12 Mayıs 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 9

12 Mayıs 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

12 Mayıs 1935 Elmas memleketinin tarihi Dünya hâdiselerinden akisler Cenubî Afrikada ilk elması bir çiftçi çocuğu bulmuş, fakat elmasın ne olduğunu bilen bir adama rastlayabilmek için hayli uğraşmak lâzım gelmişti En güzel bir kadına hediye edilen en kıymettar şey nedir?.. En kıymettar bir tacı, en göz kamaşbncı bir sorgucu süsliyen şey nedir? Elmas değil mi?.. Elmas kuyumculann camekânında koyu renk kadifeler üstünde pınl, pırıl yanan, her kadınm gözünü ve gönlünü çalan bu kıymetli maden.... Dünyada kıymetli taş diye tanılan şeylerin hepsinden en krymetli, en eheramiyetli ve en değerlisidir. En nazik kadın parmaklannda en güzel kadm gerdanlannda dolaşan ve en yumuşak, en ince ve en nazik tenlere temas etmek için yontulan ve altınlara, plâtinlere gömülen bu cisme, bütün cisimlerin en sertidir dersem belki bana inanmaz • sınız. Elması insanlar ve bilhassa kadmlar yalnız kıymeti için değil aynca da güzelliği için severler. Elması ışığa tutarsanız o büyülü bir ayna gibi parlak maviden koyu kırmızrya kadar bin renk aksetu'rir. tyi yontulmuş bir elmas mor, mavi, pembe, san ve ilâh. renklerin en güzel göründügü bir ışık âlemidir. Siyah elmaslar da vardır. Bu elmasIann kıymeti o kadar büyük ve güzel' liği o kadar harikulâdedir ki şairler siyah gözlü masukalannın gözlerini siyah elmaslara benzetirler. Elmas • lann asıl en kıymetlileri gayet nadir tesadüf edildikleri için mavileri, kırnuzılan ve yeşilleridir. Güzellikleri ve kıymetleri bu kadar yüksek olan elmaslann ele geçirilmesi, çıkanlması ve işlenilmesi çok zah • metlidir. On sekizinci asra kadar el mas yalnız Hındistandan çıkardı. Fakat daha sonra başka memle ketlerde de bulunmağa başlandı. On sekizinci asnn başlannda Brezilyada da elmas bulunmuştu. Ural dağlannda A"jstralyanın Sumastra ve Borneo adalannda da elmas çıkanlmısb. Fakat bu mem'oalardan çok fazla birşey is • tıhsal edilemedi ve uzun zaman dünyanın en büyük elmas istihsal merkezı Brezilyada kurulan E>iyamantina '" şehri olcru. •» • 1867 senesinde idi. Transilvalda Oranje nehri yanında oturan Boerler elmas nedir bilmiyorlar. gayet zahmetli olan bir müstemleke hayab geçiriyorlar, yalnız ziraatle meşgul oluyorlardi. Bütün hayatlan tabiatle ve yerli ahali ile mücadele ederek geçmekte idi. Orada yaşıyanlann çiftlikleri ekseriya birbirinden büyük mesafelerle aynlmış bulunuyordu. Ve burada yaşryanlann yegâne okuduklan şey incildi. Bu çiftçilerin çocuklan nehir kena • nnda oynarlardı. Bu oyun da par • maklannı suya daldınp suyun dibinden ve çakıllann arasmdan bin renkli güzel taşlan toplamaktı. Çocuklar bu taşlan alırlar, ceblerine doldururlar. Sonra güneşte nasıl ışıldadıkiannı seyrederlerdi. Günün birinde bir çiftçi çocuğu gene bir kucak taş toplamıştı. Bunu kendi evinin odasma getirmiş bir köşeye dökmüştü. Bu ara içeri giren anası bu taşlann içlerinde bir tanesinin beyaz renkte olduğunu ve güneşte gayet kuvvetle ışıldadığını görünce biran dikkatle bakmıştı. Fakat işleri pek fazla olan Madam Yacobs (bu kadınm ismi böyle idi.) taşla fazla meşgul olmamış ve gene işine gitmışti. Ancak bir, bir buçuk saat sonra mutfak ve ahır işlerin den biraz baş alan Madam Yacobs komşusu Niekerke ile biraz gevezelik ederken lâkırdı arasında nazan dikkatini celbetmiş olan bu tastan bahset • mişti. Niekerke meraklı bir adamdı: «Mümkünse bu taşı görmek isterim» demişti. Halbuki ikisi iceri girdikleri zaman çocuklar o taşı yok etmiş bulunuyorlardı. Oynamıslar ve bir tarafa fırlabp atmışlardı. Taş biraz araştınldıktan sonra tozlann altında bulun • muştu. Süt gibi beyaz ve ışığa tutulduğu zaman kristal gibi ışıldıyordu. Ihbyar komşu genc kadına: «Bu taşı bana satar mısınız?» diye sormuştu. V e genc kadm «satmak mı?» diye gülmüştü. «O kadar hoşuna gittiyse al, senin ol<un» ve işte o zaman Niekerkenin titrek parmaklan taşı yelek cebine yerlestırmişti. Zannetmeviniz ki bu namuslu Boer elmas bulduğunu biliyordu. Hayır. o bir seyyar satıcrya bir baltaya karşıhk verilebilecek biraz şeffaf bir (topaz) taşı elde ettiği zannmda idi. O akşam tesadüf olarak kendisine bir seyyar sahcı misafir gelmişti. Akşam tam soyunacağı zaman taşı hatırlıyan çiftçi bunu sabcıya göstermiştL Fakat satıcı da tastan hiçbir şey anlamıyor du. Bununla bir alışveriş yapamıyaca Cnmhnriyal Bahartn ilk ncak günlerinden ittifade gderek Marrilya ptâjmda denizt girmeğe başhyan apor meraklılart içinde hâlâ kış »porttna doyamıyan ve ncak kumlar üttünde bile kayaklannı yanlanndan ayıramıyanlar görünmektedir. Viyanada yapılan berberîer mu tabakatmda 193S bahart için bbrincîliği hazanan balo baft. Dünyamn meşhur ve tarihi elmaslaru. (Ortada yerde görülen dünyamn en buyuk elması Cullınandır. Resım, Cenubî Afrikada bulunan ve elyevm Ingütere Krallığı hazinesinde duran bu elması tıraş edılmezden evvelkı halıle göstermektedir.) ğıni söyledi. Yalniz bunu eğer isterse başka esnafa göstereceğini söyledi. Niekerke sabcı O'Reillyyi senelerdenberi tanırdı. Esasen bu taşa da kıymet vernuyordu: «Peki a) götür de dedi. Ertesi sabah sıcak bir havada tozlu ve tehlikeli yollara düşen O.Reilly nihayet birkaç gün sonra bâşka bir Boer merkezi olan Hopetonona gelmiş bulunuyordu. Fakat burada hiçbir tuccar bu faşla alâkadar olmamışb: «Canım bu yanm kıymetli taşlar Afrikada her derenin kenannda bulunur, kimse beş para vermez.» Orada bu taşa müşteri bulamıyan sabcı buradan daha küçük bir şehre gitmişti. Burada misafir olduğu bir evde ev sahibine bunu göstermişti. V e ev sahibi bu taşla oynarken büyük bir hayretle şarab kadehini kesb'ğini görmüştü. O zaman çehresi ciddileşen ev sahibi «bu galiba elmas» demişti. Ayni sofrada küçük şehrin eczacısı da bulunuyordu. O bu taşın topaz olduğunu iddia etmişti. Bunun üstüne ev sahibi ile eczacı bahse girişmişlerdi. Bunu doktor Atherstone muayene için yolladılar. Doktor bunu muayene ettikten sonra onlara şu kâğıdı yazmıştı :«Yolladığınız taş elmastır. Sizi tebrik ederim. Kıymeti beş yüz liradır..» Bu haberi alanlan büyük bir *e vinc kaplamışh. Hemen taşı alrp Kaplond valisine götürmüşler, vali bu taşı 5 0 0 liraya almış ve onu hemen Paris teki beynelmilel sergiye yoltamışb. Parise giden bu taş Afrikadan ge len ilk elmas olduğu için epey merak tevlid etmişti. Fakat madenciler ve tabakat mütehassıslan bir nehir kenannda bulunan taşın hiçbir şey ifade etmediğini söylemişlerdi. «Su ile çok uzak lardan gelebilir» demişlerdi. Bu mütalealann üzerine herkes u midini kesmiştl Yalnız Niekerke müstesna idi. O taşın nerede bulunduğunu diyorlardı. Bu iyi bir topaz, fakat size bunun için sor» öğrenmiş ve hiç Gşenmeden tam on ay orasını araşbrmışb. Bazı zenciler vt bazı çiftçileri de kandırmış olan ve onlarla birlikte sahili tarayan bu adamın on aylık mesaisi hiçbir netice vermemi?tL İşte tam bu işe nihayet verileceği zamanda bir küçük zenci çocuğu O ranje nehrinde bulduğu bir elması efendisine getirmişti. Bu ilk bulunan elma«tan daha büyüktü. Bunu duyan Niekerke atına binerek hemen e çiftliğt bir koşmuş 5 0 koyun. 10 manda ve Bulgaristan Başvekili torununa çok aeven iyi bir büyük babadtr. Sonmvendjochta 1000 tnetro y&k*eklikten kopan toprak ytğtnlan bir köyu harab utmiştir. Vaktinde kaçabiltn koylültr 0« hayvanlar tamamilm kurttdmuşlardtr. beygir gibi ora yerlilerine ve Boerlere göre çılgın bir fiat mukabilinde bu tajj almışb. Niekerke bu taşı Hopetonondaki tüccarlara birkaç gün sonra 11,200 liraya satmışb. 83.5 kırat olan bu taş sonunda (Cenubî Afrika yıldızı) is • mile şöhret kazanmış ve 25,000 liraya sablmışb. Bu taş şimdi yontulmuş ve temizlenmif vaziyetinde 47,75 kırat • br. Bu taş ta bulunduktan sonra alb ay daha teşkilâtsız ve plânsız araştır malar yapılmış, nihayet bir elmas arayıcılan grupu teşekkül ebniş ve plân lı bir araşbrma usulü bulunmuştu. Bütün kuvvetlerile sıcakta, yağmurda, kum fırtınalannda yorulmadan. bıkmadan çalışan ve yıpranan bu el mas arayıcılardan ilk grup kısa bir zamanda 10 kırattan 3 0 kırat büyüklü ğüne kadar tam 3000 parça elmas bulmuşlardı. Avmpamn bazı memltketlennde ana bayramt vardtr. Çocuklar analarına hediye alırlar, analan tebrik ederler. Bu küçukler de frebek • analan bayramt yapmaktadırlar. Her halde kucaklarındaki yalanct bebeklerin aahihci bebek olacağt gün de olacakttr. Cüzellik kralieeleri intihabt bazt memleketlerde bir yana atdır gibi olda. Fakat bazt memleketlerde hâlâ bu metele eaki ehemmiyetini kaybetmemiştir. tspanya da onlar dan biridir. Gordüğünüz genc ktz, Signorita Julia Rodriguez, profili tam klâmk lapanyol çizgilerine ma' lik olmanndan dolayt 193S Madrid Güzellik Kraliçem intihpb edilmiştir. ••* îşte Transivalda ilk elmas boyle buIunmuştur. Bu mesai inkişaf etbkten sonra şirketler teessüs ebniştir. Eğer piyasada elmaslar bol değil ve fiatleri hâlâ pahalı ise bu kabahat bu şir ketlerdedir. Çünkü bu şirketler yal nız elmas çıkarmak için değil, çıkar mamak için de aralannda anlasma vapmışlardır. Çünkü Cenubî Afrikadaki elmaslann hepsinin piyasaya dökülüşu, elmas fiatini müthiş surette kıracak br. Frankfurt Ammayendeki dünye köpek tergiainde en güzel kb'peğ* mükâfat verilmistir. Resmimiz dün' yantn en güzel köpeği olarak ae • çilen Speineli aahibile birlikte got> terivor. Rusyaya giden heyetimiz döndü 1 mayıs şenliklerinde hazır bulunmak üzere Rusyaya gitmiş olan he yebmiz dün sabah şehrimize avdet etmiştir. Heyet reisi Muzaffer dün kendısile gorüşen bir muharririmize şunlan söylemişbr: « Rusyada yüksek misafırper verlik gordük. Bu husustaki ihb'sas lanmı Tas ajansı vasıtasile söylemiş bm. Buna ilâve edilecek bir şey yoktur. Heyetimiz yann (bugün) Ankaraya dönscektiı» Fransada kalem âmiri muavini olan ilk kadın Fransa Posta. Telgraf ve Telefon nezareti işlebne kalemi âmir muavinliğine, mabnazel Labonne isminde bir genç kadm tayin edilmişb'r. Böyle mühim bir vazifeye tayin edilen ilk kadm olması itibarile, Fransız gazeteleri bu hâdiseye çok ehemmiyet vermişlerdir. Gülhane müsamereleri Gulhane hastanesınin mutad tıb bî müsameresi 12/5/935 pazar guııü saat 16,30 ilâ 18,30 arasında yapılacaktır. Arzu eden meslektaşlaruı bulunmalan rica olunur. Tıpkı bızde olduğu gibi Danimar«.ada da Ulusal şarkılar toplanıyor. Mütehassıslar köy köy, yer yer gezip eski millî şarkıları plâklara çekmekte • dirler. Resmimiz Danımarkaya aid «tzlanda» adasmda bestekâr Jon Le issin îzlanda şarkılannı ıhtıyar köy • lülere söyleterek zaptetğını gösteri • yor. tkiz kocayc. varmak iatiyen ve bunu gazate He ilân eden bu iki ktz kardeş Avutturyahdtrlar. Dünyamn her tarafmdaki ikizlerden ilân* lartna cevab alan bu genc kızlar, gene kendi memleketlileri olan bahriyeli ikiz erkek kardeşlerle nisanlanmtşlardtr.

Bu sayıdan diğer sayfalar: