7 Ekim 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

7 Ekim 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHl'RİYET 7 Birinciteşrin 1 M 9 J TUNCELININ / / / / İCYUZU Yazam B. TVRGUT AKAYCÜN ( Şehir ve Memleket Haberierl ) Doğru değil mi? Çalışmadan maaş verilir mi? Hükumet, milleti pürüzlü vergi lerden kurtarmak için arazi tahrir kanunu çıkardı ve 1 haziran 936 dan itibaren de her kazada ve her vilâyette teşekkül eden birer tahrir komisyonunu faaliyete geçir di ve komisyonlar da harıl harıl çalışmağa başladılar. Ben de bu komisyonların birinde reis bulunu yordum. Allah razı olsun. Fakat işin garibine bakm ki Maliye Vekâletinden gelen bir emirde deniliyor ki havalar yağış olunca ve kar yağmca ve araziye çıkılamaz bir hal olunca komisyonlar faalı yetine nihayet verirler. Yalnız bu komisyonların reislerine çalışma dıkları kış aylarında kemakân ücretleri tam olarak verilir deniii yor. Birincikânun, ikincikânun, şubat, mart, nisan aylarında komis yon reisleri evlerinde oturacak, oturdukları yerde mangal başmda tam olarak ücret alacaklar. Şöyle böyle halen 750 800 komisyon Türkiyede çalışmaktadır. Reislerin ücretleri ise 75, 90 ve 100 lira arasmdadır. Sekiz yüz komisyon reisinin şehrî ücretleri tutarı 75 80 bin lira tutuyor. 5 6 ayda bunlara oturdukları mangal başında verilecek ücret tutarı ise 400500 bin lira arasmdadır. Bu böyle yapılaeağma 5 6 ayda bedava verilecek 400 500 bin lira para ile münasib ma hallere birer komisyon kurulursg istenilçn neticeye daha çabuk vanlır. Tuncelinde toplu köy' hiç yoktur, * olanlar îse bes on evden ibarettir Evler dağ, taş, orman kovuklarma serpilmiş bir haldedir ve ekseriva birer «mandıra» dır 7 Efendi hayret ve merak içinde ev sahibine bakar ve zaten kendisine bir fena • lık yapılabileceğini düşünerek derunî endişeler içinde bulunan biçare misafir aldırmamazlıktan gelir, ev sahibi misafirin yatmıyacağmı anlayınca amcası oğlu Hasoyu çağırarak: Haso kışlaya odun götürüyorsun, yat sözünü öğrenemedin mi der, .Haso: Amca öbürlerini biliyorum, yalnız yat kelimesini öğrenemedim cevabını verir. Amca ile Haso söz birliğile efendiyi zorla yatırmağa karar verirler. Amcası birdenbire misafirin üzerine atılır. Öldürüleceğini sanan misafir büyük bir korku içinde mukavemete ve ayağa kalkmağa çalışır. Amca Hasoya: Haso çabuk altından ayakl&nnı çek, aman kalkmasın der. Ve böylece efendiyi zorla yatınrlar ve yorganı başr na çekerek misafir efendiyi beşikteki çocuk gibi sallamağa ve uyutmağa başlar lar, uyutulacağını anlıyan efendi mışıl, mışıl uyur ve sabah erkenden ve veda merasimine lüzum hissetmeden yola çıkar. Bu vak'a bir fantazi, bir fıkra değil olmuş bir vak'adır. Ve bu havalinin tak* riben beş bin sene sonra düştüğü elim vaziyeti göstermesi itibarile çok dikkate şayandır. Yani tarih iki kardeşi biribi rinden ayınyor ve anlatma vasıtasını baltalıyor ve her birini ayrı birer vaziyete sokarak beyaz uzun keçi sakalını sallıya sallıya gülümsüyor. Tuncelinde bir mektub, bir sened veya bir kâğıdı okumak veya vazdırmak için saatlerce uzak köylere gidilir, orada o kur yazar parmakla gösterilir, her okur yazann ağzından çıkan söz kitabî ve kelâmı hak olarak kabul edilir. Onların indinde okur yazann ağzından sadir olan herşey kitabdandır. Kitabı da bilâ • istisna semavî bilir ve alelâde bir kitab: taîcdîs ve tekabbül ederler. Şunu ilâve etrr>ek isterim ki Cumhuriyet devrinin fey zi buraya da aksetmiş ve okuma, yazma nisbeti gün geçtikçe artmıştır. Bir düşir nünüz ki bu geri kalmış halk kufi ve talik gibi yazılarla okur yazar olanlardan neler çekmiştir. Fıtraten çok zeki olan bu halk okur yazar olsaydı işlenmemiş bir çok istidadlarm meydana çıkacağı mu hakkaktı. Toplı köy hiç yoktur. Olanlar ise bes on evden ibarettir. Evler; dağ, taş, o r man kovuklanna serpilmiş bir haldedir. Yazın ağaç ve yeşil dallardan yapılrm* hayme (Haluk veya Hırçıt = kırçıt türkçedir» tesmiye ettikleri sayfiyelerde oturur, sonbahara doğru tek evlı köylerine dönerler, bazı yerlerde taş devrinden kalma mağaralara girerek böylece yaylaya cıkar ve davarcılıkla topladıkla n yağ, peynir ve kurutlannı alarak evlerıne dönerler. Tuncelinde evler taş ve ağaç duvarh olup üzeri kalın meşe ağaçlarile, çit, yaprak ve toprakla örtülmüştür. Duvarlarda ekseriyetle çamur ve harç kullanılmakta ve bir taş yığını halınde ve mımari zihniyetin mağara devrinden biraz sonraki telâkkisile evler vücude getirmekte d;rler. Iple, şakulle, tahta ile son senelerde evler yapılmağa başlanmış ve bunları da ancak ağalar yapabilmiştir. Evlerde bol meşe kütükleri yakan bir ocaktan başka ısıtıcı bir vasıta yoktur. Zemin topraktır. Yatak bir palası «keçi kılından yapılmış yorgan büyüklüğünde bir kilim» keçe ve kilimden nadiren döşek ve yorgandan ibarettir ki bu değme kullara nasib olmaz, yere serilen bir döşek ve yorgan ancak ağalarda bulunur. Tıb Haftası başlyor Dost memleket murahhasları dün toplantı bugün açılacak Siyasî icmal Japonya Çin gerginliği vrupada işler gayet kanşık ol • duğundan Asyanın öbür tarafın* da olup biten şeyler, sor gün " lerde, o kadar nazarı dikkati celtetme " mekte idi. Fakat birkaç gündenberi U zakşarkta vaziyetin çok fena bir surette karışmış olması ve sulhu ciddî surette tehdid eylemesi bütün dünyanın nazarı dikkatini tekrar Japonya Sovyetler ve Japonya Çin münasebetlerinde ahiren peyda olan gerginlik üzerine çevirdi. Sovyetlerle Japonya arasındaki ger * gmlik Mançuri ile Siberya arasındaki binlerce kilometroya baliğ olan iıudud üzerinde Kızılordu kuvvetlerile Japon ordusu kıt'aları ve Mançuri Imparator • luğu hudud muhafız kuvvetleri arasında son derecede sıklaşmış olan müsadems ve hâdıselerden ileri gelmiştir. Moskovadaki Japonya sefareti ve Tokyodaki Sovyet sefareti hemen hemen gün aşın bir birlerine şiddeth notalar vererek bu gibi hâdise ve müsademeleri bildirmekte ve mes'uliyeti karşı tarafa yükletmektedir. Son aylarda merkezi Nankinde bulunan millî Çin cumhuriyet hükumetinin ve bunun başmda bulunan Mareşal Çarr KayŞekin Çin ülkesinde nüfuz ve hA Lmiyet dairesi artmıştı. Yakın zamana kadar asıl Çinin ortasl millî cumhuriyet hükumetinin elinde, cenubî Çin ise iktısadî, içtimaî meselelerde çok cezrî bir program takib eden Japon düşmanı Kanton hükumetinin, garb eyaletleri de bir Sovyet hükumeti ve hususî Kızılordu teşkil eden komünistlerin elinde idi. Kanton hükumetinin başında bulunanlar, Japon düşmanlığında mı yoksa komünist aleyhtarlığında mı daha ileri gitmek hususunda ihtilâfa düşmüşlerdi. Nihayet bunlardan bir kısmı isyan ede rek Kanton ordularını Japonlarla har betmek üzere orta Çin arazisinden şim?.iî Çıne sevketmek teşebbüsünde bulun muşlardı. Nankin hükumeti bu hareketi kendi mevcudiyetine karşı bir tehlike saymıŞ ve derhal Kanton ordularına karşı tedabir ve tertibat almıştı. Kanton orduları dahi 19 uncu kolordu müstesna olarak Japonlardan ziyade komünistlerle h?.rbetmeği tercih ettiğinden Mareşal ÇanKayŞekin tarafına geçivermişlerdi. Bu suretle Kantona tâbi Kvantung ve Ki angsi eyaletleri Nankin hükumeti idaresi altına girmiş ve üç parçaya ayrılan Çinia iki parçası tamamile birleşmişti. «Asya Asyalılarındır» düsturunu kendi politikasma esas tutan Japon meha " fili, Çinin millî birliğine ve tamamiyetine doğru atılan bu adımı büyük sevincle karşılamıştı. Fakat Kanton ordulanndan olup Şanghayda bir zaman Japon ihrac ku\rvetleri ile harbeden 19 uncu kolordu, Kanton hükumetinin sukutu üzerins Yangçekyang nehrinin yukarılanna ve cenubî Çin sahilerine doğru çekildikten sonra Çin komünislerile birleşmiş ve bir çok hâdiseler çıkarmıştır. geldiler, Yunan, Yugoslav ve Rumen murahhasları şehrimize muvasalatlarında ~ Dördüncü Balkan tıb haftası bugüa Yıldız saraymdaki kongreler salonunda açılacaktır. Heyetler sabah saat 10,5 ta Yıldızda toplanacak ve sarayı gezerek musahabelerde bulunacaklardır. Saat 15,5 ta sıhhat ve içtimaî mua venet müsteşarı Hüsameddin Kuralın bit nutkile Balkan tıb haftası başlıyacaktır. Kongreye, şehrimizde bulunan ve arzu eden bütün doktorlar davetiyesiz olarak iştirak edebileceklerdir. Bir müddettenberi Bursada bulunan sıhhat müsteşarı Hüsameddin Kural tıb haftasını açmak üzere dün sabah şehrimize gelmiştir. edecek olan murahhaslar dün şehri mize gelmişlerdir. Doktor Zika Markoviçin riyaseti altında bulunan otuz kişi lik Yugoslav heyeti trenle, doktor Ben sisin riyaseti altındaki Rumen heyeti Recele Karol vapurile 23 kişiden mürekk^b \ unan heyeti de Loid Triyestinonun Kirinal vapurile tstanbula gelmişler ve Beyoğlundaki otellere misafir edilmiş lerdir. Bu münasebetle Perapalas oteli Türk, Yugoslav ve Rumen bayraklarile süslenmiştir. Bulgarlar kongreye iştirak etmi yeceklerini dün sabah telefonla bildire • Ecnebi murahhaslar dün geldiler rek, Bulgar bayrağınm asılmamasmı isteDördüncü Balkan tıb kongresine işti; mislerdir. Doğru değil mi? ÜNtVERSİTEDE Üniversite bugün merasimle derslere başlıyor İstanbul Üniversitesi bugün saat onda Üniversite konferans salonunda mera simle açılacaktır. Merasime Rektör Cemil Bilselin açış nutkile başlanacaktır. Bundan sonra, profesör Şemseddin tarih mevzulu açış dersini verecektir. Merasimde Üniversitenin yerli ve ecnebi profesörlerile doçentler ve talebe hazır bulunacaktır. ' ' Ağırcezada garib Dün İstanbulda 40 davaya bakıldı bir hâdise Babaları mahkum olunca Dızdızcı Osman dort aya çocukları bağırdılar mahkum edildi Dün Adliye binasında Ağırceza mahkemesi önünde müessif bir hâdise ol • muştur: Geçenlerde Belediye mezad dairesı memurlarından Saibin makpuzlarda yaptığı tahrifattan ve 1 7 lira ihtilâstan maznun olan Ağırcezada mahkemesine ba " kılmış ve Müddeiumumî Kâşif maznu nvuutfccşiyçsini asterken, yedi çocuklu bir a;le,ır,eisjı,bulunrnaşının ve ilk defa ve az bir para üzerinde suç işlemiş olmasmın cezayı hafifletici sebebler olarak nazarı dikkate alınmasım istemişti. Dün karar tebliğ edilmek üzere Saib mahkemeye getirilince kansı ve yedi çocuğu da beraber salona girmişlerdir. Maznunun üç yetişmiş kızı, lisenin muhtelii sımflannda okuyan iki oğlu, bir küçük çocuğu ve kucakta taşman bir minimini * den mürekkeb aile bir kenarda toplan mıştı. Okunan karardan 17,5 lirayı zimmetine geçiren Saibin suçunun hem kendı itirafile hem de tahkikatla sabit olmasıır dan dolayı 5 sene ağır hapse ve 3 yıi müddetle memuriyette istihdam edilmemesine, ancak, bu mahkumiyetin mevcud hafifletici sebebler dolayısile asgarî had" de indirilerek bir sene sekiz ay ağır hapse ve bir yıl müddetle memuriyetten mahrumiyete kabili temyiz olarak tahvil e • dildiği anlaşılmıştır. Maznun jandarmalâr tarafından gö türülürken, Saibin kızlanndan biri heyeti hakimenin bulunduğu yere doğru ilerli yerek (Neden babama ceza verdiniz. Biz şimdi ne yapacağız, hepimizi öldürün daha iyi) diye bağırmağa başlamıştır. Kızın bu feryadlarına suçlunun kansı ve çocukları da iştirak edince mahkemenin içi karışmış ve işe müdahale eden polis ve mübaşirler bağıranları salonun dışına çıkarmışlardır. Fakat kızlar dışarıya çı kmca yaygarayı artırmışlar ve orada büyük bir kalabalığın toplanmasına sebeb olmuşlardır. Dün İstanbul ve Beyoğlu cürmü meşhud mahkemelerine 40 kadar müracaat olmuş ve bu kadar davaya bakılarak hüküm verilmiştir. Bunların en şayanı dikkat olanları şunlardır: Tuncelinde bayındırlık Tuncelinde köy ve mesken Adliyeci bir arkadaş anlatıyor: Vaktile Demenan aşireti tarafından öîdürülmüş olan birisinin cesedini keşfe gittik, Harçik suyu kenarındaki bir izbeye vardık. Yakın olan mezan eştik, kirrr secikler yok,tu. On dakika sonra etrafr mızı yüzlerce insan aldı. Çölde kaynı yan, kovuktan, inden, bayırdan inen insanlar. Sanki bu izbe bir kuluçka makinesi imiş. Anladık, dinledik ki burada toplu köy yoktur. Her ev bir gözenin ve bir iki dönümlük bir tarlanın üzerine veya kolay keçi beslenir bir fundalığın, bir ormanlığın içine yapılmıştır. Malumdur ki eski devirlerde ancak dere, nehir vadilerile dağ geçidleri akınlara yol olabilirdi. Sarp arazide dağlan aşmak gayrimümkün ve her devirde böyle olunca bu havalide de çok eski zaman • lardan kalma şose ve varyantlara tesa düf edilmektedir. Bugün ise her türlü geçidler birer patika ve keçi yolîle aşıla bilmektedir. Tunceli sarp arazisile ve aşılması zor dağlarile Himalâyanın bir devamı olduğundan ve her medeniyet ve her akın sarp araziye değil ancak Kigiden gelen ve Fıratın bir kolunu teşkil eden Beri suyu vadisile, Dersimi en sarp yerinden aşan Harçik ve manzur silsilesinden nebean ederek kezalik Fıratın ve Muradın enerjisini artıran Manzur vadılerıni takıb eden yolculuklardan ve bağın geçıdıni, berıye yakın Tıl geçıdıni ve buna mü~ masil geçidleri kapıyan kalelerden, hüklerden ve bunların muvasalasını temin eden eski şose izerlerinden, harabelerinden başka bir şeye tesadüf edilememektedir. Zamanla harbler ovalara ve müsaid araziye nakletmiş, dağ, vadi ihmal edile edile Tunceli de bu meyanda bayındır liktan mahrum kalmıştır. Uygunsuz yaşayışın sonu KÜLTÜR tŞLERl Mektebler hakkmda hazırlanan istatistik îstanbul Maarif müdürlüğü ilk ve orta mekteblerle liselerden talebelerin adedi ve sınıf vaziyetleri hakkmda topladığı malumatı esas tutarak bir istatistik hazırlamış ve dün Maarif Vekâletine göndermiştir. Ankaraya gidecek izciler Türkiye ilk mektebinin beşinci yılı Cumhuriyet bayramında İstanbuldan Ankaraya gidecek olan İzcilerle Beden Terbiyesi Umumî Müfettişi Cemal meşgul olmaktadır. Cemal bu münasebetle Selçukiler zamanmda mamurelerle izci gönderecek mekteblere gönderdiği çevrili olan Dersim, Osmarlılar zama bir tamimde tefrik edilecek talebenin anmda tamamen ihmal edilm.ş ve Selçuk dedile isimlerini istemiştir. ların şaheserleri bile tahrip ve mahvedil Spor tarihimiz üzerinde miştir. Tuncelinin başlı başına bir köp tetkikat rüsü, bir soşesi yoktur. Olanlar da zalim ihmalin yıkıcı darbesile harab olmuş ve* Maarif Vekâleti, Türkiyede sporun tarihi hakkında tetkikat yaptırmakta ya yarıbuçuk kalmıştır. idi. Bu sahada Istanbulda yapılan tet kikat bitmiştir. Şimdi de Bursadaki spor vaziyeti tetkik edilmektedir. Şimdilik elde edilen neticeye göre, Osmanlı hükumetinin ikinci payitahtı olan Bursada, Orhanm zamanında muhtelif sporlar yapılmakta olduğu anlaşılmıştır. Daha sonra İznik ve Yenişehirde de tet kikat yapılacak ve neticeler tesbit edildikten sonra Vekâlet «Türkiyede sporun tarihi» ismi altında bir broşür neşredecektir. Kahveci Salim dün Şehzadebaşında giderken eski metresi Müküerreme raslardlş' Ve kenclısîhi eve da'vet etmiştir. Henüz Anadoludan seyyar satıcılık yap maktan dönen Mükerrem bu teklîfi biraz da sertçe reddedince Salim dayak at* mağa başlamış ve Mükerremi Fatihe kadar götürmüştür. Fakat burada garib bir vaziyet olmuş ve kahveci eski metresini evine götürecek yerde gidip polis karakoluna götürmüş ve (işte aradığınız kadsn budur) diyerek onu polise teslim etmiştir. Meğer Mükerrem de Yozgadda işlediği biı suçtan dolayı bir seneden fazla hapse mahkum olup hali firarda imiş. Zabıta Mükerremi yakalamakla beraber onun Bu hâdiselerden biri Tibet hududuna (Salim beni dövdü, davacıyım) tarzın yakın Chengtuda tekrar bir Japon kon daki talebi üzerine her ikisini Müddei • umumiliğe ve oradan da üçüncü sulh ce soloshanesi tesisine giden Japon heyetinden iki kişinin öldürülmesi ve diğer ikisizaya sevketmiştir. nin yaralanmasıdır. Hindicinî hududuna Dün bu davaya bakan hâkim, şahid yakın Pakhoyda bir Japon «czanesi saleri dinledikten sonra kahveci Salimi 50 hibinin öldürülmesi de diğer bir hâdise lira ağır para cezasına mahkum etmiş, teşkil etmiştir. Bunların üzerine Şanghay ancak Salimin eski sabıkaları bulunduğu da beynelmilel mıntakada Japon daire* cihetle bu cezasını üçte bir tezyid ederek sinde birkaç Japon bahriyelisinin öldü • cezayı 66 liraya tahvil etmiştir. Mu • rülmesi Japon donanma ve ordusunu büs* hakemeden sonra tiyatrocu Müker bütün tahrik etmiştir. rem de eski mahkumiyetini geçirmek ü Bunun üzerine Şanghaya tekrar Japon zere hapisaneye sevkecülmiştir. kuvvetleri ihrac edilmiş, Yangçekyanaj Dızdızcı Osman mahkum oldu Maarif müdürü Ankaraya gidecek Maarif müdürü Tevfik, İstanbuldaki Bu sırada bunları susturmağa çalışan ilkmekteblerin vaziyeti hakkmda Maarif Vekiline izahat vermek üzere bu a memurlarla maznunun erkek ve kız ço cukları arasında ufak tefek itişmeler olyın 13 ünde Ankaraya gidecektir. muş ve kızlardan ikisi mermerlerin üze • GÜMRÜKLERDE rıne boyluboyuna uzanarak bayılmışlar d:r. Bir hayli uğraşmadan sonra çocukGümrük müsteşarının iar babalannın mevkuf bulunduğu yere Türkiye ilk mebteb talebelerinin müsamerelerinden bir intıba tetkikleri götürülmek suretile sükun iade edilmiştir. Trabzon saylavı Seniha Hızal tara lulamışbr. Mektebin küçük talebelerinin Bir müddettenberi şehrimizde bulu fından tesis edilen Şişlideki yeni Türki müsameresi çok canlı ve güzel olmuştur nan Gümrük ve İnhisarlar müsteşarı Italya ile ticaret anlaşması ye mektebi bu sene beşinci yıldönümünü Bu arada harman dalı, zeybek havaları Geçenlerde temdid edilmiş olan TürkAdıl Okuldaş, dün sabah İzmire hareket Beyoğlu Halkevi temsil salonunda kut • oynanmıştır. İtalyan ticaret mukavelesinin müddeti etmiştir. Adil Okuldaş, İzmirde tetkiklerde bulunduktan sonra Mersine kadar bu ayın yirmisinde bitecektir. Yeniden gidecektir. Müsteşarın Mersinden sonra yapılacak anlaşma için yakmda İtalyancenub hududu boyunca tetkiklerine de larla müzakerelere başlanacktır. I• I» > vam etmesi muhtemeldir. Küçük sanayi kanununa İzmir (Hususî) Romanya ve Bul Posta, Telgraf ve Telefon Başmüdürgaristandan gelecek muhacirlerden Tor lüğünden verilen malumata göre. aşa Gümrük idaresinin taşınması hazırlık balı ve civarına iskân edileceklerin sa ğıdaki hatlarda 25 eylul 936 tarihinden Bazı gazeteler gümrüklerin Galata Yeni küçük sanayii koruma kanunuyısı 14,100 dür. Kaza kaymakamlığı, bu itibaren telefon mükâlemeleri başlamış daki yeni binasma taşınmağa başladığı nun esasları hazırlanmaktadır. Kanun, vatandaşlara aid binalann, Torbalı ile tır: nı yazmaktadırlar. Halbuki gümrüğün asıl Ankarada açılacak sergiden sonra Tepeköy arasındaki boş arazide inşasını Kayseri Ankara, Kayseri Zongul taşmacağı Çinili Rıhtım hanmda henüz tekemmül edecektir. istemekte ve bu takdirde şehrin de gü dak, Kayseri İstanbul. Kayseri Kı tamirat başlamamıştır. Gümrük idaresi Dün de şehrimizde bulunan Sanayi zelleşip her iki parçanm birleşmiş ola rıkkale, İstanbul Kırıkkale, Zongul ancak bu sene sonunda yeni binasına Umum müdür muavini bu hususta sı cağını üeri sürmektedir. taşınabilecektir. dak Kırıkkale. Ankara Kırıkkale. vacılarla görüşmüştür. Torbalıya iskân edilecek göçmenler Mükâlemeye açılan yeni telefon hatları . Çin hükumeti, komünistlere karşı en şiddetli tedbirleri almağa ve harekâtı yapmağa hazır olduğunu cevaben bildiımiş, lâkin Japonların tekliflerini Çinin hukuku hükümranisinc uygun görmedi ğinden kabulde tereddüd etmiştir. Bu Meçhul arkadaş zarftaki paranın tak suretle vahim bir gerginlik peyda olmuşsimini teklif etmiş, Ali buna razı olma tur. Fakat Çin hükumeti er geç Japonya yınca savuşup gitmistir. Fakat az sonra ile anlaşacaktır. zarfı düşüren Osman meydana çıkmış ve Muharrem Feyzi TOGAY Alinin yakasına yapışarak (üstünü arayacağım, paramı sen buldun) diye tut turunca Ali soyulmak üzere olduğunun farkına varmış ve derhal orada bulunanlardan sivil bir bekçi ile birkaç kişiyi çaNusha» S Kurutfar ğırarak Osmanı yakalatmıştır. Dün bu İTörkiyc Hariç cürmü meşhudun muhakemesi yapılmış ve zabıtanın dızdızcıhk dediği ve ekseriya îstanbula yeni gelmiş bulunan saflara Senelik 1400 Kr. Ü00 Kr tatbik edilen bu yankesicilik usulünün Altı aylık 750 1450 kahramanı olan Osmanı 4 ay hapse mahOç aylık 400 800 kum etmiştir. Haseki hastanesi önünde Bir ayltk 150 yoktur peyda olan meçhul arkadaş ta polisçe aranmağa başlanrmjtır. Istanbula yeni gelmiş olan Ali, Haseki hastanesinin önünden inerken birdenbire yanında bir adam peyda olmuş ve ken disine Gülhane hastanesinin yolunu sormuştur. Ali gafil bulunarak îstanbula yeni geldığini ve bilmediğini söylemişse de yeni arkadaş sohbeti ta Çarşıkapıya kadar idameye muvaffak olmuştur. Bu sırada onların önlerinde giden ve sonradan Osman olduğu anlaşılan birisi yere bir zarf düşürmüş ve yürümüş gitmistir. Bu sırada Istanbula yeni gelmiş olan Ali ile meçhul arkadaşı zarfı görmüşler ve Ali elini uzatarak zarfı almış ve cebine yerleştirmiştir. nehri Japon ganbotlan ile kontrol altına alınmıştır. Japonya hükumeti, Nankin hükumetine şiddetli notalar verip Çinds komünizme karşa beraberce hareket e " dilmesmi ıstemiş ve komünistlerin Japon aleyhtarlığını istihdaf eden propagtnda. ve hareketlerine karşı Japon ordusunun mezkur nehir üzerindeki şehirlerde \s Çin denizi sevahilinde garnizonlar bu " lunduracağını ve Çin idaresini kontrol edeceğini bildirmiştir. Cumhuriyet «v» •* şeraiti*

Bu sayıdan diğer sayfalar: