12 Ocak 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

12 Ocak 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

121kincikântm TELGDAF HABERLERI Avrupa yolundan notlar Sarda yapılacak reyiâm Karışıklığa mâni olmak için şiddetli tedbirler alındı, toplantılar yasak edildi, netice salıya belli olacak Sarbruk 11 (A.A.) Alman cep • hesi önderi M. Nietman diin akşam radyoda söylenen ve bu »abah bütün cephe gazeteleri tarafmdan neşredüen miiheyyiç bir hitabede cephe azala • Hnı reyiâm kornisyonunun nizamatı • na mutlak surette riayete davet etmîş ve bilhassa bayrak çekilmemesini hatirlatmişhr. M. Nietman, Alman cephesini se • çîciler gözünde haksiz gösterraek için kendi ilânlartnı bizzat kendileri yir tan tahrikâtçılara kapilmamalarinı ve kavga çikarabflecek her tiirlü hareket • lerden sakinmalarmı azaya tavsiye etmistir. Sarbruk 11 (A.A.) Bugiinden »onra, her ne iş için olursa olsun, r e y lerin son verdiği biHirilene kadar toplantı yapılması yasak edflmiştir. Berlinde Turfan ve Babil Ulusal mimarî de isteriz eçenlerde, yolum düçtü.. Kızıltopraktaki asfalt 50seden, yaya olarak Suadiyeye kadar gittim. Birkaç yıl e w e lisine gelinciye kadar tozlu veya çamurlu, harab bir sahra manzarası veren bu yerler, medenî bir yol ve medenî nakil vasıtalan sayesinde güzel bir mamure halini almış,. Şehrin gürültülü ve dağdağah hayatından uzak ve rahat yasamak istiyenler burada ufak ufak köşkler yaptırmıçlar. Eğlenme ihtiyaclarını samimî toplantılar, radyo konserleri, belki de yazıp okuma gibi faydalı ve nezih vasıtalarla temin eden bu yurddaşlara gıbta ettim. Bu güzel muhitte, temiz bir hava yutarak, açıklık içerisinde, ufkun eteğinde mavi bir çizgi gibi duran Marmaranın iç açıct manzarası karşısmda yaşanır doğruau!. Gelgelelim, orada yaşıyanlann, görenine uyarak, hep ayni kübik denilen berbad tarzda yapılmış evleri hiç de gönlümü okşamadı. lhtimal ki iç kısımları, ışık, konfor, taksimat itibarile, her tiirlü ihtiyaca uygundur. Belki bir hayli masrafa mal olmus, ve belki de ucuza çıkmıçtır. Bunlan kuran mimarlar, ihtimal ki memleketimizin en seçkin, en iktıdarlı mimarları dır. Ve onlar, bu binalann örneğini, plânlannı Avrupanın san'at mecmualajından seçmişler, yahud ki oranın bazı beğenilmiş binala nndan kopya etmişlerdir. NALINA İ M1H1NA Yerli bir filim, yerli bir operet Toplantılar yasak edildi Amerikadan gelen Sarhlar Sarbruk 11 (A.A.) Reyiâm günii yaklaştıkça siyatal gerginlik te artmaktadır. Statükoya taraftar bazi gazetelerin saticilan dün hırpalanmişlardır. Naziler, Amerikadan Sarhlaruı gelmeleri münasebetile tezahüratta bulunmuşlardir. Polisin müdahalesi, ciddî karisiklıklarin onüne geçmiştîr. Sarbruk 11 (A.A.) Reyiâm koSarbruk 11 (A.A.) Almanya • misyonununun reylerin pazartesi günü dan Sarlı muntehiblerin muvasalatı münasebetile ruhuru muhtemel hâdisele • saat 17 ye doğru başhyacak olan tas • nifi hakkmda aldığı yeni tedbirler ö • re mâni oluıunak için şiddetli tedbirler zerine neticenin ancak salı sabahı M • ittihaz edîlmişlir. Sar polisinm tngfliz at 8 de flân edüebilecegi temia olun • şefi Hennessy asayif hizmetini bizzat idare etmektedir. maktadir. »l.n1.mınıımnııııııııııııııi!iı|i:ınınılinillimill11ımııımı«w".if™«.™ Şiddetli tetbirler edmdt Netice salı sabaht anlafdacak Saylav seçimi Roma anlasması Birçok yerlerde ikinci müntehib seçimine başlandı MuğU 11 (A.A.) Vilâyette Ifcinci müntehib seçimine aid her tiirlü kanunî merasim bitmiş ve Frrkaca yoklamalar yapılarak namzedler tesbit edilmistir. Seçime bu ayın 15 inden itibaren başlanacaktır. Avusturya Dış Bakanı verilen kararlardan memnun çörünüyor Viyana 11 (A.A.) Dıs tşlerl Bakanı M. Bergewaldneg Hava* ajansına su beyanatta bulunmustur > < M. Musolini ve M. Laval Romada çok büyük ve ehemmiyetli bir eser yapmışlardır. Bundan Avrupa ve orta Avrupa bakımından çok seyler bekliyorum. Anlasma ttalya ile Yugoslavya ve Budapeste ile Bel grad arasinda devamlı bir salâh için en sağlam ümidler vermektedir.» Bakan, siyasal bir Avrupa bir liği imkânına inanmadığını, fakat istikbalde ekonomik Avrupa birliği görmekte olduğunu ve bunun teme* linin de FranUz • ttalya anlasması ola • cağını «oylemis ve subatta Basve • kille birlikte Parisi ziyaret edece • ğini ihsas etmistir. Zonguldakta Zonguldak 11 (A.A.) Kenti mizin her köjesinde ikinci «eçici işi bitmiştir. Simdiye kadar yapılan tasniflerden Firka namzetlerînin müt • tefikan kazandıkian anlasılmıştın Rizede Rise 11 (A.A.) Bugün vilâyetin her tarafmda müntehibi sanl intihabına başlanmıs, şehrin muh telif yerlerinde sandıklar kurulmuştur. Halk reylerini kullanmak hu • susunda büyük bir alâka gotter • mektedir. Tn!/î>Hria Atfltilrlfiln heykoli Tokad 11 (A.A.) Atatfirk hey kelinin kaidesi üzerine konma mera • »imi halkm eoskun tevinçleri arasinda yapdmiştir. Heykelin açilma resmi yakinda olacaktır. italyanian tahşidat yapmamiş Roma 11 (A.A.) ttalyanin siroalinde bazı kıt'alann tahsid edildiğine dair ecnebi memleketlerde dolasan sayialar hakkmda Romaya hiçbir haber gelmemiştir. Bu şayialarin asılsiz olduğu bildirilmektedir. Hindistanda açlık grevi moda oldu Bombay 11 (A.A.) Mutava» • ntları ortadajı kaldtrarak doğru • dan doğruya satıs kararı aleyhinde protestoda bulunan gezici aatıcılar önderi Şamsunder Gandinin kulübesi önünde bir haftadanberi Mahatmanm gayretlerkıe rağmen açlık grevi yapmaktadır. Şamşunder bu suretle etki vazi • yetin iadesi için Gandi üzerinde tazyik yapmak ümidindedir. Cenevre 11 (A.A.) Uluslararasi lş birliğinin neşredilen bir raporunda, bir nluslararası tanzim edici merkezle iş beraberliği etmek »uretile Uluslar Kurumu tarafindan işsizliğe karşı bir ba« ymdirhk içleri «iyasasi düşünülmekte • dir. Mari Pikford Duğlastan boşandı Los Anjeles 11 (A.A.) Mari Pikford, Duglas Fairbanksa karsı aç • Uğı bosanma davasini kazanmısbr. " Izmir postası „ kapatıldı tzmir 10 «îzmSr Postası» gaze tesi memleketin iç emniyetini bozacak şekilde yazilar yazmakta olduğundan Bakanlar Heyetince ve matbuat ka • nununun 50 nci maddesine istinaden kapatılmiftir. Yunan fırkalan gene anlaşmak Işsizliğe karşı aranılan çare arzusunda! Atina 11 (Hususî) tki buySk partinin uyuşmasi hakkmda müzake • relere tekrar başlanmışbr. Başbakan Çaldaris isçi ve çiftçi firkası reisi Pa • panastasyu ile bu hususta uzun müza • kerelerde bulunmustur. Muhalif firka reisleri bugün toplanarak dahilî vazi • yet hakkmda gorüşeceklerdir. Hüku • met gazeteleri uzlaşma tefebbüsünün muhaüfler tarafmdan gelmesi lâzim olduğunu yazıyorlar. Venizelos davası Atinaya nakledildi Atma 11 (Hususî) Yeni Atina Müddeiumumisi Garezo* Venizelos ve karisina yapılan suikasde müteaBik ev rakı tetkik ettikten «onra muhakeme nin Pireden Atinaya nakline ve suba tin 21 ind günfi Atina jandarma mek tebinde muhakemenîn devamina ka rar vermistir. Bir haftada bin kişi ö!dü Kolombo «Seylân adasi» 11 (A. A.) Kegal mıntakasinda son hafta içinde malaryadan ölenlerin sayuı bin kişi kadardir. Bir Yunan tayyaresi dUştü Atina 11 (Hususî) Dün bir as kerî tayyare uçarken motörü bozulmuf •e Atitki köyüne düşmüştür. Tayyare büsbütün harab olduğu gibi içindeki zabh te telef olmustur. Ingiltere Hindistan ticari münasebatı Londra 11 (A.A.) îngiliı Hindistan ticaret anlasmasina göre tngiliz pamuklu eşyasi, demir ve çeliği Ottava anlaşmalarinin çerçevesi içinde moa • mele görerek ve bu Ottava anlaşmalarmin mer'iyette kaldığı müddetçe muteber olacaktır. Hindistan hükumeti yerli eşyayı himayede devam edecek • se de tngiliz esyasindan alacağı ithal resmi diğer yabancı memleketler eş • yasmdao ahnan resimden daha az olacaktır. Konsey Dış Bakanımızın Başkanlığında toplandı Fransız meclisinde yapılacak tslahat Paris 11 (A.A.) Medis reisi Buison. kendisin« üç devredenberi reislik vazifesini veren itimattan <folayı arkadaslanna tesekkür ettikten aonra, ger«k komîsyon ve gerek omumî toplanhlarda çalısma usulü hakkmda hakikî bir ıslâhat progra nu tebliğ etmistir. Program tngiliz Avam Kamarasmda olduğu gibi müxakerahn tahdidini ve söz strasının tanzimini, *ık sık hükumet buhran • larına mâni olmak için hükumete güvensizlik takrirlerinin hususî bir nizama tâbi tutulmasım ve icra kuv vetile teçriî kuvvet arasındaki müoasebatta açık bir surette tanzimini derpi» etmektedir. Fransada istihsal ve istihlâk vaziyetlerinin temini Paris 11 (A.A.) Ticaret ve Sanayi Bakanı M. Ç^arşando meclise, ttalya, Amerika, tngiltere ve Al • manyada olduğu gibi istihsalle is tihlâkin tanzimini temin ve kolay • lastırmak için profesyonel anlaf • malar hakkında bir kanun lâyihau jrermistir, ayramm ilk günü, Beyoğlunda, yerli bir filimle yerli bir operet gördüm. hol yapmişlar. Bu • «Batakh Damm Kızı Aysel» ile Cözümüzde en çok rası kurbanlarm ke • «Deli Dolu». Doğrusu bu son yerli değeri olan kendi • sfldiği yerdir. Yirmi mizde olmiyand r filim>; de gene birçok yanlışlar ve beş asir Snce bir Tarihsiz Berlin en es Ismaİl Habib Sevük eksiklikler göreceğimi sanıyordum. Bergamah da bura • ki tarihlere imrendi. Bu korkum boş çıktı. Bir Türk dan baktığı zaman devler • Yenüiğinin hınefle eskiyi en iyi avliyan köyü ve köylüsü filmi olan Aysel le Tanrılarm savaşlarmı tıpkı sehir. Turfandan Babile, Babilden Bergüzel düşünülmüş, güzel oy benim şimdi gördüğüm gibi görüyor gamaya kadar toprak altmdaki çok esdu. Müzeyi bu biçime koyuş: Bu, ne nanmıştı. Başlıca artistlerden Talât ki tarihler; parça parça yerin içinden tarihin mekân oluşu, ne zamanm mad ile Feriha'Tevfik, hele Cahide çok çikarilip müzelerde birer birer ratıl • deleşmesi, ne uzaklarin güne gelişi; iyi idiler. Bütün filimde söylememak suretüe, yirmi otuz asırlık kefen bu, eski asırlarla çağdas oluşumuzdur! ğe değer iki kusur gördüm: Biri lerini birdenbire yırtarak işte kendi zaMuir salonunun değerine son olmiköy resimlerinden birkaçının lüzumanlarindaki duruşlan ve kıhklarile yan en gözde eseri küçük bir büsttür. mundan fazla uzun almmıs olması, oldukları gibi Berlinin göğsünde yeni* Fir'avunun genç karUi Nofretetenin öteki de, bir köy kahvesinde çalgı den dünyaya geliverdiler! 3405 yillık büstü. tnce yuzü, uzun boyçalan Hazımın, bizim köylerde hiç nu ve koyu kara gözlerile nerdeyse koönce Turfan müzesindeyiz. Bugün görülmemis olan pek sık bir banço nuşacakmiş gibi duran bu Mısir dilbe • de Çin Türkistam denen bu eski Türk çalmasıdır. Yerli çeşniye ehemmi rinin asil büyüsü renginde imiş. Bütün yurdu; Orta Asyadaki eski iç deniz • Alman kimyasi bu rengi veremiyor. O yet verilerek öküz sürüleri, viran den mavi bir artık gibi kalakalmis Lop kadar kopyalan yapılip uğraşilmif, nagölünü çöller içinde yatatmak için büköyler ve tozlu yollann bolbol göstün varlığmı vererek eriyip giden Ta • file; biz eski çinide bahann ölmez yeterildiği bu filimde, Hazımın eline şilliğini tuğlanin sirçasina sindirdikti; nm îrmağmm tek damarüe şimdi bit banço yerine bağlama yahud da eski Misirlı da esmerle pembeliğin yoğkin bitkin solumakta olan bu kavruk cura gibi bir Türk sazı vermek gerulmasmdan çikan bu çehrenin tenini yurd; meğer yanik topraklan altinda rekti. işte otuz şu kadar asn aşan tazeliğüe ne kabank bir medeniyet saklıyormust tşte su duvarda, eski Yunan ve Ro ebediyetin bağrina mıhladı! Fakat bunlar, büyük kusurlar malılara vergi sandığimız kiyafetlerle değil; filim, önceki yerli filimlerdo Ne Bergamanm kabartma heykelleduran Türk baylari; öteki duvarda çok gördüğümüz mantık yanlıshkri, ne Müetin iki katlı mermer kapisi, kraliçenm dansinı anlatan aydeğirmi lanna düşmeden akıp gidiyor ki bu, ne Baalbekin o kornişli somaki sütun çehrelerile ince kaşlı Türk güzelleri; filimlerimizde ilk olarak görülen, allan... Bunlarda hoşa giden güzellikle beriki duvarda küpe binip uçan bayan kışlanmağa değer birşeydir. Filim rile esküikleridir; lâkin şaşrrıp yadir rnasalinı çizgilerin kivraklığl ve renkyapmayı öğrendik ama ne yazık ki gamiyoruz. O somaki sütunlarin eşle lerin uygunluğu içinde binbir minyatüfilim yapacak para kalmadı. rini dört asir önce biz de getirtip Su rü ekliyerek butünleştiren başka bir tableymaniyenuı içine diktik. Heykel ve lo: Belli Türk parmnklarinm çizğüi mermer her yerde var. Görülenler göhem ince hem dirhnîs! Deli Doluya gelince, bu çığırda rülmiyen değil. Fakat bir salonu dö henüz bir iki yıldır ise basladığımız tşte ötede çeşid çesid esya: Bugü • nup te Babil birdenbire karşima eikı • nün en ileri fabrikasmdan çikmiş gibi gözönünde tutulursa, bu yeni opeHepsi âlâl Lâkin, Feneryolun verfnce... Keskin anber tütsüleri için • incecik kumaslar; çevresme .otuz kisi de bir büyücü kanadÜe apansiz baş • ret te alkıçlanmağa değer. dan Suadiyeye kadar uzanan bu alabflecek güzel bir sofra; derisi hâlâ Operet yazan ve besteliyenler ka bir âleme atılmış gibi şaşakalroışim! güzel caddenin boyunca, ben, bu gergin bir mabed trampetesi ve işte den, birkaç yıl içinde, Viyananm Babil mabedinin koridonı içinde • manasız, ecelâcaib, kübik mahalle gözlerimi hepsinden çok çeken Uygur en yüksek operetleri kadar güzel yiz. tki yanirmzda; lâciverd, san, bekoylü Türklerinui giyinişlerindeki bi yerine, ulusal zevkimize daha yayaz, yeşfl sirçalı tuğialarla işlenmiş iM eserler istemeğe hakkımız yoktur. j çhn; ben ki bu kiyafeti oldı^u gibi kın, daha uygun, daha orijinal yayüksek duvar uzuyor. Duvarlar arka • Bunlar kolay i; değildir. Halk, I Maras köylülerinde de görmüştüm, d3pılar görmek isterdim. arkaya dizflmiş iki sira aslanla süslü. «Deli Dolu» da gördüğümüz gibi, sünuyorum: Kaç on kere, yüz yıl ve Karşida mazgallı bürçleri ve sert kuleBu (Alman Bolsevik Kübik) Avrupa musikisine benziyen par kaç on kere bin kilometro, işte en o lerüe gerOen bir kapi; arkasındaki bosmimarî tarzı artık usanc verdi. zun tarihle en uzak coğrafya, bizi bizçalan değil; alaturkaya benziyen luğun Stesinde alabîldiğin* serpilmiş Tezyinatsız, dümdüz, çimentodan den gene ayıramamif! baştanbaşa lâciverd çmfli bir cephe; bü havalan beğeniyor, alkışlıyor. Oybir cephe; yağmuru bol bir beldetşte bir mağara mabedi. Kayalar i • tün bunlann üzerlerînde boynuzlu atlar, nanan operetler, kulaklan alafrançme oyuimuş kubbeli bir oda. Tavan de hiç te manası olmıyan yamyas* gaya ahşmıç sayıh kimselerle deydan kafıtlı kaplanlar, gövdelerfle basaltın piriltılıdir ve duvarlar hep renkli sı bir dam; çekik, sivri, bakanın ğil, hâlâ alaturkadan tad duyan çok' lartnı birbirüe değişmif çeşid çeşid resimlerle bezenmiş. Olduğu gibi Tur • mahluklar! gözüne batacak, c'iğerine ialiyecek lukla tutunabiliyor. Yoksa Viya \ fandan kaldmlıp buraya getirilen ve hatlar; bir hapisane yahud ki mekönümdeki masanin üzerinde mabedi nanm en güzel operetlerini birer içinde nicc aksakallinin göğe el açtıtam olarak gösteren kabartma bir moteb manzarası.. Içte bu nevi binabirer türkçeye çevirip oynamas»ğı bu yer yalniz Tannya yalvans o • del var. Buna bakarak ve görülenlere lann nazara çarpan hususiyetleri. çalışmak bu için en kolay yolu dası değfl, ayni zamanda bir san'at görülmiyenleri de ekliyerek asil yapı • Bu mimarî belki modern, belki olurdu. Demek istiyorum ki bir yuvasi... Bütün bu gördüklerimiz ki yı hayalen bütünlüyonrm: Şehirden üsAvrupaidir. Fakat ben öz Türk bir müzik devrimi (musiki inkılâbı) o medeniyetten sadece birer işarettir, tün bir t<*pe, tepenin üstunde bir kale, isaret böyle ise kendisi kimbilir neydi? geçirdiğimiz su sırada, operet yap > mimarî olsun isterdim. kalenin üzerinde buradaki koridor, oKendisini çollere gSmen iklhnle coğ • nun sonunda şu karşı cephe; gerüerd* mak hiç te kolay değildir. ] Millicilik cereyanının, bizde çok rafyaya yumrnklarimı sikiyorum, işa hep birbirmden üstün başka bürçler T * şükür bu derece kuvvetlendiği ve Başta Feriha Tevfik olmak üze | reti arığa çikaran bilgile emeğe yürekbaşka kuleler... Mabed kendi aslmi re operet artistlerinin çoğunda, hız aldığı 9u zamanda, yazımızı, ten iğilerekl bnlabilmek için hayalimin on&nde yangöze çarpan ilerilemeler var. Sesledilimizi, edebiyatımızı, muıikinjizi Otomobil beş on dakika sonra bizi lara, fleriye, yukarijra doğru genişli • ri kuvvetlenmiç, güzellesmis... Heöz kaynaklanmızdan aldığımız Bergama muzesine birakti: Geniş ve yor, uzuyor, kabariyor. Yüksek salonle dekorlar, sahnelerin darlığına yüksek ve temiz ilhama uydura • yüksek salonun uç büyük duvan baş • larin tavanlan kalktı ve duvarlar a • rağmen, çok güzeldir. rak ulusal bir hale koyduğumuz çilip uzaklara kaçti: Tannlarla cenk tanbasa kabartma heykellerle kaplı. için göklere kule kuran Babil bulut • halde, yapı san'atimizi geride bıBunlar devlerle ilâhlann cenjmi anlat maktadır. Elisee Reglusnün kitaTiina gS lara doğru tirmanmaktadir! Operetlerin oynandığı tiyatro rakmamıza ben kail olamıyorum. re «Saçakaltı cephesi» denen bu Bernun büyük bir kusuru var: Karşı Biz ki şu mSzedekilerle bu kadar İstanbulun bu en güzel semtingama eserinin terkibçilik bakımtndan şaşinyoruz, ya onu böyle tamam gö • komşusu olan Galatasaray hama j de yapılmış olan köşkleri buradan bütün Yunan hevkeltraşlı&tnda hiç den renler ne hallere giriyordu? Eski şe mından daha sıcak. Perde aralann j kaldırarak, Berlin, Moskova, Hogi yokmus. Berlinin en çok öğünÜD dur hirlerdeki büyünün nereden geldiğini da, holde içilen sigaralann duman j livud, Pa^s, Lemberg civanndaki dugTi bu birkaç yüz heykellik eseri Abşimdi daha iyi anhyorum: Onlar cüce herhangi bir köye de götürüp kudülhamidîn flk yıllarmda Alman mü • evler ortasma devler kurdular. Şim • lan da içeriye doluyor ve insan o ' peret seyredeyim derken dumanlı rabilirsiniz. Hiçbiri, evvelce ora hendisi Homen icîaresindeki heyet bi diki büyük şehirlerde ise dev gibi yahavadan boğuluyor, sıcaktan bayı . zim Bergamada dort yıl çalişarak toplarda mevcud binalann arasında pilar hep bir arada. Onlarin bir büyülıyor, ter içinde kalıyor ve dışan rak alttndan çikanp sayisiz sandıklar ğünü bin küçük daha çok büyütüyor sırıtmıyacaktır. soğuğa çıkar çıkmaz da, benim giiçinde borava aşırdi: Ru pibi irler icin du, şimdikinin bin büvüfrü ise yanvana Kübizm, çıplakhk gibi, beynelolunca çalana becerikli ve çaldirana... birbirini eritiyor. Şu Berlinde Babil ma bi, hasta oluyor. «Deli Dolu» beni milel bir moda oldu. Bunun hiçbir Herşey diyorlar! bedinden iri kimbilir kaç bin yapı var, beş gün yatağa yatırdı. Kimbilir, ] millî hususiyetini, hiçbir zarafetini, lâkin ne çikar, büyük tezadı avlayıs benim gibi, kaç kişi daha hastalan ' Bergama akropoiundaki mabedin gihiçbir zevke uygunluğunu ben eskide imiş. Beş müyonluk koca Ber mıştır. Tiyatro salonunu fazla ısıtr!s yerin olduğu gibi canlandtrmak için lin: Babil senrn yaninda elbet bir oyungörmüyorum. mayınca sahnedeki çıplak artistler Almanlar, kirk eJli metro genisliğm caktı, fakat sana işte onun yüzde biri Mimarlarımızdan, bir oz Türk üşüyüp hastalanıyormuş, öteki türkadar şaşmıyoruz! de ve otuz kadar kalin basamaklı mermimarî tarzı yaratmalannı bekle lü yapılınca da halk hastalanıyor. mer bir merdivenle cikılan sütunlu bir İSMAÎL HABİB StVÜK mek hakkımızdır. Atatürk devrinBelediye, yalnız sahneyi iyice ımtıp de temeli atılacak binalar da, bu salonu hamama döndürmemenin devre lâyık olmalıdır. Onlarda da yolunu buhnalı, tiyatro salonunun öz Türk zevkinin, öz Türk ülküsütavanına kirli ve dumanlı havayı (Baç tarafı birtnct Birliğin, yasasında yaptığı bu nün yüksek hususiyetini görmek çekecek vantilâtörlü birkaç delik ci maddesi konuşulmuştur. Bir kıdeğişme ile seçim bir dereceli o] istiyoruz. daha açtırmalı, sonra holde içilen sım azanın «Birliğin, bayramın ikia maktadır. Toplantıda bulunanlaı ci günü vereceğini ilân ettiği çayın, sigaralann tiyatro salonunu dumaEreümend Ekrem TALU reylerini kullandılar. Seçim sandığı niçin verilmediği» hakkında sorduna boğmasının önüne geçmelidir. üç gün bütün fakülte ve yüksek ğu sorgulara tertib heyeti tarafın Bütün sinema ve tiyatrolarda sigamektebleri dolasacak v« her taledan çay için Dağcılık kulübile an • ra içirtmiyen, salonlan havalan be reyini attıktan sonra reyler salaşma yapıldığı ve kaporonun veril yılacak ve gösterilen 60 namzed dırtan, sıcakhğı ölçmek üzere termiş olmasma rağmen kulübün top içinden 25 kişilik yeni idare heyeti mometreler koyduran ve bunlan (Baş taraft btrinei sahifede^ antıdan bir iki gün çyvel salonu ayrılacaktır. yapmıyanlardan para cezası alan vermiyeceğini bildirdiği ve çayın Mmanya konseye iftirak tdare heyeti, bir başkan, bir bas Belediyenin kendi tiyatrosunda dubundan dolayı tehir edildiği bildietmiyecek kan vekili, bir muhasebeci, bir vez mandan gözgözü görmemesi, sı rildi. Bunun üzerine azadan RükBerlin 11 (A.A) Almanya, caktan kan ter içinde kalmmasi nedar, hariciye, dahiliye, iktısad, neddin Fethi ile Sadığın teklifile Uluslar Demeği konseyine istirak* doğru mu ya? nesriyat büro şeflerile bu büroların ten imtina etmektedir. Siyasal kay kongre umumî heyeti, Dağcılık kulübü aleyhine maddî ve manevî za dörder azasından kurulacak, ay • naktan alman malumata göre, Alrıca beş kişilik bir de teftis heyeti rar ve zîyan istenmesi için dava amanya tgiliz büyük elçisinin yap çılmasına ekseriyetle karar verdi. bulurjacaktır. Seçimi Nedim, Mittrğı teşebbüslere menfî cevap verRuznamenin ikinci maddesi Bir hat, Mustafa ve Kemaldan mürekmistir. Elçi Almanyanın konseyde lik gazetesi davasmm müdafaasını keb kongre divanı idare edecek temsil edilcnemesüıin pek ziyade fahrî olarak üzerine alan avukat ve kazananlar sonra ilân oluna • •ayanı esef olacağım ve bundan trfan Emine açıkça tesekkür edilcaktn*. mahzurlar doğabileceğini bildir • Maliye Bakanı Fuad tzmir vapurile tnesine aiddi. Bu da alkışlarla ka miştir. tzmirden sehrimize gelmis ve dün gebul edildi. ceki ekspresle Ankaraya gitmiştir. Ruznamenin üçüncü ve son madMaliye Bakanı tzmire bayrami ge • desi eski yasanın seçim kısmının çirmek üzere gittiğini ve yolculuğunun Barselon 11 (A.A.) Katalondeğiştirilmesine aiddi. Bu madde: Tahran 11 (A.A.) İrp.n yılı tamamile hususî mahiyette olduğunu yatım yeni valisi Portela Vallan (Birliğin idare heyetinde her fa nıcı ilk günü olan 21/3/935 tari söylemiştir. dares vazifesine baslamıstır. Vali külte ve yüksek mektebden en fazhinden itibaren, ocnebi lisanlarda Bir müddettenberi tstanbulda bulu • cumhuriyete ve tspanya devletine la beş, en azjbir kişi bulunmak icab • pers • kelimesi yerine (trana) ke • nan Ekonomi Bakanı Celâl Bayar da hizmet ve Katalonya emellerini tat eder) seklinde değiştirilerek kabui dün akşamki ekspresle Ankaraya donIhnesi kullanılmasına karar veril • min içm elind'en geleoi yapacağıtu edildi. Bundan aonra yeni »ecim müştür. mistiru yapıldı. Turfandan Babile ve Bergamaya kadar çok eski tarihler, işte 20 30 asırlık kefenlerini yırtarak Berlinin göğsünde yeniden dünyaya geliverdiler Talebe Birliği kongresi bitti Ekonomi ve Maliye Bakanîarı Ankarava gittiler Ispanyada vaziyet İranSılar Pers kelimesini lugattan çıkarıyorlar

Bu sayıdan diğer sayfalar: