13 Kasım 1934 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

13 Kasım 1934 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Köy ler arasında temizlik müsabakasını kazanan Sümer Bank fabrikalarının mamulâtile «İşte bunlar Türk malıdır» diye iftihar edebiliriz «Ihsaniye» de yapılan bayramın intıbala *ı Bursada bir köy bayramı] Ankara Sergi Evinde En asrî ve hiç şaşmıyan Sümer Bank standı Türk köylüsü herşeye kabiliyetlidir! bir falcıİık... BtRAZ DA ŞAKA B 12Teşrinisanil934' Cumhariyet Ah efendim, bu, ayaklar yok mu? Bilhas sa ihtiyarların, meslek adamlarının, koca ~J sile kavga ^ etmiş kadınların ayakları! Onlar insana neler anlatmaz ki.'.. ıhsaniye köyündeki bayramda, köy meydamnda halka temsil veriliyor [Solda görünen Vali Fazlı Beydir] Bursa (Hususî muhabirimiz • yor. Hatta o kadar ki biz Bursa den) Halkevimizin köycülük kosokaklarımn ekserisinde bile böyle mitesi bir sene evvel köylerimiz itmalı bir temizlik göremediğimizi arasında bir temizlik müsabakası itiraf ediyorduk. 120 evli ve 600 açmıştı. Bu müsabakada Ihsaniye nüfuslu olan bu köyün ekserisi tek köyü ile Armutköy birinciliği ka katlı ve kutu gibi muntazam yapılzanmışlardır. Bu köylerden İhsanimış bulunan evlerinin içleri ve dışyeye mükâfat verilme merasimi bir lan tamamen beyaza boyanmıştı. köy bayramı şeklinde yapılmıştır. Uzaktan köy, bahçeler arasında Ankara Sergi evinde Sümer Bank fabrikalart paviyonlart Bayramda valimiz Fazlı Beyle Maşirin bir sayfiye manzarası veriyor[Bmnci sahifeden mabait\ | mel ve büyük deri ve kundura fabri • arif müdürü, Halkevi reisi ve erkâdu, evlerde kimseler yok. Çünkü; tazi kostümlük kumaşları, spor kumaşkası haline gelmis olan Beykoz fabri m ve birçok davetli hazır bulun herkes bayram yerinde... Fakat ları, pardesülük ve paltoluklan gerek kası mamulâtı da nefaseti itibarilemuştur. kapılann hepsi açık.. Şimal mem'edesen, gerek dokunuş ttibarile en gü takdirlerle karşılanmıştır. Fabrikanm Köye vardığımız zaman meyda ketlerinde emniyet böyle imiş di zel tngiliz kumaşlarından tamamen yaptığı, kösele, vakete, maroken ve nı civar köylerden ve şehirden ge yenler gelsinler de îhsaniye köyünfarksızdır ve onların en iyileri kadar da saraciye derileri, vidala ve rugan de lenlerle dolmuş ve hakikî bir bay deki emniyeti görsünler, diyoruz. ' sağlamdır. Fabrikaların battaniyeleri riler, eldivenlîk deriler, güderiler, saram yerine dönmüş bulduk. Mey • Evlere girip çıkıyoruz. de cidden çok güzeldir. Bu iki fabrika, nayide kullanılan makine kayışı, sal • danm bir kenarma San'atler mekteTemizlikten sanki insanın yüzü • bilhassa Sümr Bankın idaresme geç • mastralık, maskelik deriler, kâmilen bi tarafmdan yapılan ve köyden ne gülüyorlar gibi... Odalar bol bir tikten sonra daha mükemmel iş çıkarAvrupa mallarından farksızdır. köye nakli kabil olan portatif bir ışıkla yıkanıyor. Halâlar bahçele • mağa baslamışlardır. Herekenin hah • Fabrikanın kundura dairesi de, ka • sahne kurulmuştu.rkı kenarlarına kaldırılmış, ahırlar larile ağır ipekli kumaşları birer tab • dın, erkek ve çocuk için, hazır ve is Bir buçukta mızıkanm çaldığı evlerin altlanndan çıkarılarak bahlo gibi nefistirler. marlama her formada kunduralar teçIstiklâl marşmı beş yüze yakın köyçeler e kurulmuş.. Kuyulann etrafı, Son sistem makinelerle teçbiz edilhir ebnekte ohıp bu kunduralar su ve lü ayakta dinledikten sonra köycüpis sular nzmasm diye, betonla n • miş olan Bakırköy fabrikasmın yeni nitubet geçmoz bir tarzda imal edil • vanmış, üstlerine de tahta kapakr lük komitesi reisi avukat Hulusi makinelerle yaptıği ince Sümer patis • mektedir. Beykoz fabrkasınm çanta ve Bey; cumhuriyet hükumetinin köy kalart pek çok beğenilmiştir. Ağus bavullari da çok beğenilmektedir. siyaseti hakkında güzel bir nutuk tosta açdmış olan bu fabrika, yalnız Hulâsa, Sümer Bank fabrikalannın söyledi. Sonra gene komiteden ZehTürkiyenrn değil; dünyanm en yeni mamulâtı, «işte bunlar Türk mahdır> ra Hanım yalnız köy kadınlarile pamoklu mensucat fabrikalanndan bi • diye iftiharla gösterilebilccek kadar konuştu. Daha sonra köyün imamı ridîr. Fabrikanın Türk pamuğundan yüksek bir kiymet arzetmektedirler. Akif Ef. cumhuriyet köylüsünün yapbğı her çeşit dokumalar, gayet sağSümer Bankın işi, bu standda görütertemiz duygulannı anlatan çok lamdır. Bakırköy bez fabrikası sergi lenlrr ve beğenilen'erle tamam'.anmış şayani dikkat bir nutuk »öyledi. Bir de teşhir ettiği eşyaya nazaran, patis değildir. 50 milyonluk bir devlet ser köylü arkadaş ta birkaç kelime ile kadan maada Amerikan bezleri, ma ntayesini temsil eden Sümer Bank, sevinçlerini anlattı. Lise talebesinin sa örtüleri ve peçeteler, alaca bezler, mamleketin sanayileşme plânmda en temsil ettiği bir perdelik tstiklâl fitilli pantalonluk ve elbiselik bezler, ön safta vazife almışttr. Bu sebeple • piyesinde rol alan istiklâle âşık ve renkli ve düz satenler, astarlık saten dir ki, Sümer Bankın, Türk sanayünin bilekleri kelepçeli delikanlmın sözler, perdelik ve döşemflik bezler yapanahtan olduğunu şeklile de temsil lerini bütün köylüler gözleri yaşamaktadır. Hem de Avrupa malları kaeden, markası yalnız, standm büyük rarak ve içleri sızlıyarak alkısladıdar zarif ve onlardan güzel olarak.» sütunlarında, dr^il, sergi evinin için • lan Hele Kız Muallim mektebin • .Halkevi Son ~sehelerde sârFedOen himmet kSycSTSk iomütisi relıT de, difinda, her tarafında manidar bir d*en Ayhan Hanımm baştanbaşa helerle Budapeşteden iübaren, bütün Halâsi Bey köylüye nutuk söylüyor timsal şeklinde yükseliyor. yecan yaratan güzel millî şiirin • Balkanlarm ve Yakınşarkm en mttkeralar konmus.. Hiç rrrubalâğasız di • de geçen (sapanının başmdaki yebilirim ki; fimdi bu köyde ne bir Türk köylüsü) cümlesi şiddetle algübre kırmtısı görebilirsiniz, ne de kışlandı. Köylü kardeşlerin bundan uçan bir sinek... Dansı bütün k ö y çok mütehassis olduklannı görü lerimizin ve hatta Bursanın başı • yorduk. na!... Piyesten sonra köy muhtarına, Hasılı Ihsaniye köylüsü bize bir köyün mükâfati verildi. Müteakı daha anlattı ki; Türk köylüsü herben köy gezildi, Kız Muallim mekşeye kabiliyetlidir. Yeter ki ona tebi talebeleri de köylü çocuklarile tstanbul Belediyesi tarafından Ev • gösteren ve bildiren olsun! Yeni tütün mahsulümüzün Ege muhtelif oyunlar yaparak onlara kaf tdaresi aleyhine açılan ve dosyası Köy imamımn nutku şimdiye mıntakasındaki satıslan hararetli tam bir bayram yaşattılar. Adliye yangınında yanmış bulunan bir kadar dinlemeğe alışmadığımız gebir şekilde devam etmektedir. Ak Bu köyden ve bu köy bayramındavanın yenilenme muameWi ikm?l eniş bir samimiyetin ifadesiydi. Ez hisarda yüksek cms tütünler 90 • dan aldığımız intıbalar çok kuv dilerek, dünden itibarcn üçüncü hu cümle diyordu ki: 100 kuruş arasında İnhisar idaresivetliydi. Bu bayramı biz şehirdekikuk mahkemesi tahkikat hâkimliğinde le tüccarlar tarafından tamamen « Halkevtnden köyümüze gelerden daha samimî ve daha cana satın ahnmqtır. Amerikalılar Sın • tekrar tetkOnna başlanmışhr. çen sene ilk defa iki hanımla biryakm bulduk. Köylüler o gün bayBelediye, açtığı bu dava ile Dör • dırgıda piyasayı 60 75 kuruş fiatkaç efendi gelmişlerdi. Bunlar biramhk elbiselerini giymişler, evledüncü Vakıf hanın arsasuıda kulei • ze temizlik için birçok seyler söy • lerle açmışlar ve ilk elden 50 bin rini bayraklarla süslemişler, köy zemin bulunduğunu ve binaenaleyh kilo almışlardır. Balye, Altınova lediler ve dinledik.. Onlar gittikten meydanma bir tak kurmuşlardı. arsanm kendisine ait olduğunu ileri taraflannda da 70 75 kuruş kilo sonra doğrusunu söylemek lâzımsa Hakikaten seviniyorlardı. Çünkü; sürerek binanın yıktınlmasmı istemekfiatile mubayaat devam etmekte güldük... Bunlar köyü de şehir köyler arasında birinciliği kazan tedir. Dünkü celsede Müze Müdiriye • dir. Amerikan kumpanyaları Kus zannedıyorlar dedik. Hiç şehirdeki mışlardı. Halkevi doğrusu iyi bir tinden gelen kuleizemin haritaları ve adası, Söke, Çine havalisinde de temizlik köyde olur mu? Biz hay • teşvik vesilesi bulmuştu. Ihsaniye tapu kayitleri tetkik edilmiş, Beledive 60 90 kuruş arasında tütün alvanlarmnzla çift yoldaslığı yaptıkköyünde karsılaşrığımız diğer bir vekili mahallinde keşif yapılmasını ismaktadırlar. ça evimizde gübre, odamızda pire manzara: Dün hayalimizde yaşı temiştir. Tetkikat başka güne btrakıl Samsun mıntakasinda da tütün ve sinek eksilmez.. Gel de bunu yan, bugün tahakkuk eden cumhumıştır. tüccarlan şundiden bütün hazırlık şehirlilere anlat! Adam! Bunların riyet köylüsünün timsali ve ta kenlarını bitirmişlerdir. Bir Amerikan bir daha gelecekleri yok ya! dedik. disiydL En şayani dikkat nokta, kumpanyası batmanı 8, görmezi 1 Kımıldanmadık bile . Aradan iki müsamerede köylü hanunlarla er • liradan olmak üzere Samsunun Mahafta geçti. Bu hanımlar ve efendikeklerin karmakarışık bir araya den taraflarıada tütün almağa basler bir daha geldiler, onlart görüntoplanmış olmalariydL Köylümü • Şehirkri îmar Cemiyetinin senelik lamıştır. Amerikalılar Bafrada da ce biz birer birer savuştuk. Muhtazün îçtimaî hayatta şehirden geri kongresi dün C. H. Ftrkast Vilâyet bina70 • 100 kuruş arasında fiatlerle türın etrafını sardilar, ne dediklerini kaltnış değil; bilâkis ileride olduğu sında reis vekili Nemlizade Cemal tün almağa başlamışlardır. bilmiyoruz. Gittikten sonra muhtar apaşikârdı. Köylü kadnnların ekseBey tarafından açılmış, riyasete bizi topladi. Dediklerini yapma • risiade topuklu iskarpitı ve ipek Marmara mıntakasinda henüz Cevdet Krim Bey seçilmiştir. He dıktan sonra kurtuluş yok. Bina • çor&p görüyorduk. Kızlannın elbitütün piyasası açıİTnami'tır. İnhi • yeti idarenin faaliyet ve mesai raenaleyh ilk olarak kendi evime başseleri de sehirdekilerden hiç farklı pot'u ve heabatın tetkiki için he • sar idaresi ve tüccarlar bu mınta lıyorum, dedi. Hepimiz de ocıu gödeğildi. yeti umumiyeden avrılan komisyokanm iyî tütünleri üzerine mühim rerek temizliğe başladık ve yaptıkBiraz sonra köyü geziyoruz. Çanutı hesap raporu okunmuş ve kamiktarda avans dağıtmışlardır. ça biz de beğendik.. Şimdi köyümümur olmasın diye sokaklara kum ve bul edilmiştir. Tüccarlar Edirne mıntakasinda 350 zün yüzü ağardı!. ilâh» çakıl döşenmiş... Yollarda gübre Heyeti idaırenin şimdiye kadar bin kilo tütün peylemişlerdir. Bu şöyle dursun, bir çöp bile görülmüMusa vücude getirdiği işler takdire lâyık radaki raahsulün mütebakisi de İngccühnüstür. Dar biır bütçe içinde hisar idaresi tarafından bağlan • değerli eserler vücude getiren cemiyetin mesaisinin daha ziyade mıştır. genişletilmesi için nizamnamede taTütün piyasamızda eski mahsul dilât yapılmış ve güzel bie vaziyete kalmamış olması ve yeni sene mahgiren Edirnekapı sehitliğinin noksulünün fevkalâde nefis bulunması sanlarmın ikmali için idare heye dolayısile bu sene tütünlerimiz çok tine yeni tahsisat ve salâhiyet ve rilmiş, merkezi umumî ve idare müsait fiatlerle satılmaktadır. İhraheyeti yerlerinde ipka edilmiştir. cat müesseseleri bu sene geçen se Tütün piyasası Belediyenin talebi! Dördüncü Vakıf hanm yıktırılması isteniyor El falı, iskambil, kahve, bakla falı ilâh; bunlan tecrübe etmemiş çok az insan olsa gerektir. Fakat bunlardan doğru çıkan; daha asrî bir fal var: Ayakkabı falı. Eminim ki bunu he • nüz bilen çok azdır. ö y l e ise dinleyin: Ben yirmi üç senedenberi tstanbulun en şık kundura mağazalanndan birin de sahcıyım. Müşt'rilerimin önünde diz çöktüğüm vakit kendimi her za.naa Hintli bir fakire benzetirim. Bu vazi • yet biraz rahatsız da olsa müşteriye karşı daima nazik, daima mütebessim bulunmak lâzun. Onun için kann ada lelerim ağrısa bile, karnunı biraz da ha içeriye çekerek gülümsemeğe gay ret ederim. Kundura satmakta birinci şart müşterinin kundurasını çıkarırken fjlerinizin göstereceği meharettir. Bilhassa müşteriniz kadmsa son derece itina şarttır. Hanımefendirir ayakî.'jını, bi leklerini hiç acıtmamak lâzım geldiği gibi; güzel bir bilek, yahut mevzun bacaklar karşısında apışıp kalmamak i cap eder. Bunun güç olduğunu 23 seneük tecrübeme istinaden iddia ode bilirsem de bazı meslekler, meselâ kadın doktorluğu, kadm berberliği, diş tabipliği gibi, kadınlara kundura sat • manjn da kendine mahsus ayrı ve hususî güçlükleri ve Incelikleri vardv. Bunlardan biri, belki de birincisi müşteriyi hemen tanıyabilmektir. Bunun için de dimağmızın radyo mevceleri süratfle işlemesi lâzımdır. O kadar çabuk karar vermJi, müşte rinizin ne isediğini o kadar çabuk anlamalısınız ki daha onun ağzmdan birşey cıkmadan, hangi ayakkabıyı se • veceğini tahmin etmelisiniz. Bunu ne • reden anlıyacaksınız ? Gibi bir sual soracağınızı bildiğim için sizi yormayım. Ah; efendim; bu ayaklar yok mu, bilhassa ihtiyarların, meslek adamla • nnın, kocasile kavga etmiş kadınlann ayakları? Onlar insana neler anlat maz ki!... İsterseniz bir tecrübe edi niz. Sizi hiç tammadığıma emin olunuz. Gelin, bizim mağazadan bir ayakkabı alın, sizm hangi meslek erbabuıdan olduğunuzu, mes'ut mu, betbaht mı, Zfmgin mi, fakir mi olduğunuzu yüzde yüz isabetle söylemezsem o vatdt, is terseniz, ayakkabının parasım verme • yin. Esasen babam da ayakkabıcılıktan yetişmiş olduğu için kundura satıcılı ğı, bana ördeğe yüzmek kadar tabiî birşey gelir. Hele kadınlara bir iskar pm satmak kadar tatlı ve kolay hiçbirşey tasavvur edemiyorum. Esasen meslek aşkı bende altıncı bir his maka mına kaimdir. Daha uzaktan eördüm mü, gönül eğlendirmğe çıkan müş • teri ile ciddî alıcıyı o kadar koiayhkla tefrik ederim ki... Dükkâna uğrıyan müşterilerden, bilhassa kadın olursa, kocasmdan mahkeme vasıtasile bağ • lanan nafaka ile geçinenleri; daktilo lan; işçi kızları, metresleri ve bahusus eteği belinde ev kadmlarını o kadar çabuk birbirinden ayırt ed'rim kî vallahı şaşarsınız. Maamafih size daha mahrem bir hikâye anlatacağım. Anlatmak Utediğint mahrem hikâye 1927 senesinin yazın da cereyan etti. Sıcak bir gündü. Öğ Ieye doğru tstiklâl caddesinin kaldırımlarmdan bir hayli hararet yükseliyordu. Mağazamıza şişmanca, yok yaî?n söylemryim, şişman ve gittikçe de şişmanîamak istidadmı gösteren bir ka dın girdi. Çok şık gîyinmiş, belli ki zengin bir kocası vardı. On d?Aıka içinde kendisine çifti 12 liradan \c çift ayakkabı satımiştım. Vücudüne göre son derece küçük ayaklara sahip olan% bu kadınla aramızda serı bir an'aş ma husule geldi. Mütebassim bakış'a rından cesaret bulmuştum. Cesareti mi gösterm r k için şapkaîinı çok beğendiğimi, pek şık bulduğumu söyledim. Meğerse yanılmamışım; kadın daha mültefit gülümsüyordu. öğle vakti olduğu için dükkân da bomboştu. Di ğer müstahdemin yemeğe gitmişlerdi. Yanm saat kadar konuştuk. Muhavere esnasında kadın benimle, adeta eski bir Bütün istihsal yerlerinde satış hararetlendi dostmuş gibi, son derece taaccübümü mucip olan bir şekilde konuşuyordu. Biraz daha zorlasam benimle uzak memleketlere seyahat edecek kadar hoşuna gittiğimi söyliyecekti. Maamafih, ne evlenmeğe, ne de seyahate ta raftar olmadığım için hanımefcndiyî bu fikrinden vazgeçirmek icap edi • yordu: « öbür sefer teşrfinizde daha nufassal konuşuruz.» cümlesile kadını fikrinden vazgeçirdim ve savdım. tki hafta geçmeden kadın gene geldi. Fakat bu sefer halinde daha bir baçkalık vardı. Gene öğlt vakti gelmiştL Bir çift ayakkabı daha aldı. Ayağma ra hat bir ayakkabı uydururken dikkat ettim ki şişman vucudünün yükü al tında çok zorluk çrken ayakları iki hafta evvel sattığım iyi ve rahat kun duralar sayesinde bir hayli düzelmiş, müşteri de göze çarpacak derecede dürüst konuşmağa başlamışiı. İki hafta evveDd abuksabuk muhakemeden adeta hiçbir eser kalmamıştı. Şişman müsterinte ayaklarrnm ra hat olup olmadığmt sorduğum vakit gene mütebessim, fakat ayni zamanda müteşekkir cevap verdi: « Çok rahatım; mersi. Hatta o kadar ki kocamla daha iyi geçiniyoruz. Bunlan size medyumım» dedi ve ko casntm aldığı bir çift pahalı elmas küpeyi göstcrdi. Göriiyorsunuz ya; kundura satıcılı ğı diyip geçmcyin. Mesleğin arasıra içtimaî vazifeleri de vardır. Rahat ayakkabı sayesinde sinirlikleri geçen ve i • yi huylu olan kadınlarm adrdi, bana kahrsa, hiç te küçük görülmiyocek kadar az değildir. Maamafih sonuna kadar mırvaffaki • yetli bir kundura satıcısı, yahut ta asrî falcı olarak temini muvaffakiyet etmek istiyenlere bazı tavsiyelerim vardır ki bunlann bir tanesi evlenmemektir Çünkü bunun da acı bir lecrübesini çektirn. 2 3 yaşlannda idün. Her rasıl sa azçok ince bacaklı bir kızla niîan • lanmak saadetme nail olmuştum. Pek o kadar memnun görünmedisem de birşeyler olacak zannediyordum. Ma • amafih bu iş uzun sürmedi. Güzelce, ortayaşlı, billur bir surahi kadar mevzun baldırlı bir hanunefendinin ayak • larma bir çift kundura uydurmak için uğraşurken dükkândan içeri sıska nişanlun girmez mi? Beni bütün kalbimle bu hanunefendiye dil dökerken yeka • layınca kıyam't koptu. Nişanlım azamet ve hiddetle: « Ya bu meslekten, yahut benden vazgeçersin. Cevabını 2 4 saate kadar beklerim» diyerek çıkıp gidince ne yalan söyliyeyim; içimden bir daha bu dükkânın önünden geçmem"3İ ümitle • ri serin bir hava gibi esip beni teskin etmişti. Maamafih, nişanlımla nişanı mızı bozarken ona kendi ince bacak • larile gördüğü kadının baldırlan ara • smdaki farktn, aramızda bu kadar derin bir fikir ihtilâfı vücude getirmemesi lâzım geldiğini söylediğim vakit bana: « Fikir ihtilâfı değil; noktai nazar ihtilâfı, azizim"; kadınm bacaklan o kadar hoşuna gitmişti ki, benim içeri girdiğimin bile farkmda oimadın. Ne olacak; bütün erkekkr zaten baldır me • raklısıdır» demiş, ben de nişanlım'a aynlığm verdiği acıyı da he«ba katarak giderayak onu gü;endirmemek i çin hiç sesimi çkarmamıştım. Evet! Size hak veriyorum okuyucular! Siz de benim gibi kundura satıcı lığının, bilhassa kadm kundurası, is karpini, terliği satmanın nihayetsiz bir zevk olduğuna inandıntzsa vay halini ze! Maamafih ne olursa olsun, muhak • kak surette benim gibi \ u mesl'ğe kerşı ölmez bir a;k duyuyorsanız size tek bir tavsiyem var: Ne olursa olsun Is tiklâl caddesinde şık bir kundura ma ğazasuıda satıcı olunuz. Galata, Emi nönü, hele Mahmutpaşa ve Çarşıiçin de, çıraklık suretile de olsun, bir gün bile satıcıhk yaparsanız aramızdaki dostluğun zeval bulacağndaa err|ıim. N. Şehitlikleri imar cemiyeti kongrssi ^ize Himayeietfal Cemiyetinin sevindirdiği çocuklar *.f i nelere nisbetle daha fazla tütün almakta olduklarmdan tütünlerimiz az zamanda tamamen satılmış olacaktır. Edirne ve Elâziz trenlerinde yatakiı vagoniar Yataklı Vagoniar ŞİTketi tara fımdan Avrupa Konvansiyonelile Elâziz hattına işliyen katarlara yataklı vagoniar ilâve edilmiştir. Elâziz hattınin yataklı vagonu her cumartesi akşamı kalkan postada bulunmaktadir. Akşamları Edirneye kalkan Av • rupa Konvansiyoneline ayrıca bir servis vagonu ilâve edilmiştir. Yumurtacılar mes'elesi Rıze Himayeietfal Cemiyeti tarafından her svıe yapıldığı gibi bu sene de orta ve ilk mekteplerde okuyan yoksul Çocuklar d an elli beşine elbise ve kundura yaptırıp giydirilmiştir. Yukarıki resim sevin • dirilen vatan vavrularını ve Rize Himayeietfal Cemiyeti azalarını gö&termektedir. tstanbul yumurtacıları eksper meselesi etrafmda tktısat Vekâle • tüne şikâyette bulunmuşlardı. Ve • kâlet bu şikâyetleri tetkik etmiş ve alâkadarlara işi halledici bir tali mat vermiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: