June 9, 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

June 9, 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 9 Haziran 1936 VIYANA OONUŞU Tarihî teffrika: 57 { Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal Güzel bir istatistik Siz ne dersîniz? Bal gibi iş! Evvelki günkü (Son Posta) refikimiz, afişaj işinin müteahhidıle görüşmüş. Müteahhid şöyle demış: « Bilfiil içinde çalışılan tica rethane, imalâthane ve binalardaki ilânlardan alınacak resmin yüzde (25) i, meydanlarda ve umumî mahallerdeki ilânlardan alınacak res min de yüzde (41) i (ücreti tahsi liye) olarak bize verilir.» Bizzat müteahhid bu (ücreti tahsiliye) nin nasıl hakkedildiğini de aynen şöyle izah ediyor: « Bizim tahsil ettiğimiz ücret ve resim bizim tarafımızdan tahakkuk ettirilmemekte, doğrudan doğruya Belediye dairelerince tahak kuk ettirilmektedir. Yani biz, hiçbir afişin enini, boyunu ölçüp şu kadar kuruş resme tâbi olduğunu tayin etmiş değiliz, bize bunu Belediye gönderir. Yani Belediye filân müessesenin falân yerdeki ilânı şu kadar kuruş resme tâbidir, bunu tahsil ediniz der, biz de Belediyenin tayin ettiği parayı ödemesi icin müesseseye ihbarname göndeririz.» Gördünüz mü bal gibi işi!.. En muteber bankaların bire en çok yüzde bir veya iki aldıklan (masa rifi tahsiliye) nasıl yüzde kırk bire kadar çıkıyor. Bu sırada bundan mükemmel is bulunamaz, diyoruz. İnhisar memurları Tasfiye edilen memurlar paralarım hâlâ alamadı Altmış yaşını doldurdukları için tas fiyeye tâbi tutulan İnhisar memurları, kanunen kendilerine verilmesi lâzım gelen tazminatm aradan iki ay geçmiş bulun masına rağmen verilmemesinden şikâyet etmektedir. Bu memurlar, kanun çıkar çıkmaz bir hafta zarfında tasfiye edil dikleri halde haklannın iki aydir veril memesini garıb bulmakta ve acil ihtiyaclarından bahsederek haklannın verilmesini istemektedirler. Onümüzdeki temmuz ayı içinde îdarede yeni bir tasfiye yapılacak ve yaşlı memurlardan bir kısmı daha çıkanlacaktır. Bu memurlar da çıkarıldıktan sonra îdarenin memur kadolan yeni bir tarzda hazırlanacaktır. Tasfiye işi nihayet bulduktan sonra tekadüde sevkedilen memurlann tazmi natları bir arada verilecektir. Bu zamana kadar çıkanlan memurlara birer miktar avans verilmesi muhtemeldir. Türkiyede ziraat yapılan yerler tesbit edildi Kara Mehmed, gene paçaları sıvayarak, kışla Başvekâlet müdürlü kışla ve han han dolaşıp Yeniçeri ve Sipahi ulula ğünün yaptığıistatistik umum göre 8432 bir istatistiğe rına Padişah aleyhinde telkinlerde bulunuyordu kilometro murabbaı olan göller ve 11 70 M. TURHAN TAN Yinni Yeniçeri çadırından daha büyüktü. Mazgallı idi, fakat Osman oğlu bu. O geniş çadıra sığamıyordu. Otağın yanına on ayak merdivenle çıkılır bir de ipek köşk yaptırmıştı. Ya çadırların odalan?.. Bunların her biri yedi direkle tutturulmuştu, dıreklerin başlıkları altındı. Perdeler lâhur şalından yapılma idi. Son odadan kubbeli ikinci bir çadıra giriliyordu. Burada taht vardı, daha arkadaki çadırda da yatak odalan bulu nuyordu. Hünkârın yaz gecelerinde in cili yorgan, kış gecelerinde de samur örtünmek âdeti idi. Yeniçeriler, bu sözlerle uyandmlmak istenilen heyecandan daima uzak kalı yorlardı. Kara Mehmedin gergedan kemiklerinden, kuş gagalanndan yapılmı§ kaşıklardan, altın sahanlardan, arta kalan kısımları av köpeklerine verilen nefis yemeklerden açtığı imalı bahisler de onları Hünkâra karşı kızdırmıyordu. Bununla beraber inadcı Sipahi pro pagandalarına devam edip duruyordu. Lehistan diyet meclisinin yapılan sulhu reddetmesi ve Türklere yılda iki buçuk milyon frank vergi vermekten ise yeni bir harbe girmeği tercih eylemesi üzerine îstanbulda harb hazırlıklan tazelenince Kara Mehmed gene paçaları sıvadı, kışla kışla ve han han dolaştı, Yeniçeri ve Sipahi ulularına yeni vaziyetin çirkin taraflarım anlatmaya koyuldu. Onun fikrince Lemberg düşürülüp Lehistan içerilerine yürüyüş yapılsaydı diyet meclisi bu kabadayılığı gösteremiyecekti. Padi şahın para canhlığı işte bu ters neticeyi vermişti ve şimdi yeniden boş yere kan dökülecekti. Ocaklılar, Hünkârın gene ordu ile beraber bulunacağını duyduklarmdan nezaket gösterip siyasî körlüklere göz yumuyorlardı. Leh diyet meclisinin Türk lere meydan okur gibi bir durum takınması da umumî bir sinirlenme uyandır mıştı. Kara Mehmed, yüreklerde dola * şan haleti sezinsediğinden nihayet sus tu ve harb arasında bir fırsat yakalamak ümidile atının başmı gene sınır boyuna çevirdi. Bu yıl yapılan savaşlar, geçen sefer kinden çok yaman ve çok kanlı olmuş tu. Bir çok milletler Lehistana yardımcı gönderdiklerinden Türklerin karşısmda Avrupanın hemen yarısı yer almış gibiydi. Elli bin atlı ve otuz bin yayadan terekküb eden büyük Leh ordusuna Kır Hatmanı adile ün alan Mareşal So bieski kumanda ediyordu. Leh İsveç harblerinde millî kahraman tanılacak kadar yararlıklar gösteren bu cesur as ker, bütün Lithuanie cenkcilerini ardmda BÜrükledigı gibi başına geçtiği ordunun her neferine sarsılmaz bir zafer imanı da aşılamıştı. Rus, Alman, Macar, Fran sız, îspanyol, Flâman gönüllüleri hep onun şöhretine meclub olup harbe gelmiş bulunuyorlardı. Lehliler, Litvanyalılar ise bu adamı gökten yere inmiş harb ilâhı sanıyorlardı. Türkler, asırlardanberi taşıdıkları zihniyete gene bağlı görünüyorlardı. Uç dört millet gönüllüleri değil, bütün cihan bir yere gelse kendilerinin galib gelecek lerine inancları vardı. Lâkın arkadan vurulmak tehlikesile karşılaştıklan için bir an sendelemişlerdi. Bu namerd hamle Buğdan Voyvadası İstefan Beyden gelmişti. İlikleri Türk ekmeğinden vücud bulmuş olan bu hain adam, Lehlilerle elbirliği yapmıştı. Köprüleri yıkarak, yollan bozarak, ekınleri yakarak Kır Hatmanı Sobieskinin yanma kaçmıştı. Buğdanlılar arasına ektiği isyan tohu munun da o sırada başaklanması mümkündü. Türk ordusu bu vaziyette geriyi emniyet altına almayı düşünmek ıstırarında kaldı, bir müddet Buğdan topraklarında oyalandı. Sobieski bu gecikmeden istifade ederek ilerlemiş, Hotin kalesini mu hasaraya girişmişti. Hünkâr, Hacıoğlu pazarında av arıyordu, Serdarı Ekrem ordunun büyük kısmile Babadağında bulunuyordu. Hotinin yardımına koşmak, önde bulunan fırka kumandanlarının hamiyetine kalmıştı. Kara Mehmed bu hamiyeti görükli yen bir heyecan oldu, Sarı Hüseyin Paşa adlı veziri sürükleyip hızla ileri götürdü. Bir kasırga gibi ansızırr Leh or dusu yanında beliren küçük yardım fırkasınm o alay alay atlıları, o tabur tabur piyadeleri yarıp kaleye girmesi bir günlük iş olmuştu. Neye uğradıklannı bilemiyen Lehliler, iki geçeli ayrılarak Türklere yol vermişler ve onların kale muhafızlarile birleşmelerine, şaşkın bir teslimiyetle, ses çıkarmamışlardı, fakat bu yardımcı fırkanın topu topu üç bin kişiden ibaret olduğu anlaşılınca şaskınlık geçti, yerine kızgınlık ve utanmak geldi, kaleye karşı amansız bir taarruz başladı. Yeni Fransız kabinesinin müşkül vaziyeti ransada sosyalistlerin, mutedil sol parti radikal sosyalistlerin yardım ve iştirakile kurduklan yeni kabine, işe başladığı ilk günden itif baren gayet müşkül bir vaziyetle karşılaştı. Bir taraftan devletin hazinesi bomboş olup bütçe açığı da pek büyüktür< Alelâde vergilerin artırılması imkânsız • * dır. Çünkü bunlar zaten son haddini bulmuştu. Diğer taraftan mevcud vergilerden bir çoğunun indirilmesi icab ediyor. Çünkü Laval kabinesinin bütçenin tevzini için kararnamelerle koyduğu vergilerden va maaşlardan yapılan tenkihattan küçük memur ve müstahdeminine aid olanlaruıın tahfifini sol partilerin hepsi geçen seçim mücadelesinde vadetmiş ve bu suretle pek çok rey almış olduklarından yeni kabine ister istemez bu vadi yerine getirmek mecburiyetindedir. Bundan başka işsizlere yeni iş bulmak üzere umuru nafiaya aid yeni birçok büyük teşebbüsler yapılacaktır. Bunun için de milyarlarca yeni tahsisat lâzımdır. Yeni hükumet M. Blumun beyanname sinde temin ettiği veçhile sol partilerin teşkil ettiği halk cephesi politikasını takib edecektir. Cephedeki ekseriyeti komünistlerin kabineye iştirak etmemiş ol masına rağmen marksistler teşkil ediyor. vl. Blum memleketi sosyalistleştirmeğe başlıyacak bazı tedbirler alacaktır. Za ten kabinesinde birçok yeni makam ve vazifeler tesis ve ihdas edilmiş olması da bunu gösteriyor. Bu işler için de bir çok milyarlara lüzum vardır. kilometro murabbaı olan batâkhklar haric olmak üzere 76,273,600 hektar olan Türkiye topraklannm 10,491,191 hektarında ziraat yapılmaktadır. Bu, mevcudun yüzde 13,79 nu teşkil etmektedir. Taneli ziraat yapılan yerler 4,960,648 hektar, yetiştirme çayırlar veya hayva nat gidalan ekilen yerler 1,978,077 hektar, sun'î nebatlar 357,086 hektar, na das 3,673,992 hektar, muhtelif ziraat yapılan yerler de 5,758 hektardır. Memleketimizde çayırlar, yaylalar, otlak ve meralar 44,329,423 hektar olup bütün arazinin yüzde 58,11 ini teşkil etmektedir. Memleketimizin sebze bahçeleri 142 bin 552 hektar, bağlar 345,438 hektar zeytinlikler 349,532 hektar, gülüstanlar 315 hektardır. Ormanlanmızm mecmuu 9,169,859 hektardır. Hiç bir mahsul getirmiyen topraklar, arazinin yüzde 14,63 ünü teşkil etmek tedir ki yekunu 11,162,367 hektar tut maktadır. MÜTEFERRİK plâjlar açılıyor ŞEHİR İŞLERİ Talimatnamenin tatbik edilemiyeceği anlaşıldı! v Halkın caddelerde münhasıran sağ tarafı takib etmesi ve ancak işaretli yer lerden karşıdan karşıya geçmesi için Belediyenin bir talimatname hazırladığını yazmıştık. Talimatnamenin, caddelerde münha sıran sağ taraftan gidilmesi hakkındaki hükümlerinin şimdilik tatbik edilmrsinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Karşıdan karşıya geçmek için de, ancak büyük caddelerde yerler işaret edıldikten sonra tatbik edilecektir. Bu yerlerin boyanmak suretile işaretlenmesi istenilmişti. Halbuki yapılan tecrübelerde boyalann bir müddet sonra silindiği görülmüştür. Hotini müdafaa eden Türkler aBu sebebden bu yerlere çivi çakılmak surasında yetmiş, seksen yaşma varmış yiretile işaretler yapılmaktadır. Dün Ka ğitler de vardı. Onlar, elli yıl önce gene raköyde bazı yerler yapıLmLRtın*,,,^^bu kale önünde yapılan kanlı savaşın haPazar ruhsatîyeleri tırasile gencleşiyorlar ve gene yoldaşlarını da kendi heyecanlarına ortak yapıp Malî senebaşı olmak münasebetüe paaslanlastırıyorlardı. Kara Mehmed de, zar günleri açık kalan yerlerin yeniden tuğsuz bir vezir ve fermansız bir serdar ruhsatiye almalan icab etmektedir. Yeni gibi, her yana kosarak yüreklere şevk, ruhsatiye verilirken tahriri musakkafat bileklere kudret asılıyordu. Bu durumda ka!»unu gözönünde tutulmaktadır. Bu Leh ordusunun Hotini almasına değil, kanuna göre musakkafat tahriri yapılan kaleden bir taş koparmasına imkân yok kazalarda ruhsatiye resmi iradı gayrisatu. finin yüzde onu nisbetindedir. Fakat iradı Fakat ihanet ve hiyanet, Türklerin gayrisafi, nekadar yüksek olursa olsıın bu örmeğe başladıklan celâdet ehramı üze nisbet hiçbir vakit 50 lirayı geçmiyecekrinde gürliyen menhus bir yıldırım oldu. tir. Sarı Hüseyin Paşanın, bir alay yerli Bazı müesseseler bu formüle itiraz edeaskerin başma geçirerek beraber getirdişi rek ruhsatiye resmi vermemek için pazar Eflâk Voyvadası Livroşko, harbin en günleri dükkânlarını açmamağa karar kızgın bir deminde fırsat bulup kaleden vermişlerdir. kaçtı, askerlerini de birlikte kaçırdı ve ECNEBt MEHAFİLDE Sobieskiye müdâfaa plânlarını teslim etti. Başka vazifeye tayin edilen Ihanetin getireceği felâket Kara Mehsefaret kâtibleri medle Vezir San Hüseyin tarafından Ingiliz sefareti birinci kâtibi Bokcr henüz ölçülüp biçilmeden ve alınacak tedbirler üzerinde konuşulamadan Sobi ayni vazife ile Tokyoya tayin edilmiştir. eski taarruza geçmişti, hain Voyvadanın Fransız sefareti kâtiblerinden Dandurain kılavuzluğile kalenin zayıf noktaları üze de Tokyodaki Fransız sefareti kâtibliğine rine alaylar saldınyordu. \Arkası vart tavin edilmiştir. Siz ne dersiniz? İki feci kaza Bir otomobil direğe çarptı, bir çocuk ta arkadaşını yaraladı Kızıl toprakta İstasyon caddesinde oturan tüccar Sıdkı, evvelki sabah hu'usî otomobiline dört arkadaşını almış ve Taşdelen« gitmek üzeie yola çıkrnıştır. Otomobil Nuhkuyusu caddesinden geçerken birdenbire direksiyonu bozulmuş ve tramray direğine çarpmıştır. Bu çarpışma ne~ ticesinde otomobilde bulunanlardan Pavlevi oturduğu yerden direğe doğru fır lıyarak kaburga kemikleri kınlmış, kol'arından yüzünden, îsak da vücudünün muhtelif yerlerinden ağır surette yara lanmıştır. Otomobilde bulunan diğer üç kişive birşey olmamıştır. Yaralılar Nümune hastanesine kaldınlmıştır. Yaz sıcağının başlaması plâj sahiblerini harekete getirmijtir. Boğazıçi, Florya, Adalar ve Anadolu kıyılarındaki plâjlar onümüzdeki pazar günü açılacaktır. Havalaraı birdenbire ısınması şehir halkını göç hususunda isticale sevketmiştir. Son birkaç gündenberi sayfiyelere göçedenler dikkati çekecek kadar çoğalmıştır. Bu sene Boğaziçine göçedenler Eski açıkları kapatmak ve yeni muazhissedilecek derecede artmıştır. Fakat en zam masraflara karşılık bulmak için yeni çok Anadolu kıyılanna ve Adalara gökabine büyük sermayelere vergi koymağı çedilmektedir. tasmim etmiş ve bunu beyannamesinde de Dün gelen Alman «eyyahları bildirmiştir. Bu suretle sermayedarların Alman bandıralı Zelleren vapurile korktuklan pek çabuk başlarına gelecek dün şehrimize 400 Alman seyyahı gel demektir. Diğer taraftan Fransada iktı* miştir. Seyyahlar müze ve camileri gez sadiyatı canlandırmak ve haricle ticareti mişler, otomobille Boğaziçi tarafında bir genisletmek için paranm ve kredilerin çogezinti yapmışlardır. Zelleren vapuru bu ğaltılması ve ayni zamanda paranın altın gün Hamburga dönecektir. kıymetinin indirilmesi icab ediyor. Şimdiye kadar Fransanın ve altın blokuna daEgeli talebenin Yalova hil diğer memleketlerin yanaşmadığı bu gezintisi yeni tedbirlere müracaatin de gecıkmiyeIzmir lisesinden yetişenler kurumu yeniden yApılacak yurdların inşası için alâ ceği M. Blumun iş başına gelir gelmez ljadarlarla, ternasa geçmiştir. Cemiyet 28 Fransa bankası umum müdürlüğüne em haziranda Yalovaya büyük bir Ege te yakın bir mutemedini tayin eylemesinden nezzühü yapmağa karar vermiştir. Cemi anlaşılıyor. yetin fahrî azalanndan olan Şükrü Kaya da bu gezintiyi himayesi altına almıştır. îstanbulda bulunan bütün Izmirlilerle cemiyete yardımda bulunmak istiyenler bu gezintive iştirak edeceklerdir. Vehib Paşa geçmedi Habeşistandan ayrıldıktan sonra Mısıra giden ve oradan Atinaya geçen Vehib Paşanın bir ecnebi vapurile Romanyaya geçerek orada yerleşeceği haber verilmişti. Evvelki gün Pireden hareket ettiği bildirilen Vehib Paşa dün limanımızdan transit geçen vapurlardan hiç birinde bulunmuyordu. Buna göre, sabık Osmanlı Paşasının Yunanistanda kaldığı anlaşılmaktadır. DENİZ İŞLERİ Denizyollarını ıslah edecek mütehassıs Denizyollan İdaresini ıslah etmek üzere 1000 lira aylıkla getirtilen Alman mütehassısı doktor Kip Ankaraya giderek İktısad Vekâletile vazifesine müteallik hususlar üzerinde temaslarda bulun muş ve şehrimize dönerek yeni işine başlamıştır. Alman mütehassısı bir müddet Idarenin işleme vaziyetini tetkik edecek, sonra hangi noktalarda değişiklik, ve yenilikler yapılması icab ediyorsa o hususlar üze rinde raporunu hazırlıyacakhr. Denizyolları İdaresi hakkında bundan evvel, îktısad Vekâleti başmüşaviri fon Derporten umumî bir rapor hazırlamıştı. Doktor Kip yapacağı tetkikler meyanında îdarenin muhasebe ve işletme işlerine temas eden bu mufassal raporu da gözönünde bulunduracaktır. Universite kampı açılıyor Üniversite talim taburu Pendiğe ta smmış ve bütün hazırlıklarmı bitirmişhr. İlk kamp yarından itibaren başlıyac=ık*ır. Dört devreden ibaret olan bu kampların ilkine Tıb fakültesinin birinci ve ikinci smıflarile, Edebiyat fakültesi birinci ve ikinci sımfları davet edilmiştir. Başka fakültede olup ta imtihanı eylul devresine kalmış olan veya başka bir sebeble ha len serbest olan talebeler de bu devreye kabul edilecektir. Kampa tam zamanında gelmek lâzımdır. Bir gün geç kalan talebeler kabul edilmiyecektir. Misafir Yugoslav Nazırı Şevki Behmen dün Izmire gitti Profesör Orando tstanbula gelecek Aziz misafirimîz, Başvekil tsmet Inönile beraber at yarışlarında, aşağıâa Başvekilimizle bir hasbihal anında Ankara 8 (Telefonla) Misafiri miz Yugoslavya Nazırı Şevki Behmenle refikası bugün öğleden evvel Gazi Muallim mektebi, İsmet Pasa Kız Enstitüsünü, öğleden sonra da Çubuk barajını, su filitre istasyonunu ve Ziraat Enstitülerini gezdiler. Bayındırlık Bakanı müstesarı» misafirler şerefine akşamüzeri bir çay verdi. Misafirler akşam 19,45 te Izmire hareket ettiler ve istasyonda uğur landılar. Misafirimiz 11 hazirana kadar îzmirde kalacak ve deniz yolile İstanbula gelerek Bursaya gidecektir. Izmir 8 (Telefonla) Yugoslavya kabinesi erkânından olup memleketimizin misafiri bulunan Şevki Behmen yarın akşam şehrimize gelecektir. Misafir Nazır burada bir iki gün kalacaktır. Geçenlerde Sofyada verdiği bir konferansta Akdenizin er geç Italyan hâkimiyeti altına geçeceğini ve küçük dev letlerin Akdenizde hakkı hayatları olroadığını söylemesi üzerine Sofyadaki Ispanya sefirinin protestosuna ve bu münase betle siyasî bir hâdiseye sebebiyet vercn İralyan âyan meclisi azasından profesör Orandonun iki konferans vermek üzere yakında îstanbula geleceği haber veril mektedir. Bulgar Hariciye Nezareti kâtibi umumisinin müdahalesini intac eden diplomatik hâdisenin müsebbibi profesör Oran donun şehrimizdeki Italyan kulübünde vereceği söylenen bu konferansların mevzuu henüz anlasılamamıştır. Profesör Orandonun ziyareti ile konferanslarınm mevzuu hakkında şehrimizdeki Italyan mehafilinden müsbet biı malumat almamamıştır. Romanya Konsoloshanesinde güzel bir toplantı Yukanda saydığımız müşkül vaziyeti sosyalistler daha iş başına gelmezden çok evvel biliyorlardı. Buna göre de hazırlık yapmış olduklan şüphesizdir. Fakat müttefikleri komünistlerin kabine değişirken yeni hükumeti komünist partisinin intihab mücadelesinde müntahab ameleye vadettiği haftada kırk saat çalışılması ve ücretlerin patronlarla amele teşekkülleri arasmdaki müşterek mukavelelerle tayin edilmesi ve ayni zamanda artırılması gibi büyük isrifadeleri derhal tahakkuk ettirmeğe icbar için umumî bir grev çıkara ^ caklarını ve fabrikaları ameleye zaptettirerek patronları ve müdürleri kapıdışan ettireceklerini sosyalistler beklemiyorlardı. Bugün Fransada bir milyondan fazla amele ve müstahdemin grev halinde bu lunuyor. Bunlar ayni zamanda fabrikaları ve müesseseleri işgal etmişlerdir. Bu hareket süratle bütün Fransaya yayıh yor. M. Blum komünistlerin bu hareke * tine karşı şiddet gösterecek bir vaziyette buluHmadığından dileklerini kabule mecbur kaldı. Gerek beyannamesinde, gerek nutuklarında 40 saatlik mesai ve müşte» rek mukavele usullerinin tatbikı için derhal kanunlar hazırlıyacağını teyid etti. Yeni hükumet fabrikaları zapteden ve buralardan çıkmıyan ameleyi hakkı ta » sarrufa riayet etmeğe icbar etmek şöyle dursun bu gibi amelenin ve ailelerinin belediyeler tarafından iaşesini emretmiştir. Yeni hükumet daha ilk günden gay* rimes'ul unsurlann çıkardığı cereyanlara kendisini kaptırıp sürüklenirken sağ partiler vaziyete müdahale için fırsat bekli • yorlar. Muharrem Feyzi Togay MALİYEDE Uç aylıklar veriliyor Mütekaid eytam ve eramilin üç aylık» larınm tevziine dün başlanmıştır. C. H.PARTlSlNDE Emirgân Ocağmda bir toplantı Cumhuriyet Halk Partisinin Emirgân ocağında evvelki gün yapılan aylık toplantısında ocak başkanı Azmi «Millî marş, sancağa hürmet; orduya saygı ve muhabbet» hakkında bir konferans vermiş; ondan sonra da kimyager Sarım Hüsnü tarafından zehirli gazlerin insan, hayvan ve madeniyat üzerine tesirlerile bunlardan korunma çareleri izah edil miş; göz yaşartma, aksırtma gibi amelî tecrübeler de yapılmıştır. Cumhuriyet Nusha» S Kuntftnr Romanya Kralı Karolun tahta geçişinin altıncı yıldönümü münasebetüe Romanya başkonsolçsu M. Cretsu dün saat 1 7 de konsolosluk binasında bir çay ziyafeti vermiştir. Ziyafette birçok ecnebi konsoloslarla konsolosluk erkânı ve gazeteciler bulunmuştur. Başkonsolos ve refikası, misafirlerini büyük bir nezaketle karşılamışlar ve pek iyi izaz ve ikram etmişlerdir. Ziyafet tam bir samimiyet ve neşe içinde geçmiştir. Şehrimizde bulunmakta olan Romanyalı Bariton Şilton da bu toplantıda bir şan konseri vermiştir. Romanyalı san'atkâr çok takdir edilmiş ve alkışlaamıştır. Abone (Torkiyc şeraiti » * in k» Senelik 1400 Kr. 1700 Kr. Altı aylık 750 1450 Üç ayUk 400 800 Bir aytık 150 yokbır <

Bu sayıdan diğer sayfalar: