23 Ekim 1934 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

23 Ekim 1934 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

s 23Te§rinievvell934! < Camkarıyet " Ölü ve canlı Türkiye „ Lö Nuvelistin mühim bir makalesi rııııın. ~ ~rı~uH^nj~nrıı~ı~ı~ıjuı^i~ii~^ı i'"^ı~ir%.rxJ~u~Tj~ırXJn^i~ıı~>»~ıU~i u ı r u * > . n . n ftı r~iı.r*»«~^ TW~M~M~^<T~^ J Celâl Muhtar Bey Bir Türk genci MEMLEKET HİKÂYELERİ Bir buçuk aydır sol elimle yazı dan derlenip toplamveren bulutlar yazmağa çalışıyorum, sırf «beni 1 çiselemeğe baslamışh. Köylülerle neye unuttun?» diye takaza eden alay ediyordum: «Bu ahmak ıslatan Binnci sahlfeden mabait mektuplarına cevap vermek için... yağmurudur, sakın açığa çıkmaym vad:si tekzip etmek mecburiyetine düBu o kadar güç ve hele dayanılmaz ha, ıslanırsınız!» Yağmur gittikça şüyorum. bir is ki... Meğer bu mıymıntı uz • ziyadeleşiyor, derinden derine gök Bu vesile île furasını da arzedeyim vun, sağ kola eş olarak vücudün gürültüleri geliyordu. Tepeleri bu ki, tfberruun nereye ve kirrdere yapıgörünü> güzelliğini tamamlamak lutlar sarmıştı. Bu kör dumanın lacağını kendim herkesten iyi bilirim. tan baska bir marifeti yokmuş. Şimiçinden sıvısmak için çarçabuk davTürkiyeye geMakalede hakkunda reva göriilen misi sınaî bir imdi belki bunu eksantrik bir merak randık. Korkunç dağlarda tabiat coskun ifadeler arasında iaşe nazırı bulen ecnebiler ve sanacaksın. Fakat caketimin sağ ilâhi bir siikutla susuyor, yalnız tiyaz, kimisi yeni lunduğum esnada halka süpürge to • ecnebi muharrirkolunu korkunç bir boslukla salla • çamlar müthiş bir akıbeti önceden bir müsaade dile humu ve esek eti yedirdiğim yazılmısler arasmda Tür nırken görseydin, böyle düsünmiyehaber verir gibi fışıldıyordu. niyor. Koca Dü tır. Nezarette bulunduğum yîrmi sekiz kiyeyi sevenler, Fikri Beyin yaptığt makinentn cektin. Sana, ömrümü tekmil eden Akşam olmak üzereydi. Köylüler krokiri yunu umumiye gün içinde supürge tohumu satın ahnkorkunç hâdiseyi anlatacağım. ZaTürkiye için e dağılıverdiler. Bir kısmı yolu kısaltDün matbaamı ten dünyada bundan başka emelim ser yazanlar vardır. Bunlar a • binası mak için büyük bîr uçurumun böğDutun Istanbulu ezıyor, madığı ve değirmenlere verilmediği gibütün bi et te tevzi olunmadıgını ve neza • za Fikri B<y na ve ifim de kalmadı... rasında Piyer Loti ve Klot Fakat kışla ründen ta b«ş yüz metro ve aşağıya gibi muazzam ve mında 20 yaşlannkadar dîmdik inen çakıl taşlanna Farer ön saftadırlar. Lâkin bil • heybetli Alman sefareti binası Bo rete geldigim zaman bir çuvalı otuz Er gün; insanlar, en yakınlanm, iki liraya satın alınan unun, çekildiğim da bir genç san'atgittiler. Birer kucak yircik (1) dah bassa bu iki kuvvetli muharrir eski hatta anam bile beni deli sanıyor • ğaziçinin ağzında hüküm sürüyor. tarihte on üç liraya alındığını refakatkar geldi. Yeni bir kesip üstüne ata biner gibi oturduşark Türkiyeskıi, sarayları, haremlar, anlıyor musun? Deli, deli, zırmakine icat ettiğilar, ve ayaklarını kürek gibi kullaleri, medrese ve camileri, fes ve şal Limanda ise İngiliz, Fransız, Rus ve lerile iftihar ettiğim, bugünkü ricaldrn deli! Bütün melekelerim, dımağım narak çakıl şelâlesi üzerinde kendini ve esaslanm varlan ve bir kelime ile şark kokan Alman zırhlılarının bayraklan kuru Gümrükler ve tnhisarlar Vekili Rana bir dinamo kadar muntazam isledîlerini bırakıverdiler. Derede insana kurduğu bir alet ği ve ben muhakememi hiçbir dakieski Türkiyeyi seviyorlar, onda zevk ve tehditkâr sesler çıkararak dalga Beyefendile, Büyük Millet Meclisi reis ürküntü veren acayip bir sanltı lanıyorlar. Bir zamanlar vasatî Av vekîli Hasan Bryefendi bilirler ve neka kaybetmediğim halde.. En n u sayesinde bir merlerini tahrik ve tatmin eden hulyavî koptu, çakıl yığınlan, üstlerindeki kul veya en tabiî birseyi anlatırken efsaneler memleketini buldukları i rupayı titreten, Viyanayı muhasara zaretin evrakı ve vesaiki bunu göste • kezden diğer bir bu garip kızaklar ve köylülerle begözlerinde duaya benzer hazin barir. Soğan ve pilâv satmak meselesine merk<«e telsizle reçin onunla meşgul oluyorlardı. Bu eden bu ihtiyar saltanat Türkiyesi raber, müthiş bir süratle aşağıya kiflarla beni süzüyoclar, evhamlı gelince, soğan ve pilâv satmadım. Maa sim sebepledir ki eski dostumuz Klot bu aralık konsolosluklarca «Boğazinaklet m e k kayıyordu. Beş dakika sonra hepsi bir şefkatle «sakin ol oğlum, diyorFarer, Türk milletinin müteaffin çinin hasta adamı» diye amhyordu. mafih soğan ve pilâv satılması ayıp mümkün olduğu Fİkri Bey de gözden kayboldular. Bir bölüğü lar, kendini üzme, geçecek insaal • saltanatı ve bütün eskilikleri yıka Burası Avrupanm bir yan müstem olan feylerden değildir efendim. nu söyledL Bu iş için Erdahandan gelde koşar adımla uzaklaştılar. Bizim lah çocuğum, geçecek...» O vakit rak taptaze tarihe doğuşunu hazmediğini söyliyen Fikri Bey icadı hakkınDr. Celâl Muhtar lekesiydi. Orada ecnebiler fevkalâde üç saatlîk yolumuz vardı. Kâhya ils bütün şuurum listik şeritlere bağlı dememişti. Ve romantik muhayyi • da su izahatı vermistir: beraber, tüfeklerimizi başaşağı asakızgm çiviler gibi beynime toplamlesinîn malzemesi olmaktan çıktığı para kazanırlar. Arada bir de daha « Evvelâ nakledilecek fotoğrafm rak ve büyük uçurumun sağuıı takip fazlasmı kaybederlerdi. Onu büsbüyor, kafatasımin boçluğunda mil • mız için inkılâbımızı beğenmemişti. ederek yürümeğe basladık. Yarım çinkodan veya pirinçten bir kılisesi yayonlarca ateş damlasmdan koca bir Bu tersine görüşlerden müteessrr tün parçalıyamıyorlardı. Çünkü büsaat aşağıdaki Sakarkaya köyiine cehennem kaynıyor, gözlerimi bir pılır. Bu kılişe fotoğrafı nakledecek olmuyoruz. Çünkü yeni Türkiyeyi yük devletler onun metrukâtını arayetişseydik mesele yoktu. Orada Birinci sahifeden mabait olduğu gibi gören ve köhne enka • larında paylaşmak için biribirile uz makinentn buna mahsus plâkası Sze • buhar kaplıyor, ellerim sıkmak, bir mengene gibi bir şey ler sıkmak ih • ısınır, kurunur, daha olmazsa geceMerkum, adının evvelce zm üstünde yaratılan yeni mamu laşamıyor lardı. Maamafih Balkan «tmi'fîr. rine tesbit edilir. Kılişenin üzerine teIerdik. tiyacile sıkışıyor; fırlamak, uzerle • reyi» yeni cemiyeti hakikî hüviye • devletleri onu Balkanlardan çıkar söyleediği gibi Perçeç değil, Periç mas etmek üzere bir iğne geçirOir. tğrine atılmak, gırtlaklarından yakatile anlayıp yazan realist muharrir mış, İtalyanlar ondan Trablusu al olduğunu söyleraistir. Fakat hava olanca şiddetile fırtıne kdişedeld asidin husule getirdiği lıyarak kuyruğu yoluk bir tavuk ler yok ve az değildir. Bilhassa Fran mışlardı. Belki 1830 danberi kaybetnaya dönmüstü. Yağmur şarhyor, 1896 da Dalmaçyada doğduğu • girinti ve çıkıntrda girip çıktıkça elekgibi çırpmdıra çırpmdıra sıkmak, sız dostlanmız arasmda M. Heryo • rüzgâr akla durgunluk verecek bir tikleri Cezayir, hükumet dairelerin nu ve hayatını Almanya, Amerika, sıkmak istiyorum; ta o musibet diltrik cereyanını açıp kapıyacaktır. Alıcı vızıltı ile esiyordu. Uzun çamlar dan başhyarak birçok isim saya Fransa, ttalya ve Belçikada geçir • leri pıhtılatmış bir cerahat gibi a cezbeye tutulmuşlardı sanki; dört deki haritalarda sultana aitmis gibi merkezdeki bobin üzerine merbut kabiliriz. diğini ifade eden maznun bu ayın ğızlarından »arkıncıya, ta o çipil görünüyordu. Fakat bu, o toprakla 17 sinde Alraanyadan Liyeje geç • taraflarına devriliyorlar, biribirle • lem de kâğıt üzerine kıliş»deki girinti gözleri çılk yumurta akı gibi yuva • Bu cümleden olarak, tamnmış nn ayni milletten olduğunu iddia miştir. rine sanlıp ayrılıyorlar ve sayısız ve çıkınhlan kaydedecektir.» lanndan akıncıya kadar.. Fakat tam kollarile çırpınıyorlardı. Küçük a • Fransız muharrirlerinden M. Ray eden bir nümayiş değildi. Sadece Itiraf ettiğine göre, Marsilya suio sırada o gözler, o müthif gözler Fikri Bey Erzurumun Olti kazasınroon Kartiye (Raymond Cartier) Lio yeni bir harita bastırmasını unut ğaçlar, çahlar tabiatin bu çılgın duvardan sızıp alevleserek içeriye kastine istirak eden tethişçilerle nun en büyük gazetesi olan Lö Nu muşlardı. Zaten neye yarar ki.... da doğmuştur ve küçüklüğündenberi musikisine ayak uydurarak esatiri dökülüyor, büyüyor, irileşiyor, önüPariste, temmuz ayında temaslarda velist (Le Nouveliste) te «ölü ve bir raksla tirtir titriyorlardı. Mütefotoğrafçılığa çalışmıştır. Evet, o vakitler boyle sükunet m« ta iliklerime kadar geçiyor ve madiyen gök gürlüyor ve etrafımı canb Türkiye» başlığı albnda bir bulunmustur. Merkumun elinde sahiçinde bir çökmeyi seyretmek, tabiî Kendi ifadesine göre bulduğu bu âbir ates dalgası içinde kayboluyoza yıldırımlar düşüyordu. Her yıl • makale serisi neşretmeğe ba?Iamış • nım. Artık kendi kendimi dinletemiyo dırımda bu hep kesme granit dolu güzelliklerle kanşık bu ihtişam kırın te bir pasaport bulunmaktadır. Ietin tecrübesinde muvaffak olmuş ve tır. Uzun zaman memleketimizde Poliç, suikaste herhangi bir su iki dağ arası milyarlarca tabak kıihtira beraunı almak üzere tstanbula gel rum, vücudüm kıvrüıp bükülüyor, kalarak bizi içten tetkik eden M. tılannı görmek için lstanbula bir seacayip bir et yumağı halinde büzüretle îstirakini inkâr ve hatta bunyahat yapmak zahmetine değerdi. rılmış gibi korkunç bir şangırtı ile Raymon Kartiyenin düne ve bugüne miftir. Fikri Bey bu âlet üzerinde daha lüyor, gözlerim sımsıla kapalı, ba« sarsılıp inliyordu ve biz kaza ve Fakat bugün Türkiyeye niçin gitme dan habelrdar dahi olmadığinı iddidair fikirlerinde şayani hayret bir esaslı ıslahat yapmak üzere fen adamşım göğse düyük, yegâne elimin beş kader yolcuları, bu cehennem oklan a eylemektedir. müşahede ve takdir kuvveti vardır. li? parmağı dişlerimin arasında, titrelanmızın ve alâkadarlarm nazan dikarasında hiç durmadan koşuşuyor Çok ehemmiyetli bulduğumuz «BüBudape«teye de asla gitmediğini Çünkü iyice anlıyorsunuz ve biliyerek yatağa atıhyorum; bir yan katlerini celbetmemizi rica «bnektedir. duk. Karanlık iyice basmıştı. İh yük bir inkılâpçının eseri» unvanlı ilk yorsunuz ki bütün bu yukanda say »Syliyen maznun 1933 tenberi Hırgından fırlar gibi... Üstüme dört tiyar bacaklarile beni ancak kırk makaleyi aynen alıyoruz: beş yorgan bhden örtüyorlar ve «ah dıklanm artık tarihe kanştı. Şimdi vatların Yugoslavyadan ayrılmala» elli mehrodan takip edebilen zavallı «îsterseniz, çski ve ölü Türkiye için o gözler, ah o gözler!» diye bağıra Tufkler * bfzîm gibi "gîyiniy^örlar, ri Iehîne bir hareket vücude gerîr • kâhya çok korlcuyor, «ah beyim, föz yaşları dökelim. O, seyyahlar ve bağıra yok oluyorum. Kendim den ah beyim, ne ettik te geldik; netaTürkler bizim gibi yiyorlar, Türkler mek maksadile seyahatler yaptığıabiat meraklılan için cazip olduğu geçerken dışanda anamı n sesini melidir bu yerler, netamelidir» diye bizim gibi eğleniyorlar, Türkler bi ni ve bunun için de Ustasilerin basi tadar garip bir memleketti. ifitiyorum. Zavallı kadm hıçkırıyor söyleniyordu. «Aldırma kâhya, muzim tabiat ve âdetlerimizi tehalükle Paveliçten para aldıgını itiraf ey • Belediye sey • «onu bu hale koyan allahmdan bulkadder olandan fazla birşey olmaz» Evvelce Türkiyeye şunları gör tatbik ediyorlar. Artık harem yokl. yahin şubesi mülemistir. sun..» Sayıkladığım gözleri bir sevdemek istiyordum, diyemedim. nek için giderlerdi: Peçeli kadınlar, gilinîn elâ gözleri sanıyor, aptal.. dürlüğüne tayin Eskiden zarifçe (Turquerie) ismi Ara vermeden çakan şimşeklerin mtarili erkekler, Boğaziçinde yüzen' edilen Kemal Raverilen Osmanlı saltanatının dökünmilyonlarca ölü yüzünden yapılmış rengârenk kayıklar, sokaklarda sürü gıp Bey yeni v a gibi bembeyaz zehirli aydınlığile tülerine, hırdavatlanna raslamak imhalinde gezen köpekler, fınl fınl döKışı dağ arasındaki çiftlikte gezifesine başla elektriklenerek gayriihtiyarî durukânsızdır. Şimdi onun yerine koyu jıen ve feryat eden dervişler, görül çiriyordum. Havalar iyi gidiyordu. verdim. Mütemadî sarsinta ile ye miştir. Kemal Rave hakikî bir milliyetçilik olan Blrind sahifeden mabait Bir gün ihtiyar kâhyanın sesini isitmeğe seza halk şairleri ve bilhassa rinden kopan kocaman kaya yığıngıp Bey uzun (Türklük Turquisme) e tesadüf tim. Aşağıdan bağınyordu: «Bey JJiIenciler, kelle şekeri biçiminde küIan duyulmamış bir gürüütü ile u raftan söylendiğine göre bu muha • müddet gazete edilir. Fakat bu ayn mesele.. Bun cirlerin nakilleri için ufak vapur yarın salı, kânunuevvelin on ikisi çuruma yuvarlanıyor, mütemadiyen îâhlarile haremağalan, tuhaf kıya miz tahrir heyeti' dan ileride bahsedeceğiz. değil mi?> Gözlerimi kitaptan ayıryıldırım düşüyor, gök hiç durmadan gönderilmesi • hele bu mevsimde • arasmda bulun • fetli ve göbekli tercümanlar... miyarak cevap veriyorum «evet, ne gürlüyor, rüzgâr binlerce kuduz Daha doğrusu uzun zamandanbe hiç te doğru değildir. Büyük bir muş, Ziyaretçiler türbeleri, evliya me romanlar Kemal Ragıp B. köpek gibi inliyordu. Bu şaheser ri Turquerie bir hakikatten ziyade vapur gönderilerek şimdilik Kös • neşretmiş, eserleri Şehir Tiyatrosun olacak?» zarlannı ve avama mahsus sayısız Yarın Kızılbelende domuzla • haile içinde tekmil şuurumun göz • tencede bekliyenlerin getirtilerek ibadet yerlerini gezmek için bir müs bir dekordu. Bu hiç değişmez gibi gene kı;tan evvel iskân edilmeleri da temsil edilmiş muktedir bir arka nn içtimaı varmış ta.. Muhtar intiIerimde toplandığını duydum. Ulu lüman ruhu taşımağa çahşırlardı. görünen âdetler, daha harpten evvel kat'î bir zaruret kaline gelmistir. daşımızdır. Yeni vazifesinde muvaf habı yapacaklarmış, köylüleri ahp bir çamın dibinde dehşetle gerilen Hatta ramazanlarda gece eğlencele kafaların derinliğinde çok tahavvüle Esasen vapur paralarını muhacirler fakiyet temenni ve kendisini tebrik şöyle bir tefti» etsek... tntihaba fekâhyanın, yıldınm yağmuru altında parlayıp yandığını ve kurum ha rinin zevkine varmak için gündüzle uğramıştı. Yüksek smıflara mensup kendileri vermektedirler. •at kanştırdınız, diye üç beş tanesiederiz. line gelen cesedinin sel sularına ni haklanz belki. n oruç tutmak zahmetine katlanır olanlar birçok seyahatler yapmıştı, karışarak bir anda kara bir yaygı lardı. En büyük meharet cuma se ve kırmızı fese köle olan münevverj Ertesi sabah güneş doğudaki muparçası gibi uçuruma aktığını görazzam pamuk yığınlarını tutuştu • lâmhğında, halifenin duasmda hazır ler Londra ve Pariste zevkle şapka düm. Tahayyül edilmez bir korku rurken biz epeyce yol almiştık. Yüz bulunmaktı, ve en büyük eğlence ise taşımıçlardı. Türk hayatmm bu geile hıçkırarak bağırdım, fakat o kişi kadar vardık. Küçük dereleri îdar sokaklarda yahut beyaz, yeşil riliği onlan kızdınyor ve iğrendiri Besiktas Jimgürültü mahşeri içinde kendi sesiçevirip basarak, uzun vadileri yuyordu. Ecnebiler için hoş bir opera nastik kulübü •anklar ve kırmızı feslerle daimî sumi kendim bile duymadım. kandan kesip sürekçilere tarattı • rette dalgalanan muhteşem Galata komik olan bu memleket, onu diğer' nün gol yeme > rarak Kocasivrinin nrtlarına kadar fMabadi yarm) sampiyon köprüsünde partal kıyafeti içinde lerile mukayese eden tahsil görmüş den çıkmiftık. hassas yerliler için hiç te hoş değildi. çıkan genç ta canlı ve mütecessis dolaşan Şarklı (1) Yirclk . Bakliye fasüesinden yu Epey domuz vurmustuk. Taskın Her ne kadar birçok inkılâplar yapıl kımının kıymet • kalabalığm içine karışmaktı. muşak yapraklı bir çalı.. bir neş'emiz vardı. Köpek seslerme mışsa da Türk mümtazlan ve yük li elemanlarin karışan kahkahalarımızla granit Evet bu mazideki ihtiyar Türkiye sek kimseler asla gönüllü değişiklik dan Muzafferin dereleri, çamlıbelleri çmlatıyorduk. hakikaten nefis bir memleketti. Za ler yapmağa, içtimaî hayatlannın e vefat ettiğini teKoca sivrinin tepesine tırmanırken rif, ince ve eşsiz bir hava içinde yü sasını bozmağa cesaret edemiyorlar essüf le haber ver bizi çatlatacak kadar güldür«n çok zülürdü. Orada hiç telâş edilmez dı. Kendi muhitlerinde ileri düşün miştk. Muzaffekomik bir hâdise olmuştu. Küçük idi.. Yalnız ölüleri gömmek müstes celi olabiliyorlar, fakat bunu halka rin naşı dün CerBirinci sahifeden mabait bir dereyi cevirdiğimiz vakit Ulu rahpasa hastanehit buldukları Türkiyeye tayi na.. Herşey ciddî gibi görünür, fakat teşmil edemiyorlardı. Hususî konuşköylü İnce Mehmet köpeklerle aşasinden kaldırılanimden dolayı çok memnunum. hiçbir şey hatta ölüm, hatta isyanlar malarda ateşli (feminizm) taraftar rak bir otomo ğı inmişti. Mehmet tam çukurdaki Şimdiye kadar Türkiyeye iki defa mühim telâkki edilmezdi. Hayat ya lan vardı. Fakat hürriyet istiyen ka bille Besiktasa böğürtlenliğe varınca ansızin çalı gelmiştim. Burada birçok yakm lıktan beş domuz fırladı ve yirmiye van çeşnisi içinde ağır ağır çürüyen dınlar şayet sokakta peçelerini açsa nakledilmis ve dostlarım var. Bunun, Türkiyedeki yakm köpekle karmakarışık oldu • tahta evlerin onlara bugün ancak lar taşa tutulacaklarmı biliyorlardı. cenaze nema • vazifemi şahsen hoş bir vazife şeklar. Mehmet korku ve şaskınlıktan Halicin dip taraflannda rastlanır Dinî taassupla kanşık kötü itikatlar zından sonra büı Jine koyacağına, hakikî ve samimt elinde tüfekle bir mevlevi şeyhi gibi arasında sarsıntıya uğramadan akıp bu eski âdetlerin bekçiliğini yapıyor yük bir merasim dostluğa mUal olacak iki memle dönüyor, köpekler ve domuzlar bögiderdi. En büyük marifet ve bilgi du. Muzafferin tabutu arkadaşlarının elleri üzerinde ket arasmdaki münasebete müsait yapılarak ebedî ğürtlenliğin etrafında adeta har • zaffere karşı bir hitabe ile elemle man çeviriyorlardı. Mehmede ve olacağma eminim. yuvarlak macun tepsisinden gül remetfenine bırakJmıstır. rini döktü. Cenaze alayı buradan çelini kaşıklarken etraftakileri boz lşte bunun için devrin yüksek şahBuraya gelişim, cumhuriyetin ilâköpeklere rasgelir, diye biz yukarıMuzafferin tabutu eller ve bas • kalkarak Çırağan sahasına girdi. mamaktı. Arap harflerile yapılan siyetleri kitaplarda, konferanslarda lar üzerinde taşınırken Beşiktaş nı arifesine tesadüf ediyor. Bu su dan ateş edemiyorduk. Kâhya birMuzafferin tabutu sahanm kenarlatedrisat sökülmez ve yürümez bir Türkiyenin asla değişmiyeceğini ve Jimnastik kulübünün sporculan ve retle Türk milletinin büyük bayradenbire haykırdı: rında ve bu kıymetli çocuğun ta • mına eski bir dost ve Türkiyenin, halde idi. Alafranga ve alaturka sa değişmeden öleceğini ilân etmişler etrafma toplanan halk hüngür hün Ulan Mehmet, atsana domuzkımda yer aldığı solaçık mevkile • dostu Sovyetler Birliği mümessili atlerle zihinlerini karıştmrlar, tarih di. Halbuki ölmedi, değişti. Hem de gür ağhyordu. Cenaze alayı gider lara kurşunu be!. rinde dolastırıldi. sıfatile iştirak etmek zevk ve ?erebaşı olarak İsanın doğumu yerine kökünden ve baştan aşağı değişti. ken en önde Besiktas kulübünün Mehmetçik korkunun cinneti Besiktas takımı kaptanının ve fine nail olacağım.» Muzaffere gönderdiği çelenk, siyahicreti saymakla büsbütün Şarklık İtikatlar, âdetler, usuller tamamen içindeydi. Mihaniki bir hareketle izciler namına söylenen birkaç nuM. Karahan, dünakşam Ankara» ha boyanmıs bir top ve zavallı Muboyuna nişan aliyor, fakat ateş edesırlardı. Bu eski Türkiyeye âşık olan yıkıldı. Son döküntülerini de ecnebi tuktan sonra alay Yahya Efendi ya gitmiştir. zafferin giydiği forma merhumun ceği yerde ağzile taklit yapıyordu: Avrupahlar ise bir tehlikeye uğra zırhlılan ve kapitülâsyonlar gibi dergâhına girdi. Muzaffer toprağa Dra, dran.. mamak için (gâvur) lara yasak olan memleketten süpürüp attılar. Tür küçük arkadaşları tarafından tası • konulurken Çapa marka Nuri Beyin nıyordu. Bes on adım geride gene Kâhya gene gürledi: kâtibi Mahmut Atilâ Bey ateşin ve Eyüpsultan camisine girerken başla kiye ruhunu değiştirmişti: Tama Besiktasuı iki gürbüz sporcusu Ulan kerata, atsana! Yoksa candan bir nutuk söyliyerek toprarina birer fes koyuyorlardı. men ve tasavvur edilmesi mümkün Muzafferin canlı resmini taşıyor ben sana ateş edeceğim. ğın üstünde heyecanla bunalan Bombay 22 (A.A.) SosyalistMazideki ihtiyar Türkiye! Hüku olduğu kadar.. ve bu elemli levhayı üç küçük sporMehmet boyuna nişan alıyor ve sporculan ve herkesi ağlattı. ler Gandiye çok eğlenceli bir oyun met bir belâ, polis bir zorba.. Fakat bağınyordu. Dran, dran... Gürrr, Bu nasıl oldu? Sadece oradan bir cu da siyah beyaz kordelâlarla aroynamışlardır. Gandinin keçisini Kulübü ve diğer sporcular tarakadan süslüyorlardı. bahşiş ve rüşvet herşeyi yoluna koçat, pat, tunnn...!. aşırarak hayvana sahibmin elbise fından söyelnen nutuklardan sonra insan geçti. Orta boylu, herkes gibi yan bir uzlaşma vasıtası.. AvrupahHepimiz tüfekleri bir tarafa bı • lerini giydirmişler, burnuna Gandi on dokuz yasmda hayata gözlerini Müteaddit çelenklerin ortasında yürüyen, bakışlan ve gözlerinin ışığı lar ise, onlan kanun fevkine çıkaran gibi gözlük takmışlar ve arkasına kapıyan Muzaffer toprağa çiçek • rakmış, kasıklanmızı tutarak katıMuzafferin tabutu evvelâ doğduğu la katıla gülüyorduk.. kapitülâsyonlara malik.. Babıâlinin müstesna bir insan.. Onun ismi evin yanina, kostuğu ve havasmı alda çıknk bağlıyarak sehrin etrafınIerile basbaşa bırakıldu da gezdirmek surefle Gandinin ikdif salonunda rakip ecnebi devletler «Mustafa Kemal» dir. Bundan aize dığı küçük sahamn ortasına getirilKederli ailesine ve Besiktas kutkindiye doğru çamların altında teadî pr«nsipl«rini Nhal ıtmîpVıfa di. Burada küçük bir sporcu Mu • lübüne beyanı taziyet ederiz. yemeğimizi yerken, furadan bura • jnurahhaslan itişip kakışıyorlar. Ki bahsedeceğim.» *Eskiler Türkiyenin değişmiyeceğini ve değişmeden eleceğini ilân etmişlerdi. Halbııki o ölmedi, değişti, hem de baştan aşağı.. Bu nasıl oldu?.. Sadece oradan bir. insan geçti. Bakışları ve gözlerinin ışığı müstesna bir insan.. Onun ismi Mustafa Kemaldir.» Pastör Enstitüsüne 500 Telsizle resim nakleden bin frank vertnedi bir makine icat ğinî söylüyor ettıginı soyluyor Son mektup Yaıans F«ridun Osman Nihattan Cemüe Makaleyi yazan Paveliç Torînoda muhakeme ediliyor Kemal Ragıp Bey yeni vazifesine başladı 10 bin Türk ana vatan yolunu bekliyor Merhum Muzaffer dün gömüldü Sovyetlerin yeni Ankara elçisi Hindistancıa sosyalistlerin Gandiye oynadıkları oyun

Bu sayıdan diğer sayfalar: