24 Mayıs 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

24 Mayıs 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 24 Mayıs 1930 VIYANA DONUŞU Tarihî tefrika: 42 M. TURHAN TAN / // // İİ { Şehir ve Memleket Haberleri ) Sigorta işlerinin ıçyuzu Yapılan tahkikat pürüzlü işleri meydana çıkarıyor İktısad Vekâletinin İstanbulda bulu nan teftiş heyeti sigorta şirketlerinde yaptığı teftişleri hayli ilerletmiştir. Vaziyetleri bozuk olan Föniks ve Türkiye Millî Sigorta şirketlerinin teftişine büyük bir ehemmiyet verilmektedir. Şimdi Föniksin ve Federal Sigorta şirketinin Türkiye umumî acentası olan M. Heerin evvelce Amerikada iflâs eden Konsilidated şirketinin Türkiye acentası olduğu ve bu şirketin iflâsile Türkiyede •kalan bütün portföyünün bütün zararla rile Föniksin Türkiye acentasma maledildiği anlaşılmıştır. Föniksin bir iflâsa doğru gitmekte olduğu iki yıldanberi bilinmekte idi. Bu iflâsm Türkiye Millî Sigorta şirketini de sarsmaması için bazı tedbirler alındığı anlaşılmaktadır. Bundan altı ay evveline kadar Föniks şirketi de Türkiye Millî Sigorta kumpanyası hanında iken sonra başka bir hana çıkarak yakında kopacak fırtınaya Türkiye Millî Sigorta şirketinin karıştmlmamasına çalısılmıştı. Türkiye Millî Sigorta şirketinin, si gortalann hitamında sigortalılara verilmesi lâzım gelen 470,000 liradan 115 bin liranm bina ve üst tarafmm da tahsili kabil olan ve olmıyan esham ve para gibi alacaklar olduğu anlaşılmaktadır. Türkiye Millî Sigorta şirketi müdürü Fernandez iki senedenberi Atinada oturmakta ve arasıra şehrimize gelerek bir iki gün kaldıktan sonra dönmekteydi. Bu hareket, şirketin fena bir akıbete sürüklendiğini gören Fernandezin bir hâdise çıkmca hükumete karşı hesab verecek bir vaziyette bulunmamak için ihtiyar edil miş bir tedbir olarak gösterilmektedir. Siyasî icmal Avrupa ve Uzakşark ir derece Ingiltere ve Sovyet Rusyası haric olarak şimdi bütün Avrupa Italyanın yeni imparatorluğu ve Ren meselesile son derecede meşgul bulunuyor. Halbuki dünanın büyük kısmı daha ziyade Uzak • arktaki işlerin nereye varacağı düşün i esile meşguldür. Son posta ile gelen Moskova gazeteleri baştanaşağı Japon anın politikası ve askerî makamat ve mehafilinin Sovyetlere karşı olan harb lazırlığı hakkındaki malumat ve tafsilât e mütalealarla doludur. Izvestiya gazetesi 15 mayıs tarihli nüshasındaki «Japon askerî erkânının SH asî manevrası» serlevhası altmdaki başmakalesini Japonya Harbiye Nazmnın Sovyetlere karşı parlamentodaki bütçe müzakeresinde söylediği nutka hasret ^ miştir. Hükumetin resmî gazetesi olan ' Izvestiya, Sovyetlerin Japonyaya karşı österdiği birçok müsaadekârlıklann istihfaf edildiğini ve hatta şimalî Mançuri demiryolunun Japonyaya terkedilmesine guya Rusyaya lüzumu kalmadığmdan ırakıldığını söyliyerek bir kıymet ver mek istemiyen Japonya Harbiye N a z m nın Sahalin ve bahkçılık meselelerinde dahi Sovyetlerin müsaadekârlıklarile iki büyük devletin arasındaki münasebatın iyileşmesine meydan vermek istemediğini yazıyor. Moskova gazetesi, Sovyet Rusyasının çoktanberi teklif edilip te hâlâ geri almadığı ademitecavüz misakınm dahi reddedildiğini Japonya Harbiye Nazınnm haber vermesi ayni maksada mebni olduunu dahi yazdıktan sonra Japon nazırının ve diğer askerî makamlann yegâne gayeleri fevkalâde harb hazırlığı için mümkün mertebe çok para koparmak olduğunu ilâve etmiştir. Ingiliz gazeteleri dahi Uzakşark iş lerine büyük ehemmiyet veriyorlar. Londra gazetelerine Mukdenden gelen sansürsüz malumata göre geçen iki aydan, beri Japonlar Mançurinin Siberya hu duduna mütemadiyen askerî kuvvetler ve tanklar ve tayyareler nakletmektedirler. Mançurinin Siberya ve diş Moğolistan hududlanna mücavir olan yerleri memrru miıit^ka ilin edildiğindan . buralâra abancı kimsenin girmesine müsaade e • • dilmiyür. Bünun için Siberya ve diş M o ğolistan hududlarında nekadar Japon kuvveti toplanmış olduğunu hiçbir kimse doğru olarak bilmemektedir. Mançurinin şimalinde artan Japof fuvvetlerinin bu uzak yerlerde iaşesi bi* pük masraflara sebeb olduğundan tica» ret ve iktısadiyat müteessir ve mutazarru olmaktadır. Japon erkânıharbiyesi ikino\ reisliğine tayin edilen General Nishio ş.u beyanatt.. bulunmuştur: « Siberya hududlannda vaziyet teâş ve korku verecek bir mahiyettedir. £ünkü buradaki hâdiseler hudud hatlarî tahdid ve tayin edilmemiş olan yerlerde vuku buluyor. Sovyet hududlanndaki Japon muhafaza kuvvetleri kâfi dereceye geldikten sonra mesele halledilecek « istiyoruz Talebelik, askerlik dersleri ve mezuniyet imtihanları Haricden lise ve ortamekteb imtihanlanna girmek istiyenlerden askerî ehliyetname istenmekte, şimdiye kadar askerlik dersi görmemiş olanlar Üniversite talim taburunda kursa tâbi tutulmaktadırlar. Talim taburundaki kurs 11 mayısta baslamıstır, haziranın 11 inde bitecektir. Bu bir aylık kursa devam ederek ehliyetname almıyanlar lise ve ortamekteb imtîhanlanna giremiyeceklerdir. Fakat lise mezuniyet imtihanlan 28 mayısta başlıyacaktır. îmtihanlann basladığı tarihte askerlik kursu ikmal edilemediği için bu imtihanlara girmek istiyenler de askerî ehHyetnamelerini almamış olacaklardır. Bu vaziyet karşısında ise talebelerin imtihanlara girmeleri r^addeten kabil olamıyacak dempktir. Fakat bir taraftan askerî kursa devam etmek, diğer taraftan da imtihanlara girmek şıkkı kabul edildi5i farzedilse bile, bu sekün tatbik kabiliyeti de yok eibidir. Sabahtan öğleye kadar askerî talim gören bir talebenin öeleden sonra da vorgun bir vücudle imtihana srirerek kazanması akıl ve mantıSın kabul edemiveceği bir iştir. Bu mevzuda en doğru hareket. bu gibi talebeleri 28 mayıstaki imtihanlara değil, 20 haziranda yapılacak liseler olgunluk imtihanı esnasmda mezuniyet imtihanina »âbi tutmak olacaktır. Bu suretle bu eencler hem askerlik ehlivetnamrlerini alacaklar, hem de salim bir dimaola imtihana srireVıileceklerdir. Bu genclere bu kolavlığın temin edilmesini Maarif Vekâletin^en: Postanede döviz kaçakçılığı Dün müfettişler tahkikata başladılar Uzun zamandanberi Postanede ya pılmakta olan bir döviz kaçakçılığı işi meydana çıkanlmıştır. Kaçakçılıkla alâkadar olmak üzere gerek memurlardan ve gerekse haricden birçok kimseler zan altındadır. En son yapılmak istenen kaakçılık yüz küsur Ingiliz liralık bir döviz işidir. Fakat bu son kaçakçıhğın meydana çıkmasile bu şebekenin uzun za mandanberi bu iş üzerinde çalıştıklan nlaşılmıştır. Posta müfettişleri dünden itibaren bu işi tetkike ve alâkadar memurları istic /aba başlamışlardır. Bu kaçakçıhk isine fevkalâde ehemmiyet verildiği için tah kikat etrafında büyük bir ketumiyet muhafaza edilmektedir. Biz de tahkikatı işkâl etmemek maksadile şimdilik fazla afsilât vermiyoruz. Bir iki güne kadar tahkikat inkişaf edecek ve kaçakçıların hepsi yakalanacaktır. Artık ümid yok, Gülbeyazı Tanrı çağırıyor, biz azığını hazırlıyalım O, gene tertemiz bu yolculuğu yaKara Mehmed ecelin ağzile konuştuğunu gördüğü karısınm elini tuttu, son par, kimse de sezmez. dileklerini hüngür hüngür ağlayan yü Nasıl yapar? reğini bastıra bastıra dinledi: T u n a yolu ile!.. Sarayda gülmedim, yanında gül Onu suya mı salacaksın? düm. Denizde ölmedim, elinde ölüyorum. Düşüncem öyle. Çünkü burada göînan, yiğitim, bahtiyanm. Çünkü gözle mülmesi güç. Hem belki o, yattığı yerden rimi sen kapayacaksın. Oğlumuzu gör hoşlanmaz. T u n a suyu ile Karadenize, dükçe de beni anacaksın. Lâkin bu yav oradan Marmaraya geçmesi daha iyü. ruya bakmak gerek, sen ersin, yann savaKara Mehmed bu düşüncesini Elçi şa gidersin. Çocuk sefil olur. Senden di Paşaya kolaylıkla kabul ettirdi, lâkin öleğim onu yabancı ellere bırakmamaktır. lüyü evden çıkarmak, sokaklardan ge Beni seviyorsan Bülbülü Al. Yavrumu çirmek, Tunaya kadar götürmek şöyle zun anası o olsun. dursun odadan, sofaya nakletmek bile Bülbül hatun da bu vasiyeti dinliyor müşküldü. Bununla beraber iki adaşın du, dayanılmaz ıstırablar içinde kıvranı azmi bütün o güçlükleri yendi, ölü gene yordu, Kardeş gibi sevdiği Gülbeyazın sipahi kılığına sokuldu, Gültekinle K a son nefesinde kendisinden istediği feda ra Mehmed tarafından koltuklandı, gün kârlık çok büyüktü. Onu kabul ederse doğmadan önce dışarı çıkanldı, gene gün kendi uğurunda can veren kocasının ha doğmadan kanal kenarına kadar diri tırasına ıhanet edeceğinı, red ettiğı tak bir adam gibi yürütülerek götürüldü, dirde de abla dedıği ve o suretle de seve sessizce akıntıya bırakıldı. Su, hızlı ve geldiği bır kadını olüm döşeğinde ve me köpüre köpüre akıyordu, kendine emanet zarın beşiğinde inciteceğini sanıyordu. edilen cesedi Tunaya doğru sürüklüyorBu sebeble ellerini yüzüne kapamıştı, hıç du. Büyük nehir, acaba onu Karadenize kırıyordu. ve deniz de Marmaraya götürecek miyKara Mehmed pek acıklı bir durum di?.. Kara Mehmed buna kuvvetle inada idı, kansını öliimden kurtaramamak. nıyordu ve eşini göz yaşlarile teşyi edi yüreğini yaralıyordu, ölmiiş bir kardeş yordu. ten kendıne miras kalan Bülbülle evlenElçi Paşa telâş içinde onların dön mesinin istenmesıru vicdanını kanatan bır mesini bekliyordu. Gerçi büyük veya kütekiıt gıbı telâkkı ederek ayrıca uzüiü çük herhangi bir Viyanalınm kolkola ve yordu,Oulbeyaz ıse boyuna zorluyordu, biraz sendeleye sendeleye sabaha kar sönmek üzere bulunan nereslerının son kı şı sokaklan dolaşan bu üç Türkün ar nntılarını kullanarak yalvarışını tekrar dına düşmiyeceğine, onlara yan gözle lıyordu: bakamıyacağma emindi. Onlardan bi riaydi yiğitim, söz ver, dedığimi rinin ölü bulunduğu da kolay kolay sezilmedi, lâkin Elçi, gene üzüntüdeydi, yapacağına söz ver. uyanmamasma dikkat et U sırada ıçerı Llçı Pa§a girdi, faciayı çocuğun meği de unutmıyarak odayı arşınlayıp bütun şumuiıle kavradı: duruyordu. Adaş, dedı, artık ümid yok, Gülbeyazı 1 anrı çağırıyor. bız azığını hazırııyaiım. Ve azık dedıği duaları okumağa başlamadan once hastadan bır dılegı olup olmadığı sorup demındenberı cevabsız kalan vasıyetını anlar anlamaz amır tavrını takındı: Uzülme kızım, dedi, dileğin ye rine gelecek, adaşım, Bülbül hatunu alacak. Kara Mehmedin bulutlanan gözlerinde iri yaş damlaları belirirken ve Bülbül hatun hafakanlar içinde bir yana yığılırken Gülbeyazın ölgün gözleri yanıbaşındaki çocuğa çevrildi ve bir lâhza sonra ebediyete dönüp kapandı. Haseki Rebıa Gülnüşün denizde boğamadığı hayat, kendiliğinden Viyanada sönmüştü. * • * MÜTEFERRİK Paris san'at sergisine gönderilecek eserler 9 3 7 senesinde Pariste beynelmilel bir ian'at sergisi açılacak; bu sergide Türk alebesinin eserleri de teşhir olunacak tır. Bunun için îstanbul birinci, Beyoğlu on birinci; Üsküdar on dokuzuncu ve .adıköy otuz beşinci mekteblerde birer mıntaka sergisi vücude getirilecektir. Bütün mekteblerde açılacak olan sergiler ergiye gidecek nümuneler de mıntaka sergilerine gönderilecek ve beynelmilel sergiye gidecek nümunler de mıntaka iergilerinden seçilecektir. Beynelmilel ergiye fazla eser gönderilmiyecektir. Ancak sekiz; on parça eser gönderilmesi e fakat bunlann güzel olmalan esası :ercih edilmiştir. ŞEH/R tŞLERl M. Prostun çalışmaları Yalovada bulunmakta olan şehircilik mütehassısı Pröst yann şehrimize dönecektir. Pröst buraya geldikten sonra YaW a ve Floryanın imarile şehir plânı işleri üzerinde çalışacaktır. Kendisine bu yolda yardım edecek olan Türk mimar ve münendislerinden mürekkeb bir he yet yakında toplanacaktır. Bu toplantıda înkılâb abidesinin konacağı yer üzerin de de görüşülecektir. Nihayet gidenler geri döndü, onun da halecanı dindi ve işin sessizce başarıldığını öğrenince yüreği büsbütün serinledi: Tanrı, dedi, o yattıkca size ömür versin. Inşallah bir yastıkta kocarsınız. Fakat gerdeğiniz Istanbulda olacak. Sabırsızlık edip de ikinci bir beşik daha kurmayın. Ve onların cevabını beklemeden başka bir bahse geçti: Bizim babacan oğlan hem öksüz kaldı, hem adsız. Bari duasını okuyup adını koyalım. Bu hak, tabiatile onundu. Yaşta ve yolda büyük olduğu gibi çocuğun baba annesi de sayılıyordu. Bu sebeble Kara Mehmed sustu ve konulacak adı bekledi. O da çocuğun kulağına ezan okuduktan sonra uygun gördüğü adı haykırdı: Kara Mehmed!.. Istivoruz La>?gteaag=^:=;r^=?c?>^g^^aar^ Diş fırçalarının yeni bir rakibi ih\hı| i > m Evkaf, Belediye ihtilâfı Belediye ile Evkaf arasında nizalı işerin halli için meb'uslardan mürekkeb larak te?»kküj .*den hakem heyeti her ki daireden de icab eden malumatı al p ^ a h^ç. jjçi ts>r*£«ı çla hukuk raüşavir erini dinlemiştir. Heyet bütün bu meseeler üzerinde karannı tesbit etmektedir. Fenerbahçe imar edilecek Dişlerin muhafazası ancak misvak kullanMALÎYEDE Malî sene başında kasa mevmakla kabil cudleri devredilecek Yeni malî senebaşı dolayısile hesab ların ve kasa mevcudunun devralınması için icab eden hazırlıkların yapılması Maliye Vekâletinden maliye memurluklarına bildirilmiştir. Türkün millî bir şian da herhangi bir felâket önünde sendelemeyişidir. Türk, musibetin vücud bulmamasma çalışır. Fakat tahakkuk eden musibet karşısında iradesine hâkim kahr. Ferdî hayatta olduğu gibi cemiyette de onun bu şiarı daima göze çarpar. İki Kara Mehmed de felâketi sarsılmamış bir irade kuvvetile karşılamışlardı, Ölüyü ne yapacaklarını düşünüyorlardı. Elçi Paşa, Veldeş Ay gudun ölümünü açığa vurmakta mahzur olmamakla beraber heyet arasındaki i mamın onu gasle kalkışması halinde setrin meydana çıkacağını ileri sürerek iyi bir tedbir alınmasını istiyordu. Kara Mehmed, hâdisenin gene gizli kalması ve ölünün sessizce gömülmesi fikrindeydi. Hatta eski Viyana muhasarasında şehid düşen Kasım bey gibi Köstendil muhafızı gibi ünlü adamlann can verdiği yerde Gülbeyaz için de bir mezar kazmak dileğinde idi. Fakat münakaşa sırasında birden yeni bir düşünceye kapıldı: Paşam, dedi, ben eşime yer ara maktan vaz geçtim. O n u yurdumuza yollayacağım. Yurdumuza mı? Evet! Nasıl yollıyacaksın? Şişer, berbad olur. Biz hekim değiliz ki ölünün ıçini boşaltıp kalıbını tertemiz taşıtabilelim. Yaslı Sipahi, yüreğinden kan akıp gitmekte olmasına rağmen elçinin taktığı şu ada karşı gülümsemekten geri kalamadı: Nasıl olur paşam, dedi, baba ile oğul adaş olur mu?.. Ben öldükten sonra bu doğsaydı belki yakışık alırdı. F a mektedir. Bu takdirde Akay idaresi de Kalamış. ve Moda iskelelerine vapur sekat şimdi gülünc olacak! ferlerini çoğaltacaktır. Elçi, söz dinlemiyeceğini anlatan sert İNHÎSARLARDA bir işaret yaptıktan sonra çocuğa niçin bu adı verdiğini anlattı: Bizde en çabuk unutulan yiğitlerdir. Çünkü içimizden yiğit çok yetişiyor, bundan ötürü de eskiler unutulup gidi yor. Fakat sahibi yerin altına girse de yaşaması gerekli adlar vardır. Seninki de öyledir. Sen bir gülle ile bir donanma yaktın, Akdeniz yolunu yenibaştan Türk bayrağına açtın. O iş gibi adm da unutulmamalıdır. Ben bu düşünce ile küçük Sipahiye Kara Mehmed adını verdim. Yann sen göçersin, o yaşar ve Kara Mehmed diye çağırıldıkça senin yaptığın işler hatırlanır. V e birden heyecanlanarak yüksek sesle ilâve etti: Küçük Sipahi benim de adımı yaşatacak. Çünkü ben de bir Kara Meh medim, ben de yurd için kan döktüm, kanımı döktürdüm. Belki yarın gene yurd uğrunda öleceğim. Fakat unutulacağım. lArkast var} Şehrimize seyyah celbi için Fenerbah" Ağustosta Viyanada toplanacak olan çenin de imarı düşünülmektedir. Yapıl makta olan tetkikat müsbet netice verdi eynelmilel diş tababeti kongresinde müği takdirde bunun için bir proje hazırla dafaa edilecek mevzular üzerinde çalış nacaktır. malara başlanmıştır. Bu mevzular içinde Bu sene ihzarî kısımlar üzerinde çalı diş tababetinin eski Türklerden Mısıra ve şılacak ve gelecek sene de bütçeye tahsi oradan da Akdeniz yolile AvTupa memsat konarak işe başlanacaktır. Bilhassa leketlerine ^eçtiğine dair profesör Ziya Fenerbahçenin önünden sisli havalarda Cemal tarafından hazırlanan etüd çok deniz vesaitine büyük bir engel olan ka tarafından yalıklar da kaldınlacaktır. Ondan sonra mühimdir. Profesörlerimiz burada bir plâj yapılması da düşünül kongrede müdafaa edilecek mevzulann ADLÎYEDE Kan katili Adliyeye verildi Galatasaray talebesinin tenezzühü Galatasaray küçük talebeleri dün güzel bir deniz gezintisi yapmışlardır. R e i nimiz çocukları muallimlerile beraber vapurda gösteriyor. Kansı Semineyi Rumelihisanndaki kaleler üzerinden aşağıya atmak sure çok münakaşalı olacağı tahmin edilmek tile öldürmekle suçlu; kocası Yozgadh Mustafa dün Adliyeye gönderilmiştir. tedir. Suçlunun dördüncü istintak hâkimi ta tır.>: Diş tababetinin evvelâ Türkler tara Ingiliz gazeteleri Japonların Sovyet rafından sorgusu yapıldıktan sonra hakfından ileri götürüldüğü hakkında etüdhududlarına büyük kuvvetleri ve tank va kında tevkif müzekkeresi verilmiştir. ler yapılırken eski Türklerin misvak kultayyareleri hudud meselesini halletmek Inhisarlar teşkilât kanunu KÜLTÜR tŞLERl için mi yığıyor, diyerek hayret izhar e 4 landığı ve bu yüzden dişlerinin ölünciye İnhisarlar idaresinde yapılacak büyük kadar sağlam kaldığı neticesine vanlmışdiyorlar. Alfabe müsabakasını değişiklikler inhisarların teşkilât kanunu tır. Japşnya Siberya hududlanna büyük kazananlar henüz Meclisten geçmediği için bir müdMisvakla fırça arasında yapılan mu kuvvetler tahşid ederken şimalî Çindekî det gecikecektir. Maamafih kanunun e kayese neticesinde fırçanın pek fazla mikMaarif Vekâleti tarafından açılan al muhafaza kuvvetlerini de üç misli artıra* saslarına göre hazırlanmış olan yeni kad rob tujtuğu anlaşılmıştır. Bundan başka fabe müsabakası neticelenmiş; netice a rak on bin kişiye iblâğ etmiştir. Pekinî ronun haziran ortalannda tatbikınm kabil fırça yalnız dişlerin üzerini temizlemek lâkadarlara bildirilmiştir. Müsabakaya orta Çindeki Hanko merkezine ve Çinia olacağı zannedilmektedir. Bir taraftan te, damak, dilin üstü ve dişlerin arka ta altmış dört muallim iştirak etmiş olup bi garbinde Pukova bağlıyan demiryollari da inhisarlann senebaşı değişmeleri ya raflannı pis bırakmaktadır. rinciliği Edirne muallimlerinden M u r a d ; yani Çinin bütün demiryollarının y a n 4 pılmaktadır ki bunlar küçük tayin ve beMisvakin bu hususiyetleri dolayısile ikinciliği Çorumdan Nimet; üçüncülüğü sından fazlasını Japonlar askerî işgal aî* cayişlerdir. bundan sonra fırça yerine bugünkü diş ta İstanbuldan Rakım; dördüncülüğü İz tına almışlardır. Bu suretle bütün şimalî babeti kaidelerine uygun şekilde misvak mirden Remziye ve beşinciliği de îs Çinin Japonyanın eline geçmesi Ameri # Eksperler komisyonu tanbuldan Niyazi kazanmışlardır. M ü kada derin memnuniyetsizlik uyandır • Yeni eksperler nizamnamesi mucibince kullanılması halka tavsiye edilecektir. sabakaya iştirak eden diğer muallimler Inhisarlar idaresi dışında kalmış olan MÜZELERDE de Vekâlet tarafından takdir olunmuş mıstır. Amerika, îngiltereden Mançu* eksperleri imtihan edecek olan komisyonFakat tur. lar 1 temmuzdan itibaren çalışmağa başrinin işgali zamanında görüldüğü veçhile" Surlar tamir ediliyor Mekteb talebeleri tramvaylara bir müzaheret bulamıyacağmı bildiğin » lıyacaktır. Komisyonlar İstanbul, Sam Devlet Matbasının etrafındaki surlasun ve lzmirde olacaktır. den bu defa da ciddî bir teşebbüste btw asılmıyacak rın mühim bir kısmı son günlerde tehlikel lunmadı. Japonya bugün bütün diplomai ÜhUVERSÎTEDEbir hal almıştı. Müzeler idaresi bu tarih Müteaddid ihtarlara rağmen bazı si kudret ve meharetini îngiltere ile mü* surun harab olmaması ve herhangi bir mekteb talebesinin tramvay arabalanna Dinleyici talebe sınıfta nasebetini iyileştirmeğe hasretmiştir. H a t tehlikenin önüne geçilmesi için lâzım ge asılmakta olduğu görülmüş ve buna mâni kalmıyacak ta Japonya yalnız Îngiltere ile bir bahrj len tamirat için tahsisat istemişti. Vekâ olmak için Maarif idaresince şiddetli anlaşma yapabileceğini de anlatmıştır. Liselerden mezun olurken olgunluk let surun tamiri için icab eden tahsisat tedbir ahnmasma karar verilmiştir. Bü imtihanında bir gruptan muvaffak ola Muharrem Feyzi Togay göndermiş ve Müzeler idaresi de tamiral tün muallimler haricde talebenin hare mıyan talebeler Üniversitenin birinci sıkâtını tetkik edecek ve aldıklan notlan işine başlamıştır. nıflanna muvakkat talebe kabul ediliyor mekteb idarelerine bildireceklerdir. B ve lisedeki imtihanını kazanmak şartile Afyonkarahisarda tarihî şekilde hareket eden talebe ağır cezaya Fakülte imtihanlarına alınıyorlardı. Bu eserler aranacak çarptırılacakür. gibi talebelerin diğer aslî talebe gibi ik Elyevm Romada bulunan Ingiliz ka DENİZ ÎŞLERÎ Nushası 5 Kuruıtnr sene ayni fakülte sınıfında kalmakla ka yidlerinin terkin edilip edilmiyeceği hak dm arkeologlanndan Mis Lamp hüku îskenderiye seferleri kında tereddüd hasıl olmuş ve keyfiyet metimize müracaat ederek Afyon KaraDenizyollan idaresinin bu yaz Pire Vekâlete sorulmuştur. Vekâletten gelen hisannda hafriyat yapmak için müsaad^ tekrar yapması istemiştir. Maarif Vekâleti Mis Lampm îskenderiye seferlerini bir tezkerede bu gibi dinleyici talebelerin Senelik 1400 Kr. *700 Kr. Afyon Karahisannda bir sene müddetl için yapılan tetkiklerin müsbet netice ver iki sene sınıfta kalmakla kayidlerinin terAltı aylık 7S0 1450 mediği anlaşılmaktadır. kin edilemiyeceği ve bu gibilerin ancak hafriyat yapmasına müsaade etmiştir. Üç ayhk 400 600 Ankarada bulunan Denizyollan Mü Mis Lamp bugünlerde şehrimize gele Üniversiteye aslî talebe olarak kaydedilBir ayhk 150 yoktur dikten sonra aslî talebelerin haiz olduk rek Müzeler idaresinin tensib edeceği bi dürü Sadeddin idarenm yeni vapurlar olamıyacağın ları şeraite tabi tutulacakları bildirilmiş memurla birlikte Afyon Karahisarına gi yapılmadan bunun kabil tir. derek asari atika taharrisine bajlıyacaktır. îktısad Vekâletine bildirmijtir. Cumhuriyet Abone ı şeraiti1

Bu sayıdan diğer sayfalar: