17 Ekim 1934 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

17 Ekim 1934 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

!İ7Te§rinievvell934: YUGOSLAVYA MEKTUPLARh Belgrat, küçük Kralını nasıl karşıladı? Kraliçe denizden müteessir olup ta Fransaya trenle gitmege karar verince Kral Aleksandra da ayni teklif yapılmış, fakat o şiddetle reddetmiş. Belgrat 14 (Hususî MuhabirimizÖen) Dün sabah, Belgrat, şaşaalı bir güneşin göz kamaftırıcı huzmelerile uyanmıştı. Saat dokuzda, yen Kralı, matemzede annesile birlikte payitahtına getiren treni karşılamağa koşan yüz binlerce halk arasında kendime güçbelâ bir yer bularak, çok müessir bir manzaraya şahit oldum. Küçücük başına, en feci şerait 'dairesinde ansızın konmuş olan kral!ık tacının ağılrığı altında mütehayyir duran İkinci Piyer, kendisine eski bir an'ane muktezasmca tuzla ekmek takdim eden Belgrat belediye reisinin kısa nutkunu dinleyip, milIet meclisi reisile de musafaha ettik ten sonra, simasında, hiçbirşeyin taIdil edemiyeceği sonsuz bir elemin îzlerini taşıyan bedbaht anasının önü sıra gardan dışanya çıktı. Yetimliğin ıstırabile daha sevimli bir hal kesbeden bu masum çehreyi görünce, gönüllerindeki taptaze acıyı biran için unutan genç, ihtiyar, kadın, erkek, çocuk, zabit, nefer, köylü ve şehirliden mürekkep bir mahşer kalabalığı, hep bir ağızdan haykınyorlardı: «Jiviyo Kıralye Petar!..» Yaşasın kral Piyer!. Simsiyah matem elbiseleri içinde şekilleri seçilemiyen iki dul kraliçenin arasında, Yugoslavyanın, onbir yaşındaki yeni hükümdarı, tebaasını, minimini ellerile selâmlıyaıak sarayına gitti. Bu merasimden ' dönüşte, yolda iki taraflı dizilmiş duran mektep talebesi, eski muharipler. Sokol teşkilâtı ve bunlan birbirinden ayıran as ker ve polis kordonlannın intizam ve inzıbatını gördükçe birkaç gün evvel, kralın ve Bartunun canlanna malolan Marsilyadaki intizamsızlığı hatırlamamak elimden gelmiyordu. Akşama kadar ne yapacağunı. nerede, ne gibi malumat toplıyabilece ğimi henüz kestirememiştim. l e s a düf, beni fokantada, öğleyin, enttfe' san bir sima ile karşı karşıya getirdi. Kibar bir tavırla vestiyere bıraktığı •ilindir şapkadan, arkasındaki zarif jaketataydan ve hassaten kolunda taşıdığı siyah matem şeridinden, resjnî mehafile mensubiyetini kestirdiğim bu zata, garsonla kartımı göndererek, kendisile görüşmek istediğimi bildirdim. Beni masasına davetle çu beyanatta bulundu: « Katillerin, velev Içi bazı komşulanmızın tahrikâtı ile hareket etmiş oldukları kat'iyetle tebeyyün etse dahi, Yugoslavya asla harhetmiyecektir Bu hususta müsterih olabilirsiniz. EJemimiz ne kadar derin olursa olsun, bize edilen fenalığın fierecesi ne olursa olsun, Yugoslav milleti sulha susamış medeni dünyaya karşı, bir harbe girişmek mes(uliyetini üzerine almıyaraktır. Muharebenin ne demek olduğunu bizim kadar öğrenmiş. fecaatleril»i bizim kadar tatmış bir millet daha ender bulunur. Krahmız bile sulh yolunda kurban gitti. Esa3en, o, ömrünü de sulha vakfetmisti. Onun çizidiği yolda yürümeyi, Hepimiz millî |>ir vazife telâkki ederiz.» Hüviyetinin ortaya konmasını arxu etmiyen ve fakat en salâhiyettar bir mevki işgal eden yüksek muhatabımın bu sözleri, bundan evvelki mektubumda tasrih ettijim biraz bedbin havayı cidden tadil edecek mahiyettedir. Zaten, hükumetin çimdiye kadar aldığı ve hâlâ da alrnakta olduğu âkilâne tedbirlerJen de anlaşılıyor ki, Yugoslavya sulh filküsünü herşeyden üstun tutan müteveffa kralın bu yoldaki mesaisini akim bırakmamak azminde bulupuyor. c Cnmfmriyet Serbest sütun Makedonya ve Bulgarlar Makedonya cemiyetleri birliği neler yapacakmış Maarif bir bütündür Okurlanmınin bir lise muallimi yazıyor: 7 teçrinievvel 1934 tarihli nüsha nızda, aaygı değeı Baçyazıcınz Yunus Nadi Beyin «Tah'm ve terbiyede ciddiyete avdet lüzumuna dair» başlklı başmakalesini okudum. Ben hem muallimim, hem de babayım; iki oikımdan da bu mesele ile alâkahyım Bu sene, geçmiş senelerden hiçbirine kıyas edilemiyecek miktarda taleberun sınıfla rında kalmış olduklan doğrudur. Anormalhk, son senelere değil, yalnız bu son seneye münhasırdır, dersem, doğruyu söylemiş olurum. Bunu mekteplerde ki inzibatsızhğa, talebenin çahşmadığına hamletmek tamamıle doğru değildir. Bu anormalliğin bir tek sebebi yoktur; belki »ayısız sebepleri vardır. Kabahati yalnız talebeye, yalnız tali mata, yalnız çuna veya buna atfetmek meseleyi yalnız bir yanından kavra maktır. Ij zannolunduğundan daha karışık ve girifttir. Bu kançık ve girift işlerden, müsaadenızle, biıkaçım furaya kaydedivereyim: 1 1927 ye kadar mekteplerin vaziyeti şöyle idi: 6 senebk bir ilk mektep üzerine yedi senelık bir orta tahsil veTen bir lise vardı. O sene, yeni bir pedagoji esasına istınat edile • rek ilk tahsil beç, bilmem nagd bir maksatla da liselerin dört senelik bi • rinci devresi 3 seneye ındırıldı Birdenbire değisen ilk tahsil sistemi, dedî ğim gibi, büsbütün başka, yepyeni bir pedagoji esasına dayamyordu İlk mektep programı, pedagojik m > eti itibarile büsbütün değiamisti. J.k mektep muallimleri bu veni tarza göre yetişmedikleri için, yeni programa birdenbire ve kolayca adapte olamadılar. Bununla beraber bütün gayretlerini sarfederek ellerinden geldiği kadar muvaffakiyet göstermeğe çalış tılar. Halbuki liselerin üç seneye indirilen ve (orta mektep) diye ayrı bir cüzütam teşkil eden birinci devıesi gene eski pedagoji tarzının devamiydı. Yeni Ukmekteplerden yetisen çoeuklar, bu eski tarz programa kolayca intibak edemiyorlar, ilk senede sapırsapır dökülüyorlardı. Maarif Vekâleti bes sene sonra orta mekteple rin progTamına yeni bir istikamet verdi. Bu yeni istikamet; ilkmekteplerde tatbik edilmekte bulunan pedagoji tarzının bir devamidi; fakat orta mektep muallimleri de bu tarza alışma > mısblar; onlar da ilk senelerde bu yeni programa birden kolayca intibak edemediler. Yalnız bu mesele baslı « basına nazan dikkate alınmaga deg • mez mi? 2 İlk ve orta mektep muallim Ierinin ihzan da ayn bir meseledir. llkmekteplere muallim yetistiren muallim mekteplerinin programlan, hâlâ eski feklindedir. diyebiliriz. l<>32 yılına kadar, orta mektep tahsiH üzerine, iki senelik bir mesleki tahsil veren bu mekteplerin tdhsıl müddeti, o tarihte, üç seneye çıkanldı, biriaci ve ikrnci senelerinin programlan lisenin ayni sımflarına muadil denebi • lecek bir sekle sokuldu; fakat bu programm mukarrerab yapılmadı; ve meslekî kısmında, ükmektep pe dagojisinin istilzam ettigi ıslah ve tadiller yapılmadL Bu dersleri okutan muallimlerin pedagojik yetijişleri nazan dikkate alınmadı. Bundan başka liselerden yetişen hanım ve efendi lerden bir bir buçuk aylık bir kurstan sonra, ehliyetname ile muallim yapıldu Orta mektep muallimleri, bu mekteplerin artan adedine hiç te kâfi gelmediğinden muhtelif menşeli kimse lerden ehliyetname ile orta mıektep muallimi yapıldı ld bunlar, ilkmektep muallimliklerinden gelenleT müstesna hiçbir pedagojik ihzardan geçmemişlerdir. Lise muallimleri ise, ötedenberi yüksek tahsil gorenleı den alınır. Bunları yetiştirmek için (Yüksek Muallim mektebi) adında bir müessese varsa da, bmine alda narak bunu, meslekî ihzarlan lise tahsilinin isblzam ettiği derecede olan muallim yetıştirici bir müessese addetmek dogru değild». Bunlar da yüksek tahsil mezunudur ve peda gojik ihzarileri hiçbir vakit kâfi de ğildır. 3 Muallimlerin noksanlarını telâfi etmek üzere yaz kurslan açümıshr; fakat muallimlerden pek az kısmı bu kurslardan geçmis ve bir mü eyyedeleri olmadıgı için, faydası pek mahdut kalmıştır. 4 İki sene evvel, orta mektep lerle liselerin son sınıflanndan bir dersten ipka kalanlann, ertesi sene bu dersten ikmal imtihanını vermek sartile, bir dereoe yüksek sınıflara geçmelerine karar verilmişti. Bu karann suineticeleri bu sene pek acı bir surette meydana çıkmıştır. Daha bunlar gibi birçok meseleler sayabilirim ki hepsi bir araya gelin ce mekteplerimizin verimindeki acı noksanlan açıklıkla gösterir. Buna göre mekteplerde tatbik olunan inzi • bat sistemini mi, muallimlerimi, tale beyi mi suçlu sayacakstnız? Bence, hepsi masumdur. Suç, asıl bu mese leleri esasmdan düşünmeyen, vaktinde hal çareleraıi düşünmeyen, lâzım gelen tedbirlerı vaktinde ıhzar etmı yen dairelerindir. Bu meyanda daha kimlerin suçlu Gurup müsabakaları bitti Dün son müsabaka yapıldı, Beşiktaş, Bursa şampiyonunu 6 • 2 mağlup etti XjagoÜavyanm küçük Kralı atkeri ünifarma ı7 günleri hiçbir resmî kâgıda imza atraazmıç. Nihayet Marsilya snikasti de bir salı günü vuku bulmuç. Sonra, Kral Aleksandr, Fransa seyahatine çıkacağı gün, Belgrat istasyonunda trene binerken, ayağı halıya takılıp, düşmüş. Yanındakiler bunu pek iyiye yormamışlar. Nihayet, Zelenikadan, Kraliçe ile birlikte kruvazöre bindikleri halde, yolda, kendisini deniz tutan Kraliçe, Splitte karaya çıkmıç ve simendiferle seyahatine devam etıneyi tercih etmiştir. Bu ara, krala da ısrar etmiş.ler, onun da karadan gitmesini söylemişler.. Dinlememiş. Belki o zaman kurtulurdu. Kimbilir? Dün sabah, burada bir de can sıkıcı sayia çıktı: Ecnebi gazete muhabirlerini, hükumet istemiyormuş, bazılanna, memleketten dışanya çıkmalan tebliğ edilmiş.. Müstesna anlar yaşıyan bir memleketin alacağı her türlü tedbirlerin meşruiyetini kabul ve leslim etmekle beraber, gazetemi düşündüm ve emeklerime acıdım. Bereket versin ki, çok geçmeden, hakikat anlaşıldı. Meğer, bizim Amerikalı meslektaşlardan Mri. kendi gazetesine, geçen gün bir yabancı devlet konsolosunun bir yerli tarafından katledildiğine dair asılsız bir telgraf çekmiş ve bundan dolayı yirmi gün hapsine karar verilmiş imiş. Daha bunun gibi bir iki meslektaşı da, biraz fazla hayalperestlik ettikleri için sıgaya çekmişler. Hâdıse, bundan ibaret. Yoksa, burada, hele hayırhahlığından şüphe etmedikleri dost memleketler gazetecJerine gös~ terilen misafirperverlik. doğnısu teşekküre şayan bir mertebededir. M. Ş. Blrinct sahifeden mabait sindendir. Komita vazifesini yaparken karşılaşacağı zorlukları tahayyül ederek izam etmiyor. Makedonya meselesinin ihtiva ettiği idealizmi ve ruhî hareketleri gözönünde bulundurmak vazifenin ağırhğını anlamak için kâfidir. Böyle olmakla beraber millî komita bu zorluğa katlanarak vazifesini yapmağı vatanî bir borç telâkki ediyor. Hepimiz takdir ederiz ki Makedonya çocuklannın ittihadı onlann en büyük ahlâ • kî kuvvetlerini teşkil eder. Make donya muhaciri Bulgaristandaki kardeşçe hüsnü kabul ve kardeşlerinin samimî yardımlanru takdir eder ve bunlara karşı derin minnettarlık duyar. Bulgaristandaki Makedonyalılar her zaman millî ruhun koruyucusu olması itibarile hükumeti de sevmek ve saymakta kusur etmemişlerdir. Bunun için Makedonyalılar şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da daima hükumet cephesinde kalacaklardır. Millî komita Makedon • ya muhacirlerinin onorunu yükseltmeğe çalışacaktır. Mahkum ve hür Bulgarlar arasındaki münasebatın I takvı> esı de umumî millî emelimiz icabatındandır. Millî komita bütün Bulgarlık için ayni derecede kıymetli olan mesaisinin Bulgar halkı tarafından lâzım gelen ehemmiyetle karşılanacağını ve bu hususta kıymetli yardımlannın esirgenmiyeceğini ü mit eder. Kanunî bir teşekkül olan Makedonya hayirperver kardeşlik cemiyetleri birliği azalannın içtimaî seviyelerini yükseltmeğe, onlarm hayirperver duygulannı inkişaf ettirerek esir ve mahkum kardeşlerinin vaziyetlerile alâkadar olmalarım temin etmeği gaye ve vazife bilecektir. Anavatanlanndan kovulan Makedonyahlar vatanlarını ve ocaklannı hiçbir zaman unutmıyacaklardır. Vatanlarını sevmekten ve düşünmekten onlan menedecek hiçbir kuvvet yoktur. Bunun için millî komita mahkum yaşıyan millettaşlarının •vaziyetlerinin ıslahına bütün Bulgar milletinin menfaatini bilerek faaliyette bulunacaktır. Bu gayesine de Bulgar hükumetinin ve Bulgar milletinin takip ettigi yoldan iri şebileceğini takdir etmektir. Makedonyadaki Bulgarlann vaziyetlerini ıslah edecek bir teşebbüse nereden olursa olsun millî komita muzaharet edecektir. Millî komita gayesini anlıyarak vaktinde umumî efkân tenvir eden Bulgar matbuatımn hizmetini lâyık olduğu derecede takdir etmek tedir. Makeldonya Bulgarlannın milliyetini muhafaza ve içtimaî serbestilerini temin meselesi, Balkan iranm adasınm sulhu için gayet müim bir meseledir. tttanbut ve Bursa şampiyonlart yanyana Bursada yapılacak Türkiye futbol birinciliği grup müsabakalarınm İstanbul grupu finali, dün Şeref stadında tstanbul sampiyonu Be şiktaşla Bu> sa sampiyonu arasında yapılmıştır. Dünkü maç büyük bir sütrprizle neticelenecek ve Bursa sampiyonu Besiktası yenerek tstanbul grupu birincisi olacak şekilde başlamıştır. tstanbul sampiyonu oyunun bidayetinde gayet bozuk biıoyun oynamıştır. Beşiktaş ilk da kikalarda oyuna 10 kişile başlamıs, Hakkı oyun başladıktan beş daki • ka sonra gelmiştir. Senelerdenberi müdafi olarak tanıdığımız Hüsnü de sol açıkta yer almıştır. Beşiktaş takımı, bu vaziyetten kurtulamazsa bu kuvvetli rakipler karşısınd* mağlup olmağa hak kazanmış olacaktır. Bursalıların haderşinaslığı Bursa sampiyonu San'atkâran ta kımı, pazar günü Beşiktaşh Şeref merhumun kabrini ziyaret etmiş ve mezanna güzel bir çelenk koymustur. Beşiktaş kulübü dün akşam Burcsahlar şerefine Maksimde bir çay ziyafeti ve* ilmiştir. Bu haftaki lik maçları İstanbul Putbol heyeti riyasetinden: 19/10/934 cuma gunü yapılacak rnınOyunun ilk devresi Bursalılar için taka birıncilık musabakalan: çok muvaffakiyetli olmuştur. Bursa 1 Takslm stadında, saha fcomiseri sampiyonu ilk golü yaptıktan »onra Musllh Bey. Beşiktaşhlar ancak beraberliği teBeşiktaş . Oalatasaray genç talomlan min edebilmişler ve biraz sonra saat 11 hakem Ahmet Adem Bey. da kendi kendilecine bir gol daha Beşiktaş . Oalatasaray B. takımlan yaparak mağlup vaziyete düşmüşsaat 12,15 h&kem Adnan Bey. lerdir. Ancak devrenin sonuna doğTopkapı Eyüp A. Takımları saat 14 ru ikinci golü yaparak ilk devreyi hakem Muhlttta Izîat Bey. 22 beraberlikle bitk*meğe muvaf 2 Besiktas (Şeref) stadında, saha fak olmuşlardır. komiaeri Kemal Bey. tkinci devrede rüzgâr altma düBeykoz . Istanbulspor B. takımlan «aşen Bursalılar, başlangıçta gene gü at 11,30 hakem Hallt Ibrahim Bey. zel hücumlar yapmışlardır. Fakat Beylerbeyl Anadolu A. takımlan sa. Beşiktaş yavaş yavaş kendini top at 13,15 hakem Ahmet Bey. lamış birçok fırtatlar kaçırdıktan Beykoz . İstanbulspor A. takımlan m. sonra dört go! daha yaparak 62 at 15 hakem Snphl Bey. maçı kazanmışhr. Yan hakeml«r: Slnan ve Halit thrahfan Bursa şampiyonunun dünkü o Beyler. yutıir çok beğenilmîştir. Bilhassa ka S Fenerbahçe stadında, saha ko lecilerinin fedakârhğı ve takımın miseri Oafer Bey. heyeti umumiyesindeki ahenk takSuleymaniye . Fenerbahçe genç takım. dir e lâyıktır. l&rı saat 11 hakem Hallt Galip Bey. Beşiktaş takımı maçı kazanmakSuleymaniye Fenerbahçe B. takımtan la beraber iyi oynarm* addedilemez. saat 12,10 hakem Hallt Galip Bey. Şampiyona maçlannm finalinde karAltınordu . Kasımpaşa A. takımlan sa. şumda çok çetin rakipler vardır. at 13,50 hakem Cafer Bey. Bilhassa tzmir sampiyonu Altay bu Suleymaniye Fenerbahçe A. takımlan rakiplerin en başında gelmekte saat 15,30 hakem Sadi Bey. dir. Bu kuvvetli hasımlan yenerek Yan hakemleri: İsmall Rıfln ve Zarlf Türkiye şampiyonluğunu kazanmal Beyler. için daha çok çalışmak ve takımda Beşiktaş kulübü Türkiye btrinciliklerin* umumî bir birlik vücude getirmek ıştirak ettiğinden bu hafta Galatasarayla lâzımdır. Dün ilk devrede Bursa yapılacak birinci takımlar maçı gerı bışampiyonunun önünde bocalıyan rakıhnıştrr. Esnaf Bankası tahkikatı Gümrüklerdekı satılık eşyaya talip yok nihayet ikmal olundu Gümrüklerde, yıllardanberi sa Birind sahlîeden mabait bir kısmı her ne kadar bugün de is basında iseler de bu suç af kanunun nesrinden evvel olduğun dan cezaî takibata imkân göülememektedir. Bankanm kaybolan sermayesine gelince bu da evvelce söylendiği gibi bes yüz küsur bin lira değildir. Bu mevhum bir rakamdır. Çünkü; banka bidayetet yüz bin lira ser maye ile teşekkül etmiş; bilâhare seemayenin bes yüz bin liraya çıkanlması kararlaşmışsa da bu ka ran tatbik mümkün olamamış; sermaye miktan tekrar yüz bin liraya indirilmiştir. Kaybolan para da bu yüz bin lira; yani bankanm bütün sermayesidir. Binaenaleyh; cezaî takibat imkânı karmamif olmakla beraber banka sermayesinde idarei husu siyeye de ait para bulunması ve umumî bütçeye Maliye Vekâletinin hâkim olması itibarile Vekâletin hukuk ve ticaret mahkemelerinde takibat yaparak bu paranın tahsili cibetine gittnesi muhtemeldir. olduğunu söylemeğe lüzum gormü yorum. Maarif meselesini öyle unila teral bir yandan nazara almak doğru değildir. Inkıl&p Türkiyesinin mukadderatını yarmki neslin omuzlarına yukleteceğimızi düşünürsek, Maarif meselesinde ne yapmamız lâzırr geleceğmi anhyabıliriz. Mtıarifimiz baştan aşağıya kadar hakikaten ıslaha. fakat, hiçbir sahsî endişeye düşmeksizin, vukuf ile, sa Iâhiyetle iş yapacak kimseler vasıta sile ıslaha muhtaçtır. Bunun vaıcti gelmış değıl, yazık ki çok geçmiştır. Maksadın daha ilerisini, vatan endisesile çırpınan yüreklcrin takdırıne bırakınm. (tmza mahfuzdur) Portsaide giden gemiler çok mal yüklemiyorlar DenizyoUarmm Ege vapunı, yenl hipsiz olarak kalan esyanın parti açüan Hopa Portsait hatfanm ikinci parti satılmasına devam olunmak postasuu yapmak üzere dün limanı • mızdan Akdenize hareket etmiştir. tadır. Bu arada üçü hiç knllanılmaKaradeniz iskelelerinden aktarma mış yepyeni ve ikisi müstamel ol mak üzere beş otomobil de vardır. sız mal nakleden bu vapurtara, ihracat Safalığa çıkanlmış olan bu otomo • mevsimi olmak dolayısiJe çok maH billere alıcı çıkmamıştır. Otomo yüklenmektedir. Vapoılanmız bu malbiller talip zuhurunda tekrar açık lan Irmir, Pire ve tskenderiyede diğer artırmaya konulacaktır. vapurlam aktarma etmektedirler. thVerilen malumata göre, satışlann racat tüccarlanmtz yhndiki halde Portsait postalanm yapan vauHarla hndık, parti halinde toptan yapılması, bir yumurta, tütün ve üziim sevketmek çok mallann ucuz fiatle, hatta yok tedirler. pahafina elden çıkmasına sebep ol maktadır. Bu otomobiller de hep önümüzdeki hatta içinde Portsait birden satılmakta oldugundan, pek postasuıt yapacak olan Ankara vapnucuz bir fiata verilecek olduğu halru Karadeniz iskele'ermden mal yükde müşter! zuhur etmemektedir. Bu vaziyetin önüne geçmek üzere, güm lemektedir. Mısuta yeni ticaret muahedesinin rüklerce tedbir alıncnasına lüzum aktinden sonra Hopa Portsait hattıgörülmüştür. Satışlarm, perakende nm fevkalâde inkişaf edecegi ümit olmasa bile, ufak gruplar halinde yapılması düşünülmektedir. edibnektedir. ı Şimdilik, en birinci gaye, Aleksandrın bizzat kurduğu millî vahdeti inhilâle uğratmamaktır. Yugosîavyanm uğradığı büyük fclâket, bu vahdeti tarsin etmiş gibidır. Bunu, 'devam ettirmek, artık, Aieksandnn idaha ölmeden seçip tayin ettiği Niyabet heyetile Yugoslavyanın azimfcâr devlet adamlannın eline kalıyor. Efkân umumiyedeki temavüllere bakılırsa bu vazife de. tasavvyr edildiği kadar güç olmıyacaktır. i Bizim otelde oturan, Nlşli bir mektep muallimi, nazan dikkati calip bazı garip tesadüflerden bahsetjti. Meğer salı günü, Karacorceviç haaıedanı azalarınca uğursuz sayıhr!mış. Bu hanedanı kuran Kral Corç fcir salı günü katledilmış. Aleksantipn babaşı da kral birinci Piyer» *§îl * Viyanada Beynelmilel Polis Kongresi Belediyede terfi ve tayinler Belediye memurlarından bir kıs mının maaşlarına bir miktar zam yapüdığını evvelce haber vermiştik. Zamlar hakkında Dahiliye Vekâletinden tebligat gelmiştir. Yalnız bu tebligat bordroda kül halinde gönderildiğinden Belediyece şimdiye kadar bîldirilen memurlardan başka daha on beş kişilik bir terfi listesi bazırlanarak berayi tasdik Ankaraya gönderilecektir. Belediye müs tahdemin fubesi müdiirü Muhsin Bey terfian yeni ihdas edilen Belediye emlâk şubesi müdürlüğüne tayin edilmiftir. Bundan başka Bedestende mücevherat subesi müdiirü Baha Bey tktısat müdürlüğü Başmürakipliğine tayin edilmijtir. İki hafta evvel Viyanada toplanan beynelmilel polis kongresine, bir sene evvel Viyanaya gönderilmiş olan polis heyetimiz iştirak etmiştir. Heyet azasından bulunan Fahri Kemal Bey, kongre şerefine verilen iki büyük ziyafette türkçe ve fransızca olarak nutuklar irat ederek Gazi Türkiyesinin inkılâplarından bah»etmiş ve pek çok alkışlanmışhr. Resmimiz, içinde Türk heyetinin de bulunduğu 24 devlet murahhannı bir arada gösteriyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: