5 Temmuz 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

5 Temmuz 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHTJRİYET 5 Temmuz 1936 VIYAN OONUŞU Tarihî tefrika: 83 M. TURHAN TAN / // // tt ( Şehlr ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal Festivalde güreş te yapılacak Sefarethaneden çalınan halılar Açığa çıkarılan memurlar Almanya ve devletler ngiltere Başvekili Mister Baldvin iki gün evvel söylediği son nutkunda Almanyanın teşıiki mesaisi temin e" dilmedikçe Avrupada sulhun yerleşme sine imkân olmadığını ve hali hazırda beynelmilel politikada en ziyade arzuya değer işin Fransa ile Almanyanın ara * sını bulmak olduğunu sÖyledi. Bu sözler, Rendeki gayriaskerî mmtakanın Alman ordusu tarafından işgal ve tahkimi üzerine Fransa ile Almanya arasmda artan gerginliğin izalesi ve garbin iki büyük milletini uzlaştınnak için Baldvin kabi nesinin mesaisine bundan sonra dahi devam edeceğini anlatmaktadır. Lokarno misakmda imzası bulunan devletlerden Ingiltere, Fransa ve Belçi » ka devlet adamları Cenevredeki toplan « tılar münasebetile kendi aralannda cereyan eden hususî müzakerelerde Lokarnoculann bu aym ortasında Brükselde toplanmasma karar vermişlerdir. Zecrî tedbirler kalkmakta ve Italya Avrupa işlerinde tekrar teşriki mesai yoluna girmekte olduğundan Brüksel konferansma bu devletin de iştirak edeceği bekleniyor. Bu konferansın birinci safhasına olmasa da ikincisine Almanya dahi davet edilecektir. Esasen Milletler Cemiyeti meclismîn bu defaki toplanbsmın müzakere programına Lokarno misakının vaziyeti dahi dahildi. Fakat îngiltere, Almanyanın kendisine Lokarnocu devletler namına sorduğu suallere henüz cevab vermedîğini sebeb göstererek Brükselde aynca bir konferans toplanması fikrini kabul ettn> miştir. Almanya, îtalyanm vaziyeti anlaşıl • madıkça suallere cevab vermekten ve bunun üzerinde görüşmekten amelî bir faide olamıyacağını şimdiye kadar ileri sürmekte idi. Zecrî tedbirlerin kaldınlmasile îtalyanm iştiraki temin edildikten sonra Almanyanın suallere cevab vermeği ge « ciktirmesine ortada bir sebeb kalmıya " caktır. Almanyanın iki aydanberi îngilterenm suallerine cevabı geciktirmesinin asıl sebebi Avrupa meselelerinin ve devletlerin vaziyeti iyice vuzuh bulmazdan evvel bir takım taahhüdler altına girmekten çekinmekte olmasıdır. Bilhassa, Almanya, Avrupanın şarkına ve ortasma aid kat'î bir taahhüd altına girmek istemiyor. Yani Sovyet Rusya ile ihtilâfı olmadığını ve Avusturyanm istiklâline riayet edeceğini ve Çekoslovakya hakkmda bir fikri bulunmadığını açık olarak tanımak istemi m yor. Fransa ise Sovyet Rusya ve Çekoslovakya ile yeni yaptığı ittifaklann bozul a maması ve Avusturyanm birleşmesile gayet büyük bir Almanyanın vücude gel • mesi endişesile Rendeki gayriaskerî «ııntakanın tanınmasına mukabil Almanya nın Sovyet Rusya, Çekoslovakya ve A » vusturya hakkında teminat vennesini istiyor. Habeş meselesinden dolayı Italyaya karşı alınan hasmane vaziyet dolayısile bu büyük devletin ayni suretle tazyik edilen Almanya ile uzlaşması ve birleşmesi ihtimallerini ahiren belirmiş olması Fransayı büsbütün telâşa düşürmüştü. n Padişah, ordunun Viyana önlerinde olduğunu, Komite, programa birçok Isviçre sefiri, davacı sıfa İnhisarlarda yeniden 70 Sadırazamın gönderdiği telhisten anlayınca mutile mahkemede bulundu memur tasfiye edildi numaralar koydu vafakati haricinde olan bu hareketten üzülmüştü Festival programını hazırlamakla meş Bundan bir müddet evvel Isviçre se Inhisarlar Umum Müdürlüğü tarafm Viyana muhasarasında bizzat bulu nan Mi'yarüddüvel sahibi de bu alçaklıklan hikâye ederken katillerin hii viyetini tasrih ve Türklüğü tenzih et meğe lüzum görmcmiştir. Çünkü Viyanaya giden ordu Osmanlı împaratorlu ğunun ordusuydu, o şenaatleri irtikâb edenler de Osmanh camiasına mensub bulunuyorlardı. İşte o adm şümulü yüzündendir ki Türk tarihçileri de frenk meslektaşlan gibi hakikati göstermekte ku sur etmişlerdir ve Osmanhnın yaptığı cinayetlerde Türkün hissesi bulunduğunu zannettirecek şekilde dil kullanmışlar dır. Fakat Osmanlı Türkile Türk olmı yan Osmafolının ayırd edilmesi lâzımdır. Bunu yapabilmek için Türkün ezelden ebedc kadar değişmiyen karakterini gözönünde tutmak yeter: Türk düşmanına kıyar. Türk millî haklarını ve medenî vazifelerini korumak için harbeder, ordular öldürür. Lâkin Türk, kadm kes mez, çocuk doğramaz. Hangi tarih bu hakikate aykın bir hâdise kaydediyorsa ya yalandır, yahud yanlış gösterilmiş tir. Nitekim bu Viyana yürüyüşünde de Osmanlı Türkile Türk olmıyan Osmanlı birbirine kanştınlmış ve gayritürk Osmanlılann günahı Türklere yükletilmek istenilmiştir. Burada bir süali mukaddere dahi ce vab vermek mecburiyetini duyuyoruz: Kara Mustafa Paşa bütün kötü huylanna, sakat düşüncelerine rağmen Türktü. Kumanda ettiği orduya mensub bir takım bayağı kimselerin Türklüğe kir bulaştıracak kadar sefil davranmalanna niçin göz yumuyordu?.. Bunun cevabını onun kısa görüşlüğünde bulabiliriz. Kara Mustafa Paşa, Viyanaya vanlıncıya kadar ordunun zenginleşmesini, ganimete doymasını istiyordu. Eger bu doyum temin olunursa ordunun Viyana hazinelerine karşı tamahkârlık göstermiyeceğini ve hazinelerin kendine kalacagını umu yordu. Yağmaya izin vermesi bundandı, kaydettiğimiz facialar ise o gereksiz ruhsatın tabiî neticeleri bulunuyordu. Buna, Türk olmıyan unsurlann irtikâb ettikleri cinayetlerden çoğunu Sadırazamın îşitmediğini ve görmediğini de ilâve edersek facianın hem vukuundaki, hem devammdaki sebebi tesbit etmiş oluruz. Ordu işte bu vaziyette ilerledi, Yanık kalesi önüne geldi ve o önemli yeri muhasara edecekmjş gibi görünüp sürekli nümayişlere girişti. Fakat Avusturyalılar bu gösterişlere cevab vermekten çekin medi, dolgun mevcudlü bir fırka ile yol kesmeğe yeltendi. Arada Raab suyu vardı. Kara Mehmed Paşa, çarçabuk muhtasar bir köprü kurup başta yiğit adaşı olmak üzere karşı yakaya biraz asker geçirdi, bir alay kadar serdengeçti de yüzerek suyu aşh ve Avusturya fırkasile savaşa girişildi. Büyük ordunun alkışlan arasmda yapılan bu küçük elleşme so nunda düşman dağıldı, kısmen Viyana jstikametine kaçtı, kısmen Yanık kalesine sığındı. Kara Mehmed Paşa bu ilk talih tecrübesinden memnun oldu, Raab suyu ile daha ilerideki üç büyük çay üzerine köprüler kurdurdu. Bir yandan da sağa sola müfrezeler yollıyarak Tata, Papa, Pesperim, Çobanca gibi küçük palangaları yıktırdı, o meyanda Kara Mehmed Paşanm merd bir hamlesile Ovar kalesi de ele geçti. Fakat Yanık ve Kumran gene Avusturya bandırası altında yaşıyordu ve bir çift hain göz gibi gerilerden Türk ordusunu tarassud ediyordu. Sadırazam, bu ufaktefek zaferlerden sonra padişaha bir telhis yollayıp Viyana Önlerinde bulunduğunu bildirmişti. Hünkâr, Belgraddaki Abaza köşkünde kâğıdı aldı, vezirin neler yaptığını öğrenince belinledi, ve yanmda bulunanlara şusözlerle üzüntüsünü bildirdi: Kasdimiz Yanıkla Kumrandı. Beç kalesi hesabda yoktu. Paşa ne acab saygısızhk edip bu sevdaya düşmüş. Hoş imdi Tanrı âsan göre. Lâkin önce bildireydi nza vermezdim [*]. Bununla beraber Kara Mustafa Paşaya pohpohlayıcı bir kâğıdla elmaslı bir hançer yolladı ve bunlar, Viyana önünde metrisler kazıhrken vezirin eline vardı. *î» •¥• * D Osmanlı ordusunun Viyana üzerine yüriiyüşü gerçekleştikten sonra Impara torla Leopolduri aklı başından gideyazmıştı. Ne yerinde durabiliyor, ne bir yerde oturmak elinden geliyordu. Gecesi gündüzü ah içinde, vah içinde geçiyor du. Gerçi Papadan, Lehistan Kralın dan, Bavyeradan, Saksonyadan ve hatta îspanyadan yardım vaidleri almıştı. Fakat eski devirlerde birçok kere tecrübe olunan bu yardımlann Türk silâhına karşı kalkan olamıyacağını bildiğinden derin bir fütura kapılmıştı, üzülüp duruyor du. Leopoldun bütün ümidi Sadırazam Kara Mustafa Paşanın Viyana işini gelecek yıla bırakmasmda ve bu yıl, sınır kalelerini düşürmeğe çalışmasındaydı. Hâdiselerin, başka türlü cereyan etmesi o ümidi de suya düşürdü ve Imparatoru tam mânasile berbad bir duruma soktu. Payitahtını müdafaa etmeği düşünmü yordu. Çünkü bunu imkânsız görüyordu, lâkin nereye savuşacağını da kestiremi yordu. Rüyalannda değil, uyanık dakikalannda bile iri ve demir sıkletli Türk pençelerinin ensesinde dolaştığını sezer gibi olarak baygınlıklar geçiriyordu. Viyana halkı da korku ve telâş için deydi. Sınırdan gelen haberler bu zevke düşkün kalabalığı akıldan, muhakemeden, irade kuvvetinden mahrum bırakıvermişti. Hemen herkes, top güllesi şöyle dursun, Türk yumruğuna bile mukavemet edemiyeceğine iman taşıdığı Viyana duvarları ardmda saniye başma ölüm azabı, ölüm ıshrabı çekmektense şimdiden pıhyı pırtıyı toplayıp kaçmak kaygusuna bağlanmış gibiydi. Bütün Viyanada yalnız bir adam soğukkanlılığını kaybetmemişti, sınırdan gelen haberleri sıralıyarak hükümler çıkarıyordu ve bu hükümlere göre gelecek günlerin portresini çizmeğe çalışıyordu. Bu, vaktile Hotin önünde Kara Mehmedin hadımlaştırdığı Kolçiski idi. Herif, yaman bir zekâ ameliyesile vaziyeti süzgeçten geçirip kendi hmcını tatmin edecek neticeler araştırmaktan bile geri kalmıyordu. împarator, Birinci Leopolda yol gosteren de nihayet o oldu, bir gün saraya giderek huzura çıktı: ' Haşmetpenah, dedi, kölenîn sadakati tehlike önünde belli olur ve tecrübe olunur. Siz, ömrünüzün en kötü günlerini yaşıyorsunuz. Kurdlann korkunc sesini duyuyorsunuz ve onlann yarın öbür gün yüzlerini de göreceksiniz. Fakat telâşa mahal yoktur. Bu işin sonunda şerefinizin yükseleceğini size temin edebilirim. Elverir ki tahammül etmeği, korkunuzu içinizde saklayıp dışarıya sızdırmamayı bilesiniz. împarator, Lehistanla Viyana arasında yıllardanberi mekik dokuyan zeki casusun gösterdiği hissî celâdete imrendi ve denize düsenlerin köpüge sanlacaklarını düşünerek herife çarçabuk bel bağladı. gul bulunan komite, bu husustaki mesaisini intac etmek üzeredir. Komite, hazırlanmış bulunan programa ilâveten 4 ve 6 ağustos günlerinde yağlı güreş müsabakaları tertibini de kararlaştınnıştır. Bu müsabakalarda birinciliği kazanan Türk güreşçisinin, getirtilecek meşhur beynelmilel bir pehlivanla karşılaştırılması dü şünülmektedir. Pehlivan güreşlerinin yapılacağı tarihlerde gene komitenin himayesi altında olmak üzere bir de Maraton koşusu tertib edilecektir. Bu koşu, Taksim stadyomundan başlıyarak Bü yükdereye kadar gidilecek, orada durulmadan tekrar Taksim stadyomuna dönülecektir. 9 agustos pazar günü Boğaziçini yüzerek geçme müsabakası yapılacaktır. Bu müsabakaya iştirak etmek istiyenler, şimdiden hazırlıklara başlamışlardır. 2 ağustos pazar günü, Modada yapılacak deniz bayramı münasebetile tertib edilen programa da yeniden bazı şeyler ilâve edilmiştir. Bu cümleden olarak o gün Deniz Kulübü tarafından, memleketimizde ilk defa olmak üzere deniz kızak yarışlan da yapılacaktır. Kızak yanşında derece kazananlara Belediye festival komitesi tarafından kıymetli hediyeler verilecektir. Festivale iştirak edecek millî heyet » lerin hazırlanması için muhtelif vilâyetlere yazılan mektublara da cevablar gelmeğe başlamıştır. Üçüncü Mmtaka Müfettişi Tahsin Üzerden gelen cevabda, Çorum vilâyeti namına, festivalde, şark vilâyetlerimizin meşhur bir dansı olan Horun oyununu oynamak üzere aln kişilik bir grup gönderileceği bildirihnektedir. Festivale îstanbuldan iştirak edecek heyetler, Konservatuarda, Müdür Yu suf Ziyanın nezareti altında ekzersizlere devam etmektedirler. Festivale, garbî Anadolu vilâyetlerinden de bir heyet gelecek tir. Balkan ve Macaristan turizm ofislerinin direktörleri, festivaller esnasında belediyemizin misafiri olarak şehrimize davet edilmislerdir. farethanesinden çalınan altı tane halının tahkikat safhası Adliyeye intikal etmiş ve bu işin muhakemesine dün birinci ceza mahkemesinde başlanmıştır. Mahkemede davacı sıfatile bizzat Isviçre sefiri Mösyö Hanri Marten ile vekili îsmail Kemal hazır bulunmuştur. Sefarethaneden çalınan altı halıdan ikisi on yedinci asra aid olup Kula mamulâtından antika hahlardır. Bunlardan birinin 1250, diğerinin de 1500 lira kıymeti vardır. Hırsızlık yapıldıktan sonra zabıta tahkikatı sırasında çalınan halı lardan iki küçük halı Tophanede bir bakkal dükkânında bulunmuş; dükkân sahibi de bunlan David isminde birinden satın aldığını söylemiştir. Suçlu David de Sinob hapishanesinde bulunduğu için dün mahkemeye gelmemiştir. Dünkü celsede şahid sıfatile dinlenen Perapalas karşısmdaki antikacı Hayim, çalınan iki antika halıyı tsviçre sefirine kendisinin sattığım bildirmiştir. Diğer şahid sefarethane kavası Ibra him de hırsızlrğın nasıl yapıldığını ju su* retle söylemiştir: « Ben o gece yemek yimek için dışan çıkmıştım. Geldiğim zaman camlı kapınm açık oldoğunu görerek şüphelendim. Etrafı araştırdığım zaman halılann çalınmış olduğunu anladım. Başka bir kavas arkadaşım daha vardır. Fakat o; yukanda uyuyormuş. Hırsızlarm girdi ğini duymamış. Hırsız anahtar uydur mak suretile içeri girmiştir.» Neticede; Sinop hapishanesinde mahkum olan suçlu Davidin ihzaren getiril mesine ve neden dolayı orada mahkum olduğunun sorulmasına karar verilerek dava talik edilmiştir.. dan mayıs ayı başında açığa çıkarılan 400 memurdan sonra bu ay başında da yaşı altmışı bulmuş olan 70 yaşlı memur açığa çıkarılmıştır. Bunlardan 15 kadarı îstanbulda, mütebakisi Anadolunun muhtelif yerlerindedir. ıkinci tasfiyede idarenin teftiş şubesi müdürü Hüsnü ve levazım mübayaa şefi Kemal de açığa çıkanlmışlardır. Kadrodan boşalan yerlere evvelce müsabaka imtihanını kazanmış olan gencler tedricen tayin edilmektedirler. Imnhanı kazanmış olan bu gencler boş yerlere kâfi gelmezse yeni bir müsabaka imtihanı daha açılacaktır. Evvelce açığa çıkanlmış olan memurlara tazminatlan ve paralan verilmek üzeredir. Bu memurlara verilecek tazmi nat miktarlannı gösteren listeler yüksek divan tarafından tasdik edilerek idareye gönderilmeğe başlanmıştır. Bu kâğıdlar geldikçe sahibine paralan derhal veril mektedir. Evvelce kendilerinden tahsil edilme diği halde şimdi tazminat miktarlan ü zerinden kesilen eski senelere aid yüzde tekaüdiye aidatmın katedilmemesi hak kında bu memurlann Devlet Şurasma yaptıklan itiraz henüz bir netice vermemiştir. Binaenaleyh idare şimdi verdiği tazminattan bu yüzde beş aidat farkını kesmektedir. Maamafih, Devlet Şurası memurlann bu müracaatfni haklı görürse fark kendilerine aynen iade edilecektir. ŞEHİR tŞLERİ Taksim bahçesinden duhuliye alınmıyacak Belediyenin, Yerli Mallar sergisinin açıldığı Taksim bahçesinden dühuliye aImmasına lüzum gösterdiği hakkmda bir gazetenin verdiği haber doğru değildir. Otedenberi müstecir tarafından dühuliye olarak beş kuruş alınmaktadır. Sergi münasebetile bahçeye girip çıkanlar çoğalacağmdan Belediye, almmakta olan dühuliyeden mevzu resimler çıkanldıktan sonra kalan kısmın müstecir, Sanayi Birliği ve Düşkünlerevile müsavi surette taksim edilmesini iltizam etmiş ve böylelikle Düşkünlerevine bir varidat temin etmiştir. Denizde bir facia Bir gemici arkadaşım denize atarak öldürdü Jfasköyde, ssbMde demirli bulunan 10 numarah motörün tayfalarından Ahmed, evvelki gece motörde rakı içmiş, bir miktar de esrar çektikten sonra karaya çıkmış ve geceyarısma doğru dönmüştür. Fakat motöre girince arkadaşlarından Mehmed ve Etemle kav gaya başlamıştır. Etem, Ahmede yatmasım ve reisin kendini bu halde görürse işinden çıkarabileceğini söyleyince Ahmed kızmış ve Etemi belinden tutarak denize at mıştır. Zavallı gemici çamurlara sap lanmış ve boğularak olmüştür. Etemin denize atıldığım gören tayfa Mehmed hemen yerinden kalkarak Ahmedin üstüne hücum etmiş, fakat Ahmed belinden çıkardığı büyük bir kama İle onu da iki yerinden ağır surette yarala mıştır. Yaralı hastaneye kaldırılmış, katil yakalanmıştır. Etemin cesedi hâlâ bulunamamıştır. Tahkikata devam edilmektedir. GÜMRÜKLERDE Ambarların devri Yarın gümrükte Liman Umum Mü dürii Raufi Manyaslı ve umum müdür muavininin de iştirak edeceği bir toplantı yapılacaktır. Gümrük Başmüdürünün nezdinde yapılacak olan ve alâkadar şeflerin de bıılunacağı bu içtimada güm rük ambarlannın devri işine hangi ambar dan başlanacağı tesbit edilecek ve derhal devre başlanacaktır. Esnafın muayeneleri na»ıl olacak? Muhafaza motörleri de askerileştirildi Evvelce gümrük muhafaza teşkilâtı sivil memurlan tarafından idare edilen muhafazanın büyük deniz motörleri ta mamen askerileştirilmiştir. Istanbulda muhafız kumandanlığına merbut olan deniz işletme âmirliğine bir deniz binbaşısı getirilmiştir. Küçük muhafaza motörleri şimdilik gene sivil teşkilât tarafından idare edilecektir. tNHÎSARLARDA Şarab fiatları ucuzlıyacak Inhisarlar îdaresi az ispirtolu hafif içkilerin halk arasmda fazla rağbet görmesi ve binnetice satışlann artması için bun lann fiatlarını ucuzlatmak üzere tetki katta bulunmaktadır. Bu ucuzlatma bilhassa şarab fiatla rında olacaktır. Tahmin olunduğuna göre Inhisar şarablan yüzde 30 40 nisbe tinde ucuzlatılacaktır. Diğer taraftan înhisarlar îdaresi piyasaya (Misket) ismile ve İzmriin misket üzümlerile yapılmış yeni bir şarab çıkarmak üzeredir. Bu şarab, Avrupada çok sevilen, tatlı ve lezzetli bir içki olacaktır. Misket şarabı 55 kuruşa satılacaktır. Tekaüd edilen memurlar Gümrük ve muhafaza teşkilâhndaki 60 yaşmdan yukan memurlann tekaüde sevkedilmesi hakkmda emir gelmiştir. Bu memurlann 14 temmuzda vazifeleri ni hayet bulacaktır. Bunun için listeleri yapılmaktadır. Dahiliye VekiHnin Trakya seyahatinden intıbalar Aman Kolçiski, dedi, ne düşünüMÜTEFERRİK yorsan, ne seziyorsan açık söyle. Görü Maliye Vekili geldi yorsun ki buhran içindeyim. Güneşi tuMaliye Vekili Fuadla Maliye Müs tuk, Tunayı kuru görüyorum. İki ile üçü teşan Faik dün tayyare postasile Anka birleştirip bir yekun çıkarmak elimden gelmiyor. Ne yapacağımı şaşırdım. Ya radan şehrimize gelmişlerdir. Staj yapan doktorların nımdakiler de boyuna kara haberler veriyorlar, endisemi katmerleştiriyorlar, bari tetkikatı sen iyi şeyler söyle. [Arkast rar] Tıbbiyenin geçen sene mezunlarından olup stajda bulunan yeni doktorlarımız [•] Silâhtar tarihi C: H. S: 39. evvelki gün Boğaziçindeki memba su lan üzerinde tetkikatta bulunmuşlardır. Gülhane hastanesi hocalanndan doktor Zeki ve diğer birçok doktorlar talebenin bu tetkikatına iştirak etmişlerdir. Esnafın muayeneye tâbi tutulması ve mensub oldukları san'at erbabı tarafından kurulmuş bulunan cemiyetlere kaydedil mesi hususunda kanun hükümlerinin yanlış anlaşıldığı görülmektedir. Kanuna göre gıdaî maddeleri istihsal veyahud imal eden müesseselerde çalışan amele ve müstahdemlerle halkla temasa mecbur olan lokanta, ahçı, gazinocu, kahveci, hamamcı, ekmekçi, hamurkâr gibi kimselerin muayene olmalan icab etmektedir. Bunlann muayenesi hususî bir doktor yahud çalıştıklan müessese doktoru tarafından değil, Belediye doktoru tarafından ya pılacak ve Belediye müstahdemin şubesi tarafından kendilerine birer cüzdan ve rilecektir. Bu cüzdanla altı ayda bir muayeneye sevkedilecektir. Diğer esnafın, bilhassa manifaturacıIarın, cüzdan almalan ve sıhhî muayeneye gitmeleri mecburî olmadığı gibi meslekî bir cemiyete girmeleri de ihtiyaridir. Muayeneye tâbi olan esnafın daha arkası alınmadığı için yeniden 25 temmuza kadar bir mühlet verilmiş ve key fiyet dün bütün alâkadar Belediye şubelerine bildirilmiştif. POLlSTE SAGLIKİŞLERİ Şehrin sıhhî vaziyeti Dahiliye Vekili Şükrü Kayanın Trakya seyahati esnasında Edirnede mühim bir nutuk söylediğini, bu meyanda Edirn e polis müdürü Süadin de bir nuruk irad ettiğini yazmıştık. Yukarıki resimler Dahiliye Vekilini ve Edirne polis müdüriinü nutuk söylerken göstennektedir. Hıfzıssıhha komisyonu Vilâyette Vali muavini Hüdainin yanında toplanmıştır. Bu toplantıda Vilâyet sıhhat işleri gö rüşülmüş, vilâyet dahilinde bu sene geçen seneye nazaran sari hastalıkların mühim Buğday mahsulü iyi miktarda noksan ve şehrin sıhhî vaziyeîstanbul borsasına yeni buğday mah tinin şayanı memnuniyet bulunduğu an sulünün vaziyeti hakkmda kat'î raporlar laşılmıştır. gelmeğe başlamıştır. Bu raporlara göre bu sene buğday mahsulü Trakyada da, ekseriya kuraklık tehlikesi geçiren orta Dünkü nüshamızda Harbiye mektebi ve cenubî Anadoluda da iyidir. Kara müdürü Erkânıharb miralayı Mehmed deniz mıntakasında mahsul pek az bozul Ağustosun vefat ettiğini teessürle kay muştur. Garbî Anadolunun iyi olduğu detmiştik. Halbuki bugün bize yanlış daha evvelden bilinmektedir. haber verildiğini, vefat edenin Mehmed Şehrimizdeki buğday stoku bir evvelki Ağustos değil, refikası olduğunu öğrenihaftaya nazaran biraz daha azalmıştır. yoruz. Vuku bulan bu müessif yanlışlıkGeçen haftanın raporunda stokun 3875 tan dolayı kıymetli kumandana özür diton olduğu gösterilmektedir. Bir evvelki lerken taziyetlerimizi sunar ve uzun öhafta ise 3922 tondu. mürler temenni ederiz. Müessir bir yanlışlık TÜTÜN KAÇAKÇISEsT YAKALAMAK İSTERKEN Haydar adında bir sigara kaçakçısının Sebze Halinde esnafa kaçak sigara sattığı haber alın mış, sivil memurlar dün sabah Halde tertibat almışlardır. Bir müddet sonra Haydar sigara satmak üzere Hale gelMuharrem Feyzi Togay miş ve sigaraları satarken yakalanmıştır. Haydar karakola götürülürken me murların elinden bir kolayını bulup Amerika sefaretinde dün kaçmıştır. Kaçakçıyı korkutmak için bir resmi kabul yapıldı memurlardan biri havaya bir el silâh Amerika istdklâlinîn yıldönümü mü * atmış, fakat kurşun Eyüblü Dimitri is nasebetile dün Ameriak sefaretinde bir minde birine isabet ederek göğsünden resmi kabul yapılmıştır. yaralamıştır. Yaralı Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmıştır. Tahkikata devam edilmektedir. BİR KADIN YALOVA VAPURUN • Nfithası 5 Kuniftnr DAN DENİZE DÜŞTÜ Dün saat 14 te Yalovadan hareket eden Burgaz vaJTürkiye Haric puru Büyükada iskelesine yanaşırken İ İD şeraiti I « ^ husule gelen fazla sarsmtıdan; arka dümen tarafma oturan yolculardan bir kaSeneük 1400 Kr. 1700 Kr. dm denize yuvarlanmıştır. Yüzme bilAltt ayhk 7S0 1450 miyen kadıncağız etraftan yetişenler ve Üç ayhk 400 800 vapurdan denize atlıyan zevci tarafınBir ayhk 150 yokhır dan bir müddet sonra kurtarılabilmigtir. Hiç olmazsa Avusturya hükumetinden Almanya ile birleşmiyeceği yahud Habsburg hanedanını tekrar tahta getirmiyeceği hakkmda teminat almak için bu devletin başında bulunan doktor Şuşnig, Fransanm zoru üzerine Cene\Teye «ureti mahsusada davet edilmişti. Fakat Avusturya hükumeti ilk defa Fransaya ve bunulna birlikte daveti yapan devletlere kafa tutarak daveti vahi mazeretlerle kabul etmedi. Doktor Şuşnig, Italya ve Almanya ile müzakerede bulunduğun dan Cenevreye gitmek istemedi. Şüphe siz Avusturya Başvekili Romadan Takî olan ilham üzerine Fransaya kafa t«t * * mağa cesaret etmiştir. Bu vaziyet karşi • smda Almanya, suallere cevab vennekte isticale pek lüzum görmemektedir. Lâkin îtalyanm vaziyeti takarrür ettikten sonra Almanya îngiltere hükumetinin hayırhahane mutavassıt rolünden istifade edebilmek için cevablarmı fazla geciktirmiye • cektir. Cumhuriyet

Bu sayıdan diğer sayfalar: