12 Eylül 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

12 Eylül 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

12 Eylul 1936 CUMHUBIYET S A N' A T Çalışkan Tikrk çocuğu!.. San'at bilir misiniz ne, Bu sözüm kulağında küpe olsun her zaman: Başka mamleketlerde çocuklar J FAYDAH BtLGİLER j Tanımadığımız hayvanlar Okapi: Bu hayvan Afrikada müstakil Kongo hükumeti dahilindeki ormanların ortasında bulunmuştur. Vücudü nün teşekkülâtı itıbarile bazı cihetten katıra, bazı cihetten de yabani eşeğe. TESADÜFİ BİR KAPLAN AVI San'at: Alttn bilezik!.. San'at: Bitmez hazine!.. Büyüyünce durmtdan Bir san'at tahibi ol!.. San'at: Bir demireinin kullandığı mengene... San'at: Fabrikalardan göklere çıkan duman.. San'at: Bir kuyumcunun yaptığı altın mine.. Bunu unutma, amans Bir san'at tahibi ol!.. İste Avrupalılar çalısttlar kaç sene, San'at sahibi olan elbet yüktelir yaman!.. San'at: Sonu gelmiyen, altın dolu define!., Sen büyüdiiğün zaman Eski arkadaşlarımdan Ali Safdcr' Umumî Harbin ilk günlerinde Kafkas cephesine sevkolunmuş ve Çar ordulan, na esir düşmüştü. Çarhk Rusyası onu da diğer esirler gibi Siberyaya gönderdi. Fakat Safder açıkgöz bir genc olduğu için Sıberyadan kaçtı, Efganistanı, Hindistanı dolaştıktan sonra izini bclli etmemek için Asyanm cenubundaki Koşcnşin arazisinde BiyenHoa kasabasına yerleşti. Elektrık ve motör işlerinden biraz anladığı için elektrikçilik yapmaya başladı. ti. Onlan derhal kauçuklu yerlerinden tutarak sağ eline aldı. İki teli birleştirerek kaplanın ağzına doğru tuttu. Derhal çıkan kıvılcımlar hayvanın burnuna sıçradı ve derin derin homurdanmasına sebebiyet verdi. Bu, kaplanın ilk maruz kaldığı bir haldi. Onun için şaşırarak hafifçe geri çekildi, sonra tekrar hücum vaziyeti aldı. Iste o vakit aralannda dehşetli bir mücadele başladı. Safder iskemlesini kalkan gibi kullanmakta devam ederek elektrik tellerini hayvanın burnuna tutuyor, kaplanın en hassas noktasına dokunan teller sade kıvılcım hâsıl etmekle kalmıyor, yırtıcı mahlukun vücudüne cerevan da veriyordu. bazı taraflardan karacaya benzemekte ve yalnız ot ve yaprak yemektedir. Bir san'at sahibi ol!.. Amerikah küçük sinema artisti Spanky son filmindeki çok komik rolünde... [merakh şeyler Eritrede cenaze merasimi ve matem âyini Italyanların son Habeş muharebesinde kendi cinslerınden olmıyan Habeşlile re karşı asker olarak kullandıkları Eritrelüerin ölulere yaptıkları cenaze merasimi ve matem âyini oldukça acayib ve meraklıdır. Bir evde ölü çıktı mı, bütün kabile halkı o evi s*ıra ile ziyaret ederler ve ölunun yatağı yanında yere yüzükoyun yatarak bangır bangır ba ğırır, saçlarını, başlannı yolarlar. Ya kın akrabası ise yüzlerini ustura ile çizip kanatırlar. „ , Ölu güzelce yıkandıktan sonra üzerine kokulu yağlar sürülerek bir tor banın içihe konur ve ağzı dikilir. Bu torba ölünün ailesinin servet derecesine göre altın brodeli keten gibi kıy metli veya alelâde çuval derecesinde kıymetsiz kumaştan yapılabilir. Cesed bundan sonra kıliseye götürü lür, papaz tarafından dualar okunur. O esnada akraba, taallukat ve kabile halkı acı feryadlar koparmakta devam Bilmeceyi çözenler Dev ayı: Dev ayı Amerikah âlimler tarafından keşfedılmiştir. Kül rengi Rus ayılarından daha büyüktür. 750 kilo gram ağırlığındadır. Boyu üç metrodan uzundur. Dev maymun: Bu, öyle bir cins maymundur kı, hem vucudce dığer may munlardan daha büyük, hem de insana onlardan daha ziyade benzemektedir. Cenubî Amerikada Kolumbiya ve Ve nezüellâ ıçerılerindeki henüz insan a Bir gün kasabanın eşrafından birinin villâsındaki tesısatı tamir için oraya çağırılmıştı.VjJlâ, şehirden hemen hemen iki buçuk saatlik bir uzaklıkta idi. Çoktanberi içinde kimse oturmuyordu. ZenŞimdiye kadar hiç duymadığı bu his ginin uşağj LiVu Safdere rehberlik et kaplanı yıldınr gibi oldu. Mahzenin katü Büyük ve güzel bir parkftv'ortasWıc?âki ranlık bır.kdşesine ijtıca etti. Saider merbinaya girdiler. Elektrik tesisatınm asıf ve,nden b, jrkak ba,Sf|in*k ,yükseddir fakat merkezi mahzende olduğu için îşe orabu sefer en kuvvetli müdafaa silâhı olan dan başlamak lâzım gelıyordu. elektrik tellerini elinden bırakmak mecSafder çalışırken LiVuda ortalığı yerleştiriyor, eşyalan düzeltiyor, taş mer buriyetinde kalmıştı. Düşmanınin ricat ettiğıni gören kaplan divenden mütemadiyen aşağı inip yukarı çıkıyordu. Bir aralık kapıdan bağırdı: yeniden hücum vaziyetine geçti ve Safderi takib etmek hevesine koyuldu. Fa Mösyö Safder ben gidiyorum! Nereye gidiyorsun LiVu.. kat merdivenin ikinci basamağına geldiği Şimdi patron telefon etti, beni is vakit yıldırımla vurulmuş gibi olduğu tiyor.. yerde donakalmıştı. Ya.. Koskoca evde ben yalnız Genc elektrikçi fcabiî işi kavramakta başıma korkanm! gecikmedi. Hayvan ona saldırmak isterBunun lâtife olduğunu anlatmak için ken hayırlı bir tesadüf eseri olarak telarkasmdan gürültülü bir kahkaha koparmıştı. Safderin bu gülüşüne LiVu da lere basmış ve vücudüne geçen cereyan mukabele etti. Sonra ayak sesleri yavaş azgın kaplanın işini tamam etmişti. yavaş uzaklaştı. *** Birdenbire Safderin yüzünde garib bir ^ndişe ve korkunun izleri belirdi. Bir kaç aydanberi o civarda serseri bir kaplanm dolaştığını, davarlara ve kümes hayvanlarına hücum ederek onları boğup kanlarını içtiğini, hatta birkaç yerliyi de parçaladığını hatırladı. Deminki neş'esinden artık eser kalmamıştı. Bununla beraber zihninden korkuyu savabilmek için var kuvvetile çalışmaya koyuldu. O kadar dalmıştı ki, bir aralık mahzenin hafif hafif ışık sızan kapı sınm tuhaf bir cismin gölgesile karardı ğının güç farkına vardı. LiVu, diye bağırdı, ne o bir şey mi unutmuştun ki yarıyoldan dönüp gel dın? Gürültülü sesine mukabele eden ol mayınca birdenbire döndü ve dönmesile elindeki çekicin yere düşüp akisler çıkarması bir oldu. Müthiş bir kaplan merdıvenin basamaklarından korkusuz ve tereddüdsüz aşağı iniyordu. Yalnız çekicin düşmesile hâsıl olan gürültü onu bir an yerinde alıkoymuştu. Ortahğa tekrar sükut hâkim olunca hayvan ilerlemekte devama başladı ve elektrikçinin üstüne atılmaya hazırlanıyormuş gibi bir vaziyet aldı. Safderin üzerinde silâh namına bir iğne bile yoktu. Bu azgın kaplanla nasıl çarpışacaktı ? Derken zihninde hafif bir ümid ışığı parladı. Altındaki iskemleyi elinde kalkan gibi kullanarak karşılıklı vaziyetlerini değiştirmeğe muvaffak olmuş, kendisi kapı cihetine, merdivenin yüksek tarafına geçmiş, hayvanı mahzenin derinliğine salmıştı. Sağ tarafında henüz kapatmamış olduğu bir prizin ucları açık iki teli belki onun için bir müdafaa silâhı teşkil edebilecekBirkaç gün evvelki ziyaretinde bana bu tehlikeli macerayı alelâde bir vak'a gibi soğukkanhlıkla anlatan Safder: Hayatımı kurtaran bu tesadüfe hiç şüphesiz ebediyen medyunu şükranım.. Fakat eminolun ki iyi işliyen güzel bir tüfekle mücehhez olarak onunla karşılaşıp tepeleseydim, hiç şüphesiz daha büyük bir memnuniyet ve iftihar duyacaktım! Demekten de kendini alamadı. Bılmeceyi doğru çözenlerden bize fooğraf gönderenlerin resımlerini bas mıya devam ediyoruz. Yalnız burada dıkkat edilecek bir nokta vardır. Bu rada her resmi çıkan hediye kazanmış sayılamaz. Mukâfat kazananların lis tesi her ayın ilk haftasında neşrolunan büyük listeye yazılır. Soldan sağa sıra le: 1 İnegöl Merkez ilk okulu 28 Necdet. 2 Yeşilköy İstasyon caddesi No. 89 Todori Angelidis. 3 Bakırköy Ermeni okulu Arto Parsehiyan. 4 Konya Ereğlisinde Aksekih Si nan Sözer. nm 5 Burçıka tuccarlarından Mustafakızı Fikriye Dizdar. 6 Yalvaç orta okul türkçe öğretmeni oğlu İlhan Dılmaç. 7 Sıvrıhısar ilk okulu Muzaffer. 8 Necatibey ilk okulu Necati. 9 Adapazarı Cumhurıyet mektebi 49 Faruk. 10 Elâziz Şirket hanında Oğuz Daşo. 11 Afyonkarahisarı Kadın ana okulu 102 Salâhaddın Alp. 12 Sıvas lısesı 255 Yalçın. 13 Samsun Dumlupınar okulu 296 Engin. 14 Cumhuriyet okulu Ayşe. 15 Ankara Erkek liseli 125 Kâzım. yağı basmamış ormanlarda meydana çıkarılmış, bir tanesi öldürülüp getiri hrken yerlılerin hücumu yüzünden terkedilmek mecburiyetinde kalınmıştır. Bugün elde, o zaman almmış bir fotoğrafından başka bir şey yoktur. c EylOI bulmacası Çocuk portreleri ederler. Bu ış te bitince cenaze mezarlığa götürülüp muntazam kazılmış olan çukura indirilir. Evvelâ papaz, sonra da diğerleri üzerine birkaç taş atarak orada büyükçe bir tümsek vücude getirirler. Yakın akraba ölünün evine gider saçlarını tıraş eder ve onu muhtelif bohurdanlara koyarak yakarlar. Üç gün sıra ile ziyafet sofrası kurulur, cenaze nin ruhunun istirahati için yemekler yenir. Bu sırada ölünün meziyetleri, faziletleri sayılır, dökülür ve gene acı ac bağırılır. Bu ziyafet ölümün kırkınc ve sekseninci günü de tekrar edilir Ondan sonra muhakkak ki unutulur, gider. Her yerde olduğu gıbı âlem gene ol âlem, devran gene ol devran olmakta devam eder. Garib bir kuş Hayvanat ilminin bize bildirdiği en basit malumattan biri de kuşların bir ağaç üzerine kondukları vakit başlarını daima rüzgârdan tarafa tuttukları dır. Halbuki Venezüellâ ve Marakayb Bu yavrular, ne gibi spor yapma, oyun oynama veya iş görme hareketleri yapıyorlar. Bu parçayı kesip bir kâğıda iliştirerek numaralarına göre cevabla rınızı o kâğıdm üzerine yazıp bize gönderiniz! Cevabların eylulün sonuncu gününe kadar «Cumhuriyet Çocuk Sahifesi> adresine gelmesi şarttır. Bu şartlara riayet etmiyenler hediye kazanamazlar. Bilmeceyi doğru çözenlerden bize fotoğraf gönderenlerin resimleri de ga zeteye basılır. Maliye Zat Işleri mümeyyizi Hikmetin sevimli Coşkunu mıntakasında keşfolunan yeni bir cin: kuş bu esasa riayet etmemekte, bir ağaca konduğu vakit başını rüzgâr sağdan gelecek tarzda tutmaktadır. Bu kuşun adı Dorglodur. Tüyleri mavili yeşillıdir. Mekteb kaçkınımn yalanı nasıl meydana çıktı?

Bu sayıdan diğer sayfalar: