5 Kasım 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

5 Kasım 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURIYET 5 İkfadteşrfn 193J Kadın ihtilâlci Atletik sporları nasıl yükseltebiliriz? Heveskârların idman yapabilmeleri için küçük sahalar ve müptedilerle tecrübelileri ayrı ayrı sınıflara ayırmak lâzımdır Leninin kardeşi Anna Ebzarova öldü 1887 senesi ma » yıs ayının yirmin ci günü idi. Çar Üçüncü Aleksan dnn hayatına sui kasd yapmak istiyen gizli cemiyetin azalan bugün idam ediliyorlardı. Bütün Rusya heyecan içerisinde idi., «Halkm isteği» partisinden bir grup Anna Ebzarovtc bu suikasdi hazır larken yakalanmışlardı. Ve yakalananlann içinde Maria Aleksandrownanm iki çocuğu bulunuyordu. Bunlardan biri olan 21 yaşındaki genc Aleksandre o gün idam ediliyordu. îkincisi henüz 23 yaşlannda genc bir kız olan Anna gene ayni suçtan dolayı ha piste idi. Bu .kadar büyük bir felâkete uğramış olan UIjanow familyasının ço cuklanndan biri olan genc Lenin ise henüz o sene liseyi ikmal etmiş bir çocuktu. Ve hiç şüphesiz ki onu ihtilâle sürükliyen ve Çar rejimine karşı bu kadar ateşli ve bu kadar kahredici bir düşman yapan Uljanow ailesinin 1887 senesi 20 mayısında uğradığı müthiş felâketti. Anna Elizarova Oulianova da o ta rihten sonra hayahnın en son gününe kadar büyük bir ihtilâlci olmuştu. Hapisten çıktıktan sonra daima faal olarak ihtilâl partisinde çalışmış, en müşkül, en tehlikeli vazifeleri üstüne almış ü. Rus ihtilâlinin propagandasını yapan risaleler, kitablar neşretmek için lâzım gelen parayı topluyor, onlan ecnebi memleketlerde tabettirip Rusya dahilinde dağıtıyordu. Anna Çar rejiminde müteaddid defalar tevkif ve hapsedilmiş ve sürülmüştü. Esasen Uljanow familyası baştan aşağı ihtilâlci idi. Zamanla lise mezunu genc ihtilâl hareketinin başlarına doğru yükselmekte idi. Terbiyede ahlâk prensipleri İngttizceden türkçeye çeviren: Belkis Halim 20 maznun 40 avukat 300 şahid, 500 kiloluk evrak! Altmcı Balkan Oyunlannda hayli vo rerek koşmağa başladık. Ufaktan baş rulmuş olan atletlerimiz vaktinden ev lıyan bu koşuşmalar o kadar ileriled vel mevsimi kapamağa mecbur kaldı • ki, o sahada küçük müsabakalar bile lar. Hemen hicbir sene bütün bir mev yapmağa başladık. Bu sahanın kaç pa stm için program yapılamadığından, zu raya çıktığını bilmiyorum amma, b°ş hurata tâbi müsabakalarla harekete ge on Fransız askerinin çalışmasile yapılçen atletlerjmiz için Balkan Oyunlann dığmı gayet iyi hatırhyorum. Memle dan sonra esasen hesabda tek bir mü ketin her köşesinde buna benzer idman sahalannm en ufak bir masrafla yapı sabaka bile yoktu. Balkanlarda bizim gibi programsız labilmesi atletizm için mutlaka Taksim hareket eden daha hangi milletler var veya Kadıköy sahalanna gitmek mec bilmiyoruz amrna, Yunanlıların her buriyetini ortadan kaldırmış olacaktır. mevsimi nasıl geçirdiklerini kolaylıkla Bu külfetin ne demek olduğunu bız öğrenebiliyoruz. Altmcı Balkan Oyun den gayri, idareciler de dahil kimse talanndan her milletten fazla yorgun çı hayyül bile edemez. Bu suretle uzak ve kan Yunanlılar, Prag takımile müsaba yakın her tarafta koşup atlamağa fırsat ka yapmak fırsatmı kacırmadılar. Ar ve vakit bulacaklann ortaya çıkaracağı tık kökleşmiş bir sistem altında kış ve netice, bugünkü derdleri silip süpüre yaz mevsimleri icinde attıklan her a cektir. dımm hesabını bilen Yunan teşkilâtı ve tkinci nokta; ayn ve çok ciddî bir daYunan atletleri için Balkan oyunlann vadır. Neticesi itibarile çelik ölçü ve da gördüğümüz yüksek varhklarmı KO kronometreye istinad eden bir sporda lay kolay kaybetmelerine ihtimal ve en iptidaî bir şekilde ayağma çivili pabucu ilk defa geçiren bir atletin, sene rilemez. Atletizm Federasyonunun her fırsat lerce gayretten sonra şampiyon olmuş, ta yaptığı ilânlardan anlaşılıyor ki, 15 rökor peşinde koşmuş bir atletle yanküsur milyon nüfusu olan Türkiyede yana yarışmasma imkân yoktur. 250 lisansiye atlet vardır. îdman Cemi Sırf bu düşünce iledir ki, en heveslı yetleri Ittifakına dahil bulunan kulüb olan gencin çivili pabuclan hemen atlerin mevcudunu nazan dikkate alacak masma sebeb oluyor. Futbolu üç kümeolursak galiba her kulübe bir veya iki ye, küreği üç sınıfa, güreşi iki kısma ayıran idareciler, atletizm gibi en zorlu atlet isabet etmektedir. Kulüb adedi en bol olan tstanbulda ve en kıymetini bilhesab ortaya koyan atletik sporlarla uğraşan altı kulüb var bir sporu bir çerçeve içine toplamakta dır. Bunlardan tstanbulsporda bir, Su bir beis bile görmemişlerdir. sporlan kulübünde de bir atlet resmî Bizim gibi memleketinde rökordan rökora koşanlar, Olempiyad müsabakamüsabakalara iştirak edebilmektedir. Bir, nihayet iki atletile müsabakalat larında seyirci olmağı tercih ediyorlar. da yer alan kulüblerin atletizmle ug Birinci seçmede müsabaka harici kalan raştıklarını zannetmek tuhaf bir iş olur bizler, oralarda neysek, dün bu işe başKulüblerimizin esas olarak ele almala hyanlar da bizim yanımızda ayni h's rı lâzım gelen atletik sporlara niçin lâ altında hem de tamamile acemi bir halzım gelen alâkayı göstermemiş olma de kıvranıp duruyorlar. Anneleri Maria Aleksandrovna bel lannın birçok sebebleri vardır, fakat Müptedüere yaşlan ve kudretleri da ki 21 yaşında siyasetgâhta can veren debunu bellibaşlı iki nokta üzerinde top hilinde hemayar rakiblerle çarpışmak likanlı oğlunun intikamını almak istiyen lamak lâzımdır. fırsatı verildiği gün şuradan buradan bir hırs içinde diğer bütün çocuklanna 1 îhtiyaca kâfi gelecek idman sa birçok kabiliyetler fışkıracağına hiç bu çılgm atılışlannda yardımcı oluyor halan olmaması, şüphe etmemelidir. du. Çünkü bütün Uljanow familyasının 2 Atletik sporlarda ikinci katagori Üzerlerinde uğraşüa uğraşüa hazır insanlan kendilerini tamamile ihtilâlin yapılmaması. lancaklan, olgunlaşmışlar arasında tahakkukuna feda etmekte idiler. Le Birinci madde doğrudan doğruya teş kaybolup gitmemek J£İn ikinci, hat nine kızkardeşi Anna en iyi parti arka ta üçüncü katagoriye ayırmak, on kilâta aid bir iş olarak göze çarpar. daşı olmuştu. O, menfada bulunduğu Mütareke senelerinde Fransızlar şim lara da bu suretle kazana kazana büyüdiki Üniversite meydanmda kömür to mek fırsatım vermek atletizme yapıla müddetçe aralannda takarrür eden bir lisanla yazdığı mektublarda ona Rusya rile 250 metroluk gayet basit bir pist cak en büyük hizmet olacaktır. ahvalini bütün tafsilâtile anlatmış ve oyapmışlardı. Fransız askerlerinin idman ömer Besim nun mesaisini âdeta idare etmek üzere yaptığı bu sahada biz de onlardan gö âzım gelen bütün malumah vermiştir. İkinci kümeden birinci kümeye geçirilen kulübler hakkında mıntaka merkezinin verdiği karar Istanbul mıntakası merkez heyetinin geçen cuma günü yaptığı bir toplantıda, birinci kümeye alınan futbol takımîan hakkında bazı kararlar verdiğini yazmıştık. Yaptığımız tahkikata göre bu kararîann ahnmasında futbol heyetinin mın taka merkez heyetin* gönderdiği bir tezkere âmil olmuştur. Futbol heyeti, bu seneki lik maçlannda, geçen seneki ikinci kümenin birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşincisini de birinci kümeye alarak birinci kümedeki kulüb sayısını 12 ye çıkardığını mın taka merkez heyetine bildirmiştir. Mıntaka merkez heyeti, futbol heyetinin bu karannı tasvib etmiş, ancak ikinci kümedeki dört kulüble beraber Güneş kulü bünün de hangi esasa istinad edilerek h'rinci kümeye ahndığını tayin edeme miştir. Çünkü teşkilât nizamnamesinin 36 ncı maddesinin 14 üncii fıkrası ku lüblerin «senei sabıka resmî müsabakalannda aldıklan netice üzerinden sınıf lara taksimi» emrolunmaktadır. nin birden beşinciye kadar olan takımlannm birinci küme ye alındığı halde be şinci olan Altınordu kulübünün yerine Güneş kulübünün tercih edilmesine itiraz etmiştir. Bugünkü vaziyet budur: Futbol he yeti, Güneş kulübünü doğrudan doğruya birinci kümeye geçirmekle hem kendi karanna, hem de nizamnamenin apaçık sarahatine uymıyan bir harekette bulunmuştur. İstanbul merkez heyeti de, ek seriyetle bu gayrinizamî katfan tasvib etmemiştir. 1917 ihtilâli patladığı zaman Anna poliste mevkuftu. Ihtilâlcilerin hapisa neleri açıp mahkumlan serbest bıraktıkları günlerde Anna da halk tarafmdan kurtanlmışhr. Ihtilâlden sonra Anna Pravda gazetesinde sekreter olarak çalışmış; ve öm riinün son gününe kadar bu işi bırakmamıştır. Anna Elizarova Oulianova 20 birinciteşrin gecesi, bundan on bir sene ev vel Leninin öldüğü evde hayata gözlerini kapamıştır. SUAD DERVÎŞ tubda deniliyor ki: <Bu ölümden mü tevellid acılanmıza ve cenaze merasi mine iştirak edenlere ayn ayn teşekkür POLÎSTE etmeğe kederimiz mânidir. Gerek tel graf ve gerek mektublarla taziyette bu ZAVALLI İKİ SAR'ALI YARALANlunan Galatasaray kulübüne, Orman DI Dün iki zavallı sar'ah ağır su Fakültesine ve butün ahbab ve dostlara rette yaralanmıştır. Halbuki Güneş kulübü, geçen sene lik alenen teşekkür hususunda sayın gazeBunlardan bir tanesi Ortaköyde Pamaçlanna girmediği için hiçbir kümede tenizin vasıtalığım dileriz.» pazoğlu sokağmda 33 sayılı evde oturan derece alamamıçtır. Güneş kulübü, KumElâziz Malatya takımlan Şeriftir. Dün evinde otururken birden. kapı kulübile birleşmiş olduğu için, o kubire sar'ası tutmuş ve çırpına çırpıns berabere kaldılar lübün Iiktekı derecesini alması lâzım gelElâziz (Özel) Malatya Fırat kulü merdivenin yanına kadar yürümüş, o mektedir. Fakat Kumkapı kulübü futbol rada bayılârak merdivenlerden aşağı takımı da geçen sene ikinci küme lik maç bile Elâziz Halkevi kulübü arasında Elâziz spor sahasmda çok heyecanlı bır yuvarlanmıştır. Neticede çenesi kop lanna iştirka etmediğinden ikinci likin maç yapıldı. Her iki tarafın çetin akın muş, ağır surette yaralanmıştır. sonuncusu olmuştur. Güneş kulübünün larına rağmen iki kulüb berabere Kaldı. İkinci vak'a da Feriköyünde olmuş bugünkü nizamî vaziyeti, ikinci künr;nln tur. Feriköyünde Paşa mahallesinde sonuncusu olmak üzere kabul dilmekte Samsun tütün iskelesi dir. Samsun (Özel) Samsun tütün iske Üamiişerif sokağında oturan Sabri, dan >vde kımseler yokken sar'ası tutmuş Futbol heyeti, ikinci kümenin birden lesinin perişan hali gün geçtikçe daha ve önünde duran mangalm üstüne dübeşinciye kadar olan takımlannı birinci fena ve tütün yüklenemiyecek bir dere şerek yanmağa başlamıştır. Sabrinin ceye geldiği halde yapılmasına henüz kümeye alınca buradaki beşinci kulübün başlanmamıştır. Geçenlerde tütün vuk bağırtılarını duyan komşular koşmuşGüneş. kulübü olmadığı mıntaka merVez liyen Gary Tobacco kumpanyası iske iar zavallıyı yanmaktan kurtarmışlar heyetinin nazan dikkatini celbetmiş, bu lenin bozukluğu yüzünden yüklemeği dır. Her iki yaralı da cankurtaran ototasnifin nizamnamenin «senei sabıka les gündüz bitirememiş gece bastınnca da mobilile hastaneye kaldırılmışlardır. mi müsabakalannda aldıklan netice üze karanlığı ortadan kaldırmak için ozel TRAMVAYA ÇARPAN KAMYON rinden sınıflara taksimi» kavdinı taşıyan otomobillerini iskelenin yanmdaki kı Şoför Nurinin idaresindeki 3618 sayılı fıkrasma uygun şekilde yapılmadığı go yıya yanastırıp elektriklerini yakarak kamyon kömür yüklü olduğu halde rülerek uzun müzakereden sonra Günsş lâzım olan ışığı bu suretle sağlamıstır. Beyoğlu Sovyet sefarethanesinden çıkulübünün bu~ünkü vaziyetile birinci kü Eğer bu iskele Samsuna lüzumlu ise yapılmalıdır. Lüzumu yoksa böyle perisan karken Tünelden Şişliye giden 213 sanifde yer alamıyacağîna karar verilmîştir. bir halde bırakıp yabancılan olsun ken yılı vatman Mes'udun idaresindeki 123 \ ^ Diger taraflan ?eren sene ikinci kümedımize güldürmekle sebeb yoktur Te sayılı tramvaya çarpmış, tramvaym özı nin beşincisi olan Altınordu kulübü de, miz iş altı ayda çıkar prensipini güde ;arafmı parçalamıştır. Büyük bir tesa[taaıtfckaya müracaat ederek ikinci küoue rek şereioıizi kırdırmak doğru mudur? düf eseri kamyona birşey olmamıştır. O, komşu ve dost Rusyanın en tanılmış ve en sevilmiş vatandaşlanndan biri idi. Ihtiyar ihtilâlci kadının cenazesi kenMerhum Tevfiğin ailesinin disine lâyık merasimle kaldmlmışhr. Sovyet Rusyada matemi kuvvetle histeşekkürü sedilen bu kadın, şüphesiz ki son asnn Merhum Galatasarayh Tevfiğin Ça nakkalede bulunan babası, ablası ve e yetiştirdiği en şayani dikkat ve en kuvniştesinden bir mektub aldık. Bu mek vetli kadınlardan biri idi. dan biridir. Fakat Almanyada ekonomi veya Fransada sosyoloji okuyup ta Lu rada coğrafya veya hesab okutan birçok benzerleri gibi o da ihtısas kazandığı bılgi üzerinde çalıştırılmıyor. İngilizce oğretmeni olarak kullanılıyor. Fakat kendisi mesleğine candan bağlıdır, terbiye cereyanlarını aşkla takib eder, boyuna kıtab okur ve ... kitab yazar Ünlü Amerikan terbiyecisi John Devveyden türkçeye çevirip bastırdığı «terbiyede ahlâk prensipleri» adlı eser de işte o meslekî şevkin ve Ayin takdıre değer ürünlerinden biridir. Ben «ahlâk» ın hayatî bir zaruret olduğuna inananlardanım. Ahlâkî düzgün olan milletlerın mutlaka yükseldiğine ve yükseleceğine, ahlâk bozukluğunun ise en haşmetli müesseselerın altmı üs tüne getıreceğine sarsılmaz bir iman beslerim. Bunun için okullarda ahlâkî tedrisata büyük yer ve büyük değer verılmesini isterim. Ahlâk bilgisile ahlâkî terbiye ayn ayn şeylerdır. Ahiâk bılgisi okutulur, ahlâk terbiyesi ise ruhlara nakşolunur. Fransa, Maanf Nazırlarından biri bu ikisi arasmdaki farkı belirtmek için yaptığı bir bildirikte: «Ahlâk terbiyesi bütun tedrisata nüfuz etmeli, doğrudan doğruya veya dolayı sile bütün mümareselere, öğretmenle^in smıfta veya teneffüste verecekleri bütün öğüdlere girmelidir. Yazı örnekleri, hesab meseleleri bile bu ülküye âlet olmalıdır» diyor. Nazınn çok iyi dü şündüğüne şüphe mi var?. Her hangi bir ders, hususî kabiliyetleri, faydalı bilgileri besleyip olgunlaştırdığı halde ahlâk terbiyesi bizzat insanı iyileştirir, olgunlaştırır, güzelleştirir. Kalbi yapan, zekâyı cılâlandıran, vicdanı yükselten odur. Fakat bu terbiyenin gayesi b'ldirmek değil, istetmektir. Ahlâkî terbiye, ispat etmekten ziyade müteessir eder. * Maznunlardan bir kısmt (Aşağıda Staviskînin karın Duyan ve sezen bir varlığa hıtab ede , Madam Arlet Staviski) ceği için muhakemeden fazla kalble çahşır. Ahlâkî fiillerin sebeblerini tahlile Evvelki sene Fransayî büyük bir vel bir reis muavini ve beş ihtiyat aza tayin uğraşmaz. Her şeyden önce o fiilleri veleye veren meşhur dolandırıcı Staviski edilmiştir. Zabıt kâtibine de bir yardımyaratmaya ve hayatı idare eden bir iti işi bugünlerde mahkemeye intikal etmek cı verilmiştir. yad şekline sokmaya uğraşır. Bundan üzeredir. Staviski davasına aid bütün dosyaîar, dolayı ahlâk terbiyesi bır bilgi değıldir, Davaya Paris adliyesi çok büyük bir Jteyen" hâkimenin bulunduğu yerin arka bir san'attir. Beşcrin iradesıni hayre ehemmiyet vermektedir. Geçen perşembe tarafına yerleştirilecek olan gayet büyük inkıyad ettirmek san'atidir. günü Paris Ağırceza mahkemesinde Sta bir kasada saklanacak ve gece gündüz, İşte değerli öğretmen Belkis Halim, viski davasmuı bir nevi provası yapıl bir nöbetçi tarafmdan muhafaza edile « bu ince ve pek ince san'ate temas eden mışar. cektir. pek nazık bir konuyu ele almış, ter Dava mainıînlannm sayısı 20 dir. Jüri heyetine verilecek olan sual varabiyede ahlâk prensıplerinin rolünü, bu 18 kişiden mürekkeb olacak jüri heye kasında 1956 sual yazılı bulunmakta rolün ne suretle yürütülebileceğinı anlatmaya çalışmıştır. Kitab, mevzuun tine 6 ihtiyat aza daha ilâve edilecektir. ve iddianame 1200 sahife tutmaktadır. büyüklüğıle mütenasib bir hacimde de Şahid adedi 300 dür. Dava olunan ta *** ğildir. Lâkin, arsıulusal bir şöhret ta raflann müdafaa vekilleri 40 kişidir. Paris 4 (A.A.) Staviski davası buşıyan büyük bır terbıyecinin kalemin Dosyalar, evrakı müsbite, Staviskinin gün başlıyor. Staviskinin sebeb oîduğu den çıktığı ve terbiye işlerinden çok iyi kurduğu muhtelif şirketlere aid defter dolandıncılık miktarı 250 milyon franga anlıyan bir öğretmen tarafmdan türk ler, müsadere olunan mücevherat ve sa yükselmektedir. Staviskinin karısı Arçeye çevrildiği için o mevzua ilgi taşı re 500 kilo ağırhğmdadır. Muhakemeyi let ve Bayon Uray Bankası direktörü yanları hoşnud edecek ve onlara büyük takib etmek üzere davet edilecek gazete Tisye de dahil olduğu halde adedi 20 ye bir kazanc verecek kadar dolgundur. cilerin kaç kişi olacağı şimdiden bilinme yükselen suçluları elli avukat müdafaa Kitab, mekteblerin ahlâk bakımından mekle beraber büyük bir gazeteci kala edecektir. Muhakeme 30 celse sürecek taşıdıklan önemi inceliyen bir fasılla balığmm hazır bulunacağı tahmin edil tir. başlıyor. Sonra mekteb camiası tarafm mektedir. îddia makamı 30 şahid ikame edecekdan verilen ahlâk terbiyesini tahlile giMahkeme heyeti de her zamankinden tir. Bunlar arasında bazı eski Bakanlar rişiyor. Bu kısımda çok derin fikirler var. îçtimaî ahlâkla mekteb ahlâkmm daha kalabalık olacaktır. Reisten başka ve parlâmento mensubları vardır. birliği, mekteb faaliyetlerınin içt'maî hayatı da belirten enmuzeçler olması gibi engin mevzular hep bu kısımda gözden geçirilmıştir. Üçüncü fasılda öğretme metodları vasıtasile verilecek ahlâk terbiyesi hakkında uzun mülâhazalar Amerikanm meşhur ve esrarh hava tayyaresi yürütülmüş, bellenilmeğe değer hukümler verümiş, faal ve içtimaî öğrenme bilinmiyen sebeblerle düştü ve tamamen mahvoldu yollannın kıymeti ayn ayn aydınla Amerika hava ; tılmıştır. kuvvetlerinin iftihar' Fransayî ve dönyays velveleye veren meşhur Belkis Halim, yurdumuzda sayısı he „ Staviski rezaletinin muhakemesi başlıyor nüz pek az olan terbiye mütehassıslann. "Uçan Kale,, yandı Dördüncü fasılda ders mevzularının içtimaî mahiyetine geçiliyor. Coğrpfya, tarih, riyaziye, terbiyede ahlâk bakı mından nedır ve nasıl roller oynar?.. Bunları hep o fasılda görüyoruz, okuyoruz, öğreniyoruz. Beşinci fasıl, ahlâk terbiyesinin psikolojık safhasını teşrıh edıyor. Burada da çok önemli yazılarla karşılaşıyo ruz. Söz gelimi zihnî muhakemenin veya makuliytin ehemmiyetinı, mce ve teheyyücî cevabilık için gerekli olan kabiliyetin vasıflarmı bu fasılda buluyoruz. Sonra ahlâk prensipleruıin ameîiliği geliyor ve kıtab bitiyor. John Devvey gibi terbiye âleminde en parlak bir yıldız olmak şöhretıni taşıyan büyük bir âlımin en değerli terbiyecilerden biri olarak tanıdığım Belkis Halim tarafmdan türkçeye çevrilen eseri hakkında benim tenkidim şöyle dursun, takdirim bile aykırı düşer. Yalnız ahlâk ve ahlâkçılığa bütün ömrümde ve bütün yazılarımda büyük bir de;er verdiğim için şu satırlan yazdım. Ayni zamanda eseri, öğretmenlerimize tanıtmak istedim. Bu münasebetle Belkis Halimden bir dileğim var: Bundan sonra yazacakları kıtablarda daha sade bir üslub kullansınlar. Çünkü ilmî yazılarm ağırlığım üslubün yumuşaklığı giderir! ettiği ve «ordunun uçan kalesi» diye andığı en büyük bombardıman tayyaresi bugün artık yoktur. Amerika erkânı harbiyesinin büyük ümidler bağladığı bu dört motörlü dev geçen perşembe gü nü, gizli bir maksadla sefere çıkmış ve Daytonda düşmüş tür. Muazzam Tayyare hızile yere çarpmış ve muaz zam bir meşale halinde parlamıştır. Icindeki beş kişiden yalnız birinin ölmü« ol ması da, imdada gelenlerin gösterdikleri fevkalbeşer cesaret sayesindedir. Bu hava faciasınm bırakacağı akis büyük olacaktır. «Esrarh tayyare» ismile anılan bu uçak, Boeing firmasının e^eri idi. Havacılık mahfillerinde bu tayyarf nin, şimdiye kadar bütün dünyada askerî tayyarecilik sahasmda yapılan terakkiÎTİ kat kat geçen yeniliklerle mücehhez ol duğu söyleniyordu. Bu iddianın doğruluğunu anlamak için, tlâkadar makamların, tayyaredeki müıeaddid cihazlan nekadar kıskanç bir itina ile saklı tuttuklarını düşünmek kâfıdir. jhiatta, bu tayyarenin yaptığı seferler hak tayyare uçmağa hazırlamyor kmda bile malumat verilmemekte idi. Aşağıda sayacağımız birkaç rakam, bu tayyarenin büyüklüğü ve ehemmiyeti hakında daha iyi bir fıkir verebilır. Motörlerinin kuvveti 2,800 beygir, kaıad genişliği 31 buçuk metro, bütün ağırlığı 15 tondu. İçinde, her istikamete endaht yapmağa elverişli dört mitralyöz kulesi bulunuyordu. Aynca, açıkta iki mitralyözü daha vardı. Bunun tecrübeleri bittikten sonra, Amerika hükumeti, ayni tipte üç tayyare daha ısmarlamak fikrindeydi. Tayyarenin nasıl bir sebeble düştü ğünü tahkike memur olan heyet henüz bir netice çıkaramamış ve sebeb esrar içinde kalmıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: