26 Ocak 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

26 Ocak 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Amerikadaki muhakeme heyecanlı safhaya girdi Küçük Lindbergi öldürmekten suçlu olan Alman, isticvabında biitün iddiaları reddetti TELGRAF MABERLERİ Musiki işi : 6 ıvıanKcmenm yuceııgı Kanto beliyyesi Eğer Belediyenin halkın zevk selâmetine aid tedbirler alacak bir şubesi olsaydı, ilk işi bu süprüntüleri Marmara denizine dökmek olurdu Yazan: Halid Ziya Uşaklıgil Kanto: Eğer İstanbul musikisin sarkılan, türküleri bir toplanti yaparak kendilerine rakib eddettikleri cihan musikuini zillete dUşürmek, onun itibar ve kıymetini kırarak tehzil etmek için bir vasıta diisünselerdi bu maksadı temin etmek için kanto adı altında tanılan belâyi kesfe derlerdi. Onların bu arastırmasına hacet kalmadan, Galata, bu isi çamurlarınm arasından bulup çıkardı, ve onun vebaya benziyen aşisinı bütün memleketin havasına ser • piştirdi. Kaç senedir bu böyle, belki seksen, belki yüz senedenberi teneffüs edilen havanın içinde hep onun lerreleri yasıyor ve sanki alafranga denen musikinin örnekleri bunlar imifçesine halkın zevkini tesmim, muhakemesini hâlft tağlit ediyor. Eğer Belediyenin kokmus •rzaka, küflenmif m«yvaya nezaret ederek genel sıhhati koruyan inzıbat teskilâtına benzer bir de zevk selâmetir.e aid tedbirleri tatbik e • decek bir fubesi olsaydı, hiç süphe edilemez ki, en evvel yapacaği if • Ierden biri bu sanat namma gülünç, sad« gülünç değil, daha fenası, iğ • ren< •ttprüntüleri çöp arabalarile mavnalara tasıtmak ve Marmara sulanna döktürmek olurdu. HEM NALINA MIHINA Büyük bir Amerika Cibuti hâdisesi vapuru battı kapanmak üzere »tanbul Ağırceza mahkemesi nin yeni başkanı, «ayın hâkimlerimizden Suadın, bu kez çok gerekli, çok yerinde bir karar al dığım söylüyorlar. Suad, mahkemece verilecek hükümlerin, o kerte mahkemede bulunacak herkes tarafından ayakta ve saygı ile dinlenmesini buyur sorguya çekilmiştir. Hauptman, 17 Flemington 25 (A.A.) Iddia muş. buçuk yaşında Almanyada asker tahidlermin dinlenmesi bitmiştir. Şimdi bu buyruğun çevresinde, olduğunu ve gazlerden zehirleneHauptmatnm avukatlarından birisi, rek çürüğe çıkarıldığını söylemiş • öteki beriki kendi düsündüklerini, bu davanm mahkemenin salâhiyettir. Bundâ*n sonra Almanyada bir leri difinda olduğunu söyHyerek kimisi Suaddan yana, kimi de ona mahketnenin, jtiri heyetine bu yol mahkumiyet geçirerek Amerikaya karşı söylüyormuı. gizli olarak girdiğini bildirmiş, da tavsiyede bulunmasım istemiş Bir devletin temeli onun otori Lindbergin çocuğunun kaldınldığı tir. Mahkemenin bu talebi reddet tesi üzerine kuruludur. Bu otorigün üç dört bin dolar kadar parası mesi üzerine avukat, Havptmanın teyi temsil eden yüce kurumlar olduğunu söylemiştir. Hauptman o Lindbergin çocuğutıun kaçırıldığı dan biri de, hiç kuşku götürmez, gün iş aramakta oduğunu ve o gü gün çalısmaya gitmiş ve işbaşından Adliyedir. Orada haklıya hakkını, •aat 17 de aynlmıştır. Bİin akşammı harısüe beraber ge «uçluya da cezasını veren hâkim, çirdiğrni ispat edeeek vaziyette oU Hauptman sorguya çekîlirken her sorgunun baçından sonuna deduğunu bildirmiş ve demîştir kî: müdafaa şahidlerinden fırıncı Freğin Türkiye Cumhuriyeti namina « Fidyenm ödendiği 24 tarihli deriksen dinlenmiştir. Frederiksen, i? görür. Türkiye Cumhuriyeti de gün, Hauptmanın nerelere gidip ne Madam Hauptmanm çalışmakta bir Türk yurddasının bakımmda, yaptığ'mı biitün tafsilâtile bîldîre • olduğu fırının sahibidir. Frederikceğiz. O günün akşamına gelince, sen, o gün, Hauptmanın, her zaman daha da üstünü olmıyan en ulu varlıktır. Bu ulu vâMıgm namma Hauptman evinde arkadaşlarile bc olduğu gibî, akşamüzeri kansını almak üzere gelip gelmediğine ye verilen bir hüküm, o hükmü dinraberdî.» min edemiyeceğini söylemiştir. Bu Sozlerden »onra Hauptman Iiyen bütün yurddaslarm saygı ile mHmmıımıımnnilllüllllIlinilliIlllllllllIIIBIIIIiminilllllllıımıı. karşıhyacakları bir şeydir. Toplu bir yerde, saygıyı ifade içinse a yai?a kalkılır. Halkın bir dileği I Yolcu ve tayfadan 57 kişi Lavalin Afrika işlerine ile kaptan kayboldu dair izahati Sen Jon • Yeni Brunsvik 26 (AA.) 5896 tonluk Amerika bandıralı Mohavk vapuru, Yeni Jer • sey açıklarinda Norveç bandiralı Talisman vapurile çarpışarak batmıştır. Yardıma koşan vapurlar, 106 yolca ile tayfanm kurtarildığinı tel • •izle bildirmektedirler. Mohavk vapururda 53 yolcu re 107 tayfa olduğu bildirilmektedir. Bunlann hepsi tahüsiye sandallarına binmişlerdir. Son haberlere gore, Mndefeilerle beraber «andallardan yalnız birisi bulunamamıştır. Kaptan da kayıptır. Nevyork 25 (A.A.) Sahil is • tasyonlan Mohavkin batmamiş olduğunu bildirmektedHer. Gemi sahilden altı mil uzakta yan yatmış tir ve su almaktadır. cNord layn» kumpanyası on beş yolcu ile tayfadan kırk iki kişinin âkıbetlerinden habersiz olduğunu bildirmektedir. Çarpışma, Mohavk ile ayni kumpanyaya yani «Nord layn» a aid olan Morrokattlın faciaya uğradıği Arburiparktan birkaç mil ötede ol ınuştur» Haber alındığma gore, Mobavk gemisi, geçenlerde Florida açikla • nnda kayaya çarpan Havana gemisi yeTİne çahşmakta idi. ParU 2S (A.A.) LavalfleMüstemlekeler Bakanı Rollin bugün dış işleri ve müstemlekeler komisyo • nunda izahat vereceklerdir. Rollin, Somali ve Libya sahillerînde Italyaya toprak verilmesinİn, Fransız denizaşırı topraklanndaki emniyet şartlarını hiçbir suretle bozmıyacağını anlatacak ve Ital • yanın eski isteklerinin, özel olarak Cibuti civanda, Romadaki anlaşma mucibince verilen topraklardan daha mühim olan sahil ve hudud noktalanna aid olduğunu gösterecektir. Bakan, Roma ve Pariste yapılan mes'ud anlaşmanm Afrika impa • ratorluğu için ne kadar menfaatli olduğunu anlatacaktır. Fransız hükumeti, Habeşistan hududundaki bâdiseyi kapanmış saymaktadır. Mutasamf Bernard ile milis askerlerinin öldürüldüğü yerlerde asayişin temin edilmesi yolunda tedbirler almması için Habeşistan hükumeti nezdinde mü • racaatlerde buluacakhr. Hudud, isyan eden kabilelerin taarruzlanndan korunmuş bir vaziyete getiril • mejidir. Fransız hükumeti taraftarlanna hücum eden kabilelerin, bir daha bSyle hâdiselere meydan verilme ntek üzere tedibini istîyecektir. Bir ingiliz şilebi de biitün tayfariU battı Paris 25 (A.A.) Kopenhag dan alınan bir telgrafnameye gore Yeria ismindeki İngiliz sahil salo • p«sl tslanda sahillerinde batmıştır. BUtUn tayfasıntn öldiiğü söylenmek tedir. Geminin enkazından başka • hiçbirşey bulunmamıştır. italya kabinesindeki degişiklik yeni bir tecrUbeymiş... İngiltere imparatorluğnnun tacı Londra 25 (A.A.) tmparatorluğun jubilesi münasebetile tngiliz tmparatorluğu tacına yeni kıymetli taşlar ilâve edileeek, bu taşlar bütün Dominyonlardan •• müstemlekelerden gelecektir. Deyli Eksprea gazetesme g3re, hali hazırda bu taçta bulunan S yakutla, 11 zümrüd, 17 gök yakut, 277 mci, vc 2,788 elraasa Kanada •e Avustralyamn ham altmı, Yeni Zelândanın plâtini, Cenubt Afri kanm elmaslan ve Hmdistanın zihnrüd, gök yakut ve elmaslan ve saire ilâve olunacaktir. Roma 25 (A.A.) Resmî meha* fil, kabinedeki değişikliğin rotasyon prensîplerinin basit bir tatbikı ol • duğu ve Italyanın dış ve iç malî ve sosyal siyasasında hiçbir degişiklik olmıyacaği seklinde göatermektedirler. Bu arada, İtalya altın esasını muhafazada devam edecektir. Bulgar krall eski nazırlara ziyafet verdi Sofya 25 (A.A.) Kral ve Kraliçe «nm saat 13 te mü*tafi kabme reisi M. Kimon Georgiyefie müstafi nazırlardan M. Todorof ve M. Boajiefe bir öğle ziyafeb* vermişlerdir. Dış Bakanımız M. Yev Sun'î zUmrüd yapmışlar Berlin 25 tki Alman kimyager sun'î surette zümrüd yapmağa mu vaffak olımışlardur. Bu zümrtidle* hakücisinden farksizdır. Kimyagerler iki taş yapmi'lardır. Bunlardan, tabiî zümrüdlerle beraber bir kolye yapılacaktır. Bu kolye matbuat balosunda yapılacak piyangoda ikramiye olarak verilecektir. Kolyeyi ka dan tstanbula harcket edecektir. zanana kolyenin nasıl yapildığina Roma ardaşman ve şark misakı Nevyork 25 (A.A.) Kar fırtı dair bir vesika da verilecektic Belgrad 25 (A.A.) Türkiye Dıaalarından Amerikada ölenlerin saAlman kimyagerler az miktarda sarı İsleri Bakanı Tevfik Rüştü Arasin yısı 180 i bulmu'tur. Bu sayiya, zümrüd yapacaklarım, bunun için Belgrada muvasalatindan bahseden Missisipi nehrinin taşmasmdan bo ellerinde zünv iid olanların korkmaPravda gazetesi, bu akşamki nüshasin* iulan 25 kişi de dahildir. malarını söylemişlerdir. da Tevfik Rüştü Arasm, Belgraddan Yunanittanda da kış geçerken bir gün Belgradda tevekku Atina 25 (Hususî) Yunanis • funun bir an'ane halini almasmdan hatanın flmal kısmmda şiddetli kış Berlm 25 (A.A.) Nazi milisi•ıl olan nmumî sempatiyi görmektm devam etmektedir. Makedonya ve nin yeniden tensiki meselesi, hemen memnun olacağinı beyan ediyor. PravEpirde mütemadiyen kar yağmakhemen halledilmiş gibidir. Bu tensi da bu münasebetle şunlan yaziyor: tadr. Termometro tıfırdan aşağı kat yapılırken gözetilecek yegâne « Tevfik Rüştü Aras bu fırsattaa 15 16 ya diltmtiştür. Kastorya gogaye, Hitlerm «UctincU Alman lm • , istifade ederek Basbakan M. Yevtiç ile limün donduğu «öylaniyor. paratorluğunda sflâhı ancak Alm*n ; umumî tiyaseti ve Balkan lttibadınl orxfu»u taşıyabilir» prensipidir. alaka(4ar eden meseleler hakkıada nok» tai nazar teatisinde buîunmuştur.» Ankara 25 Talim vc terbiye Gazete, Tevfik Rüştü Arasin. Ulus Berlin 25 (A.A.) Rayiştag, heyeti mekteblerde terbiye okutma lar Kurumu konseyinin irtimamdıın son geçen yıl ©lduŞu gibi 30 kânunu usulleıri üzerinde araştırmalarda busanide îçtim'A davet edilmiyecektir. ra vukubulan bu seyahatinin Roma lunmaktadır. Bu araştırmalardan sonra okutma Bazı mehafil Almanyamn Sar top anlaşmalarile ve bir sark mlsaki akti meselesüe de alakadar olduğunu ilâve raklatmın Almanyaya dönınetini usullerinin değlçtirileceği anlaşılı • ediyor. jbekleraektedir. Amerikada kar fırtınasından ölenler çıkmıs, bana da bu fecia bir hikâye yazdırmıştı. Bi>°'k Amelya sahnede raeseli: Ruhum şarab Oldum harab Sensiz bana Dünya haram Diye baygın bir mukaddemeden sonra şakrak bir terennümle: Içtikzes beyim Ben mest olurum Param olm&zsa Rezil olurum. Diye, diye elinde şarab şişesi, «arhoş taklîdi yaparken şu «beyim» hitabıni hep kendi nefislerine aid bir iltifat kabilinden kabul ederek sevinclerinden sarhoş olan halk «rezil olurum» tuhaflığına hep birden patlıyan kahkahalarla, yerle rinde tepinir ve döşemelerden kalkan toz bulutlarile bu aevki tattıran kadını sanki bir rüya perdesile kuşatirdı. Bu iki kadından sonra Peruz, daha sonra Şamram, onlardan sonra da kim bilir kimler Istanbulda Bunun içindir ki başkan Suadın alafranga musikinin mümessilleri buyruğu çok yakiçıklı, çok gerekoldu; bir yandan da Galatanın kanli, çok yerindedir. tosu Yüksekkaldtnmı Unnanarak Be • yoğluna kadar yüksele yüksele çıkmişYolda giderken ratladıfımız tı; Palais Gristal, Concordia Galaünlü bayrağımız naaıl ki devletin tanın biraz daha yukarısında idi; baçka bir temeli olan orduyu temgaliba bugünkü barlar derecesinde sil ediyor ve selâm vermemizi i Kanto!.. Ben bunun altmış senebir şeyler. Bugünü pek iyi bilmiyocab ettiriyorsa, mahkemenin, uludenberi âsinasıyım, daha doğrusu, rum ama dünü unutmadım, hatta musabıyim. Şu kadarcık bir çocuksun iradesine tcrcüman olan ka Beyoğlunun bu •ahnelerinden biri tum; bayram günleri bizleri, gez • rannı da ayni veçhile selâmlamaiçin «Mavi ve Siyah» ta bir parça da meğe götürsün diye ailede az çok mız gerektir. olacak. Bugünü pek iyi bilmemeklâla mevkiinde olan bir adama tevEskiden, padişahlar devrinde, le beraber kantonun hâlâ o şiddetle di ederlerdi; o da sanki başka eğbizim mahkemelerin, hele çok çüdevam eden bir veba olduğuna şelenecek yer yokmusçasına bizi çilhadet eden şeyler de gccmemiş dekür, ortadan yok olan ser'iye mahyavrusu gibi etrafma alır, ve Galağilim. Şadi ve Fahrî kabilinden başkemelerinin dillere destan olan içtada Doğruyolda Alcazar d'Ame ka san'at diyarlannda olsalar ve yüzleri gönüllerimizden her türlü rique diye adının tantanası nisbe • biraz da tuluat coşkunluklarına çe«aygı duygulannı silip süpürmüştinde »efil bir yere, yahud o Amekidüzen verecek bir mazbutiyet altü. rika olduğu için Afrika unvanını tında yasasalar cidden en mümtaz mudalan başka bir yere götürürdü. İlk Cogumuz, mahkeme denilen yühike san'atkârları addedilecek olanlari defa hayatımda kanto ile burada ce kurumun karçısında, bağıçlantammak için onların oynadıklan ltîraf etmeliyim ki maz bir lâübalilik takmmayı o za karşılaştım. yerlere uğradım, ve bunlardan du>o zaman ben de bütün bu pîs yerleri mandan kalma, fena bir nuy o duğum zevki imha edecek surette dolduran halkla beraber kantolarm larak sürdürür dururuz. sahnelerinde gene berbad • daha meftunlanndan biriydim. Sekizle on hafif bir tabir bulamıyorum kanto Bu lâübalilik, Cumhuriyet re yas arasında taze bir çocuk dimağı münasebetsizlikleri görmekle üzüljiminin temiz ve yüksek adalet nekadar zehir tohumu alabilirse düm. kurumlarile hiç te uygun değildir. ben de onlan yuttum. Ha^ta, gene Zaten kanto.bizi plâklarda, sazBütün inancımızla güvenerek, itiraf edeceğim, çalgi takımını teş • larda da takib ediyor: Fantaisie, en kıymetli haklanmıjı ellerine kil eden Lehli kızlar arasında ben Tango, Foxtrott, Valse namlarile boyda bir küçük kemancı görmüs • bıraktığımız hâkimlerimize bu Voyvo, Cicibey, Hicran, daha bi » tum ki nasıl etsem de bir kenarda inancla ve bu güvencle bir ölçüde lirmiyim neler, diye, söylenen şeysa yakalayıp bayramlık ipek mendiliyg» göstermek ulusal ve soysal ler, eğer Avrupa neşidelerinden mi ona verebilsem diye düşüntnüşterbiyemiz iktızasındandır. takliden ahnmışsa pek fena alınmif, tüm. Mahkeme, devlet sisteminde, en öyle değil de yerli mallardansa maO zaman kanto, Galatada Küçük yüce bir makamdır. Lâzım geldiği hud kantoların üstüne bir kanş bile Amelya, Büyük Amelya ile balkı çıkamamış şeylerdir. zaman, bir suçlunun ölümüne bile teshir ederdi; bu iki kadm bütün Bu hakikatte gücenecek bir ci • hükmeder. Istanbulun bir nevi sevda melikesi het görmüyorum, ortada bugün bir Bu derece kudret ve azamet sahükmünde idi, uzun seneler bu mil musiki inkılâbı işi var, cihan ile behibi bir kurumun, vereceği hük • kin »altanatını sürdüler. raber yürümek, o yürüyüşün ilk amü, ottırduğu yerden. herhangi dımlarını atmak vazifesi var; kanGözUmün önüne geliyorlar, ve bir masal dinliyormuş gibi, ayak hâlâ kulaklarımın içinde onların te tolarla beraber son senelerin bütün ayak üstüne dinlemek, lâyık olduraneleri titriyor: Küçük Amelya, es bu mahsulleri bu maksadın hizmeğu ehemmiyeti ondan esirgemek mer, kısa, kıvrak bir Galata yo» tinde değil, tamamile zıddında, hidemek olur ki çuurlu bir yurddaf lâfındadır. Halkın musiki terbiyesi masıydı. Sahnede: için bu pek yakışıksız düşer. bunlarla değil, bunlara karşı ku • Kalkın tayfalar Başkan Suadın çok yakışıklı laklan tıkamakla mümkün olur. Gemi yalpalar Eğer cihan musikisi bu neviden şeybuyruğunu münakaşa değil, onun Çekelim halat lerse eksik olsun o. Garbin bu ne • bütün mahkemelerimize yayılmaIçelim şarab. viden şeylerini de istıhkar etmemesını, sevgili yurdumuzun ululuğu Diye küçücük «esinin olanca kuv li. Garbde bunlardan bir derya var, namma dileriz. vetile haykırırken, halat çekmekle fakat o deryadan su alırken dik Ercumend Ekrem TALU şarab içmek arasında ne derece mü kat etmelidir ki bulanık olmasın. Ktasebet olaeağmı düşünmiyen, yalBize onların kucak kucak nümunız onun bodur boyile, sanki halat nelerini getiren şeyler var: Disqueçeken sarhoş bir tayfa evzaile sahler, filmler... Kanto beliyyesi bu nede salınışina bayılan halk omınla tiçle goruştu memlekete musallat olurken bir beraber iskemlelerinin üzerinde dal yandan da halkta hakikî bir musiki \Bat taraft btrtnct tahifede] galanırdı. zevki, bir tnus;ki terbiyesi vücude Bundan sonra Tevfik Röştü Arat Büyük Amelya, galiba güzel, sa getrrecek teşebbüsler oldu; hemen Türkiye s*faretanesmde Romanya, hemen ayni tarihlerde, altmış, seknşm, dolgunca, lâpa dedikleri kıFransa, Arjantin sefîrlerile Yunan massen sene evvel başlamış bir hareket balde bir afetti; afet, çünkü ebrafı lâhatgüzartnm ziyaretlermi kabul et * vardı. yakıp tutuştururdu. Hatta bu ka miştir. Yazık ki o hareket birden dur • dın, uzun seneler, sahneden çekil • Akşam Türkiye sefaretanesinde bir duruldu, ve meydan kantoya kaldı. dikten ve kim bilir ne hayat musıziyafet verilmiş, tiyafette Basbakan M. Bu hareketten bahsedelim ki önü betleri içinde yuvarlamp hırpalanYevtiç, Disan tsleri Bakanı muavini müzde açılmak lâzım gelen yol dıktan sonra, yaşlılık halinde gene M. Puriç, Romanya vt Fransa «efir halkı teshir edebilmek ümidile tek kendisini göstecsin. leri hazir bulunmuflardir. HALİD ZlYA UŞAKLIGİL rar kanto söylemek icin meydana Tevfik Riista Ara» yarm Belgrad on günlerde okuyucula rımdan aldığım mektub larda, Elektrik, Su ve Havagazi şirketlerinin sarfiyat ücret lerini abonelerinden münasebetsiz bir zamanda istediklerinden sikâ yet ediliyor. Bu münasebetsiz zaman ayın ortasıdır. İstanbul hal kınm büyük bir kısmı devlet da irelerinde, bankalarda, şirketlerde diğer gayriresmî ve hususî müesseselerde aylıkla çalışan insanlar dır. Bunlar, çalıştıklan yerlerden, biten ayın sonunda veya giren ayın başında para alırlar. Elektrik, Su, Havagazi şirketleri ise abonelerinden ayın ortasmda para isterler. Verdikleri mühlet sonunda parayı veremiyenlerin elektriğini, suyunu, gazini keserler. Abone, borcunu verince yeniden açarlar ama bunun için de sanki büyük bir masraf ve zahmet etmişler gibi epey para alırlar. Galiba saatin muslu ğunu açmak için bir iira alanları bile var. Bir defa böyle ehemmi yetsiz ve masrafsız bir is için bir lira çoktur. Halka yazıktır. Bugün bir lira orta halli bir ailenin bir günlük yiyeceği içeceği demek tir. Sonra, mademki şehir halkı a rasında remî ve gayriresmî me murlar büyük bir ekseriyet teşkil ediyor ve madem ki bu memur lar aylıklanm ay sonunda alıyorlar, o halde abonelerden, ellerinde para olduğu zaman, para istemek daha doğru olmaz mı? Şirketler diyebilirler ki abone ler, bize verecekleri parayı takribî olarak bilirler. Aylıklannı aldık ları zaman bir miktar para ayınp saklasınlar. Gerçi bu, ayllklı insanlan, bütçe yapmağa alıştırmak için fena bîr usul değilse de, tatbikı herhalde kolay olmıyacak ki okuyucular, çirketlerin ay ortasında para iste mesinden şikayet ediyorlar. Fatu raların ay basında odenmesini is • temekten çirketlere herhalde bir zarar gelmez. Bilâkis aylıkla geçinen abonelere kolaylık olur. Eğer, maksad, suyu, elektriği ve hava gazini kesip sonra tekrar verirken açma parası al:nak değilse ki buna ihtimal vermiyoruz o halde abonelerin büyük bir ekseriyetinin dileğini yerine getirmek ve ücret leri ay başlarında istemek yerin de bir kolaylık olur. Buğday isleri Geniş kadrolu ayrı teşkilât yapılıyor Buğday isleri için hazırlanan yeni bir projeye göre gelecek sene ihracat isleri gene Istanbuldan ida« re edilecektir. Bunun için Zîraat Bankasına bağlı ayn bir buğday müdürlüğfl kurulacaktır. MüdürlUğün geniş bir kadrosu olacaktır. Ziraat Bankan buğday işlerinl sUratle ve mtizamla gormek ve Av* rupaya karşı çabuk mal yetiştirmel için Demiryollar idarelerile müzakerelerde bulunacaktır. CUMHURİYET Biz senelerdenberi Türk buğdayınan korun masını müdafaa ederken prensib olarak müstakil bir buğday ofisinin teskilinde »srar ediyorduk. Çünkîi bütün ülkenin baş mahsulile istenildiği derece ve ehemmıyette ancak böyle bir teşekkül meşgul olabilirdi. Görülüyor ki vaziyet simdi, yav?^ yavaş oraya fritmektedir. Ziraat amelesi için kanun Orman Fakültesi talebesinin balosu Nazilerin milis teşkilâtı Ziraat Bakanhğı ziraat amelesi için bir iş kanunu hazırlamaktadır. Bu proje, çiftlik ve bağ sahiblerile, siraat amelesi arasındaki ihtilâf • ları, güodelik meseleleri tanzim edecektir. Bu kanundan sonra, atnele tedariki için amele bürolan kurula caktır. Bu bürolan kurulduktan sonra şimdi mevcud olan iptidaî iş bulma vasıtaları ortadan kaldınla caktır. Feiâketzedelere yardım Edirne Kız Muallim mektebi tale besi Marmara adalarmdaki zelzele fe • lâketine uğriyan yurddaslarimiza bir yardım oimak üzere aralarinda kırk lira topîamiş ve bu parayı müdür Ra biaya teslim etır.işlerdir. Parayı felâ ketzede'ere verilmek üzere derhal Hi« lâlirhmcr umumî merkezine gönderen mekteb rr.adürü de iyi yürekli talebe sine ulusal ve insanlık duygularindan ötiirii trşekkâr etmiştir. Okutma usullerinde değişiklik Rayiştag ne zaman açı!acak ? Ormam fakültesi son sınıf talebesi Park otelde bir balo *«rmiş lerdir. Balo çok güzel olmuş ve sabaha kadar neş'e içinde devam eimistir. Resim balodan bir sahneyi götteriyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: