4 Nisan 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

4 Nisan 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 Nisan 1935 ! Cumhartvet = Venizelosun Yaptıkları Yazan: Sablk Intellices Servis Şefi Sir Bazil Tomson ( Tahlil ve Tenkid Edebiyat tarihi dersleri Yazan: Agâh Svm Levend Basan: Marifet matbaast Adsoıada yetîşen turfanda meyvalar Domatesîn kilosu 200 kuruşa satılıyor r içtimaî Agaoğlu musahabe Ahmed Rakamlar ne diyor? 12 Venîzelos 3 martta makud uğur muskasına tnüracaat etti: Her iki muharib tarafı iskandil Büyük Harbin başlangicinda Veni • zelos, Yunan erkâniharbiyesile anla • sarak iki millet arasında mevcud rouahedelerin tadiline başlanraasinı arzu ettiğini büdirmifti. Bu'garlarm sefer • berlik yapmasina mâni o'.mak içîn, Yunanistan; seferberlik hazirlıklari yapmak taahhüdüne girmek; fakat buna mukabfl, Bulgarlar se.'erberlik yaptıklan takdirde bile ilânı harbedip etmemekte serbest kalmak istiyordu. Bu hususta kat'î bir karar veriîmedi. Yunanistana Anaıoluda tavizat vermek istiyorlar 1 9 1 4 1 5 kişında, İtilâf devletleri, Yunanistanı Sirbistana yardima teş vik ediyor ve buna mukabil kendisine Anadoluda tavizat vermek istiyorlar dı. Yunanlılar, cevaben, Selâniği bir düşman hücumuna karşı açik bırakip fîmale doğru yiiriiyemiyeceklerini söyledi'er ve Yunan ordusu silâh baştaa etmif vaziyette hazir bulundukça Bulgarlarin harekete geçemiyecekleri noktai nazarinda Urar ettiler. Yunanlılann Çanakkale seferme istirak teklifleri İtilâf devletleri tarafin dan reddedüdiği vakit, Yunan erkâ nıharbiyesi, Sirblara, büyük bir teh likeye maruz bulundukları Tuna hat • tinı bırakip geri çekilmelerini ve Yu • nanistanla beraber, müsterek dü man olan Bulgarlara karşı, harekette bu • lunmağa hazirlanmalrrinı hararetle tavsiye etmişti. Fakat ne Venizefos, ne de İtilâf devletleri, Yunan erkâniharbiyesinin bo teklifine taraftar değildiler. Sir Edvard Grey Yunanlılara, «Bulgarları rahat • siz edecek veya telâca düfüreeek ma hiyette herhangi bir hareketten kat'iyyen içtînab» edümesini tavsiye edi • yordu. Bulgarlar, seferberlik yaptık • ları zaman, Yunan • Sırb andlaşma • Hnin askerî ahkâmı artık tatbik edilecek bir balde değildi. Sırblar, büyük fcir taarruza girişrois olan Alman ve Avusturya ordularinı karşılamak üzere Tuna boyunda bekliyorlardı. Yu nanlılar da, gayet tabiî ve mantıkî o larak, kendi toprak] arinı düşman hü • cum'anna açık bırakip Sirblarin yardimina koşmaktan istinkâf ettüer. Ba*lr* *ürlu hareket etseydiler, Sırb • . ları kartaramadıktan I/ska kendilerl de mahvolurdu. Yun'nJılar, Sirb Yunan andlaşmasmı yeni şartlara uydurmak için Sirblarm nezdinde ellerinden geleni yapmişlar, fakat muvaffak olamamişlardı. 1914 15 kismda, Balkan yoFlan geçümez bir balde idi. Sırblar iki de fa kendi memleketlerini istilâ eden Avusturya Macar ordularinı püskürt • müşlerdi. (Son defasinda Avusturyaiılardan 40,000 esir de almulardı. Cumhuriyet). Bu esnada, ttilâf dev letleri Çanakkale seferile çok meşgul oldukları için, Yunanistanm maruz bulunduğu Bulgar tehlikesmi düşünme • mişîerdi. Onun için Bulgaristanı Sir bistanla Yunanistanm zararina olarak kendi taraflarına çekmeğe teşebbüs ettiler ve Almanlarla Bulgarlar kendi plânîarinı o'gunlajtınrken İtilâf dip!oroatları beyhude gayretîerle nefes tü • kettüer; Yunanistan!a Sırbistanm müşterek bir faaliyette bulunmak için yaptıkları teşebbüsleri, sistematik bir *u rette menettiler. Bu vaziyette, YunanİJİan, muahedeîere riayet etmedikleri için tenkid ve muahaze etmek mümkün ve muhik değOdir. Fakat Venizelosun kafasi boşalmiş değüdi. Vaziyet vahimdi ama Bulgarlar Sirblara hiicum etmedikçe ittifak ahkâmı mevzuu bahsolamazdı. Bulgar Başvekili Radoslavof, protestolarinda gayet açik konuşuyor, «yapilmasmı emrettiğim seferberlik bir ihtiyat ted birinden başka birşey değildir, Bulgaristani, bududlardan ge!ecek tehlike • lere karşı muhafazadan başka bir dü • füncem yoktur, hükumetunizin hattı Adana Halkevinin teşkil ettiği bando Genc, yaşll ve pek dinc başll edebiyat tanhi hocalarından Agâh Slrrl, H selerde okuyanlar için kalin bir bitik bastlrdL Haylr; yanllş söyledik. Onun İstiklâl lisesinde okuttuğu edebiyat ta • hareketi müsellâh bitaraflık olacaktır» rihi derslerini, lisede kurulu olduğu andiyordu. laşilan talebe kooperatifi kitab haline koydu ve bütün edebiyatseverlere sun • du. Mekteb kooperatiflerinin iktlsad fikri, kazanc zevki açıliyan teşekküller olduğunu biliyorduL Onlarln böyle isYunanistan rahat nefes alabilirdi; ler de başardıklarlna ilk defa şahid olkatî bir surette bağ'anmadan zemini duk ve sevindik. yokhyabilirdi. Venizelo* 3 martta 391 sahife tutan bu bitik, artık olü Krallık Şurasina teklif etmiş olduğu usaydlğlmlz bir dilin on dokuzuncu aaır su!e, o mahud uğur muskasina müracaat etti: Bu usul, her iki muharib ta ortalarlndan başllyarak Servetifünun rafı iskandil etmekti. 21 eylul 1915 te edebiyatl devrinin açlldığl giine kadar verdiği eserlerden ve o eserleri yara Kralı ziyaret ederek ona şu teklifte butan adamlardan bahsediyor. Edebiyat lundu. tarihinde bu devrin adl «iyasî tarihte Madem ki erkânıhartiyemiz, olduğu gibi Tanzimattlr. Sırbistanm muahedelerle kabul ettiği taahhüdata riayet etmekten âHemen »öyliyelim ki biz, İstiklâl li ciz olduğunu söyliyerek bizim Sırsesi talebe kooperatifi taraflndan baa • bistanın yardımına koşmamıza iti • tlrllan bu kitaba «Edebiyat tarihi dersraz ediyor; o halde erkânıharbiyeleri» adınln verilmesini çok beğendik, mizin itirazlarını ortadccı kaldır • çünkii yerinde bulduk. Daha eski çağ tnak için İtilâf devletlerine müra • larin ve Tanzimat devrinin edebiya caat edelim. Muahede ile Sırbistatindan, edibîerile şairlerinden bahse • nın Yunan Bulgar hududuna gönden birçok eserler var ki Türk edebi dermeğe mecbur olduğu 150,000 yatı adlnl taşlyorlar. Halbuki eski şa askeri Sırblarm yerîne kendileri irlerimiz, nasirlerimiz yüksek değer tavermeğe razı olup olmıyacakları şir Türkler olmakla beraber hiç te türltnı soralım. çe yazmış değillerdi. Bu sebeble onla rln hayatinl tahlil eden kitablara «Os Venizelos, İtilâf devletlerine bu manlı edebiyatl» adlnl vermek icab eyolda bir müracaatte bulunmağa der. Agâh Sırrl, yalniz edebiyat tarihi hazır olduğunu söylerken Kral da, dersleri adlnl kullanmakla ortalama bir mücadele Balkanlara sirayet etti iş yaplyor ve Tanzimat edebiyatlna ne ği takdirde, Almanyanın, YunanisOsmanlı, ne de Türk diyorl.. tana bitaraf kalmak mukabilinde ne gibi teminat ve menfaat verebiBu edebiyat şimdiye kadar birkaç leceğini anlamak istiyordu. kuvvetli kalemden geçti, uzun uzun tahlil olundu. Ayni yolda yürümek isKral bu hususta faaliyete geçe • tiyen Ag*» Slrrl, kendinden evvelki ceğini vadettu Venizelos ta Kralın münakkidlerin izine basa basa ilerle nezdinden çıktı. Fakat, saraydan miş ve ardında iz blrakmamlş bir a • çıkıp ta şehre gidinceye kadar fikdam vaziyetine düşmemek için mutla rini değiştirdi. Hemen, Krala bir mektub yazarak Almanya sefirini is • ka bir yenilik göstermeliydL lşte biz «Edebiyat tarihi dersleri» nde o yeni timzac etmekten vaz geçmesini riliği aradlk. ca etti. Kral, sıtma içîcıde ve yatakta idi. Hemen saray mareşalı, Kont Hepimiz biliyoruz ki Tanzimat devMercatiye telefon ederek, Venizeri edebiyatlnl yaratlp yaşatan üstad losu gccmesini ve ona, İtilâf sefir • lar ve eserleri hakklnda degişmez hü lerile temastan vaz geçmesini ri • kümler verilmiştir. Bu hükümler onla ca ettiğini bildirmesini söyledi. Farln alâka taşldıklarl zaman ile muhi kat Mercati, Venizelosun nezdine tin bediî temayüllerinden, san'at telâkgittiği zaman onu İtilâf sefirlerile kılerinden, ve o devirdeki içtimaî ha müzakere halinde buldu. Saray Ma yatln zaruretlerinden doğmustur. Ne reşaiı, ancak sefirler gittikten son AgâKvSlırl, nç»de .başkalarl o hüküm, ra, Başvekilin yanına girebîldî ve lere ayklrı düsecek mülâhazalarl, miif sadece geç kalmış olduğunu öğrentalealarl ortaya atamazlardl. Bu halde di. Venizelos, önce müşkül bir vade Tanzimat devti edebiyatlnl süzge • * ziyete düşmüş gibi göcündü; sonra, çe vuran münakkidlerin sözleri aşağl alelâcele yaptığı i«ten vahim ne yukarl birbirinin benzeri olmak lâzım ticeler çıkamıyacağını isbata ça • gelirdi. Acaba Agâh Slrrı kendi eserinı, hştı. daha ewel yazllanlardan kopye edil mis gibi görünmekten korunmağa mu Yaptığım teşebbüs, dedi, şahvaffak olabtlmiş midir? san muhtac olduğum malumat al ma kabilinden bir şeydir ve devleBiz, dediğimiz gibi, bu noktayl gözti bir taahhüd altına sokmaz. öniinde tuttuk, «Edebiyat tarihi dersFakat sonradan anlaştldı ki Veleri» ni dikkatle okuduL Vardiğirruz nizelos, Avrupadaki Yunan sefir netice şudur: Agâh Sirrinin kitabl, bu lerine de şu telgrafı çekmiştir: mevzua taalluk eden daha eski eser • lerin yanlnda ayni kök üstünde yükse*Bulgar kuvvetlerinin kıstnî te len ayrı biçimli bir dala benziyor. Çünferberliğini emreden kararnamenin kü o da, kendinden evvelkiler gibi, imzalandığı hakkmdaki haber, YuTanzimat devrini doğuran siyasî ve içnan hiikumetini mühitn surette meşgul etmektedir. Hükumet; Bulga • timaî amilleri tesrih ile söz baelamlş tlr, o devrin edebî şahsiyetleri ve eserristan, Sırbistana hiicum ettiği takleri hakklnda da gene kendinden ev dirde, Yunanistanda da seferberlik velkilerin verdiği hıikümleri tekrar etilântnı Krala teklife karar vermismiştir. tir. Bu suretle Yunanistanm menafii ve muahedelerin ruhu dairesinAgâh Slrrl bu koca kitabl, şu tak de Sırbistana yardım etmek imkâ dirde, boşuna ml yazlp basUrmLştlr?.. m bulunacakttr. Yunan büyük er • Haylr. Onun kendine mahsus bir tas • kânıharbiyesi, Sırbistanm, bugj.nnif ve tahlil şekli var. lşte kökün bir kü vaziyette muahedelerde zikre • olup ta dallarl ay/1 biçimde görünmedilen 150,000 neferle bize iltihak si buradan ileri geliyor. Bir kere Agâh edcmiyeceği mütaleasında bulun • Slrrl, Tanzimat devri üstadlarlnı ayrl duğundan alelâcele Fransız, Ingi ayrl cephelerden ayrl ayrl yerlerde liz ve Rus sefirlerini toplıyarak vatahlil ediyor. Meselâ Kemal Beyin şa ziyeti onlara izah ettim. Sefirler • irliğini, romandlığlni, münakkidliğini, den, kendi hükumetlerine telgraf piyesçiliğini bir çlrplda göstermiyor. çekerek Sırbistanm yerine ttilâf Tanzimat devrinde şiir, Tanzimat devdevletleri Selânige asker gonder rinde roman, Tanzimat devrinde tarih meği kabul ettikleri takdirde hü • diye açtlğl ayrl ayrl fasıllarda bu adakumetimizin deületlerin bu teminamn o yoldaki meziyetlerini veya noktında, Kralın kararlan üzerinde sanlarlnl süzgece koyuyor. Bir edebi müessir olabilecek kuvvetli bir de şahsiyeti toptan ve her cephede birden lil bulacağını bildirmeleini rica ettahlil etmek mi iyidir, yoksa onun baş tim.* vurduğu her istikametteki muvaffaki (Arkart vart yet derecesini ayn ajnrl gözden geçir mek mi daha doğrudur?. Buraslni münakaşa etmemek şartile Agâh Slrrlnln eserinde böyle bir yenilik tebariiz et • tirdiğini kaydetmek icab eder. İtılâfcıfarı Selâniçje çagıran Vanize'.ostur Gene Agâh Slrrl, garb edebiyatin'n Tanzimat edebiyatl üzerindeki tesirini anlatmak için de ayrl bir yol tutrnus tur. Diğer edebiyat tarihcilerimiz gibi o da bu tesiri hakll olarak Franslj harslna atıf ve hasretmekle beraber tasnif hususunda daha şümullıi davranl yor. Bu da eserde göze çarpan ikinci bir yeniliktir. Elimizdeki Edebiyat tarihi dersleri, Tanzimat devri edebiyatlndan başll başina bir fasll teşkil eden Servetıfü l nun üstadlarlnı ihtiva etmiyor. Agâh Sınlnln bu fasll ayrl bir kitabda tahlil eâeceği eserin sonundaki kayidden anAdana «Hususî» Halkevimîz, kısa bir zamanda mükemmel laşlllyor. Bakallm, tenkidci ve tahlilıci «?enebilecek bir bando teşkiline muvaffak olmuştur. Haikevinde muharrir, o bahisde ne gibi yenilıkler arasıra konserlerini dinlediğimiz bu bando Ulusal bayramlarda, gösterecek?.. Bizim ondan beklediği geçid resimlerine ve tezahürata iştirak etmektedir. miz, san'atkârl san'at bakimlndan tenkidle iktifa etmesidirl (•) Tarnamen amatör ve yerli elemanlardan bir araya getirilen bu Edebiyat tarihi deısleri hakkind^ bando şehrimizde büyük bir boşluğu doldurmuştur. Flani ya! Türkler hakkında dünyada bir düsünce yerleşmisti. Türk Adana (Hususî) Burada, her alışverie, ekonomiye, hesaba, kiyıl biraz daha inkişaf eden tur taba yaramaz derlodi! Ben hiçbir fandacılık faaliyeti bu yıl yeni bir zaman buna kanmadun; kanma • safhaya girdi. Mart ortalarından dım, çünkü öyle bir çevrede doğ • itibaren domates, hiyar, kabak, muştum ki dört göbektenberi as yenidünya «Maltaeriği», badem, erik ve biber gibi sebze ve mey • kerlik yapmazdı, kendini alısverlse ve ekine vermişti ve bu alanda öyvalar lokanta vitrinleciade ve hatle muvaffak olmustu ki bütün komta manav tablalarında bile göza tulaiinı yenmişti. çarpmaktadır. Mevsiminde kilosu 20 paraya Kafkasyanm bütün servetleri okadar düşen domatesin burada bunun elinde idi. Deniz ticareti, Ha • gün kilosunun 200 kuruşa satıldı • zer denizi üzerindeki bütün gemi ğmı söylerseraı, turfandacılığm Aler, havyar ve bahk ticaretieci, padanada niçin ehemmiyetli bir ka muk ve sanr ekinler, hayvan yetiş zanc mevzuu olduğunu anlatmış tirme, maden işleri, bankacıhk hep olurum sanıyorum. Avrupada zi • onda idi. Bakülü bir Türkün kur raat tahsilini yapıp buraya db'nen muş olduğu muazzam bir mensu birkaç Adanalı genc, bu işe lâyık cat fabrikası Moskova fabrîkala olduğu ehemmiyet ve itinayı ver • rile yarısa girişerek onlan Kafkasdikleri içladir ki son yıllarda tur • ya, İran ve deniz a«ın Türk mem fandacılık, meselâ, Mısıra bile releketlerinden çıkarmiîtı. kabet edebilecek bir istikamet alBütün bu islerin yıllarca gözle • mıştır. Vakıâ bugün bu gayeye u rim öniinde yüı üdüğünü gördüfüra Iaşılmamıştır. Fakat gidilen yol ove bazılarraın da yeni kurularak dur. tklim, toprak ve diğer şart açılp büyüdüğünü seyretmiş oldu l&rın uygunluğu da bu yolda mü ğum için, Türkün ekonomik alanda teşebbisleri tesci eden bir sebeb • kabiliyetsiz olduğu hakkmdaki hüdir. kümlere hiçbir zaman inanmadım, Esasen yıllardanberi, Anadolu kanmadım. nun mühim tren uğrağı şehir ve Filhakika garb Türkleri baska kasabalan daima Adana sebze ve sartlar içinde yasıyorlardı. Bunlar meyvalarını istihlâk etmektedirler. bir yandan devleti korumak ve sağMevsiminde buradan yaylâ Anadolamak için, en kuvvetli unsurlarını lumuza aylarca hergün on, on beş en işlek çağlarında askerliğe ve vagon sebze gönderildiği içindir ki savaş meydanlarma göndermek bu sevkiyatın geliri Adana bahçe • mecburiyetinde idiler. öteki yan cilerini mühim derecede zengîn dan da, suursuz vo yıkıcı btr hü • yapcnaktadır. Bilhassa demiryol • kumetm, harab edici idaresi «ltın • larımızın muhtelif istikametlerde durmaksızın artışı ve Devlet De da ezilmekte idiler. Bu halden uti • fade eden yabancılarla içerideki asmiryolları idaresinin de bu gibi kerlik yapmıyan unıurlar memle toprak mahsulâtınm nakil işlerin • ketin ekonomik ya«ayı*ma hâkim de kolaylık ve sürat temin edişi, oldular ve «ervetler onların ellerinde Adanada sebze ve meyvacılığı teşvik yolunda ayrıca bir âmil diye toplandı. Burada biçbir yandan telâkki olunabilir. yardım ve himaye görmiyen Türke yaraız sıntrlacda elde tüfek konı • Hulâsa Adana, dün ve bugün culuk etmek ve «ıras» gelince d« nasıl hemen bütün yurdun sebze hiçbir zaman ardı ara«ı kesilmiyen ve meyva ihtiyacını en önce tetnin savaşlarda kendilerini kurban «t eden bir yurd parçası olmuşsa, yamek kahyordu. nn, hiç şüphe yok, turfandacıhk sahasmdaki inkişafile de yurd huBu sactlar arasında garb Törkü dudları dışına turfanda meyva ve tabiatile kenditini ne ekin re «e de sebze ihrac ederek o kadar ulusal ahsverts alanlannda gösterebilirdi. bir kazanc membaı olacaktır. Fakat Türk ayni Türktü. Hatta Naci Akcerdi irfan bakımından bah TSrkü daha yüksek olduğundan, hiç süphe yoktu ki bu şartlar değişir değiş mez, bah Türklerî her alanda kendilerini göstermekte gecikmiye Ticilye (Husuceklerdi! sî) Tirilye naBen bu duygularmn şimdi değîl, hiyesinin Han yirmi »ene evvel meırhu» SJileyman çerli köyü muh Nazifle yaptıgun bir polemikte antarlığına Remzi latmıttım. ye isminde elli Benim o zamanki görüşlerim ta • yasında bir ka hakkuk etti. dın seçilmi«tir. Memleketi düsünen, Tückü ko Remziye millet ruyan bir rejim meydana çıkar çıkmekteblerinde o • maz Tütk zekâsı belirmeğjB ba# kuyup yazmak ladı. öğrenmiş çok ce Gecen gütı «ls Bankası» tarafm • sur bir kadın dan gazetelerle ilân edilen raporu dir. Gayet iyi ata siz de benim gibi elbette ki okudıı binmekte, silâh Muhtar Rermiye nuz. kullanmaktadır. Yeni muhtar, köy Bu rapor hayalîmi «n bîr yıl « * • kanununu lâyıkile tatbik etmek i vele çevirdi! Bu kadar az bir *açin çalışmaktadıır. Remziyenin muhmanda nekadar uzun bir yol yü tarlığa seçilmesi muhitinde büyük rünmüstür! Ne büyük semer«ler elmemnuniyet uyandırmı;tır. de edilmiştir! Bize dediler ki bir milyon lira sermaye ile bir bankacık kurulmak Konya (Hususî muhabirimiz • isteniyor. t'tirak eder miskıiz? O den) Konyanm güzel ve sulak zamanlar Ankarada yalniz Ziraat bir kaza merkezi olan Ereğliye suBankasile Osmanlı Bankasımn bilar üstünde tetkikatta bulunmak rer subesi vardu Bunlar da, Ankaüzere İsviçreli su mühendislerin rayı ikiye bolünmüs olan yangın den bir profesör gelmiştir. Profe harabelerinin öte tarafındaki ka sbVün tetkikatma göre bu kazada lenin icinde bilmem han*i delik yerin altında büyük sular bulun lere sı<pnmıslardı!. Matbuat Mü maktadır. Bu husustaki tetkikat gediri Umumisi oldu&um için Osmannişletilecektir. h Bankasına sık sık gitmek mecburiyetinde idim. Oralara kadar gitklsa ve açik bir hüküm vermek lâzimsa mek, yangın harabelerinin yoku emekle yazılmlş faydall bir eser oldusunu trrmanmak, bir cehennem a ğunu söylemekte tereddüd etmeyiz. zabı idi! Ancak Tanzimat devri edebiyatlna teBuçün Ankaranm otuz metro gemel koyanlardan bir klsmlnin hakla nisliçindeki iki tarafı asfalt, ortası rlna saygl gösterilmediğini de söyle • mekten çekinmeyiz. Meselâ Akif Pa çamltk muhteşem bir sokagı «Bankalar caddesi» adım tanyor ve bir şa, böyle bir hakslzlığa uğrlyanlardan kac tane sırf Türk Bankalannm biridir. Şeyh Müştaka yazdlğl mektub muazzam binaları, bu sokağa, her da: hangi Avrupa pavftahtwın manza«Hele siz nasilsa böyle şeyleri yazrasmı vermelrtedirler. Osmanlı Banmak isiemişsiniz. Yazan Çelebinin: kası da bu soka*a pöçmüş ve yer Dur bakallm aziz. Konmadan küçül • lesti&i bina ötekileTİn yanmda pek mez. Birdenbire bu yakışik almaz. O, küük kalıyor! sizin elinizi öpüyor. Varin, kendisine tş Bankasının ilk sermayesi dört ne söylerseniz söyleyin. Lâkin ben o yüz elli bin lira idi ve on bir sene nun eteğini öpüyorum. Böyle sözler kalem'me yakişmaz demeyip te siz ne evvel yalniz Ankarada şubesi vardı. Yazılan rapordan anlasıhyor ki buyurursaniz yazmasina doğrusu afe Bankanın, memleket dahilindeki az rin.» cok ehemmiveti olan sehirlerin kâfGibi bugün bile imrenilecek kadar fesinde «ubeleri vardır ve dısarıda düzgün dil kullanan, yani Tanzimat da Hamborg gibi mühim noktalartan evvelki edebî dilden takdire des*er da «ubeler acmıstır. bir hamle ile uzaklaşan bir adamin bu Qn bir sene evvel dört yüz elli eserde biraz daha genis yer almasl bin lira ile kurulmus olan bu kuruicab etmez miydi? mun sermavesi busrün bes milyona M. Turhan TAN varmıstn. Halkın kendisire olan i(1) Agâh Sırrınm Scrveti Ftınun san' naeı ve güveiîine gelince, bunun da atkârlarma tahsls ettiği cildin de çıktı . en doJru mikvasi yapılan tevdiat ğuu duyduk, fakat goremedık. tir. 1934 yıhnda bu tevdiat 52 mil • M. X. T. yona yakın bir yekuna varmıstır. I Ayni zamanda Banka, memle ket iktısadiyatımn en işlek bir âmPi olmuştur. Bugün iştirak ettiği teşebbüsler şunlardır: Sümer Bankla birlikte, Sömi Antrasit fabrikası. Ziraat Bankasile beraber, Turhal Şeker fabrikasu Gene Sümer Bankla biriiktc, Keciborlu Kükürt fabrikası. Ayni banka ile beraber, Erganl madenleri. Tikkiş, Kömürrş, ve Kilimli şirketlerile birlikte kömür madenleri. Alpullu, Eskişehir Şeker fabrikalar m a ortaktır. Başh basma da Paşabahçesi Şişe ve Cam fabrikasmı kurmaktadır. Bu kadar geniş bir muvaffakiyetin hakikî sırnnı nerede arama lıdır? Hiç şüphe yoktur ki devletin Ban> kaya karsı gösterdiği kolaylıklar bu muvaffakiyete yardım etmiştir. Fakat bu tam sebeb değildir. Çünkü, devletin inan ve güvenini ka • zanmak ta bir iştir! tş Bankası, ta ilk açılış giinün den itibaren nrf bir Türk müesse • sesi olmtrstur. Yalnıa sermayesile değil, kuHandığı, eller ve idare eden kafalar ijibarile de Türktür. O Türk genclerine yüz çevirdi, «nlarla is görmek istedi ve Türk gene* liği de kendisinden beklenilen er • demleri tam olarak gösterdi. tlk gününden bu banka, nizam, inti • zam, sürat ve ciddiyet itibarile her hangi Avrupa kurumundan ayrı olmıyacağım herkese gösterdi! Her « kes gozile gördü ki, masalar etra * fında toplanarak durmadan işliyen bu genc Türk erkekleri ve kızlan da, tıpkı Avrupa kurumlannda olduğu gibi vazifelerini biliyor, ona ba&lıdırlar ve bu müsahede gittikçe inanı ve güveni artırdı ve niha • yet yvkanki rakamlann da gösterdiği gibi, bu ufacık müessese millî bir kurum halini aldı. «tş Bankası» nın verdiği bu tecrübe ve örnek üzerinedir ki sonra • ları kurulan bütün yeni bankalarimız dahi, Türk gencli$ine dayandı! Fakat ikinci daha mühim bir nokta vardir ki üzerinde ısrar etmek lâzimdtr. Bu nokta da, bu gencleri seçmek, onlan hem korumak, yetiştirmek ve hem de kullanmak kabiliyetidir! Türk, asırlarca askerî budun olduğundan, seciyesi de askerliğe mahsus bir hal göstermekte • dir. O herseyden evvel önünde bir sef, bir önder, bir vol gösterici is • ter. Şef onun icin her iste ve her seyde bir mîsaldir, bir ömektir. Fransız mütefekkiri Farde, içtimaî hâdiseleri insandaki «taküd» insiyakına irca ederken izam edi • yorsa da, bu insiyakın içtimaî yasa* yışta kuvvetli tesirleri olduŞunda süphe yoktur! Hele askerlikte yeti«mi* çevrelerde bu tesir pek böyuktür. Türk asker olduğundan, se* fini taklid edec ona uyar, onun «ibi olmak ister. Binaenaievh c'ddî olmıyan, vaz'fecrne bağlılık pöstermivra, gevşek şeflerin adamlan d*a mutlak gevsek olur, vazifeye bağlanmazlar ve tuttuklan isler de «emeresiz ve vahut pek az semereli ! olur. Bunu biz her gn"n va«ayışınnzın her alanmda goı Alman da asker oldnrundan bîgihîdir! O da ««»fe r>n*lidw. Sefsiz ve kendi hanna bir t«»k adım atmaz ve kendi basina kaMı^ı zaman sasTrır, ne vapacafcını bilm«z. Fakat as^er olmıvan tn?ilîz boyle değildir. Orada «ef'm o kadar Iny» meti yoktur. H«r tngiliz bash batımt bir âlpmdir! Bina öyle gelivor ki ts B»«kası • ntn ba^ma gecmis olanlar, Türk seciyesinin btı httsusîyetini anlarmş ve ona göre hareket etmiş oldukları için muvaffak oldular. Vazifeye bağlılık, ciddiyet, işe" kendisini tam vermek ve ayni za • manda da elinin altrndakileri unutj mamak, tste Türkün şeflerden beklediği ve istediği! Bunlar oldu mu, Türkün her alanda her Avrupalı ka dar kabiliyet göstereceği kuşku goj türmez bir hakikattrr! AĞAOĞLU AHMED Tirîlye köylerinde kadın bir muhtar Ereğiide su tetkikatı Bursada yeni bir hükumet konagı yapılacak Bursa (Hususî) Burada ka • lorifer, elektrik ve su tesisatile beraber 120,000 Iiraya 61 odalı yeni bir hükumet binası yapılacaktır. Projesi kabul edil miş olan hüku met konağınm yapılmasına hazi randa başlanacaktır. Bu suretle ötede beride dağınık bir vaziyette olan hükumet daireleri bir araya toplanacaktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: