulunan vicdanı, ona, kocaman vücudüne bakarak kendisile alay eden alelâde bir yolcuyu, sivil polis memuru zannettirmiştj. Jozef Marksın anlattığına göre, EkslâŞapelde, zengin tacirlerden mürekkep bir aileye mensup imiş. Orada Almanlar üç defa kendisini Fransız casusu olmakla itham etmişler. Alman zabıtası, Marksa bu ?üpheden kurtulmanın yegâne çaresi îngiltereye gidip donanma hakkında öğreneceği haberleri Almanyaya bildirmek olduğunu söylemiş. O da, kendi memleketinde Fransız casusu diye kurşuna dizilmektense talihini İngilterede denemeği tercih etmiş. Bunnu üzerine Almanlar Marksı bir casusluk mektebine göndermişler ve orada eline bir posta pulları albümü vererek bununla gizlice muhabere usulünü öğretmişler. O tarihe kadar biz, posta pullarile gizli muhabere yapıldığından haberdar değildik. Bunu da öğrendik. (Mabadi var) Tekirdağ «Hususi» Bağlanrm • zm daha esaslı tedaviıi çarelerine ba» vurmak, ihya ve mkişaf teşebbüsleri ni arhrmak, h«r hususta müstahsili korumak için senelerdenberi bir bağcılar birliğine siddetle ihtiyaç hissedilmek te idi. Bn ihb'yacm kaPî bir surette halli, bağlanmızm fennin tekâmül eden bakım ve ıslih tssullerile yetistirflrae si, Tekirdağ topraklarmın yetiştirdigî nefis îirüm mahsulünün iyi bir fiatle satılman lüzumunu düsünen şehrimiz fi • züm mü»tah»nieri bir (Bağcılar Birliği) tesis etmislerdh". Teşekkiilü çok saya • ni ı m ı bir de (üzüm mustabsflleri kooperatifî) Inırulursa memleket bağeılıği çok hîmaye edOecek, dolayuile o nis • bette bol ve nefis üzüm yetisarueeek • tir. înhisar ldaresinin aldığı üzüm Evveke inhisar ve fabrika memarlan tarafmdan mevsimin icabatraa ve ol • gunluk dereoelerine göre tespit edflen şarap hnaline elverişli üzumler fabrika tarftfmdan mabayaa edilmektedir. Üzümlerin dereceleri fabrika kan • tar mahallinde tespît edflip üç fîat üıe» ruHen mubayaa ediimektedir. Bu sene sarap fabrîkasmm bajcilardan (500,000) küo kadar 8xâm ala • cağı tahmin edilmektedîr. Cumhuriyetin feyizlı eserleri AdanaKaraisalı yolunda eüzel bir köprü yaoılcb îhro"ft işleri Amerfka ve Avrupanın ticaret Innanlanndan hububat almak üzere Tekir • dağ 'ske'»s!ne bazı şflepler gelmekte • dir. Bu sene ihracat işlerimız çok batt bir surette devam etmektedir. LJmanımızdan temmuz, ağustos, eytul ayian îçinde Almanya ve Amerikaya (3000 çuval kufyemi), yalnız Almanyaya (2000 ton bujday) ve 2000 ton nn • tv) ihracatı yapdm^hr. tnracat işleri • le alâkadar olan baa Hkcarlarm töy • Iediğine göre, bu •eaelri ihracatunınn geçen seneye nazaran ( % 75 • 8 0 ) msbettnde noksan olduğu anlafümak • Udn. . . . ^ T? Adana KaraUalt yolunda yapılan hSprünun yandan gSrunüşü Adana (Hususî) • Yakm zamana kadar ancak beygirlerle gidip gelinebilen Adana Karaisah yolu, bugün otomobillerin tfledigi güzel ve rahat bn* yol olmuştur. Bu iki merkez arasında yolun geçtiği iki su vardır. Birisi Çakıt, digeri de Çakıta kansan Görgün suyu. tki yil önce Çakıt suyu tizerme kısmen beton ve kısmen kârgir olmak üzere büyük bir köprü kurulmuştu. Bu köprüye çok yakm bir mesafede geçen Görgün üzerine de geçen yıl mukemmel bir betonarme asma köprü kurulmuştur. 50 bin liraya çıkan ve bir Türk mühendis grupu tarafmdan muvaffakiyetle basanlan bu köprü 72 metro ve 40 santim açıkhğındadır. Köprünün eni 5 metrodur. Türkiyede emsali olmıyan ve teknik itibarile dünyada sayılı köprülerd'en biri olan bu eser, Adanaya Cumhuriyet devrinin bir armağanı olmuştur. Tekirdağı panayırt H«r tene Trakya iktuadiyatmda mö» him bir rol oynıyan Tekirdağ panaym bu sene de (Mer'açeşme) mevkimde kvTularak Sç gun devam edecek tir. Panayırda her türlü hububat, hayvanat ve tüccar eşyan uzerine alifveriş yapüa • cakbr. Y*ni mektepler Bu sene vflâyeb'miz dahflmde yeni • den ( 2 5 üicmektep btnasi yapılmak • tadır. Ba mekteplerin ( 1 6 ) n Şarköy, Çorfaı ve Saray kazalarmda; ( 9 ) a da Hayrebohıda mşa edilmektedir. Saray. da yapılan (500) talebeMc yatı mek • tebi ikmal edflmek üzeredir. Yenikoyler Br'kanlardan simdiye kadar Tekir da°ına ge7m?ş ve gelmekte olan mtı hacirlcrin toprağa bağlanman ve birer ev sahibi olup mustahsil vaziyetme geçeb'1me1eri için Çorlu kazastnda 9fi yeni köV yaoTİmaktadır. Bu kovler (100) hane'ik fömerW) ve ( 1 2 0 ) hanelik koyleridîr. Fakat bu defaki umumî meclisler intihaplannın hususî ve istisnat kıymet ve ehemmiyeti verdır. Geçen şubatta Pariste ve diğer şehirlerdo vuku bulup memleketi inhilâle v e ' dahilî harbe sevkedecek bir mahiyet Muhtelit mubadele komisyonu ayın 19 unda faaliyetine nihayet ve gösteren hâdiseler, ötedenberi Franrecektir. Komisyon hâlen tasfiye sada sağ ve sol fırkalar arasında nâzım rolünü oynıyan ve memleketin tnuamelâtile mesgul olmaktadır. Komisyonca simdiye kadar hal siyasetine istikrar veren en büyük ledilmemif yegâne mesele 1 ağus siyasî fırka radikal sosyalistlerin artos 1929 tarihinde «ahiplerinin el • tık ne şahıslan ne de umdelerile lerinda bulunmıyan Tüırk mallan Fransanm üzerinde müessir olamıyahakkında verilecek karar mesele caklarını ispat etmişti. Fransanm y<* «dir. Bu meselenin halli için de Yu büsbütün sağ, yahut busbütün sol nan mubadele fubesi müdürü M. olması icap ediyordu. Bunun için Kosivas Atinadan tstanbula gel sağlar ile radikal sosyalistler kendi mistir. Mumaileyh 1 ağustos 1929 aralannda fırka mütarekesi aktede • tarihinde sahiplerinin ellerinde burek millî birlik hükumetini teşkil etlunmıyan Türk emlâkkıe Yunan hükumeti tarafmdan vaziyet edümesi mişlerdi. Bu hükumet muvakkat ohakkında komisyondan bir karar lup yıpranmış olan eski Fransız rejimile teessüs edecek yeni rejim araalmağa çalı^acaktır. Ankara itilâfnaroesinin 5 inci ve sında intikal vasıtasını teşkil edecek7 nci mac'<v'eri mucibince Yuna • ti. nistanda bulunan Türk emlâki YuMüfrit sol fırkalar yanî eskî sosnan hükumetinin mülkiyetine geç yalistler ile komünistler mütarekeye miftir. Ancak 1 ağustos 1929 tari ve muvakkat hükumete iştirak etmihinde sahiplo inin ellerinde bulu yerek faşizm mahiyetinde olacağına nan Türk emlâki Utisna teskil ede hükmettikleri yeni rejimin teessüa cek tir. ve tesekkül etmemesi ve bilâkis buYunanistandan gelen M. Kosivas nun yerine sosyalizmin kaim olması vazıyet edilmesi utenîlen emlâke îçin riem muvalrltat hükumete hem ait 250 kisilik bir lUte getirdi^iader de buna iştirak eden fırkalara karşı komisyon bunların hukukt vaziyemüttehit cephe üzerinde harp etmetini tetkik edecektir. Bu maksatla ğe karar vermişlerdi. Belediye ve Türk heyetinden Rasih Beyle Yu • nan heyetinden M. Pikeondan mü idarei hususiye intihapları siyasî olrekkep bir heyet tesekkül etmiş • mamakla beraber şubat hâdiselerin sonra ilk intihap olduğundan tir. Bu heyet listedeki Türklerin hu den Fransanm sağa mı sola mı gideceğıkukî vaziyetlerini tetkike baslamıştır. Bu tnünasebetle ihtilâf zuhur ni gösterecek imtihan devresini teşederse bitaraf azanın hakemliğine kil eylediğinden gerek sağ ve mer müracaat edilecek ve bu suretle kez fırkalan, gerek bunlann birlik mubadele komisyonu ayın 19 unda hükumeti ve gerek müttehit müfrit iflerini bitirerek faaliyete niha • sol fırkalar bu intihaplara büyük yet verilecektir. ehemmiyet vermişlerdir. Muhtelit mubadele komisyonunda işler bitiyor Mısır yolcuları memnun tskenderiye • Pire tzmir sef ermi yapan Ege vapuru dün mutat vaktinden iki saat daha geç limanımıza gelmiştir. Buna sebep vapurun tzmir lknanından geç kalkmasıdır. DUn gelen Ege vapuru yolcuları ilk defa olarak serbestçe dışanya çıkmıslar ve gümrükte hiçbir muameleye tâbi tutulmamiflardır. Ye • ni alınan tedbirler sayesinde mua yene tzmirde yap'lmaktadır. Gerek ecnebi ve gerek tzmir yolcuları bu kolayhktan çok memnundurlar. Liman idareleri birleşecek Ankaradan verilen malumata göre tstanbul, tzmir, Trabzon ve Mersin liman çirketlerinin bir uımım müdürlükçe idaresi düşünülmekte • dir. Merkezi tstanbulda olacak bu tnüdiriyete, Izmir liman firketi idare meclisi reisi doktor Hulusi Beyin getirileceği söylenmektedir. Belgratta hükumet vaziyete hâkim ten dolayı orada istifalar ve azillerle mes'uliyetlerin tatbiki müteessir ve atinden dolayı hiçbir fevkalâde ted bire tevessül etmemiş bulunmakta müteheyyiç vicdanlara az çok bir dır. Belgrat örfî idare şayialannı mü teselli ve itminan vermekten bittabi kerreren ve kendi idîfesine ait kuv hali kalmamıştır. Fransa daha ne yavetli itimat ve emniyetinin hakh bir pabilir ki bu badirede binnefis kendiiftiharile tekzip eylemekte devam e si en kıymetli devlet adamlarmdan diyor. Hakikati halde vaziyet en kız birini kaybetmiştir. Bununla beraber Fransanm daha gın bir harp safhasının en buhranh j ileri birşeyler yapmak azmile hare demlerini andırmaktadır. Yugoslav hükumeti uyanık, azimli ve soğuk ket halinde bulunduğu apaçık görünkanlı oldukça ve işte yalnız bu şartla mektedir. Fransa müteveffa Kralın bu çetin safhadan muzaffer çıkacak son söz olarak Fransız Yugosiav dostluğunu muhafaza ediniz tavsiyetır. sini mevsuk bir vasiyet gibi telâkki Cinayet tertibatmın Macaristanda etmiş ve Yugoslavya ile münasebetveya diğer herhangi bir memlekette lerini eskisinden daha kuvvetli bağ hazırlanmış olması behemehal o larla ileri götürmeğe karar verrriş memlekete mes'uliyet tevcih ede vaziyettedir. Fransada bu hissiyat etmez. Medeniyetin şimdiki merhaİe kârı umumiyenin telâkkisi ve hük sinde bu kadar menfur bir cinayetle mü olduğu için kıymeti iki kattır. Ve sulha suikast etmeği göze aldırmış ilâve olunabilir ki tarihinin bu nıa • mes'ul bir hükumet tasavvuruna im temli hengâmesinde Yugoslavya bükân bulunamaz. Onun için hakikate tün dostluklannın kendisile beraber vasıl olunmak üzere icra edilmekte olduğundan emin olabilir. Biz kendi olan tahkikat neticelerini bütün bir hesabımıza Türk Yugoslav dostlu soğuk kanlılıkla beklemekten başka ğunun bugünlerde ve adeta kayıtsız yapılacak hiçbir şey yoktur. Vaziye şartsız denilecek bir feragatle her tin nezaketini bütün ehemmiyetile zamandan daha kuvvetli olduğunu kavramış olan Yugoslav hükumet dostlanmıza burada en açık vicdan ve milletini gösterdiği bu üeri olgun lisanımızla tekrar temin ederiz. îuktan dolayı hassaten tebrike lâyık Yugoslavya kendi dahilî vaziyetibuluruz. ne hâkim siyasetile bu müşkül günFransa hesabına tamamen bir ka lerin en doğru siyasetini ihtiyar et za demek olan ve ancak ne olsa te miş ve bundan dolayı en t»mimt takeasüfleri davet etmesi de pek tabiî dir ve tebriklerimize hak kazanmış bir kaza hükmünde bulunan suikast bulunuyor. yi/NUS NADİ Başmakaleden mabait MÜTEFERRIK Birlik hükumeti reisi M. Dumerg intihap fırkasında irat ettiği iki nutkile Fransada nasıl yeni bir rejim kurmak istediğini açık surette anlatmıştır. Bu yeni rejimin başlıca esasları şunlardır: Fransada nazırlar reisi, Ingiltere Başvekili gibi istediğî anda meb'usan meclisini feshederek yeni intihabat yaptırmağa salâhiyettar olacaktır. Hâkimler müstakil o lup siyasî fırkalann tesir ve tazyikma maruz kalmıyacaktır. Bütçenin ma3raf kısmını artırmak salâhiyeti münhasıran hükumete ait olacaktır. Son intihaplann simdiye kadar elde edüen neticeleri efkân umumiye* nin değişmesi zarurî olan fırkalar saltanatı ve istibdadı rejiminin yerine sosyalizm ve sendikalizm değil kuvvetli ve otorite sahibi hükumet rejiminin kaim olmasına daha mütemayil olduğunu ispat etmistir. MUHARREM FEYZİ Gizli nüfusun kaydı Gizli nüfusun tesçili için verilen mühlet teşrinievvelin on befinde bitecektu.*. Bundan sonra müracaat edenlerin evrakı vilâyet idare he yeti tarafmdan tetkik edilecektir. Kayit için müracaat edenler arasında bazı kadınlar gizli nikâhla birkaç erkekle evlenmiflerdir. Bunlara çocuklatnnm babalan sorul • maktadır. Erkek te bunu kabul edince çocuk nüfusa kaydedilmektedir. Umumî evlerde doğan çocuklar, anneleri tarafmdan bir erkek gös • terilse bile bu erkek kabul ediltni. yerek nüfusa yazılmaktadır. Bunlarm baba hanelerine »ıfır konul maktadır. Fransız bahriyelileri abideye çelenk koydular GrjkgürültUsünden korkarak öldil Ayvansarayda Sel sokağmda 7 numaırah evde oturan Abdullah Efendinin kansi Hasibe Hanım evvelki geceki gök gürültüsünden kor< karak bayılmıs, Balattaki Musevi nastanesine kaldırıltni(tır. Fakat Hasibe Hanım kendine gelmeden ölmüstür. Bir kamyon kazası Büyükderedeki kibrit fabrika sında bir kaza olmuştur. Fabrika nın sofoVü Ecri Efendi, bayilere dağıtılacak kibrit sandıklannı kam • yona doldurmus ve hareket ettik • ten biraz sonra birdenbire fren yaparak kamyonu ducdurmuçtur. Katnyonun birdenbire tevkif edilmesi üzerine kibrit sandıklarından birisi yere düsmüf ve fabrika amelesinden Sabahat ve Saime Hanımlar Mndığıa âltiBda kalacak «ğır «urette yaralanmışlardır. Yarahlar Alman hasUnesine kaldmlmiftor. L'manımızda bulunan Fransız torpi tolart ve nhtımda toplanan halk Cumhuriyet Nüshası 5 KurustuT Limantrmzda misaflr bulunan Fran« sız torpitolan kumandanı Amiral Rive dün sabah saat onda refakatinde er • kâmharbiyesi, Fransız sefaretanesi atasenavali Kumandan Ruş, sefaret ata {tmiliter miralay Dökurson olduğu halJe Taksime giderek Cumhuriyet abi • desîne muazzam bir çelenk koymuftur. Merasim esnasuıda bir müfreze Fransız bahriyelisi Oe bir müfreze Türk polisi resmi selâmı ifa etmistir. Dün sabahtan itibaren halk torpitolan gez • tpistir. Manflya faciası dolayuile Fransız bahriyelileri ferefine verilecek ziyafetlerden sarfı nazar edümijtir. Torpito • lar pazar akşamı limanımızdan Bey * tuta hareket edeceklerdir. JTürkiye şeraitii ^n için Senelik 1400 Kr. 1700 tfr. Altiayhk 750 1450 Üç ayhk 400 600 Bir ayhk 150 roktar

Bu sayıdan diğer sayfalar: