2 Mayıs 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

2 Mayıs 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 2 Mavıs 1936 KüçUk Hikfiye üozluğun marıretı Tuhaf şey! dedi. İştahin yerinde.. Yediğini iyi hazmediyorsun. Sakin ve sıhhî bir hayat yaşıyoruz. Doğrusu bu rahatsızlığına mana veremiyorum. Sakm gözlerinin bu baş ağrısında bir dahli olmasm. Ne dersin? Ben senin yerinde olsam bir kere doktora muayene ettiririm. Münevver endişelenerek: SahL Doktora baktırsam mı der sin? Diye sordu. Kadri bozmıyarak: Bana kahrsa baktırman lâzım.. Maamafih gene sen bilirsin. Ve bir kere daha ihtiyatlı davranmış olmak için sustu. Bir akşam, tivatro dönüşü, Münevver az daha otomobil altmda kalacaktı Genc kadın titrek bir sesle: Otomobilin geldiğini görmedim, diye kekeledi. Münevverin bu itirafını Kadri gani met bilerek: Münevver, dedi, gözlerin için söylediğimi hatırla. Yarından tezi yok. bir göz doktoruna gidip gözlerini muavene ettirmelisin. Böyle ihmal etmek ihti yatsızlık olur. Allahım! Ya otomobil altında kalsaydın! Kadrinin sesi heyecandan titriyordu. Münevver kocasına hak verdi: Haklısın Kadri. Yarın ilk işim doktora gitmek olacak. Münevver sözünde durdu, ertesi gün doktora gitti ve tabiî eve gözlükle avdet etti. Akşam Kadri eve geldiği zaman Münevver: Gözlükle çok çirkin oluyorum de ğil mi Kadri? dedi. Kadri coşarak: Çirkin mi? dedi. Ne münasebet. Gözlük sana o kadar yakışıyor ki! Hem üzülecek ne var, •yalnız sokağa çıktığm zaman gözlük takacaksın. Kadri artık tehlikenin uzaklaştınldı ğını, sakin bir evlilik hayatı yaşıyacağını zannediyordu. Her nekadar göz lük Münevverin cazibesini azaltıyorsa da. ona mukabil etrafını daha iyi, daha net görmesine yardım ediyordu. Bu gözlerin sayesinde, Kadrinin en iyi arkadaşı Nejadın Kadriden nekadar daha yakışıklı ve kibar olduğunu gör dü. Hakikaten Nejad bir ilâh gibi genc, kuvvetli ve güzeldi ve malumdur ki ilâhlar bir şey istedikleri zaman güzel fanilerin hayır demesi mümkün de ğildir. Ve böylece, Kadri kendi felâketinin müsebbibi olmuş oldu. Nakleden: CEVAD SADIK Pamuk piyasası Pamuklu sanayiinin inkişafı pamuk fiatlarını yükseltiyor Hayvanların Kralı Ada eşeğîne döndü Kadrinin Münevverle evlenmesinde ki sebeblerden en mühimmi genc kıa herkes gibi kendisinin de çok güzel bulmasıydı. Hakikaten Münevver söz getirmiyecek derecede güzeldi; yüzü, her bakıldığında yeni bir güzelliği keşfedi ler o nadir şaheser tablolardandı. Ağzı, burnu, alnı, saçları pembe sarı renklerin harikulâde bir senfonisini teşkil ediyordu. Fakat Münevverin asıl cazibesi iri, bal rengi, derin ve manası günün saatile, ruhun iştiyakları, korku ları. öfkeleri ve saire ile değişen canlı gö'lerinde idi. Ka.dri, Münevver gibi bir güzellik hazinesine sahib olduktan sonra korkma ğa, titremeğe başladı. Ya Münevveri elinden alsalardı! Olur a, âlemin kansını ayartmakla geçinen ne donjuanlar var! Kadri iyiden iyiye endişeleniyor, kuşkuianıvor, sizin anlıyacağımz. karısmı son derecede kıskanıyor, Münevverin meşru bir zevce için lüzumundan fazla güzel olduğuna hükmediyordu. İstiyordu ki bu tehlikeli güzellik kıymetinden ve tesirinden bir iki derece kaybetsin. Kadriyi bir düşüncedir aldı: Karısı nın güzelliğindeki tehlikeyi uzaklaştırmak için ne yapmalı? Fazla tuvalet yap masına mı mâni olmak? Para etmezdi. Münevverin cazibesi tuvaletinden müstakil bir şeydi; en ucuz, en adi cinsin den bir rob bile Münevverin üzerinde en büyük terzilerin elinden çıkmış kadar bir kıymet kazanıyor. göz ahyordu. Birçok kadınlarm tuvaletten meded ummalarına mukabil. Münevver tuva letine kendisi bir güzellik, bir sihir, bir zarafet bahşediyordu. Her halde Kadri, Münevverin bir otomobil kazasmda tanınmaz bir hale gel mesini temenni etmeğe kadar varmı yordu. îstiyordu ki Münevver yalnız kendisi için güzel olsun ve başkalarına da cirkin förünmesin. Bunun için de karısının güzeliigini bütün İstanbul halkı için bir yağ kandili ve kendisi için de fitilini istediği zaman kısabileceği bir ev lâmbası haline getirmek lâzımdı. Kadri bunun çaresini çok zaman aradı ve nihayet bir gün bu müşkül mua deJeye bir hal sureti buldu: Münevveri, sokağa çıktığı zaman tozlük takmağa razı etrntk. Bundan daha münavlb bir hal sureti ohr: a7ch. Âşık ve kıs ;,.nç kocanın içi İÇİTP sığmıyordu. Bir kid rjin cazibesini sıfıra indirmek için gözlük birebir dir; zira gözlük yüzün en c*^\ en manidar uzuvlan olan gözler'r 'rini azaltır ve ona yıldızsız bir gect soğukluğu verir. Evet, fikir parlaktı. Fakat asıl mesele Münevveri razı etmekti ve bütün güçlük te burada toplamyordu. Kadri, Münevvere: «Şekerim, eğer beni seversen gözlük tak> diyemezdi. Çok şükür ki güzel kadınlar sevgilerini daha başka delillerle ispat etmesini biliyorlar. Böyle bir teklif karşısmda Münevverin kahkahayı basacağı muhakkaktı. Kadri daha ustaca hareket etmenin lüzumunu anlıyordu. Münevverde biraz miyoplluk vardı; kararın bizzat Münevver tarafından verilmesi ve tabiatile bunun için de Kadrinin bir erkânıharb gibi manevra yapması şarttı. Artık Kadri, Münevverle sinemaya gittikleri zaman. kasden, genc kadınm perdedeki resimlelri net göremiyeceği bir yer intihab ediyordu. Bir gün gene sinemada idiler. Filim başlar başlamaz Münevver sızlandı: Keşke daha yakın otursaydık Kadri! Daha yakın mı? Çocuk musun Münevver, en iyi yerde oturuyoruz. Ve Kadri birdenbire endişelenmiş görünerek sordu: Yoksa bu kadar uzaktan göremi yor musun? Ve daha fazla ısrar etmenin yanlış bir manevraya sebebiyet verecğini düşünerek sustu. Fakat birkaç gün sonra Münevver baş ağrısmdan şikâyet ettiği zaman Kadri Hayret etmiş gibi: Muhteşem yele sile şu koca erkek aslanın haline bakınız. Sırtına binen kadımn altında, tıpkı bizim Ada eşeklerine dönmüştür. Gündengüne pamuklu mensucat fabri Yavuz Sultan Selikaları çoğalan ve iğ mevcudü süratle ar me atfedilen: tan memleketimiz için pamuğun kıymeti Şirler pençei kahde gittikçe artmaktadır. Bu kıymet bil nmda olurken lerhassa 1935 yılı başından itibaren daha zan fazla bir ehemmiyet kesbetmiştir. Sü Beni bir gözleri âmer Bankın her üç ayda bir muntazaman huya zebun etti neşrettiği bültenin dört numaralı sayısınjelek da (1935 yılında Türkiye pamuk piyasaBeytini hatırla 5i) başhklı şayani dikkat bir yazı var tan bu resim,, eski bir sözü «kadınm dır. fenni, aslanı yen Bültenin bu yazısında 1934 yılında di» şekline soktuTürkiye pamuk piyasalarında başlıyan racak mahiyette yükselme hareketinin 1935 te de devam dir. ettiği ve bu yükselme hareketinin bir yıl Resimde gördüevvelkine nazaran 1935 te daha fazla ğünüz aslanın ismi olduğu kaydedildikten sonra bu yükseliş «Şeytan> dir ve Ho nisbeti göşterilmektedir. Meselâ 1934 te livudun sinema asPiyasa Parlağı yüzde 16, Birinci İane lanlarından biridir. yüzde 11 ve Ekspres yüzde 7 arttıgı Sinema yıldızlarmhalde ayni pamuk cinsleri geçen yıl sıra dan Evelin Venabsile yüzde 20 ve yüzde 14 yükselmiştir. lein altmda lâgar bir Bu yükseliş nisbetleri Adana borsasın eşek gibi yürüyen da tesbit edilmiştir. Mühim bir istihlâk bu aslan yalnız ırkına değil, ismine de merkezi olan İstanbulda bu yükseliş da ihanet etmektedir. Sinemada gördüğünüz ve balta gör ha fazladır. memiş, vahşi ormanlarda alınmıştır diMakalede başlıca pamuk cinslerinin fiat hareketi dünya fiatlarile mukayese edilmekte ve yerli pamuk fiatınm dünya Bu PAZAR günü piyasası fevkine çıkmak istidadını gösterdiği tebarüz ettirilmektedir. Filhakika Adana Parlagı ilk defa 1935 te Middiling pamuğu fiatınm üstüne çıkmıştır. Pamuk fiatlanndaki bu yükselişi 1930 En iyi yemekler yılındanberi inkişaf halinde olan pamuklu sanayiimizde ve haricî piyasaya olan bağlantıda aramak lâzımdır. RADYO Bu aksamki program J İSTANBUL: 18 dans musikisi (plâk) 19 haberler . 19,15 çocuk saati: Hikâyeler ve musiki parçaları 20 piyano solo: Robert Perahis ta. rafından . 20,30 stüdyo orkestralan 21,30 son haberler , Saat 22 den sonra Anadolu Ajansının gazetelere mahsus havadis servisi verilecek. tir. VİYANA: 17,50 konuşma 19,35 halk şarkılarıni öğrenelim 20,05 haberler, hava raporu . 20,35 piyano konseri 21,10 konuşma . 21,20 eğlenceli yayın 21,30 filim ve operet par. çaları 22,45 filimlere dair . 23.05 haberler . 23,15 keman konseri 24,10 dans musikisi. BERLİN: 19,05 spor 19.20 mayıs yayını . 20,05 piyes 20,50 günün akisleri . 21,05 haberler21,15 şarkılar . 23.05 hava, havadis, spor 23,35 karışık yayın 1,05 dans musikisi. BUDAPEŞTE: 18.05 röportaj . 18.55 koro konseri 19,45 konuşma 20.10 musiki bilmecesi . 21,15 komedi 23.25 Çingene musikisi 24,06 konser . 1.05 son haberler. BÜKREŞ: 18.05 askerî musiki . 19,05 havadis 19,20 gramofon 20.05 konferans 20,25 konser. 21,25 konferans 21,45 konserin devamı . 22,35 haberler . 22.50 askerî gazinodan konser 23,50 fransızca. almanca haber ler . 24 haberler 24,05 gece konseri. LONDRA: 18.20 çocuklarm zamanı . 19,05 havadis 19,35 ağızdan üfleme âletler orkestrası 20.20 dans musikisi 21,05 konuşma 21,35 oda musikisi 22.35 orkestra konseri . 23,25 havadis 23,35 dans muısikisi. PARİS [P. T. T.l: 18,05 konuşma . 18.20 oda musikisi ve şarkılar 19,35 havadis 20,40 konuşma 21 opera binasından naklen Tanhauser operası. ROMA: 18.05 havadis, borsa 18,20 konferans 19,15 memleket yayını . 19.55 Esperanto yayım 20,10 seyyahlar için yayın . 20,25 ingilizce haberler 20.50 fransızca haberler . 21,40 komedi 22,15 senfonik cazband musikisi 24.05 havadis . 24.20 dans musikisi. ye seyrettiğiniz vahşi hayvan filimlerinin çoğu, işte bu eşekleşmiş aslanlar tarafından stüdyolarda oynanmakta dir. Mes'ud bir nişanlanma Arkadaşımız İhsan Arifin kardeşi Zingal şirketi memurlarından Mehmed Arifle Osmanlı Bankası memurlarından merhum Ali Mailin kerimesi Feriha dün nişanlanmışlardır. Iki tarafa da saadetler dileriz. NOVOTNİ BAHÇ1Sİ AÇILIYOR BİRA 2 0 KURUŞ Buna pamuk fiatlarile kaputbezi ve pamuk ipliği fiatlan endeksi arasında 1929 da başlamış olan makus fiat hareketi (yani kaputbezi ve pamuk ipliği fiatlarının yavaş sukutuna mukabil, pa muk fiatlarının şiddetli sukutundan mütevellid fiat makası) pamuk ipliği ile 1934 te ve kaput bezinde 1935 te kapanmağa başlamıştır. Bu hâdise pamuk fiatlarile pamuk ipliği ve kaput bezi fiatlan arasında sınaî mamuller aleyhine geçen yıl teessüs etmiş olan nisbetsizliği açık olarak göstermektedir. Sümer Bank bülteninin makalesinde şu neticeye vanlmaktadır: Pamuk piyaça3inın önümüzdeki senelerde normal bir hal alabilmesi için pamuk piyasasında arz ve talebin biribirini karşılaması ve hatta arzın, yani istihsalin gen^lemesi) zarurîdir. Mükemmel müzik ve şarkılar Haftanın en zengin programı SÜMER Sinemasında 2 büyük filim birden: Albert Prejean ve Danielle Darrieux ve Lucien Baroux tarafından Bugün IPEK Sinemasında 2 büyük filim birden: I DONANMADA CİNAYET Robert Taylor Jean Parker ransızca sözlü M. G. M. büyük film Yataklı Vagonlar Kontrolörü ve HARRY BAUR ile PİERRE BLANCHARD tarafından 2N İ N ON Jean Kiepura Jenny Jugo Aşk ve musiki filmi G Ü R Ü M YE G E Z A filimlerile CANLI resimler Sinemada KONSER V A T U A R I N İ Tiirk Hava Kurumu Gecesi Pr. AMAR » ROZENTAL » FERDİ VON STATZER MUHİDD1N SADIK Bu akşam saat 21 de ŞEHtR TIYATROSUNDA Fiatlar «1» liradır. Biletler Şehir tiyatrosunda satılmaktadır. » Üsküdar Hâle Sineması SFLÂH BAŞINA ANNABELA sozlu sozlu Heyecan ve helecanınızı muhafaza etmek lâzımdır. Facia ve dehşet dolu büyük filim ÇARDAŞ Almanca muazzam operetile birlikte bugün matinelerden itibaren başlıyor. Ayrıca en son Paramount dünya haberleri :.. KAN Bugün F E R A H LEKESİ T k * ?1. Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlardır: İstanbul cihetindekiler: Aksarayda (Sarım), Alemdarda (Eşrel Neş'etı, Bakırköyunde (Merkez), Beyazıdda (Cemil), Eminönünde (Benason), Fe. nerde fVitali), Karagümrükte 'M. Fuad), Küçükpazarda (Yorgi), Samatyada fErofilos>, Şehremininde (Nâzım), Şehzadeba. şında (Asaf). Beyoğlu cihetindekiler: Galatada (Kapıiçi), Hasköyde CYeni Türkiye), Kasımpaşada (Turan), Sarıyerde (Nuri), şişlide (Maçka), Taksimde dtimad), (Kinyoli), (Tarlabaşı). Üsküdar, Kadıköy ve Adalardakiler: Büyükadada (Şinasi), Heybelide (Tanaş), Kadıköy, eski İskele caddesinde <Büyük), Kadıköy, Yeldeğirmflninde (Üçler), Üsküdar, Çarşıboyunda fOmer Kenan). Nöbetçi eczaneler YENİ ESERLER Genc romancüarımızdan Said Faik, Semaver ismile yeni bir kitab yazmıştır. Kü« çük hikâyelerden ibaret olan bu eser roman ve edebiyat meraklılarına tavsiyeye değer. Semaver Uçuruma Doğru 2 Altın Toplayan 3Spor ve Genclikj BRlGİTTE HELM •••^•^•^••••^•^•^ BugUn TURK SİNEMASINDA 3 bUyUk film birden •""•^•^•^B" KIZLAR Moskovada yapılan büyfik spor filmi •^^^•^^^• ^™*^ B Bugün saat 1 de tenzilâtlı talebe matinesi •Şehzadebaşındaı V E F A T u Sinob saylavı doktor Galib Hakkı Üstünün biraderi, Sanayi Birliği muhasebecisi Müşteba Salâhattin Orun ba bası, Cerrahpaşa hastanesi Bakterioloğu doktor Fethinin kayinpederi, Şehremaneti esbak mimarî şubesi müdürü Tapu idaresi sabık heyeti fenniye müdürü Sanayii Nefise mektebi sabık mimarî hocası mühendis mimar M. Salâhattin Or dün vefat etmiştir. Cenazesi bugün Topkapıda Ahmedpaşa camisinde ikindi namazı kılındıktan sonra kaldınlarak Topkapı haricindeki aile mezarlığına defnedilecektir. (Top Iantı yeri Topkapı Ahmedpaşa cami sinde). ticarethanelerini görüyordu. Evet, bütün varhğile bu mücadeleye sarılmıştı. Bu mücadele ki, onca zafer ve bir insan hayatının kurtanlması manasına gelirdi. Başka bir zaman olsa, bu küçük şehirlerden birisini bile bu süratle geçemezdi. Zira mahallî polis idaresi derhal müteakıb şehre telefon ederek bu çılgın sürat şampiyonunu yakalattınrdı. Fakat saat daha pek erkendi. Birkaç çiftlikten başka herşey henüz uyuyor ve yollarda seyrüsefer daha başlamamış bulunuyordu. Cedric Lacy saatine baktı. Akrebler beşi otuz iki gösteriyordu. Otomobil Edgwarea yaklaşıyordu. Zamanında yetişmeğe vakit bulabile cek miydi? Derhal zihninden bir hesab yaptı, bu hesaba göre, eğer önüne hiçbir mania çıkmazsa, hedefine birkaç dakika erken bile vâsıl olacaktı. Fakat delikanh talihine güvenebilir miydi? Acaba önüne, bütün plânlannı altüst edecek bir engel çıkmıyacak mıydı? Tanrıya dua ediyorcu: Ah bari çocuk ihtiyarın sözünü dinliyerek arabaya oldukça benzin dol durmuş olsa. Fakat motörün işleyişine ba JULES VERNE „ in ölmez eserinden : Fransızca sözlü harikalar filmi Ikinci film : ( ÇILGINLIK G E C E S İ ) Almanca sözlü neşe ve eğlenceler filmi Bugün bu gece her iki sinemada gösterilmektedir. Matineler: 2 de ve 5 te süvare 8 de fiatlarda zam yoktur. Bugün tenzilâtlı talebe matinesi vardır. Talebeye heryer 15 kuruştur. Umumî duhuliye 20, paradi 15 kuruştur (MİSEL STROGOF) ııki bUyUk film birden Ayasofyada1 Alemdar Türkiyenin en büyük fikir ve san'at mecmuası 15 inci sayı 40 tan fazla yazıyla fevkalâde çıktı. AYIN EN BÜYÜK HAREKETİDİR. Eşrefin bir şiirini gönderene 50 lira veriliyor. Harbi kazanan adam Orhan Seyfiye mektub İdeal buhranı . Harb hakkında sözler İngiliz edebiyatı an tolojisi Ayın en kuvvetli yazılan Fikir, edebiyat, şiir Dünya hikâye • leri Tagore, Oscar Wilde, Milton, Tolstoy v. s. den tercümeler v. 3. bütün nmnevverlerin okuması lâzımdır. tlâve ile 72 sahife 15 kuruş İstanbul Fosta kutusu: 576 Y U CEL c dik Çarşıkapı ; r AZAK Sineamsında *" ?* tılım lewood ve Kilfurn Stationdan geçti. Saat beşi otuz yedi geçe, Maida Vale yolu ile HydeParka geliyordu . Birçok polis memurunu öfkelendirmiş ve motosikletli zabıta memurlan tarafından takib ediliyordu. Delikanh Park Lane yoluna sapmış ve Grosvenor Cresceut ve Belgave Squaredan geçtikten sonra Cadogau Placea geliyordu. Cedric Lacy birdenbire frenleri sıktı ve gazi bile kesmeden kaldınma atladı. Lambton Hauseun önünde bulunuyor du. Arkashndan gelen motosikletçileri beklemeden koşa koşa merdivenleri çıktı ve Sir Walter Stanleyin kendisine öğrettiği bir kapıdan dosdoğru eve girdi. Herşeyin uyur bir hali vardı, fakat bununla beraber kimbilir, belki de bu, kendisinin bütün benliğini saran büyük heyecanın tesiri idi? Delikanh bu sükunete kanmadı. Geçtiği yeilerdeki elektrikleri yaka yaka, koşarak merdivenleri çıktı ve birinci kata gelince, karşısına dikilen bü 3 SOSYOLOJİ Fokone ve Maus birden: 1BİR GÜNLÜK KİBAR KADIN 2 A K K A R T A L Tiirkçe sözlü 3 vc ~LÜ^!^DE C M Ü Ü BŞ kılırsa, herşey yolunda gidiyordu. Lâkin herşeyi önceden kestirmek mümkün mü? Edgwaredan çıkmış, Londraya kadar giden düz bir çizgi halinde giden dümdüz yolda bütün hızile gidiyordu. Bu sırada, kestirilemiyen şeyi görmüş gibi oldu. Bir çiftliğe yaklaşıyordu. Yan sokaklardan birinden ve çit arkasmda görünmiyen bir saman arabası birdenbire büyük yolun üzerine çıkıvermez mi! Atlar yolun orta sına gelmişlerdi bile. Delikanh hiçbir zaman geçemiyeceğini sandı. Dümeni he men sola çevirdı ve nefesini keserek gaze dayandı. Bir saniye sonra, doymak bil mez bir iştiha ile nefes ahyordu. Geçmişti. Fakat bu bir mucize idi! Yolun üs tünde, yüzü kıpkırmızı kesılmiş bir adam, uzun bir hayatın öğretebildiği bütün küfürleri savurup duruyordu. Herifin ya nında duran at ta, eğer kılları beyaz olmamış olsaydı, korkudan bu rengı bulacaktı muhakkak. Bu, delıkanhnın delice sürdüğü arabanın önüne çıkan biricik «ngel oldu. Cedric Lacy bir bir Cobridale, Breut haznesinden Welsh Harp tavernasından, Crickyük saate bir göz attı. Saat beşi kırk geçiyordu. Cedric Lacynin kalbi hop hop atıyordu. Yatak odalarına giden merdivene koşarak tırmanmağa başladı. Bir kapının birdenbire açılarak kapandığını duydu. Halbuki bir erkek sesi, korkudan ödü kopmuş bir ses: Kim o? diye bağırıyordu. Durunuz yoksa ateş ederim. Cedric Lacy cevab vermiyerek yo luna devam etti. Bir tabanca patladı, delikanh kurşuna hedef olmaktan kur tulabilmek için iğılmeğe zor vakit buldu, fakat üzerine ateş eden hayali gör müştü: Bu, Sir Walter Stanley idi, tevahhuş etmiş, mosmor kesilmiş ve, etrafını saran avcı daıresi gittikçe daralan bir hayvanm duyduğu korkuya çarpıl mış gibi, tirtir titriyordu. Sir \^aıter de delikanlıyı tanımış ve sonsuz ve anlaşılmaz bir sevinc birdenbire bütün varlığını sarmıştı. Aman oğlum, sizsınız ha! diye boğula boğula kekeledi. Sizsiniz ha! Şey zannetmi|tim, jey... Aman Allahım! Haydar Rifat Dürkhaym nazariyeieri 40 kuruş Ulu Tanrım! İhtıyar dıplomat olduğu yerde dondu ve gözleri birdenbire kafasından fırhyarak tüyleri ürpertici bir haykını savurdu: Beşi kırk iki geçiyor ha! Yayır hayır, doğru olamaz bu! Lutfeyle Ya : rabbi! Cedric Lacy koşup onu düşerken kolIarına almasaydı, ihtiyar diplomat merdivenden yuvarlanıp gidecekti. İşte ancak bu andadır ki delikanh, ihtiyar centilmeni bu kadar korkutur gibi olan hayali gördü. Sir Walterin tuvalet odasında, açık bir kapının eşiğinde, bir kadm ayakta duruyordu. Onun da elinde bir tabanca vardı. Ve bu kadm da Thaisa Strafford idi. Cedric Lacy genc kızı sağ ve salim görünce, sevince boğularak: Thaisa! diye haykırmaktan ken dini alamadı. Fakat birdenbire sevincdeaı hayrett geçerek: lArkası var} Besi kırk iki geçe «CumhuriyeH in zabıta romamır39 Yazan: Gharles de Richter Çiftlik sahibi hiç cevab vermiyerek başını kaşıdı. Kendi halile çocuğun halinin melâl dolu olduğunu if ade etmek için: Evet, diye söylendi. Seni hastanede ve arabamı da paramparça bulmaz sam. Zira bu gidişe bakılırsa! Cedric Lacy gözlerini öniine dikmiş, yola yiyecek gibi bakıyordu. Zamanında yetişebilecek miydi? Bazan gözlerini kolundaki saate götürüyor ve yumruklarını sıkıyordu. Benzin deposunu boşaltmak ve makineye kendi kuvvetini vermek istiyordu. Süratle geçtiği Baxmoor, Kuigs Lougley, Watford, Bushey Heath gibi şehir ve kasabalar Cedric Lacynin önünde geçid resmi yapıyorlardı. Delikanh bütün varlığını mesafe ve zamanla mücadeleye vermiî, ı»e çiçek paviyonlannı, ne dk çay

Bu sayıdan diğer sayfalar: