26 Mart 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

26 Mart 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Memleket hikâyeleri Cıımhttriyi '• »n |4 o5 Küçük bir yanlışlık Yazan: Feridun Osmaa Musanm içi içine sığnuyor, se sın, oğlan deli fisek; ele avuca »ı•incmden bahçede kimseye göriin ğar kerata dölü değil ki!.. meden diz çöke çöke oynuyoı/du. Musanm anası aksam pek keyifAnası yarın ona Gülü istemeğe gi li geldi. Sultan ona çok hürmet ve decekti. Aylarca çekilen acıdan ikıram etmisti. Fakat hikâyenin alt hasretten sonra, yaradan bu günü tarafraı anlatınca evde kızılca kıde gösteriyordu. Musa, Aylak (1) yamet koptu. Bunak kadın Gülü Memişin ikinci oğluydu. Memiş bir Musa için istiyeceğrne yanlrçlıkla nevi ağa yan&ı sayılnrdı. Malmı, Süleymana istemişti! Gülün anası mülkünü, davarinı Tunanin gibi ova bumı beklememekle beraber Süleylar almazdu Büyiik kızına yaptığı manı daha ağır baslı bulduğundan düğiinle çiftlik sahiblerine parmak •evinmif ve hemen kabul cevabını uırtmıştı. Bu kısır dağ arası köy verivermişti. Kadm gayet tabiî bir lerinde bir lokma ekmek için yılın »ey anlatır gibi konuşuyordu. Lâf on iki ayt saban salhyan köylüler sona gelince Musa deli gîbi yerinonun varhğını kıskanırlar: d"sn fırladı: tnciliz kralınm oğhı sanki me« Neee, dedi, Süleymana mı is ret! Dağda domuz, onda mal! dertedin? Sen aklını mı kaybettin.» Delerdi. likanh adeta anasına hücum etmek istiyor, gözlerinden yaşlar fıskırı Memiş şimdi büyiik oğlu için eli yordu. Babasile Süleyman onu güç ağzı uygun bir gelin araıken iş zaptettiler. Memis kat'î sözlerle naçatarak (2) gelmişti. Musa Bört sihat ve teminat verdi: lencik köyünden Sultan yengenin Canım bir yanlışlık olmus, yakızı Güle yanıktı. Oğlan üç aydır rından tezi yok, düzeltiriz. Delilik ayaklı ocağa dönmüş; ah Gülüm, yapmanın yeri mi simdi? vah Gülüm, diye yanıp duruyordu. Fakat olan olmustu. Gülün Sü • Kaç kece dize gelip babasma yal leymana verildiği o gün bütün köyvardı; kaç gece anasının gönlünü yapmak için ağladı, yırtindı. Na lerde duyulmustu. Hatta kızın bu na razı olmadığı, bayıldığı, ayılm file, razi olmuyorlardı. Gül daha ca da aaasından temiz bir dayak çocukk«n babasız kalmıs, bası bos büyümüs, d"ul karı terbiyesi almış yeyip susturulduğu söyleniyordu. Emri vakiden dönmeğe imkân tı. Sonra efesi (ağabeyisi) evde bekalmamış artık. Âlemde kız kıtlığı kâr dururken Musanın evlenmeğe yoktu ya! Musaya daha güzeli bukalkması yarasır mıydı? Fakat bu nasihatler, ters sözler, hatta teh • lunurdu, filân ve falân... Is gürültüye getirilmiş, kız Süleymana ni didler para etmedi. Musa günden sanlanıyordu velhasüı... güne daha yangın, daha bitkin, Süleymanda da şaşılacak bir de Börtlencikle kendi köyü arasında ğisiklik vardı. Ertesi günü Musayı mekik dokuyor, «ölüm AHah emri, ayrılık yok!» diyorrfu. Bir gün Ca çağırarak kaslarını çattı ve sert sert söylendi: fergilin ovadaki tarlasında ekin i« Münasebetsizliğin lüzumu mecisi (3) vardı. Diğer köy kızla yok. Gül bugünden itibaren yen • rile birlik Gül de oraya gelmifti. Delikanlüann harman yerine taşı • gen sayılır. Bir daha adını anarsan yacakları demetleri denk yapıyor kan çıkar; bilmis ol!.. Musa beyninden vurulmus gibiylardu Gül, o gün öldürücü bir gü • di. Cinnetle cinayet arasında günzellikle bütün genclerin kalblerini lerce yalpaladı. Sonra köyden kaç burkmuştu. Alhn başaklardan örülmüş gibi parlak san saçlan, bü • tı, yârmi dort saat ileride oturan amcasına gitti. Avla, eğlence ile arümcük gömleğinin yakasından ve vunmağa çalıstı, olmadı. Köyden yenlerinden tasan pembe vücudile san bir Gül ki gönüller titreıiyordu. haber alıp Gülün de çok ıztırab çektiğini duydukça daha fenalası Musa, Ferhada dönmüştü, bir öküz yor, içinde büyük acıların ılık ve arabasının zor kaldıracağı yığını Gülün önünden chop!» deyince sırt sürekli ate;i; sonsuz bosluklarda layıp götürüyordu. Manzarayı sey kaybolup gitmek istiyakı tütüyor • du. Amcattnın evinden ansızm redenler gülüşüyor, Kanbur Veli aynldı. alay ediyordu: Gurbet bana ne etsin Oğlanın içinde dağ dirildi! Gurbet benim içimde... Neredeyse kancıği (kızı demek UDiye yanık yanik türkü söylîyerek tiyor) tüy gibi silâhlığma sokup bilmediği yollara düştü. Köy köy sü gidecek! ründü ve îzini kaybetti. Bu soz Musanın beyninde bir (Sonu yarın) perde yırttı, gözleri Gülünkülerle 1 Aylak: İşsiz (Chameurun tam mukarsılaştı. Genc kız ona derin bir kablll), 2 . Çatarak: Çapraşık, kanşık, istekle bakıyordu. Madem anası, 3 Imecl: Köylülerin hep toplanıp bir baban evlenmelerine yanasmıyor köylünun lşini parasız yapıvermeleri, lardı, o da pekâlâ kızı kaçırabi 4 Çokuşmak: Toplanmak, içtima et lirdi. Aksam eve dönünce fikrini anasına açtı; ihtiyar kadm bir fer mek. yad kopararak kocasma koştu. Memis hem kızgın, hem düsünce • Kongreye davet liydi. Derhal etrafa hab«r saldı • Hilâliahmer Patih kazası başkanlı|ınlar, hısım akraba çokusup (4) me dan: seleyi görüştüler ve kajar verdiler: Kazamızın yıllık genel kurultayuıın Süleyman bekliye dursun, Musa he29/3/935 cuma günü saat 14 te kaza mermen evlendirilecekti! kezinde toplanacağını üyelerimize bil . Musanın anası vaktile biraz bu • dirirlz. dalacaydı. Ihtiyarlayınca buna bunaklık ta kahldı ve patavatsızlığı # " " ^ i ^ " Yenı çıktı azdı. Ertesi sabah Gülü istemeğe Tarihî Maddiyecilik giderken söyleniyordu: J. Borhard « Süleymamm dururken Musayı evlendir! Eseğin büyüğünü ahırHaydar Rifat da bırakıp sıpayı sulamağa götür 60 kuruş mek olur mu hiç? Ama, ne yaparM Belediye Sular tdaresinden: Idareraizin satın alacağı asağıda yazılı malzeml kapah zarfla ek* siltmeye konulmuştur. Aded 600 Buşakle 600 Boru 800 15 m/m ana musluk sapkası 150 20 50 30 » 50 40 » 20 60 » Volan » 10 » Vana için 60 » 150 40 » Manşon 25 150 » » 25 20 0 »» 30 Deveboynu dökümü 30 Tübülür Ihale günü 3/4/935 çarşamba günüdür. Teklif zarflan o gün saat on dörde kadar Müdürlüğe verihnif ol • mahdır. Bu saatten sonra getirilecek zarflar alınmaz. Eksiltmeye girmek istiyenler Taksimde Sıraservilerdeki tdare binasında vezneye uğrayıp bir lira vererek şartnameyi alabilirler. (1486) Eger her ş«y sizı sabırsızlandınyor ve titizlendiriyorsa, eger nfak bir aksılik fıkirierinizi altüst ediyorsa, eger geceleri u>ku tuimayorsa, teshis pek basittir sinirlerinizin tenepbühiyeti artmışttr. henfn vakıt varken bu fenalığı ğıdermeğe acele ediniz. Bromural .Knoiıbfıtun dunyanın tanıdığı bir müsekkin olup kaybetliğinfı rahalr, uykuyn ve afiyetı sıze iade eder. Tesiri gayet seridir. Bromural'ın hiç bir zararı yoktur. 10 ve 30 kompnmcjri hı»i tup. lerde Kuncl(rd« rt^elf ile Miılır. Knoll A.G., kimyevT maddeler fabrikaları, Ludwigshafen KANSIZUK 1 .Jzsizlik Icfa yegâne deva kanl ihya eden Ç f p A n v« mnntahip etibba tarafcndan tcıüp edilmi«tir. OİIvUJr Nörastenl, raflyet re Chloros* , PARİJ Istanbul bvkat Müdıriyeti ilântarı \ Değeri Pey akçesi Lira K. Lira K. 1029 50 77 21 Kasımpasada Tahtakadı roahallesinde Dörtkuyuda Dereboyu sokağında eski 10, 17 yeni 36, 21, 21/1 numarah bostanın 3/16 hissesi mahlul olup yapılan ifraz neticesinde vakfa tahsis olunan 591 metro 25 santim müstakil ittihaz olunan evvelce bostan şimdi arsa. 150 00 11 25 Boğaziçinde fstinyede Mahmudçavus mahal • lesinde Istinye caddesinde eski 42 yeni 62 numarah dükkânın tamamı. 150 00 11 25 Çemberlitaş Atikalipasa mahallesinde Sofa hhan orta katta 14 numaralı odanın tamamı. 285 00 21 38 Kadirgada eski Bostaniâli yeni Eminsinan mahallesinde Tülbentçihanı sokağında 142,5 metro terbiinde bulunan 45 47 numarah ar sanın tamamı. 186 00 13 95 Çarşambada Kovacıdede mahallesinde Çar • samba caddesinde eski 125 numarah ve 31 metro terbiinde bulunan arsanın tamamı. 1284 00 96 30 Hocapaşada Nöbethane caddesinde 9/11 numaralı 214 metro terbiinde bulunan arsanın tamamı. 230 00 17 25 Gedikpasada Mimarhayrettin mahallesinde Bedesten sokağında 23 metro terbiinde 2 numarah meşrutahane arsası. 2800 00 210 00 Kasımpasada Sürurî Mehmedefendi mahal • lesinde 700 metrodan ibaret Sürurî Mehmedefendi camii arsası. 1286 00 96 45 Aksarayda Lângada 362 metro terbiinde bulunan Hacıferhad camii arsası tamamı. 78 00 5 85 Beyoğlunda Hüseyinağa mahallesinde Bile • zik sokağında 23/29 numarah 45 metrodan ıbaret olan arsanın tamamı. Yukarıda yazılı olan emlukin arttırması on gün müddetle uzatıl mıstır. lhalesi nisanın birinci pazartesi günü saat on beşte Encümende yapılacaktır. tstiyenlerin pey akçelerile beraber Mahlulât kale • mine gelmeleri. (1485) Istanbul Millı Emlâk Müdürlüğünden: Muhammen kıymeti Lira HASKÖY Piripaşa Kırmızıminare tokak yeni 6 sayıh ev. 504 ORTAKÖY r'ortakalarkası sokağı eski 21 yeni 27 •ayılı ev. 1026 BAKIRKÖY Yenimahalle Birinci sokak eıki 167 yeni 51 sayıh evin 44/216 payı. 170 HAYDARPAŞA Rasimpasa mahatlesi Uzunhafız »o kak yeni 194 sayılı evin 1/8 payı. 128 YENİKÖY Yalı sokak ve Köybaşı sokak eski 65 yeni 57/5 sayıh evle dükkânın 1/2 payı 778 HEYBELİADA Yalı mahallesi Bostan sokak yeni 19/ 21 sayıh evle dükkânın 14/66 payı. 195 Büyükdere caddesi eski 164 yeni 177 BÜYÜKDERE sayıh dükkân. . 648 Beyazıd mahallesi Kıhçalipaşa cad TOPHANE desi eski 49, 15, 15 mükerrer yeni 45, 13, 17 sayıh ev ve iki dükkânın 1/4 payı. 1080 ARNAVUDKÖY : Büvükayazma ve Yeniçeşme soksk eski 30/32 yeni 36/11 sayıh iki evin 3312/8640 payı. . 870 Yukarıda yazılı mallar 24/4/935 çarşamba günü saat on dörde ka. dar peşin para ve pazarhkla ayrı ayrı sahlacaktır. Isteklilerin haf tanın pazar, salı ve çarşamba günleri yüzde yedi buçuk pey akçelerile «elmeleri. «F.» (1505) 1935 senesi martinin ikinci günü adi surette toplanan hissedarlar umnmi he yetinde 1934 senesi safî kânndan hissedarlara ve müessis hisseleri sahiblerine 24 numarah kupon mukabilinde tediyesi tasvib edilen temettü hissesinin tevzii tarihinin tayini hususu sirketin idare meclisine birakılmif olduğundan, 1 nisaı» 1935 tarihinden itibaren mezkur temettü hissesinin tesviye edilmesi mecluce karar altina ahndığı alâkadarlarm malumu olmak üzere ilân olunur. Yiin ve Pamuk ioiiği ve akmişe vesaire imaline mahsus Tiirk anonim şirketinden Karacabey Harası Müdürlüğünden: Haranın 15 nisan 935 tarihinden koyunlann yaylaya çıkarılacağı 15 haziran 935 tarihine kadar ova koyun sütlerile sağımın nihayetine kadar yayla koyun sütleri pazarhkla satılacaktır. Isteklilerin h<»rsrün Hara Müdürlüğüne müracaatleri ilân olunur. (1490) Kaza mı? Seneler var ki Robin isimli adamlar öldürülmüyor. Müddeiumumî kaslarını çattı: Ne demek istiyorsunuz? Maktulün ismini telefonda duyunca aklıma ilk gelen şey ne o!du bilir misiniz? Çocukluğumuzda çok hosumuza giden bir şiirin ilk mısraı: Kok Robini öldüren kim? Hazır sırası gelmişken sora yım, bu Robinin öteki ismi ne? Vans neler söylüyorsunuz? Maktulün ikinci isminin bu işte ne alâkası olabilir? Markam, lâtife etmijîorum. Sarhoş ta değilim. Akhmızı kay bedeceğimize hayatımızı kaybetsek daha iyidir. Vans, müddeiumuminin itirazlarına kulak asmıyarak zili çaldı. Kürriden telefon rehberini istedi. Rehberi karıştmrken sordu: Maktul River Side mahallesinde mi oturuyordu? Öyle zannederim. Vans aradığı ismi bularak rehberi kapadı. Markam, rehberde o semtte oturan yalnız bir Robin var. Onun ikinci ismi de Cochranedır. Ne garib lâtife! Cochrane olursa ne olur? Hiç... Sadece ben onun ismini Cochrane Robin olarak bellemiş olurum. Yani Kok Robin bir oklaöldürülmüş oluyor. Bu tesadüf size garib gelmiyor mu? Markam, inadcıhğa başlamıştı. Biraz evvel cinayetten «korkunc bir kâbus» diye bahsederken şimdi işi basitleştiriyordu. Asla! dedi. Herkes gibi maktulün de bir ismi vardı. Zaten senelerdenberi bu sporla meşgul olduğuna göre şimdiye kadar böyle bir akıbete duçar olmaması şayanı hayrettir. Aziz dostum, biraz evvel siz Amerikada milyonlarca adamın ok atma sporile meşgul olduklarını söylüyordunuz. Eğer bunlar arasından yalnız Robin isimli biri ölürse ben hemen, «dur bakalım, bunda bir iş var» derim. Tesadüfler üzerine bu kadar ciddî muhakemeler yürütülebilir mi? Tesadüfler... Riyaziyede bile bir takım ihtimalât kanunlan vardır. Bu vak'a sizin düşündüğünüzden çok daha ziyade kanşık... Demin bana telefonda »maktulün yanında son defa görülen adam Sperlingdir» demiştiniz. Bu da yeni bir lâtife mi? Sperlingin almancada ne mana ifade ettiğini bilir misiniz? Ben almanca bilmem. Alâ... İşte almancadan ingilizceye bir lugat.. Arayınız! Müddeiumumî lugati açtı. Sperling kelimesini buldu. Sperling serçe demekmiş... Deniz Levazım Satınalma Komîsyonundan: Tahmin bedeli 762 lira 50 kuruş olan 61 aded hastane karyolası 6 nisan 935 cumartesi günü saat 14 te Kasımpasada Komisyon bi nasmda açık eksiltme ile ahnacaktır. Şartnamesi hergun Komityonda görülebilir. Isteklilerin 57 lira 19 kuruştan ibaret olan muvakkat teminat makbuz veya mektubile o gün ve saatte Komisyona gel meleri. d«0) dedi. Simdi ne olacak? Hiçbirşey olcağı yok... A • merikalı bütün mekteb talebeleri «Kok Robinin ölümü» isimli şiiri bilirler değil mi? Müddeiumumî cevab vermedi. Yalnız gözlerini havaya kaldırmakla iktifa etti. Anladım, klâsikleri iyice bilmediğinizi iddia edeceksiniz. Müsaade ederseniz birinci kıt'ayı size ezberden okuyayım: Kok Robini öldüren kim? Küçük serçe «benim» dedi «Oklanm ve yaylarımla Ben öldürdüm Kok Robini!» Vansıri dediği gibi çocukluğu muzda ezberc bildiğimiz bu mısralar şimdi odarun içinde hepimizi titreten, soğuk, korkunc bir hava yaratmıştı. Müddeiumumî sapsan idi. 2 «Aşkı için ağhyan ben Tutacağım matemini)) Markam hâlâ başını sallıyor, fakat yavaş yavaş mağlub olduğu anlaşılıyordu. Ne tuhaf şey... Hakikaten vak'ada bir kadın da var. Mükemmel... Müthiş bir facia ile karşılaşmamızdan korku yorum. Şimdi de sineği dinlemeliviz. Hangi sineği? Şiirdeki sineği... Kimler gördü öldüğünu? Sinek dedi «gören benim» ((Minimini gözlerimle öldüğünu gördüm derim» Vans, bırak artık şu şiirî... Bu iş çocuk oyuncağı değildir. Azizim bir çocuk oyuncağı bazan pek müthiş birşeydir. Fakat dediğiniz olsun, bize biraz tafsi • lât veriniz. Bende çok tafsilât yok. Bildiklerimin hemen hepsini söyle dim. Vak'ayı profesör Dillard haber verdi. Dillard mı? Tesadüf bu ya... Sakın Bertrand Dillard olmasın? Ta kcndisi. Facia onun e vinde olmuş, siz profesörü tanır mısımz? Şahsan değil... Dunyanın en büyük riyaziyecilerinden biri olduğunu bilirim. Size nasıl haber verdi? lArkası var] Cumhuriyet,, in tefrikası: 2 nettarlığını kazanmıstır. Van Dine bir cumartesi sabahı bermutad Vanstn evine gidiyor. Dostu ve efen. disi kahvealtı ile mesgulken Müddeiu muml Markam telefon ederek muhim bir vak'a haber veriyor ve biraz sonra gele. ceğini söylüyor. Vans bu vak'a ile son derecede alâkadar olmustur. Okla öldürülen bir adam.., Ok atma sporuna dair bir kitabt kartştu nyor. Almanca lugati istiyerek bir keli . meye bakıyor Nihayet Müddeiumumi geliyor. Vans, onunla konuşmaktadır.'f *•* Yazan: S. S. Van Dtne Tercüme eden: Ömer Fehmi Başkut Dünkil kısmın hulâsası [tKatü Gölge* yi kendi lisanından din. lediğimiz Van Dine, senelerce evvel iş . ten çekilmiş, eski ve zengin dostu Vansm kâttbliğini yapmağa baslamts bir avukatttr. Vans, Nevyork Müddeiumumisi Mar . kamm meJeteb arkadaştdır. Bu mekteb arkadaşhğı tutyata atıldiktan sonra da devam etmişt Vans, Markamm deruhde ettiği birçok vak'alarda ona zekâst, derin ve sahsma has göruşüf bilgisi, kuv vetli mantığile birçok yardımlarda bu lunmuş, vukselmesint temin ederek wıin Hakikati meydana çıkarabilmek için evvelâ olup biteni iyice anlamamız lâzımdır. Bana telefonla verdiğiniz malumat pek az. Markam, içtiği sigaranın ucunu seyretmekle meşguldü. Vans biraz sabırlı ol! dedi. Mesele zâhirde pek çabuk halledilecek gibi gözüküyor. Çünkü ci nayette kullanılan vasıta, biı ok.. Yani, umumî, harcıâlem bir vasıta değil. Fakat buna rağmen mevcud izler, tahkikat yapmayı bir tarafa bırak, vak'anın mahiyetini bile andınlatmağa kâfi gelmiye cek zannederim. Biliyorsun ki ok atma sporu son zamanlarda adeta bir iptilâ şeklini aldı. Amerikanın her şehrinde, bütün kollejlerinde bu işin yüzlerce, binlerce meraklısı var. Biz cinayet derken işin bir kaza olduğu neticesile de karşılaşabiliriz. Endaht meydanında Markam, silkinerek bağırdı. Hayır hayır bu olamaz. Inanamam. Vans alaycı bir sesle mukabele etti: Azizim, dikkat! «lnanamamrt kelimesini o şekilde söylüyorsunuz ki bir çocuk bile aksi kanaatte bulunduğunuzu anlıyacak. Şürin mabadi de tabiî akhnızdadır: Matemini tutacak kim? Güvercincik »benim» dedi

Bu sayıdan diğer sayfalar: