19 Ocak 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

19 Ocak 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— kinetlanın 1007 Anhkyo TARİHİ Hataylı Ahmed Faik Türkmen Maltepe Askeri Lisevi Felcefe mur Hatay Türkmenleri Eski asırlarda gezginci bir hayat geçiren bu Türk göçebelerini Arablardan ayırd için onlara gelişi güzel Türkmen denivermişti Yazan : Baz : BŞ fanl » e Trazraş et Ti918 Fransız işgalinden sonra Hatay) Bundan evvekki fasllarımızda Hatay ilinin tarihi devrelerdeki vaziyetini muhte- Hif bakımdan mütalea etmiştik. 1918 den âtibaren Hatayda cereyan eden hâdise- deri hulâsa edecek olan bu fasılda ise ©- velâ Hatayin içtimsi hayatım. bugünkü manzatasile güzden gecireceğir. Fatay tarihinin bu - von devresindeki mühim ve mütenevvi hüdiseleri müşahe. de ve temif edebilmek için bu hâdüele. Sin sinesinde cereyan etiği içlimsi muhiti| Hulüsaten tanımak lâzımdır. Bu itbarl evvelâ Halayın son de -| vördeki içtimai vaziyetini lastir etmeğe çalışalım. Hatayda ahali: Yukanki fanllarımız- da Hatayın nüfun cetvelinden bahseder ken buradaki Türk olmıyan ekalliyetle- vin Türk ahali karşsında pek az bir mik-| tarda olduklarını rakamlarla göstermiş -| «Hicreti Nebetiyeden iki, üç asır ev vel, Türk milefi, bir kumi çiliçi olmak üzere şehir ve kasabalarda meskündular. Diğer kasnı e keçeden (yurd) ları al -| tında beytütet eden Türkmenlerden iha- “Türk tarihini ilmi — metodlarla vücude getiren ve toplu bir halde kavrıyan Türk Tarih Kurumunun, Büyük Türk tarihinin de Türkmenleri Türklük caminsının ay- a bir parçasıyanış gibi mütalen etmediğini görürüz. bti Hulâsa en küçük bir vazıf en bast bir suane ile de olsa. Türkmenlerin Türk < Terden ayn imiş gibi mütalea olunmasının ilmi bakikatlerle kabili telif odmadı; bugün bir mütearife haline getirilmiştir. Bu itbarla biz de Hataydaki Amuk 'Türkmenlerini - Türkmen — olarak değil Türk olarak kabul ve mütalen edeceğiz Amuk Türkleri: Eski anrlarda aşiret) hayatı yaşıyan bu Amuk Türkleri, bü - yük Reybarlı Türk aşiretine mensub * durlar. Hatay ilinin kahir ekveriyetini teşkil eden Türk halk arasında, ikân mımtaka-| Jarımı ve men'şelerini aşağıda zikredece #imiz, Türkmenler çok mühim bir.mev Bu aşiret Bundan bir buçuk asır evvel Hataya gelerek Amik ovasınn konmuş Tardı. Ve derhal İabam bursundan baş Ha a Tötnaleri eti eee İladiktar sanra - Nehrülkebir. - mecrasnı, ka eee Türkmen kelimesi ücerinde bi | Bayır. döğlerm. “kumen " Nebrilisiyi| Ba AŞ (i Cekelilü Cebelimm'azi takiben ve H zaz düralem; Hatay Türkmenlerinin haddi zatında “Türkmen oldukları ilmi metodlarla tebar | süz ettirlmiş değildir. - Fski / asırlardakı gezginci bir hayat geçimmiş ve Suriye çöl- Terindeki Arab kabilelerle mücadele et ait olan bu Türk göçebelerini Arahlar- dan tefrik için bunlara gelisigüzel Türk- dmen denivermiştir. Esasen Arablar ken- dlerine komçu olan Türk aşitetlerine su: Teti umümgede Türkmen demeği itiyad İebin otuz Kilemetro #malinden başlıya: Tak Kilisin Türkmen nahiyesile Çeban bey - Cerablus hattı cenubundaki Tibey li ve Türkmen nahiyelerini de ihtiva eden geniş sahaya yayılmışlardı. Bu Tük « İireti siyah kıldan örülmüş çadırlar, iç risinde yaşıyorlardı. (5) Büyük aşiret başlarında Murtalli ol İmak üzere 13 kola ayrılmışlardı ça Muralli (2.kol). Bahadırlı (2 Keİ). | Sancalı (2 kol); Kodallı. Corhü”To Fakatleri alındiğı |dux (D Pu Türk üşireti Müsül evanada'Buluş) £ |nan diğer Türk aşiretleri gibi , daima A ŞSi Ve baları ü dd K çamikacdi LA Yi b müellillerden bazıları, mahallinde ya -| Tevekkeli Grmmuyan| x Teit . Aaçk' iskeala Gi Haa .| 50000 den fazla idi. (6) gene o e Ka lerde Suriye şimalini gezen İngiliz mira Jaylarından Sikar bu aşiret Türklerinin çok güzel deve at yeişirdiklerini yazıyor. 1810 da Hatay li gezen meşhur seyyah Buzekkar 1a, Reyhanlı Türkir- vi Bakkında calibi dikkat melümat veri - gor; «Büyük Reyhanlı aşirederin baş —| kanlar oin Munal Ağa eu Haydar| Ağa (Değimentan) adeki - konağında otun: Bu konek Gölsüyü üzerinde olup| bin mümaşi badlar oesimmdi, Rüyleli b . ettisin 13 kolundan diğerlerinin d a) örm başkanları verdir. Bunlar kesdi v faz matakalarında . sebestliler. Fakal| büyük daralir ve metdleler Haydar A ilmiş esadlı bir tetkike bunlara Türkmen diyip çıkı Acaba Türkmenleri ayn bir katagori olarak mülalea etmek Türkmen kelime-| sine sanki Türkten başka biz irk imit eibil mmanidar nuanslar vermek ilimle kabili te Tif midir? Bu mesele Türk mütefekkir, 've müverrihlerinin nazarı dikkatini cel -| bederek her eserde bu moktanın ehemmi-| yetle nazarı dikkate alınmış olduğunu gö Tüyoruz. (2). Ziya Gökalpan, (Eski Türklerde içti mmal teşkilâ) adlı mükalesinde Hamınez. den alınma çu parçayı - görüyoruz (3) «Carb oğuzların islâmiyeti kabul etme - #i hicretin 350 tarihinde Dağhan sülüle sinden Salır Han zamanında vuku bul - kull bazı cemiyet relerinin olmasına rağmen ekteriyet mevcud oldu. Hundan program aynen kabul edilmiştir. manlı Türkiyesindi CNmrntyer Esnaf cemiyetleri reisleri toplandı Esnaf cemiyetleri bütçe- lerinde yardım için 22 bin lira ayırdılar Esnaf cemiyetleri veisleri dün öğle - gekli müzakere - edilmiştir. 'den sonra Ticaret Odasında bir toplantı İyaomışlardır. Bu toplantıda cemiyet ide: 're heyetlerinden geçen cemiyetlerin mür derek yardımı için hazırlanan programın Tçtimaz iltirak etmemiş Bu programa göre esmaf cemiyetleri- k bir yardım. sandiğı 937 değintirilecektir. kabilelerile hali mücadelede lazılan bir nevi akıncı Sanife üL, Tes, TUS, TT Yen Mesmün sayı 10 sabi nin bu seneki bütçelerinde yardım tah - siratı olan 22.000 liranın 7.000 liralık bir kum müşterek yardım akçeri olarak aynlacak ve bu Te Bünkünnda açılacak eanaf yardım sandığı hetabt carisie yar| tınlacaktır. Bu paranın 5.000 birasile iki daktor, iki hemşire ve hit ebe, bir di panser açılacak, mütebaki — hu ahtilde bulunan emaf çocuklarına yarı im edilecektir. Program - bügün esnaf Xai olunacak ve kabulünden vonra üç heyetile iki| Kizilik bir murakabe' heyeti seçilecektir. Bu program . yalnız müteber olacak gelecek sene ihtiyaca gör sumlar da cemiyetlerine Pehlivanlı oymaklarının da hazı kolları kışın gelip yaz girimi Anadolu içerisinde ki yaylalarına çekilinler.» Yalmız şurasın da ehemmiyetle kay dedelim ki çok zengin olan Amuk ovası rireinden evvel de meskündu. Yukanı fe- sıllarda temas eitiğimiz veçbile 1326 da Hataydan veçen İbni Batata, Amuk'la birçok Türk aşiretleri çadırlarıcın bulun- duğunu söylüyor: «Bunlar sürülerini ot Jatmak için burada bol çayırlıklar bulur. lar ve reislerine (Ağa) derler.s diyor. Bu Türk aşiretleri vakıâ tek bir başka- 'ın emi altında idi. Fakat her kol kendi mıntakasında büyük bir hüriyete — malik Balınurdu. Bu muhtelif kalların teşkilâtı k serbest esaslara tinad ererdi. «Re- İK aşiretlerin menfai ve muva - zaman ömeşni birçok bulunu — yorlardı. Bu itbarla Hatay Türkleri Os- cenib hududünda | ekteriya İsyan eden Arabları tedib / için kuvcetleri, Türk mıntakasının cenub hüdüd mühafi-| v gibiydi. Zeyrat Salnamesi, £ nci eld. Bahife 3t den Hnazen, Day Mehmed Beişetin kiy Mebi mükedülmesi Cenotda Türkmen oy. Necih Asımın 'Türk tarihi, Miza Nurun Türk Yazıni, “ziya (Gökalpın mühiclit makaleleri muştur. Salur Hanla beraber iki bin aile| üanin divanında hallolunur. e Biz Cemii Bahadir aö Makaleri Ve iyeti kabul etmiş ve Salur Han, Ça-| — Afrin nehrile hamam arasına yerley -| Metimod Behçel 'mak veya Karahan namını alarak kendi) kavmini henüz putperest olan T den ayırd etmek için Türkmen tesmiye| miş olan Reyhanbı oymağı - zorladıkları zaman 3000 atlı ve 3000 yaya çıkara - bilirler. Bu oymak çadırlarıdan her bi- ürkler. p r 18 eee ervel gelmi ve Amukta yerlekmiş a: D yağyoruk da bizlm mübaliede yaptigı: etmiştir.s vine 15 kişi sğabilir Ka lelilezden ada vöre Ve aŞ Fakat Hammerin Türklükle Türk -| — Her çadır sahibinin 16 aygır, 12 u- Ha çanar e sane yadan d asin ga| amenliği böyle din farkile tefrik etmesi ha- |rak, 1500 koyun, 450 keçi, 18 sığır ve talıdır. Anadolunun her tarafında ve Ha- |24 devevi olun bunların tutan 150 - bin | tay ilinde çiftçilikle geçinen Türkler, ço-| kuruşa vanı. Bu eymak halkı zengin o banlık ve gezginci hayatı “ tercih eden p hepsi bahtiyarlık içindedir. Reyhan- | "iy Türklere CTürkmen) derler. Necib A-İhlardan başka buralara Cirid; Rişvan ve bot © vakte kadar bir kenarda, mühaver |nitnu söyliyeyim, ben fikren tamamen geye seyirci kalmış olan orta yaşkk zat, ihe | intellectunlüte'im, Herteyi zeküya ircaa fimal bir Darülfünun müdemisi müteva - taraftarın Bence san'at bile ilim zim, sakin bir lisanla töze kanıştı aklın eteri olmalı. Tabiati ve intanı bü — Yunan san'atın hakikaten dün 'yaya ünadlik etiğine ben de- kaniim.| mövüllerim beni itemeksizin öbür trar Oltaçağı büyük bi Tazanlık devri adde” fa wötürüyor, Fikren nekadar inkâr et derim. Moderi zihi, ancak” Yunana|tem, gene ruhun hakikatinden, bizim u - döndüğü zaman küvvetini Kazanmıştır laramadığımız bazı küvvetlerin. varlığır Bu fikirler bana pek” mülâyim geliyor. |'den vazgeçemiyorum. Bununla beraber zekâ ile bütün / tabisi | | Demir: — Şu halde siz iki yel arasır surlarının çöcülmediğini söylemek te doğ-|da karanız haldesinizi ” Müderi bey, a. Hakikalen protoplâzmanın mabiye “|ellerini uğuşturarak gülümsüyor. ve her dini şöndiye kadar bize bangi âlim izah | ki tarafa baklı. halde; —- İseneniz l edkbildi?. Hangi rahiyalçı, tahlil yölile) böyle diyelim diyorda, fakat herbalde bi Tze rubun ne oldağunu haber verdi? Ni kadar aşkın iki yol arasıda - teepligve hayel ton söz gene san'atkürın değil mi? /olmaktan başka yapılacak tey yok zanae: Demir, rabredemeden tözünü kesti: | derim — Yani, birbirini nakzeden bit iki fi-| — Onulığı kaplıyan kusa — bir- sükütan binden hangisine taraftarımız? İfadekine sonra Demir yeniden söze girişi; — İl göre müdemin olmanı lüzm gelen bu biraz düşündü. Sonra gölümsyerek. İlisini de nakredemem, dedi. Doğ- miş aht |min aczinden gelen sırlardan bahsetmi İyorum, Bunlar, yürüdüğümüz yol üze ide fenerin aydınlatmadığı yerler gi -| Mevzu epeyes ker dağılan küçük münakaşalarla artık kimlerin hangi fikirde olduğu anlaşılmı| olduğu için, iki taraf ta/ daha fazla söy- lüzum görmüyordu. Bu sırada bir| Darâlfünun taleberi söze kanştı: — O| halde günün birinde bu doğru ol yapmalı? Dinsiz bir millet zincirini kır kaşası İk san'at davası idi. üzelin kaybolacı bidir: Sırası gelince aydınlanacaktır. Bur| taraftarı modem üdlübda bir tair, daha İyada rahün varlığı veya ebediliği etra fında bir metafizik mür değiliz. Fakat zannımca davamız sem -| vah vermeğe kalktı. Bu san'at niçin doğuyor? Hakikati çıplaklığile gösterin gından korkulduğu yapı İste metele burada! Tabiat veya in- gerçeklen tiksinez b gh gömediez GiT Mf inkişaf etmiş yanların dine ihtyacları Farzedelim ki münevve “vahşi bir hayvana döner, 'göbi san çıplak olduğu zaman bütün kuvvet İleri ve zifları görünccektir, Onu sever ün çıplaklığıle göstermelidir. Fakat te - sek, gerçeklen teveceğiz, Ondan tiksinir- Orcar Wil -| de'in methettiği bir yalana kurban olm yacağız. İasanın iyi ve kötü cihetini el , halki ne| Kadınlaşmış denecek kadar zarif giy: 'nen, excenirigne, ince ve güzel yüzlü bir| genc, görünüşe bakılırın, (potsi€ püre) ŞEHİRCİLİK — KÖŞESİ Istanbulun imarı için İki muhtelif cereyan taraftarlarının müdafaalarından çıkan neticeler Bundan evvelki yazımda İstanbul şeh | İrinin itkbali hakkında bazı düşünceler münasebetile yeni Türk neslinin yap ö yeni abideler için İstanbul mu, Köprü-| aün karti tarafı me uymendüe? Tarrında bir netizeye varmıştık iki muhtelif cere yan taraftarlarımn müdafaslarını ve de-| düklerini de bugüne birakmışık. BE L İ Deer Pa baarbul et çekeceiiz İ d v fliz O MLE Hui gae Ka Bot ha aei Gdt Biçe b makill Tükelre 35 lan Buyapılanıdan ermel 2e5i büğü li sisee e A L baRAm n G kile Te llli ada yaraaşba gel baeklea e vip ee a iyelir Hami Te e aa Bğaeldin. Dur Eağü, Yln SeğiealşT bi DA )L l mi manzara ve kaşesine uymak şarttır. İş- o birinek sökendir. Pu L balıklaşacak alan İstanbul cihetinde de İ daal lli türemn İi a SER S a H bat lllln taslare eli ll b ye madöelkine p dine e b Busi'yoçalakekt! Dörgad (üt ne gü e Te Y İ yöçamk lit ai aç “ekalır Bişiğalım ideir Beğak Bi 3 M sırda Arabi mimarisi vardır. Fakat İstan-| bulda, İstanbul cihetinde Rama da var.| Mmr d Ho t çeti der süklme d buraya ha. hritiyan "e Hepnde| a İanbl Ti abide T e & Tük hi İstanbul Shetini ya bozmağa devam e-| Üa bera #i Amlri üi n raşaln A ge Fi a ae ge eai Burünkü eidhinde başbr ma el *BiT yeni Hdi yaçmeik ö BAA Tstanbulu imar için Beyoğlu tarafının | hina yıkmak şarttır prensipi yerine geniş İstanbula taşınmasına igelince: Milyon - ( yol, bahçe, meydan, abidle, fiyatra yapa.| laren lider kayatetinıki Tük ci e | aK b ee Telmayıneıra kildar ea olacaktır? Bunların sahiblerine, size İs- el yerlerin apartıman hastalığına kurban larbil cihetnde Lzpri, cadde, yol dd aamlahır müa ll ni B yom Eyata yaptık Bü urdeğimiz ver-İlakım eti olarik bütün şebir ni < İö d tulıya çevimehe kerer vedik. l haşün line dihe kormatl ü Blm gdıman bi ut aei | btuğiri 'ei Üİ hanin çei Karıya ı Göeüeğlz — Vpp anllne verilsek oetiblar 84 bizi, Haydi, bunu da yaptık. Dinlediler vel ua gehrinn İmami mereden bayla” geztler, Ö nerede ve ai e gö İ nak zi ati e ni doi Her Bi aat yinan satanır A e AD Bd e M e ll el ea Haa Srbeye kakan külak bi bit Te e Di Ha Yaplam, tadik ea bir vedir oli ö tk B e gel ERÇELOR . Evet, diyorlar ki; İstanbul ihetini imar ve ihya etmek için yeni ihtiyacları bu taraflarda doyurmak lüzm. Bunun için de stadyom, konserva: Tuar, tiyatrn gihi, Yeni abideleri İstanhul tarafında yapmak gerek, Veni Unkapanı köprüsü yapılıp Beyoğlu ve İstanbul da ha kestirne bir yoldan birbirine bağlanın- x karşt taraflar da buraya gelmek - ve) gitmek kolaylaşacak.. Böylece İstanbul ciheti imar edildik - çe zaten iman ve slahi kabil olmyan Beyoğlu ciheti kendi kendine İstanbul tar rahına taşınacaktır. Dözselesi dioelir b Ka taraftan makıad yalnız Galata ve Beyoğlu mudur? Ayazpas, Taksim. b e y di kesiba kalak aa Yeni köprü yapılması hstanbuldan - yoda Beyoili ci anyacak -| ti Çönkü bu köprü ve caddeler yapıldık- ha vevza da Boğuzk Basiktaş, Ürek dar, Kadıköy ve Anadelu yakaının bak: b aa ve Bekzidekeği gendiki gi bi çek uzak Kalacağı için bu civar bal. n eğlence merkezi gene Beyoğlu ve Takım eai Bilaka ei tanbulu timdikizden ziyade - Beyoğluna akecektir. Diyorlar ki: Buna (Hussi) — Şehrimizdeki nafta, su ve kanal işleri mühendisleri Vilâyet | Nafıa Müdürü Cevdet te bulunduğu halde Ankaradan gelen - mühendisler gere- Fine Buradaki Şar Kulübde bir ziyafet vermişler ve mesleki havhihallerde buluna - tak samimi ve ailevi bir yece geçinmişlerdir. Resim ziyafetten bir köşeyi ve Nafıa | Müdürünün etrafında toplanan gene mühendirlerimizi göstermektedir. San'atla din arasında mi gördünüz? söze başlarken şakaklarına kan hücum e- decek derecede müteheyyiç bir vesle ce- Bu, rivayete göre, eski paşalardan birinin torunu, evde mü- rebbiyelerle büyümüş, alafranga yetimiş uktu Yazılarını dinletmek merakı el- mata büyüik bahanının konağı dişında bir Türk muhiti olduğunu bilmiyecekti; dan işitmiş olduğu sözleri hatırlıyarak: değil, münevverlerin dindar olması lâzım. aksinedir!. dan, supertilndan geliyor. — Ya münevvenler?. — Beyeiğim, kanaatimce din de san'at| gibi, ne moral, ne de immoraldır. O yal- faz, Yuhumuzun bir ihtiyacma cevab ve vi Hatta bu manada — san'atla kanşır Hakiki dinin halkla hiç alâkası yoktur. Açık konuşalum: Halk dinden anlamaz, Çünkü o, ruh âlemine aid metafizik bir| ihtiyacdır; yüksek bir şeydir. O da ede-. — Münevverler kanaalimce- yoldadır. Garbdan ibret almalı! kan Fransızlara, Orada ne kuvvetli mmistiizm hareketi var) Romanda, tiyat biyat gibi çak hunusi bir sahav'eyn bir di |<— Onları taklid mi edelim? bir nevi kabiliyet ve itidad işidir. — Fiote, ömek ui Ha Demir, bu sırada ihtiyar siyasiye ta yanlış Va yoda, felsefede, her yerçe kendini göste- Güç işi mi, terbiye telâkkisi mi? ir yandanı soğuğun — tsirile İp- İamen berlep aat M #lye eti eee Üa dam de di çi gölyen dökerek iliye li ağlırdala. S HN aa biydi, Takat görünüe yaşle yürünüe İ 3 ibali kazemk lli l aler ürele geliiği li DA n baber el B vti Ebimi d yetb möler M aa hi yanınlır aa GA ( ian vi çazsiymda Besli Güel Bi erinllik eedenlir hat beli B Ho rlket he Ti aĞ Vai tü Kat — Neye ağlirorum çonğum, biner Bi Eybatar Hiagiktirlek çığıkı, —sörülmer vi bi A — dabac dördür — ik eee lli ĞD — Amnem et alayım diye para aldış, İ vate B lnaR 'amemle kavgaya çi Ben de arar İkzet bulmak Blndin, Bir ö düylenendi di Bebiki, sanelE a n ga ha yaçını - Si Yüi G manil Tei Slmee, Kebdtle N Sakağa fit Busim ça işkseik a DĞ ga aşma aç Te saRelİR DÜŞ K liniy zarenand Fulat Örleş l reekilani mkümüm. Bi ZZ balaa ee el a düllei üeü K yüzünü okadan, ayrldla. Arlbıs sal yi Gşdli ha nile bezbet yürRESRE, Kamalli gi Çocuğunu kapalıyan babera da ölkekenip Serlm Bn ddi lll B Fünlar geldi Dönüncü Soltan Mummd devinde iki h bir #prersmetlaikder zi b alırlar, yüleren Kadan taparar. Te eee do yaaa d Kiniden biçbir açi bir hai ee Sirkklem mebilisieden bet Marlmllk yinca diyana başmunuzlar, davalarını aa. Tarlar, Verkleş Te Karhıkerler de , halledemezler, herifleri Hünkânm buzu- runa çıkarırlar, Dördüncü Murad, davac — a eei öeleke Sediied li Ka Girkei " Ya ben gu İne ol Yöziaibu derve haşiılı Elabll el Sületinden işibah himctten bu li der yel dayake e eln ci daveşaln kafanın hei Üçüncü Sultan Mustafa zamanında da Eğin kasabasında nakibüleşraf vekili' e- Tan bir ada katilikle ha ve dit n olunur. Fakat paç alınca, kendine sorulmadan nakibin asılı |rmasından dolayı, kızar, bir ferman çıka- mer ve mahkeme de nakibin katil olduğu- a şehadet eden sarrafların dördünü bir- den astırır. Süphe yok Ki Sultan Murad da, Ü- çüncü Mestafa da bu haltları yaparken eterbiyes mefhumundan iham aldıklar 'e sanmışlardır. Halbuki ortada tü mal olunmuş kuvvetten bajka bir yey ol amadığı belli. Karile, haklı veya haksız; karga ederkeni yüvanın — saadeti namına masum bir hamle ile araya giren çocur unu döven baba da aşağıyokarı ayıi va ziyette demektir. Terbiye, kuvset işi : * M. TÜRHAN TAN Demir itiaz ebi. Yüzü hararetten kıpkırmızı glan gene san'atkâr yarı hiddetli, yarı alaycı - bir kahaylar gülerek: — Yani dömade demek - istiyorunuz öyle mi? Demir sükünetle; — Asla, Onların tasihi kiymetleri tardik ediyorum. Su kadar ki, mutlak ve değişenez hiçbir kyret yok. Bütün kıye metler tatihi tekâmül içinde iendidir. — Ya. Demek ki srf humain olan kiymetleri inkâr ediyorunuz? Ağlamak, sevinmek, acı düymak, üi / etmel Bunlar vedir? Tarihi kiymet mi? Nere de, hangi zamanda olua, bu insani duy. gular olmamış mıdır? Olmiyacak midir? Bu kadar belâkatle söylediği, ve kı naatince çok kuvsetli bir noktaya dokun- dağu için cür'eti artaıy olmah ki, et yim, ben biristiyanlığı anladıktan —sonü saştınlmnış olduğu için sözlerin son kurar | hlâmiyeti sevmeğe başladım. Garb nit u » kadar iyi dinliyememişti. Feriha her- kese ayıı ayıı illifat ve iktamda — kusur etmiyor. Çaylar ve sigaralar tazeleni du. Bir aralık Demirin - kulağına iğilip: eğair hey zannederim sizi işaret - etmek ütiyora dedi. O, birdenbire muhavereye karışmak mecburiyetinde kaldığı için he- defsiz ve dağınık bir şekilde söze girişti; ye eğlendiğimiz derviş ilâhilerinin değe- fini şimdi anlıyorum. — Onların değeri kendi devirlerindey dişRollerini oynadılar, Niçin boş ver yeniden dirilmeğe çalışyorsunuz2 diyel vir kayikiz Kalabilir fına gülerek bakındığı sırada ilâve etir | —— Ya koca bir milletin edebiyatında tiklerini okudukca bizde de bunların kar- | Mâİâ kuvvetle yaşamasına 'e dersiniz? aliğı mütesavvıllar olmanı lâzım geldiği - hi düğündüm. Eekiden dilenci tarkısnı di-. teddürküz ve ayai sükütla; Demir adeta anm dinliyormuş gibi tes — Ağlamak, sevinmek mücemed olar tak kiymet değildir. İnsan her zaman ni uzviyettir. Fakat bir tarihi devrin der ğer verdiği tarafına, bir baska tarihi der

Bu sayıdan diğer sayfalar: