11 Aralık 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

11 Aralık 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

r Dünün Genci Anlatıyor Sermed Muhtar Alus CUMHURtTET 11 Biriocikânun l f Şehir ve Memleket Haberleri Bütün mütevelliler Evkafa bağlanıyor Vakıflar sıkı surette kontrol edilecek Yanndan sonra herhangi din ve roezhebde olursa olsun cami, kilise, smagon ve saireyi idare eden mütevelliler Evkaf Genel Direktörlügüne bağlanmaktadır ar. Bunlann bilhassa gayrimüslim olanan şimdiye kadar kendi başlanna ve yahud kiliselere bağlı olarak idare ediliyorlardı. Bu yüzden ikide bir yolsuzluklara imkân verilmiş oluyordu. Yeni Evkaf kanunile bu iş te kökündcn halledilmiş 13 ilkkânun 935 tarihinden itibaren üç ay zarfmda mütevelliler idare ettikleri vakıflann mahiyetlerini, varidat mem balannı ve bunlann sarf ve tahsi* mahalerini, geçmiş son senenin masraflannı, salâhiyetlerini, mercilerini ve hangi ta rifcten itibaren i*e başlamış olduklannı gosterir bir beyannameyi vakfm bu $eneki idaresine aid bir bütçe ile birlikte Vakıflar idaresine venneğe mecburdurlar. Bu suretle beyanname vermiş mütevelliere bir makbuz ilmühaberi verilecektir. Bunlar kendilerine yeni tebligat yapılıncıya kadar vakıflarının idaresine devam edeceklerdir. Birinci fıkrada yazüı müddet içinde beyanname vermemi? olanlar vakıflanna devam edemiyeceklerdir. Verdikleri beyannamelerin hakikate uy< gun olmadığı bilâhare yapılan tetkikat neticesinde anlaşılırsa bunlar mütevelli likten azledileceklerdir. Siyasî icmal Dokuz devlet muahedesi^ Ne hazın dava Pardesü çalan Üniversite talebesi «Bu işleri eroin tesirile yaptım» diyor Üniversite Hukuk ve Fen Fakülteleri salonlanndan btrçok talebenin pardesü, şarp, şapka, eldiven ve saire gibi eşyalannı çalmakla suçlu Hukuk Fakültesi birinci ıınıf talebesinden îsmail Safa ile bu eıyalardan bir kısmını satut almakla suçu Çarşıiçinde koltukçu Hulusi Adliye ye verilmişlerdir. Suçlulann dün Sultanahmed birinci sulh ceza mahkemesinde sorgulan yapılmıştır. Bunlardan îsmail Safa bundan iki ay evvel de gene bir iftira yüzünden mahkemeye verildiğini ve o zaman beraet ettiğini söylemiş, bu teferki hâdise hakkmda d* sorulan suale şu cevabı vermiştir: Yakın maziden maceralar 9 kahrolasılar başlamazlar mı gene işı azıtmağa... Deli olacağım; üstüme fenalıklar, baygınhklar çöktükçe çöküyor. Habeşî taze çıkmış, odada yalnız kalmıştım. Beş on dakika geçti. Gelen giden yok. Benimki herhalde hazırhkta; süsünü püsünü yapmada. Kimbilir ne göz kamaştıncı bir kryafette gelecek. Göğsü açık, kollan çıplak, saçlan omuzlanna dökük, peri kızlan gibi edalı edalı girip aklımı fikrimi tarümar mı edecek? Canıma Mevlid mi okuyacak? Şöyle bir düşündüm. O gelmeden evvel halâya kapağı atamaz mıyım? V ü cudümdeki şu işkence takımını çıkanp pencereden atamaz rnıyım? Bumı yap mazsam bu gece benden hiç hayır umma. Tersim döndükçe dönecck, alıklaştıkça alıklaşacağrm; ağzun kilidlenecek, dilim tutulacak. Artık sevgilimi, unutmuşum; gözüm habeş kızında. Gelmesini iple çekiyorum. Sofada bir kapı açılışı sesi. Aman gozüm aydm, mutlaka habeş kızı geliyor, dedim. Şimdiye kadar başka hiçbir kimsenin ortaya çıkmamasına bakılırsa mahremi esrar mutlaka o. Göğsümü sıvazhyarak: (Çok şükür muradım oldu, kurtulduro!) diyip nefes aldım. • Gelen hakikaten oydu. Kahve getîriyordu. Daha kapının eşiğindeyken: Aman gözüm, dedim, lutfen bana halâyı göster!... Başüstüne efendiml dedi. Koşa koşa bir şamdan getirdi. Peşinden ne seğirtivorum, .oynıya oynıya... Halâ kapısmın sürmesini sürer sür mez ceketi, yeleği, frenkgömleğini, ve saireyi çıkanp havlu sınğına astım. ( O paramparca olası, yerin dibine batasılan, diioroelerini kopara kopara çıkanp attım. Üstlerine basıp basıp çiğnedim. Sımsıkı burup pencereden ftrlatacağım esnada musluğun altındaki kapak gözüme ilişti; haydi içine. Hemen giyindim. Üstümden oyle bir yük, yüreğimden öyle bir pençe kalkmışt ki sanki dünyaya yeni gelmi|im. Uıulcacık kapıyı açıp demin oturduğum odaya girdim... Gene kimsecikler yok. İki dakika geçti geçmedi, simsiyah böbrek dudaklı bir arab karuı. ak gözlerini devire devire, lânet lânet içeri baktı. Kapıyı çat diye çekip kapadı. Gene iki dakika ya geçti ya geçmedi tokmak şarkadak döndü. Kapı bir karıj kadar aralandı. Öfkeli öfkeli bir ses: Mazur görün ve şimdi çabuk geldi giniz yere teşrif buyurun! Gözlerime, kulaklanma inanamıyo rum. Bu gelen, bunlan söyliyen Bakırköylü. Kapıyı biraz daha açti; endamını mey dana çıkardı. ö y l e de bir süslenmiş, tak mış takıştırmıs ki... Sırtında şatafatlı bi ipek fistan.. Fena halde şaşaladım. Acaba bu iğbirarınıza sebeb nedir Niçin hakipayinizj rencide ediyorsunuz? Melcğime karşı bilmiyerek bir kabaha ettim, bir hata üledimse onu bileyim!.., Gibi Üsan kullanmağa vakit kalmadan, daha ağzımı açmadan. kahkahayı atıp ne dese begenirsiniz? Demez mi ki: Ermenî genci fesi elimc verdi. Birşey söylemedi. Yürüyor. Ben de peşisıra gi• diyorum. Yolda hiç konuşmuyoruz. O zaman istasyonun olduğu yerde köprii yoktu. Biraz aşağıda, yani Velefendi istikametine doğru olan tarafta bir tahta köprii vardi. Gene de duruyor a. O köprüyü aştık. Hattm öbür tarafına geçtik. Millet bahçesi cihetine doğru gitmedik, aşağıya döndük. Oğlan çok hızh yürüdüğü için ben de folispiti tutturmu şum. Kızıştığım, terlemeğe başladığım icin, baş belâlan gene (biz buradayız!) demez mi? Her tarafımda gıcırtı başlamaz mı? Dişlerimi birbirine geçirdim. gözlerimi yumdum; nihayeti 5lüm de olsa tahammül edeceğira diyip dörtnalı tuttum. Neftvağı sürülmüş gibi koşuyorum. Benim bu gidişimi gören kalıbcı çırağı da dörtnala koşuyor; kimbilir içinden de: (Bu herif deli midir. nedir?) diyor. Tahtadan büyük bir bahçe kapısı on''ne geldik. lçerisi ağaclık: köşk möşk gjrünmüyor. Oğlan, ilk defa olarak, yavaşça sesini çıkardı: (Geldik; haber vereyim!) dedi. Aralık kapıdan girip kay Hem halk, hem Tramvay Şirketi şikâyetçi ır. holdu. Tam o dakika kafama dank dedi. Elleıim bomboş. Böyle gelinir mi hiç?. Insan, bir kutu fıstıkh lâtilokum veya bir paket badem ezmesi olsun almaz mı? V e yahud bir sepet turfanda yemis. icab etmez miydi? Eğlencelik fı&tık, fındık. sak'ileblebisi de mi getiremezdim > Bilhassa samfıstığını sevdiği yüzde yüz. Arnavudla verdiği parola bile fıstı^a dair... Hepsinden doğrusu ve kibarvarisi, tenteneli ipek mendil, menekşe lâvantası, pinnç pudrası çribi kaHın tuvaletine yarar bir iki şey almaktı. (Siz püliime lâyık deeil ama yanm elma, gönül alma!) vahud (Yarim beni ansm da isterse çürük elma ile!) diyip kîbar kibar bir kenara koyuvermekti. Gıcırtı derdinden başımda akıl mı kalmıştı ki? Bu noktalan kurdukça başladım mı mrSçub olmağa; mahçub oldukça IO ğuk soğuk terler dökmeğe; soğuk soğuk terler döktükçe sırtımdakilerin daha daman tutmağa... Duvara dayanmasam boyluboyunca yere yıkılıvereceğim. Olümü göze aldırmak para etmiyor vallahi. Bahçenin geri tarafmdan köpekler havlamağa başladı. Sesler gittikçe yaklaşıyor. Çomarlar geliyor galıba... Ben kapının iç tarafında, bahçedeyim. Elimde bir baslon bile yok; üzerimde toplu iğne bile arama... Artık yüreğimdeki gümbürtüyü dinle. Hoşt, çekil oradan Karaburun! diye vavaş bir ses kulağıma geldi. Arka smcan ayak pıtırtılan... Başı örtülü, entarili bir gölge; bir kadın... Bana doğrj yakınlastı; (buyurun!) dedi... İki yanı ağaclıkh bir vol... Kadının arkasma takıldım. Hafif ışıklı iki pencereve doğru vürüHük. yürüdük. Koskoca bir köşk. 7, 8 ayak bir taş merdivenden çıktık: kapıdan içeri gir dik... Etrafa bir göz rezdirdim. Şöyle böyle köşklerden deği], enikonu vezir vüzera kâşanesi. Tavanlar, duvarlar, kapılar hep yağlıboya. Kocaman kocaman yaldızlı aynalar. Perdeler, kanapeler, koltuklar bütün ipekli kumaş. Yerde »yak gömülen bir halı. « Evet! Bu işleri yaptıgrau itiraf ederim. Müptelâ olduğum eroin tesirile ve zaruret sevkile yaptım.» Hâkim Reşid; soçluya şunu sordu: « Eroin tesirile yaptığmı söylüyorsun Bu sende kleptomani denilen bir hastalık mıdır? Yoksa zaruret sevkile Jni yaptm?» İsmail Safa cevab verdi: « Ben eroin müptelâsıyım. N e yapıp yapıp eroin temîn etmek ihtiyacındayım. Bu, pahalı birşeydir. Günde iki lira lâzımdır. Halbuki benim param yok. Söylenen eşyalann hepsini ben çalmış değilim. Ben yalnız üç pardesü, bir boVakıflar umum direktörlüğü bu be yun atkısı, bir çift eldiven aldım. Par yannameleri tesbit ettikten sonra vakıfdesülerden iki tanesini Hulusiye, bir taları daimî surette kontrola başhyacaktır. nesini de Yenicamide Şükrü isminde biBu vakıflar hakkmda hükumet aynca risine sattım. Diğer eşyalan da polis isbir nizamname de yapacaktır. Vakıflar tirdad etti.» umum müdürlügü bu işi idare ve kontrol öteki suçlu koltukçu Hulusi de şun vazifesini ifa karşılıpı olmak uzere yiizIan söyledi: beş kuruj gibi cüz'î bir ücret alacaktır. « Ben Çarşıda esnafım. İsmail Saİstanbulda mütevelliler tarafmdan idare fa Mahmudiye otelinde yatar; oradan edilen mühim miktarda emlâk vardır. tanınm. Bir gün bana tçık renk bir pardesü getirdi. Bunu kendisinden 425 kuSEHİR İSLERİ ruşa satın aldım ve bir başkasına dört Bir memur hakkında ihbar buçuk liraya sattım.. Bundan on gün evVaktile Belediye şirketler komiserliği vel de gene bir başka pardesü getirdi. vazifesinde bulunmuş olan bir memuruB Bunu da beş liraya aldım ve fakat faz vazifesi zamanında, Kadıköy su şirke lasına müşteri bulamadığım için ben de tile olan muamelelerinde bazi yolsuzluk beş liraya sattım. Bunlann çalınmış mal lar olduğu hakkmda Belediye reisliğine olduklannı bilseydim almazdım.» Neticede hâkim Reşid koltukçu Hu bir ihbar vâki olmustur. Belediye mü lusi hakkında takibata serbest devam efettişleri bu ihbar üzerine tahkikata başdilmesine ve îsmail Safanın da tevkif elamışlardır. Sulh hâkimlerinin belediye ce dilerek evrakın Müddeiumumiliğe verilmesine karar vermiştir. zalarına dair kararlan Evlı olduğunuzu bilmiyordum, si zj bekâr sanıyordum. Meğerse yanılmı şım. Her kadmın kendine mahsus bir ta biati olur. Ben de evli erkeklerden nefre ederim. Dünyada erkek kalmasa, bir taBana yol gösteren kadın jr.enc bir ha ne var, o da evli deseler gen benden uzak beşti. (Buraya tesrif edin!) diyip beni ols"n. bir odaya soktu. Bu odanm döşemesi Ben: aHIas.miş, kekeliyerek: davaması bir kat daha şahane. Vallahi elmasım bekirım!.. Gene Bu kabil maceralarda cok tecrübeÜ. ligimin havnnı RÖrmevim.. A7railin kıîı çok nişkin bir insansam da, saklıvacak cına geleyim ki evli degilîm pülüm!.. Bil değilim a. adamakıllı şaşalamn. sıkılmv lâhi mücerredim sultanım! diye yeminl ga, ter dökmese başlamurım. Sırtımdaki ri basarken. ÇArkan var) Buğday ve an satışları Ticaret barsasında buğday satışları nın durgunluğu, buna mukabil un satiflannın hararetli vaziyeti devam etmek *edir. Dün şehrimize muhtelif yerlerden 1,110 ton yani şehrin aşağı yukan dört günlük ihtiyacına yetecek kadar buğday gelmif fakat borsada 120 tonluk dört buğday muamelesi olmustur. Bu mua '• melelerde sert buğdaylar 6,7,5 tan 6,12,5 ğa, yumuşaklar 6,18 den 6,30 a ka^ar satıîmıştır. Fransız heyetinin tetkikleri Fransız mensucat endüstisinin iptida maddeler ihtiyacını memleketimizden tedarik etmek ve bu mübayaatı Fransanın memleketimizdeki bloke paralar hesabın dan yapmak imkânlannı tetkik etmek ü zere bir Fransız heyetinin şehrimize gel diğini yazmıştık. Bu heyet buradaki tet kiklerini yapmıı ve tiftikle yanağılarımızdan 15 balyalık nümuneler alarak Fran saya göndermiştir. Heyet gerek bu mi muneler üzerindeki tetkiklerini gerek te Satışları dün de hararetli ve çok idi. diyeye aid şeraiü Fransada ikmal ede Borsada yumuşak ekmekldik 8 0 rand rek bildirecektir. manlı unlar 8 0 0 kuruştan 825 kuruşa Limonlar üzerindeki tetkik kadar ve sert unlarda 760 kuruştan 795 Ticaret Odası idare heyeti dünkü topkurusa kadar satıîmıştır. Iantısında limonun yeni meyva Haline Son on günün borsa muamelelerinin girip girmemesi hakkmda verilen karar SÖsterdiği vaziyet şudur: Un fiatleri he üzerine yapılan itirazlara aid vaziyet men her gün vasatî olarak çuval başma tekrar tetkik etmiştir. Dünkü toplanh 25 kuruş düşuk fiatle ve buğday da kilo da bu hususta tetkikat yapan hususî ko başma vasatî bir kuru? düşük fiatle mu misyonun raporu okunmuştur. Fakat ra amele görmektedir. Şu vaziyete göre ek por bircok noktalardan kâfi gorulmediğin mek fiatlerinde on para kadar bir düşük d»n tahkikatın d^rinleştirilmesine ka^aı verilmiştir. lük yapılabileceği kanaati vardır. Belediye cezalarından dolayı itirazen VİLÂYETTE sulh hâkimleri tarafmdan cezanın tacilı hakkmda verilecek kararlann mugayir, Sanyer kaymakam vekâleti kanun olacağı Temyiz mahkemesince kaÜçüncü smıf müfettişliğe tayin edilen rarlaştınlmış olduğu İç Bak&nlığa ve Sanyer kaymakamı Memduhtan açık İstanbul Belediyesine bildirilmiştir. kalan Sanyer kaymakamlığına îstanbul Tartı beyannamesi vermiyenler maiyet memurlanndan Melih Haydar Bazı satıcılar yeni ölçülerin kabulünvçjçâleten bakacakhr. den sonra baskül ve terazilerini muayene ÜNtVERSİTEnE ettirmek için Belediyeye beyanname ver memektedirler. Beyanname vermiyenler Hukuk doktora sınıfmda veya ihmal edenler hakkmda takiba dersler yapılmakta ve Ceza mahkemesince verilHukuk fakültesi doktora sinıfı dün mektedirler. den itibaren derslere başlamıştır. Dok • Ihhsas Mahkemelerbide tora smıfının âmme kısmını profesö Crozat, devletler umumî hukukunu pro Kaçakçı Yaninihayetyakaland fesör Menemenci, idare hukuku dersle Bundan bir müddet evvel Galata yol rini profesör Sıddık Samı ve Crozat cu salonunda Teofil Gotye vapuruna Lozanı da Rektör Cemil Bilsel okutmak kaçak esrar götüren üç Fransız gemicis tadır. Hususî hukuk doktora sınıflann. gümriik muhafaza teşkilâtı tarafmdan da şu profesörler aynlmıştır. yakalanmış ve sekizinci ihtısas mahke Medenî hukuk: Sıddık Sami ve Şvars mesi tarafmdan mahkum edilmişlerdi ticaret hukuku: Hirş, devletler husus Bu Fransızlar esrarlan Yani isminde bi hukuku M. R. Belgesoy, Lozan: Cemil rinden aldıklarını söylemişlerdi. Şim Bilsel ve Şükrü Baban. diye kadar aranılan fakat bir türlü bu llmî çahşmalar demek olan seminer lunamıyan Yani nihayet yakalanmış ve mesaisini de şu profesörlef idare edecek sekizinci ihtısas mahkemesine verilmiştir. tir: Esas teşkilât hukuku: Profesör A l Mahkeme gördüğü Iüzum üzerine bu es Fuad, ceza hukuku: Profesör Tahir, rar kaçakçısını derhal tevkif ettirmiştir. Roma hukuku: Profesör Honig.. Yaninin arkada§lan üzerinde tahk; ADL1YEDE kat yapılmaktadır. Geçen sene Cibalide Lâz kahvelerin den birinde Dursunu öldürmekle suçlu Gümrük resmi kaçakçılığından dolay Cemal ile babası İbrahimin Ağırcezada muamelâtına sekizinci ihtısas mahkemes muhakemeleri bitmiş ve verilen karar larafmdan vazıyed edilmiş olan Ford dün kendilerine bildirilmiştir. Dursunun müessesesi mahkemeye müracaaıtle bir katili olan Cemal 15 sene ağır hap çok otomobillerin sene modası geçmek se mahkum olmuş fakat vaşmın küçük te olduğundan bunlann satılmaıı için lüğü ve diğer bazı muhaffef sebebler domüsaade istemiştir. Mahkeme otomobil layısile altı seneye indirilmiştir. Babası lerde sene modası olup olamryacağın îbrahim de bir sene dört ay haose mah Ticaret Odasından sormuştur. Oda idakum olmustur. re heyeti dünkü toplantısında mahkeme ye verilecek cevabı tetkik etmiştir. zakşarktaki işlerin çok jimdiye kadar Asyanm doğu •; sile pek alâkadar görünmiyen Amerika ve İngiliz Dış Bakanlannın son nutuklannda Çin meselesini uzun uzad>» ya mevzuu bahsetmelerile sabit oldu. E i ğer ortada Habeş meselesi ve AkdeniZ Son zamanlarda herkesin tramvaylann gerginliği olmasaydı bugün bütün dünya arka tarafmdan binip ön taraftan inmeleUzakşarktaki işlerle şüphesiz yakından hakkmda tatbik edilmekte olan talimatmeşgul olurdu. i ıame her tarafta halkın şikâyeüni mucib Amerika Dış işleri Bakanı MîstCT olmaktadır. tddialara göre bu suretle Hull Uzakşarktaki siyasî mücadelenin hem tramvaylar eskisi kadar yolcu ala çok derin tesirler yapabileceğini, şimalî mamakta, hem de eskisi kadar çabuk haÇinin bazı vilâyetlerindeki siyasî vaziyereket edemediklerinden dolayı, seyrüsefeti temelinden değiştirmek üzere yapılao rin intizamı bozulmaktadır. Diğer tarafgayret ve teşebbüslerin Çinde menafii butan da halk tramvay tevakkuf mahalle lunan bütün devletleri alâkadar ettiğini, rinde eskisinden daha çok beklemek mecbunlardan birinin de Amerika olduğumı buriyetinde kalmaktadır. Bu vaziyetin sÖylemiştir. Mister Hull Amerikan polikısmen olsun önüne geçmek için ön sahantikasmm başlıca ehemmiyet verdiği bir lıklara üç kişi yerine beş kişi alınması noktanm şu kanşık zamanlarda her devdüşünülmektedir. Fakat alâkadarlar bu letin verdiği sözlere riayet etmesi oldu tedbirlerle mtizamsızhğın önüne geçile ğunu anlattıktan sonra Çine dair 1922 miyeceğini ileri sürmektedirler. Zira arka senesinde Vaşingtonda dokuz devlet asahanlıktan binen halk, hemen kapının rasında akdolunan muahedeye işaret eönüne yığılıp kaldığı için binenler hem derek demiştir ki: «Amerika hükumeti kolaylıkla binememekte hem de noksan dahil bulunduğu muahedelere riayet etyolcu binebilmektedir. Aynca tramvay tiği gibi başka vazıülimza devletlerin daşirketi de Belediyeye başvurarak son hi riayet etmesini ister.» alimatnamenin seyrüseferi büsbütün güçBu sözler Çinin istiklâl ve tamamiyeeştirdiğini ve bunun önüne geçilmesini tine riayet için îngiltere, Fransa, îtaîya, istemiştir. Vaziyet Beledive tarafmdan Amerika, Çin, Belçika. Portekiz. H o yeniden tetkik edilmektedir. landa ve Japonya arasında imzalanaa MÜTEFERRÎH muahede ahkâmmın Amerika nazannda hâlâ muteber olduğunu, Vaşington hükumetinin buna diğer sekiz devlet tarafmYerli Mallar Haftası yann dan dahi riayet edilmesini istediğini anla« başhyor tıyor. Ulusal artırma haftası yann yurdun îngiliz Dış îşleri Bakanı Sir Samuel her yanından başlıyacaktır. Haftayı AnHoare söylediği nutukta Çindeki ahvalin kara Halkevinden yurdun her yanına endişe verici ve karanlık olarak gösterilradyo ile neşredilecek olan bir söylevle mesine, Japonyanın emel ve aiyetlerinin Başbakan Ismet înönü açacaktır. Baş şüpheli olduğu söylenmesine rağmen Çin bakanm bu nutkunda geçen yıllar içinde meselesinin dostane şekilde halledileceğiulusal ekonomi yolunda ve yerli mah ni tâlâ ümid ettiğini söylemiştir. îngiliz savaşında elde edilen muvaffakiyet ve Dış İşleri Bakanı dahi bu suretle meselevanlan neticeden bahsedeceği anlaşıl nin dokuz devlet muahedesi ahkâmı damaktadır. Bu nutuk îstanbul Halkev hilinde dostça halkdilmesi icab ettiğini lerinde de dinlenecek ve hafta bu suretanlatmak istenriştir. le sehrimizde de başlamış olacaktır. Bu nutuklara karşi Japonya derriaî Ulusal artırma kurumu mümessilliği mukabelede bulunmuş, dokuz devlet muİstanbulda bu yıl haftanın fevkalâde olarak geçmesi için her türlü tertibalı al ahedesinin şimali Çin işlerine tatbik edilemiyeceğtni ilân etmiştir. Japonya mıştır. ye Nezafetinirt talShiyettar bir Bu yıl vitn'n müsabakasina girecek dokuz devlet muahedesinden bahisle deolan mağazalar yann vitrinlerini yerli miştir ki: «Bu muahedenin imzalandıği mallarla süslemiş olacaktır. zamanın ahval ve şeraiü artık tamamile Ziraat Müsteşan Ankaraya değişmiştir. Dünya ilerilemiş ve lâkin bu» muahede yerinde saymıştır.» Mumaileyh* gidiyor Amerika Dış işleri Bakanının lözlerinî Bir müddettenberi sehrimizde bu Uzakşarktaki son hâdiselerin bir tarifî lunan ve Ziraat Bankasmda meşgul ve İngiliz Dış İşleri Bakanının sözlerinî olmakta olan Ziraat Müsteşan Atıf yade hukuku düvel esaslannm tekrarlanmasi nn yanında banka meclisi idare üyelerindiye tasvir etmiş, muahedenin Çine yükden Kemal nlduğu halde Ankaraya gilettiği mükellefiyetlere aid ahkâma hiçbir decektir. Atıf Ankarada kısa bir müddet zaman riayet edilmediğini ve zaten bu kaldıktan sonra tekrar îstanbula döne muahedenin Çini yan müstemleke haline cektir. koyduğunu ilân etmiştir. '«vj Epeyce zamandanberi yalnız îspan yadan gelmekte olan olta ve misina ithalâb yapılmadığından piyasadaki mer cudü pek azalmış bu yüzden birçok ol tacılar denize çıkamaz olmustur. îstanbul Balıkçılar Cemiyeti Türko fise müracaat ederek vaziyeti açıkça anlatmış ve Türkiyeye olta ve misina it halinin teminini istemiştir. Hulâsa Amerika ile îngiltere Japon t yaya dokuz devlet muahedesindeki imzasını ve taahhüdlerini hatırlatmak istemişlerdir. Japonya ise bu muahedenin artılc hükmü kalmadığım bildirmiştir. Çin hükumetinin şimalî Çin meselesinden dolayi Amerika ve îngiltere hükumetlerinden imdad umarak yaptığı teşebbüslere karşi Anglo Sakson devletleri Dış Bakanlan muahedelere riayet lüzumunu hatırlatan kuru sözlerle mukabele etmişlerdir. Ja Şoförlerin şikâyetleri ponya dahi filiyata dayanmıyan bu kuru Şoförler Cemiyetinin plâka resmi hak muzahereti hükümsüz bırakmıştır. kında Belediyeye müracaat edecegini Filhakika Amerika ve îngiliz Dış Bayazmıştık. Dün bu hususta bize şu malumat ve kanlannm nutuklan akabinde Pekin üzerine gelen Japon hava filolan Çin Sü rilmiştir: Otomobilin plâka riisumunun nasıl Bakanının karargâhı üzerinde şimalî Çin ödeneceği hakkında bir Belediye nizam istiklâl hareketi lehinde bir nümayiş yapnamesi vardw. Bu nizamnamede gayet mışlardır. Japon ordusu mümessili Geaçık olarak gösterildiğine göre birinci neral Dohiara dahi şimalî Çin mesele " kânun, mart, haziran ve eylul bu rüsu sinde sert bir tavır takmmışhr. Bu vaziyet mun taksit ödeme aylandır. Bu aylann karşısmda Çin hükumeti müzakere kapısı* ilk onuncu gününe kadar borçlannı öde nı tekrar açmıştır. Bu hükumet haricî i^miyen şoförlerden yergi % 1 0 fazlasile ler, gümrük varidatı ve müdafaa işlerî alınacaktır. Fakat bu talimatnameyi bazı haric kalmak şartile şimalî Çine muhtari* Belediye memurluklan yanlış tefsir ede yet vermeğe taraftar olduğunu fimdideni rek yukanda saydığımız 4 ayı borç öde anlatmıştır. Hulâsa Çin, uyuşmaktan me müddetinin ilk aylan saymışlar, bu daha kârlı cıkacasınî görmüş bulunuyor. Tramvaylara inip binme sekli Balıkçılar olta istiyorlar Ford müessesesinin bir müracaati Baba oğul mahkum oldular MUHARREM FEYZİ TOGAK suretle şoförlerden plâka rüsumunu peşin olarak taleb ve on gün zarfında ve Alman elçisi gitti j remiyenleri de % 1 0 fazlasile ödemeğe îstanbuldaki Alman kolonisile tanîş • icbar etmişlerdir. Bu yanlış hareket kar şısında şoförler müşkül mevkide kalmış mak üzere şehrimize gelen Alman elçisi von Keller dün akşamki ekspresle Anka< lardır. raya dönmüştür. Şoförler, Cemiyete ba? vurmuşlardır. Cemiyet te Ticaret ve Sanayi odasma müracaat ederek vaziyetin tetkikini is temiştir. Cumhuriyet Nfichaaı S Dün binlerce goçmen geldi Denizyollan Idaresinin Cumhuriye vapuru dün Köstenceden 1152 göçmen 991 koyun. 351 at, 5 2 dana. 191 «g ve 2 1 6 araba ile limanımıza gelmiştir. Bundan başka Nazım vapurile de dün şehrimize mühim miktarda göçmen gel miştir. Şoförler Cemryeti namma dün Bele diyeye bir müracaat vuku bulmuştur. 11 Birlnciktnun 1985 Ezanî Ecant , Bu müracaatte şimdiye kadar patron ve Imsak 12,47 6,28 j ayhkçı şoförler beraber bir cemiyet kurmuş olduklan halde bunun bu şekilde GQn*ş 8,34 7,15 devam etmesinin mümkün olmadığı an7.2« 12,07 0QI* laşıldığından patronlar ayn, ayhkçı şoIkindl 9,47 14,28 förler ayn olmak üzere birer ceeniyet Akşam 12.OO 16,40 kuracaklan beyan edilmektedir. Şoför * YaUı 18,20 1.39 lcrin bu müraçaatleri tetkik edıimektedir. 15 Ramazan 1354 Senelik 1400 Kf J 1300 Kr 1450 Albaylık 750 0ç «ybk 40O( *olchır' Bir ayhk 1SÖ(

Bu sayıdan diğer sayfalar: