28 Ağustos 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

28 Ağustos 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

28 Ağustos İ93S CUMHURİYET Ege bölgesinde geziler Nazilli fabrikası millî tip basma yapacak N&zîlli havalisinin bu basma için çok güzel pamuk yetiştirdiği anlaşıldı Nazillide temel • atma töreni Ekono " " mi Bakanı Celâ Bayar tarafındar yapılmış olan Sümer Bankın Nazil li basma fabri kasınm teknik ka biliyöti alâkadar larca şu suretle izah edilmektedir: Mançester Nazil linin ortasına gcl • m i ; t i r . Bun dan maksad şudur: Dünyanm her yc rinde basma fabri kası vardır. Fakal bunlar, eskidcn tc • sis edilmiş olup bi • lâhare ekleme terti • batla işlemeğc de • vam etmişlcrdir. Halbuki Nazillide Hapiste irfan ışığı alan mahkumlar Ankara hapishanesinde 750 mahpus okuyub yazma öğreniyor Ankara 27 (Telefonlai Ankara hapisevinin okuma, yazma kursunu bitirenler, bu eylulde şehadetnamelerini alacaklar. Kursun ilk mezunlan, yaşları 25 le 55 arasmda olan tam yüz kişidir. Hapisevinin 850 kişilik mahkum kadrosu içinde 750 si kara cahildir. Bunlar da yüzer yüzer A ve B kurslarına alı nacaklar. Kurs mecburi değildir; fakat çokluğu katil olan talebelerin, derslere büyük bir istekle girdikleri görülüyor. Darshane, Hapisevinin daire kısmmdadır. Zil sesi, öğretmenin geldiğini mahkumlara haber verince, bir kaynaşmadır başlıyor: Kitabını, kalemini, defterini kapan koşuyor. Üç dakika içinde, yüz talebenin eksiksiz olarak dersha neyi doldurduğu görülüyor. Eylulde şehadetnamelerini alacak olanlar, kıraat, imlâ, tahrir, hesab, yurd bilgisi, sağlık bilgısi, medenî bilgiler öğrenmişlerdir. Onlara, kavrıyabiîeceklerı kadar tarihî bilgiler de sunulmuştur. Şimdi hepsinin bakışları tatlı bir ışıkla parlıyor. En ihtiyarmm bile, torunu yerindeki genc öğretmene saygısı delikanh mahkumlarmkinden eksık değil, en azılısı, kuzu gibi munis, kara tahtanın başında, kendiliğinden şu cümleyi yazıyor: «Her şeyi düşünen Halkevi b'zi de unutmadı.» Dört gardiyanın güç zaptettiği bir huysuzu, minimini harfler öyle yola ^ \ Çocuklarımız ne halde? \ "•llllltlllllllllllllllKllltllllltlllllllltll ••••••••••• • 7 Hayır cemiyetlerlne göre UEI2GÜN BİBFIkRA Hekimle iîâç Geçenlerde, ölümünün yıldönümü mii' nasebetile hakkında tören yapılan, yur« dumuzun ünlü hekimlerinden doktor General Süleyman Numan, ayni zamanda çok hoşsohbet bir adamdı. Bir gün, bir yerde çayda bulunuyor « du. Şuradan, buradan lâkırdı ederken, doktor, bir (müddet evvel düğünü yapılan bir bayana sözü intikal ettirerek: Birkaç sene evvel bana geldi, te davi ettim.. dedi. O zaman çok sinirli ,idi; kendi canına kıymaktan bahsediyor| du.. Ben, kendisini bu fena fikirden vaz i geçirdim. Günün birinde kocaya vanrsa ımes'ud olacağım söyledım.. Ve evleniniz dedim. Ev sahibesi sordu: Onunla siz evlenseydiniz bari, ne olurdu? Süleyman Numan gülümsedi: Unutmayınız ki hanımefendî, ben hekimim. Hekim de ilâcı almakla değil, vermekle mükelleftir! JTVKÇÜ Çocuk Esirgeme Kurumu nasıl çalışıyor, neler yapıyor? Kurum üyeleri: «Teşkilâtımızın bütün ihtiyaca kâfi gelmesi tabiî imkânsızdır, elimizden geldiği kadar gayret çösteriyoruz» diyorlar, Çocuklan Esir ^ geme Kurumu kaza başkanı doktöı Ihsan Sami beni ne zaketle karşıhyor: Bugün heye ti idare günümü: değil, diyor, eğe yarın gelseydiniz hem idare heyefc toplanacaktı, hen de Anneler Birliği. Daha çok şeyle, görmüş ve işitmiı olurdunuz. Anneler Bir • liğinin toplantısma yarın vaktim olursa gelirim, dıyorum. Bugün sizden öğ renmek istediğim bazı şeyıer var. Buyrunuz, ne sormak istiyorsunuz? Çocuklan Eisrgeme Kurumu, Kızılay ve Fıkaraperver cemiyetlerile müşterek mi çalışır? Hayır; kendi kendine çalışır. Bir kaza ve bir de il teşkilâtımız vardır, o da merkeze bağlıdır. Merkezimiz Ankaradadır. Nazilli fabrikası açıhrken alkışlıyan küçük Nazillililer Kayseri, Ereğli, Nazilli ve Harputta yapılacak fabrikaların Istanbuldakiler ve diğer bazı müesseselerle birlıkte memleketin basma ve bez ihtiyacını temin edip edemiyeceği alâkadarlardan soruldu. Verilen cevablara göre, bu fabrikalar şımdıki halde kâfıdır. Harıcden gelecek mala da bir kısım yer vermek lâzımdır. Bununla beraber ileride mevcud fabri kaların genişletilmeleri kabildir. Yapılan bir istatistiğe göre, dünyada, senevî nüfus başına Almanyada 4 küsur, Ingilterede 3 küsur, Fransada 2 küsur kilo bez sarfiyatı düşmektedir. Halbuki memleketimizde bu miktar 1 kilo 400 gramdan ibarettir. Demek ki en az bez sarfeden memleketlerden biriyiz. Bunun başlıca sebeblerinden biri pamuklu eşyanın memleketimizde yapılmaması ve haricden getirilerek pahalıya satılmasıdır. yapılan fabrika teknik noktai nazarından o kadar ileridir ki bir eşine ancak Mançesterde tesadüf edilebilir. Bir sene sonra Nazilli böyle mükemmel bir fabrikaya sahib olacaktır. Nazillinin etrafmda ötedenberi pa muk yetiştirilmekte, fakat çiftçi bunları satacak yer bulamamakta, ucuz, ucuz vermekte idi. Son zamanlarda Tanm lara yedırırız. Hergün bir tatlı, bir sıcak yemek, pilâv, sebze gibi bir şey. Tabiî ekmek te veririz. Bursada açılan meyva sergisi Teşhir edilen meyvalar çok beğenildi Bursa (Özel) Meyvalarmın gü zelliğile dünyaya ün salmış olan Bursada şimdiye kadar bir meyva sergisi açılmamıştı. İlbaylık Tarım Direktör lüğü bu yıl ilk defa olarak burada bir meyva sergisi açmayı düşündü ve bunda gerçekten muvaffak ta oldu. Açılan meyva sergisine 4 çeşid meyva ile 68 üretmen girmiştir. Orhancami bahçe sinde açılan bu sergi Bursanm en nefis meyvalarile bezenmiştir. Üzüm, elma, armud, şeftali mahsullerıne tahsis edilmiş olan sergide teşhir edilen meyvalar gerek büyüklük, gerekse gcrünüş veya lezzet itibarile harikulâde denecek kadar güzeldi. Yalnız mevvaların ambalâj durumu iyi değildir. Dış ülkelere gönderilen meyvalarımızm bütün güzelliklerine rağmen ambaîâjlarmm iyi ol ması müşteriyi elden kaçırmaktadır. Sergideki meyvalara numara vermeE için Tarım Direktörü, Tarım okulu Direktörü, Ipekçilik Enstitüsü Direktörü, Tecim ve Endüstri Odası Bişkanı, Tarım Odası Başkam ve konserve fabrikası direktörile aytarmızdan müteşekkil bir jüri heyeti seçilmiştir. Numaralar tasnif edılerek mukâfatlar verile » cektir. Yolculuğun hem giilünc, hem hazin levhalarından: Nazilli yolunda oto raytn önünden kaçmıyan bir sıpa! Bakanlığı da bu havalideki pamuk istihsalâtını ıslah ıçın bir istasyon vücude getirmiş, bu istasyonun o havaliye çok faydası dokunmuştur. Sümer Bank, Nazilli ve havalisinde yetişen pamuklardan ne derece istifade edileceğini anlamak için bunlardan kâfi miktarını Sovyet Rusyaya göndermiştir. Fabrikanın temelatma töreni yapıldığı giin bu pamuklardan Sovyet Rusya fabrikalarında imal edilen basmalar Parti binasına getirilmiş, masanın üzerine konulmuştu. Bu güzel renkli, zarif basmaların herkesin gözünü çektiğini gören Ekonomi Bakanı Celâl Ba yar: «Bu güzel basmaları Nazilli kızlalarına giydırerek onları öyle gelin edeceğiz» dedi. Nazilli fabrikası merrlekete hizmet edecek yeni bir ödev daha almıştır. Buna göre Anadolu köylü kadınları için fab, rika millî bir tip basma kabul edecektir. Fabrika, imalâta başladıktan sonra bu tip basma, evvelâ fabrikada çahşan ka bir adam öldürülüp rayların üzerine a dınlara giydirilerek yavaş yavaş bütün tılmış, dıye bağrıştılar. Bu esnada tren memlekete yayılacaktır. üstünden geçmek üzere idi ki cesed sanNazilli fabrikasının iktısadî sahada dığımızın olduğu yerden fırlıyarak güçki hizmeti yalnız basma yapmakla kalmı halle kendisini tarlalann icine attığmı yacaktır. Fabrika, ayni zamanda, pamuk gördük. Henüz 2025 yaşlarında olan yetiştiren çiftçilere yardım edecek, ckim gencin uyumak üzere derr.iryolunun üsiçin kredi verecektir. Hatta Sümer Ban tüne yattığı anlaşılıyordu. Otorayın tekın yardımile bu işe mahsus bir kredi kerlekleri müthiş bir giyotin gibi, azkalbankası vücude getirilmesi düşünülmekte sın ona bu cehaletinin cezasını verecekti. FUAD DUYAR dir. Nazilli ahalisi basma fabrikasının ehemmiyetini lâyıkile kavramıştır. Bir müddet evvel bu fabrikanın yerini tetkik Ankara hapishanesinde bir mahetmek üzere oraya giden Rus mühendiskum tahtaya yazı yazıyor lerine küçük bir kız çocuğunun elindeki bir gülü verdığini gören Bakırköy bez tirmiş ki... Çıt çıkmıyor. Baştan ayağa fabrikası dırektörü Fazlı bunun neden dıkkat kesilerek vazıfelerini hazırhyoricab ettiğini sorduğu zaman küçük yavru lar. §u cevabı vermiştir: En körpe, en dinc, en verimli çağları, « Bu adam bize fabrika yapmak bu dört duvar arasında çürümüş yaşlı için geldı de ondan...» bir mahkum: *** cNe olur, bu dersleri 30, 40 yıl evvel Ege çevresinin en çalışılmış yeri Iz verselerdi...» der gibi, dalgın, öğretmemirden Nazilli ilerisıne kadar gıden ara ni dmliyor, korkunc gözleri, belki de zidir. Burada demiryohle gezı yapanlar ömründe ilk defa yaşarmış... Ankara Hapisevindeki kursu, An yolun her iki tarafına muntazam hatlar kara Halkevmm halk dershaneleri kohalınde dıkılmış olan incır ağacları ve üzüm kütüklerile tezyın edilmiş olduğunu mıtesi açmıştır. Genc öğretmenle gö gördükçe sevincleri artmaktadır. Bura rüştüm: Hepsi de kabiliyetli, hepsi de helarda koyun bilhassa, inek, manda, eşek vesli, devamları da çok iyi! dedi. te yetiştirilmektedir. Bizi Nazilliye götüÖğretmenin, bu sözlerini acmaraktan ren otorayda bu hayvanların garib, ga tekrarlamalı! Bilgisizlik en yüksek rib vaziyetlerini gördük. Demiryolu üzekabiliyetleri nerelere kadar sürükluyor, rinde duruyor, kaçmıyor ve daima ezilbirçok mahkumlar, bu acıklı sonun canmek tehlikesine maruz kalıyorlardı. Relı bir isbatı halindedir. Kursu bitirenlesimleri yukarıda da görüleceğı üzere bir rin içinde bilgisizliğin en büyük düş sıpa rayların ortasında duruyor, araba manı kesilenler var. Cehlin hapisane köyaklaştıkça kaçmıyor, Şaşırıp kalmış gişesinde bile barınmasını istemiyorlar. bi bir vaziyet ahyordu. Nıhayet düdük Bir gün Ankara hapisanesinde bu yüzsesinden ürkerek hat üzerinde kojmaga den isyan bile çıkabilir. Bir katil, artık başladı. korkunc olmıyan gözlerini, genc öğretBurada garib bir hâdiseden bahsede mene çevirerek şu teklifte bulunmuştur: Dış kapıya şöyle bir levha asılsa ceğim. Otorayla Keçiborludan gelirken Nazilliye epeyce bir mesafede trenyolu ne olur ki: «Burada hatta katillere de üzerinde bir insan cesedi gördük. Şoför ekmek verilebilir. cahillere asla!..» , MEKKl SAlD ESEN Otorayı durdurmağa çalıştı. Arkadaşlar, hamiyetli bir Türk köylüsü Gönen (Özel) Gönenin Babaya ka köyünden Ho rozoğlu Mustafa. Gönen Hava ku rumuna gidip 100 lira vprmek sure tile «Hava tehlikesini bılenler> üyesi yazılmasmı istemiştir, y ü k s e k kalbli Mustafa üye yazılarak dileği Mustafa yerine getirilmiş tir. Şimdiye kadar Gönen Hava kurumuna Mustafadan fazla para veren olmamıstır. Elbise de verir misiniz? Evet elbise de veririz. Her sene Cumhuriyet bayramında. B,u sene Cumhuriyet bayramında kaç elbise verdiniz? Bilmiyorum, miktar söyliyemem. Varidatmız nereden gelir?.. Fakat Çocuklan Esirgeme Kurumu çok Varidatımız teberrulardan ibaret müspet çahşan bir teşekküldür. Bir kreş tir. Eskiden Uray yardım ediyordu. O açmak üzereyiz. zaman bizim de seksen şu kadar çocuğa bakan bir kimsesiz çocuklar evimiz var . Nahiye kolları başka ne yaparlar? Rozet dağıtırız. Sonra meselâ bir dı. Şimdi onu kapamağa mecbur olduk. ana çocuğile süt damlasına müracaat etÇünkü Uray yardımı kesti. Teşkilâtınız tarafından çocuklara ti mi, süt damlası, müracaat edenin malî vaziyetinin tahkıkini bize havale eder. yapılan yardımlar nedir?.. Biz nahiyemizde bunu araştınrız. Mu Çocuklara yapılan yardım onlara avenet edılecek çocuklann evvelâ babasenede bir yani Cumhuriyet bayramlarınsız ve yahud anasız olması lâzımdır. Bada verilen elbiselerdir. Sonra süt damlabası işsiz olan çocuklara ve çocuğu çok mız vardır. Süt damlasında hasta çocukolan ailelere de yardım ederiz. Fakat lara bedava bakar ve onlara lâzım gclen muavenet edılenin hakikaten yardıma ilâcları da gene parasız olarak veririz. çok muhtac olması lâzımdır. Meselâ Anneler Birliği gebe kadınlara ; Tabiî diyorum. Hepsine yetişemebir sene zarfında 193 taKim kundak verdiğiniz için en fenaya yetişmeniz en doğmiştir. rudur. Ac mekteb çocuklanna yiyecek veIşte elimde Bay Ihsan Saminin verdirıliyor mu, kitab veriliyor mu? ği bir senelik umumî bir rapor. Burada Mümkün olduğu kadar bunları da Fıkaraperver cemıyetinin yaptığı icraatın yapıyoruz. Alemdar, Beyazıd nahiye müspet bir levhasını görüyoruz. Süt damkollarımız mekteblerdeki ac çocuklara lası bir sene zarfında 2158 çocuğu tedavi yemek veriyor. Fakat çocukların yemeetmiş ve onlara ilâc vermiş. Vasati olarak ğile asıl uğraşan müessese Kızılaydır. ayda 2724 çocuğa takim olunmuş şekerli Memlekette çocuk hastanesi olarak süt dağıtmış. Çocuk adedi bir sene içinde bir tek hastane varmış, Etfal hastanesi... 32,694 e balığ oluyor. Demek süt dam Evet. lası çocuklara bir senede 12,787 kilo Çocuklan Esirgeme Kurumunun süt, 1914 kilo şeker dağıtm ş. Anneler hasta çocuklan yatıracak bjr yeri yok Birliği fakir kadınlara 193 takım kunmu? dak dağıtmış ve Haseki hastanesine 60 parça çamaşır yollamış. Hayır, yalnız Bakırköyünde bir Doğum Evimiz var. Bir de Bakım EviBakırköy hastanesine 92 ha*ta kabul miz vardır. Şimdi kreş te açmak istiyo etmiş. Bu hastaların 65 inin çocuğu dün ruz... Bütçemıze göre azami gajret sar yaya gelmiş. Bu çocukların yalnız bir federek çocukların eksiklennı lamamla tanesi ölmüş. Bakım Evine de 224 çocuk mağa gayret ediyoruz. hasta müracaat etmiştir. Onlara mama Teşkilâtınızın ihtiyaca kâfi gelecek ve francala da verilmiştir. Çocuklara genişlikte olup olmadığını sorabilir mi mümkün olduğu kadar esvab, ayakkabı, yım? mekteb için kıtab ve saire hediye edilmiş Teşkilâtımızın bütün ihtiyaca kâfi tir. gelmesi şüphesiz ki imkânsızdır. Fakat Bu az birşey değildir. Fakat ihtiyacın elimizden geldiği kadar gayre: gösteriyo karşısında solda sıfır kalmakta, hangi faruz. kir ailenin kapısını çalsanız: «Bize yar Ona şüphe yok. Teşkilâtınızın dım edilmiyor» şıkâyeti işitilmektedır. hüsnü nıyeti ve yaptığı yardımlar ınkâr Çünkü bu yardım, bir merhamet ve edilemez. sadaka yardımıdır. Sadaka ile bütün se* * * faletlerin önüne geçilmesine ve Çocuklan Esirgeme Kurumu nahiye kollarının nasıl çalıştıklarını aniamak için bir de Alemdar nahiye koluna gidıyo rum. Başkan orada olmadığı için kâtib bana ızahat veriyor: Nahiye kollarının ayrı bütçeleri yoktur. Senelik kongrelerde bu kolların aütçeleri tesbit edilir ve nahiye kolları bu jütçe dahilinde masraf yaparlar. Vari lat müsamere, eğlenceler rozetler ve ba>lardan gelir. Faaliyetimiz içinde yirmi ç nisan çocuk bayramını hazıriamak varBizim nahiye kolunun olur.. otuz üç ocuk doyurabilecek bir aş evi mevcuddur. Demek nahiyenizde muhtac çocuk adedi bu kadar?. Hayır efendim. Bu nahiye en kalabalık bir nahiyedir. Bir sürü mektebi mız var... Tabiî bu mekteblerde muhtac cocuğun adedi otuzdan fazladır, Fakat bizimki vüs'atimiz derecesinde bir yar dımdır. Peki yardım ettiğiniz çocuklan ötekilere nasıl tercih edersiniz? Mekteb idarelerinden en calışkan ve tamamile kimsesiz yavruların kim olduklannı öğrenir ve öğle yemeklerinı onsefaletin tedavi edilmesine imkân var mıdır? Hayır cemiyetlerinin iyilığmden istifade edenlerin yanıbaşında edemiyenlerin adedi şüphesiz daha fazladır. Oyle zannediyorum ki, bulün çocukların himaye görmesi için çocuk bakımınm sosyal kanunlann himaye ettiği bir mecburiyet olarak teşkilâtlandırılması lâzımdır. SUAD DERVİS Uludağ oteli asrileşti Bursa (Özel) UludağdaVi otel ye ni müstecire verildıkten sonra çok de ğişmiş ve dağın başında hakikaten lül bir otel halini almağa başlamıştır. Şimdiye kadar etrafı olduğu gibi bırakılaai ve bunun için insana çorak VP berbad bir kır hissi veren otelın etrafı son günlerde tanzim edilmiş ve of='ln cephesine güzel ve dağa uygun tabiî bir bahçe yapılmıştır. Otelin salonları da Bursada hiçbir otelde görülmijen şe'cilde döşenmiştir. Otelde yapılmıya başlanan yeni işler şunlardır: Pencerelere çift cam takılarok kış için otel daha mazbut bir hal alacaktır. Su tesisatmı kışm donmaktan kurtarmak için otel içine alınacak ve odalardaki lâvabolarda kış yaz daima akar su bulunması temin edilectktir. Dinamosu olduğu halde makinesinin grankı yıllardanberi kırık bulunduğundan karanlıkta kalan ve ounun için gene yıllardanberi içinde mumîarla oturulan otelin elektriği birkaç güne kadar yapılacaktır. Bundan ba^ka telefon eskisi gibi muhtelif saııtrallara bağlı bırakılmıyarak doğrudan doğruva posta santralına raptedilecek ve bu suretle Uludağdan butün dünya merkezlerile konuşmak mümkün olacaktır. Gelecek sene hususî muhasebece otelin önünde derin bir bend yaptırıla cak ve burası büyük b;r göl haline sokulacaktır. Bu gölde alabalık cinsinin üretilmesi mümkün olacaktır. Hüku met, Uludağın zirvesinden İnegöldeki Oylat kaplıcasına kadar olan 120 kilo metroluk mesafeyi bir yolla birbirine bağlamak için mühendisleri bu yolun istikşafma memur etmiştir. tstikşaf devam etmektedir. r Yugoslavyadaki yeni parti 1 Arnavudlukta durum Kermes ; Tiran 27 (A.A.) Arnavudluk aBelgrad 27 (A.A.) Yeni Yugoslav radikal birliği partisi, bütün ülkede jansı bildiriyor: Bazı yabancı gazeteleri, tamamile tasteşkilâtına devam etmek üzere izin alfiye edilmiş olan Fıen hâdıselerine bümıştır. yük şümul ve özel bir önem vermekte ı=Danzig diyet kurulunda rar ediyorlar. Bu gazeteler, son kargaşahkları çıkaranlara karşı Fieride açılmış kargaşalık olan davada bir takım siyasal şahsiyetleVarşova 27 (A.A.) Sosyalist rin de dahil olduğunu ıddiaya çalışıyorBrillin Nazi grupunda Yahudilerin bular. Arnavudluk basın bürosu, Arnavudlunduğunu söylemesi üzerine Danzig di lukta durumun tamamile normal oldu yet kurulunda bir kargaşalık olmuş, Na ğunu ve hali hazırda devam etmekte olan ziler Brille hücum etmişlerdir. davanın ancak kargaşalıkların hakıkî Diyet kurulu, ayrışık partinin dagılma mes'ullerine karşı yapılmakta bulundu ğunu bir kere daha tasrih eder. teklifini leddetmiştir. Türk Yunan tecim konuşmaları Atina 27 (Özel) Türkiye ile Yu nanıstan arasında yeni tccim andlaş ması konuşmalarına devam edilmektedir. Konuşmalar pek yakında bilecek, yeni andlaşma imza edilecektir. 7 Eylul Cumartesi gün ve gecesi Taksim bahçesinde Kızılay cemiyetinin hazırlad'ğı Kermeste büyük bir hediye bulmaca oyunu tertib edilmiştir. Bahçenin muhte if yerlerine kıymet i hediyeler saklanacak ve zamanı gelince bahçenin her tarafına konulacak hoparlörler davetlilerin hediyeleri aramalarını bildirecek buiunacak hediyeler bulan arın olacaktır. Hediyelerin içinde bir ton kok, odun vesaire gibi tuhaflıklarda bulunacaktır. Yunan Dış Bakanı Cenevreye gidiyor Atina 27 (Özel) Dış Işleri Bakanı Maksımos pazar günü Cenevreye gidecektir. Maksimos Uluslar Kurumunun 4 eylul toplantısında ıncelenecek olan Arnavudluktaki Rum azlığı okulları ışinin konuşulmasında hazır bulunacaktır,

Bu sayıdan diğer sayfalar: