13 Kasım 1934 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

13 Kasım 1934 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

12Teşrinisam TELGRAF MABERLERİ ÖZTÜRKÇE Uçmakta Türk dili IBinnci salııfeden maba't] resine bakındı. İpdeşi (8) Havayı düşündü. Onu yitirmîşti (9). Artık yapyalnızdı: Ne uçmağıı. gönül açan bahçalan, ne kuşlannm çılgın ötüşleri, ne uçkunların gülümsiyerek narin uçuşiarı, nc ak punar, ne kızıl alma ağacı, ne de al, kırmızı, sarı çiçeklerin izleri vardı.. Bunların kamusu nnun gözünde tütüyor. Ortada kendilerinden bir örnek bile yoktu... Onun düştüğü bu acun neresiydi? Ya; bunun iyesi (10) kimdi> Atam Yalvaç burasını tamuk (11) sandı.. Ve sonsuz bir kaygıya düştü. İçi pek sıkıldı.. Derin bir göğÜ8 geçirdi. Kendini boğar gibi gırtlağım tırmaladı. Gözlerinden boşanan ılık damlalar uzun sakahnı ıslatmağa başlamıştı. Atam ilk gezdi ki gönlünde acı duyuycrdu.. Başını iğmiş, hüngür hüngür ağhyarak gönlünü yakan bu aynhk ağusunu gözyaşlarile yı'tıyordu. Bu kaygılı çağında ona toktaklık (12) verecek tek bir kimse bulunmuyordu. Ezgin, umutsuz ve öksüzdü... Yavaş yavaş başım kaldırdı. Güneş batıdan göz kınıyordu. Gölgeler adım adım alanı basyoıdu. Orman karanyor ve derinliklerinden duyulan korkunç aslan homurtuları dağlarda yanku yapıyordu. Atam ürperdi, yüreği hopladı. Birden gözleri alaca karanhk içinde göklere dikildi.. Yaratıhşmdanberi ilk gez olarak gök Tannya sığınmak gerek olduğunu düsünüyordu.. Titrek ellerini göklere açarak yalvanp yakarmağa başladı: Atamın yakanşı: Bağısla suçumu hey yaradanıml Ben senin kimsesiz kullanndanım * Ben bir suç isledim gitti güciine Fırlattın uçmaktan özge acuna Düştüm bu ülkenin ıssız ucuna Avrupa yoiundan notlar Ingiltere, ordusunu takviyeye karar verdi Mr. Eden «Müdafaamızın kuvvet ve zâfının birgün dünya sulhunda büyük bir tesiri olabilir» diyor Londra 12 (A.A.) Deyli Telgraf gazetesinin itimada değer membalardan aldığı malumata nazaran İngiliz ordusu ehemmiyetle kuvvetlendirilecek ve son tekem müllerle feçhiz edilecektir. Bütçeye, 1914 enesindekine benziyen ve fakat modern bir sekilde tertip edilmiş bir sefer fırkası ih dası için 5 milyon İngiliz lirası ilâve edliecektir. Londra 12 (A.A.) Nanrlardan M. Eden, dün söylemis oldugu bir nutukta, Avrupanın akıbeti hakkında endişeye mahal olmadığını bildiemis tir. Mr. Eden, yakm bir harp tehlikesine inanmamaktadır. Fakat mutnaileyh günün müşküllerinin de inkâr edilemiyeceğini ilâve etmek tedir: « Büyük Britanya ağnr mes'u liyetlecine karşı koymus olmahdır. Büyük Britanya Milletler Cemiye tini tutacak, silâhlan bırakma konferansı için çalışacak, kollektif sulh sistemini kuvvetlendirmeğe gayret edecek, fakat ayni zamanda kendi müdafaasıntn ihtiyaçlarım da bilmemezlik etmiyecektir. Bu müdafaanın kuvveti ve zâfının bir gün dünya sulbu üzerinde büyük bir tesiri olabilir.» Mr. Eden hiçbir vakrt bir taraflı »ilâhları bırakmanın taraftan ol madığmı ilâve etmiştic. tngilterenin silâhları diğer mil • letlerinkilerle mütenasip olmuştur. Diğer taraftan, millî hükumet, ııtnumî bir silâhları bırakma mu kavelesinin imzalanmasını harp tehlikesini azaltacak mahiyette addetmektedir. Bu, altüst olmus dünyaya emniyet hissi verecektir. Hatıradan hatıraya! Türkü anmadan burada gezemezsin! HFMf NALINA M1H1NA Zengînlerin fakirliği! '"NIIIIIUIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIlllllHlllillllllllllllllllllllımiMum: Yunan İktısat Nazırı Bursada M. Pesmazoğlu ile Celâl B. fabrikaları gezecekler Buna 12 (Telefonla) Yunan lktı«at Nazın M. Pesmazoğlu ile tktısat Vekilimiz Celâl Bey vc maiyetlerin deki zesat bugiin Herekeden Ertuğrul yatile Mudanyaya gelmisler ve Mudanyada merasimle karsılanmışlardır. Bursa Valisi Fazlı Bey de Yunan İktısat Nazırile İktısat Vekilimizi Mudanyada istikbal etmistir. Müteakıben Bursaya otomobillerle hareket edilmis, vaktin geç olmasına rağmen misafirler Bursada muhtelif heyetler tarafından hara • rrtle karsdanmı*hr. Bu münasebetl* «ehir bastanbasa Türk ve Yım«n bayraklarile donanmiftır. Na«Ha İktısat Vekilimiı Cumhuriyet fcöfkünde, dğer zevat ta Çekirgede misafir edOmislerdir. M. Pesmazoğlu ile Celâl Bey vann •ehri ve rabrikalan gezeceklerdir. Ya rm aksam Mudanya yolile lstanbula harekeüeri muhtemeldir. Fransada mütareke yıldönümü Her tarafta büyük merasim yapıldı Atina bankasının Istanbul şubesi Ankara 12 (Telefonla) 30 ikincitesrin 330 tarihli kanun hü kümlerine göre tesçil edilmis olan ecnebi sirketlerinden Atina Ban kası Türkiyedeki subelerini kapa • dığını ve tasfiye muamelelcini bitirdiğini İktısat Vekâletine bildir • miçtir. Gümüş para'ar Ankara 12 (Telefonla) Gümüs paraların en son nümuneleri bugiin buraya gelmiş ve matluba muvafık görülmüstür. Yeni para • laruı basılmasının tesrü ile aym yirmi besine kadar her tarafa gönderil mesi kararlastırılmıs, lâzım gelen tedbirler alınmıstır. Evvelâ gümüş liralar bası'acak, on bes gün sonra da 50 kurusluklarm darbına başlanacaktır. Kâğıt liralar da tedavülden kaldnrılmı • yacaktir. Memur harcirahlarına dair bir karar Ankara 12 (Telefonla) Maliyenin bir tamimine göre demir • yollanmızda halk ticaret tarife • sile teyahat edecek memurlara esas tarifeye göre değil, tenzilâth tarife üzerLnden harcicah verilmesi lâzım gelcnektedir. M. Çaldarisin bir tekzibi Atina 12 (Hususî) Basvekilin Cumhurreisinin tahlifinden evvel kabinesinde bazı tebeddülât yap • mağa karar verdiğini bazı gaze telerin yazması üzerine M. Çaldaris havadisi tekzip etmistir. Pari» 12 (A.A.) Savısız halk kütleleri mütarrkevi tes'it için dün aksam zafer abidesinin önünden geomislerdiır. Dün sab»h Kral Uçüncü Leopold tarafından Brükseldeki meçhul as ker mezarında yakılan meşaleyi hâcnil Belçika heyeti saat 22.45 te muvasalat etmistir. Belçiha heyeti hudut yakınında Fransız sabık mvharîolerine mülâki olmustur. Halk Bağısla suçumu hey yaradanım! mechul asker abidesrai ziyaret eBen senin kimsesiz kullanndanım. derek çelenkler koymuştur. * Bütün Fransada ehemmiyetli hiç Esirğe hey Tannm öksüz kulunu bir hâdise olmaksızın heyecanlı tneSahkverdir ( 1 3 ) bana uçmak yolunu, rasim yaoılmiştır. Aç uzat göklerden bana kolunu Hcdktn M. Dumerge muhabbeti Bütün vatanperver gruplar, meç Bağısla suçumu hey yaradanım! Ben senin umutauz kullanndanırr l askeri selâmladıktan sonra, M. Dumergin apartımanmın önünden Hey Tannm Tavgacın beni aldath. seçmişlec ve kendisini o derece alkışlamıslaırdır ki M. Dumerg pen Diyecekler: «Atam ne hamarattı. cereye gelmeğe ve kendisine mu Güzel uçmağı bir almaya sattı...> habbet, hürmet, itimat ve tazim Tannm sen kulak ver bu yakarışa h''slerini bildirmeğe gelen muhtelif Acunda çarptırma beni kargışa (14)!. heyetleri ve bu meyanda ihtiyat zaMEHMET SADIK bitleri murahhaslanm kabul etme» ğe mecbur olmustur. (1) özge = Ecnebi, yabancı (2) Tutalga = Delü, sübut Bazı sağ cenah müfritleri M. (3) Ozan = Şalr Heryonun indiği otelin önünde te(4) Berkitanek = Teylt etmek zahürat yapmak istemişlerse de (5) Danlamak = Tekdir etmek polis kendilerini hâdisesiz dağıt • (6) Telesmek = Acele etmek mıştır. (7) Düç = Kuya M. Heryonun nutku (8) Ipdeş = Hayat arkadaşı Paris 12 (A.A.) M. Heryonun (9> Tltirmek = Kaybetmek reisliğinde Lyonda cereyan eden (10) İyesi = Sahibi merasim, havanm çok güzel olması (11) Tamuk = Cehennem sayesinde pek parlak olmustur. (12) Toktaklık = TeselU ) (13) Salıkvermek = Gostennek. nlşan M. Heryo büyük bir nutuk irat vermek edecek bütün Fransızlann birles (14) Kargış = Beddua. mesi ve «siyasî rejimleri ne olursa olsun» diğer memleketlerle iyi anlaşma fikrini metetmis ve demiştir Patrasta büyük bîr ki: miting yapılacak « Sulh fikrine, vatan fikrine hizmet etmek lâzıtndır. En aziz ve Atina 12 (Hususî) Patrastaki en hararetli temennim, Fransızla bütün millî teşekküller murahhas • rın emniyeti hususunda bazı endiları lUmum Eprrliler» cemiyetinin seleri yatışmış bir vatan içinde tek daveti üzerine toplanarak Arna rar birlesmeleridir.> vutluk hükumetinin Yunan ekalliyetine karşı tatbik ettiği tedbirleri Malıye Vekâletinin bir tamimi protesto etmek üzere pazar günü Ankara 12 (Telefonla) Malibir miting yapmağa karar vermişye Vekâletinin bir tamimine göre lerdir. bir yerden diğer bir yere giden Umum Talebe cemîyeti merke • memurlar âmi> lerinden memuriyetzkıde toplanan Atina millî teşek lerini ve maas miktarlarını göste külleri murahhaslan da buna işti rir birer vesika alarak ibraz etmerak edeceklerdir. Premedide hâdiğe mecbur olacaklar, bu vesikayı seler çıktığı ve birçok kasabalarda ibraz etmezlerse maaşlarmı alamıbazı eşhas aleyhine tecavüzler ya • yacaklardır. P'ldığı haber verilmektedir. Çin Şark demiryollarında neler oluyor? Giresun imam ve hatiplerinin kararı Almanyada bir musikişinasın eserleri menedildi Berlin 12 (A.A.) Alman mu ikişinası Hindemithin eserlerinin Almanyada çalınmaı yasak edil • mistfar. Nasyonal sosyalist kültür şubesi müdürü demistir ki: « Hindemithin son eserleri kendisinin nasyonal sosyalistliğe lâyık olacak değisikliği elde edetnediğini göstermistir. Bundan başka muhacrr ikî Yahudi ile plâk çıkar • mak suretile seciyesizlikte bulun muştur.» Mide, Barsak ve Karaciğer rahatsızlıklarına Harbin 12 (A.A.) Çin sark şimendiferlei müdürü M. Budi, polis tarafından yapılan indî icraat hakkında şimendifer idare medi «ine 30 tesrinievvelde bir mektup göndermiştrr. Müdür bu mektupta şimendifer polisine vaki müteaddit müracaatlerine rağmen bu icraata nihayet verilmesi ifin hiçbir tedbir alın . madığmı ve bu haıeketlerin son zamanlarda daha sık ve hatta bir usul altında cereyan etmekte ol • duğunu bildrrmekte ve birçok va • kayi zikrettikten sonra bunlarm şimendifer memurlarına büyük zararlar tevlit etmekte olduğunu kaydedeeek idare meclisinden îcap e> den tedbitlerin alınmasını istetnektedir. i Giresun 12 (A.A.) Vilâyeti miz şehir ve köylerindeki imam ve hatipler kendi aralarında yaptık • ları bir toplantıda dinî vazifele rinden başka zamanlarda sarık ve cübbelerini çıkarmağa karar ve • rerek sank ve cübbelerini çıkar mışlar medenî kıyafetle gezmeğe başlamışlardır. Isveç Veiiahti Tahranda Tahran 12 (A.A.) Isveç Ve liahti, Prenses tngrit, Prens Bertil ve maiyetile birlikte Tahrana mu vasalat etmistir. Veliaht refakatinde Prens Bertil olduğu halde sa • raya giderek Sahı ve müteakıben Basvekili ziyaret etmistir. Basvekil kendisine hükumet azasını takdita eylemistir. AFYONKARAHİSAR MADENSUYU eçenlerde Yunanistanda mil lî müdafaa, maarif ve hayir işleri için milyonlar veren İşte Stefani kilisesinde Türk güllesi, işte Kurtuluş Yunan zenginlerinîn hamiyetinden gıpta ile bahsetmiş, bizde zeginle meydanında «Türk deliği» ve Kalenberg rin memleketten ziyade kendilerini ve ailelerini düşündüklerini yazyolunda «Türk Metrisleri parkı» mııftım. Marmara faciasında boğulanlar için açtığımız iane listesi, bu iddi amın doğrul«Suna yeni bir delil teskil etti. Kubilây abidesi ianesine olduğu gibi bu ianeye de, hemen hemen hiçbir zengin iştirak etmeI di. Zevkleci, sefahatleri için bol bol para harcıyabilecek I bulunanlanmız beşer bir vaziyette liraya olsun kıyamadılar da, orta halli denile bilecek ve hatta denilemiyecek olan birçok kimseler, bilhassa mektep talebesi, feci bir kazaya kurban giden otuz iki zavallı Türkün fakir ailelerine, ellerinden geldiği kadar, yardım ettiler. Bu hayir ve sefkat sahibi vatandaşların verdikleri paVtyanada Şönbnn sarayınm meşhur raların gerçi miktarı fazla değildi bahçestte binanm cepheden görünüşü ama bir mektep çocuğu için 50 kuMeğer iki defa açan saraylar, uçan ruş vermek, bir zengin için 50 lira giremediğimiz ViYAZAN ı ruhu bekliyen iri vermekten belki daha güçtür. yananm en içine kaIsmail Habip Bu yazıyı hiçbir zengini muahamumyalar gibi dudar hatıralarımız girze etmek için yazmıyorum. Çünkü İçin olsun / ruyor miş. Hiç umulmıyacak yerlerde zorla güzellik olmadığı gibi zorla da küçük ol, ceset olup ta büonlar, şanlı veya tasalı, asırların iane de verilmez. Yalnız, bizde u yük olacağına! tozunu silkerek karşımıza dikilimumiyetle orta halli ve fakir sınıfAskerî müzedeyiz. İ!k görülen larm parayı zenginlerden daha az yorlar. İşte tepeden tırnağa kendiyirmi yıllık hantal bir otomobildir. sevdiklerini, ve herhangi bir iane lerinin olan İstefani kilisesi: DıŞimdi hamal imrenmez, o zaman ve muavenet i*inde kesenin ağzım şından bak, kaburgasının bir köşeveliaht biniyormuş. Arabanm böğ zenginlerden daha ewel ve daha sinde biz vanz, açtığımız gediği ründe Prençibin kurşunile açılan cömertçe açtıklannı söylemek isti levhayla yamalamışlar. İçine gir; yorum. Hamiyet ve hayırperver • şu küçük delik insanlarm başına kabartma mermerden büyük bir liklerine müracaat edildiği zaman Büyük Harbi açtı. Aziz devrinin abideleri var; elimizden kurtulduya bunlar da, zenginler gibi dav meşhur veziri Fuat Paşa Avrupalar diye bize kabarıyor. Kuleye ransalardı halimiz nice olurdu. nın bir diplomat meclisinde «en çık, bir ta§ gülle gösterecekler, gökAUaha şükür ki orta hallilerimiz sağlam devlet kimdir?» sualine ten iner gibi kilisenin beynine düşve faktrlerimiz var! müşüz. Dışında, içinde, üstünde;; (celbet biziz demiş, siz dışandan, biz içeriden bu kadar çalıştıgn.iız nafile Türkü anmadan burada gehalde gene yıkılmıyor!» Galiba zemezsin! bu nükteye ençok Avusturya dipAnkara sergi evi ve bu lomatı gülmüş. Halbuki o koca İşte «Kurtulu; meydanm nda imparatorluk, işte şu otomobil «Türk deliği»: Bir lokantanın dış seneki Ankara sergisi söylüyor: Bir tek kurşunla yıkılköşeainde, dörtnal bir ata binmiş, [Başmakaleden mabaıt\ dı! elinde pala kılıç, yiğit atılışlı Türbüyük işler yaratan bankanm yakün kabartma resmi. Bizim lâğımNe Napolyonun bir çocuk ^övnıbaşmda Salâhattin Reîik Beyi cılar toprak altından buraya kadar desi için yapılmış gibi duran elbigene takdirle anmamak elde degelmişler. Son birkaç kazma, Vij^a sesi, ne bizden kalma işlemeli çağildir. O da banka için vücude ge na içinden alınacak, aksi gibi üsdırın kubbeye kadar dayanan tatireceği paviyonu pek dar bir zatünde fınn vardır ve fırıncılar ersalı gösterişi... Ben ençok bir kümanda tasarlamış ve başarmıştır. ken uyanır; kazma se9İnin farkıçük saatin önünde takılıp kaldım. Ayni vakit darlığından müteess r na varıyorlar, kuvvetler üşüstü; Fazıl Ahmet Paşanın Sen Gotar olmasına rağmen İş Bankasının toprağın altında ah, üstünde oh; cengindeki saati. Aylan ve «eneleAnkara Sergisinde dahı en önde meydanın adı hâlâ Kurtuluştur, ve ri de gösteren saat. Cenk meydabulunduğu herkesin gürüp teslim Türkün açtığı delik, yerin icinden, nında, 1075 muharreminin 8 inde, ettiği bir hakikattir. bir göz çukuru gibi, hâîâ Viyanacuma günü saat 3 te durmus. KüSümer Bankın sanayi işleri şimnın boğrüne bakıyor! çücük göğsüne 270 yılı mıhlıyan diden bir varlıktır, ve bu hakntat İşte biraz ötede Amhof denen saat. Şu minicik anahtarla kalbine Ankara Sergisinde de ayan beyan meydan: Kuşatılan Viyanahların dokunuversen üç asnn ötesinden görünüyor. Fakat biz biliyoruz ki en büyük silâh ve barut deposu uyanıverecek! halen İktısat Vekâletirin üzermorada. Bir türk humbarasınm çıYazlık saraya giderken büyük de itina ile tevakkuf ettiği beüib3şkardığı yangın bu depoya ulaşırve kapalı bir fabrikaya rasladık. lı bir müessesemiz olan bu banka sa belde birden mahvolacak. YediOn yıl önce bize fes gönderen fabgelecek sergilerde mütemadiyen sinden yetmişine bütün Viyanalı rika. Tablo gözümün önüne geldi: büyüyen varhklarla yer a'acaktır. yangına koştu. Hepsi ateşle depo Büyük Önder, başında panama, Serginin diğer aksamını dolduarasında; buradan bir kıvılcım sıçKastamonu yolundadır. En sivri ran millî sanayi faaliyetlerı ise yerasın, orada bir yanardağ patlıyakalemler bile gazetelerde kekeleyip cak; ne şehir, ne şehirli; ejder gibi duruyor: Serpuşu medenî, şemsi si niden hayata kavuşan ç>k öz'ü ve asil bir milletin bitip tükenmez ateş, dev gibi çahşış; iki üç günper, sıhhî başlık, pervazh kabalak.. kaynaşması manzarasmı arzetlük bir savaş; " ejder kabardıkça Biz, biraz sonra giyeceğimiz şeyin mektedir. dev yoruldu; kıyamet çok yakın, korkudan adını söyliyemezken, o, YUNUS NAOt fakat ne oldu, birdenbire rüzgâr İneboluda, Karadenizin dalgaladeğişiyor;' bir hava dönüşü, hilâlrna karsı vuzuhtan yapılma granit Ankara radyosunun tulU le haçın tarihini bir yeldçğirmeni bir heykel gibi, panamalı kr>lunu gibi döndürüvermişti! batıya doğru uzatarak «bunun adı mevci şapkadırb) dedi. Viyanada üç bin Dış kapısı, tath bir kavis ortaSon zamanlarda Ankara radyosu amelelik fabrikalar kapamyor, smdaki büyük kubbesile iki kolunesriyatı lstanbuldan çok zayıf bir Ineboludan üç kelimelik bir ses nu açmış koca kafalı bir gövde gihalde işitilmekted'ir. Yaptığimız yükseldi diye! bi duran eski sarayın iç meydanıntahkikata göre, bu halia Ankara dayız. İki buçuk asır önce, imparaGüzel çeşme manasma Şönbron, radyosunun teknik vesaitinde bir tor Leopolt, biz Viyanayı kuşatdeğişiklik olmasmdan değil, ayri Mari Terezin yaptırdığı yazlık dalgalarda çahşan diğer bazı radmağa giderken işte buradar kaçsaray. Yapı, daha büyük çapta oir yoların tacizattndan ileri geldiği tı. Halk yalvanyor, hükümdarları Galatasaray lisesi gibi. Adından da anlaşılmışttr. gitmesin diye; binlerle kalabahk belli ki asıl emek bahçededir. GeriBu vaziyet dolayısile, neşriya • arabanm önüne serildi, bırakmayız deki sırta doğru tath bir gerilişle tından memleketin her tarafmd'a diye; yeri kazar gibi eşinen altı yükselen yeşil bir hendese. Bir baistifade edilebilmesi için, Ankara küheylânın uçurduğu iki tonluk kışta göze sığmıyacak kadar geniş radyosunun ecnebi radyoların taciyaldızlı saray paytonu serilenleri ve bir bakışta her yeri görülecek zatından müteessir olmıyacak di çiğniyerek Viyanadan kaçtı, Türk kadar gergin. Bir dantel gibi işlenğer bir dalga üzerinde çahstırılmageliyor diye: Son korkutuşumuz. miş mermer havuzlar nerdeyse sı hususunda teşebbüslere girişil müş ama ne korkunçmuşuz! rüzgârla sallanıverecekler ve oir mistir. Öte tarafta, imparatorluğun hü biçimde kesilip birbirine yapışm'ş bir bahçenin önünde durduK*. Türağaç dizileri fırtmâyla bile kımılkumet dairesi; dıştan bakınca bu kin çant park! «Türk metrisleridamıyacaklar gibi. Merrneri oynaAvusturya babıalisi de bizimki giparkı» demekmiş. Apansız yumruktıp yaprağı donduran bahçe! bi gösterişsiz. Demek Meternihler laşan bir hatıra çan krbbesine vudağ gibi zırhlıyı küçücük kamaraAğzı kalabahk rehberin iki saatrur gibi kafamı vonklatıyor. Desındaki düğmelere basarak döndiilik anlatışlarile dolaştiğımız Sfiıay mek o yer burasıdır. Kaıa Mustafa ren kaptan gibi, cihan siyasetine dairelerinde kamaşma var, derinPaşa, ordusunu çekebilmek için, bu bodur yapıdan dümen tutuyorlik yok. Bizim Bağdat köskünü buradaki metrislere büyükçe bir felarmış. Dünya bu, daha dün bir hatırladım. Duvarlarına taze badai kıt'ası bırakmıştı. Sonuna kad^r Herseklinin burnu kanasa bu bahar yesilliğinin ölmezliğıni perçindayanacaklar. Ölümden sonu var bıali, şimşek gibi bizim Babıaliyi liyen o köşkün bir köşesi bütün 'ıu mı? Hepsi ölümü mıhlar gibi olduşamarlardı. Bizimkinin ismı yüksaraydan üstün. Buranır. en rekici ğu yerde öldü. Şimdi birkaç cazm sekti, bunun sesi; şimdi yüksek yeri altın oda, bir milyona malolduşakrak havalanna kendüerini bırases bizim, hıçkınk bunun' ğundan değil, orada Türk san'atikan yüzlerle binlerle Türk kcmiği nin mucizesi içindeyiz. Hint Türk İmparatorluğun asıl devlet yeri üstünde dansediyor. Namık Kemal: imparatorunun gönderdiği minyadaha hazin. Kocaman saraylar bir Altı da bir, üstü de birdir yerin! türler; Mari Terez bunları hep aîorduluk meydanlan kucaklıyor. Demiş. Galiba bütün dünva üzetınla çerçeveletmiş. İç bizim, dış oVaktile on binlerce üniformalann rinde altile üstü bu kadar aykır» bir nun. Fakat hane;i maden san'atten yaldızlar içinde uğuldıyarak kayyer gösterilemez. Bu bahçeden kızdeğerli? Çerçevelerin içindekı san'at naştığı bu meydanlar şimdi, yangın bir saça basıyormuşunı gibi parıltısı bütün altınları bakıra indilışlıkla büyük bir mamure ortakaçtım. rivermiş gibi! sına düşmüş birer çöl parçasıdır ve tSMAlL HABİP bu geniş ıssızhklara ağır kollannı Kalenberge giderken garip iaimli ı

Bu sayıdan diğer sayfalar: