5 Kasım 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

5 Kasım 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 5 İkinciteşrin 1936 Lik maçları gene çorbaya dönüyor Futbol ajanlığı, müsabakaları tam bir çıkmaza sokacak yeni bir usul çıkardı Bu sene lik maçlannda her nedense bir aksilik var. İşler bir türlü yoluna girmiyor. Sovyet Rusya seyahati dolayısile esasen geç kalmış olan lik maçları küme ihtilâfları yüzünden bir hayli zaman daha sürüncemede kaldı. Nihayet gü rültü patırdı ile maçlara başlandı. Tam oh diyeceğimiz sırada yeni bir ihtilâf daha başgöstermiş oluyor. Şimdiye kadar lik maçlarında takib edilen bir usule göre, her hangi bir sebebden dolaya tehir edilen müsabaka lar, devre sonuna bırakılırdı. Fakat bu usul her nedense Futbol ajanhğınm bir kararile değiştirilmiştir. Eminönü Halkevi tarafından tertib edilen serbest güreş, Türkiye Başpehlivanlığı müsabakaları dolayısile Taksim stadmda geri bırakılan lik maçları, eskisi gibi müsabakaların sonuna bırakılacağı halde bu hafta oynatılmak, bu hafta yapılması lâzım gelen maçlarda ileriki haftalara doğru geri itilmek şeklinde tehir edılmek isteniyor. r Halbuki tarihleri daha ev\ elden tesbit ve ilân edılmiş olan müsabakaların muayyen haftalarda oynatılmaması zararından başka, bu şekilde hareket edilmenin, bir takımın ayni günde iki stadda ayrı ayrı takımlarla çarpışmak mecburiyetinde bırakılması gibi, ikinci büyük bir mahzuru daha vardır. Vaziyeti izah edelim. Meselâ fikstür mucibince Beykoz takımı bu hafta Taksim stadmda Galatasarayla ve gelecek hafta da Şeref stadmda Beşiktaşla oynamak mecburiyetinde bulunsun ve her hangi bir sebebden dolayı bu hafta Galatasaray Beykoz maçı tehir edilmiş olsun. Bu takdirde gelecek hafta Bey koz, hem tehir edilmiş olan Galatasa ray, hem de Beşiktaş maçmı yapmak mecburiyetinde kalır ki bunun da imkânsızlığı açıkça görünüyor. Ayni vaziyetin bir müddet sonra bir takımı bir günde üç takımla çarpıştır mak mecburiyetinde bırakması ihtimali de vardır. Üstelik böyle hareket, lik maçları fikstürünü karmakarışık ve işin içinden çıkıknaz bir vaziyete sokmak için birebir bir çaredir. Elhasıl bu misalden de anlaşıldığı gibi lik maçları üzerinde hiç düşünülmeden hareket edilmektedir. Yeni bir usul ortaya atılırken bunun her noktası üzerinde düşünmek, fayda ve mahzurlarmı inceden inceye tetkik etmek ve evvelki usulden daha faydalı olduğu kat'î şekilde tebeyyün ettikten sonra tatbik etmek lâzımdır. Spor iş lerini lâalettayin, düşünmeden, uluorta kararlarla idare etmek daima bu şekilde güçlükler ortaya çıkarabilir. Bu yeni karar, esasen tatsız bir hal almış olan lik maçlarını büsbütün çorbaya çevirecektir. Yapılacak iş, pazardan evvel bu yanlış kararı düzeltmek ve lik maçlarını işin içinden çıkılmaz yanlış bir yola sap maktan kurtarmaktır. Şimdilik bu kadar! Kayseri Bez fabrikasında Altı aylık imalât yedi milyon metreye yakındır KayseriPamuklu endüstrimiz sahasında bir seneyi aşan bir müddettenberi büyük bir muvaffakiyetle çalışmakta olan Sümer Bankın Kayseri bez fabrikası, daimî bir inkişaf içinde iyi bir randımanla faaliyetine devam etmektedir. Fabrika, kendi ihtiyaclan için bu senenin ilk altı ayı zarfında yekunu 829/ bin kiloyu bulan yerli ham pamuk satıc almıştır. En yüksek alım 296.542 k ile haziran ayında yapılmıştır. Fabrükanın ayni müddet zarfmdaki pamuk isftihlâki, bu miktardan fazladır ve me^cud ham madde stoklarından temin ecfilmiştir. Filhakika sene başından itibaren haziran ^yı sonuna kadar fabrikamn istihlâk ettiği pamuk yekunu 1,211.229 ki loyu bulmuştur. Şubat, mart ve nisan aylarında nisbeten düşük olan istihlâk mayısta 205,041 kiloya ve haziranda 283,000 kiloya çıkmıştır. Çubuk barajının açılış resmi Lik maçları hakemleri değişti Susığırlıkta bir futbol maçı Önümüzdeki hafta lik maçlarında Vefa İstanbul spor maçını idare edecek olan hakem, Kasımpaşalı Nuri, İstanbulspor kulübüne intısab ettığinden bu maçı idare edemiyecek ve bunun yerine Fenerbahçe Eyüb maçmda ha Ayni müddet zarfında fabrika kemlık yapacaktır. 1,099,018 kılo pamuk ipliği imal etmış Vefa İstanbulspor maçında da Sadık tir. îplik imalâtı da tedricen yükselmiş Hüsevin hakemlik yapacaktır. mart ayında 145,865 kilo iken, nisanda Galatasaray kulübünün 152,023, mayısta 181,243 ve haziranda murakabe heyeti 260,008 kiloyu bulmuştur. En fazla iGalatasaray kulübü yüksek muraka mal edilen iplikler 12 ve 16 numaralı obe heyeti önümüzdeki cumartesi günü lanlardır ki 12 numaralı iplik umum imakulübün Beyoğlu merkezinde bir top lâtın % 56 sını ve 16 numaralısı da % lantı yapacaktır. Alelâde olarak her altı ayda bir defa 41, 70 ini teşkil etmiştir. Hususî fabritoplanması lâzım olan yüksek muraka kalarında piyasada kasden ihdas ettikleri be heyetinin bu toplantısında, muhtelif iplik buhranı yüzünden fabrikamn piyaraporlar okunduktan sonra Güneş ku saya iplik çıkarmasile imalâtın haziranı lübile birleşme müzakereleri izah edi takib eden aylarda daha fazla yükselmiş lecek, her hangi bir sebeble kulübden olduğu muhakkaktır. ayrılan arkadaşların affını heyeti idare 1936 yıhnın ilk altı ayı zarfında fabkararlaştırmış olduğu için kulübe av rikamn imal ettiği bez miktan 6,844,495 dete karar verenlerin tercih salâhiyetinin idare heyetine verilmesi görüşüle metrodur. îmalâtm en yüksek olduğu aylar şunlardır: Şubat |,276,442, mart cektir. 1,138,557 ve haziran 1,477,405 metro. Yüksek murakabe heyeti saat 15 te imalâtın en fazla mevki işgal eden bez toplanacaktır. nevileri şerting ve drildir. Filhakika şerArsenal gene mağlub oldu ting umum imalâtın % 44 ünü ve dril îngiltere lik maçlarının yedi hafta de % 36,20 sini teşkil etmektedir. Bunsonra ilk devresi nihayetlenmiş ola ardan sonra imalâtta ehemmiyetli bir caktır. yer tutan bezler diyagonal, karamandol Lik oyunlarmda takımının vaziyetini ve kazalinadır. bir türlü toplıyamıyan meşhur Arsenal Fabrikada bilfii] çalışan işçi sayısı da on ikinci maçmı Liverpulle yapmış ve 'edricen yükselmiştir. Kânunusanide ça 2 1 gibi bir netice ile mağlub olmuş tur. İlk devreyi 2 1 kaybeden Arsenal ışan işçilerin yekunu 2147 iken şubatta ikinci devrede bütün gayretine rağmen 2334, martta 2367 ve haziranda 2,438 beraberliği temin edememiştir. olmuştur. Liverpul takımı on dördüncü, * Arseİşçilerin büyük bir ekseriyetini köylü nal takımı ise on yedinci vaziyettedir. kadm ve çocuklar teşkil ettiği ve bunlaBu mühim maçta 45,000 seyirci hazır nn köylerindeki işleri dolayısile sık sık bulunmuştur. işlerini terkettikleri görüldüğünden işçileBu sene 22 dünya rökoru rini daha sabitleştirmek ve bu suretle ka lifiye işçi yetiştirmek için pansiyoner olakırıldı On birinci Berlin olimpiyadı vesile ak başka vilâyetlerden işçi tedarik et sile büyük bir atletizm senesi olarak mek için tedbirler almıştır. Bu tedbirler kaydedilen 1936 meVsiminde 22 dünya neticesinde işçi miktar ve kalitesinin gitrökoru kırılmıştır. gide inkişafa doğru gdeceği ve kısa bir Bu rökorların mühim bir kısmı Ber zaman zarfında fabrikamn özlediği müslin olimpiyadmda elde edilmiş, diğer akar ve mütehassıs el emeğine kavuşabir kısmı da olimpiyaddan sonra muh cağı muhakkaktır. telif atletizm müsabakalarında yapıl Kayseri fabrikası istihlâk ve imalâtımıştır. nın büyük miktarlarile pamuk ham ve mamul madde piyasalarında ehemmiyetli bir rol oynadıktan başka Kayserinin muhiti, iktısadî ve içtimaî seviyesi üzerinde müessir bir yükseltici vazife görmekte dir. Bu en büyük fabrikamızın tamamile Türk olan idarecilerin, teknik elemanlann ve işçilerin elinde muvaffakiyetli çalışmalarını zevkle ve ümidle seyretmeme;e imkân var mıdır? Brezilya ile ticaret anlaşması uzatıldı Susığırlıkta tdman Yurdu Cumhuriyet Bayramı münasebetile İdmanyurdile Alay gencleri arasında yapr lan maç çok heyecanlı olmuştur. İdmanyurdu, faik bir oyundan sonra iki sıfır galib gelmiştir. Pariste uzatılmasına karar verilmiş olan Turkiye Brezilya ticaret anlaş masının üç ay uzatılması Vekiller He etince tasdik edilmiştir. Uzatılma başangıcı 1 ikinciteşrin başıdır. Dün Başvekil tarafından açıldığım yazdığımız Çubuk barajına aid manzaralar mamen yabancı olduklannı anlayınca hızlandı. Tam hamamın köşesinde ona yaklaşh. Bu yaklaşma sanki onu bîr de arkasından tetkik etmek, yanılıp yanılmadığını anlamak içindi. Bu tetkiki kâfi görmüş olacak ki iki üç adım sonra durdu. Zaten Suterazi sokağı günün bu saatinde küçük bir cadde kadar kalabalıktır. Onun için nazarı dikkati celbetmek ten korkmaksızın uzun boylu adam geri bile döndü ve tekrar takibe koyuldu. Atkılı ihtiyar, tam caddeye çıkacağı sırada bir kalabalık gördü. Yolun tam ortasını kaplıyan bu kalabalık yerde birisine bakıyor, çocuklar büyüklerin ba caklan arasında birşeyler arıyorlardı. İhtiyar da bu meraklı kalabalığa karıştı. Bir karamelâcı, küçük sepetini devir miş, ayakları kayarak bir çamur yığı nına düşmüştü. Komik olmaktan ziyade acıklı olan bu sahne mahalle çocukları nın alayını, bazı ihtiyarların da merha metini tahrik etmişti. Çocuklar kenara köşeye yayılan karamelâlardan bir ikisini aşırmak niyetinde idiler. Karamelâcı küfürler ediyor, ayağa kalkmıya çalıştıkça daha çok çamura bulanarak? Allah belâsını versin, üç beş kuruş artırdım; beş on şekerle bir sermaye düzeyim, dedim. Onu da çamurlara bulaştırdım. Diyordu. Boynu atkılı îhtiyar kîmsenm yardım etmediği bu zavallıya doğru ilerledi. Onu kolundan tuttu; kaldırdı. Son" ra bir kenara, kaldırımın üstüne oturta " rak: Merak etme, dedi. Şimdi hepsinî toplarsm!... Fakat kaldınma oturan karamelâcı üstünü başını temizliyen ihtiyarm işite bileceği bir sesle: Hayrullah Efendi, dedi. Muavini arkandan geliyor. Arkana hiç bakma ve dedığim gibi Mekteb sokağmdan Tarlabaşına çık. Dediğim eve gir, arka kapıdan savuş. Bunu söyliyen Kutsi idi. Zeki ve faal başkomiser Hayrullahı bulmuş, onu Deli Omerin ve hempalarının muhitine göndererek aradıklarmdan birinin izini elde etmişti. Hahrullah doğruldu. Etrafına hiç bakmaksızın ve artık zavallı karamelâcı ile meşgul olmaya lüzum görmeksizin yürüdü. İstiklâl caddesini geçti; karşıki sokağa saptı. [Arkast varl Pendîkteki beyaz ev Zabıta romanımız: 71 Kenan hayret etti. Bununla beraber merakı galebe çaldı. Hemen yandaki odaya geçerek telefona koştu. Aldığı cevab Kutsinin tahminini doğru çıkarmışn. Bir lâhza zabıta memurunun zekâsını, tahminlerindeki isabetini takdirden kendini alamıyarak tereddüdsüz telefonu ona uzath. Bu sırada bir saniye boş kalan telefonda zavallı ihtiyar: Allo, allo... Siz misiniz Kenan Bey? Neden cevab vermiyorsunuz? Diye soruyordu. Kutsi telefonu alır almaz: Benim! cevabmı verdi. Çok heyecanlıyim, mazur görünüz. Torununuzun başına gelen felâket... Bu eksik cümle telefonun öbür başmda nasıl bir sarsıntı vücude getirmiş o lacaktı ki Kutsi derin bir inilti duydu. Sözüne devam edemedi. Bir hıçkınk, karaniık mazisini olduğu kadar bu maziyi unutturan yirmi senelik ıstırablannı da bilen Kuttiye ihtiyarm ağladığmı anlatıyordu. Kutsi, Kenanın ağzından onu teseliyeye çahştı: Ben, dedi. Sizin Nennine yazdı ğınız mektubu almadan evvel de çok müteyakkızdım. Bizi her an bir tehlikenin tehdid edebileceğini düşünmüştüm. Hatta iki zabıta memuru bundan dolayı geceyi bizde geçirdiler. Fakat hepsi beyhude... thtiyar kendi acısını unutarak bir an Kenanı teseliyeye çahştı. Sonra: Sabrediniz, dedi. Onlar Nermini öldürmek istemezler. Maksadlan beni bulmak ve beni ortaya çıkarmaktır. Ben Nermini kurtarmak için kendimi onlara teslim edeceğim. Bu katil benim de kanımı içsin. Kutsi telefonda işittiği bu sözlerden gizli bir memnuniyet duydu: Hayır, dedi, siz ölmiyeceksiniz ve biz iyi bir tabiye ile hem sizi hem Nermini kurtaracağız, hem de düşmanlannızı tuzağa düşüreceğiz. Bundan sonra Kenan sandığı Kutsi ta geçeceği yolu düşünüyormuş gibi gönin ricasmı ihtiyar Hayrullah kabul et rünüyordu. mekte bir saniye tereddüd etti ve isteni Halbuki îskambil oynıyanlardan birisi len randevuyu verdi. vardı ki kapıdan girerken hiç dikkatine çarpmamışken yavaş yavaş onunla meşÇİfte takib gul olmıya ve gizli bakışlarla onu iskan Firuzağadan Cihangire giden çamur dil etmeye başlamışh. Bu uzunca boylu lu yolda ahşab bir evin altındaki basık zayıf kemikli yüzünde cehalet ve inad tavanlı ve daha güneş batmadan içerisine okunan bir adamdı. bir gece karanlığı çöken kahvede dört Yaşlıca müşteri ayağa kalktı. Parasını beş işsiz tavla ve iskambil oynuyorlardı. verdi. Kapıdan dışarı çıktı. Bir iki da Dışarıda şiddetli bir kar fırtınası var kika geçti. Uzun boylu kumarbaz yerindı. Çamurlu yol adeta yürünemiyecek bir den kımıldamıyarak onun gittiği istika hal almış, donmuştu. Yoldan üç beş ki meti ve gerisini kahvenin camından gözetşi geçiyor, evlerine gidiyorlardı. ledi. Gelen giden yoktu ve ihtiyar da soTemizpak kıyafetli, matruş, üstübaşı kağı sapmış, gözden kaybolmuştu. Uzun boylu kumarbaz, arkasından: düzgün, bir askerî mütekaide benziyen ve boynu kahn bir atkı ile sarılı yaşlıca bir Ulan Ferid kimi dikiz ediyorsun?. adam belli ki ilk defa olarak bu kahve Otursana karşıma be.. ye giriyordu. Çünkü içeride hepsi birbiDiye seslenen arkadaşına aldınş et rini tanıyan müşterilerden hiçbiri onu ta medi. Geri dönüp kahveciye bir şeyler nıyamamıştı. Yabancı yabancı yüzüne fısıldadıktan sonra: bakıyorlardı. Geliyorum «imdi.. Bir çay istedi. Soğuk havada biraz Diye kapıdan çıktı. Boynu atkılı ihısınmak niyetinde olduğu anlaşılıyordu. tiyarın gittiği yolu, kayıp * tekerlenmekBardağı elinden ayırmıyarak ve çayı yu ten zerre kadar çekinmeksizin koşarak dum, yudum içine çekerek içti. Etrafın geçti, sokağa saptı ve uzaktan iki kişinin dakilerle hiç me§gul olmuyor, arada bir arkasından giden ihtiyan gördü. Bir lâhpencereden dışarıya bakarak bu suğuk za tereddüd etti. Sonra iki kişinin ta

Bu sayıdan diğer sayfalar: