16 Ekim 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8

16 Ekim 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 16 Birincitesrin 1935 Yerli tacirler Muğlada Kanalın bazı dar ve kayalıklı yerleri vardır ki piyasayı açtılar orada şöyle bir kaza oluverir de büyükçe bir Yurdun her tarafında yeni yıl tütün ürünü nefis olarak yetişmiştir. Rökolte yük veya yolcu gemisi batarsa... Italyaya karşı ahnacak zecri tedbir ler arasında, Süveyş kanalının İtahan gemilerine kapatılıp kapatılmaması da mevzuu bahsediliyor. Eğer İtaiyan gemilerinin Süveyşten geçmeleri menedılırse bu tedbir, îtalya için çok vahım olur. Çünkü Italyanın Habeşistana taarruz eden ordularına yiyecek, takviye kıt'alan, ikmal efradı, silâh, cepaı*c, levazım taşıyan gemileri, bü'ün Afrikayı dolaşmak mecburiyelinde kalırlar. Süvevş kanalını, Italyanlara karşı kapatmak imkânını bulan îngilterenin, Kızıldenizın şimal kapısını yani Süveyşi kapattığı (<ıbi, cenuo kapısını yani Babülmendebi ve Cebelitarık boğazını da kapatması ıhtimalı varsa da bu, ancak bir harb halinde vaki olabilir. Hatta Süveyşin, kendılenne kapanmasını, îtalyanların bir harb vesılesi addetmelerine intizar olunabilır. Onun için, zecrî tedbirler arasında, Süveyş kanalı nın kapanmasının da bulunacağma ko layca ihtımal verılemez; meğer kı bu tedbirler, malî ve iktısadî sahalan aşarak süel alana da gire... Şiiveyş kanalı nasıl kapatılabilir? Tutun urunumuz çok nefis yetişti m Sayıma dair İstatistiğin ehemmiyeti ve nüfus sayımı Istatistik tarihine bir göz atarsak modern nüfus sayırmnm on yedinci asırda Avrupada başladığını ve İsveçin bu işin başında geldiğini görürüz. Bundan sonradır ki nüfus savımı işine medenî memleketlerde de önem verilme ğe başlanmıştır. Önümüzdeki birincitesrin ayında yurdumuzun her köşesinde bir gün içinde genel nüfus sayımı yapılacak, iki sene içinde de Türkivenin sahici nüfusu saptanacaktır. 1927 yılmda yapılan nüfus sayımile rakamın artık bizde de bir yeri olduğu. ona önem verildiği anlaşıldı. Anlaşıldı ama, nihayet bu rakama önem veren ve takdir eden kimseler sayılıdır. Gün geçtikçe rakamın ifade ettiği mana derinleşiyor ve ona dayana rak çok önemli kararlar veriliyor. Yurd davalarına rakama bakarak manalar veriliyor ve onlardan sonuclar çıkan hyor. Savaşların kazanılmasında veya kaybolmasında rakamlarm büyük rolü ol muştur. Demek ki doğru rakam şu veya bu işin ilerilemesinde veya gerileme sinde kuvvetli bir alet, bir vasıtadır. Rakam arsıulusal bir lisandır ve hiç şüphe yoktur ki medeniyetin en olgun bir ölçüsüdür. Küçük çocuklar rakamı en sonra öğrenirler ve onun hayatta ifade ettiği veya edeceği manayı geç anlarlar. A>TIİ şeyi kabilelere ve geri milletlere tesmil edebiliriz. Ferdler ve milletler olgunlaştıkça ve bilgileri çoğaldıkça rakamın hayattaki yüksek yerini anlamıya başlarlar ve ondan bilgileri nisbetinde faydalanmıya çahşırlar. Birinci sayımda olduğu gibi bırinciteşrinde yapılacak genel nüfus sayımı da bize kuvvetimizi, varlığımızı gösterecektir. Bir memleketin iyi idare edilmesi için bütün kuvvet ve kudret membalarının iyi saptanması gerektir. Bu da ancak rakam ve istatistikle ka bildir. Nüfusu, tecim, ziraat, finans, kültür, sağlık, ölüm, bavındırlık vesaire işlerinde doğru istatistiğe dayanmıyan bir devletin iş görmesi güçleşir. Teşviki sanayi kanunundan önce yurdumuzdaki ulusal büyük, küçük san'at, atölye ve fabrikalarınm sayısı tahmin den ibaretti. Bunların sayısım 500 olarak verenler olduğu gibi 5,000 diyen ler de vardı. Halbuki kanun kabul edilince bu müesseselerin istatistiğl yapıldı ve sahici sayısı (1473) olarak sap tandı. Bu saptanmadan sonra devletin bu müesseseler üzerine alacağı ted birler tabiidir ki daha bılgıli ve fenni olur. Tarih araştırmaları: Yenicamiye ne vakit başlandı ve nasıl bitirildi? Mimar Mustafanın teşvikile işe girişilmişti. O taraf Yahudi dolu idi. Evleri satın almarak yıkıldı ve cami ile yeni binalar yapıldı gORTSAID £ A^Ci • fuad; 1914 e kadar Süveyş kanalı için birçok muahecie ler yapılmış olup bunların sonuncusu 1688 dedir ve bu andlaşmalarla kanalın harb zamanında da tamamen serbest ve bitaraf kalması temin edilmiştir. Fılvakı kanalın filî bir abluka altına alınması, dünya ticaretine ağır bir darbe olur, Hındıstan, Avustralya, Felemenk ve Ftansız sömürgeleri, Çin, Japonya ve Sovyet Rusyanın Uzakşarktaki kıyıları bundan büyük zararlar görürler. Filen kapanraası dünyanın yarısını müteessir edeceğı içindir, ki Süveyş kanalı, barış ve harb zan.anlannda muharib, bitaraf her devletin gemileri için serbest ve bitaraf bir mıntaVa addedilmiştir. îtalyanların TraMusgarbc tecavüzlerile vuku bulan Türkive îtalya harbinde, kanalın bir tarafı Türkiyeye aid olduğu halde, bu serbestiye riavet edilmiş, İtalyanın da, Türkiyenin de ticaret ve harb gemileri de, daha doğrusu, denizlere hâkim olduğu için, yalnız îtal[îyanın gemileri, kanaldan serbeitce geçmişlerdir. 1888 tarihli Süveyş kanaıi andlaşmasının 1 inci ve 2 nci maddeleriîe teedilen bu serbesti ve bitaraf!ıktan mın 1914 e kadar, bütün muharib devıetlcrin harb gemileri istifade etmislerdir. miktar itibarile de normal durumdadır. Trakyada 935 istihsalâtı geçen yılın aynidir. Diğer mahallerde de kuraklığın yeni sene mahsulünün miktarını çok a zaltacak derecede bir tesiri olmamıştır. îlk zamanlar mahsulün geçen seneye nazaran yüzde 2530 ni«betinde fazla o lacağı tahmin edilmisken kurak anomal istihsalin önüne geçmiştir. Kuraktan biraz müteessir olan yer Kocaeli çevrimidir. Burada mahsulün geçen seneye nisbetle yüzde 35 noksan olacağı umulmaktadır. Hastalık yok denilecek kadar azdır. Samsunda mahsul geçen seneki nefasette ve yüzde 1520 nisbetinde daha azdır. Bafrada da ürün geçen yıla nisbetle yüzde 3035 nisbe tinde daha azdır. Trabzon tütünlerinin yetişme dumm ları da iyidir. Tarladan kaldırılan ve kunıtulan tütünlerin yüzde otuz beşi bıçak, yüzde altmış altısı görmezdir. Polathanede bıçak nisbeti yüzde o tuz yedi ve görmez nisbeti de yüzde altmış üçtür. Son gelen haberlere göre on altı milyon kiloyu bulan Ege tütünleri piyasası genel olarak birkaç güne kadar açılacaktır. Yerli tüccarlar Muğla çevriminde piyasayı şimdiden açmışlardır. îkinci sınıf tütünler 4070 kuruş arasında satılmaktadır. Amerikan kumpanyalan bir haftaya kadar piyasada faaliyete geçeceklerdir. Yenicaminin eski bir resmi arkadan görünüş Onyedinci asnn mimarlan içinde çok yaşıyan ve çok iş gören mimarlardan bıri de, başmimar Mustafa Ağaydı. Mimar Koca Kasım Aga, Sultan İbrahrmin başmimarıyken, o meremetçiydi. Fakat mimar Kasımın, san'atinden ziyade daima sarayın en ileri gelen adamlarına intisaba çalışması ve devlet işlerile ugraşması, meremetçi Mustafa Ağanın işine yaradı. Çünkü, zamanında, mimar Kasımdan sonra, başmimarlığa lâyık ondan başka kimse yoktu. Mimar Kasun, politikacılığı yüzün den daima hapse atıldı. Evvelâ, Arna vud Kara Mustafa Paşanm adamıydı. Sultan îbrahim, Kara Mustafa Paşayı öldürtünce, Nerhci Hasan Efendile beraber hapsedildi. O tarihe gelinciye kadar mimarbaşılık kaydi hayat şartile verildiği için, mimar Kasım Ağa Cinci Hocanın şefaatile kurtuldu. Fakat aradan çok geçmeden, «musadere kavgasına uğradı» yerine meremetçi Mustafa Ağa başmimar tayin edildi (1644). Davudpaşa bahçesinde Sultan İbrahimin elini öperek kendisine hil'at ihsan olundu. Mimar Kasım boş durmadı. Elinde Cinci Hoca gibi yenilmez bir kuvvet vardı. Cinci Hoca, iptida müderris ol duğu zaman, arkasına sof, başma kavuk alacak parası yoktu. Ona yüz altın gönderip te işini gördüren, mimar Kasım Ağaydı. Cinci Hoca, bu iyiliği unutmadı. Sultan îbrahimin satınndan mimar Ka sımı kurtardı. Geliboluya sürgün edil mesine muvaffak oldu. Aradan çok geçmeden tekrar evine getirtti. Fakat bütün emeli, başmimar Mustafa Ağayı attırıp onu tekrar yerine getirtmekti. Nihayet ona da muvaffak oldu. şa etti. 1660 da iki kale de itmama er t diği zaman, tarihini şair Abdı Ağa söyledi: Budur bu kal'amn her birine îarlh ey Ahdi Kilidibahri İstanbul seddi paki Sultanî O sene, Avratpazannda Cerrahmeh * medpaşa camisinin tamirine lüzum gö • < rüldü. Bu lüzumu ileri süren de, Köprülü Mehmed Paşaydı. Fakat «Miman hassa Mustafa Efendi» Köprülüye tatlı bir lisanla anlattı: Bundan daha mükemmel hayrat, 1597 tarihinde Eğri fatihi Uçüncü Mehmedin anası Safiye Sultanın Bahçeka pısında gümrüğe nazır olmak üzere yaptırdığı caminin ikmali olduğunu, Uçüncü Mehmedin vefatı üzerine anasının Eskisaraya gönderılmesıle camının natamam kalmış bulunduğunu söyledi. Hatta, böyle bir caminin bir alay Yahudi mahal lesinde ve süprüntülük içinde kalması lâyık olmadığını, binanın yarısı yapılmış ve aşagı pencerelerinm bıtmış olduğunu anlattı. Köprülü, Mimarthassa Mustafa Efendinin düşüncesini Turhan Valideye anlattı. Muvafık cevab alır almaz, derhal inşasma başlandı (25 zilkade 1071). Fakat, yalnız caminin binası tamamianmıyacaktı. etrafına çifte çarşı, bir türbe, bir darülkura, bir mekteb, iki kapılarında birer sebilhane ve denize nazır bır âli kasır da yapılacaktı. O devirde Tahtakaleden Hocapaşaya kadar bütün Yahudi mahallesiydi. Yahudıler her tarafı pıslık ıçınde bıra kıyorlardı. Buradaki Yahudilerin yer * lerini satarak başka tarafa yerleştirilmesi için hathhümayun yazıldı. Yahudilerin akılları başlarından gitti. Yerlerinde bırakılmalan ve gene mahallelerinde evler yapıp oturmalarına müsaade edilmesi için Köprülüye «Kazabelâ Sandığından bin kese akçe» getirdıler. Köprülü kat iyyen kabul etmedi. Ertesi gün bütün tellâllar: Her kim yerin füruht etmezlerse katlolunur! Diye Yahudi mahallelerinde avaz a * vaz bağırmıya başladılar. Nihayet bütün evler satın alındı. Bir kısmını Turhan Valide, bir kısmını şe hirli Türkler satın aldılar. Âli bmalar yaparak o civarı Yahudilerden tathir eylediler. Caminin inşası üç senede hitama erdi (21 muharrem 1074). Açılma tö reni parlak bir surette yapıldı. Babasının itmamma başladığı Yenicaminin açılma löreninde oğlu V'eziriâzam Fazıl Ahmed Paşa bütün debdebesini gösterdi. Koca Mimar Sinan Ağanın halefi mimar Davud Ağa ile Dalgıc Ahmed Çavuşun yarısına kadar inşa ettikleri Yenicaminin ıtmamı Mimarıhassa Mustafa Efendiye nasib oldu. Mimar Mustafa Efendi, Yenicamiyi bitirdikten sonra, Davudpaşa kasrını inşa etti. înşaata 1665 de başlandı. Du varları İznik çinilerile kaplandı. Çinilerin gönderilmesi için İznık kadısına vazılan hüküm şudur: «Asitanei saadetimde bilfiil Mimarbaşı olan Mustafa zide mecdühu ar zıhal edıp bizzat cenabı devletmea bım için Davutpaşa bahçesinde müced deden odalar ve hamam bina olunnısk iermanım olmağla imdi zikrolunan oda!ar ve hamam binası için ziyadesıle k3şi lâzım ve mühim olmağla tahtı kazanda kâşi işliyen üstadları cemedip lâzım gelen boya ve sair mühimmatı tedarik ve kâşileri işlettirip Asftanei saadetimden varan Kâşicibaşı Mustafaya akçesile verilip bir gün mukaddem Asitanei saade time irsal ve isal etmen için yazılmıştır. Fı evaili Safer 1076». AHMED REFİK fbrt T9vfik Süveyş kanalını Ve kanalın bir kaza vukuunda kapanman miimkün yerlerini gösterir harta (bu yerlerin altı çizilmiştir ) Fakat, Italyajılar kadar Ingilizlerin de ve Süveyşten istifade eden dığer mılletlerin de zararına olan bu şekü, kuıa'da, sb'zde kaza neticesinde büyük bır gemi batırmaktan ibarettir. Bu şekılden istifade edecek tek memleket Habsşutandır. Olsa olsa bcyle birşeyi, kendı gemileri olmadığı için, para kuvvetüe Habeşliler yaptırabılirler. Süveyşten geçişi büsbütün veya kısmen durduracak olan böyle bir kazaya müsaid yerler kanalda, yok değıldır. Fakat, gerçekten veya uydurma bir kaza, kısa bir zaman için olsa bile, bütün dunyaya zarar verecegınden kanal idaresi, buna mâni olacak, yahud vukuu halınde zararını azaltacak tedbirler almıştır. Bu tedbirler ıki türlüdür: Birisi batan gemiyi hemen yüzdürecek veya parçahyarak kanalı açacak kuvvetli vasıtalardır ki bunlar yerinde hazır beklemektedırler. Ikincisi kaza olan yerin sağında ve solunda yeni bir kanal parçası yapmağa nıahsus muzzam makine, malzeme ve teçhizattır ki onlar da hazırdır. Böyle bir kaza olursa Ingilizlerin îtalyanların elele çalışacaklarına şüphe etmemelidir. îzmir Millî Emlâk dairesindeki yolsuzluk tahkikatı îzmir (Özel) Emlâki Milliye dairesindeki yolsuzluk tahkikatı şimdi Maliye müfettişlerince incelerımektedir. Defterdarlığın gazetelere gönderdiği bir tavzihe göre, hâdise pek şümullü de ğilmiş. Maamafih önemi de inkâr edilmemektedir. Evvelce bildirdiğim gıbi, alâkadarlar çok ketum davranıyor. Yolsuzluâ;un Millî Emlâk dairesince yapılan emlâk ve arazi satışlarında vuku bulduğu duyulmuştur. Bir profesöre teşekkür Büyük Harbde Büyük Harbde, İngiltere ıle müüefikleri, Süveyşten Almanya ile mîUtetıklerine aid harb gemilerinın geçmelenne rr.âni olmuşlardır. Esasen, İtilâf devletlcıi denizlere hâkim oldukları için, bu gtmilerin oralardan geçmelerıne de inıkân yoktu. Bununla beraber, Alman derıizalt. gemileri, Süveyşten geçmek isteseleroi İngiltere, buna mâni olurdu. Halbukı Trablusgarb harbinde, Süveyşin şa.k kıyısı Türkiyenin olduğu halde, 1 vırkiye, îtalyan harb gemilerinin geçme^ine olamamıştı. înailtere, Büyük Harbde kanalın serbesti ve bitaraflığını ihlâl elmesine sebeb olarak, Almanlann te«vlkıle Türk ordusunun 1915 şuba!:nda kanala yaptığı taarruzu ileri sürmüştü'v Bu taarruz, kanalın emniyet ve selametinı ihlâl ettigi bahanesile kanalı ni'idaraa eden îngiltere ile Fransa, buradan geçisi kontrol etmişler ve kanalda selân et ve inlizamı temin için, düsman harb gemilerinin Süveyşten geçmelerine mâni olmuşlardır. Bunun, dediğimiz gıbi, bir tahane olduğu meydandadır. Kanıla yaptığımız taarruz vaki olmasaydı da îngiltere ile müttefiklerinin, kanaldan dcşmap harb gemilerinin geçmelerine müsaade etmiyecekleri tabiî idi. Kanalın genişliği Bir îtalyan • tngiliz harbi olursa Şimdi, Italya ile İngiltere aras nJd bu harb çıkarsa gene avni vaziyetle karşılaşılacağına şüphe yoktur. İtaiyan tiraret ve harb gemileri, Akdenizde ve Kızıldenizdeki tngiliz donanmasını yarıp kanaîa kadar gidemezler ki oradan geçebılsin ler. Yalnız, îtalyan denızaltı gemileri. kanalı geçtikten sonra bu takibden bır dereceye kadar kendi'^rini kurtarabihrler. Fakat, İngilterenin, bir bahane bu'.arak onlann da kanaldan geçmesine müsaade ermiyeceği süphesizdir. Bir İtalvan însriliz harbi ckar'a, mesele basittir, fakat bu harb cıkmadan evvel, İngiltere, İtalvan gemilerin'' kanalı nasıl kapatabilir? Bunu. ancak MiHetler Cemiyetine bir karar verdırmek suretile yapabilir ki, Cemıyetin de bu kararı verecegini pek zannetmiyoruz. Çünkü bu, süel bir zecri tedbir olur ve İtalyanlar, pek hakh olarak bunu bir harb vesüesi addedebilirler. Kanalın nereleri bu gibi kazalara en fazla müsaiddir: Evvelâ şunu söyliyelim kı kanal, şimdi, ilk açıldığı gıbi dar bir geçid halinde değildir. Bir tarafa 45 derece iğilmiş iki muazzam kum duvarının ortasında açılmış bir sıper gıbı görünen kanal, 30 senedenberi hayli genişletil miştir. Eskiden, kanaldaki göller haricindeki kısımlarda, kanalı aksi istıkametlerde geçen gemiler birbirlerile karşılaşmamak ve birbirine yol vermek için, bu maksadla yapılmış liman veya aiğınaklarda beklerlerdi; tıpkı tek hatlı tramvaylarda olduğu gibi... Şimdi kanalın ılk genişliği bir mısli artınlmış ve asgarî 60 metroya çıkanlmış olduğu için, iki gemi, nekadar büyük olurlarsa olsunlar, kanalın her hangi bir yerinde karşılaşabilirler ve tehlıkesizce birbirinin yanından geçebi lirler. Şimdi, alınan biricik tedbir, iki gemi karşılaşır karşılaşmaz, bir çarpışma tehlikesine meydan vermemek için, birisinin durup ötekine yol vermesinden ibarettir. Fakat buna rağmen, 70 metro boyunda bir geminin geçide amud olarak batması veva oturması kanalı tamamen ve filen kapatmağa kâfidir. Akdenize veya Kızıldenize gitmek üzere iki istikametten kanalı gecen gemilerin coklueu nazan itibara alınırsa, böyle bir kaza dünya deniz tıcareh ve naklıvatı icin çok feci olur. Kolavca kfoanacak yerler Kanalın böyle birc kaza için en fena yeri neresidir? Kanalın Port Saidden E'kantaraya Kanal başka türlü nasıl Vadar olan «iroal kısmı ki K^hireden kapanabilir? ^lârise ve Kudü^e eidpn yani Afrikayı Kanalın harb veya zecrî tedbirler ha Sina varımadası vasıtasile Asyava V>ağricinde bir kapanma şekli dana vardır., lıyan demiryolu da buradan geçer Men Hukuk Fakültesi mezunlanndan Nuran Ünsaldan aldığımız bir mektubda birkaç sene evvel bir dişçi tarafından bozulan ve hastalığa maruz bırakılan dışlerınin, Dişçi mektebi profesörlerınden Zıya Cemalin fevkalâde hazakatıle İstatistik Genel Direktör muavini tedavi ve tashih edildiği bıldirilmekte S. Aykutun «îstatistiğin ferde, cemiyeve bu kıymetli profesöre açıkça teşekte ve devlete olan hizmet ve faydalan» kür olunmaktadır. adlı küçük fakat değerli izerinde yap rak altıda diyor ki; <Eski zamanlarda zele gölü içinde kazılmıştır. Bu gölün insanlar yalnız kendi ihtiyaclarına gödıbi batak çamur tabakasından ibaret ol re istıhsalâtta bulunurlar ve fazla is duğu için, kanalın bu parçasında bir ge tihsalâtta bulunmıya ve bunun için de mi batarsa, çamurlar arasında, tıkanan mahreç aramağa lüzum görmezlerdi. kısma muvazi yeni bir kanal parçası açEsasen fazla istihsal yapanlar da namak güç değildir. kil vasıtalarınm iptidaî bir halde bu Mevcud vasıtalarla bu yeni ka lunması ve çok pahalı olması yüzün nal parçası on beş günde açılabilir. Böy den mahsullerini harice sevketmezlerdi. Sultan îbrahim, bir gün Başmimar le bir kaza kasden yapılacaksa, herhalde Ziraatle iştigal etmiyen veya arazisi zi Mustafa Ağayı çağırttı. Üsküdarda miPortsaid Elkantara kısmında yapılmaz. raate müsaid olmıyan yerlerin halkı mar Kasımın yaptığı ahır gibi bir ahır Daha cenubdaki dönemeçli ve kayalıklı da muhtac olduklan mahsulleri tedarik yapmasını emretti. Ahır süratle yapıldı. etmek vasıta ve imkânlarından mah yerlerden birinde yapılır. rum olduklarından sıkıntıya, kıtlık ve Cinci Hoca fırsat gözlüyordu. Ahıra Elkantaradan itibaren cenuba, Kızıldesefalete maruz kalırlardı. îstatistikle nekadar masraf gittiğini mimar Kasım nize doğru, iki kayalıklı eşik, bataklığm rin terkimi sayesinde bu gibi mahru vasıtasile tahkik ettirdi. Bir gün, Sultan yerine kaim olur. Bunların biri Elferda miyetlerın, ıstırabların önüne geçmekle îbrahimin yanına sokuldu: ne ile Timsah gölünün ağzı arasındaki Padişahım. Acaba bu ahıra nekamuvaffakıyet hâsıl olmuştur.> Elgiş mevkiindedir ve Ismailiye şehri de Avm yaprağm biraz aşağısında şöyle dar masraf gitti? Malumu hümayun olburadadır. Bu kısımda, iki kıyıdaki kasa, dedi. yazılıdır: yalıklar 14 metro yüksekliğinde yarlar «tstatistik bütün memleketlerin muhSultan İbrahim defteri istedi. Mimar halinde yükselir ve kayalar iki tarafta, telif membalarına aid malumat verir, Mustafa Ağa defteri getirdi. Baktılar: içeriye doğru ehemmiyetli surette devam onlarm menfaatlerini birbirine yaklaş On bin beş yüz kuruş yazılı. Sultan İb eder. Iste burada bir gemi oturur veya tırır ve yekdiğerile anlaşmalarını ko rahim birdenbire gazaba geldi: batarsa vaziyet kötülesir. Çünkü batan laylaştıracak malzemeleri temin ve im Bu ahır, evvelki ahırın yarısı kagemi çabucak yüzdürülemez veya tahrib kânları hazırlar, bilvasıta harblerin ödar ancak var. Bu kadar mal nere git edilemezse, yahud da bu gemi bir infilâk nünü almağa yarayan kuvvetli ve kıyti? neticesinde batınlır da kanalı çok tahrib metli bir vasıtadır.» ederse, burada yeni bir kanal parçası açÇarçabuk Kasım Ağaya adam gönYaprak 23 te Aykut diyor ki: tİstatisderildi. Eski ahırın defteri istenildi. Kamak için, vukanki kısımdakinin iki üç tik, tetkik olunan hâdisenin bütün zamisli. yani 30 ilâ 45 gün zaman sarfı lâ yıf, kuvvetli, kesif noktalarını nereler «ım Ağa: zımdır. Timsah gölü geçidinden sonra, de olduğunu, hangi noktalarda durmak. Vallahi ol ahırı yaptığımdanberu ikinci kayahk yer, Serapeum noktasıdır. hâdisenin hangi noktalarında bütün on seneden ziyade geçti. Hatmmdan gitBurada da iki kıyıda 5 metro yüksekli kuvvetleri tetkik etmek gerekliğini gös miştir. Amma ol asırda Şehremini olan ğinde kavalık arazi vardır. Bu kayalıklar terir ve hükumetin yapacağı bütün iş Hüseyin Efendinin ruznamçesinde var garbde Cebeli Meryeme kadar gider. Ve lerde alacağı kararlarda ona kuvvetli dır. Andan yoklansun, dedi. Böyle bir kaza bu kısımda da, uzun za bir rehber teşkil eder.» Ruznamçeden suret defteri çıkanlıp Kısası istatistik hâdiseler ve vak'a man, geçişi sekteye uğratır. getirildi. Üç bin elli kuruş yazılmış. Sulların aynası, röntkenidir. Nasıl ki bir Üçüncü bir tehlikeli yer daha vardır ki ferdin vücudünün röntkeni alınır ve o tan Îbrahimin hoşuna gitti: o da kanalın cenubunda Acı Göller ile nun birçok gizli yerleri meydana çı Kasım doğruymuş. Nahak yere Saluf garı arasında, Mekkeye gidip ge karsa, istatistik te bir yurdun içinde anı azleyledik, dedi. len hacıların geçtikleri yolun şimalinde ve gizli kalmış birçok hayatî noktaların Çok geçmedi. Cinci Hocanm teşvikile Şaluf civarındadır. meydana çıkarılmasma ve ona göre tedmimar Mustafa Ağa azledildi. Mimar Buradan sonra daha cenubda kanal, birlerin, ölçülerin almmasına yarar; me Kasım Ağa tekrar başmimar oldu. Fa dar Süveyş körfezine gelinciye, yani Kı denıyetin en kuvvetli ölçülerinde<n ve kat 1650 de, Sultan İbrahim öldükten zıldenize çıkıncıya kadar, ıslak kumsallar vasıtalarmdan biridir. sonra, mimar Kasımın Turhan Valideye İstatistiğin bu faydalarmı gördükten arasından geçer. Nihayet, Sina dağının sonra genel nüfus sayımı yapıhrken | kethüda tayin edilmesi, mimar Mustafa azametli kütlesi, günün muhtelif saatleAğayı eski makamına getirdi. rinde, bilhassa günes batarken en hari rakamlarm çok doğru olabilmesi için bütün yurddaşların nüfus yazacaklarla Mimar Mustafa Ağa en mühim işleri kulâde renklere boyanarak denize hâkim beraber çalışmalan onlarla her husus bu devirde gördü. 1658 de Boğaz hisarolur ve kanal biter. ta teşriki mesai etmeleri. kolaylık gös larını yapan, oydu. îstanbulda ve etraf Görülüyor ki kanalı, kasdî bir kaza termeleri ve tstatistik Genel Direktör ve cevanibde nekadar dülger ve duvarcı ile bir bucuk av icin kanahnak mümkün lüğunün talımatnamesine göre sıki sı varsa hepsini topladı. Çanakkaleye geldür, fakat bundan Habeşistandan başka kıya hareket etmeleri yurd, ulus, devdı. Boğaz hısarlarını inşaya başladı. Az herkes mutazarrır olur. let ışidir. bir zamanda «tulen ve arzan üçer yüz A.D. Dr. H. MAÜK EVRENOL arşın oliBii ss«re» muazzam kaleler in

Bu sayıdan diğer sayfalar: