8 Nisan 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

8 Nisan 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 Cttmhnriyet '• TELG RAF H^BİR££&[ Avustıırya da hazırlanıyor Eskî Avustıırya . Macar ordusunda hizmet eden zabitler 1 mayısta başlıyacak talimlere çağırıldılar Viyana 7 (A.A.) Millî Müdafaa Nezaretinin bir tebliginc na • zaran, eski Avusturya • Macar ordusunda muvazzaf, yahud ihtiyat sıfatile hizmet etmiş bulunan yüzbası rutbesine kadar olan zabitler 15 mayıs ilâ 15 eyluJ 1935 e kadar icra edilecek askerî talimlere iş tirak için davet olunabileceklerdir. Maamafih bu iştirak mecburî olmayıp alâkadarların kendi isteklerine bırakılmaktadır ve dort hafta sürecek olan bu talimler esnasındaki bütün masraflar kendileri tarafından öd^necektir. Viyana 7 (A.A.) Korespondam Politik gazetesine göre, yu karı Avusturyada bir Ulusal Müdafaa Komitesi kurulmuştur. Viyana 7 (A.A. Bugün bütün Avusturya Garnizon şehirlerinde mutat ilkbahar resmi geçidi olmuştur. Viyanadaki resmi geç'dde Başbakanla Reisicumhur nutuk söylemişlerdir. Resmi geçidde bü* tün hükumet azası ve elçiler heyeti hazır bulunmuşlardır. IlllliülllllllllM'''1"1»""»""""1"1"""• İ Avrupa yolundan notlar ^BIIIIIIIMIIIIlllMlllllllllMIIIIIIUIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIBimilllllllllllilHIHIIIIIIMIIIIIIIIirtllllllllllllllllllllMllir^ = i j Liyonun Panoraması ııııııııııtıııııttınıııııııııııııııııı OZ DİL YARISf Birînci hafta bugün bitecek ve ikinci hafta başlıyacak Okurlarımız arasında, yeni Dil Kılavuzunda çıkan yeni sözlerle en iyi cümle yapmak üzere açtı ğımız yansıct ilk haftası bu ak şam bitiyor. Yarışın bu bölüğüne gelen yazılar bugün yarın, ayrıhp seçilerek birinciye 15, ikinciye 10, üçüncüye 5 lira ve 60 kişiye muhtelif hediyeler verilecektir. Yarışın ikinci haftası da bugün başlıyacak ve nisanın 17 nci çar • samba günü bitecektir. fkinci haftanın mükâfatlan birinciye 20, ikinciye 15, üçüncüye 10 lira ve 50 kisiye muhtelif hediyelerdir ve netice 20 nisan cumartesi günü i • lân olunacaktır. Hem bedava, hem eğlenceli eçen cuma günü, Beyoğlu caddesinde dolaşırken, oradaki kahvelerden biriniu camekânı arkasında, eski dostlanmdan birini gördüm. Bos. bir kahve fincanmın karşısına geçmis, sokağı seyrediyordu. Gözlerinde öyle bir eğlence manası sezdim, o kadar neşe okudum ki, içeriye girip te, yanında oturmak, neşesile neşelenmek isteğıne dayanamadım. Merhabalaştık. Biıibirirr.izden hal, hatır sorduk. Bir fincan kahve de ben getirttim. Ey, ne yapıyorsun, baka yım? tşteü dedi. Görüyorsun. yaî Eğleniyorum.. Vakit geçıriyo rura. Böyle, cuma günü, kahvede pineklemekle vakit mi geçer?. Sen bir fikir adamısın: Kendine uy gjn başka bir eğlence bulamadın mı? Gülümsedi. Bundan dalıa iyi, daha faydah, daha ibret verici ne olabüir, azizim? Sinemada, gözlerim yoruluyor. Fazla olarak ta kalabahkfa bunalıyorum. Halbuki burada, şu camekâmn arkasında iki saat oturdum muydu, dünyanın en mükemmel filmini görmüş olmaktan daha çok haz duyuyorum. Sokakta yürüyen insanları tetkik etmek gibi, emin ol, hiçbir eğlence yoktur. Kimi, evde başlıyan tatlı bir hulya, ve yahud acı bir endiçeyi so kakta devam ettirir. Dimağı ayn, ayaklan ayn işler. Bunlann, arkalarında birdenbire korne eden bir otomobilin, veya çan çalan bir tramvayın sesile öyle bir uyanışlan vardır kü. Biraz ahşkanlıkla, o anda yaptıklan hareketten, 7İhinlerini işgal eden çeyin nev'ini anlarsın. Tatlı hulya kuran, komik bir tavırla, gülerek bir yana sıç rar. Üzüntülü olan, küfür edecekmiş gibi dönüp, kendisini ikaz edene eert sert bakar. İ Burada üç Liyon var. Eskisi tarihin, | 1 ortası dünün ve yenisi Heryonun! İ Wıııımıı«ıınııııııııııımiıııııııııı ' Yunanistanda tasfiye başladı Sulhü idame çareleri Tabiat gürelliği bakimindan Avru • panın en cana yakm şehri Budape;te • dir, ona en çok benziyen de Layon. Onun Tunasina karşı bunun kafiyeli iki îrmağı: Ron ve Son. Bunun da onun gibi batui kabarik, doğusu diiz. Oranin Budasi üstünde imlii bir kilise vardı, buranm Furvier tepesinde de öyle. Yeni Liyon da yeni Pejte gibi suyun solunda ve düzdedir. Margrit adası Tunayı ikiye ayimişti; ikiz ırmak ta orta Uyonu bir adaya çevirmi? gibi. Benzeyiy tam ama gövdeler yarı yariya. O rası bir buçuk milyonluk, burası sekiz yüz binlik. Buna karşılık orada ırmak bir, burada iki. Fakat bu iki öbürün yarisı kadar; buna karşilık ta orada rıhUm iki, burada dort! Kaynardan sonra sicakça su büe serindir ve soğuktan sonra ılık bile sı cak sayilir. Paristen sonra Liyon uğul • tudan sonra dinleniş gibi. Gddiğimiz yer Istanbuldan kalabalık, öyle iken bir kasabf gibi göriinüyor. Uzun bir tren yolculuğunu bitirip te evine gelince kendini gene trende sanirsm; içine dolan hareket daha boşalmadı, duran oda giden kompartiman gibi. Parui Uyona getirmişim; ben geldiğim yer • deyim ama bıraktığim yerin büyük uğultusu bende. Meğer Paris gibi şe • hirler içinde ikenden çok, asil çikinca büyüyorlarmiş! Liyonun bellfbajlı yerlerini ayri ayn gezdikten sonra şehrin toptan pano • ramasini görmek için Furviere çikı • yornm. Bu tepeden vaktile Hügo da bakmıs, hayalinin kahn halatlı vinç • lerini kımildatarak, o tepeye «Liyo • nun evlerden sürülerini güden yeşQ kepenkli bir çoban» demijti. İyi ki isî ileri götüröp tepenin başinda bir tac gibi duran kfliseyi çobanin kulâhina ben • zetmedi ve tepede küçuk bir Eyfel gibi sivrilen kule eğer o vakit bulunsaydı ona da bu dağdan çobanin demirden kavalı diyecekti! 85 metroluk bu kuleye 200 bin kiloluk demir gitmis, üç yüzlük Eyfele ktmbilir ne gitti? Aşagıdaki îrmaktan kulenin dibine kadar bu tepe 127 yüksekliğindedir, ve ırmağin denizden yüksekliği de yüz metro. Akdenizden buraya kadar şüep pervanesinin göğüslediği yokuş, tepenin alUndan yukarı • »ina kadar tirtıüı tramvayın tirman • dığı ray, dibden sahanhğa kadar da kule asansörünü çikaran çelik halatın boyu... Ayrl ayri bu üç rakami üst üste koyunca tam Eyfele çikmiş olu yorsun! Kuleden göriilen panorama cidden güzel: Yukaridan ve biri sağdan, öteki soldan, birer kavis yaparak gelen iki ırmağin; hizalaştıkları yerden kavus • tukları yere kadar, bütün sehri üç bölüme ayirarak akişlari; çok uzaklarda Mon Blan alplarınin, düman yiğinlari halinde ve hava fle dalgalaniyorlar gibi hayal meyal sezilisleri. Bu kule uthanlığınm gösterdigi ufuk çemberini besablamular, 600 kilometro tutuyor mu*, biran, minare şerefesinde dolaıir gibi dön, tstanbulla Ankara arasmdan daha uıun bir çevre gör! Ron, açiktan, göğsünü gere gere geıstırabı bellidir. O kadarcık bir emareden koca bir roman çıkarı rım. Vakit geçer.. Sokak, azizim, en mükemmel bir tiyatro sahnesidir. Tavsiye ederim sana: Hem bedava, hem hepsinden e&lenceli! Ercümend Ekrem TALU liyor. Son, çekinğen bir kadm gibi, tepeler'n eteğine tokulup saklanmakiadir. Fransiziar buna La Son, ötekine Le Ron diyorlar. Sahi, dişilik buna, er • keklik ötekine yakıjiyor. Son yum?ak, Ron sert. Bu utangac, o atılgan. Be • riki yeşil ovalarin düzlüğünde bol bol durulaşmiş; öteki alplarin gümbürtülü cümudiyelerinden doğma bir atlet. Kadın kocasile anıhr; işte şehrin bitici • ğinde evlendiler ve artık Son kalktı, Ron kaldı! Birieşen ırmağin solunda binbrr fabrika bacasi, buradan, dallan budan • mış tuhaf bir orman gibi görünmektedir. Kurum çokluğundan Liyonlular beyaz giyemez!er. Burada açik yaz modasi griden ileri gidemiyor. Bu işi yapan bu îrmaktir: Irmak ağac verdi, ağac dut oldu, dutu böcek yedi ve i pek fabrikalarmin sayisiz bacalan yükse'di. Zengin Fransanin ondabir geli • rini bu ırmak kiyilan vermekte imiş. Simya altin için uğraştı, fakat su kimya gibi suyun büğüsüne bak, yarattığı bacalardan dökülen kara kurum, işte al • tin tozu gibi! Düğünlerden sonra doğumlar gelir. tki ırmağin evlendiği yerde de Liyon doğdu. Isâdan yarim asir önce bir Roma Generali orada ilk Liyo nşehrini kuruyor. Bir iki yil sonra Ogüst KIip oraya saraylar yapmişh. Fransiz ihti • lâlinde konvansiyonun emirlerini din • lemediği için şehir iki ay kuşatıldı ve alıninca baştasbaşa yakıüp yikıliyor. Liyon iki tarihli; biri uzon, biri kisa; UZUDU kendi ellerile gömüldü, kuasi • m, bir buçuk asJrdir, yeniden yapiyorlar! Liyonun tarihi iki, fakat coğrafya • sı üç. Eski Liyon Sonun sağında ve Furuiyerin eteğiie tepesinde. Asil L • J yon, bir müstatü gibi, Sonla Ronun a • rasmda. Yeni Liyon da, Ronun ötesinde, istediği kadar geniflemeğe elverifli sonsuz bir düzlüğe serili. Üç Liyon dan, eskisi tarihin, ortası ünün, ve yenisi Heryonun! Eâkisinin başinda, hep renkli mer • mer sütunlarla süslü kilise ve eteğin de 600 bin kitabla bezenmiş kütüb hane. Şehrin kalbi gibi işliyen orta Liyonun en büyük ögünüşü «Güzel meydan» demek olan Bel Kurdur. Orta yerde, On Dördüncü Luinin at üzerindeki o canh heykeli buradan bir oyuncak gibi görânüyor. Rivayete göre bu güzel «jaheser» i yaratan Uyonlu Lemot, heykelin açilış günü mahmuzlan unuttuğunu görünce, öfkesinden ken • dini Sona atmif: Belli san'ati uğrun • da ölümü göze alacak kadar titiz ol duğu için eseri bu kadar diri! Heryonun Liyonu... O ki ohız yila yakin Liyon belediyesinin başindadir, şehirdaşlarinm bu uzun güvencine karşılık o da onlara yeni Liyonu verdi. îste «Altmbaş» parkı, Bel Kur ki bizim Taksim bahçesi kadar, bu onun yir • mi misli. lçindeki göl Beyazid meydanindan büyük ve gölün içinde, Büyük Savaşta ölen Liyonlular için, güzel bir abide yapilmıs, altı delikanlı ağır bir tabutu taşUnaktadir. tbret al, hava al; birer tarafı nebatat ve hayvanat bahçeleri, bilgi al; şurada dinlen, ötede eğlen: Bir park, fakat bir taşla beş altı kuş vurmuşlar! tşte, şehrin tam doğusunda Ameri • kan Liyonu. Gökü tırmalıyan yapılarile Nevyorktan bir parça gibi. Bunlar ameîe apartimanlandir. Banyosile, kaloriferüe üçer odalık daire'er ayda 12 liraya. Bütün bu yepyeni ve kat kat kasabanin kslorifor borulanna sicak V / Gümrüklerde özel eşyadan istihlâk vergisi? IBaşmakaleden mabatd] yol bu idi. Bu bir günlük işti ve ancak böyle yapılabilirdi. İşin mantığı üzerinde düşünceler yürütmeği fazla buluruz. Gümrük tarife kanunu maddeleri üzerindeki istihlâk vergileri bir çe$id gümrük artırması hükmünde şeylerdir, ki kural olarak tarife kanununun ana şartlanndan aynlamaz, ve buna göre gümrük resmi vermiyen özel (zatî) eşya elbette istihlâk vergisi de vermemek lâzjm gelir. Dünyanın kurulmuş, alıs.ılmış, akla çok yakm bir temelinden aykm bir iş olarak özel eşyadan gümrük resmine benzer bir vergi alınması, içinde bulunduğumuz zamanlarda yerli yabancı hiç kimsenin havsalasma sığmaz. Adamın bavulundaki çamaşırmdan vergi alınca sırtındaki çamaşır ve urbadan, ayağmda çorab ve kunduradan vergi almamak mantıksız olur... İşin tek çaresi kanundaki eksikliğin bugünden yarına müstaceliyetle düzeltilmesidir.. YUNUS NADÎ Birçok hâklmler ve me Amerikaya göre çare murlar azledildiler Uluslararası ticaretini Atina 7 (Hususî) Son isyanın ihyadır neticesi olar&k, hükumet, resmî dalrelerde tasfiye yapmağa baslamıshr. Bu suretle maarif, adliye ve dahfliye nezretleri erkânından 5 zat aeıg» çıkanlmtşlardır. Neşredüen bîr emîrnanM üe d« Temyiz Mahkemesi ikinci reisinin ve beş azasmm, 3ri istinaf mahkemesi reisfle beş azasının, beş bidayet mhkemesi reis'le yedi azasının azledîldikleri bfldiHImiştir. Başka bir emirname ile de devlet $drasndan bes aza, iiç r?portör aza, üd şu'ie reismin azlolunduklan tebliğ edflmntir. Bakanlar heyeti b«f polh muduru» nun memuriyetleriodea çıkanlmasraı da kararlaştırmışur. Vaşîngton 7 (A.A.) M. Hull, demistir ki: < Sulh, silâhları bırakma ve siyasanin istikrarını temin yolunda ilerlemek, son derece güçleşmis tir. Geçen senelerin tçcrübesi, bu nu ispat ediyor. Ayni ramanda, yer yüzündeki insaeılarm büyiik bir kısmı itsizlikten ve sefaletten muzta ribdir. Bütün memleketlerin dahilî ve beynelmilel sahalarda salim ve suurlu bir ekonomi programı kabul ederek, uluslar arasındaki malî ve ticari tnünatebetleri îade ve milyonIarca issizlere is temin eylemek icin bu porıjramt tatbik eylemeleıi İU • zumu, bugiin, her vakitkinden zi • yade asîkârdır. Bu suretle devamlı bîr tulh te • minî ve beynelmilel pivasalarm ye niden açılması icin sağlam bir es&s kurulmuş olacaktrr.» M. Hull. bu beyanahmn, uluslararasi bir ekonomi konferansına davet mahîye&ıde olmadığını ilâve etmistir. Anla'ilıyor ki, M. Hullün bu s8zleri, tulhun iadesine yegane çare o> larak, ulttslararan ticaretin ihya smı jroren Amerika noktai nazannı izah crzusundan ileri gelmhtir. Bugünku Meclis ruznamesi Ankara 7 ((Telefonla) Suriyedeki Tücklere ve Türkiyedeki Su« riyelilere aid emlâk hakkındaki i • tilâfname müddetinin altı ay daha uzatılcnası Hakkındaki kanun lâyi bcxaı yarmkî mecliste müzakere e dilecektir. Yarınki ruznamede buncan başka Çankırı saylavı Abdül • halikm Arzıhal encümenine aid bir takriri, Divanı Muhasebatta aeık bulunan bir azalığa seçim yapıl masına dair Divanı Muhasebat ve Muhtelit encumen mazbatacı, Yüksek Mühendis mektebi bütçesi hakkındaki kanun lâyihası, resid ka • dın ticaretinin men'i hakkında beynelmilel mukavelenin tasdikı lâyi • haları da vardır. Son dakikada: Bu makale yazıiip, dizilip yerine konduktan sonra sevinçle öğrendik ki Gümrük ve lnhisarlar Bakanlığı dün verdiği açik ve keskin bir emirle buyanlişhğı ortadan kaldirmiştır. Bu son durumun hafeerini gazetemizin öbur yanında veriyoru. Gene bazı yolcular vardır ki her türlü düşünceyi evde bırakmışlardır. Simaları, insana yepyeni bir bayramlık elbise hissini verir. Bunlar, daima gülec bir yüz'.e, yanlarından geçen kadınlara, önlerinde duran camekânlara, fare kapanı, potinbağı, balon satan Rezgincilere baka baka yürürler. OtomoAnkara 7 (Telefonla) 1933 bil, tramvay kazalarının en : yi s e * tediye muvazenesine aid bütün mayircileri bunlardır. lşsizdirler; maklumat ve rakamlar Âli tktısad Mecsadsızdırlar; hayatlarının heyecan lisi Umumî Kâtibliğince toplanmısihtiyacını, cuma günü Beyoğlunda tır. gezmekte ararlar. Köse başında iki 1934 tenesi tediye muvazenesi şoför kavga etmiş, tramvay bir gane aid malumat ve rakamların topSchvrecrn «Almanya» 7 (A.A.) zete müvezziini çiğnemiş, sokak Gecenlerde tevkif edilen saatçi See lanmasına baslanmıştır. içinde bir iki serseri atışmışlar.., feldin, 12 kucük çocuk oldürdügü Işte kendilerine bir haftahk mevtebeyyün etmistir. Peşte 7 (A.A.) Kont Betlen, zu! ttalyaya gitmektedir. Bu seyahatin Ben şu oturduğum yerden daha hususî olduğu zannediliyor. neler görürüm, bilsen?. Herhangi Lahey 7 (A.A.) Ulu*lararası bir çehrenin üzerinde bütün bir faDaimî Adalet divanı Arnavud ekalliyetleri hakkında üç muhalife karsı Ankara 7 (Telefonla) Tür • cia okurunı. Şimdi, mes'ud bir genc 8 reyle verdiği kararda bu ekalli • kız, gülerek geçer. Arkasmdan gekiyede kullanılmağa elverifli olup yetlerin serbe.stçe dinî ve içtimaî ayarlanabilecek su saatleri tip ve len bedbaht kadmın kalbindeki müesseseler ve mektebler tesis edesistemlerinin tasdikı için aranılan fırtınadan bihaberdir. bileceklerlni ve kendi Hsanlarmı Yanyana, çiftler görüıüm. Kişartlar hakkında Iktısad Vekâleti serbestçe kullanabileceklerini bil Olçü ve Ayarlar müdiriyetince bir minde saadetin küstah coşkunlu proje hazırlanmıştır. dirmiştir. RU, kiminde sukutu hayalin taşkın Tediye muvazenemıze dair rakkamtar Y.N. lık tek bir yerden geliyor: Süprüntü fabrikasından. Çöp tenekesine atUğia şey kiş içinde yaz biçimine girerek karşindadir! | İşte yeryüzünün en son sistem hastanesi, herşey yer altında elektrikli a • rabalarla gidip geliyor. Tıbbiyenm çevresine bütün klinikleri toplamak için jârmi beş milyon harcamişlar. Biz bunun tersini mi yaptıktı bilmem. Is • te yukan Ronda dizi dizi yapilarfle selâroa durmuf gibi görünen sergi sarayi. tşte maden kaplı sırtlari güneş al • tında tutuşmuş gibi parhyan mezbaha binaları ve işte 40 bin kişilik »tadm eski tarihlerden bir amfi gibi ta uzaklardan gülüp duruşu... Saymakla biter mi? Hepsi Heryonun; anladım, bir adamin çok iyi işler yapması için ye rinde çok kalmasi gerekmiş: Çok ka] masi için de çok iyi iş yapması gerek olduğu gibi! tSMAİL HABİB 12 çocu?u öldüren saatci Kont Betlen Itaiyaya gidiyor Su saatieri t pi Arnavut ekalliyetleri meselesi Osmanlıcadan türkçeye karsılıklar kılavuzu: 13 1 ö z türkçe köklerden gelen «Szlerin karşisına (T. Kö.) beldeği (alâmeti) konmuştuı. Bunlann her biri hakklnda slrasile uzmanlarlmlzin (mütehassis) ynzılarlnl gazetelere vereceğiz. 2 Yeni konan karşilıklarln iyi «ylrd edilmesi îçin, gereğine göre, fransızcalarl yazllmıs ayrlca Örnekler de konulmuştur. 3 Kökü türkçe olan kelimelerin bugünkü işlenmiş ve kullanllan sekilleri ahnmlştlr. Ash ak olan bak, ash ügüm olan hüküm, türkçe <çek» kökünden gelen şekil gibi. Feshetmek = Bozmak, dağıtroak (Parlamentolar terîmi) Örnek: 1 Almanyamn askerliği yeniden kurmasıf Versay muahedesini feshetmektedir. s Almanyanm askerliği yeni . den kvrmast, Versay andlafmastnt bozmaktadtr. 2 FransK kabinesi parlâmentoyu fethetmek istedi = prsmnt kabinesi parlâmentoyu dağttmak istedt Infisah = Bozulma, dağılma Örnek. I Aramtsdaki anlasmamn infisaht yuzunien =z •Jiramizdaki anlajmantn botulması yüzünden. 2 tnçîlterede parlâmentonun infisaht = İngftterede par . lâmentonun dağümast. Mütefessih = Bozulmus, çürumfls, kokraus Örnek: Mütefessih. bir cemiyet = Bosvlmuş (çürumüs) W tosyete itütefeuih etlerden yevıek yapmamalt Kokmus eücrden yemek yapmamalu etmek «» Bozulmak, çOrllmek, kokmak F e t e t (fasılai taltanat anlamuıa) = Kargaşa devri ( Fıtrî (hilki, cibilli) = Doğumsal Firak, firkat (iftirak) = Ayrılık (Fr.) Anarchie, interregne Fitade = Düşmüş (Doğunsal'in sonundaki «{» ince okuntır) Fettan = Oynak Örnek: Kendisindeki anlayts ve çabuk kavrayış sonradan olFitne (fesad anlamma) = Bozut = (Fr.) Corrnpti Fevc = Bölülc, takım ma değil, fıtrîdir = Kendisindeki anlayıs ve çabuk kavrayış on, sedition, perttrrbation Örnek: Fevc fevc s= Bölük, bölük, takım taktm sonradan olma değil. doğunsaldir. Örnek: Ortaklıkta fitne alâmetleri görülüyordu e Ortakltk. Feveran = Fışkınna Fiat = Paha. eder ta bozut beldekleri görülüyordu. Fevvare = Fışkınk, döner fıskiye Örnek: Bu defterin fiati kaç paradır =r Bu defterin ederi kaç Fitne (nifak anlamma) = Arabozma Fevk = Üst paradır. Örnek: Aramısa fitne soktu r= Aramvsı bozdu. Ornek: Ktsmı fevkani == Üst kısım Fidyei necat Kurtulmalık Fitnecu (Bak: Müfsid) = Bozutcu Fevkanî tahtanî = Altlı üstlü Örnek: Haydutlar yakaladıklart zenginden büyü bir fidvei Örnek: Bümezsiniz, o ne fitnecu bir adamdır =: Bilmezsintz, Fevt = 1 Kaybetmek, kaçumak, elden çıkarmak necat istediler = Haydutlar yakaaldikları zenginden büyük bir o ne bozutcu bir adamdır. 2 ölüm. kurtulmalık istediler. Örnek: 1 Fvrsatı fevt eden sonra dövünür = Fvsatt ka Fuzuli = Boşuna, haksız, yersiz Fisan. (Bak: Feryad) = Haykırı çıran {elden çikaran) sonra dövünür. Örnek: 1 Bu konuşmaya fuzuli müdahale etmenize ne de. figâr = yaralı Fevza (Bak: Fetret) = Kargaşa = (Fr.) Anarchie Drvek: Dilfipâr = Yüreği yaralı meli? = Bu konuşmaya boşuna (yersiz) karısmanıza ne de • Feyezan Taşma Fihrist = Bulmaç meli? Feyz = Gürlük Fikdan = Yokluk. !;ulunmazlık 2 Bu parayı fuzuü olarak aldüar = Bu parayı haksvs o . Feyzdar = Üregen Fikr = Fikir (T. Kö.) = (Fr.) Pensee larak aldılar. Feyz bvlmak, feyzdar oîmak = Gürelmek Fikr = Düsünce = (Fr.) Avis Füceten = Ansızm, birdenbire Feyyaz = GiV, bereketli Örnek: Bu iste benim fikrim şudui Bu iste benim düşunFezleke (Bak: tcmal, hulâsa) cem sudur. Örnek: Füceten vefat etti = Ansızm (birdenbire) öldü. Fıkra = Bölek = (Fr.) Parographe Fikr = 1de (Yakutca) = (Fr.) tdee Fürce = Aralık, delik Örnek: Yazınıztn üçuncü böleğinde (fıkrasında) ss Dans le Örnek: Fikir. dimağın işlemesinden doğar = İde dimağm isFüru = Asağı tro'sieme paragraphe de votre article lemesinden doğar. Serfüru etmek = Baseğmek Fıkra = Anlatık = (Fr.) Anecdot* Fikrî = DiİMÎnsel, ideyel, fikriğ Örnek: Nasreddin hocanın anlatığı (fıkrast) rc L'anecdote Örnek: 1 Fikrî mesainin verdiği yorgunluk zs Düşünsel ja Fücuht = Satma, satım de Nasreddin Hodja Fürumaye == Alçak soyla lışmaların verdiği yorgunluk. Fıkra (terim) = Boşum = (Fr.) Vertebr» Z İnsanların ftkri kudreti İnsanlann fikriğ erki. Füruş = Satan Fırka = Parti (T. Kö.) Fikri takib = Güderge Örıek: Malumat füruş = Bilgi satan Fırka (askerVh terimi) Tümen = (Fr.) Dtvîsion Örnek: O, fikri takib ile hareket eder bir gencdir = O, gu . Füshat = Geni'lik Furka kumandanı = Tümkomutan = (Fr.) Commanderne ile hareket eder bir gencdir. Fesih = Gen, geniş dant de division Filhakika = Gerçekten Fütur = Bezginlik Fırka kumandanı miriliva = Tümgeneral Firamus etmek = Unutmak Örnek: Görüyorum ki fütura uğramışstnız zs Görüyorum kt Fırka erkânıharbiyesi = Tüm kurmay = (Fr.) ttatFirar = Kaçma bezginliğe uğramıssınız. major de divition Firar etmek = Kaçmak Fütüvvet = Akılık, cömertlık Fxsat = Fırsat (T. K3.) Firarî = Kaçak Fıtrat (Hükat, cibilUt) = YaradOif Dösenek, dösek Füzun = Çok, artık

Bu sayıdan diğer sayfalar: