19 Ağustos 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

19 Ağustos 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 19 Ağustos 1936 VIYANA OONUŞU Tarihî tefrika: 1f M. TURHAN TAN / / / / / #/ ( Şehlr ve Memleket Haberleri ) İspanya ile ticaret Kanserle mücadele Vaziyet normalleşiyor, dün yeniden para geldi Ispanyada Madrid hükumetinin ilân ettiği moratoryomun hangi memleketlere şamil olduğunun bilinmemesi şehrimız iktısadî ve malî mehafilinde endişeler u yandırmıştı. Dün gelen bir haber bütün endişeleri izale etmiş ve ihracatçılan çok sevindirmiştir. Bu habere göre konulan moratoryomdan Türkiye istisna edilmiş tir. Moratoryom siyasî tesirler saikile I talya, Almanya ve daha bazı memleketlere karşı ilân edilmiştir. Peçetanın sukutu üzerine hükumetimizin yerinde aldığı tedbirleri bildiren tamimde Merkez Bankasının iş'an ahire kadar 5,82 normal kursu üzerinden te diyat yapılacağı kaydedilmekte idi. Bu iş'an ahire kaydinden kuşkulanan bazı bankalann telâşı üzerine ihracatçılar Iktısad Vekâletine müracaatle vaziyetin tavzihini rica etmişlerdi. Dün bu hususta Vekâletten gelen cevabda (iş'an ahire kadar) kaydinin ihracatçılan lüzumsuz kambiyo temevvüçlerinden korumak ve Ispanyada tabiî vaziyetin avdetine ka dar konulmuş ihtiyatî bir kayid olduğu bildirilmekte ve bunun gerek banka ve gerekse ihracatçılan endi$eye düşürme sine mahal olmadığı ilâve edilmektedir. Esasen Ispanyadan son gelen haberler evvelki ntşriyatımızı teyid eder ma hiyettedir. Dün haber aldığımıza göre Merkez Bankasına Ispanyadan yeniden para gelmiştir. Bugünden itibaren yeni tediyat yapılacağı umulmaktadır. Ispanva ile ticarî münasebatımızın aybaşından itibaren tekrar normal seyrini alacağı kuvvetle ümid edilmektedir. Siyasî icmal Ispanyadaki dahilî harb ve Amerika spanyadaki dahilî harb, yalnız Â~vrupayı değil, belki bütün dünyayî harekete getirdi. Bugün bütün Amerika kıt'ası Ispanyadaki hâdiselerden dolayı büyük siyasî müşkülâta uğradı. Kürenin en büyük kıt'ası sayılan Amerika kıt'asının cenubunda ve ortasındakı devletlerin hemen hepsinin ahalisi Ispanyoldur. Şimalî Amerikada dahi Ispanyol unsurunun mühim mevkii vardır. Yeni dünya Ispanyol yurdlan arasında Ar jantin ve Şili gibi dünyanın ikinci derecedeki büyük ve müterakki ve kuvvetli devletleri vardır. Cenubî Amerika devletlerinden yalnız Brezilyanın ahalisi eski lspanyanın komşusu ve ırk ve dil iti * barile yakın akrabası Portekizden gel miş muhacirlerin ahfadıdır. Cenubî ve orta Amerika adeta yeni birer İspanya ve Portekizdir. Yeni memleketlere nazaran Avrupadaki eski Is panya ve Portekiz birer küçük ülke gibi kalır. Eski ve yeni İspanya arasında bu kadar sıkı münasebat bulunduktan sonra eski yurddaki kanlı mücadelelerin bütün Amerika kıt'asını alâkadar etmesi tabiî birşeydir. Bunun için Cenubî Amerikadaki Ispanyol cumhuriyetlerinden Üruguay eski ana yordun dahilî harbden harab ve mahvolmaması için bütün Amerika devletlerinin birleşerek mütte hiden hareket etmelerini Amerikadakî bütün hükumetlere teklif etti. n Limon fiatları Italyada mahsul az olduğundan yükseldi Son günlerde limon fiatlan bir miktar daha yükselmiştir. Evvelce beş kuruşa satılan limonlar şimdi 7,5 kuruşa safal maktadır. Bunun neticesi olarak limonata satanlar da fiatlan yükseltmişlerdir. İtalyadan son gelen malumata göre bu sene Italyanın limon rökoltesi geçen senekinden yüzde35 noksandır. lspanyanın limon rökoltesi ise dahilî ihtılâlden çok mutazarnr olmuştur. Esasen rökolte iyi olsa dahi İspanya ihracat yapacak va ziyelte değildir. Vakıâ memleketimizde limon istih sal edilmektedir. Fakat istihsalimiz istihlâkin ancak yüzde 15 ini karşılıyabilmektedir. Bunun için Ziraat Vekâleti limon istihsalâtımızın her ne pahasına olursa olsun çoğaltılması için bazı mühim tedbirler almıştır. Bilhassa Mersin ve havali sinde büyük limon fidanhklan vücude getirilmiştir. 1941 senesi limon rökolte sinin bir fevkalâdelik olmadığı takdirde istihlâkimizin yüzde altmışını temin edeceği kanaati vardır. Avcı Mehmedin gozdeleri, tipi arasında küçük delikanlının bir daha boy göstermesini bekliyorlar! Ve atını sürüp tipi arasmda kaybolup gitti. Haremağalarile silâhlı muhafızlar arabaların yanına gelince ondan ne iz, ne izer vardı. Yalnız sesinin ahengi kadınlann kulağında uğulduyordu, enda r m ı n m salâbetli zarafeti altı saray dilbe rinin gözbebeklerinde parhyordu. O, bilmiyerek Avcı Sultan Mehmedin haya tını ya'ralamıştı. Çiinkü Gülnar ve Afife Hahmlar, artık efendilerinden soğumuş, hatta iğrenmiş bulunuyorlardı. İkisi de kelimesiz bir uzlaşma ile bundan sonra sırnaşık, yılışık ve miskin Hünkâra gü zelliklerinin sekrini tattırmatnayı karar laştırmışlardı. Henüz gözdelik mevkiine yükselemiyen dört halayık ise ömürlerinin biricik ülküsü olan bu saadeti dıi şünmez olmuslardı. Hepsinin yüreğinde küçük Kara Mehmedin sevgisi yasıyor du. Demek ki Sipahi yavrusu, iyi bir zafer kazanmıştı ve sarayda kendine yâr olacak eller, gönüller bulmuştu. Başta Kızlarağası Yusuf olmak üzere oraya ulaşmış olan kölelerin durumu büsbütün nazikti. Istırabh sersemliğini hâlâ gîderemiyen Yusuf, dayak yediğı yerden hayli uzakta muhafızlarla kar şılaşmca bütün gücünü toplamağa çalı şarak yoldaşlanna şu öğüdü vermişti: Gevezelik edip te bana sopa atılidığını söylemeyin, o piçkurusunu da d;le almayın. Uğursuz kahbelerin yanına hayırlısile dönüşte ne yapacağımızı kararlaştınnz. Böyle bir öğüde hacet yoktu. Çiinkü kölelerin hepsi, şu maceranm gizli kal masını candan, yürekten arzu ediyorlardı. Başka türlü bir dilek kovalamalan zaten mümkün değildi. Haseki sultanları, körpe körpe halayıkları yabancı bir erkesin eline bırakmış olmak suçunda kendileri de ortaktı. Hatta iyi bir ince leme sonunda Yusufun mazur görülmesi ve bütün suçun kendilerine yükletilmesi muhtemeldi. Bu sebeble Kızlarağasına müspet cevab vermekte tehalük göster dikleri gibi ona yol da öğretmislerdi. Arabalara, diyorlardı, yaklasınca silâhlıları biraz geride koyalım, o pîçkurusunun yıkılıp gitmesini bekliyelim. Bir istir oldu, bari yabancılar görüp duymasın. Küçük Kara Mehmedin daha b'nce savuşup gitmiş olması bu köle sürüsünün telâşını dindirdi, yüreklerini ferahlandırdı. Hele Yusuf Ağa tenindeki acılan da unutmak derecelerinde sevinc duyuyor du. Lâkin bu sevinc çok sürmedi yeni bir düşünce herifin yüreğini taze bir acıya boğdu. 5'mdi kadınlann şu macera hakkındaki mülâhazalannı anlamak istiyordu ve sıraya taarruz gördüklerine kanaat getirdiği saray dilberlerinin kazaya rıza göstermeleri için nasıl kandıracağını düşünüyordu. Onlan hırpalanmamış görmek herifin endişelerini büsbütün çoğalttı. Zeki köle, aşk izlerini sezmekte gerçekten üstaddı. Çünkü yıllardanberi gözü bu izler üzerinde geziyordu. Ondan ötürü bir dikkatli bakışla kadınlann bir maceraya kurban olmadıklarını anlamışh. Bu, kendisi için iyi bir alâmet değildi. Eğer, tipi içinde beliriveren canlı beliyeden şu kadınlara bir kir bulaşmış olsaydı Pa dişaha karşı onların da dilsiz bir durum takmmalannı temin etmek kolaylaşacaktı. Bunun tersine tahakkuk eden bir vaziyet, kadınlann pervasız davranmala nnı ve bütün gördüklerini Hünkâra anlatmalarını intac edebilirdi. Yusuf Ağa, yüzünde uzun uzun sıntan kamçı izlerini, teninin her yanında sızım sızım sızhyan acılan giderecek kadar sert bir ruh hamlesile bu acıklı ihtimalleri ortadan kaldırmak istedi, silâhlı muhafızlarla öbür haremağalarını bir işaretle geride bırakarak arabalara yaklaştı, Haseki Gülnara sokulup uydurma bir elemle sordu: Kâfir oğlan sizi de incitti, değil mi? Güzel Haseki, hulyalı gözlerini kü çük Kara Mehmedin kaybolup gittiği istikamete çevirdi, gamlı gamlı içini çekti, dürüst bir cevab verdi: Keşke incitseydi aga, keşke incitseydi. Ondan umduğumuzu göremediğimız için daha fazla üzülüyoruz. Yusuf Ağa, gene düzme bir hayret gösterdi: . A, a, a. Üstüme iyilik, sağhk. Kurt pençesinde parçalanmaktan kur tuldunuz diye hep birden tasaya mı kapıldınız. Gülnar, gene gamlı sesile izah etti: II bahçesine girip te bir elma ko parmadan tutulmuş hırsızlara benzedik. Suçumuz yok desek kimse inanmaz. Onun için keşke incinseydik, diyoruz. Afife Sultan da, şu kızlar da sizin gibi mi düşünüyorlar? Eğer Tanrıdan korkup yalan söylemezlerse yoldaşlann da beni tasdik edeceklerine şüphe etrae. Yusuf, en canlı noktaya temas etmek zamanı geldiğini sezdi ve sözü o noktaya çevirdi: Peki sultanım, şimdi ne yapacağız, şevketlu Hünkâra ne diyeceğiz? Gülnar, omuzlannı silkti: Vallahi umurumda değil. Ben şimdi değişmiş bir kadınım. Bir saat önceye kadar Padişahı yerlerin, göklerin efendisi sanıyordum. Bir toy çocuk kar sıma çıktı, yanlışımı düzeltti. Şimdi Hünkârdan daha kuvvetli erkekler bulunduğuna inanıyorum. Efendimiz, hiçbir su çumuz yokken bizi cezalandırmak isterse sesimi bile cıkarmam. Elverir ki bizi öldürmeğe kalkışmasın, serbest bıraksın. Yusuf Ağa, Gülnarın ne demek istediğini seziyordu. Hünkâra artık kıymet vermiyen güzel Hasekinin dili altmda nasıl bir bakla olduğu da zaten belli idi. Onun, gene Sipahi ile veya bir benzerile birleşmek ümidine kapılıp Padişaha s;rt çevirdiği apaçık anlaşılıyordu. Nitekim sair Afife kadm, yoldaşının düşüncesi ni kendi ağzile aydınlatmakta gecikmedi: Bre ağa, dedi, uzun söze ne lü zum var?.. O güzel çocuk senin etini, bizîm de yüreğimizi kamçıladı. Sen onu ömrün oldukça nasıl unutamıyacaksan bizde öyle unutmıyacağız. Yalnız sen babayiğit çocuğu hınçla anacaksın, biz sevgi ile düsüneceğiz. Onun için dilini kıs ta bizi konak yerine ilet! Yusuf Ağa, bereli başını hızlı hızlı kaşıdı ve kekeledi: Şevketlu Hünkâra da böyle mi diyeceksiniz? Afife, açık bir istihza ile gülümsedi: Efendimizin kerameti ummam ki tipi altında geçenleri keşfedebilsin. Biz hiç tınmıyacağız, sen de susarsan ağzı mızm tadı bozulmaz. Saraylıların efendilerine karşı ne de receye kadar sadık olduklannı pek canlı bir surette gösteren bu sahne, haremağalarile kadınlann tam bir uzlaşmasile kapandı ve kafile yola çıktı. Tipi gene devam ediyordu, köleler ve muhafızlar yol bulup menzile ulaşmak kaygusile didiniyorlardı, kadınlar da güneşin batması yüzünden siyah bir kelebek uçuşunu andırmıya başlıyan tipi arasında küçük bir delikanlının bir daha boy göstermesini bekliyerek gözlerini dumanlı ufukta gezdiriyorlardı. ( l ) \Arkas% rorl (1) «Padisah Edırneden hareket ve şikâr niyetile Burgaz ve Karıştıran caniblerıne azımet ve bir bas Babayiatika ve ertesi gün ki zemheri başlangıcıdır, Burgaza \arup Harem irişmemekle iki gece Hasodada beytutet eyledi. Iki Haseki ancak ertesi gün geldi.» Silâhtar Tarihi C:2. S: 227 Brükselde toplanacak kongreye iki doktorumuz iştirak edecek Brükselde top lanacak arsıulusal kanseroloji kon gresine profesör Hulusi Behçetle profesör Obern dorferin birlikte Ü niversitemizi tem silen gideceğini yazmıştık. Kanse rin tedavisile kan seroloji hakkında kendisınden malu Dr. Hulusi Behçet mat istiyen bir muharririmize profesör Hulusi Behçet şu izahatı vermiştir: « Evlulde Brükselde toplanacak arsıulusal ikinci kanseroloji kongresine Istanbul Üniversitesi namına profesör Obendorferle birlikte gideceğiz. Orada beşeriyetin başına musallat olan en mühim bir hastahğın tekevvün, seyir, enzar ve tedavisi için 45 memleket pro fesörîtrinin iştirakile muazzam bir toplantı yapılacaktır. Malumunuzdur ki, kanser hali hazır hastalıkları içerisinde en mühim tah ribler yapan ve her sene binlerce kişiyi öldüren korkunç akibetli bir marazdır. Bu kongre, her tarafta, ölüm mevcu. diyet rakamını gittikçe artıran ve her ferdi korkutan kanserin ilmî olduğu kadar içtimaî noktai nazardan hali hazır tekâmülünü gösteren programını takib edecek ve insaniyet için felâket teşkil eyliyen bu hastahğın önüne geçmek hususunda. milletlerin yalnız olarak çalışmaları kâfi gelmediğinden bütün uluslarm elbirliklerile hareket et meleri lüzumu karşısmda nasıl bir yoldan yürünüleceği ve ne suretlerle müşterek mesai sarfedileceği konuşulacak ve kararlar verilecektir. Tam kanaatler şeklinde tebellür et rniş vaziyet varsa o da kanseroloji tıb bın, artık her şubesini alâkadar etmektedir. Hekimliğin kanserle münasebettar olmıyan hiçbir şubesi kalmamıştır. Bir çok klinikler kendilerine aid olan kanserin hususî yürüyüşleri, tevkifleri, tedavileri için şubelerine merbut birer kısım açmışlardır. Bu suretle hariciye mütehassısları, cildciler. dahiliyeciler, jinekoloklar, asabiyeciler, ürologlar, gözcüler, kulakçılar arasında kanserle uğraşarak temeyyüz eden şahsiyetler bulunduğu gibi her şubenin kendisine taalluk ettiği kanser tefsirlerinin nesçî tetkıklerini neşreden lâboratuarlar artık her yerde, ayrılmaz şube mütem mimlerinden olmuştur. Bu meyanda umumî olarak gene histologique çalışan anatomi patologlar, kanserin cerrahî tedavisi nisbetinde şuaî müdavatla uğraşan radyoloğlar, kansere karşı büyük tedavi vasıtası olarak radyum müesseseleri, ve bu kongrede mühim mevzu teşkil edecek kimyevî, hayatî, virüs meseleleri münasebetile mütevaggil biyologlar kanserolojiyi benimsemiş lerdir. Kongrede biyoloji noktasmdan kan sere sebeb olan amillerden: 1 Kimyevî maddeler, 2 Uzvî neşvü nema kı sımlar, 3 Intikal kabiliyeti bulunan virüsler (mevcudiyeti vesaitimizle gö rülemiyen ve sirayette rol oynıyan hayattar cersumeler), 4 Hikemî ve hi kemî kimyevî faktörler tebliğler ara smdadır ve gene mevzulardan kansere karşı istidad, mukavemet, irsiyet, me tabolisme, muafiyet meseleleri okuna cak ve münakaşa edilecektir. Kongrenin ehemmiyet verdiği en büyük meselelerden biri de kansere karşı içtimaî mücadeledir. Bu sosyal kısmmda hastaların teşhis ve tedaviye göste recekleri alâka, gayrikabili tedavi hastalara tıbbî, içtimaî yardım şekilleri, kanserden ölüm nisbeti, kanser ve ırklar üzerine istatistikler gibi çok mü him mevzular mevcuddur. Bilgi hayatımızda yüksek ve ideal gayelerin tahakkuku için uğraşan Kültür Bakanlığımız, Üniversitemizin bü yük bir ilim merkezi haline gelmesine nefsini vakfetmiş rektörümüz beynel milel camiada bir varlığa yardım ede bilecek kanser arama, araştırma ensti tüsünü meydana getirmek isteyişleri üzerine maksadın tahakkuku için Üni versitenin tedris komitesi profesör O berndorferle beni namzed gösterdiler. Evvelce de. merhum profesör Hamdi Suadın açtığı ve güzel neticelere doğru çalışmakta bulunduğu kanseroloji ce miyeti mevcuddu. Bu cemiyetin en faal rüknü olan Hamdi Suad, arsıulusal mesaiye iştirakten hali kalmıyordu. Belli başlı bir enstitü halinde bütün şube arkadaşlarile müşterek yürüme hususunda organizasyonunu maalesef itmama hayatı yetismedi. Şimdi rektörümüzün çok güzel tasavvur ve fiille yürümek düşünceleri önünde tecrübevî emraz enstitüsünde sırf kanserle uğraşacak bir müesseseyi mevdana getirmek ve bu müessesenin tabiî azası olacak kanserle alâkadar bütün mütehassıslarm faali yete iştıraklerini temin eylemek, iki D MÜTEFERRtK Emniyeti Umumiye müdürü Avrupaya gidiyor KÜLTÜR tŞLERİ Lise ve ortamekteblere talebe kaydine başlanıyor Lise ve ortamekteblerde, yarından i tibaren talebe kayid ve kabulüne başlanacaktır. Eski ortamekteblerle liselerin ilk devrelerinde, geçen senelerde alınmış fazla talebe bulunduğu için yeni talebe en fazla, yeni acılan ortamekteblere kabul edilecektir. Bunun için her çocuk babası, behemehal semtine en yakın olah ortamektebe müracaat cderek çocuğunu kaydettirecektir. Beykozda oturanlar da yakında açı lacak olan Beykoz ortamektebine çocuklarını göndereceklerdir. İNHÎSARLARDA Ihracatı teşkilâtlandırma müdürünün tetkikleri Iktısad Vekâleti lhracatı Teşkilâtlandırma müdürü Servet Ankaradan şehrimize gelmiştir. Servet dün Türkofiste bir müddet meşgul olmuş, bundan sonra Uyuşturucu Maddeler Inhisarını ziyaret ederek afyon ihracatımızın son vaziyeti hakkında izahat almıştır. lhracatı Teş kilâtlandırma müdürü şehrimizde bir müddet kalacaktır. Evlâdını öldürmek igtiyen ihtiyar Soma (Hususî) Somanm Musahoca köyünden Osman oğlu Süleyman isminde 85 yaşmda bir ihtiyar oğlu îsmaili bıçakla öldüresiye yaralamıştır. Adliye tahkikatına nazaran vak'a şu şekilde olmuştur: Gündüz, Süleyman yatağında dken oğlu İsmail gelerek ve babasmı hasta zannederek yatağına yaklaşmış ve ne istediğini sorarak üşümemesi için yorganı daha iyi örtmek istemiştir. Fakat babası Süleyman anî olarak yataktan fırlamış ve yastığının altından kama sını kaparak oğlunun üzerine hücum etmiş ve kamayı karnına saplamıştır. îkinci bir darbeye lüzum kalmamış, Ismailin karnı parçalanarak barsakları dışarıya dökülmüştür. Vak'adan haberdar edilen hükumet doktoru derhal yetişerek lâzım gelen müdavatı yapmış ve büyük bir meha retle barsakları birleştirmiş. şimdilik ölümün önüne geçmiştir. Yaralı hastaneye götürülmüştür. Hayatı tehlikededir. Evlâd katili baba da tevkif edü miştir. İhtiyar katil verdiği ifadede kulağı nm sağır olduğundan oğlunun söyledi ğini <kalk para ver, şimdi seni boğa nm» şeklinde anladığını ve yorganla boğmağa kalkması üzerine müdafaai nefs için öldürmek istediğini söylemiştir. Emniyeti Umumiye Müdürü Şükrü tetkikatta bulunmak üzere yakında Av Bu teklif ahalisi Ispanyol olan Amerupaya gidecektir. rika hükumetleri tarafından iyi karşılanEmniyet işleri umum müdür muavini dı. Bu hükumetlerin nasıl bir teşebbüs ve İzzettin şehrimize gelmiştir. müdahalede bulunacaklan şimdilik belli Norveç elçisi geldi değildir. Fakat Amerika kıt'asmdaki îsNorveçin Ankara elçisi dün sabah panyol hükumetlerinin çoğunda efkârı uOslodan şehrimize gelmiştir. mumiye Ispanyadaki milliyetperverlerin Türk Hava Kurumu e§ya tarafını tutmaktadır. Filvaki yeni dün yadaki Ispanyol hükumetlerinin rejimî piyangosu cumhuriyettir. Bu itibarla, yeni hüku Türk Hava Kurumundan: metlerin mantıkan Ispanyadaki cumhuAğustosun birinci gününden itibaren riyet hükumetini iltizam etmeleri icab eKadıköy Muvakkithane caddesinde (Milderse de hakikatte bunlar asilerin tara yon) gişesinde Türk Hava Kurumu Kafına feveccüh gösteriyorlar. dıköy şubesinin eşya piyangosu çekilmeBunun sebebine gelince, îspanyadakî ğe başlamıştır. Ağustosun 31 inci günü cumhuriyet hükumetinin yalnız adı varakşamına kadar devam edeceğinden bu biletlerden almış olan muhterem halkı dır. Hakikatte hükumet namına bütün icmızm biletlerini gişeye götürerek numa raat ve harekâtı yapan kuvvet ve teşkilât ra çekmelerjjni ve ikramiyelerini almala. komünistler ve bunların merkezî ve marını rica ederiz ' >"' î . <. " *"t > \ ";hallî VomkglpTİdlr. Bu kornitejerît^s^Truf Topal Osmanın kızı değildir hakkını ilga etmişler ve zengin sınıfına karşı birahmane savaş açmışlar ve ruhaEvvelki sabah Yenikapıda bir cinay'et nileri kahretmiş, kiliseleri yakıp yıkmışolmuş ve bir baba kaynanasını öldürmüş, lardır. Cenubî ve orta Amerikadaki îs kızını da yaralamıştı. panyol hükumetlerinin halklan ise ek * Vak'a yerinde cinayeti tahkik eden seriyetle son derecede milliyetperver v« arkadaşımız komşulardan izahat alırken dindardırlar. Komünistlerin, Cenubî Abunlardan Artin isminde bir adam, ya merika memleketlerinde ve bahusus Ş'H ralanan kızın Istiklâl Savaşında ismi geile Brezilyada hükumetleri devirmek va cen Topal Osmanın kızı olduğunu söy * mevcud nizam ve intizamı yıkmak için lemişti. Biz de, bu rivayeti kaydetmiştik. son senelerde çıkardıkları kanlı isyan ve Dün, Giresun Akgün gazetesi tahrir heihtilâller ba kıt'ada acı hatıralar bırak yetinden Osman Zeki Taşçı imzasile mıştır. aldığımız bir mektubda, kendisini, aile Amerika kıt'asmdaki îspanyol hüku « sini âdet ve temayüllerini. başkalarile olan metlerinin çoğunda efkân umumiye milmünasebetlerini yakından bilen bir Gi resunlu gene sıfatile o kızın Topal Os liyetperverlere taraftar olmakla beraber, manın kızı olamıyacağı bildirilmektedir. hepsinin nihaî gayesi eski ana yurdun dahilî harbin uzamasından dolayı mahv ve ADLİYEDE harab olmasına meydan vermemektir. Bu memleketlerin yapacaklan müştepek te Garbisi öldüren Ahmed bir şebbüsler, eski Ispanyadaki efkân umu miye üzerinde ve dahilî harbin başında sene 6 ay hapis yatacak bulunanlar üzerinde tesir yapmaktan hâBundan bir müddet evvel bir kavga netıcesinde Usküdarda Tekkekapısında li kalmıyacaktır. Fakat yeni İsapnyol hüGarbisi öldürmekle suçlu Ahmedin A kumetlerinin birleşmeleri güç bir iştir. Bağırceza mahkemesinde bakılmakta olan husus ahalisinin ekseriyeti Anglo Sakdavası bitmiş, bir sene altı ay hapse kon son ırkından olan Simalî Amerika îtti • hadı devletinin bu teşebbüse iştirak et • masına karar verilmiştir. mesi çok şüphelidir. Fatih Malsandıgından para ihtilâs edenler Sekiz bin küsur lira ihtilâs etmekle suçlu Fatih malsandığı tevzi memuru Ahmedle bu işte ihmalleri görülen kâtib Ahmed ve Hikmetin Ağırceza mahkeme sinde bakılmakta olan davalan dün bitmiştir. Bunlardan tevzi memuru Ahme din altı sene üç ay ve kâtib Ahmedle Hikmetin de birer ay hapse konmalanna karar verilmiştir. lisan üzerine çıkanlacak kanseroloji gazetesile dünya kanser havadislerini, terakki ve taharrilerini neşretmek, memleketimizde bu sahalarda uğraşan kıymetli meslektaşların fikrini tetkik ve araştırmalarmı bu gazete ile milletlerarası camiasına işittirmek gayesini gütmek enstitünün bellibaşlı vazifeleri arasına girecektir. Bu enstitünün fennî arama, araştırma vazifesini üzerine alan Üniversitemizin tecrübevî emraz profesörü Oberndorfere kliniğimiz iç timaî mücadele cihetlerinden ' olduğu kadar lâboratuar faaliyetimizden şimibiyoloji noktai nazarından da yardım edecek ve kanserle alâkadar umum şube arkadaşlarımızdan ilim ve irfanından istifade edilecektir. Gayemiz Türk il mî çalışmasını, fennî arama, araştırmasını maddî eserlerle meydana koymak tır.» Haber aldığımıza göre profesörleri miz gerek Brükseldeki ve gerek Avrupadaki diğer modern müesseseleri gezerek çalışmaları yakından tetkik edeceklerdir. Başvekilimizin dünkü gezintisi Bilâkis Uruguayın bu teşebbüsü Şi • malî Amerikada pek fena tesir bırak mıştır. Simalî Amerika devleti kendisi mümkün mertebe Avrupa işlerinden u zaklaşmağa ve Amerika kıt'asmdaki di ğer hükumetleri de uzaklaştırmağa ve hatta Amerika devletleri arasında ayrı bir Milletler Cemiyeti vücude getirmeğe çahştığı sırada, Amerika kıt'asmdaki devletlerin, Avrupa işlerine ileride ne şekil alacağı ve ne neticeler doğuracağı malum bulunmıyan bir müdahaleye ha zırlanmalarından hiç te memnun olma mıştır. Amerika devletleri arasında da • hilî harblere kanşmamak için bir anlaşma vardır. Fakat bu anlaşma Amerika kıt'asmdaki memleketler içindir. Hulâsa A merikadaki yeni Ispanyol devletlerinin müdahale hazırlığı Ispanyadaki dahili harbin dünya politikasında peyda eyle • diği kanşıklığı büsbütün artırmıştır. Muharrem Feyzi Togay Cumhuriyet Nüthan S Koruftnr' Mütehassıs işçi yetişmek için Başvekil İsmet İnönü dün yanında Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Aras olduğu halde motörle Kızkulesi plâjına giJtrek orada banyo almışlardır. Başvekil plâja gelir gelmez oradaki halk İsmet Inönünü hararetle alkışUmıştır. Demokrat Hükumet Reisimiz halkın tezahüratma teşekkür ettikten sonra denize girmişler ve bir müddet halkla da konuşmuşlardır. Resmımiz Başvekılı Hariciye Vekilile ve plâjdaki genclerle bir arada göstermektedir. İktısad Vekâleti memleketimizde günden güne genişliyen sanayi ve inşaat sahasına mütehassıs işçiler verebilmek için sanayi mekteblerinde bazı ıslahat yapmağa ve buralarda yeni şubeler vücude getirmeğe karar vermiştir. Ayrıca fabrikalarda kurslar da açılacaktır. jTurkiye Senelik 1400 Kr. Altı aylık 750 Üç «yhk 400 Bir aylık 150 ftarfc 1700 Kr. t4S0 800 yoktur

Bu sayıdan diğer sayfalar: