7 Haziran 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

7 Haziran 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

7 Haziruı 1935 CUMHURÎYET 3 Adolf HiUerîn Hayatı Nihayet Viyana sokaklarmda işsîz ve yersiz kalmıştı! Arkadaşları ondatı sendikaya yazılmasînî istediler. Kabul etmedi. Bunun üzerine isi tehdide döktüler 12 ^:| bufikirde Yazıcı ve basıcı C TERBİYE BAHİSLERt TERBİYECILER ve SPOR ı J IBUGUN DEBU.J İki buçuk milyon ölü nadolu Ajansının Berlinden aî« «Niçin okumah?» başlığile yazdığım Selim Sırrı Tarcan dığı bir telgrafa göre, tutulan i»! yazıya bir basıcı itiraz etti: tatistikler, 1934 yılı içerisinde, Okumuş amelenin, iş hayatının Uzak değil b'un'dan otuz beş nihayet tiğini hissedersin. Zira bil ki 8ne« illm, iki buçuk milyona yakın insanın açlık « kötülüğünden bahsediyorsunuz. Yirmi kırk yıl öncesine değin Avrupa peda sonra hürriyet gelir. tan öldüklerini kaydediyormuş. Gene senelik kitabcıyım. Bu yazıcılann çogu gokları bilhassa Lâtin ırkma mensub Şiiri dinliyen serseri ju cevabı ver ayni telgrafta, 1934 yılı içerisinde 1 mil« elimden geçmiştir. Bunlar garib ıdam terbiyeciler sporu adeta fikrin yüksel miş: yon vagon arpa ile, 26,700 vagon kahve, lardır. Kazanclan çoktur. Çoktur ama mesine zarar veren bir faaliyet sanı Ben okuma bilmiyorum ki! 258,000,000 kilo şeker, 26,000,000 kn parayı kullanmasını bilmezler. Bugün yorlardı ve spora heves eden gencleri Bu sözlerile cahil gözlerinin ilim nu lo pirinç ve 25,000,000 kilo etin, satıj ellerine yüz lira geçerse hepsini yerler. pek iyi gözle görmüyorlardı. runa karşı kör olduğunu söylemek is güclüğünden ve fiat düşkünlüğünden ötü« Meyhanede, serserilikte parayı tüketirBence bu adamlar böyle düşünmekte temiştir. rü yok edildiği yazılıdır. Bu kıymetli şiir bize o devrin mü ler. Bu sebeble ellerine geçen paranın mazur görülmelidirler. Çünkü gencler Harbden sonraki insanlığın yüzünu kendilerini spora kaptırırlarsa kafa iş nevverlerinin düşünce şeklini göster kızartacak, onu rezil ve riisvay edecek Hitlerin, Viyanaya gelirken, Mark beble. okumaga daha fazla kuvvet ver bereketi yoktur.» lerini 6ereceklerinden korkuyorlardı. miyor mu? Bu büyük adamlar ne di olan mahiyetteki bu haberin bizden dcn sizm hakkmda fazla bilgisi yoktu. Bunu, di. Biitün kazancını siyasal mevzulu ki zannederim, yolile yapüan sporun ka yorlardı? Herşeyden evvel fikirleri ğacak nesillere intikal etmemesini çolc Üstadım, çoktur tabiri hiçbîr inana daima, sosyalizmle ve »osyal demokrat tablara ve risalelere sarfetmeğe başladı. hkla kanştınyordu. Amele arkadaşlan, Milletin ne demek olduğunu biliyor, fa ifade etmez. Yazıcının fıkir emeğine kar rakterin terbiyesinde ne büyük bir â tenvir edelim. öteki işler yani vücude dilerim. aid faaliyetler olsa da olur, olmasa da. bu hususta kendisine, unutulmıyacak bir kat münakasa edecek, en âciz hatibi bi şılık verdiğiniz ücreti, sizin kârınızla mil olduğunu bilmiyorlardı. insanlığın iyiliğe doğru gitmekte oli Biraz geri gidelim ve bir araştırma Mekteb onlar için daha yükseğe sıçra duğunu iddia edenler, bu haberi okuduk* le susturacak kudreti kendinde göremi ölçmek lâzım. ders vcrmckte gecikmediler. yapalım. (Renaissance) devrinde genc mak için yaylı bir (Arlmplin) dir. Henüz anası babası sağken, Linzde, vordu. Önce öğrenmek, okumak lâzımdı. lan zaman, acaba hiçbir utanc duymıya*** Yalnız okuyup yazma sayesinde in lerın talim ve terbiyesinde noksan o ecelerini, yapacağı hücumu hazırlamaLambahta, hatta Viyanada azçok ihtilâl caklar mı? Pek merak ediyorum. Okumuş amele nasıl çalışır, anlatakokusu duyulan tezahürata şahid olmuş ğa hasretti. On beş gün sonra, öğrenmek yım: Fikir metaının mübadele edildiği lan ne idi? Yüksek tahsile başlangıç o sanların elde edebileceği binbir hüner Ben kendi payıma ve sırf insanlık catu. Fakat bunun en gerçek nümunesini iş istediği şeyi öğrenmiş, «öz söylemek için sizin pazara,, malını arzeden fikir müs lan ve Fransada kurulan kolejlerin, ve marifeti herkes bildiği halde önce miasında bir ferd olmak itibarile bu acı Almanyada jimnasların eksikleri ne i leri okuyup yazmak pek küçük bir fırsat kollamağa başlamıştı. O ebedî pathayatında gördü. hakikat karşısında sonsuz hicab ve son« tahsillerinin, fikir kuvvetleri birbirlerine di? Biraz daha geri gidelim. (Pesta zümrenin imtiyannda idi. ronluk ve işçilik mevzuu hakkmda ne Günün birinde, amele başı, Hitleri, suz azab ve ıstırab duydum. Bir yandan müsavi değildir. Basit sâyle mürekkeb Avrupada bundan dört beş asır evvel denize dökülen, ateşe atılan yığınla yisendikaya yazılmağa davet etti. Arka düşündüğünü artık etrafmdakilere söy sây nasıl birbirinden ayrı ise, fıkir sâyi lozzi) zamamnda mekteblerde okuma mecburiyeti başladığı zaman göze çar yaşamış olan pedagoklar derdlerini andaslan sendikaya girmesinin mecburî ol liyebilecekti. yecek.. Öteyandan, gene yığınla, açhk» nin de basiti ve mürekkebi vardır. Fakat pan aksaklık nerede idi? Şüphe yok duğunu, hiçbir sendikaya mensub bulunEtrafındakileri alâkadar eden işi onsizin ölçü mikyasınızda bu fıkir emeğilatmakta ne zorluklar çekmişlerdir. tan sapır sapır dökülen, sizin ve benim vücudün işletilmemesinde. mıyan bir amelenin, amele değil bir ha ardan daha iyi bildiğinden ve onlan, Hele yüksek ailelere mensub olanlar gibi insanlar.. Işte yirmi senedenberi denin ne iktısadî içtimaî, ne kültürel bir Ama çocuklar ve gencler bu eksikliği için okuyup yazmak adeta bir tenezzül vam edip giden güdemli ekonomi sistemiin sayıldığmı söylediler. Bunu söylerken sözlerinin tesiri altında bırakacağından kıymeti yoktur. Bu kıymeti ölçmez ve duyuyor ve onu fırsat buldukça kendi sayılırdL Muallimlik yalnu fakir değil, nin yalnız on iki aya mahsus elim bilântavırlannda adeta bir tehdid vardı. emin olan Hitler, atılkan bir vaziyet alödemezsiniz. Yazıcının eseri, açık ve deliklerinden başarmıya çahşıyorlardı. hakir bir meslekti. Doğuşu Alman, hal ve tavn burjuva mağa başladı. Buna mukabil de Hitlerin çosu! kolte cinsinden veya polis hikâyesi nevMeselâ içlerinde biriken asabî kuvveti olan Hitler, burada, hiç kimse tarafın etrafında bir halka peyda oldu. İşçiler Şimdi biz içinde yaşadığımız Yir Cenevrede toplanan uluslar, bir daha indense bu romanın ücreti yükselir, edebî dışan atmak için ağaçlara tırmanıyor minci asır insanlarına bir göz atalım. harb yüzü görmiyelim, harbin fecayiile dan sevilmediğini, hatta, diğerlerinden aralannda konuştular. Ona, söz söyli ise alçalır, fikrî ise kıymeti sıfıra düşer. lar, hendeklerden atlıyorlar, bağrışı • Bütün milletler okuyup yazma yarışı karşılaşmıyalım diye binbir çareye baş biraz daha sempatik bulduğu için bir ne yecek, izahat verecek zaman bırakmak Yazının kıymeti fikir dolgunluğuna göre yorlar, birbirlerini kovahyorlar, du a çıkmışlardır. Şehirlisini, köylüsünü vururlarken, beri tarafta, bir türlü düzevi arkadaş, dost sandığı sarhoş bir işçinin söyle dursun, işinden kovdular. On kişj değil, yazının tecessüsü tahrik kuvvetine varlara çıkıyorlar. Düşe kalka, ötesini de bu duyguya iştirak ettiğini, ilk defa lirden, derhal elindeki işi bırakıp gitmeüzde doksan nisbetinde okutanlar lemiyen tecimsel durumun, ve hatta bu göre ölçülür. Sizin ticaret kaygunuz, san berisini bereliye vücudün hareket gı olarak anladı. Işçi sınıfına karşı duydu sini bağıra bağıra söylediler. Üstünde çaatta yüzde yüze çıkaranlar var. Her dunımu günden güne daha feci bir şekle ati, fikri, eseri bir ticaret emtiası haline dasını veriyorlardı. Kimseden teşvik gu nefretî babasından tevarüs etmişti ve lıştığı duvarcı iskelesinden inmezse zorla ınıf halkın çocuklarında okumıya kar düşüren ekonomik engellerin milyonla getirir. Yazı bir ticaret emtiası olunca, veya yardım görmeden kendi kendileişçiler bunu hiçbir zaman affetmediler. indireceklerini tehdid makamında ilâve ı bir heves, bir arzu, bir iştiyak var. kişiyi açhktan öldürdüğünü niçin kale alSendikaya yazılmak teklifine karşı, ettiler. Karşı gelmek eyhude idi. Ufacık siz de bu maldan azamî kâr çıkarmanm rine gelişigüzel bir şekilde idmanlar Beş yaşını bitiren her çocuk anasına, mıyorlar? Hitler, herhangi bir teşekküle girmenin bir itirazda bulunsa iskeleden aşağı fır hesablannı yaparsınız. Yazı pazannda çıkarıyorlar, oyunlar icad ediyorlardı. abasma beni mektebe ne vakit gönİki buçuk milyon ölü!. Bunlar ne bir yaşıyabilmek için muharrir sizin köleniz faydası veya zaran hakkmda henüz bir latacaklardı. Mekteb! Ya onun vazifesi ne idi? O dereceksiniz? diye soruyor. Sebebi? yurd sevgisinin, ne bir ulusal ülkünün, olur fikir edinmediğini, düsünmek ihtiyacın Birkaç ay evvel, Güzel San'atler A kutup, yazdırmak ve kafayı ilimlerle Çünkü yaşadıklan hayat çerçevesi i ne de bir şeref kaygusunun kurbanıdır*•• da olduğunu söyledi. Körkörüne sendi kademisine kabul edilmemişti, şimdi de süslemek! Çünkü fikir işi vücud işi gi çinde hep onu görüyor, onu işitiyor lar.. Bunlar, bu zavallı kardeşlarimiz, Okumuş amelenin serseriliğine gelince, bi rasgele, kendi kendine olmuyordu. lar. îlkmekteb çağından evvel çocukkaya yazılmağa taraftar değildi. Amele ekmek parası kazandığı işinden atıhyorinsanlığın bitip tükenmiyen kazanc ihtibu hususta sana biraz hak veririm. Bizde Onun bir öğreticisi lâzımdı. başı, biraz düşündükten sonra bir hafta du. Felâket, felâketi takib etmkte idi. ar sokakta, bahçede, vapurda her yer raslarının, kör rekabetlerinin, menfur ta* müsaade etti ve çekildi gitti. Vakit öğle Delikanlı, hiç ses çıkarmadan evine san'atkâr tabirinin mut'aka bohem ma Önceleri münevver zümre denilen de gazeteler, risaleler, mecmualar, i malannın yoluna can vermişlerdir. idi. Bekâr işçiler kahveye koşuyor, evli döndü. Ayni akıbete, bundan sonra da, nası ifade etmesi acı birşeydir. Bugünün bir avuç insan ahlâkî ve içtimaî tekâ ânlar, resimler, kitablar, albümler Bazı günler oluyor ki, insan, bu caler, inşaat yerinde ailelerini bekliyorlar birkaç defa daha uğraması mukadderdi. artist telâkkisi ve hayatı değiştirmiştir. Bir mülde tahsilin ehemmivetine kuvvetle hergün onların dikkatini çekiyor. Bamiaya mensubluğundan utanıyor. idı. Hıtler bir alçı çuvalına yaslandı, ek Kimi yerde birkaç gün çalıştıktan sonra Rus artistin karısıle tanışmıştım. Saatim inandıklarından herşeyi kitablardan balan okuyor, anaları okuyor, ablaları, Ercümend Ekrem TALU meğini çıkardı, süt şişesini açmağa ha yol verdiler, kimi yerde, iş istemek için kolumda durmuştu. Hergün saatimi ayar bekliyorlardı. ağabeyleri okuyor. Herkesin yemek, zırlanırken karşısına işçi arkadaşlanndan daha ağzını açmadan red cevabile kar etmeği, kurmağı unuttuğumu söyledim. içmek kadar tabiî bir şekilde okudu Bütün terbiyecilerin düşüncesini şu fciri dikildi. Adam, ameleye karşı ne düş şılaştı. Hulâsa Hitler. Viyana sokakla Kadın: «Benim saatim bir senedir bir ğunu gören çocuklarda okuma ihtiyacı manlığı olduğunu Hitlerden sordu. Hit nnda işsiz ve yersiz kaldı. Fakat cesare gün durmadı, dedi. Saatimi hergün ko cümle ifade ediyordu: «Aux petits en bir «evkitabiî halini alıyor. Alışmak iTramvay Sosyetesile uır duygusu ulmaüı u kırılmadı. Yapılacak şey, başka bir in camm yazıya başladığı dakika ayar e fants donnez le petit livre!» Küçük ço çin görenek en büyük kuvvettir. Kü gını, hayatını kazanmak için ç çalışan a şaat müteahhidine müracaat etmek, iş is derim. O, hergün saat sekizde yazıya cuklara küçük kitabı veriniz! görüşmeler çükler büyüklere benzemek istiyorlar Yalnız terbiyeciler değil, ediblerin, damlara karşı hürmet beslediğini, fakat temekti. Ağlıyacak, sızlıyacak zaman başlar. Ben de saatimi kuranm.» îşindeve onlan taklid ediyorlar. Tramvay Sosyetesinin yenî hatlar inproleter smıfınm millî gururdan mahrum değildi. ki intizam, bir saatin ayanna yarayan ar şairlerin de düşünceleri böyle idi. însanlarda bu okuma itiyadı kendi »ası için halktan aldığı 2,5 milyon lirayi olduğunu, yaşadığı muhitin temiz olma tiste şaştım doğrusu. Bizim artistin saati Fransızların büyük şairi (Victor Hu kendine hâsıl olmamıştır. Kitab bu za iadesi için Bayındırlık Bakanlığile SosBirkaç saat içinde metanetini tekrar go) bir kütübhaneye ateş veren bir ser<hğını söyledi. bozuktur. Ona şüphe yok feri pedagokların asırlar süren sava yete arasındaki son görüşmelerden de ele aldı. Duyduğu tiksintiyi yendi. Zaten seriye şöyle haykırmıştı: Adam omuzlanm silkti, böyle sözler•** kat'î bir anlaşma elde edilememişti. Senin kurtarıcın kitab olduğunu a şma borçludur. le alâkası olmadığını «öyliyerek, Hitlerin düşünecek, tereddüd edecek vakti yok Bu husustaki konuşmalara devam eFakat üstadım, okumuş amelenin sâyi caba unuttun mu? Evet halâskârın oEvet bugünün çocuklan beni mek »endikaya ne zaman girmek niyetinde ol tu. Elindeki para ile bir, nihayet iki gün daha geçinebilirdi. Mütehassıs amele ol ni istismarda, siz de bu artist kari3inm rada yüksekte duran, parlıyan ve pa tebe gönderin, okumak istiyorum! di dilecektir. Sosyete bu paradan şimdiye duğunu sordu. Hitler, amele başıya verkadar Merkez Bankasma 600,000 lira diği cevabı bu adama da aynen anlattı, madığı için, başka bir yerde kolayca iş saati kadar ayarlısınız. Size göre kaba rıltısıle etrafa ışık saçan kitabdır. Dar ye haykınyor. Fakat bundan bir asır yatırmıştır. buldu ve ayni aksam, kütübhanesini baş hat okumuşlardadır. Çok para kazanır ağacını, harbi, kıtlığı ortadan kaldıran, evvel çocuklarm zorla mektebe sev meseleyi tetkik edeceğini söyledi. îşçi: ka bir tavanarasına taşıdı. Kalbinde, in lar, fakat bu parayı israf ederler. Şu çok artık ne esir var, ne de parya diye hay kedildiğini hatta Avrupada bile bir M. Hanses dönüyor Sana nasihat verecek değilim. Y&sanlara ve hususile, büyük bir millete tabirini adedlere çevirelim. Gazetelerde kıran hep odur. Bir kitabı aç! Eflâtunu, çoklannı dayakla okuttuklarını unutElektrik Şirketi aksiyonerlerinin genel pacağın işi sen daha iyi bilirsin, dedık mensub olmağa lâyık saymadığı eski işçi tefrika edılmiş bir romana elli veya yüz Miltonu, Beccariayı veya Dante, Şe mamak lâzımdır. toplantısı işi hakkmda Brükselde sosyete Iten sonra kahvedeki arkadaşlannın ya arkadaşlarına karjı sonsuz bir nefret ta liradan fazla vermezsiniz. Tefrika edilkspir, Korney gibi fikir peygamberleGene bundan otuz kırk yıl evvelsi merkezile temaslarda bulunmak üzere tuna gitti. şıyorda miyen romanın babayiğitçesine aldığı rini oku! Onların büyük ruhu sende fikir terbiyesine gönül bağli3'an dev Avrupaya gitmiş olan sosyete genel diHitler bu dakikadan itibaren, etrafı yüz liradır. Yazıcı bu romanı yazmak canlanır, gözlerini kamaştıran bu a rin ukalâsı vücud faaliyetlerini istih rektörü Hanses bu ayın yirmisinde şehri(Arkan var) nı daha iyi kollamağa başladığını «öy için kaç saatlik mürekkeb, sây sarfetmiş damları okurken bazan vakur, bazan fafla karşıhyorlar, jimnastik, spor bü mize dönecektir. Jüyor ve diyor ki: «Bazan, beni aleyhtir. Bu roman, hayatında okumak için düşünceli, bazan da halim olursun. Bu tün hayatta kadın, erkek herkese lâ Sosyetenin yeni blânçosu hükumetin tarlık etmeğe sürüklemek için mahsu» veMALtYEDE sarfettiği zamanın yüzde kaçının mahsu adamların ruhunda yaşadığını duyar zım olduğunu bir türlü kabul etmek istediği eşkâl dahilinde hazırlanacak ve sileler icad ettiklerini hissediyordum. Etlüdür, burası hesaba dahil değildir. Ya sm ve onlar sana fecrin bir manastırı istemiyorlardı. ancak temmuz içinde aksiyonerler ikinci rafımda konuşulan sözler hep beni çileÜç ayhklar veriliyor zıcının aldığı muayyen ücretle sizin kârı aydınlattığını öğretir, kalbinin en de Bugün îsveç gibi halkm beden ter toplantılannı yapacaklardır. den çıkaracak şeylerdi. Beraber çalıştı Emlâk Bankasından maaşlarmı kırgım bıFİnsanların nazarında millet, ka dıran mütekaid, eytam ve eramilin üç ay nızı ölçecek olursak, sizin harici kısmette | rin noktalarına nüfuz ettikçe onun sı biyesine en çok ehemmiyet verilen bir Galatadaki Tünel hanı pitalizmin icad ettiği bir mefhum, vatan lıklarının tevziine dünden itibaren baj kâr yüzde yetmiş beştir. Makale, fikrî cak şuaları seni tatmin eder, ve sana ülkede bundan yüz otuz yıl evvel Tünel sosyetsi tarafmdan Galata tünel amele sınıfını ezmek için kullanılan bir lanılmıştır. yazı, kitab, muharririne zarardan baska taze hayat verir. Sorguya çekilen ru (Ling) adlı filozof hükumete bir jimmethali üzerinde yapılacak on kath bü« burjuva vasıtası, otorite, proletaryayı orhun, ona cevab vermeğ hazırdır. Ken nastik mektebi kurmak istediğini bilPazartesi günü de tahsil şubelerinde birşey getirmez.. O da ayrı bir hesab. yük binanın yapım işine bir ay sonra baş« tadan kaldırmağa mahsus bir kuvvet; o tevziat yapılacaktır. dinin iyileştiğini, mükemmelleştiğini dirdiği zaman istidasmm altına o devlanacaktır. kul, bir esîrlik fabrikası; din, milleti daMALİ MEHAFİLDE Bu yüzde yetmiş beşe kızdmız, "feili anlarsın. Nihayet kibrin, gururun, hid rin Maarif Nazırı şu satırlan yazmış Binanın yapılması için sosyete ile hüha kolay istismar etmeğe yanyan bir uyorum... Hatta roman basmanın sizin detin, tehevvürün, fenalıkların, batıl i tı: kumet arasındaki blânçoya müteallik .yutma sistemi, ahlâk, koyunlara yakı Muammer Eriş geldi «Memlekette hayli cambaz vardır. görüşmelerin bir sona bağlanması beklen* icin zararlı olduğunu söylüyorsunuz. tikadların, kralların, imparatorlarm a şan aptalca bir itaat prensipi idi. Hulâsa İş Bankası Umum Müdürü Muammer Öyledir ama, yirmi senedir hep böyle teş karşısında kalan kar gibi eriyip git Bunlar için bir de mekteb açılmasına mektedir. bu adamlar herşeyi inkâr ediyorlar, herlüzum yoktur!» Eriş dün sabahki trenle Ankaradan İs zararına roman basmıs, fakat bu kötü işçeyi çamurlara bulayorlardı.» tanbula gelmiş ve Haydarpaşada banka ten bir türlü vaz geçmemişsinizdir. Ha tur. Genclik arkasını ilme çeviriyorsa Yirminci asır terbiyecilerinin spor Eski kartpostallar kalktı nın İstanbul şubesi erkânı tarafmdan kar yatlannın, yirmi veya yirmi beş senesini bunun mes'uliyet hissesinden birazını si dan neler beklediklerini ve onu fikir . Delikanlı bu adamlara haddini bil Arab harfli kartpostallar posta idaredirmek, bu küfürlere cevab vermek isti şılanmıştır. sizin pazarda emek sarfederek açlık ve zin omuzunuza yüklemek gerektir üs terbiyesile nasıl bağdaştırdıklarını i since ortadan kaldırılmıştır. Yerlerine yordu; fakat bu mevzular üzerinde söz Muammer Eriş dün akşama kadar sefalet içerisinde geçiren, ölüleri meydan tadım. kinci bir yazımda anlatacağım. yeni harflerimizle yazılı kartlar çıkarılIsöyliyecek kadar bilgisi yoktu. Bu se bankada meşgul olmuştur. da kalan yazıcılar elbette gencliği korkuSEÜM SIRRI TARCAN mıştır. SABlHA ZEKERİYYA SOSYETELERDE ri gizlemek istiyorsunuz. Tabüdir. İnsan, baından şüphe etmeğe başladım. Dikkat Gene kadın, kendini birdenbire tophayatının gizli köşelerini yabancı kim edıyor musunuz? Şüphe diyorum. Daha ladı. Yabancı bir adamın önünde lüzuselere açmaktan çekinir. Fakat takdir et kuvvetli bir tabir kullanmağa cesaretim mundan ziyade açıldığımn farkına varmelisiniz ki.. yok.. Fakat bazı günler neden elimize mıştı. Sözünü burada kesiverdi. Fikrini ifa bol para geçiyor ve gene neden biraz Affedersiniz.. dedi. Başınızı ağnde etmekten, birdenbire korkmuştu. Ay sonra sıkıntı çekiyoruz? Bunu bir türlü tıyorum. şe başını iğdi ve kızardı. anlıyamıyorum. Evimizin idaresi hep bir Bay Kadri, nasihat eden bir tecrübe Evet, dedi; imdadıma koşmak is teviye olduğu halde bazı aylar Fer sahibi tavrile mukabele etti. Yazan: tediğinizi hissetmiyor değilim. Fakat bu diyi paralı, bazı aylar da endişeli Bazı zamanlar olur ki, derdlerini Ercümend Ekrem Talu akşam, bu imdadın pek geç kaldığı kana görüyorum. Bir hafta, muntazaman dökmek insana ferah verir. atindeyim. A h ! Ferdi ile ne mes'ud yıl erken geliyor.. O zamanlar gözlerin Bu esnada, elindeki sigara ağızlığını I Anladınız ya? dedi. Ferdi sizin lar geçirdik! O zamanlar siz nerede idi de bir nedamet hisseder gibi oluyo yere düşürdü. Ayni sevki tabiiye uyarak, oîmayenize, hatta vesayetinize ne dere niz? Niçin raslaşmadık? Ferdi, vakıâ ge rum. Neden nadim oluyor? Meçhuî! ikisi birden iğildiler. Saçlan biribirine ne böyle hoppa idi. Fakat o kadar ne Sonra, gene geç gelmeğe, sinirli ve haşin değdi. Bay Kadri, daha önce davranıp çelerde muhtaç? seli, öyle samimî, dürüst, bana karşı o olmağa başlıyor. Sebebi? O da belli de ta ağızlığı alarak doğrulduğu zaman bemBay Kadri asabiyetle sordu: derece düşkün ve bağlı idi ki! Sonra, ne ğil. Lâkin, zannetmeyin ki aldanıyorum. beyaz kesilmişti. Titreyen bir sesle: Nereden anlıyacağım? oldu, bilmem? Bakışlan birdenbire de Gizli sebebleri bilmiyorum.. Evet. Fa Demindenberi duyduğumu ne diye Her halinden. ğişiverdi. Hayatımızm biricik hazzı olan kat, üst tarafmdan.. kat'iyyen eminım. gizliyeyim? dedi. Bu eve adım attığım ii nereye gitti? ahengimiz, sevgimiz bozuldu. Aramıza Ayşe. bunlan söylerken, gözlerini, ye zaman, mahza sızın hatırınız için geldı Ben bu adamın, çalışacağına, çayalan girdi. Sebebi?. Bilmiyorum. Bazı re dökülen gül yapraklarından ayırma ğime kani idim. Fakat, biraz evvel.. Şu [ıştığına ihtimal veremiyorum. dakikalar oluyor ki, aldatıldığıma, koca mıştı. Fakat belki, zihni, karşısında otu odanın içerisine göz gezdirince tuhaf O halde? mın, benden uzak baska bir hayat ya ran Bay Kadrinin huzuruna bigâne de değil mi? babamın evindeki oturma o O halde.. Korkuyorum.. şadığma hükmediyorum. Bu gene birşey ğildi. Müdüre gelince, Ayşenin daha zi damıza şeklen çok benzediğinin farkına Ayşenin gene sustuğunu görünce, na değil. Bundan yalnız ben mustarib olu yade bedbaht olmayışma esef ediyordu.' vardım.. Evet; tıpkı o da böyle idi. Ve fearlannı tekrar yere indiren Bay Kadri: rum. Fakat içimde başka korkular var. O zaman, ona daha çok acımaktan haz ben, ekseriya, şöyle.. Sizin oturduğunuz Görüyorum ki, içinizdeki endişele Bir zamandanberidir, kazancımızın mem duyacaktı. 1 tarafta, o köşede otururdum. Annem sağ tt Cumhuriy«t n in tefrikası: 21 Bu Gönül Böyle Sevdi Ayşe, bundan sonra gelecek olan itiAyşe, kısa bir sükutu müteakıb: rafın önüne geçti. Onun hatırasını benim evimde ya Şimdi ise, iki dost, iki arkadaş gibi dettiğiniz için teşekkür ederim.. dedi. derleşerek, kocamı bekliyoruz. Bu hareketiniz, buraya ve bizlere ısınmış «Kocami» kelimesinin üzerinde ısrarla olduğunuza delâlet eder. durmuştu. İçlerinde hiçbir fena gölge Bay Kadri omuz silkti. bulunmıyan berrak bakışlarını Bay Kad Bana ise, o hatırayı burada taze rinin bakışlarile cesurane karsılaştırarak, elini uzattı. Bay Kadri bu eli saygı ile lemek acayib göründü. aldı, öptü. O esnada, ruhunun kontrolü Neden? Çünkü, seneler var ki. anamı hatır nu kaybetmemek için yaptığı hamle. duladıkça elem duyardım. Halbuki bugün. dak kenarlarında hafif bir tekallüs vücude getirmişti. Lâkin, Ayşenin gözleri burada, sizin yanınızda.. Bir çocukluk arkadaşınızın evi de,bunu sezmişti. Duvarda asılı duran saat çaldı. İkisi ondan. Kendinizi, öz yurdunuza, burabirden, cürmü meşhud halinde yakalanda daha yakın hissetmişsinizdir. Hayır. Onun hiç tesiri yok. Gön mış gibi ürperdiler. Ayşe: lümü okşıyan sizin sesiniz oldu. Acayib! dedi. Saat yedi olmuş Öyle mi sanıyorsunuz? Hiç bu kadar geciktiği yoktu. Acaba.. Eminim. Bay Kadri ayağa kalktı. Nihayet, bakışlannı kaldırabilmiş, Ben de artık gideyim, müsaadedoğrudan doğruya yüze hitab ediyordu. Içinden gelen teşvik edici duyguya da nizle uzun oturdum. Bir daha sefere beyanamıyarak, sözünü ikmale karar verdı. ni davet edecek olursanız, inşallah saat Üç gün evvel, sizi tanımıyordum lerimizi böyle beyhude intizarla gerirmeyiz. (Arkan var) büe. Şimdi ise.. idi..

Bu sayıdan diğer sayfalar: