7 Mayıs 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

7 Mayıs 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET Michel Corday'den «Mösyö, «Size bu mektubu yazan, bitmez tükenmez hayranlarınızdan biridir. Onun bu cüreti belki de sizi istihkarla güldürecek, fakat bununla beraber yazısı, size, samimî bir heyecanın ifadesini ve recektir. Dün akşam sizi <Aşk ve Ö lüm» ü oynarken seyrettim. Bazan sı rasile nekadar ulvi, nekadar müşfik, nekadar müthiş ve nekadar uysaldımz! Kuvvette ne büyük bir otorite sahib liği, ihtırasta ne büyük bir ateş göste riyordunuz! Bu kadar mükemmel bir şekilde izhar ettiğiniz yüksek hisleri duymamanıza imkân yoktur. Mösyö, Pariste ancak pek az oturabilirim. Yakında, oturduğum şehre döneceğim. Fakat oraya dün akşam beni teshir e den hatıradan daha fazla birşey götürmek isterim. Benimle bir kere görüş menizi dilerim. Bu, kısa ve masum bir görüşme olacak, kahramana yaklaşma fırsatmı verecek bir görüşme.» Blanche H... cBu tezkereyi size, tiyatroya gönde riyorum. Sizi yarın saat beşte Louvre bahçesinde beklerim. Göğsüme mor bir zambak takacağım.» Madam Hardon mektubunu bir postanede yazıp kutuya attıktan sonra ertesi günü bekledi. Acaba gelecek miydi? Zavallı kadın, ummağa bile cesaret edemiyordu. Kimbilir o, bunun gibi ne mektublar alırdı. Fakat gelirse bu, Madam Hardon için ne büyük bir zafer olacaktı! Taşranın ücra bir köşesine ne ender bir hatıra götürecektü... Hem de kadmcağız bu san'atkârla bir daha buluşmıyacaktı. Zira kendisi namuslu bir bayandı. Şimdi otuz yaşmda idi. Sonrası bilinmez amma, bu yaşa kadar namuslu kalabilmişti. Aktörün, onu maceraya sevke debilmesi için, son derece sihirkâr olması lâzımdı. onu andırıyordu, sanki akrabasından mış gibL Madam Hardon «belki de babasıdır» diye düşündü. Lâkin adam yaklaştığı cihetle, kadıncağız bunun o olduğunu anladı! Zavallı Madam Hardon gözlerine i nanamaz olmuştu. Boşuboşuna aradı, o dimdik yürüyüş, o er profili, o hafif ağarmış saçlar, koyulaşmış çelik rengi neredeydi? Kaçmak istedi. Fakat aktör onu muhakkak ki göğsündeki mor zambaktan tanımış olacaktı. Sancy bembeyaz kel kafasını açarak kadına yaklaşmıştı. Bapa mektub yazan siz misiniz, madam? E^et, bu, onun ahenkli ve tatlı se siydi. Fakat bu ses, harab olmuş bir yüzden çıkıyordu. Madam Hardon kekeledi: Evet, mösyö, benim. Yakından, adamın yüzünü buruştu ran çizgiler daha derin görünüyordu. Demek kadmcağız bu ihtiyara randevu vermişti ha? Sancy madamın aklmdan geçenleri bakışlarından okumuş olacak ki: Evet, madam, diye cevab verdi. Îşte siz, hakikaten bir ihtiyara raadevu verdiniz. Fakat ne yazık ki bunu yapan sade siz değilsiniz! Bana mektub yazanların davetlerine ekseriya cevab ver mem. Onları bir inkisardan, kendimi de bir melânkoliden kurtarırım. O halde? Fakat sizin mektubunuzda, bana dokunan bir safdilik sezdim. Sizin için olduğu kadar benim için de ağır olan bir tecrübeyi göze alarak. sizi kendi kendinizden kurtarmak istedim. Sizden macera zevkini koparıp atmak ve bu gibi şeylerin nekadar inkisar verici haller gizlediğini size göstermek istedim. Fakat... Evet, ne düşündüğünüzü anlıyo Zaten bu randevu, biricik olmakla beraber, bir delilikti. Fakat kadm bu rum. Kendi kendinize şunu söylüvorsudavette bulunmak isteğini yenememiş nuz: Sancy sade sahnede göz aldatı ti. Evli olan kız kardeşinin yanında kal yor. Fakat hakikaten genc olan jonprödığı bu birkaç gün onun sinirlerini ko miyeler de vardır, yaşça eskimemiş pacak kadar germişti. Bu eğlenceler, meşhur artistler... İnanın bana madam. bu zevkler taşra noteri karısınm evin bütün buruşuklar gözükmez. Bazan hadeki hayatla büyük bir tezad teşkil e yat, yüze dokunmazdan çok evvel kaldiyordu. Başı, uzun bir valsten sonra bi parçalar. İster görünürde olsun, ister olduğu gibi dönüyor, aklı, şampanyalı gizli, ayni inkisar her tarafta sizi bekbir ziyafetten kalkmış gibi, kafasından liyebilir... Evli misiniz? Evet, mösyö. gidiyordu. Madam Hardon bu mektubu Çocuklarınız var mı? büyük aktör Sancyye tam bir samimi Evet, mösyö. yetle göndermişti, sahnede ona tabiî o Taşrada mı oturuyorsunuz? larak çiçek atabileceği gibi. Evet, mösyö. Sancy, çevikliği, vakur profili, alabros O halde beni dinleyiniz, oturduğutaranmış saçlarile o kadar güzeldi ki! Hatta yaşını bile gizlemiyor, kır düş nuz şehre gıdip kocanızm ve çocuklarımüş saçlarım saklamıyordu. Bu biricik nızın yanına dönün. Siz güzel ve zeki bir kadmsınız. Bütün bu vergileri yu nüans, yüzünün erkek ifadesine başka vanızı güzelleştirmekte kullanın. îhtibir sihir katıyordu. yar bir aktörün bu yolda nasihat ettiğiBu adam kadınlara aşktan kimbilir ni görerek şaşıyorsunuz, değil mi? nekadar güzel bahsetmesini bilirdi. Doğrusu ya, öyle. Heyhat! Ona hanidir aşktan bahseden Çünkü ben çok yaşadım ve çok olmamıştı. Kocası bu lisanı birkaç ay gördüm, madam. Tecrübemden bir kâr kullanmış ve nişanlılık devresile bala edinmiş olmaklığım tabiî değil midir? ymdan sonra tamamen bunu unutmuşîşte ben şu kanaati elde ettim: Dünyatu. Tabiî anlıyorsunuz ya, bir noter o da herşey ödenir. Gizli ve geçici zannekadar meşgul bir adamdır ki: Av, mü dilen bir macera kestirilemiyen neticezayede, kulüb, ziyafetler. Fakat, şahi ler doğurur. Sizin benliğinizde, etrafı kaya irişmiş, kendisini güzel bilen bir nızda saadet unsurları bulunuyor. Onkadının artık bunları duymıyacağını ları yetiştiriniz. Başka tarafta başkalave kendi güzelliğini aynasından başka rmı aramayımz. birşeyin aksettirmiyeceğini anlaması Madam Hardon son derece utanmıştı. öyle fecidir, öyle feci ki. Ona öyle geldi ki, Sancy macera aley Evet, Madam Hardon, ihtiyarlamaz hinde söz söylerken rollerinde ezber dan evvel, üzerinde maceranın ürper lediği cümleleri kullamyor ve bu yol mesini ,ihtırasın okşayışını duymak is da nasihat ediyordu. Çünkü artık kentiyordu. Bundan sonra zaman onu is disi macera peşinde koşabilecek bir yaştediği gibi ihtiyarlatsın, yüzünü buruş ta değildi. Bununla beraber zavallı katursun. Kadmın hiç olmazsa gönlünde dına aktörün nutku tesir etti. Madam bir hatıra yaşıyacaktı ya! Hardon kendi kendine itiraf ediyordu ki Sancy doğru görüyor ve hakh bir îşte genc kadmı randevuya sevekden, ölüme doğru yaklaşmazdan evvel ha ders veriyordu. yattan bir çiçek çalmak isteği idi. Aktör e: Saat beşte, endişeli endişeli, Louvre Mösyö, dedi, size bilhassa, bana bahçesine girdi. Akşamın yakın olması, geçirtmiş olduğunuz tatlı tiyatro saat havanın kararsızlığı bahçenin daimî zi lerinden dolayı teşekkür etmek istiyoryaretçileri olan dadı ve çocuklan ora dum. Fakat şimdi, bana vermiş olduğunuz nasihatlere de teşekkürler ederim dan uzaklaştırmıştı. Madam Hardon bahçeyi dolaşmış, dö Emin olunuz ki onlara riayet edeceğim Sancy gülerek: nüyordu. O sırada kendisine doğru be Bu, benim için en büyük mükâfat yaz saçlı vakur bir adamm geldiğini gördü. Çok şık giyinmiş olan bu adam olur, diye cevab verdi. Şimdi size küçük yiirürken biraz aksıyordu. Muhakkak bir sır söylememi ister misiniz? Söyliki bu, Sancy değildi. Fakat doğrusu da yeceğim şey, maceranın bütün acılığını macera "5 Bursa Halkevi Halkın yardımile büyük bir bina yapılacak Bursa (Hususî) Bursa Halkevi binası şehrin nüfus kesafeti ve kültür hareketlerile mütenasib olmıyacak kadar küçüktü. Bu darlığı zaman zaman herkes hissediyor ve görüyordu. Son günlerde Valimiz Şefik Soyer, bu vaziyeti, Halkevinde bir (Ankara gecesi) yapıldığı zaman mevzuu bahsetmiş ve Bursa Halkevinin gene Bursalılar tarafından yapılması lâzım geleceğini ileri sürmüştür. Bunun üzerine ilk olarak 250 şer lira vermek suretile beş kişilik bir müteşebbis heyet teşekkül etmiş ve bu heyet faaliyete geçerek Halkevinde Valimizin reisliği altında 70 kişilik memleketin zenginleri tarafından bir içtima daha yapılmıştır. Netice itibarile Bursadaki bu zengin yurddaşlar 20,000 lira temin ve taah hüd ederek binaya hemen bu yaz içinde başlanmasını ve temelinin ahlmasını karar altına almışlardır. Yeni Halkevi için süphesiz ki bu para da yetmiyecektir. Bunun için vilâytet ve belediye bütçelerinden de yardım edilecektir. Yeni yapılacak olan Halkevi binasının temeline konacak kâğıda müteşebbis heyetin ve yardımda bulunanların isimleri yazılacak, ayrıca para ile yardımda bulunanların bu bina içinc fotoğrafları asılacak, ayni zamanda bu binanın yapılması için geçen safahat bir deftere yazılarak Halkevinde demirbas olarak saklanacaktır. Türkkuşuna rağbet RADYO Bursa şubesi yakında açılıyor, birçok genc kızlar şimdiden aza yazılmağa başladılar Bu aksamki program J İSTANBUL: 18 dans musikisi (plâk) 19 haberler 19.15 muhtelif plâklar 19,30 sıhhî konfe. rans: Dr. Ihsan Rifat tarafından . 20 halk musikisi: Sıvaslı Veysel ve İbrahim tarafından 20.30 stüdyo orkestraları . 21,30 son haberler. Saat 22 den sonra Anadolu Ajansının gazetelere mahsus havadis servisi verilecektir. VİYANA: 17.10 gramofon 18,05 genclerln zamsnı 18.35 vatan sarküarı 18.55 şarküar . 19.15 kıraat 19,20 tiyatrolara dair 19,30 fenni haberler . 19.40 seyahat 20,05 haberler, hava raporu ve saire 20,15 ulu. sal yayın 20.35 akşam konseri 21.40 şi. irler ve haberler . 21.55 piyes 22.55 saaL ler ve cevabları 23.05 haberler 23,15 şarkılar 24.10 dans musikisi. BERLİN: 18.05 küçük konser 18.35 yeni keşifler19.05 opera parçaları 20.05 spor 20,20 kanşık yayın 21.05 haberler.21.15 Berlinin meshur lokallerinde^bir gezlnti 23,0 hava raporu. havadis, spor 23,35 dans musikisi. BUDAPEŞTE: 18.35 konser . 18.55 konferans 19.25 gramofonla dans havaları 20.10 konferans 20,30 opera binasmdan nakil . 24,05 in»ilizce konferans 1,05 son haberler. BÜKREŞ: 18.05 orkestra konseri 19.05 havadis 19.20 konserin devamı . 20 20 kanşık yayın . 21.20 senfonik konser 23.40 fransızca ve almanca haberler 24 haberler. LONDRA: 20.20 orkestra konseri . 21.05 piyes 22,05 musiki ve söz 23.05 dini musıki . 23.25 havadis 23.35 dans musikisi 24,35 havadis . 24.40 pivano konseri. PARIS TP. T. T.l: 18.05 çramofon 18.55 kıraat . 19,05 Org konseri 19.35 havadis 20,30 spor ve dok. torluk . 20.40 şarkılar 21.05 konusm?iar. 21.15 Manon operası 23.55 havadis Bursa Kız Muallim mektebinden Türkkuşuna yazılan kızlar Bursa (Hususî) Türkkuşunun Bursa şubesi bu hafta içinde büyük merasimle açılacaktır. Türkkuşu için merkez olarak Tayyare sinemasının üstkatında bir daire hazırlanmıştır. Şimdi Ankaradan buraya iki mütehassıs gönderilecektir. Bugün Ankaradan sandıklar içinde motörsüz tayyareler gelmiştir. Türkkuşunun burada bir şu&e açması Bursa gencliği arasında büyük bir alâka ve heyecan uyandırmıştır. Bilhassa genc kızlanmızın Türkkuşuna (aal aza olarak yazılmalan muhitte büyük takdirlerle karsılanmıştır. Medenî dünya uçuculuğu ve havacılığı ilerletirken bizim bundan geri kalmamızı doğru bulmuyorum. Kadınlığıma rağmen içimde büyük bir cesaret var. Eskidenberi zaten tayyareciliği pek seviyordum. Bize bu fırsat verilir verilmez ondan derhal istifade etmek istedim ve Türkkuşun» yazıldım. Hem uçacağım, hem de paraşütle atlıyacağım, dedi. Kız Muallim mektebinden bugüne kadar tesçil muamelesini yaptıranların isimlerini aldım. Bunlar: Muzaffer Tümay, Suna Tınaztepe, Muallâ Yılmaz, Kız Muallim mektebinden ilk defa o Müeddeb, Neyir, Hikmet Ertan, Ferlarak 15 talebe buraya yazılmışhr. hunde Polat, Maide Ulusoy, Remziye Daha da vazılacakların bulunduğu söy Yıltır. Müfide Ulusoydur. lenmektedir. Bunu öğrenir öğrenmez Kız Burasada bugüne kadar Türkkuşuna Muallim mektebine giderek Türkkuşuna faal aza olarak yazılanlar: Liseden 90, faal aza olan mektebli kızlarla konuş Ziraat mektebinden 6, Erkek San'at tum. Hepsi de gürbüz ve sportmen ço mektebinden 15, Kız muallimden 15, cuklardı. Gözlerinden sevınc, neşe ve he serbest meslek erbabından 18, Akınspor yecan ta^ıyordu. Içlerinden Muzaffer kulübünden 6 kişidir. Yardımcı aza oTümaya: larak yazılanlar bugünlük 2000 kişi ise Şimdiye kadar hiç uçtunuz mu? de bu rakagun 3000 e çıkacağı tahmin ediliyor. dedim. Büyük bir vatan ve devlet işi olan bu Hayır! Fakat uçmayı çok istiyordum. Ayni zamanda bu benim için bü işin, duygulu ve şuurlu gencliğimiz tarafından fevkalâde bir alâka ve heyecanla yük bir idealdi. Bunu bir zevk olsun diye mi, yok karşılanması hükumet mehafilinde de sa heyecan için mi yapmak istiyorsunuz? derin bir sevınc uvandırmıs bulunuyor. Hayatımda daima heyecan arıyorum. Beni zevkten ziyade heyecanlar tatmin ediyor. Hele bu heyecanlar millî ve kutsî olursa benim için büsbütün zevkli oluyor. Beni Türkkuşuna yazılmıya sevkeden asıl sebeb: mekteb müdürümüzün bir konferans esnasında bize okuduğu bir mecmuada kadın paraşütçülerin çok yüksek bir irtifadan muvaffakiyetle atlıyarak bir çok madalva kazandıklan nın yazılı olmasıdır. Bu atlayışlann güzel intıbaları içimde derin bir iz bıraktı. O gündenberi kafamda bu yüksekliklerden atlryabilmek hevesi yer etmişti. Esasen Jimnastik derslerinde de muvaffak olu|>yordum. Türkkuşunun Bursada açılacağını duyar duymaz hem jımnastık hocamın, hem de müdürümün teşviklerile derhal buna yazıldım. Şimdi artık tayyare ile uçmak ve paraşütle atlamak için can atıyorum. Kız Muallimden Türkkuşuna yazılan Tınaztepeve sordum. Suna bana: Karamanda dikilen abide Karaman (Hususi) Karamanda dıkilen Cumhuriyet abidesinin açılma merasimi; geçen Hakimiyeti Milliye ve Çocuk bayramına tesadüf eden günde yapıldı. Bu suretle üç bayram birleşmiş oldu. Bu münasebetle Vali Cemal bir nutuk sövliyerek bu merasimin Haki miyeti Milliye bayramına tesadüf etmiş olmasmın da ayrıca bir şeref olduğundan bahsetti. Merasimde on binlerce halk hazır bulundu. Halkevinde de sabaha kadar devam eden ve neş'e içinde geçen bir balo verildi. Bu gece nobetci olan eczaneler şunlardır: Istanbul cihetindekiler: Aksarayda (Etem Pertev), Alemdarda 'Eşref Neş'et\ Bakırköyünde ^Merkez), Beyazıdda 'Belkis), Eminönünde (A Mi. nasyan», Fenerde (Vitali), Karagumrükt« 'SuadK Küçükpazarda (Hasan HulusD, Samatya. Kocamustafapaşada 'Rıdvan^, Şehreminlnde (NâzırrO, Şehzadebaşuıda Beyoflu cihetindekiler: Galatada (Asri Ittihadi, Hasköyde • Halki, Kasımpaşada fMerkezi, Sarıyerde »Osman). Şişlide »Kurtuluş), Taksimde (Garihı. (Limonciyan». Üskiıdar, Kadıköv ve Adalardakiler: Büyükadada (Şinasi), Heybelide 'Ta. naş). Kadıkoy, Pazaryolunda (Rifat), Modada (Sıhhat), Usküdar, Iskelebaşında (Merkez). <As&t). Nöbetçi eczaneler MEVLID Merhum Pertev Bey Koniçe haremi merhume Bayan Rehiye ruhuna ithaf edilmek üzere mayısın 8 inci cuma günü öğle namazını müteakıb Divanyo • lunda Firuzağa camisinde Mevlidi şerif okunacaktır. Kendisini sevenlerin ve tanıyanların bulunmaları temenni olunur. SARAY Bu akşam ÎZMİR ELHAMRA StNEMASINDA sinemasında HALK 8 mayıs cuma akşamı OPERETİ HALK OPERETi Milyonerlerin macera, lüks ve aşk hayatım musavver bir dram Açık teşekkür Uzun zamandanberi çektiğim çok tehlikeli mide ülseri hastalığım altmış beş yaşıma rağmen mahirane bir ameliyatla gîdererek hayatımı bana ve çocuklarıma kazandıran Haseki hastanesi iinlü ope • ratörü sayın Bay Avniye ve kurtulmamda unutulmaz yardımları dokunan kıy metli doktorlarımızdan Bay Galib ve Bay Mümtaza teşekkürti borc bilirim. Kâmile Hüseyin HALİME 9 mayıs cumartesi matine ZEVK GEMiSi Nancy Caroll Gene Raymond HALİME 9 mayıs cumartesi aksamı Fümi başlıyor. Asrî bir Transatlantik vapurunun ihtişamı arasında cereyan eden bu şaheserin baş rollerinde Vefat Beşiktaşta Vidm eczanesi sahibi Bay Ali Riza vefat etmiştir, Bugün cenazesi Beşiktaş Sinanpaşa camisinde öğle namazı kılınarak medfeni mahsusuna gömülecektir. F L O R Y A Üsküdar Hâle Sinemasında KÜCÜK ALBAY S R L E Y T E M P FRANSIZ TiYATROSUNA GiDiNiZ Bu Gumartesi gecesinden it'baren her gece 9 da Amerikadan yeni gelen ve boşluğunu büyük cümlelerden daha iyi anlatacaktır. Akşamlan tiyatroya gelince. sizinki gibi birçok mektub bulurum. İçlerinde randevu istiyenler de olur. Doğrusunu isterseniz; bazan. terzimin adresini soranlar da yok değil dir. Bütün bu mektubları bir kupa içıne doldurup yakar ve kül haline soka rım. O zaman bu külün üzerine birkaç damla yağ döker. çalkalar ve hemen hemen siyah bir krem elde ederim. tşte benim şıkhğımı medih veya bana aşktan bahseden kelimelerin külü iledir ki her akşam. beyaz saçıanmı oo • yarım... Satılık Piyano Çok güzel ve zarif bir kuyruklu konser piyanosu Sandal Bedesteninde bugün mü zayede ile satılacaktır. Fiatı hayret olunacak derecede u cuzdur. Salonlara, bilhassa mekteblere çok elverislidir. Profesör ZATi SUNGUR Fiatlar tecrübelerine başhyacak : 1 Bir kadının orta yerinden destere ile kesildiğini, 2 Bir kadının gözlerinizin önün de iskelet haline geldiğini, 3 Bir kadının gülle ile çö^sünün delindiğini göreceksiniz. 100, 75, 60, 50, 30, Jocalar 400, 300 kuruş w m t Bugüu TÜRK DOĞRU HELM SİNEMASINDA 2 ALTlN TOPLiYAN KIZLAR 3 Büyük filim birden 3 SPOR ve GENGBIK Moskovada yapiîan büvük spor UÇURUMA BRlGıTTE F. VARAL lümsedı: Hayır! Buraşı işin göiteriş tarafı idi, mösyö.. Sir Walterin korkusu kendisi içindi. Birkaç gündenberi kendisini tehdid edilmiş hissetmiş olsa gerek. Neyle ve kimin tarafından? Bilmiyorum. Size söyliyebileceğim birşey varsa, o da Sir Walterin korkmuş olduğunu beyan ederken hiç yanılmadığımdır. Sir Basil Hampton genc kızın sözünü keserek Cedric Lacyyi gösterdi. Beni dinleyiniz. Miss Strafford, şimdiye kadar sizden saklanılmış olan bir keyfiyet var ki artık söylemenin sırası gelmiştir. Arseniğe bulanmış köpekle kaza eseri veya katil tesebbüsü olarakazkalsın öleceğıniz gün, üvey babanız Mösyö Cedric Lacyye şu kitabı teslim etti. Bununla, Cedric Lacynin size ıcarşı olan sevgisi dolavısıle, Lambton Hausea yerleşmiş olduğunun sebebinı anlarsmız. Cedric Lacy üzerinde bulunan kitabı Thaisaya uzattı. Genc kız bunu, gözlerinde okunan hakikî bir hayretle eline Hlmi I Besi kırk iki 2eçe *Cumhariyetı> in zabtta romant: Yazan: Charles de Richter Yağmurluğunun altından yeşil tayörü görünen Thaisa Strafford, doğruldu, ve her zamanki jestile, yüzünü okşıyan iki kâkülünü arkaya atmak için başını saliadı. Bu ağır havalı yazıhanenin ezici m"hitinde, ve Sir Basil Hamptonun önünde, genc kızın, omuz silkerek hayata meydan okuyan hali arhk yok olmuştu. Şimdi, Thaisada, bilâkis çok genc, çok müteheyyic ve heyecanını saklamak ve onun önüne ge&mek için büyük bir gayret sarfetmiş bir genc kız hali vardı. Cenc kızın göğsünün kabanp indiğini gören Cedric Lacy, Thauanm korsajının altında kalbinin çarpttğıru hissediyordu. Delikanlı dikkat etti, Thaisa, mutadı hiHh»a olarak hiç boya türünmemifti. Benzüıin tolukluğunu hiç birşey maskele miyordu. Sir Basil Hampton genc kızm heyecanını anlıyarak, onu birkaç kelime ile temin etmekte istical gösterdi. Thaisa gene başını salladı ve cevaben gülümsedıkten sonra anlatmağa başladı. Sesi titremiyordu, sÖyliyeceği şeyleri evvelden düşünmüş olduğu anlaşılıyordu, zira genc kız hic tereddüdsüz konuşuyordu. Cedric, diye başladı, yani Mösyö Cedric Lacy demek istiyorum. Bu sabah erkenden Lambton Hauseda cereyan eden ve bu ana kadar sükutla karşılanmış olan diğer hadisatm devamından başka birşey olmıyan hâdiseleri herhalde size anlatmıştır. Sir Basil Hampton iğildi ve genc kız devam etıi: Cvey babamın günden güne artan sinirile benÜ^ini saran çekinmeyi korku desem d?ha doğru olur farketmiştim. Hana kalırsa bu korku sizin hakkınızda idi, Mi<s Strafford, ve üvey babanız herşeyden e\^el sizin emniyet altında bulunmani7i düçünüyordu. Thaisa Strafford başını sallıyarak gii aldı. Bu kitab mı? Bana öyle mi? Yastığımın altında bulundu demek? diye şormağa başladı. Evet, Miss Strafford. Herşeyi şöylemiş olmak için ilâve etmeliyim ki, Mösyö Lacy tahkikatını derinleştirerek, bu kitabın kimin tarafından satın alınmıs olduğunu da tesbit etti. Kimin tarafından satın alınmış? Üvey babanız tarafından, Miss Strafford. Sir Basil Hapmton bu noktavı ifşa ettiği vakit çok şey ler olacağını umuyor du. Fakat genc kız buna pek hayret etmemis olacak ki, hiç sasmadı. Kitabı bir müddet elinde evırıp cevırdikten sonra yazıhanesının üsHine, kendisının getirmiş oldufiu nüshanın yanına attı. Genc kız sakin sakin: Fakat bunlar sadece size söylediklerimi teyid ediyor. Sir Walter Stanley korkuyor ve itiraf etmek istem.yordu. Yüzünü kızartmağa hacet bırakmaksı zın, polisin yardımını elde etmek için bu Hamlet hikâyesini uydurmuş olacak. Fena bir akıl değil doğrusu. Kendisinden bu kadar kurnazlık beklenmezdi. Sir Basil Hampton bıraz düsündük ten sonra izahatın doğruluğunu kabul etmek mecburivetinde kaldı. Bununla beraber gene mühim bir itirazda bulundu: Fakat, Miss Strafford, Mösyö Cedric Lacy. bu sabah hiç beklenmedik bir zamanda saat beşi kırk iki geçe geldiği vakit cereyan eden hâdiseleri unu. tuyorsunuz. Thaisa Strafford. yeşil ve güzel gözlerini Scotland Yardın büyük şefine kaldırarak Sir Basil Hamptonu, içinde hayret ve masumiyet okunan uzun bir bakışla süzdü. Fakat Mösyö. bu sabah saat beşi kırk iki çece olan bitenden hicbir şey istidlâl edemezsiniz ki! Size daha evvelce de dediğim gibi, Sir Walter, tehlikesini valnız kendisi takdir edebildiği bir tehdid altında tir tir titriyordu. Eger yanlış muhakeme etmiyorsam, her sabah vakti, onun icin hakikî bir korku membaı olu vordu! Bu sabah ta uyanık olarak her vakitki gibi etrafı dinlerken, ben nasıl ışittimse o da aşağıda kapının birdenbire açıldığını, ve bir adamın çabuk çabuk merdivenlerden çıktığını duymuş olacak. Tabiî o zaman korkusu hudud bilmez bir hale gelmiş, fakat merdivenlere tırma nan adamın kendisine ölüm değil, necat eetirdiğini görünce sevincinden bayıl mıştır. Lâkin bununla beraber siz de orada bulunuyordunuz... Hem de elinizde bir de silâh vardı. Gürültüyü duymus ve ben de üvey babamm imdadına koşmuştum. Bu izahata diyecek yoktu. Sir Basil lampton ısıldı. O halde simdi. bu hâdiseleri takib eden hâdiselere gelelim. Sir Walter Stanleyin harek"'inin. daha doğrusu firarının saat tam kaçta farkına vardımr? lArkaıı var]

Bu sayıdan diğer sayfalar: