6 Haziran 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

6 Haziran 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Haziran 1936 CUMHURfYET SON TCLCFON MAB TE1CRAF ERLER vc TELSİZLE Hâdişeler arasında sadık portrelerinden birine bakılırsa, halkın yüzünde herkese aid çizgiter görünür; bu, tastamam bir Cürati 10 milden az vapurlann ka intan ifadesi olarak öyle büyülii ve botaj hatlarımızda çalışmalan menharikulâde bir resimdir ki ayrı ayrt edilecekmiş! Benim gibi sürate mef hepimize benzer, umumî ve müşterek Ankara, Tarih, Dil, Coğrafya Fakültesi tun olanların pek hoşuna gidecek bir çizgilerile herkes onda kendini bulur: nin çalışkan Türkoloji irdemenlerine tedbir amma yalnız bizim tontonlar içinParadisinden localarına ve ö'n koltuklarından arka sandalyelerine hadar de sürati 10 mili bulanlann sayısı, par I bir tiyatro salonunu dolduran halkın, makla gösterilecek kadar az olduğuna «Mercure de France» mecmuasmda zerinde durmaktansa, doğrudan doğrusahneden görünen karanlık içinde tşıl«François de Hourcaux* imzasile çıkan ya Profesör Yusuf Ziya Özerin ileri sür göre, işin sonunda binecek vapur bula Moskova 5 (A.A.) Sovyet Rusya zari itibara alan asamble, bunun Sov dıyan bir çift gözden geliyormaş gibi mıyacağımıza şüphe etmemeli. komünist partisi merkezi komitesi he yetler kongresi tarafmdan tetkikini ve toplu bakışile tek bir insan portren bir etüd, Avrupaca ötedenberi etnoğra duğu Türk ve Bask kelimelerini «Gü fik ve lengüistik bir bilmece sayılan neş Dih usulile analiz ederek bu parBir taraftan Avrupaya ısmarlıyaca hissini vermeai gibi. yeti umumiyesi toplantısı 1 hazirandan kongrenin davetini lüzumlu görmüştür. «Bask» ların aslı ve dili üzerine ortaya lak metodun ışıklı verimlerini göster ğımız yeni vapurları bir türlü sipariş ede4 hazirana kadar devam etmiş ve aşa Asamblenin ziraat mahsulleri hakkınBu manada halk, atnıfların ve sevimek, eski mukayese sisteminin tezad miyoruz, diğer taraftan mevcud vapurlan da vermiş olduğu karar şu noktaları ih yelerin üstünde harikulâde bir sezia bir teori atmıştır. ğıdaki meseleleri tetkik etmiştir: Bu etüdden bahseden «Temps» gaze larma karşı yeni analizlerin vuzuhunu birer bahane ile kadro haricine çıkanyotiva etmektedir: Geçen sene zarfında ve anlayta sahibi, en dürüst ve selim Sovyet Rusyanın temel yasası projesi, tesinin bir yazısını «Ulus* dilimize çe ve berraklığım ortaya koymak kâfidir, raportör, Stalin, ziraat mahsullerinin bütün arazi en az bir müddet içinde e düşüncenin miyarı telâkki ruz. Lozan muahedesile zorla istirdad edilen ve virmiş, bu tercümenin sonunda da Türk kanaatindeyiz. kilmiş bulunuyordu. Baharın geç gel rekoltesi ve stokların birleştirilmesi, ettiğimiz kabotaj hakkından kendi ken «sens commun âmme aklı» dediği • Ur.lr raportörler: Kalmanovick dchernoo, Mi mesine rağmen çift sürme işleri de şa miz halit idrakin cevherini taatyan bir tarih ve dil bilginlerinin düşüncelerini dimizi mahrum etmeğe karar verdikse disormuştu. Profesör Yusuf Ziya Özer, yani memnuniyet bir şekilde yapılmış *Temps> gazetesi, «F. de Hourcauz* koyan, Klenier. kudrettir. Edebli bir tiyatro salonun bunun üzerine «Ulus» un 31 mayıs 1936 yeceğimiz yok! nun tMercure de France* taki etüdünAsamble, Sovyet Rusya temel yasası tır. Yalnız 1936 senesi içinde traktör ve da da gSrüldüğü gibi ontm tekâmülü sayısında neşrettiği bir makale ile Bask den yalnız bir örnek göstermektedir. «Lâfla peynir gemisi yürümez» diye hakkmda M. Stalin tarafından yazılan ziraat makineleri istasyonlanna 19,200 vahdete, disipline, vakara ve ciddiyete lar hakkında şimdiye kadar başlıca ya O da lâtincede etimolojisi meçhui sayı bir söz vardır. Bu sözün bir hakikat ifaraporda münderiç ve merkezî icra ko kuvvetli zincirli traktör, 40,000 teker doğrudur. zı yazanlarm düşüncelerini kısaca göz lan *urbus şehir» kelimesini, bir yanmitesi tarafından yapılan projeyi umu lekli traktör, 52,000 hasat ve harman de ettiğini bir daha görüyoruz. Bir buçuk Başka bir manada ve ayaktakımı den geçirdikten sonra, tarih ve dil ba dan gene lâtince tUrbare = İz kazmak* makinesi ve 16,000 hususî traktör ve miyet itibarile kabul etmektedir. Fakat, sdzünün tezyif çerçevesi içinde anla kımından Baskların Türklükle olan ü ve öte yandan da Bask dilindeki *ur = senedir lâfını ettiğimiz halde, daha bir bu meselenin büyük ehemmiyetini na rüecektir. buçuk tonluk bir motörbot bile ısmarlıyaşılan halk, hiç te kendinne aid olmt gilerini göstermeğe çalışmıştır. su* kelimelerine bağlamak yolundaki madık. Vapurlardan asgarî 10 mil sürat yan sahte ve çirkin bir portre ile karBilindiği gibi Bask denilen kavim, buluştur. Profesör Yusuf Ziya Özer ise, şımıza çıkarılır: Baldırıçıplaktır, aer Pirene dağlarının iki yanlarmda, Fran Fransız dilcisinin bu buluşunu beğen istiyenlerden, bizim de, Türk ticaret fiseridir, yalancıdır, haytadır, palav sanın cenubile İspanyanın şimalinde miyerek, her iki kelimenin türkçede losunu yeniden kurmak işine sürat ver ract, şaklaban, küfürbaz, müfteri, al yerleşmiş bir halk kütlesidir. Bunlara ayrı ayrı iki kökten geldiğini ileriye sü melerini ricaya hakkımız yok mu? lak, dönek ve kancıktır. Onu bö'yle «Bask» adını veren komşularıdır. Ken rüyor. anlıyan halkçı muharrir, halkın yere dileri kendi adlarını «Eskuar» diye söyBay Özere göre, lâtince «Urbus> kebasan tarafım, yalnız tabanlarım gı • lerler. I ondrada «ingiliz Hava Kuvvetleri Ankara 5 (A.A.) Bazı galimesinin aslı türkçede «hisar ve kale» dtklıyarak ve mmcıkltyarak onu muteİnşaatı Limited Şirketi» nin isnhba » Bunların hangi ırk ve zümreden ol zeteler Montreux, Boğazlar konfeessir etmeğe veya güldürmeğe, keyfi dukları, dillerinin hangi dil grupuna demek olan *ur* sözüdür; «B ve S kon rat bürosu, İngiliz havaalık sanayii hakransınm gayrimuayyen bir tarıhe Ankara 5 (Telefonla) Yüzde 7,5 ni getirmiye, ve teveccühünü kazan • girdiği meselesi, Avrupaca ötedenberi sonları kelimeyi tesbit ve tahsis için kında reklâm ve havadis mahiyetinde bir ilâve edilmiş harflerdir.* Halbuki Bask veya Asambleden sonraya tehir e faizli 1933 Türk borcu tahvilât hâmil mıya çalışır. araştırılmış ve halledilememiş işlerden dilinde «su» demek olan *ur* un aslı, bülten neşreder, bunu muntazaman ecnedildiğini yazmışlarsa da, yaptığımız lerine tediyeler şu şartlar dairesinde Bu iki portreden hangisinin doğru biridir. türkçe «ırmak» kelimesinde görülen bi gazetelerine gönderir. Son gelen bül tahkikatta Ankarada bu yolda bir yapılacaktır: olduğunu, gazetelerden lokantalartna, Avrupa klâsik ilminin üzerinde du *xr* köküdür. Ermenice *yur» ve <cur» tende, Türk Hava Yollan idaresinin altehir hakkında hiçbir malumat mevsinemalarına ve her hangi bir miies rakladığı bu gibi noktalar daha yeni, sözleri de bunun fonetik değişmelerini Fransa, İngiltere, Avusturya, Belçika, dığı ingiliz yolcu tayyarelerinden bahsecud olmadığı anlaşılmıştır. sesesine varıncıya kadar yalnız cid • daha geniş, daha prejujesiz araştırma Holanda, Macaristan, İtalya ve İsvdçre gösterir; «şehirle su arasında asla bir diliyor. Bu yazıda şöyle bir cümle var; dilerine, muntazamlarına bağlanmak lar yapan ileri ilim görüşleri için birer de beher kupona %50 nisbetinde gayri Bir ingiliz Gazetesinin münasebet yok* tur ve «lâtince urbus «Air France şirketile yapılan mukavele suretile halk bizzat ve filen göster • hareket noktası olarak alınabilir. Bu safi olarak 9,375 Fransız frangı tediye mütaleası ve Baskça ur kelimeleri, türkçenin ayrı mucibince, Türkiye hükumeti, Fransa miştir. tkinci Ve ters manasile halkı bakımdan «Bask» meselesinin ehemmiolunacak ve mahallî kanunlara göre iayrı iki kelimesinden gelmiş* tir. Londra 5 (A.A.) Man Hindiçinî hava hatünda, Etamboul ile temsil etmek demagojisini yapanlar, yeti büyüktür. cab eden vergiler alıkonacaktır. HâmilGüneş Dil* teorisinin açtığı geniş, chester Guardian gazetesi diyor ki: fikre aid mevzulart şaklabanhğa, if Aleppe arasında, Ankala ve Adalieden Tarihçe «Bask» larm, «îber» ler, «Etler bu miktarı Pariste Fransız frangı tiraya ve söğüntüye irca etmek tara üsk» ler, «Galat» lar... gibi, Asyadan büyük, genel karşılastırma metodile, geçmek üzere, postanın naklini deruhde Türkiye, Boğazlar hakkındaki taolarak alacaklar, Londra, Roma, Ams fmdadırlar. Vaktile ben de mevzuunu Avrupaya göçmüş oldukları, orta As tek tek kelime mukayesesi arasmdaki edecektir.» lebinin gördüğü kabulden memnun terdam, Viyana, Brüksel, Anvers, Bal, yalnız fikir meselesi teşkil eden bazı yanm ilk insanlık ve kültür beşiği ol derin farkı görmek ve göstermek için olmamazlık edemez. Bu kabul heCenevre, Zürih, Budapeşte piyasaların Şu yazıda dört has isim var; dö'rdü de münakaşalarda, bu çeşid kalemlerin duğu, artık iyice anlaşılmış hakikatler bu ifadeleri ele almakta çok fayda varmen hemen umumî olarak müsaid da kendilerine işbu miktarın kupon dır. yanhş. Aleppe dediği Halebdir. Fakat seviyesini tayin etmek zaruretinde dendir. Bu göçüşte Bakslarm doğrudan ları ibraz edildiği tarihteki rayiç üze çıkmıştır. Hatta Bulgaristanın hattı Bay Özer, «ur» ve «ır> fonemlerini bu şehrin ingilizce ismi Aleppodur; frankaldım. Tek bir fikirle cevab alama doğruya orta Asyadan batı Avrupasma rinden mahallî para olarak verilecek hareketi bile beklenenden çok daha mıştım: En iyi kitablartmm okkaya mı yürüdükleri, yoksa Kafkaslar, Ön ayrı ayrı birer «köfc» olarak almakla, sızcası ise Alep. Etamboul dediği bizim tir. Müddet Sl temmuz 936 ya kadardır. iyi olmuştur. Ancak Boğazlar me verildiği, Halk Partisinin caauau oldu Asya ve Akdeniz yolile mi geldikleri dilin orijini üzerindeki yeni ve geniş Istanbuldur. Ankala, Cumhuriyetimizin Türkiyede, Ankara ve İstanbul piyaselesinin umumî Akdeniz mesele ğum, Rusyaya davet edilmediğim için ayrıca düşünülebilir. Ancak bu yollar görüşü bir yana bırakmış oluyor. merkezi Ankaradır. Adalie ise Antalya salannda 936 mayıs 25 vadeli traş tevHalbuki bu iki fonemde asıl manayı sinden ayırd edilmesine belki imkân sollara kızdığım tarzında isnadlar dan hangisi üzerinde yürünülmüş olur kif edilmeksizin Türk lirası olarak te taşıyan konsonlar birdir; ayrılık yalnız olacak; fakat, bunun da ingilizce ve olmıyacaktır. karşıstnda kaldtm. Bu imadları ya sa olsun, ana kaynak değişmez. diye ve 18.75 Fransız frangınm rayiç « ı > ve «u> vokallerindedir. Vokallerin fransızcası Adalia şeklinde yazılır. ötepanlardan ispat istemiştim. Tek bir Tarih ve etnoğrafya bakımmdan Al ise mana üzerinde esaslı bir tesiri ol kileri bir tarafa bırakıyorum amma An mukabili olan Türk lirası verilecektir. kelime aöylenmedi; yalnız haftalarca | ıoc J : .,""• ... ., • r .r '' .'"nTnın tedivetay dillerinden kopup geldiği belli olan madığı malumdur. MııcrJi ııcrJinî . kara ile îstanbulun doğru imlâsmı bilmisde mukellef muesseseler şunıaruiı. lalilctüiı UÜU Ktı, JHrı !ı>S, J l l l t ı l oria Hatta Bay Özer de, bir yandan «tr» ile yen bir havacılık istihbarat bürosuna bir Ankarada Merkez ve Osmanlı Ban muslu adam gibi ve erkekçe konuş ya koyacaktır. Bu, öyle bir dildir ki bukaları, mak hahkı ancak bu isnadlart ispatla güne kadar en koyu İndo Öropeenci «ur» u taralarında asla münasebet ol coğrafya hocası tedarik etmesini tavsiye başlar. Bu yapılmadıkça meydanda ler bile bunu doğrudan doğruya Ârî mıyan ayrı ayn iki kelime* diye gös etmemek kabil değil! Istanbulda bu iki bankadan başka fikri, iddiast, isnadt ve ispatile şahıs diller arasına koyamamışlardır. Bask ve terirken, öte yandan «zaten ı ve u voDoyç Bank bu tediye ilânını 2 mayıs 936 Paris 5 (Hususî) Romadan bildiril ve madde tayin eden bir inaan yok, Etrüsk dilleri, Avrupa klâsik dilcileri kalleri türkçede de hemen birbirinden tarihli ilâna ilâve olarak eski Osmanlı hep köşebaşından gelen ve «höt» de nin önünde durakladığı en eski bir ta ayırd edilemiyecek tarzda (?) telâffuz İmparatorluğunun taksime uğramış dü diğine göre, Musolini ile Şuşnig ara olunur* diye bu vokalleri bir gibi gösyince uzaklaşan hıkmıklar, kemküm rih hakikatinin abideleri gibidir. sında bugün yapılan görüşmelere Viyauk» demektir. Bu «ulah» sözünde de yunu umumiye meclisi yapmaktadır. termektedir. ler, soğuk ve aşağımn bayağısı Ke Profesör Yusuf Ziya Özer, Bask dilinadaki Avusturjv sefareti ataşemiliteri asıl su anlamı baştaki «uğ = u» kökünGörülüyor ki işin temeli araştınlmanin bir takım kelimelerini türkçedeki de iştirak etmiştir. Resmî İtalyan meha meraltt esprileri vardır. dıkça böyle tezadlara düşmekten en dedir. Bu söz «Karakulak» dediğimiz benzerlerile karşüaştırarak, bu dilin de filinde bu görüşme hakkında kat'î ke PEYAMl SAFA suyun adını da *karak + ulak» olarak bir Türk diyalekti olduğuna kuvvetli değerli've en kıdemli dilcüer bile kur ortaya çıkarmaktadır. tumiyet muhafaza edilmektedir. tanıklar göstermiştir. Ancak bu karşı tulamamaktadır. Resmi tebliğ 2 Ana kökün <yükseklik* anlamına Ankara 5 (A.A.) Açık olan Bolu Şimdi <Güneş Dil» metodile «tr» ve laştırmada, Türk dilciliğinin öz buluşu Roma 5 (A.A.) Musolini ile Avusgöre de «tr» ve <ur*, yükseklik kendi j saylavlığına eski Bern elçisi Cemil Hüsolan «Güneş Dil» metoduna yer ver *ur* kelimelerini analiz edelim: sinde tekarrür ve temerküz eden bir nünün Cumhuriyet Halk Partisi tara turya Başbakanı Şuşnig arasında ya mediğinden, kendisinin E. De Hour • (1) (2) süje veya objeye delâlet eder ki işte fmdan namzed gösterildiği genel baş pılan konuşmaya dair şu resmî tebliğ caux için söylediği gibi «iddiası hakiIr: (ığ+ır) Haber aldığımıza göre Pariste, ecnebi «şehir, hisar, kale» manalan böylelikle kan vekili tarafından aşağıdaki telgrafla neşredilmiştir: kate mukarin bir iddia olmdkla bera Ur: (uğ+ur) teşekkül etmektedir. gazeteciler için bir merkez açılmıştır. secicilere bildirilmiştir. «Avusturya Başbakanı Viareggiodan ber, istinad edilen delil hakikati ifade (1) Iğ, Uğ: Ana köktür. Asıl ilk ma «Şehirle su arasında asla bir münase' Bolu saylavı Mithat Denlinin ölümü avdet etmekte olan Musoliniye mülâki «Accueil Français» adı verilen bu mer etmekten çok uzak» kalmıştır. nası <Güneş* tir. «Güneş» ilkel insan kezin gayesi, Parise gidecek olan ec bet olmadığı* iddiası da varid değildir. üzerine boşalan Bolu saylavlığına eski olmuştur. Musolini Şuşnigle Rocco «Güneş Dil» teorisi, bugüne kadar lığın yegâne varlık kaynağı ve ilk totem Çünkü ilkel insanların durakları hep Bern elçisi Cemal Hüsnü, Parti genel Della Caminatede iki saat kadar gayet nebi gazetecilerin emrine amade tuttuolarak tanıdığı genel mefhumdur. su kenarları olduğu gibi, yeryüzünün ğu bir büro vasıtasile onlarm işlerini Avrupaca bile tam bir mizan altında başkurca parti namzedi olarak onaylan samimî görüşmüştür.» Bütün umumî anlamlar bundan çık başlıca şehirleri de hep birer su kıyı kolaylaştırmk ve Fransada kaldıkları yapılmıyan dil karşılastırma teşebbüs miştir. mışür. Saym secicilere bildirir ve be Haber alındığma göre bu mülâkatta müddetçe vakitlerini iyi geçirmelerini lerini muayyen bir metoda irca etmiş sında yapılmıştır. Eski hisarlarm etralitirim. Bu umumî mefhumlardan burada iki tir. Teorinin en büyük verimi, ayni mafma müdafaa için hendekler çevrildiği, C. H. P. genel başkan vekili Dış İşleri Müsteşarı Suviç de hazır bu temin etmektir. naya, yahud birbirine yakm manalara tanesini alabiliriz: lunmuştur. Avusturya Başbakanı öğle bunların da su ile doldurulduğu ma Bu merkez, ayni zamanda, Fransız 1 Güneşin ışığı sayesinde görülen Vehib Paşa Atinada yemeğini Musolini ile beraber yedikten matbuatile, ecnebi matbuatı arasındaki gelen ve başka başka dillere mensub umdur. sayılan kelimelerin mukayesesinde ken ve tanılan su manası; Atina 5 (Hususî) Habeşistanm ce sonra Venediğe doğru seyahatine de bağlarm takviyesi maksadile toplantılar dini gösterir. Bunun için de, mukaye Urbus 2 Güneşin gök yüzündeki yükselinub ordusu erkâniharbiye riyasetinde vam etmiş ve bugün oraya varmıştır. tertib edecektir. Urbus kelimesine gelince, bunun da sede ayrı ayrı ve karışık yollara sap şinden çıkan yükseklik manası. bulunmuş olan Vehib Paşa bugün bura Yarın beynelmilel sergiyi gezecek ve Yabancı memleket matbuatı münte maz; bir vokal yerine bir konson ge (2) Ir, Ur: ana kök mefhumunun her etimolojik şekli: ya gelmiştir. Vehib Paşanın Yunanis Viyanaya dönecektir. siblerini karşılıyabilmek ve o memle tirmez; bir kelimede vokali, bir başka hangi bir süje veya obje üzerinde, her (1) (2) (3) (4) tanda yerleşeceği söylenmektedir. ketlerin efkârı umumiyelerile daha ya sında konsonu sabit saymaz. Bugüne hangi bir nokta veya sahada tekarrür Uğ+urfub+us) Salâhiyettar İtalyan mehafilinde e ur. Küin Mariyi Nevyorkta hemmiyetle kaydedildiğine göre, bu kından temas imkânını bulmak için te kadar dil karşılaştırmalarmda takib e ve temerküzünü anlatan ektir. sis edilen sırf meslekî mahiyetteki bu dilen dağınık, gayrimuayyen, adeta inGörülüyor ki «tr» ve *ur*, öyle zan (1) Uğ: ve, mülâkatm hiçbir fevkalâde mahiyeti yağma etmişler merkezin müessisleri, Fransız matbuat (2) Ur: Elemanlan yukarıda analiz yoktur ve noktainazar teatileri Roma erkânmın bu teşebbüse kabil olduğu ka dî yollar yerine, derli toplu, kolayca nedildiği gibi, ayrı ayrı ve birbirile Nevyork 5 (A.A.) Dün meraklılarbellenir, sarsılmaz ve değişmez bir me münasebetten ârî kökler değildir; belki edilmiştir. (3) Ub: Ana kök mefhumunun üzerindan mürekkeb bir halk kütlesi,, <Queen protokollarımn çerçevesi haricine çık dar fazla nisbette iştir^kini arzu et od takib eder. vokali ana kökün vokaline göre değişen mamıştır. mektedir. de tekarrür ve temerküz eylediği süje Mary» vapurunu gezmiştir. Profesör Yusuf Ziya Özer, eğer türk ve ana kökün manası ne ise, ona bir Hatıra meraklılarından birçok kim Centre d'Accueil 8 hazirandan itiba çe ile Bask dilini karşılaştırırken, «Gü «tekarrür» ve «temerküz» anlamı ilâve veya objeyi gösterir. (4) Us: Lâtin kelimelerinin sonunda seler, sofra takımları, saksılar, asma ren faaliyete başlıyacaktır. neş DiU metodile hareket etmiş ol eden bir ekten ibarettir. Yalnız «tr» ve saatleri, takvimler, sigara tablaları ve tur* değil, *or* d$, *ar* da hep böyledir.isimlendirici rolü oynıyan bu elemanın Bu merkezin Türkiye mümessilliğini, saydı, ileri sürdüğü dil malzemesi, gükonsonu bir (ğ) den değişmedir. porselenden mamul eşya gibi birçok şey neş kadar parlak birer hüccet olarak, Burada sözü geçen kelimelere göre, yu Bükreş 5 (A.A.) Gazeteler, Yugos Havas ajansı muhabiri M. Valera de «S» konsonunun «ğ» ve onun kategoleri alıp götürmüşlerdir. Bu hasarları karıda ana köke verdiğimiz iki mana davasmı ispata yarardı. Böyle hareket gören başgarson, adeta ağlamalı olmuş lavya Başbakanı Stoyadinoviçin Naib ruhde etmiştir. üzerinden kelimelerin alabileceği an risinden olan «k, g, h, y* konsonlarile edilmediği için, en doğru ve en haklı bir Prens Paulla birlikte Bükreşe gelmiyeebadülüne misal çoktur. Bundan önce tu. iddia, yarım deliller önünde kalmış bu lamlar şunlardır: Paris elçimiz geldi 1 Ana kökün <su* anlamına göre «Ulus» ta çıkan «Türkçede menfi an Başgarson, yeni bir takım eşyanın ceğinin ancak dün akşam öğrenildiğini unuyor. lamlar» başlıklı yazımızda bunun pek kerpeten ve tornavida ile yerlerinden yazmaktadırlar. Halbuki daha 6 mayısProfesörün bu yolda hareket edişini «tr» ve <ur*, bir yerde tekarrür ve te Paris büyük elçimiz Suad mezunen ta üç devlet adamının toplantısı ilân oçok örnekleri gösterilmiştir. merküz etmiş su anlamına gelirler. Bu sökülmüş olduğunu söylemiştir. lunduğu vakit Rumen ve Yugoslav hü memleketimize gelmiş ve dün akşam biz, daha ziyade, Bask dilinin bir Türk iki kelimede ana kök olan (v. + ğ) düşGrek ve Lâtin dillerinde kelime so Queen Mary, bugün Southamptona kumetleri arasında şurası takarrür et diyalekti olduğunu Avrupaya karşı isnuna gelen ve onu isimlendiren *os» Ankaraya gitmiştir. hareket edecektir. pat maksadile kalemi eline almış ve bu müştür. Eğer ana kökün yalnız vokali miştir ki, Stoyadinoviç ayni zamanda nun için de Avrupa dilcilerine öteden düserse «g» başta tek başma okunamı ve «us* eklerinin de hep bu tebadülden devlet reisile birlikte Yugoslavyadan İngiltere Sovyet Rusya beri alıştıkları metodlar dahilinde mi yacağından, kendi kategorisinden olan doğduğu, şimdiye kadar birçok defa igaybubet edemiyeceğinden Naib Prens deniz görüşmeleri saller vermek gayretine düşmüş olma *y* ye çevrilerek *yur» olur. Bu «y» zah olunmuştur. Paula Münakalât Bakanı Spaho refa sına hamlediyoruz. Şu kadar ki yedi, de «c» ve «ç» ye değişerek €cur* ve Görülüyor ki «b» ve «s» konsonlan Londra 5 (A.A.) Dün Hariciye kat edecektir. sekiz aydanberi Türk dilciliğinin ça «çur» şekilleri doğar. Hepsi de mukar kelimeyi tesbit ve tahsis için» değil; Nezaretinde M. Cricie ile Sovyet Rus rer, muayyen, malum bir su anlamma «b» konsonu su ve yükseklik mefhum Belgradda 7 mayısta Küçük Antantm Üstad Halid Ziya Uşakh lışma mihverini teşkil eden «Güneş dır. Gene bu konsonun «m» ve «n» e larının üzerinde tekarrür eylediği süje ya büyük elçisi M. Maisky, bir İngiliz reisi sıfatile Stoyadinoviç tarafından Dil» etüdlerini Avrupalılarca meçhui Sovyet deniz mukavelenamesi akdine neşredilen tebliğde Küçük Antant dev gilin edebî hatıraları diye bir yana bırakmaktansa, onlara da değişmelerile *merdeniz*, *norgöU,veya objeyi yani kale ve hisarı gösmüteallik görüşmelere tekrar başlamış letleri arasında bütün meselelerdeki tanıtacak yollarda tatbik etmek daha tmor = su ve koyu su rengi* gibi ke ermek, «s» konsonu da «ğ» den değişme olduğu içindir ki kelimenin manahareket birliği tebarüz ettirilmiş oldulardır. doğru olacağı kanaatinde olduğumuz i limeler ortaya çıkmaktadır. sını tamamlayıp isimlendirmek için gelAnalizin böyle yapılması, asıl su mefçin, bu eksikliği tamamlamak ihtiyacını Bu görüşmeler esnasında bazı müş ğundan bu keyfiyet hiçbir tefsire ma hal bırakmıyacak mahiyettedir. humunun bir «uğ, oğ* ana kökünde bu mişlerdir. da duyuyoruz. küller çıkmıştır. İngilizler, müstakbel muŞu tek misal, «Güneş Dil* analizinin Stoyadinoviç, pek yakında Yugoslav«Güneş ' Dil* teorisinin esasları ve lunduğunu gösterir ki böylece, meselâ kavelename ahkâmmın Baltık denizindemevzuu nekadar aydmlattığmı ve bu ya Başbakanı ve Dış Bakanı sıfatile Roanaliz sistemi şimdiye kadar, Türk ga olup» sözündeki «o» nun da su demek ki Sovyet deniz kuvvetlerine olduğu gibi manyaya bir seyahat yapacaktır. metoddan ayrı olarak yapılan mukayeete ve mecmualarında birçok kere izah olduğu meyadana çıkar. Çin denizindeki Sovyet kuvvetlerine tat M. Benes, Bükreşe hareket etti Pekaskinin «Yakut Dili Luğati» nde selerin nasıl tezaddan tezada düştüğünü edilmiş, Ankara Tarih, Dil, Coğrafya göstermeğe kâfidir; sanırız (1). bik edilmesini arzu etmektedirler. Sov Prag 5 (A.A.) Cumhur Başkanı M. Fakültesinde ders olarak okutulmuş, bu «su kaynağı» anlamına olarak gösteri /. N. DİLMEN yetler, bunu kabul etmiyorlar, zira Ja Benes, beraberinde Dış İşleri Bakanı M. ders notlarmdan bir kısmı da basılarak len «harah ulah* sözünde de tharah*, ponya Londra muahedenamesini kabul Krofta olduğu halde dün akşam Bükre herkesin gözü önüne konulmuştur. Bu garb türkçesinde «karak» şeklini alan [1] Bu etüdün alt tarafı yarınkl sayıetmemiştir. şe hareket etmiştir. nun için burada yeniden bu esaslar ü «pınar» ve «ulah» ta «sulak» veya «su mızdadır. Sovyet Rusya temel yasası tadil ediliyor Halkın iki portresi Güneş Dil metodîle İHEM NALINA MIHINA Türkçe ile Bask dili arasında bir karşılastırma Istenilen sürat M. Stalinin hazırladığı proje yakında toplanacak olan Sovyetler kongresinde müzakere edilecek ((Türk borcu» Hâmillere yapılacak tediyatm şekli Boğazlar konferansı teahhur etmiyecek Bir cojjrafya tıocasına Ihtiyaçlan var Dün gizlî tutulan bir görüşme yaptılar Cemal Hüsnü Bolu saylavı oluyor Pariste ecnebi gazeteciler merkezi Küçük Antant bugün Bükreşte toplanıyor Kırk Yıl ARAYINIZ Üçüncü cild de cıhmah üzere ilk iki cildin miktarı mahduddur ve azalmıştır r1

Bu sayıdan diğer sayfalar: