12 Kasım 1934 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

12 Kasım 1934 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

lileşrinisani < İ Cumhnriy^ TELGRAF HABERLERI Suikast tahkikatının yeni safhaları Lehistan ve Fransa Zekâ tröstü Avrupa müdekkikle ri, Amerikanın bir kültürü olduğunda mütereddittirler. Fakat Amerika Avrupayı istilâ, ve Avrupa ekonomisi ile klâsik kültürünü mat etmektedir! dı. Milyonlarca işçiler kapı dışarı atıldı, işsiz bırakıl • dı. ö t e tarafta, Ahttiet fazla kazanç bir çok sermayedar ların başlarım Bunlar işüişre döndvrmüştü. eğlence te, israflara, delice lere dalmışlardı. Hodgâmlık bun lan milyonlarca vatandaşların ıstıraplarına kayitsiz ve alâkasız kal • mağa sevkeyledi. Fakat bunlar kendileri dahi bu delice israflara uzun müddet dayanamadılar. Za ten harp esnasındaki teşebbüslerin birçoklan sabun köpüğü gibi hava ile şiştrtilmiş esassız kuruntulardan ibaretti. Bunlar birer birer patla • mağa başladılar ve tabiatile arka larınca kendilerine kredî yapmış olan ciddî müesseseleri de sürük • lediler! Amerika bütün zenginliğine ve hayret verici faaliyetîne rağmen dehşetli bir buhrana maruz kaldı. Zaten bugünkü cihan buh ranının mebdei bu Amerika buhranıdır! Içtimaî musahabe GUNDE Ankara yolunda Ankara, 10 ikincitefrtri Lehler «Fransa ile müttefikiz, fakat oeyk olarak değil» diyorlar Meşhur Fransız Yugoslavyanm Avusturyadan mültecilerin çıkamütefekkki H. Ta Varsova 11 (A.A.) Lehistan nlmasını istediği rivayet edilmektedir Ajansmin Paris muhabiri bildiriyor: ine Şimalî AmerikaViyana 11 (Hususî) Yugoslavya sefiri M. Nastosiyeviç, Hariciye Nann M. Berger Valdeneyi ziyaret ederek iki saat kadar konuşmuştur. Bu ziyaret burada bazı şayia larm çıkmasına sebep olmuştur. Söylendiğine göre, Yugoslavya hükumeti, Avujturya hükumetine bir nota vererek Avustuyada bulunan Yugoslavya mültecilerinin Avusturyadan çıkarümasmı ve Marsilya sui • kasti tahkikatile alâkadar olanların Fransaya teslimini istemif, buna mukabil de Dolfüsün katli üzerine Yugoslavyaya iltica eden Avusturya nazilerinin de Yugoslavyadan çıkarılacağını bildirmiştir. Avusturya hükumetinin bu husustaki düsüncesi .henüz belli değildri. Yugoslav konsolosanesine taarruz mu? Viyana 11 (Hususî) Meçhul bau adamlar dün gece Saltsburgdıki Yugoslavya konsoloshanesine tecaviiz etmek istemişlerdir. Konsoloshane sokak tarafmdaki kapısında gece gündüz bir muhafız bulundurulduğu için m^çhul mütecavizler, konsoloshanenin bahçesine girerek arka kapısına taarruz etmişler dir. Arka kapı kırılmış veraüteca• yizler binanm içine girmiştir. Fa • „.hiıihn r ilrtiMTIIIIHII I * kat tam bu sırada henüz b«lli ol • mıyan bir sebep dolayısile tekrar sıvrsıp gitmişlerdir. Tahkikata eHemmiy<»tle devam edilmektedir. Berlinde Ustaşi cemiyeti şnberi Berlin 11 (Hususî) Doktor Pavliçin reis bulunduğu Ustaşi teskilâtmm burada bir şubesi meydana çıkanlmıştır. Po'is yaphğı teharriyatta sayani dikkat vesikalar elde etmiştir. Meydana çıkarılan nizamname askerî emirlerî ihtiva etmektedir. Ustasilerin kasketleri kenarsız • dır. Bir maskeyi ihtiva etmektedir. Bu maske yüze düştüğü zaman yalnız iki göz deliği açık kalmaktadır. Kasketin ön kısmında Ustasilerin alâmeti olan «U> harfi vardır. U harfinin ortasında bir bomba resmi vardrr. Nizamnamenin dokuzuncu mad1desi Ustasilerin silâhları hakkmda söyle diyor: cUstaşiler seri silâhlarla mücehhez olurlar. Beherine iki büyük ve iki kücük bomba da verilir.» Ustaşi taburlarının kendilerine mahsus bayrakları da vardır. Bu nizamname 1932 senesinde teşkilâtm merkezkıde hazırlanmıs ve imzalanmıştır. Lehistan eski muharipleri fede • rasyonunun reisi Jeneral Goreki, Fransız eski muharipleri şerefine yaptığı bir kabulde, bunlara hitaben açık bir mektup okumustur. Bu mektupta bilhassa deniyor ki: «Lehistanla Fransa arasında ciddî hiçbir ihtilâf yoktur. Arada ancak bir takım anlasamamazlıklar vardır ki iki taraf eski muharipleri açıkça fikir teatîsme hazırdırlar. Lehistan Fransa ittifakının aktine müncer olan coğrafî, tarihî ve siyasî sartlar bugün de mevcuttur. Ancak Lehistanın bir peyk olarak te • lâkki edileceği zamanlar artık geçmistir. Her iki tarafın eski muha ripleri Lehistan Fransa münase betlerinde yeni zihniyetin yerle* meslne yardım edecek kuvvetli fikir cereyanları tesis etmeğe çalışmalıdırlar.» Ankara 11 (A.A.) Basveki! Ismet Pasa bugün öğleden sonra Hilâliahmer Umumî Merkezini teftis etmiş, cemiyetin umumî isleri, ça lışması, gelk ve masrafları hakkında izahat almıstır. Başvekil Hilâliahmeri teftiş etti Odesa Konsolosumuz nasıl yaralandı ? Arnavutluktaki Yunan ekalliyeti I Muhacirlere dair sifahî sual Selânik, Atina ve Pirede Meclisin yarınki içti»r»a" yeni nümayişler yapıldı ında cevao verîlecek Atina 11 (Hususî) Arnavut luktaki Yunan ekalityetinin vaziyeti lıâlâ günün en mühim mes«l»»'<llr« Salâhiyettar m.U.matm tahminle rin» göre şimalî Epirdeki Yunanlılarm Cemîyeti Akvam* vâki müracaatl«rine ayın yirmi birine kadar cevap alınacaktır. Cemiyeti Akvam karannm kapatılan mekt«plerin açılması ve ekalliyete haklannm verilmesi tavsiyesinden iba • ret bulunacağı kuvvetle zannolun • maktadır. Arnavutluk hükumetinin Yunan ekalliyeti hakkmda ittihaz etmekte olduğu iedbirleri protesto maksadil« dün Selânik, Atina ve Pirede jnimayişler yapılrmştır. Ankara 11 (Telefonla) Büyük MHlct Meclisi yarm 3 te toplanarak Manisa meb'usu Refik Şevket Bevin memleketimize dışarıdan geVip te yerlestirilen muhacirler hakkmdaki sifahî sualini müzakere edecek ve bu snale c«vap verilecektir. Bundan başka ruznamede Meclisin 934 nisan hesabı muhasebei umumiye kanu • nunun 99 uncu raad'desi hükmünün jandarmalara teşmili lâyihasınm ikinci müzakereleri vardır. Encümenler, reislerini intihap ederek Meclise geien lâyihalan tetkike bashyacaklardır. önümüzdeki haftadan itibaren Meclisin yeni lâyihalar üzerinde tetkikata başlaması muhtemeldir. Ankara 11 (Telefonla) Adliye bütçe»inde 50,000 liralık münakale icrası hakkmdaki lâyiha Meclise gelmiştir. Ank&ra 11 (A.A.) Sovyet Büyük Elçiliği Od^sa kançıları Zeki Cemil Beyin yaı*alanmasına müncer olan vak'a hakkında neşrettiğimiz havadUte şu sekilde tashih icrasını ajanstan rica etmiştir. Zeki Cemil Beyin yaralanması meçhul bir adam tarafmdan atılan bir kurşunla vâki olmuş değildir. Sarhoş bir Mili* oeferinin tevkifi • n« çalışan bir Mili» kit'asma karşı mumaileyh tesllm olmaktan imtina ile tabancasını çekerek atef açmış ve attığı kurşunlar oradan geçen Zeki Cemil Beye tesadüfle yaralanmasına sebebiyet vermiştir. Kançı • lar Beyin sıhhî vaziyetkıde hiçbir vahamet yoktur. Anadolu ajansı Sovyet Büyük ElÇİIiğinm bu arzusunu kemali memnuniyetle ifa eder. Belçikada kabine Buhranı mı? Brüksel 11 (A.A.) Yakında bir kabine buhranı çıkacagı söy lenmektedir. Kabine erkânı arasında parlamentonun toplanmasından evvel kabinenin istifa etmesini ve ya bazı nazırların çekilmesini intaç edecek derecede görüs ihtilâfları vardır. Buna rağmen hükumet salı günü parlamentoya gidecektir. Bütçe dolayısile sosyalistlerin birçok tenkitlerile karşılaşacak olan hü • kumet belki de parlamentoda dü • şecektir. Pek şiddetli olan buhra • nın doğurduğt kararsızlık, piyasa da esham ve kambiyolar üzerinde ve efkân umumiyede fena bir te • sir yapmıştır. Efkân umumiye çabuk bir hal sureti bulunmasını di • lemektedir. Ankarada numerotaj ücreti f Ankara 11 (Telefonla) Ankara Cemiyeti Belediyesinde tahriri nüfusta esas ittihaz edilecek nu marotaj için elli beş kuruş alınmaıınt karar verildi. Ankara 11 (Telefonla) Edirne kurtuluşu bu ayın (25) indedir. Buradan bir heyet gitmesi muhte • tneldir. Limanlar nasıl temizlenecek? Ankara 11 (Telefonla) Li manlarmıızda batan bütün gemi ve esyanın çıkanlarak limanlarımızın temizlenmesi için liman kanununun 7 nci maddesinin tadili hakkında Meclise bir lâyiha verilmiştir. Lâyihaya göre liman reisleri tarafmdan tayin edilen müddet zarfında bat mıs getniler sahipleri tarafmdan çıkarılmasına mecbur edilmekte dir. Aksi takdirde çıkarılmak ve imha etmek hakkı liman reislerine verilmektedh*. Ancak bu gemiler çıkanldıktan 15 gün zarfında sahibi çıkarak masrafını verirse enkazı alabilecektir. Edirnenin kurtuluş bayramı Ankara treninde teahhur Ankara 11 (Telefonla) Yol • îdaki kaza münasebetile bugün ts • tanbul ekspresi birde, diğer katar 5,45 te geldi. Ingiliz Hariciye Nazırının nutku ve Liberal fırkası Londra 11 (A.A.) Silâhların ve askerî teçhizatın millüestirilmesinin hali hazırda gerçeklesmesinin kabil olmıyacağına inanan millî liberal fırkası, M. Saymen, Avam Kamarasında silâh ticareti hakkında söylemiş olduğu nutku şiddetle tenkit etmektedir. Millî liberal fede rasyonu nesretmiş olduğu bir be • yannamede, Amerikan anketine ait ifşaatm doğurduğu kargaşalıklan hesaba katmamış olan nazırin izahatı şiddetle tenkit olunmuştur. f eni bir şeker fabrikası imtiyazı Ankara 11 (Telefonla) tztnir, Manisa, Denizli, Konya, Afyon vilâyetlerile Uşak, Gediz, Sinop şe • ker ihtiyaçlarmı temin için bu mm< lakalarda şeker fabrikalan tesisi Smtiyannın 25 sene müddetle Sü mer Banka verilmesi hakkmdaki lâyih* Meclise geldi. Kaymakamlar arasında Park 11 (A.A.) Yugoslavya Krah miiteveffa Aleksandnn hatırasını tekrim için yapılan âyin ve merasim, fecre kadar devam et • miştir. Sabık muharipler, ihtvam merasimini ifa eden kıtaat vazife • »ini görmüşlerdir. Pariste Kral Aleksandr için yapılan ayin Ankara 11 (Telefonla) Er gani kaymakamı Mehmet Ali Bey Bayramıç, Gön«n kaymakamı Izzet Bey Selman, Gerede kaymakamı Nurettin Bey Gönen, Bulvadin kaymakamı Reşit Bey Hafik, Hukuk mezunlarmdan Cemal Bey Siirt, KelkUt kaymakamı Edip Bey Hu • nus, Mercan kaymakamı Sım Bey Demirköy kaymakamlıklarına ta • yin edildiler. Çorum mektupçuluğuna eski Muş mektupçusu Tevfik, Elâziz mektupçuluğuna Kars mektupçusu Şefik Beyler tayin edilmislerdir. Yunan İkbsat Nazırı Ankaradan Eskişehire gitti [Birinci sahifeden mdbait] Roma 11 Korporasyonlar teşkilâtı Sinyor Musolininin, iktısad! gayeleri izah eden bir nutkile faa • liyete geçmiştir. Şimdiden teşekkül etmiş olan 22 korporasyonun her jbiri subelerindeki işlerine faal bir tarzda başlamışlardır. Italya korporasyon teşkilâtı faaliyete geçti Çankırıda bulunan define Çankırı 11 (A.A.) Belediye tarafmdan yapılmakta olan kanalizasyonda bir ufak küp pnra çıkmıshr. Evvelce de bir hamara harabesi çıkmışti. Paralar Selçuk hükümdarlanna aittir, Adedi 700 kadar dır. Yunan ve Türk millî marşlancı çalmıştır. Eskişehir Şeker fabrikannda... Eskişehir 11 «Hususî» Misa • firler doğruca trenle şeker fabrika«ına gitmişler, fabrikadaki tetkikat ve gezinti ikî saat sürmüştür. Misafirler şerefine fabrikada mükellef bir ziyafet verilmistir. Yunan lktısat Vekili Pesmazoğ • lu Cenapları şeker fabrikamızın ziyaret defterine şu satrrları yazdılar: «Yurdunuzun ilerileyişi hayrete değer, eski Türkiyeyi gezen birinin gözünü güçsüz intanın Tanrıya doğru yalvartslar yükıelttiği minare • ler çekerdi. Yeni yarattığınız Tür . kiyede u e çaltşmamzm gücü ve hı2t fabrikanızın bacalarından gök • lere yükseliyor.* Misafkler saat 2 de tzmite hace • ket etmislerdir. Varşova. 11 (A.A.) Sovyet hükumeti, 30 bin nüsha elyazısı ta • rihi vesUuJarı Lehistana. gönder • misiir. Vesikalar iki vagona dol durulmuştur. Bunlar on besinci asra ait biT takım vesaik olup Lehistanın jtaksimi esoasında Rusyaya gönde • Sovyetlerin Lehistana gönderdikleri tarihî evrak Atina Belediyesinin M Musoliniye hediyesi Atina 11 (Hususî) Atina belediye reisi belediyenin M. Muso Hniye hediye ettiği kıymetli bir albümü ttalya basveküin» bizzat götürmüftür. yı: «Un pays d'a venturiers Condu Ağaoğlu its par des illumi nes» yani «mec zuplar tarafmdan idare olunan sergüzeştçular memleketb diye tarif ederdi. Yalnız «meczup» ve «sergüzeştçu> kelimeleri bizim kullandığı tnız fena manada alınmamalıdır. «tnanlı» ve «atılgan» manasında kabul edilmelidir. Meczup • Vaşington, ve ondan sonra gelen ve Amerikayı kurup yürüten bir sıra cumhurreisleri, meczup Vilson, meczup Ruzvelt! Sergüzeştçu Lindberg, Edıson sergüzeştçu Rokfeller, Ford, Kar neci ve sair milyarderler.. Sergüzeştçu Gangesterler ve linççiler! Burası, başka hiçbir yerde nıisli görünmeyen tezatlar memleketidir. On iki milyon msanı içinde tasıyan Nevyorkun kırk, elli, yetmiş, dok san katlı evlerinin çatıları altında, Tam o sırada, reisicumhur inti • bütün dünyaya terbiye dersi veren habı zamanı geldi! Memlekette Z. Duvaylarla, sokaklarda büyük memnuniyetsizlik umumiydi. De bir zevk ve hevesle betbaht zenci mokratlar bundan istifade ettiler leri linç edenler, Darvin nazariye ve namzetleri olan bugünkü cum • sinin küfür diye mekteplerden kalhurreisi Ruzvelti ileri sürdüler! dırılmasını din namına talep eden Cumhurreisi, Amerikada halkça Brütenler ile, iki ve daha çok ka • seçilir. Filhakika seçme usulü oradın almakta hıristiyanlık bakımın • da iki derecelidir. Fakat müntehi • dan beîs olmamasını temenni edenbisaniler müntehibi evvellerden ler, Pastör müessesesine beşeriyet «falan zata rey vereceğiz» tarzm namına tnilyonlar hediye eden zenda bir emir alnrlar ve bu emri icra ginlerle, sokaklardan çocuklar ve etmek mecburiyetindedirler. kadınlar kaçırarak iadesi mukabi • Ruzvelt, büyük bir ekseriyetle linde para talep eden eşkıya Ganeeçildi ve derhal buhrana karşı gisterler, yanyana ve her gün biritedbirler almağı düşünmeğe baş • birine sürtünerek yaşamaktadırlar! ladı. Hulâsa burası bir orijinalite mem • Ruzveltin karşılaştıği birkaç müleketidic. Köhne kıt'alarda rayiç him mesele vardı: olan kıymetler ve ölçüler buraya (1) tşsizlik; bugün dahi Ameri gelmez. Onun kendine mahsus öl kada devlet tarafmdan yardım göçüleri ve kıymetleri vardır. Foks renlerin sayısı 20 milyona varıyor. trot ve cazband orada doğmuştur. (2) Mahsulleri için hariçte pa Holivut ta oraya mahsustur! Tek zar bulamıyan çiftçilere yardım. nik bakımından dünyanın önünde (3) Pahalıya mal olduğu için, yürüyor. Fakat bir kültürü var mı ? Avrupa müdekkikleri bu suale hariçte rekabet edemiyen Amerika sanayi raahsullerinin revacını te • cevap vermekte tereddüt ediyorlar. Fakat, buna rağmen Amerika Av • min. rupayı istilâ etmektedic. Parasile, Bu vahim müşkülierle uğraşmak danslarile, musikisile, sinemasile ve için Ruzvelt tarihte misli görükne • tekniğile istilâ etmektedir ve Avrumiş bir vasıtaya müracaat etti. Zepa ekonomisile klâsik kültürünü kâ seferberliği ilân etti! Amerika • mat etmektedir! Eski polka mazorda ekonomi işlerinde şöhret kazanka, foks trot önünde silindiği, eski mı* salâhiyettar bir heyet teşkil etopera ve tiyatro sinetnaya karşı duti. Bu heyete «zekâ tröstü» adını ramadığı gibi, eski ekonomi şa'şaverdi. Haniya sermaye tröstü var • alan da Amerikanın cür'atkâr tecdır, amele tröstü vardır! Bu tröst rübeleri önünde hayran kalmaktaler ya sermayenin veya amelenin dır! hâkimiyeti gayesini güderler. Ruzvelt te zekâ tröstü kurdu. Bu zekâ Bu tecrübelerden en yenisini bugünkü Amerika cumhurreisi Ruz • tröstü, ne sermayeci ve ne de ameleci olacak. Ikisinin arasında hâ • velt yapmaktadır. kim olarak, amele ile sermayeyi Amerikada ta cumhuriyetin ilk mezcetmek, aralarmda ahenk te kurulufundanberi iki büyük fırka min eylemek gayesini güdecek! vardır. Demokrat ve Cumhuriyetçi! Zekâ tröstü programını hazırla Demokrat cumhuBiyetçi değilmi? dı. Bu programm tatbiki için Ruz • Nasıl değil! Cumhuriyetciden da velt meclislerden lâzım olan salâ • ha ziyade cumhuriyetçidir. O hal hiyeti altı. de bu fırkalar arasında program Programm başında ilk defa fi • itibarile derin ve esash bir fark len meydana atılan şunlar vardı: varmı? Eşya fiatini paraya uydurmak yeritngiliz âlimi Brays, Amerikaya ne para fiatini eşyaya uydurmak! tahsis ettiği iki büyük ciltlik ese Bunun için de Ruzvelt evvelâ al • rinde, böyle bir farkın olduğunu, tın mikyasını kaldırdı ve sonra da yaptığı mufassal tetkiklerine rağ dolan tedricen yüzde kırka kadar men keşfedememistir! Programlar fiatten düşürdü! Fakat ayni za • hemen hemen aynidir. Fakat insanmanda da altının başka yerlere lar başkadır. Burada bir fırkaya kaçmamasını temin için altın ihra • mensubiyet bir irs meselesidir. A cını menetti! merikah anadan ya cumhuriyetçi ve Bu tedbkler sayesinde Ruzvelt yahut demokrat doğar! hakikaten maliyet fiatlerini düşürOnun içindir ki bir fırka işbaşıdü ve Amerika sanayi mahsulleri na geldi mi, bütün adamlarile gelir, hariçte revaç bulmağa başladı. Filyani derhal devletin makinesini hakika buna karşı tngilizler de tnyürüten bütün memurlar yukarıdan giliz lirasmın fiatini düşürdüler. aşağıya kadar, idarî olsun kazaî olFakat bu Amerika fabrika hayatı sun, değişir! Çünkü valiler ve hâ nm yeniden canlanmasma mâni olkimler intihaba tâbi olduklarından madı ve işsizler iş bulmağa başla • tabiatile ekseciyeti kazanmış oian dılar. Ayni zamanda işsizlere daha fırka hemen kendi adamlarını in • geniş bir saha temini için, iş saat • tihap ettirir. lerini de azalttı. Vâkıa bu tedbir Uzun müddettenberi vaziyete ücretlerin düşmesini mucip oldu. hâkrm cumhuriyetçilerdi. Muhare Fakat, buna mukabil, eşya fiati de beyi onlar idare ettiler, meşhur düşmiiş olduğundan, maişette filen Vilson ve ondan sonra gelen Koliç muvazene husule geldi. ve Hover onların adamlariydi! Ayni zamanda Ruzvelt, doların düşürülmesinden elde edilen üç buFakat başka yerlerde olduğu giçuk milyar dolan meclisten aldıği bi burada da muharebe isleri bozyeni kredilerle beraber yeni ümran dü. Muharebe esnasında cumhuri • teşebbüsletrine sarfederek, gerek yet fırkasına mensup sermayedar • sanayi ve gerek amele için yeni faalar dehşetli paralar kazandîlar. liyet sahaları açtı! Trockinin 1922 senesinde neşrettiği «Avrupa nereye gidiyor?» atlı Dikkate yarayan bir vak'adır ki yazısma bakılırsa bu kazançlar yüz Ruzvelt bütün bu tedbirleri alırken de bin altı yüze, ve hatta iki bin • hiçbir cebir ve zora başvurmadı. den zîyadeye varıyormuş! Bütün Vatandaşların sağlam duygularına Avrupayı muharebe esnasında bagüvenerek anlatmak ve kandırmak rındıran, ona erzak ve mühimmat yollarına saptı. veren Amerika idi. Bu geniş faali Vâkıa, gerek Avrupada ve ge yet birçok yeni fabrikalamn kurul rek Ame<rikanın kendisinde bu tedmasını mucip oldu. Amele de patbir lere karşı birçok şikâyetler, birronlar nisbetinde refaha alıştı. çok tenkitler yapıldı. Sonunda A • Fakat muharebe durur durmaz merika için felâket olacağı tarzın • ve Avrupa bizzat çalışmağa başlar da kâhinlikler yürütüldü. başlamaz, vaziyet değişti. Kurul • Fakat birkaç gün evvel Ameri * muf olan fabrikaların çoğu kapankada yapılan aeçkiler, halkın, Ruz* Yazan: onfor denilen şeyin kıymc tini bu sefer Ankaraya gelirken bir kere daha anladım. Ansızın hareket mecburiyeti beni bu bir gecelik yolculuğu yatakh vagonda geçirmek zevkinden mahrum etmişti. Alelâde kompartimanlardan birinde bir köşecik kapıp yerleştim. Yol arkadaşlarımın hiçbirinden şikâyetçi değilim. Gelgelelim, Izmitten öteye geçtikten sonra önce ayaklarımdan doğru işlemeğe başlıyan müthiş bir soğuk, gitgide bütün vücudümü kavradı. Vagonun içinde, dördümüzün de ellerimiz, ikide birde, pencerenin ait kısmından geçen kalörifer borusuna doğru iğiliyor, fakat o anda husranla gene geriye çekiliyordu. Ve o elin sahibi hangimiz İ8e, diğerlerine actklı bir işmizazla, beklenilen sıcak istimden henüz bir haber olmadığmı ifham ediyordu. ı Eskişehire doğru yükseldikçe, soğuk ta kegkinleşti. tçimizde uykuya karşı gelemiyenler, muhakkak ki rüyada bir Siberya yolculuğu görüyorlardı. Çenelfrin^iz, muttarit bir rumba temposu tutturmuş, trenin gürültüeüne refakat ediyordu. Biletleriınizi kontrul için gelen memurlar, yüzümüzdeki ıstırap ifadesine dayanamayıp, hemen savuşuyorlar, bizleri teselli maksadile olacak. kapınuzın dibindeki kalörifer anahtannı bir, iki kurcaladıktan sonra uzakiaşıyorlardı. Eskişehir istasyonuna girerken, salepçilerin gönül okşıyan se«leri, kanatlan sızlamağa başlıyan kulak* lanmıza bir kurtuluş müjdesi gibi çarptı. Hemen nhtıma fırladık. bol zencefilli salepin meğer bazan, enyüksek marka şampanyadan da üstün kıymeti "varmış. Don» mak tehlikesi geçiren zavalh micîeme kaynar kaynar inen bu rehakâr mayie mukabil, bes kuruşu sunarken, insanın kadiı bilmemezliğine bir kere daha eseflendim. Bir tek bronz çej'reğe yeniden can bulmuştum. Parmaklık dibinde Eskişehir taşından çeşit mamulât satan sergicilerin yanına sokuldum. Hep o, ötedenberi bildiğimiz kundura, tabanca biçimi ağızhklar.. Papatye göğüs iğneleri.. İpliğe geçmiş donuk ve biçimsiz kolyeler.. Asetilen lâmbalannın kelebeklenen çiy ışıklan altmda sıralanmış, müşteri bekliyordu. Bir tesbih alayım, dedim. Eskîşehrin, hapisane işi, ne güzel, boncuk tesbihleri vardı. Oradaki dört serginin dördüne de baktım. Yahu! Tesbih yok mu? İşte, beyim: Bunlar var. Satıcınm biri, bazılan ak, bazîlan da isle karartılmış, bir avuç kötü tesbih uzattı. Başka yok mu? diye sordum. Yok beyim! Alan kalmadt. Biz de yapmıyoruz, artık. Düşündüm. Satıcınm bu sö>ünü dikkate çok değer buldum. Tesbih, bir zamanlar, şarkm kendine mahsus, adeta bir işsizlik, tenfcellik sembolü idi. Saatlerce, mahe»!' le kahvesinin tozlu peykeleri üzerinde pineklemeğe alışmış, on da«, kikalık mesafeyi: «Tannnın vtrdiği ayağı ne diye eziyete sokayım!» diyerek, bir aaatte . katetmekten haz duymuş bir halk^n, tesbih, tembellik ortağı, kaygusuzluk işsizlik ve lâübalilik alâmeti gibi birşeydi. Fes, kaloş kundura. avnize, enfiye mendili kalktıktan sonra, tesbih öksüz kalmıştı. Hikmeti vücudü yoktu. Bugünkü halk on parmağının onunu da ne yapacağını bilemiyerek, ipe dizili toparlaklarla oynıyacak bir halk değildir. Buna ne terbiyesi, ne vakti, ne kılığı kıyafeti, ne de bugünkü yaşayış tarzı müsait olmuyor. Bunu hisseden tesbih, işte kendi kendine ortadan kalkıyor. Yürüyen inkılâbm önünde, o inkılâba uymıyan hiçbirşeyin bakasına imkân yoktur! ERCÜMENT EKREM veltin bu tedbirlerinden ne kadar memnun olduğunu açık bir tarzda gösterdi. Hiçbir zaman hiçbir fırka bu kadar büyük bir muvaffakiyet kazanmamıştır! Cumhuriyet fırkası hemen yan azasını kaybetmiştir. Ruzvelt bugün her iki mecliste üçte iki ekseriyeti kazanmıştır ki şim» diye kadar Amerika tarihinde görülmüş bir hâdUe değildir! AĞAOĞLU AHMET,

Bu sayıdan diğer sayfalar: