23 Aralık 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

23 Aralık 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

23 Birîncikânuıı 1936 CUMHURİYET Rus filosunun Ispanyaya gittiği tekzib olundu Ingiltere Noelde mütareke teklif edecek Madrid, ihtilâlcilerin çekilmekte olduklarını, ihtilâlciler yeni zaferlerini bildiriyorlar. General Franco asker topluyor [Baştarafı 1 inci sahifede] 4 senelik plân Almanyada yağ vesika ile veriliyor tngiltere ve Fransanın kararı bir tebliğde ezcümle deniliyor ki: Dünkü gün, sükun içinde geçmiştir. îş'ara değer mühim haberler şudur: Kıtaatımız Villareal mmtakasında ve Alava cephesinde taarruz etmişlerdir. Asiler, bu cephede Gestafe'de işgal etmekte oldukları mevzilerden çıkanlmışlardır. Madrid 22 (A.A.) Cumhuriyet çiler, altı saatlik bir mücadeleden sonra geçen hafta Pozuelo ve Boodılla mın takalannda zayi etmiş olduklan mevzileri istirdad etmişlerdir. Avila 22 (A.A.) Havas Ajan sından: Franco'nun askerleri, Madrıdın şarkmda ve Guadarrama'dan Majadahon da'ya giden hat üzerinde tazyiklerini artırmışlar ve bu mıntakadaki cumhuriyetçileri ihata etmek teşebbüsünde bulun ımışlardır. Cumhuriyetçiler, son günler de nevmidane bir mukavemet göstermişler ve hatta Madridin müdafaası bakı mından fevkalâde ehemmiyetli bir sev kulceyş noktası olan bu mevziin asilerin eline geçmemesi için mukabil taarruzlarda bulunmuşlardır. 1931 sınıfına mensub efradm kâffesi, Franco'nun bir emri ü Mekaikadan tspanyaya gönderilen zerine, ay nihayetinden evvel askere kaysilâh ve mühimmat dolunacaklardır. Paris 22 (A.A.) Meksiko'dan Ademi müdahale komitesinde Havas ajansına gelen bir habere göre, sidünkü müzakereler lâh ve cepane dolu bulunan Sil gemisi Londra 22 (A.A.) Ademi müda VeraKrüz'den îspanyaya hareket et hale komitesi bugün öğleden sonra bir miştir. * * * toplantı yapacaktır. Bu toplantıda lspanya işlerinin kontrol sahasında mühim bir Deyli Ekspres gazetesine atfen Ana dönemec teşkil edeceği söylenmektedir. dolu Ajansı, Sovyetlerin sekiz denizaltı Almanyanm hattı hareketi meçhuldür. gemisile üç torpito ve iki torpito muhribiAlmanyanın hava mütehassıslannın dün nin Akdenize gitmek üzere Odesadan kü celsesinde bu hattı hareketin tavazzuh hareket ettiğini, bu gemilerin ispanyol asileri elinde bulunan harb gemileri taraedeceği ümid edilmekte idi. Bu celse, dün saat 16 da Hariciye fından yapılacak tevkifat veya araştırma Nezaretinde akdedilmiştir. Fakat Alman takdirinde Sovyet gemilerini himaye emurahhası, meseleyi ancak teknik bakım decekleri hakkında evvelki gün bir haber dan tetkik eylemekte oldı^unu beyanla vermişti. Bu haber üzerine dün tahki iktifa eylemiş ve Almanyanın siyasî hat katta bulunduk. Son^m^enieKara^« tı hareketınin ancak yann tâli komite nizden hiçbir Sovyet harb gemisi gelmenin akdedeceği içtimada tavazzuk eyli diği gibi böyle bir filonun Boğazlkrdan geçtiğine dair de malumat yoktur. yebileceğini ilâve etmiştir. Buna mukabil îtalyan murahhası, cuHükumetimizden alınan müsaade ü ma günkü mesaiye faal bir surette iştirak zerine Akdenize gidecek Sovyet filosuetmiş olmasına rağmen, dün müstenkif nun evvelki geceyarısı Boğazdan geçti kalmıştır. ğine dair bir şayia varsa da alâkadar Madrid kapılarında muharebe resmî makamlar bunu tekzib etmektedirLondra 22 (Hususî) Madridden ler. Daily Ekspressin Berlin muhabiri yazıyor: «İkincikânunun birinden itibaren Almanyada tereyağı, margarin, yemek yağı, sebze ve salata yağları vesika ile verilmeğe başlanacaktır. Bu, 4 senelik plânın tatbikı esnasmda memlekette haricden gıda maddeleri tedariki hususunda raslanacak rayic akçe noksanının önüne geçmek için alınan bir tedbirdir. Bütün Almanlar, evlerindeki Ankara 22 (A.A.) Bazı si aile efradma göre yiyecek vesikalan alayasî mehafilde İspanyol gemileri caklardır. Daha şimdiden birçok bakkal nin Boğazlardan rüsum ödemeksizin dükkânlan tereyağı satmamağa başla geçmekte olduklan şayiası deveran mışlardır. etmektedir. Kezalik Messagero gaBir habere nazaran Berlin fırınlarına zetesi îspanya gemilerinin Boğaz taze ekmek satmamak üzere emir veril dan rüsumsuz geçmek talebini em miştir. Çünkü 24 saat bayatlatılan ek sal teşkil etmemek için Türkiye hümeklerin daha doyurucu olduğu tahak kumetinin reddetmiş olduğunu \c kuk etmiştir. fakat tatbikatta istenilen muafiyete Lokantalarda yemek yiyenlerin de müsaade edilmiş bulunduğunu bil mahdud bir listeden yemek seçmeleri tedirmektedir. min olunacaktır. Geçen sene harice yiyeAnadolu Ajansının salâhiyeltar cek için 600,000,000 lira çıkaran Al makamdan öğrendiğine nazaran bu manyanın bu sene israfın önüne geçmek şayia ve bu yazmın hakikatle hiçbir üzere her türlü tedbirlere başvuracağı alâkası yoktur. Boğazdan geçen gemuhakkaktır. miler istisnasız rüsumu ödemişler ve Diğer taraftan Şikago borsasında ödemektedirler. yükselen buğday fiatları, 65,000,000 bildirildiğine göre, 24 saattenberi şiddetli luk halk kütlesini beslemek mecburiye bir mukabil taarruza başlıyan hükumet tinde olan Almanyayı endişeye düşür kuvvetleri payitahtm garbindeki Barbilia müştür. adındaki müstahkem mevkii istirdad etmişler ve birçok yerlerde de mühim muvaffakiyetler elde etmişlerdir. Adisababa sefaretleri konsolosluğa çevrildi Karar Romada memnuniyet uyandırdı, şimdi sıranın Cenevrede Italya Imparatorluğunun tanınmasma kaldığı söyleniyor [Baştarafı 1 inci sahifede] Ekmek meselesi an boğazdan gelir. Bu sebeble her devirde ve her diyarda ekmek meselesi hayatî maslahat lardan sayılmıştır. Beşerî ihtiraslan tez • yif eden şairler ekmeğin hakkını vermekten geri kalamıyarak: Ya rab nedir bu keşmekeşi derdü ihtiyae Insanın ihtiyacı ki bir lokma nânedir Hükumetin bir tavzihi kararın îtalyan fütuhatını tanımak demek olamıyacağını, zira yeni konsolosun pasaportunu alelâde vize ettirmiş bulunduğunu, konsolosluk istihalesi için zarurî olan beratı takdim etmiyeceğini beyan etmektedir. Kararın yeni müzakerelerle alâkası Londra 22 (A.A.) AdisAbabadaki elçiliğini başkonsolosluğa tahvil hususunda İngilterenin verdiği kararın ya pılmakta olan Ingiliz îtalyan müzake relerile alâkadar olmadığı resmen beyan olunmakta ise de umumiyetle îtalyan • îngiliz münasebatının tanzim ve ıslahı bakımından bir adım olarak telâkki edilmektedir. lngilterenin AdisAbabadaki maslahatgüzarı Roberts yakında bu şehirden ayrılacaktır. Akdeniz anlaşması lıakkındaki müzakerelere gelince, Times gazetesi başhca müşkilâtın artık berta • raf edilmiş olduğunu ve mucibi memnu niyet bir anlaşmanın yakında elde edileceğini yazmaktadır. Belçikada Brüksel 22 (A.A.) Salâhiyettar mehafil, Belçika hükumetinin yakında AdisAbabadaki sefaretini konsül jeneralliğe tahvil edeceğini beyan etmekte dir. Hatta bu kararın bugün verilmesi muhtemel olduğu söylenmektedir. Dedikleri gibi felsefede abstinence den;len zühdî imsake bel bağhyanlar da bütün medenî konfora sırt çevirdikleri halde akidelerine temel taşı olarak «bir lokma ve bir hırka» düsturunu kabul etmek ıstırarında kahyorlar. Fakat dünyanın hiç bir yerinde ekmek meselesi Istanbulda olduğu gibi sık sık nükseder bir derd ve resmî bir mahiyet almamıştır. Biz, yılda üç kere, beş kere ekmek davasile karşılaşırız ve fırıncılar la Belediyenin münakaşaya giriştiklerini görürüz. Belediye bu münakaşalar sıra* sında an'anevî bir cilvekârlıkla narkı korumağa çalışır gibi görünür, fınncılar da gene an'anevî bir yürek pekliğile * dileklerinde ısrar eder. Sonunda galebe fırıncılarda kalır ve yükselen narkın ağırlığını çekmek halka düşer. Bu, asırlardanberi böyledir. Dünkü gazetelerde okuduğumuz: «Şehirde hiç yokken bir ekmek buhranı yüz gösterdi» başhklı yazılara hemen her yılın gazetelerinde tesadüf edilmek mümkün olduğu gibi ayni mevzu dört yüz yıllık divan defterlerinde de görülür. İşte size onlar dan birkaç nümune: 1 1566 da buğdayın kilesi elli ve arpanmki on akçeye çıktığı için şu emir yazılıyor: Silivri kadısma hükiim ki: Haliya mahrusei îstanbulda zahire babmda muzayaka olmağm buyurdum ki tahtı kazanda eğer matrabazlarda ve sair reayada derambar olmuş zahire varsa nerhi ruzi üzre satın alıp gemilere yük letiD mahrusei mezbureye göndersin... 2 1570 te baska bir emir: Tekfürdağı kadılarına hükiim ki: Hâlâ Rodoscuk kasabasında bazı si pahiler ve gayri kımseler zahire alıp der" mahzen edip ve istanbul zahiresi için" varan ğe'rhilere aldırmayıp matrabazlık ettikleri rTaber alındı. İstanbul zahire işi" ehemmi mühimmattandır. Buyurdum ki orada ne miktar dermahzen zahire varsa eğer sipahinindir ve gayrındır, her kimin olursa olsun istanbul için satın alıp yollayasın... ttalyanın vadi ve Cenevrede Imparatorluğun tanınmast Mareşal Çan Kay Şek asilerin talebini kabul etmiş Paris 22 (A.A.) Echo de Paris gazetesinin Londra muhabiri bıldıriyor: Ingilterenin AdisAbabadaki sefareti, jeneral konsolosluğa tahvile karar ver • mesi ve bu teşebbüsü Fransanın takib etmesi, Italya tarafmdan Akdenizde arazi statükosuna ve bilhassa Baleares adala * rınm statüsüne riayet edilmesi vadinde bulunulmuş olmasından münbaistir. Figaro'nun Roma muhabiri diyor ki: Şimdi pek yakında Cenevre'de Ital yan Imparatorluğunun tanınacağı müta leası ileri sürülmektedir. Necaşi hükume{Baştarafı 1 inci sahifede) tinin büsbütün ortadan kalkması üzerine tayyareler, asileri bombardıman etmekte Habeş murahhaslannın salâhiyetlerini dir. tetkik etmek üzere Milletler Cemiyetinin Nankin 22 (A.A.) Madam fevkalâde bir toplantıya çağırılması tekTchangKaiTchek, M. Soong ve M. lif edilmektedir. Donald, bu sabah tayyare ile Sianfu'ya lngilterenin Fransaya hareket etmişlerdir. M. N. Chamberlain Parise gidiyor Londra 22 (A.A.) Geçenlerde dişlerinden hafif bir ameliyat yapılmış olan M. Neville Chamberlain, hafta ni hayetinde Fransaya gidecektir. İtalyada memnuniyet Londra 22 (Hususî) AdisAba badaki Ingiliz ve Fransız sefaretlerinin lâğvile yerlerine konsolosluk ihdasma dair Londra ve Paris hükumetleri tarafmdan verilen karar bütün italyada büyük bir memnuniyet uyandırmıştır. Gazetelerin mütaleaları Messagero gazetesi diyor ki: «İtalyanın uzun müddettenberi Habeşistanda ihdas ettiği yeni vaziyetin ta nınması, hukuk veya usul sahalarında yapılacak olan herhangi bir kayidden da ha mühimdir. Zecrî tedbirlerin tatbikile Italyaya yapılmış olan haksızlık her ta rafta yavaş yavaş, fakat tam olarak, ta mir edilmektedir.» Gazeteler bundan başka Habeşistanda göller mmtakasında yapılmakta olan askerî harekât hakkında malumat ver mektedirler. Şimdi Habeşistanm cenub garb kısmının en ileri noktasını teşkil eden Rodolf gölüne kadar serbest münakalât temin *>dilmiştir. ŞanKayŞek asilerin talebini kabul etmiş Belgrad 22 (Hususî) Mareşal ŞanKayŞek Japonya aleyhine harb ilânı da dahil olmak üzere asilerin bütün şartlannı kaul etmiştir. verdiği izahat Kont Ciano, Mareşal Çan Key Şek'e bir telgraf çekmiş Paris 22 (A.A.) Matin gazetesi, Berlinden. gönderilen bir telgrafı.neşreimektedir. Bu telgraf, Deutsche Allge meine Zeitung'un neşretmi$ olduğır bir haberi ıktıbas etmektedir. Bu habere göre Şanghay'da konsolosluk yapmış olan M. Ciano, Mareşal TchangHsue Li ang'a şu telgrafı göndermiştir: «Sen benim dostumsun. Eğer komü nistlere iltihak edecek olursan o zaman düşmanım olacaksın.. Tchiang Kai Tcheksiz Çin, hiçbir şey değildir. Londra 22 (A.A.) Havas ajan sının istihbarına göre M. Eden, M. Corbin'e yakında akdedilecek îtalyan îngiliz itilâfının bütün hususiyetlerini ve şimdiki müzakerata müteallik bulunan bütün teferruatı bildirmiştir. Ingiltere hükumeti, bu suretle Ingiliz îtalyan itilâfının Fransanın malumatı altında ve tasvibi ile imza edilmiş olduğunu göstermek istemistir. ' Türkkusu tstanbul şubesi bugün açılıyor Teşekkür Bir Rumen talebe grupu şehrimizde Türkkusu İstanbul şubesi bugün saat 17 de Hava Kurumu Vilâyet merkezin de faaliyete geçecektir. Bu münasebetle merkezdeki muha sebe odası boşaltılmış ve bir dershane haline konmuştur. Geçen yaz Eminönünde açılan kampta B ve C kurslarını muvaffakiyetle ikMançuride mecburi askerlik Tokyo 22 (A.A.) Mançukonun mal eden kız ve erkek talebelere bu gün dershanede merasimle bröveleri merkezi olan Hsinking'den bildirildiğine verilecek ve göğüslerine birer rozet tagöre, Mançuko'da mecburî askerlik için kılacaktır. hazırlıklar yapılmaktadır. Üç senelik askerliğin memleketin müdafaası bakımm tstanbul sokaklarına konuladan zarurî olduğu zannedilmektedir. cak yeni lâmbalar Çin asileri bombadıman edildiler Londra 22 (Hususi) Mareşal Şan Kay Şek henüz serbest bırakılmadığı için hükumet tayyareleri bugün asi leri bombardıman etmiştir. Diğer bir habere göre, Mareşal Şan Kay Şek'in karısile damadı tayyare ile Nankin'den Tzien Fu'ya hareket etmişlerdir. Istanbulun muhtelif sokaklarına ye niden iki bin elektrik lâmbası konul ması için Elektrik şirketile uyuşulmak üzere olduğu yazılmıştı. Bu lâmbalar a aid muamele hitam bulmak üzeredir. Şubattan itibaren yeni lâmbalarm konulmasma başlanacaktır. Sevgili ve bedbaht kızımız Sabaha tin aramızdan ebediyen ayrılmasından mütevellid büyük acılarımıza iştirak edenlerle, son istirahat yerine kadar refakat etmek suretile zahmet ihtiyar etmiş bulunan akraba, dost ve tanıdıklarımıza kalbî teşekkürlerimizi sunarız. Babası Anası Abdurrahman Zeki Zehra körüğü gibi soluduğunu, nefesinin tıkandığmı gördü. Biraz evvel musallat olan hayaller sanki hakikaten boğazına sarılmış ta onu boğmak istiyormuş gibi göğsü hınltılarla kalkıp iniyor, karyolanın de mirlerine tutunup üzerindeki yükü atmak, biraz nefes almak için başanlmaz bir güreşe girmiş gibi kendisile pençeleşiyor du. Uyumak değil, yatakta bile kalamı yacağını anlıyarak odada dolaşmıya başladı. Lâmbayı yaktı, daha kolay nefes alacakmış sanarak, camı açtı. Nemli ve ağır hava odayı kapladıkça önceden ciğerlerine dolan soğuk rüzgâra aldanıp daha geniş nefes aldığını zannederken, şimdi gitgide üzerindeki yükün arttığmı, omuzlarının çöktüğünü, göğsünün boğu lan bir insan sesleri çıkardığını gördü. Aylardır büsbütün alt ettiğine inandığı hastalık, bu sefer eskisinden büyük bir hızla geri dönmüştü. Ona karşı koymak için hiçbir vasıta yoktu. Pencere kena rında bir koltuğa yığıldı. Ne diyecekti?.. Kuvvetli olun, kütleden uzaklaşmayın! Diye akıl öğrettiği halde, şimdi bir muhtazır gibi içine kıvrılmış kudretsiz, iradesiz kaldığını gös termeden utanıyordu. Soluğu, bazan haykırarak dışarı atılacak derecede ke Teşekkür Zevcim ve pederimiz Vefa Erkek lisesi riyaziye muallimlerinden Süley man Şevketin cenazesinde hazır bulunanlara ayrı ayrı teşekküre elem ve kederimiz mâni olduğundan teşekküratımızla beraber mazur görmelerini say3 1745 yılına aid başka bir vesika: gılarımızla dileriz. istanbul ve Eyüb ve Galata ve ÜsküMahtumları kerimesi zevcesi dar kadıları faziletlu efendlier. Süreyya ve Talât Leman Hediye Simidci dükkânlarında pişirilegelen bir Teşekkür ve iki paralık simidler bu aralık üçer dörMerhum Bürhaneddin Arunun vefatı der paraya satılmakta olduğu anlaşıldı dolayısile gerek cenaze merasimine iş ğmdan fimaba'd üç dört paraya simid tirak etmiş, gerekse taziyetlerini bildir sattırılmamasına ihtirram ve dıkkati tam miş olan zevata ailesi efradı derin te eyleyesin. şekkürlerini sunarlar. Görülüyor ya, Istanbulda ekmek meTeşekkür selesi müzmin bir derddir ve bir türlü Babam ömer Lutfi Tekelinin vefatı giderilememiştir. Temenni edelim ki bu münasebetile teessürlerimize iştirak e derd, keselerin tahammül kabiliyetini den muhterem dostlarımıza bütün aile kemirmesin ve hepimizi «mecburî zahid» miz namına arzı teşekkür ederim. eylemesin!... Fahreddin Tekeli M. TURHAN TAN Fransız Millî Müdafaa Nazırlarının taplantısı Paris 22 (A.A.) Millî müdafaa ile alâkadar nazırlar, dün öğleden sonra Rumen profesör ve talebelerinden şehrımizden geçerek Yunanistana git M. Blum'ün riyasetinde toplanmışlar mürekkeb bir grup Noel yortusunu ge miştir. Rumen profesör ve talebeleri dır. M. Delbos ta bu toplantıda hazır çirmek üzere dün Romanya vapurile dönüşte şehrimizi de gezeceklerdir. bulunmustur. Teşekkür Eniştemiz îbrahim Kemal Alpm ölümü dolayısile ailemizin duyduğu derin kedere iştirak eden ve cenazede bulu nan bütün dostlarımıza minnet ve şükranlarımızın gazetenizle iblâğmı rica ederiz. Merhumun ailesi efradı sildiği için sabahlara kadar pençelcşdi. nihayet güneş doğduğu zaman sızıp kaldı. Sekize doğru Cemal kapıyı vurdu. Cevabını beklemeden girdiği zaman, onun koltukta yarı giyinmiş uyuduğunu görünce hayrette kaldı. Vakıâ geceyansı birçok takırdılar ve ayak sesleri işittiyse de, onu bu halde bulacağını hiç tahmin etmiyor du. Fazla düşünmeden, hemen uyan dırdı. Benzi, kül gibi sararmış ve gözleri sönüktü. Nen var? Bitkinim.. Yüzü, haftalardır yatağa serili bir hastanın nekahetini andırıyor. Hakikaten değişmişsin! diye almnı buruşturdu. Kriz!.. Birşey değil, Öteki hayretle sordu: Fakat.. Garib.. Ilk defa görüyorum. Bazan yıllarca kaybolur. Sonra, birdenbire hiç beklenmedik bir zamanda meydana çıkar. Yıldınm gibi indiği için insan ona karşı hazırlanamıyor. Çok devam eder mi? Belli olmaz! dedi. Bazan haftalar boyu sürer. O sırada beni adeta ölecek sanırlar. Atinaya giden Romanyalı talebeler Galata nhtımmda H: M. B. rümuzile mektub yollıyan okuyucuma: Evrak arasma karışan mektubunuz bugün elime geçti. Affınızı diliyerek işte cevab veriyorum: 1 Tuli, Tulu şeklinde de kullamlır. ayna demektir, erkek adıdır. 2 Ergin ve Erkin. mütekâmil, olgun manasınadır. Kız ve erkek için de kullanılabilir. M. T. T. MCVUATL Ayaklan yerden kesilip uçar gi bi kaçtığı ve ardından bir kesik baş lar yığını durmadan kovaladığı sırada eski bir hanın avlusunda beli kuşaklı, sarıklı bir adamla gözgöze geliyor, çok eski bir tanıdık gibi eline sarılıyor. Yanında kişniyerek tepinen beyaz ata bakıyor. Kurtarıcı olan bu ata atlayıp hemen gidecek yerde, artık tehlike geçmiş gibi sükunetle yürümeğe başlıyordu. Niçin kaçmıyordu? Ya şimdi gelip, onu yakalıyacak olursa... Ve bu adam, bu atın sahibi yüzüne dikkatle baktığı zaman birdenbire ona büsbütün başka birisi gibi görünüyordu. Şüphesiz onu tanıyordu. Bir yerde raslamışh. Fakat bu, olur şey değil! Hacı Toranın bizzat kendisiydi. Nasıl olup ta onu kurtarmağa geliyor? Şjmdi yüzüne korkarak bakıyor, ve göz ucile onu kontrola çalışıyordu. O da, adcurrL Cumhuriyetin ictimaî romanı: 68 Yazan: Hilmi Ziya «Benimle eğleniyor» diye nefretle uzak" laşmak istedi. Fakat gene bu han avlu sunda atların, tavukların gübreleri yığı lan köşede peçesi inik ihtiyar bir kadının hıçkırarak ağladığını görünce o tarafa döndü. Onu teselli için oraya doğru gitti. Kolundan tutup handan çıkardı. Sokak" ta yanyana gidiyorlar, fakat henüz kim oîduğunu bilmiyordu. Bir aralık ihtiyar kadın peçesini açarak gözyaşları içinde: Çabuk kaç oğlum, çabuk!... diye bağırdı. Bu kadın anasıydı. Ona kaçıp kur tulması için nihayeti görülmiyen uzun bir merdiveni gösteriyordu. O zamana kadar sanki unutmuş ta yeni hatırlamış gibi o, bu dakikada Idam edıleceğini düşündü. Sehpayı karşısında görür gibi oluyor ve bu merdivene doğ ru bütün gücile koşmak istediği halde bir türlü derman bulamıyor. O sırada bu sanki maksadını anlamış gibi birdenbire ihtiyar kadının ortadan kaybolduğunu, •ğzı kulaklarına kadar açılarak, göbe merdivenlerden yukarı Nurun Fransız ğini oynatarak kahkahalarla gülüyordu. direktörle gülüşerk çıktığını görünce bir denbire bir çığlık kopanp ters yüzüne döndü, ve yolun aksi istikametine koşmağa başladı. Önü kapkaranlık ve boştu. Fakat o, bu hızla darağacına yaklaştı ğını, kendi ayağile sehpaya gittiğini biliyordu. Uzaktan kimin olduğu farkedilemiyen donuk, karışık birçok sesler geli yordu. Burada kaybolur gibi boğuk ve çok uzak bir sesin, ihtimalki anasının ona «gitme! O tarafa gitme!.» diye bağır dığmı işitiyor, ayaklan yerden kesilmiş ve yıldırım hızile ilerlediği için şimdi hakikaten dönmek istediği halde bir türlü gücü yetmiyor ve istemeksizin bu istika mete doğru sürüklenip gidiyordu. Gene o karanlık, kesik başlardan ibaret haya letler yığınının üzerine çöktüğünü görü yordu. Vücudlan farkedilmiyen yüzlerce el kara bir perdeyi yırtıp ta çıkmış g;bi dört yanından kuşatarak boğazına sarılıyor, onu boğarcasına sıkıyordu. Demir, tam bu sırada boğuk sesli bağrışmalar ve iniltiler arasında yatağından bir zemberek hızile sıçradı. Dışarıda yağmur, sağnak halinde camlara çarparak şakırdıyordu. Hava birdenbire bozulmuş, bulutlaf evin damına kadar alçalıp geceyi zindana çevirmişti. Demir sıkıntı içinde yataktan fırladı. Göğsünün bir ateş Ya sonra?. Krizden sonra mı? diye Demir biran durdu. Krizden sonra, işte görü yorsun!. Cemal, cevab verecek yerde ayağa kalktı ve biraz durup: Haydi eczaneye gidelim! dedi. Demir, gülümsiyerek reddetti: Hayır, mümkünse bir aktar bulalım. Cemal, sevincinden: MükemmelL diye bağırdı. Seni şimdi öyle bir yere götüreyim ki Krunuvustanm bütün devaları, o zamandan kalma bir alim elinde toplanıp müze haline konmuştur. Çıktılar. Kalabahk başlamıştı. Işçi saati geçmiş. Esnafın yola çıktığı zaman gelmişti. Sağnak hızmı aldığı için güneş gene ortalığı aydmlatıyor. Demir, bütün yüzlerde neşe görüyor. Içlerinde bitkin çehre ile dolaşmağa utanıyordu. Yor gunluğu yüzünden kapalı çarşıya kadar bir kelime söylemedi. Cemalin, konuşmağa vesile diye ortaya attığı sözlere yalnız işaretle cevab verdi. İArkası var]

Bu sayıdan diğer sayfalar: