13 Şubat 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

13 Şubat 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hâmid 84 yaşında Buyuk Şaırm yıldonumu dun Bogazıçı Lısesınde yapılan samimî ihtifalde kutlulandı taraft birlnct sahifedel Büyük Hâmid, Bebekte doğdu. Endan. ölikü bu «erefli i»i üzeri mize aldık. Hâmidin Bebekte doğufu ve okulumuzun 4a Bebekte bulunmasıdr ki bize Hâmidl be • nirmememiz için vesile olmuçtur. Her yıl burada toplanarak bugünü kutluluyoruz. Her »ene söyliyebileceklerimin hepsini söyledim. Şimdi «özii tale • belerhne bırakıyorum.» Hıfn Tevfikteu »onra son sımf talebesinden Muzaffer, Hâmidin hayatını anlatmış, eserlerinden bah • •etmiştir. Bu meyanda Namık Ke • malle Hâmi.d arasındaki münase • betlari tahlil etmiştir. Bundan sonca {air Faruk Nafiz >u şöyleyi »öylemi«tir: Hâmld, kıymetli blr me&tubunda, hulâsa olarak şunu söyler: «Büyük edibleri ancak kendl sevlyesinde olan dâhller tenkid edebülr!» Pek haklı olarak bu iddia karşzsında, Hâmidi tenkide cesaret etmek, herkese gülünç olmak demektir. Bunun için Hâ midln tenkidini gene kendl ayarında em. salslz bir dâhl olan Hâmide bırakmai en doğru hareket değil mldlr? Hâmld, şaheserlerinden blrlnde der kl: <Benlm eğer varsa mahasinim, dağların, bayırların, guzel yüzlerin, çiçek lerindir. Seyylatım benimdir.» Blz, aflarına güvenerek, Hâmid için Hâmidle ayni fiklrde olmadığımızı, akslnl düşünduğümüzü söyliyecegiz. Bizce Hâmidin mahasinl bas.ka şeylerin, seyyiat; kendlsinln değil, iyl tarafiarı baştan bas.a kendlsinln, öte tarafı . eğer varsa . başkalarınmdır. Tanzünat devrinln bü tün edebl, fikri, slyasî hareketlerine şerefll lmzasını koymuş olan büyük Şinasi müceddit olduğu kadar şilr kudretine sa. hib olsaydı, memleketimlzde yenl san'at namına ne varsa hepsini blrdsn yapmafc vazlfesi yalnız birinln ustunde kalma saydı, biz bu uzak düs.ünceyi de manasız bulur, aklımıza getirmezdik! Görulüyor kl Hâmidl, Hâmid blle tenki dedemiyor! Hâmld, o kadar hayat doludur ki, daha doğrusu hayatın o kadar kendlsidir ki gencllk onun karşısında beil bükülmüs kalır. Hâmidin eserlerlni okuyanlarm hayatı, «evglyl, lhtirası sevmemelerl lmkânı yok. tur. Hâmld, ömrünün en büyük mate . mlnl anlattığı Makberlnde ölümle, a . hlretle, Allahla meşgulken blle, birdenbire, bize ne büyük Insan olduğunu gösteren bir manzara karşısmda bulundurur: Mevzudan ayrılır, sevdlgl ölüyu unatur glbl hızlı bir harekette, eserlni yaz. dığı Çamlıcada dolaşan ve kendlslne biraz da iltifat eder gibl duran beyaz maşlahlı güzel blr kadma hltab eder... İşte bir anda ölümden hayata geçmek ve bunu pefc tabil olarak yapmak... Bu, ancak onun ellndedlr! Hâmld yıllarca evvel böyle ldL Şlmdl nasüdır? Müsaadenlzle küçük bir fıkra söyllyeceglm kl ortada değlçmiş hlçbir çeyln ohnadığını gösterlr: Geçen yıl, bu büyük günü saygı U« 8elâmlama& lçln, gene bu binada bulunduğumuz sırada, kendllerile konuçmak saadetinl kaçırmamışttm. Bir aralık söz, gönül l^lerine geçtL Hâmlde: «Kadınlar, kızlar, her zaman slzden Asikane ba.hsed4ycfflar!>' dadim. San'atin en lnce çlzgllerlni taşıyan güzel yüzünd*, gülüşün en sevimlLsl bellrdi: «İnanma, dedl, benl bu yaşta bu hale koyan on lar değll mi?. > Şahsma, eserine yaş biçllmiyeo, gencliğinl asırlar blle eskltemıyecek olan büyük Hâmidl huşula selâmlıyarak, sözü . mü bltlrmek lçln, şimdi de hepinlzin mü. saadeslnl dlkrtm!> Faruk Nafîzden sonra son »ınıf • tan Bürhan «Makber» den bir parça, aon sınıftan Alâeddin «Şair Ga • zub» u okumuşlafd'ır. Müteakiben tekrar sahneye çikan okul çevinneni Hıfzı Tevfik te evvelce temsil edileceği ilân edilen Abdülhak Hâmidin son eseri ( H â kan) ın, temsili verecek olan tale beden bazilannın grib« tutulduklan için oynıyamıyacağmı ve bunun yerine Hâmidin bir çiirini okuyaca.?nı «Jyliyetrek «Devranı Muhabbet» i okumuçtur. Hıfzı Tevfikten »onra okulun ingilizce muallîmi Nureddin Semin Eşberden bazı parçalar okumu* ve toplantıya nihayet ve. i Cumhariyei • Istanbul havası gene değişti Poyraz fırtınası Istanbula kar getirdi Bu mevsim için gayritabiî sıcakIarın devamına sebeb olan lodos havalar dündenberi değişti ve git tikçe şiddetini arttıcan bir poyraz rüzgârı, tstanbula hatın sayılır so • ğuklar getirdi. Eevvelki geceden beri başlıyan poyraz fıctınasile beraber dün akşama kadar sulusep ken halinde kar yağdı. Karadeniz limanlarından gelen telgraflar, burada seyrüseferi müs külleştîren bir fırtınanin başladı • ğını bildirmefstedirler. Dün Karadenize çıkacak olan gemiler fv. tına ve kar tipisi yüzün • den yollarına devam edememiş ve Kavaklarm önünde demirlemeye mecbur kalmışlacdır. Rasataneden aldığımız malumata göre evvelki gündenberi barometro 4 derece birden düşmüştür. Evvelki gün tazyik 763 iken dün sabah ye dide 759 olarak tesbit edilmi;tir. Dün sacıklık en fazla 10 10/1, en az sıfırdı. Rüzgâr saniyede 15 metro sür atle poyrazdan esmiştir. Bulgaristanda rejim münakaşası Bir tek siyasî fırka mi, yoksa iki fırkamı? Inkılâb dersleri Büyük Harbin iç ve dış hâdiseleri: Arablar ihanete ve Ermeniler felâkete nasıl sürüklendiler? Şair Faruk Nafizin hitabesi Büyük Hâmidl aevenler, Yanm asırdan fazla oluyor, bugün Merlhle Çoban yıldın arasmda postünü sermlş oturan nlmllâh Namık Kemal, o zaman, Türk edeblyatının eşsiz ada mına yazdığı mektubda: cHâmid! sana hltab için senln admdan daha yüksek blr kelime bulamıyonım!» demiştL O günden bugüne kadar Lırçok yıllar geçtl Bu geçen yıllarm yetistırdiği birçok nesiller Hâmlde hltab lçln adından başka blr kelime aramakla uğraştılar. Şalr, az geldl; sonu blr biten satırlan altalta sıralıyan herkese bu ad veriUyoTdu! Ortada Hâmlde çaklrd olacak değerde birl bulunmadığı İçin ona üstad da dlyeme . diler. Nlhayet dâhi üzerlnde durdular. Eğer dâhl sözü Hâmid admdan daha yüksek olsaydı bunu Namık Kemal yanm asırdan önce duaünüp soylemez mlydl? Hâmld, bin seklz yüz elli lkl şubatının beşlncl günü, Boğazlçlnin ve yeryüzünün en güzel koyunda, Bebekte, ilerl blr ailenin çocuğu olarak dünyaya geldl. Hâmidin etrafını, çocukluğunda da, gencliğlnde de, olgun yaşlarmda da, daima hayranlığın lhata etUglnl bllmiyen yoktur. Oüneşte leke bulmuş adam oğullaruıdan olduğumuz lçln, belkl, onun da sitemlerle karşılastığı gün olmuştur. Fa. kat ona en çok sltemde bulımanlann bile, en güzel yazdığı parçalarda, Hâmidin «item ettikleri şiirini taklld etmek lstedlklerinl görüyoruz. Bunun İçin Hâmlde, muara. larının da kendl ftyinlle lbadet ettiğlnl gören ük bahtiyar edlbimlzdir dlyebillriz. Hâmidin ne gök yücellğindeki duygusunu, ne de gök derinliğindekl düsünce sinl tahUI etmeğe günlerimlz değll, yıl . larımız müsaid değlldlr. Gök, Hâmidin dehasmı aksettiren bir aynadır, kl biz ona baktıkça, orada, kendimlze göre blr şeyler görürüz. Klmlmla aya, güneşe, klmlmiz görunen ve görünmlyen yıldızlara, klmimiz de ancak bulutlara kadar yükseliriz ve sanırız kl Hâmid bu kadardır! HalbuCd o, esrarlı sonsuzluklannda, dalma yenl yüdızlar yaratmakla meşguldür, hem blrblrinden daha parlak, daha büyuk, daha yuksek yıldızlar... Yülardanberl Hâmid için blrçok sözIer söylendiğl, birçok yazılar yazıldığı halde, gene, ona dair söylenecek yığın yığın söz, yazılacak kltab kltab yaa olma. 5i da bu yaratıcı kudretten Uerl geliyor. Yıllann Hâmld üzerindeki tecelllsl, onun en büyük san'atlerinden birl olan tezada, güzel blr mlsaldir. Hususile edeblyat merdlvenlne ayagını atanlar, her basamakta biraz daha yorulur, biraz daha bükülürken, Hâmld yükseldlkçe kanadlanmış, kanadlandıkça yükselmlstir. Bunun İçin, Hâmidin elll yıl önce yaadıklarına hayrandık, son eser lerlne karşı duyduğunraz hissl anlata . cak bir kelime bulamamak aczl içlnde ylz. Bunu da lutfen kendileri bulsunlar! Trakyada nehirler gene taşdı Son hafta içinde Trakyaya fazla miktarda yağan yağmurlar Meriç, Arda ve Tunca nehnrlerinin yeniden yükselmesini mucib olmuştur. Bilhassa Ergene deresinde ikî metroya kadar yükselen sular köprülerin bir kunrnnı sarmıştır. Fakat bu seferki taşkınlık geçen ay içinde vukua gelen müthiş sele nazaran ehemmiyetsiz olduğundan ne civar arazisi, ne de tren yollan bir zacar görmemiştir. Geçen seferki tu basknında ha • «ara uğrıyan hattm tamiri kısmen | ikmal edilmi'tir. Arda köprüsünden' itibaren bnr kavisle yapılan 500 met j roluk yeni hattm inşasi bittiğinden I Avrupa postlaan buradan geçmek • tedirler. Aktarmalar Silvingrad Cesirmustapaşa istasyonunda ya pılmaktadır. Habeşistanın askerî kuvvetieri ne kadardır? tarafı birincl »ahifedel tinda bulunan mQis kuvvetieri 200,000 kişidir. Nefirî âm «nretfle asker toplandığı halde, iki milyon asker toplamak kabilse de Habeşistanın bu kadar as • keri teçhiz edecek silâhı ve vesaiti yoktur. Bu miktarin ancak 500 binini teslih etmek kabildir. Roma 12 (A.A.) «Le Forze Armate» adlı askerî mecmua, ge çenlerde Habes ocdusuna dair su izahatı vermistir: «Habes ordusu, doğrudan doğruya Necaşiye tâbi, yahut ki muhtelif yerIi rüesanın kumandası altında bir takim zümrelerden mürekkebdir. Ahalmin yiiz<fe otuzu askerliğe elverhlidir. Bu suertle, yanm milyo nu silâhlı olmak üzere, iki milyon asker çıkarabilir. Silâhlaıın cinsi pek muhtelif ol • makla beraber, modern tüfek ve mitralyözleri de vardır. Topçu 180 toptan ibarettir. Bundan başka 250 mitralyöz, 6 tane tank, 10 kadar da tayyare mev cuddur.» Ispanyada müdhiş bir kış hüküm sürüyor Santander 12 (A.A.) 2 0 0 köy, kar altinda kalmiştir. Ot olmadığı için hayvanlar ölmüştür. Eeş kar makinesi, demiryolunu te • mizlemek üzere çalişirken yoldan çikmışlardir. Burgos 12 (A.A.) 27/1/1935 tenberi münakalâtı inkıtaa ağramiş o • lan Pineda dela Sierraya giden üç kamyon karlara saplanmiştir. Burgosdan gelen asker kamyonlari cumartesi günü yola rikarmişlar, yari yola gelince 4 metro genişliğinde a • şilmaz bir kar tabakasina rasgelmiş • lerdir. Esasen rüzgâr kamyonlarin geçtikleri yelda, izlerini kaybetmislerdir. Kamyondakilere erzak götürm^k üzere hafif otomobil gönderilmiştir. Marmara felâketzedelerine yapılan yardımlar M. Şari Rst gelyor Ankara 11 Romanyada bulu • nan Fransız maliye mütebassısı M. Şari Rist 15 çubatta Ankaraya ge lecek ve onun tetkikatından sonra maliye tahsilât teşkilât«wla esaslı değisiklikler olacaktır. (Saj taraft birinci sahifede) dostu yabancilar tarafından da muh [ İbnissüudla, Ibnirreşid ve Hicazda butelif vesilelerle ikrar ve ilân edflmiş lunan Şerif Hüseyindi. bulunuyordu. Üçüncüsü, hiçbir taraf . Sofya (Hususî muhabirimiz • tan Ermenilere «siz Türklere ihanet eden) Geçen mektubumda GeneŞerif Hüseyinin Ingilizlere diniz, müstakil olacaksiniz!» da denüral Zlatef kabinesini cnevkii ikti > müracaati dare getiren âmilleri sayarken bu Daha 1914 ilkbaharinda, Mekke Şe memiştir. Hatta M. Briyan bile bir vesile ile ancak şu tarzda müphem bîr vaîd • kabinenin Bulgaristanda Kral, ordu rifi Hüseyinin oğlu Abdullah • ki şimdi de bulunabilmiştir: «Bu millete artık ve millet arasındaki vahdeti temin | Maverayüşşeria emiridir Kahireye gerahat bir terakki imkânmı bahşedeceettiğini, memleketi büyük bir sar lerek, babasınin bir muhtariyet eîde etğiz!.» NeşredOen vesikalar, bütün büsıntıdan kurtardığını, bu kabinenin mek istediğini Lord Kiçnere söyler. yük ecnebi ricalinin Ermenilere hiçbir Bulgaristam normal siyasî hayata : Kiçner bu müracaati iyi telâkki eder. zaman istiklâl vadetmediğini göster götürecek bir intikal kabinesi olduBüyük Harb başlayinca tngilizler Ab miştir. ğunu yazmıştım. General Zlatef kadul'aha şu haberi gönderirler: binesinin simdiye kadar muayyen ! Ermeni milleti doğrudan doğruya i Şayed haüfe cikadiekber ilân eder • bir programla meydana çıkmaması . leri gelen Ermeniierin hırslarina, mense ve Hüseyin de bu cihada karşı du • da bize kabinenin bu karakterini afaatlerine kurban olmustur.» rursa, kendîsine istediklerini verebili çık bir tarzda göstermektedir. ŞimDışarı hâdiseler riz. di Bulgaristanda en ziyade müna : Hikmet; Ermeninlerin harb içinde Hüseyin: «Ne olursa olsun, Osmanka«a olunan şey bu normal siyasî ! çıkardıkları isyanlari ve saireyi anlat . lılara harbde gönül rizasile yardim ethayat meselesidir. Normal siyasi I tıktan sonra dışarı hâdiselere geçti ve m'yeceğim; fakat şimdiden ayaklana • hayat nasıl olacaktır? Gene eskisi j bu kismı üç devreye ayirdı. cağima da söz veremem.» cevabıni gibi on sekiz siyasî fırka vücude I 1 italyanUı Büyük Harbe gtrmesi • verir. getirilip cnemleket bu fırka müca ' ne kadar; 2 • ttalyanın Büyük Harbe tngilizlerle Mekke Şerifi arasındaki deleleri içinde yıpranacak mı, yokgirmesinden Rusyanin ihtilâle uğraya • sa büsbütün başka bir idare siste ! muhabere bu suretle başlamiştir. rak Büyük Harbden çikmasina kadar; Harbin başlangidnda Şerif birşey mi mi vücude getirilecek? Bütün , 3 Mütarekeye kadar. yapamamiştir; fakat 1915 bahar ve mesele buradadır. Profesör, ilk devreyi anlatarak, haryazinda lngilizlerle Fransizlar lsken • bin bu cırasmdaki cephe vaziyetlerini, Bu, kabkıe azası arasmda, mat • derun mmtakasina asker çikarmak teFransizlarm anavatani müdafaa mec • buat sütunlarında, kahvelerde her ; şebbüsünde bulunmuşlardir. Bu sirada buriyeti altında harice yardim edecek Mlsirdaki Ingiliz karargâlıile Suriyedeyerde münakaşa edilmektedic tki t değil bakacak halde bile bulunmadığıki adamları ve casuslari arasmda bazı cereyan vardır. Birisi bugünkü te : ni, bilâkis, kendisinin yardim beklericeddüd müdiriyeti vasıtasile korpo , mubabereler olmuftur. Osmanlı hükuğini, bu halde İngilizlerin hariçte bas rasyon esası üzerrne bir tek devlet | meti de bunlari sezmişti. 1915 te bu sebeble birçok tevkifat yapildı. Tev • ka müttefikler aramağa da mecbur olfırkası yapmak ve bu tek fırka ile duklarini, Yunanlılarla, Bulgarlarin bu kifat Şerif Hüseyini korkuttu: «Acaba memleketi idare etmek. Bu cere • yanm başında bugün hakikatte mem tngilizlerle muhaberelertm de Osman • yolda yaptıklan temaslari söyledi. lılarin eline geçti mi?» endişesi içinde Osmanlı İmparatorîuğu harbe grrinleketi idare eden askerî birlik ve idi. ce, tngilizler; Bulgarlara Kavala lünaonun kabinedeki mümessilleri olan nmı, Yunanlılara ise tzmirle hinter generaller vardır. Diğeri ise seddeŞerif Hüseyin, 1915 te fngilizlere landmt vadediyorlardı. Bu teklif, harb şu teklifte bulundu: «Eğer bütün Asdilen siyasî fırkalan birleştk'ip cnaleyhtari olan Kral Kostantini biraz lardan iki veya üç fırka yapıp mem ya Arabîarinm benim idarem altında kuvvetlendirdi. Kral Kostantin diyor leketi Ingiliz usulü iki fırka ile ida istiklâl ve hakimiyetini kabul ederse du ki: «Biz şimdiden bir limaniımzi niz size her türiü yardıma hazinm.» re etmektir. Bu cereyanm başında Bulgarlara teslim edeceğiz, buna mu • seddedilen bütün fırkalar rüesası Anadoluyu da içine alan bir kabü İzmiri alip alamiyacağimiz da ve kesif halk kütleleri vardır. Arabistan meşküktür.» Nitekim hâdisat ta Kral Bugün Bulgaristanda hiç kimse Şerif Hüseyin bu Asya Arabistanma Kostantinin bu düşünüste haklı oldu • eski vaziyetin avdetini istememekAdana, Mersin, Urfa, Mardin gibi şeğunu meydana çikarmişUr. tedir. Zaten buna imkân da yok • hirleri de itbal ediyor ve bunlari da isSartkamu taarruzunun bir tur. Artık geriye dönmek mümkün tiyordu. değildir. Halkçıhğı ile şöhret bulan neticesi Şerif Hüseyin, Hicaz sahflinin sikı Bulgar Kralı da bu ikinci cereyana Hikmet, Enver Paşanuı Sarikamış surette abckasmı da istedi, bundaki •nütemayildir. 57 senelik serbest taarruzunu, Kafkas cephesindeki bu maksadı, Arab halkımn Türklerle birhayat esnasmda memleketin ida • vaziyet üzerine Ruslarm müttefikleri lik olmanin fenalığım anlayarak, kenresinde mühim bir rol oynamağa ne müracaatte bulunduğunu, bu hâdidisine iltihak etmesi içindi. alışmış olan Bulgar halkı alıştığı selerin Türkiyeye asker çikarmak fik • Ingilizler de bunun üzerine ablukave zevk duyduğu bir sistemi öyle rini meydana koyduğunu, evvelâ ts yı siklaştırdılar. kolay kolay bırakmıyacaktır. Şimdi kenderuna karar verüdiğini sonra caIngilizler, Suriyedeki Arablar arasinyilarak Çanakkalenin tercih edildiğini asıl mesele eski sistemin bozuk, çkrda da başka şekilde propagandalar yaanlattı. Çanakkale taarruzu üzerine tskin ve memlekete zarar verecok piyor, onlara harb sonunda btiklâl tanbulun düşecegini tahmin eden Yu taraflannt ortadan kaldırıp onu yevadediyordu. « ..,,., ,,.,».. r nanistan, Sç beş Yunan firkasmı miitni zamanın ıhtiyaclarma uydur • Bu siralarda Osmanh tmparatorlu • tefiklerin emrine birakmak istemiştir; maktır. tşte General Zlatef kabi ğunun gefleti o derecede idi ki, Şerif fakat Kral Kostantin bu kuvvetin banesrnin de vazifesi bu olacaktır. Bu Hüseyine kuvvet göndermesi için pa • şinda bulunacaktı. Kral olması hase • hususta icab ederse kanunu esasi de ra yollayip duruyordu. Hatta Hüseyibile tabiî bütün müttefik ordusunun da tadil edilecek ve memleket yeni za nin oğlu Faysal (sonradan Irak Kralı başkumandani olması lâzim gelecekti. manın ihtiyaclarına uygun bir idare olan) son zamana kadar Cemal PaşaRusya, Yunanistamn bu suretle Bizans sistemile normal siyasî hayatına ginin karargâhmda kalmiş, onu oyala • tmparatorlugu başina geçmek ihtima recektir. miştir. lini görerek protestada bulunmuştur. Dündenberi askerî birliğin konNihayet Hüseyin isyan etmif, bu isBu protesto üzerine Çanakkale taarrugresi de Sofyada içtima etmekte yanı mazur göstermek için de birçok zuna Yunanlılarm yardimı kabul edil. dir. Onun bu hususta vereceği ka beyannameler çikarmişUr. Meselâ bememiştir. rarlar sabrrsızlıkla beklenmekte yannamelerinde der ki: «İttihad ve Tedir. Vatanperverliklerinden hiç ?üp rakki ricali şeriati ayak albna alnVş . Rualccr tstanbula istiyor he edilemiyecek olan askerî birlik Bundan biraz sonra, Ruslarm müttefiklardir, halifeyi oyuncak yaptılar. As • azasımn da halkın bu tecnayülle lerine bir nota vererek İs tan bulu iste kere oruç rutturmuyorlar...» rini nazarı itibare alacağı ümid o diklerini, bu notaya tngütere ve FranHüseyinin nezdinde Fransiz memulunmaktadır. sanm verdiği cevabı anlatan Hikmet, ru olan bir miralay Bremon vardı ki Memduh Talât TEZEL Yunanistana muhtelif zamanlarda ya «Büyük Harbde Hicaz» adile bir eser pilan teklifleri ele alarak, tzmirin harb nesretmiştir. Bu eserde dikkate değer esnasmda Yunana vadedümesinin da parçalar vardır. Sonradan General ima müphem kaldığım ve tzmirin sonBremon olarak Adanada Türklere hayradan ttalyanlara vadedildiğini söyle li zulüm etmiş olan bu adam, eserinde di. Hikmet, Türkiyenin paylaşilmasi Şerif Hüseyini, Fransiz altinlarile na • Bilecik (Hu hususunda yapılan ilk anlaşmayi da h » $ıl kullandığmı anlatmiştir....» susî) Vilâ rita üzermden gösterdi. Fransiz payi; yet Umumî mecHikmet, konferansinin bu suretle şimalde Sivas olmak üzere Malatya, lis azalan seçilkisalttığımiz ilk kumindan sonra, ikinDiyarbekir, Mardin, Urfa, Gazi An miştir. Şehrimi ci hâdisat zümrelerine geçti: Ermeni tep, Adana, Suriyenin garbı ve Irakin vak'alan. zin münevver ka garbinde büyük bir nüfuz nvintakasi idmlanndan Rem Ermeniler hiçbir mazeret di. Midye • lnoz hattindan itibaren boziye de vilâyet ğazlar ve Trabzon, Erzurum, Van, Muş bulamazlar! merkezinden URus payi idi. Ancak Ermeni ve Arab vaziyetinde mumî Meclis abir başkalık vardı. Arablar için samittalyanın Büyük Harbe ginnesi 2 6 zalıgına intihab mî olarak şöyle bir mazeret bulunabi nisan 1915 te Londrada unzalanan bir edilrrti?tir. Remlirdi: «Ayni dinde olsak ta biz bu ihagizli muahede ile olmustur. Bu gizli ziye, muallim neti milliyetimiz hesabına yaptık. Bize muahedenin 8, 9 ve 10 uncu maddeleri mektebi mezu Remziye Türklerin esir ve Arablarm müstakil Osmanlı tmparatorluğunu alâkadar enu olup senelerce muallimlik yap olacaklarini söyiemislerdi. Netice ak • der. 10 uncu madde padişahin, Trab omftır. Remziyenin Umumî Vilâyet si çiktı, ne yapalim kandirildık!» lusgarbdeki hayalî nüfuzunun lâğvedflmeclisi azalığıpa seçilmesi buad'a Fakat Enneni başkanlan için böyle diğinden bahseder. 9 uncu madde An a. kadınlar ara«ında büyük bir sevinc bîr mazeret olamazdı. Tarihen n u dolu taksim edüirse, Ingiliz, Fransiz uy an d ırmıştır. lumdur ki bir, iki bin senedenberi hiçpaymdan aşağı olmamak şartile ttal bir yerde müstakil bir Ermenistan olayanm da bir payi olacğmı kabul e • mamiştir. Bundan baska şark vilâyetde.> lerinde, hiçbir yerde Ermeniler ekseriManisa saylavi konferansina şnba yette degildüer. Bu hakikat, Ermeni tin 23 ünde devam edecektir. Bir çok kereler sarhoş olarak za ı Bilecik Vilâyet Meclisinde kadın aza Sarhoş Mehmed Alin n muhakemesı Hilâliahmer tarafından gonderilen erzak felâketzedelere Er<Tek (Husuıî muhabirimiz . den) Marmara adalarmda ara • «ıra çiddetlileri de olmak üzere zelzele devam etmektedir. Adalardaki halkuı iasesine muntazaman devam edilmektedir. Ayni zamanda yıkılan evlerm yerlerine yenileci de kurul • maktadır. Şimd'iye kadar Paşalimanında üç, Avoşede dört, Marmarada yedi, Gündoğdu köyünde üç ey ya dağıtilıyor Sovyetierin ikinci Ko'koz kongresi toplandı Moskova 12 (A.A.) Sovyet Rusya îkfnc! Kolkoz kongresi Kremlin sarayında açılmı;tır. Bütün hü kumet erkânının da bulunduğu bu kongrede Ziı. aat komiseri M. Çernof söylediği kü^ad nutkunda ziraat sahasında elde edilen büyük muvaffakiyetleri anlatmıştır. Kongre 33 kisilik bürosunu intihab etmiştir. Bunların M. Stalin ve hükumet erkânı da bulunmaktadır. bıtaya kötü lâf etmekle suçlu Meh , med Alinin duruşmasına dün birinci ceza mahkemesinde devam edildi. I Dünkü muhaketnede polis Mehmed, ' Lutfi ve şahid Osman dinlenildi. ' Mehmed AIi polislerin biribirlerini ! koruyarak söz söylediklerini, şahid ' Osmanın da kandnnldığını iddia etti. Muhakeme, gelmiyen şahidle | rin cagınlması için başka güne j kaldı. Kongre ve parasız tiyatro •rania yeni anlaşmalar traoı ile aramızda yeni ticari anlaşmalar temini için iki taraf arasmda başhyan ilk konuşmalar iyi netice vermistir. Komşu devletle yapılacak yeni aniaşmanın teferruatı üzecinde e tüdler yapılmaktadır. Bu tetkikler en ziyade iki memleket arasmda ta* kas yapılabilecek maddeler üzerinde cereyan etmektedir. Alâkadarlar simdiye kadar ts kenderiye piyasalarından altnan tönbekilerin şimden sonra doğru dan doğruya trandt.n ahnarak ye rine kumaş ve tütün gibi mallan mızıcı takas edilebileceğinin kolay lıkla kabil olacağinı görmüşler ve bunu raporlar»da dir. pılmıştır. Birçok evlerin de çatıları kurulmuştur. Istanbul Hilâliahmer cemiyeti 10,700 kilo bulgur göadermi^, bu bulgur halka dağıtılmifhr. Ufak tefek soğuk algmlılığından ba?ka has< talık yoktur. Hilâliahmer genclik teşkilâtı da felâketzedelere ve mekteb çocuklanna elbise yapılmak üzere 500 liralık yardımda bulun muftur. Cumhuriyet Gencler Mahfilin • den: 1 Mahfilin yıllık kurultayı 15 şubat 935 cuma günü saat 10 da Beyoğlundaki mahfil merkezinde toplanacaktır. Bütün mahfil üye lerinin gelmeleri. 2 Her on beş günde bir verilmesi söz birliği edilen parasız ti • yatro oyımlarınm beşincisi bu cuma günü saat 15 te mahfilin Beyoğlu Sinob saylavhğma seçilen diş Cumhuriyet Halk Fıckası binasın tabibi Hüsamettrn Okay ile benim ' daki salonunda verilecektir . ismimin karıştırıldığını gelen tebrik I 3 Davetiyeler bugünden itibamektub ve telgraflanndan anlıyo ren her gün saat 14 ten 20 ye ka rum. Muhtemel yanlışlıklara mey • dar mahfil iç işleri çevirgenliğinden dan veriknemesi için tavzihini rica parasız alınır. Kapılar saat 14 te ederim. açılıp salon dolunca kapanacaktur. Cerrahpaşa hastanesi diş tablbl Hüsamettin Sunol K Çocuk alınmaz. Bir tavzih '

Bu sayıdan diğer sayfalar: